Türkan Şoray’ın Buruk Sözleri

ashli

Bayan Üye
FGNPo.jpg


Ağustosun ilk yağmurunu seyrediyorduk. Gökyüzündeki ışık oyunları ve yağmur sesimizi soluğumuzu kesmişti. Kuzguncuk’ta, sözsüz bir sohbetin ortasında öylece oturuyorduk. Gülşen ve ben.

Birden “Türkan Şoray’ın şarkısını biliyorsun değil mi?” diye sordu Gülşen. Bilmediğimi söyledim. İnanamadı. “Nasıl olur! Bütün dünya bilir bunu!” dedi kızgınlıkla.


Bozuldum ama hemencecik kendimi toparlayıp karşılık verdim. Böyle bir şeyden haberdar olmamamın imkânsız olduğunu söyledim önce. Sonra da taş gibi kanıtlarla atağa geçtim. Uzun uzun güzel kadınlar, kitaplar, edebiyat ve bunların birleşmezliği kanununu anlattım. Ancak her zamankinin aksine, Gülşen bir türlü ikna olmuyordu. Bilginin doğru olduğunu, benim yanıldığımı iddia ediyor ve bir sürü başka saçma şeyi daha söylüyordu. Dakikalarca konuştu durdu. Yetmezmiş gibi bir de şarkıyı söylemeye başladı. Önce direndim. Fakat sonra yavaş yavaş ben de kapıldım gittim şarkıya.

Şarkı, nihayet sona erdiğinde -Türk Sanat Müziğini sevenler gayet iyi bilirler. Kısa ama dokunaklı bir şarkıdır “Türkan Şoray’ın Şarkısı”. Ancak bizim Gülşen üst üste bisler yapıp durduğundan şarkı uzadıkça uzamıştı.- yine sessiz sohbetimize geri döndük.


Gökyüzündeki ışıklarla yağmur bıraktığımız yerde bekliyordu bizi. Şarkıyı dinledikten sonra nedense yanılmış olmayı istedim hep. Gülşen’e “Aramızdaki hesabı yakın zamanda kapatırız!” demiş olmama rağmen de, bu işi uzattıkça uzattım.


Fakat, heyhat! İş araştırmaya geldiğinde her şey bir bir ortaya çıktı. Acı gerçek ortalığa saçılıp yayıldı. İşte Türkan Şoray’ın şarkısının gerçek öyküsü:


Hikâye, yıllar yıllar evvel -1968 yılında- Kemal Uzan’ın satın aldığı Yeni İstanbul gazetesinin tirajını arttırmak istemesiyle başlamış. Okul arkadaşı Süleyman Demirel’in de destek vermesiyle, önceden Ali Sami Yen stadıyla İzmir Halkapınar Olimpiyat Stadını da yapmış olan Uzan, o dönemde astronomik transfer ücretleriyle birçok ünlü gazeteciyi Yeni İstanbul’un yazı kadrosuna dâhil etmiş. Tirajı daha da artırmak için, ne yapalım, ne edelim diye düşünürken aklıevvel gazetecilerden biri, “Memleketin en ünlü kişisine bir roman yazdıralım!” diye bir fikir ortaya atmış.O zamanlar, Türkiye’nin en çok konuşulan, en çok merak edilen ve en sevilen insanıysa bir kadınmış. Yani Türkan Şoray. Ancak küçük bir nokta gözden kaçmış. Türkan Şoray, hayatında hiç roman yazmamışmış. Üstelik yakın ve uzak gelecekte de böyle bir ihtimal görünmemekteymiş. Fakat, çok geçmeden bu sorunu da çözmüşler. Hevesli taze yazarlardan
biri -şimdinin Adnan Özyalçıner’i- bulunmuş. Kendi adıyla başka bir romanın basılacağı sözüyle, romanı elinden alınmış. Kapağa da Türkan Şoray’ın adı yazılmış.

Böylece Türkan Şoray imzalı “Buruk Acı” romanı gazetede tefrika edilmeye başlanmış. Buruk Acı, beklenildiği gibi çok ilgi görmüş. Tirajı kat be kat arttırmış. Hatta sonrasında romanın filmini de çekmişler. Romanda yer alan şiir de film için bestelenmiş.


Tabii, yine Türkan Şoray imzasıyla. Ancak iş gittikçe çetrefilleşmiş. Çünkü şiir, Şoray’ın olmadığı gibi Adnan Özyalçıner’in de değilmiş. Meğer şiiri de, Adnan Özyalçıner’i kıramayan şair arkadaşı Sennur Sezer yazmışmış.

Yine de, yıllarca roman da güfte de Türkan Şoray’ın zannedilip durmuş. Ve hikâye bugüne kadar gelmiş. Türk insanı, bu şarkıyı her dinlediğinde Türkan Şoray’ı, güzelliğini ve filmlerinin aksine aşktan yana pek de yüzü gülmemiş hayatını hatırlayıp, onun için gözyaşı dökmüş. Aslına bakarsanız, Türkan Şoray’da, romandan umduğunu bulamamış. Çünkü ününün tohumlarını ta o zamanlardan atmış olan Kemal Uzan, olayın içindeki hiç kimseye- Türkan Şoray’da dâhil olmak üzere- tek kuruş dâhi koklatmamış.

Birkaç gün sonra elimdeki kanıtlarla Gülşen’in yanına gittiğimde, sonucu heyecansız bir şekilde anlattım. O da sağ olsun hiç karşı çıkmadan beni dinledi.


Sadece birkaç gün kadar sürmüş olsa da; masalımız yine de bizi mutlu etmiş; bu sözlerin nasıl ve neden yazıldığını bulmaya çalışmak; Türkan Şoray’ın kırılgan ve utangaç kalbini konuşmak hoşumuza gitmişti. Çok uzak bile olsa, Sultanın böyle bir şiiri yazma ihtimali de. Ama sonrası kocaman bir düş kırıklığı.


İşte “Türkan Şoray’ın Buruk Acısı”


BURUK ACI


Gurbet içimde bir ok, her şey bana yabancı
Hayat öyle bir han ki, acı içinde hancı.
Sevmek korkulu rüya, yalnızlık büyük acı,
Hangi kapıyı çalsam, karşımda buruk acı.

Yıllar yılı gönlümde, bir gün sabah olmadı
Bu ne bitmez çileymiş, neden hâlâ dolmadı.
Sevmek korkulu rüya, yalnızlık büyük acı,
Hangi kapıyı çalsam, karşımda buruk acı.

Ruhumda bir yara var, için için kanıyor,
Kalbimde buruk acı, alev alev yanıyor.
Sevmek korkulu rüya, yalnızlık büyük acı
Hangi kapıyı çalsam, karşımda buruk acı.

Meraklısına Küçük Bir Bilgi:

Türkan Şoray Kimdir?

Türkan Şoray, 28 Haziran 1945’te İstanbul’da doğdu. Babası Devlet Demir Yolları’nda memur, annesi ise ev hanımıydı.

Fakir ve mutsuz bir evde doğdu. Çocukluğu sıkıntılarla ve taşınmakla geçti. İlkokula, Rami Taş Mektebi’nde başladı. Fakat sürekli mahalle değiştirdiklerinden, ilkokulu 1956’da Feriköy İlkokulu’nda tamamlayabildi. Annesi lastik fabrikasında çalışmaya başlayınca da erkenden büyüdü. Şoray Ailesi bir yandan göçebe hayatlarına devam ederlerken, evlerinden kavga gürültü de hiç eksik olmadı. Günün birinde anne ile baba ayrılınca, çocuklar anneleriyle kaldılar. Türkan Şoray, yoksul hayatına annesi ve kardeşiyle birlikte devam etti. Bu arada hâlâ taşınmaktaydılar.


Sonunda Karagümrük Sarmaşık Sokağa yerleştiler. Bu sokak Yeşilçama açılan bir kapı oldu Şoray için. Ev sahiplerinin kızı “artist” idi. Ve böylece Türkan Şoray yeni arkadaşıyla birlikte yeni bir dünyaya da adım attı. Yeşilçam sokağıyla tanıştı. On beş yaşındaki bu esmer güzeli kız, sokağın ilgisini çekti. Ev sahibinin kızı Emel Yıldız’ın başrolünü oynayacağı film,

- Köyde Bir Kız Sevdim- hemen yarıda kesildi ve rol Türkan Şoray’a teklif edildi. İşte bundan sonrası da tıpkı bir Türk filmi gibi gelişti.

Şoray ailesi önce, sınıf atlayan insanların yapması gereken en önemli şeyi yapıp Fatih’ten taşındılar. İlk filmin ardından, çok geçmedi diğerleri de geldi. Dönemin meşhur dergilerine kapak oldu. Türk sineması sanki hep aradığı oymuş gibi hemen kabulleniverdi Şoray’ı.


Filmler filmleri kovaladı, teklifler teklifleri. Hatta aynı anda birkaç filmde birden rol aldı. Türk sinemasında bu da bir ilkti. Şimdiye kadar hiçbir oyuncu Yeşilçam’dan böylesi bir ilgi görmemişti.


Benim iki yüzlü sevgilim!

Yeni hayatıyla birlikte Türkan Şoray’da değişti. Gülüşü, yürüyüşü, bakışları farklılaştı. Bambaşka bir kadın ortaya çıktı. Fatih’li ürkek kız gitti, yerine Türkiye’nin hayran olduğu şuh bir kadın geldi. Bir anda herkesin sevgilisi oldu. Güzeldi, masumdu, şuhtu, kötü yola düşse de hep namusluydu.
Yaygın kanaatin aksine, şöhretinin hemen başlarında çıplak pozlar da verdi. Bu resimlerin Türkan Şoray sevgisini azaltacağını düşünen yapımcılar bayağı endişelendiler. Ancak beklenenin aksine muhafazakâr Türk seyircisinin tavrında hiç bir değişiklik olmadı.

1963 yapımı ödüllü “Acı Hayat” filmiyle Türkan Şoray artık tutulmaz oldu. Bu filmin ardından ismi afişlerde en üste yazıldı.


1966 yılında, filmleri aynı zamanda gösterime girince Şoray’ın canı biraz sıkıldı. Yapımcılar ismini kara listeye alsalar da, çok geçmeden durumu kendi lehine çevirmeyi başardı. Ve meşhur Türkan Şoray Kanunları ortaya çıktı. 18 maddeden oluşan kanunlar, Yeşilçam’a bomba gibi düştü. Yeniden tepkiler, boykotlar konuşuldu ama kazanan yine Şoray oldu.


Esmer güzeli bu kadın, yıllardır oyuna doymayan çocuklar gibi filmlerinde kılıktan kılığa, ruhtan ruha girdi. Sevdi, sevildi, dans etti, güldü, ağladı, küfretti, bağırdı, çağırdı. Ama sahici dünyada ürkek ve kırılgan haliyle hep güzel bir resim olarak kaldı. Hâlâ da öyle.


Netice-i kelam Türkan Şoray için çok şey yazılabilir, söylenebilir. Pek çok işi, yeniliği gerçekleştirmiş biri sonuçta. Ama onun gerçek hikâyesi belki de yazılmayanlarda ve onun yapamadıklarındadır. Kim bilir…


Filmlerinden Bazıları


Sürtük: Gazino filmleri furyasının ilk örneğidir. Seyirci sayısıyla da sinema tarihine geçmiştir
Ana: İlk defa makyajsız ve yazmasıyla göründüğü film.
Vesikalı Yarim ve Mahpus: Antalya Film Şenliği en iyi kadın oyuncu ödülü aldığı filmleri.
Birleşen Yollar: Şule Yüksel Şenler’in Huzur Sokağı kitabından sinemaya aktarılan filmi.
Dönüş: Moskova Film Şenliğinde en iyi kadın oyuncu ödülü aldığı film.
Selvi Boylu Al Yazmalım: Taşkent Film Festivali’nde en iyi kadın oyuncu ödülünü verilen bu film Türk kadınlarının en sevdiği filmdir.
Hayallerim Aşkım ve Sen Akdeniz Ülkeleri Film Festivali-Antalya Film Şenliği
Yılanı Öldürseler, Bodrum Hâkimi, Azap, Dönüş: Yönetmenliğini yaptığı filmler.

Türk kadınlarının en sevdiği film

Yeşilçam’da pek çok ilki gerçekleştiren Türkan Şoray “Sürtük” filmiyle de yeni bir dönemi başlattı. Yıllarca sürecek gazino filmleri furyasının da ilk örneğiydi “Sürtük”. Ulaştığı seyirci sayısıyla sinema tarihine de geçen bu film, Türkan Şoray’ı da Türk sinemasının biricik yıldızı mertebesine ulaştırdı. Canlandırdığı karakterler birbirini tekrarlar bir hale dönüşünce- acı çeken, aldatılan, haksızlığa uğrayan güzel kadın rolü- filmleri iş yapmaz oldu. Ve Şoray, bir çıkış yolu aramaya başladı. Sonunda o zamana dek hiç oynamadığı farklı bir karakteri canlandırdı. “Ana” filmiyle, ilk defa başında örtüsü ve makyajsız yüzüyle çıktı Türk seyircisinin önüne. Böylece Türk sinema tarihine yazmasıyla da adını yazdırdı. Bugün de hâlâ yazmanın onun kadar hiçbir kadına yakışmadığı söylenir.

Seyircinin ilgisinin yanı sıra bu film Türkan Şoray’ın sinema anlayışını da değiştiren bir yapım oldu. Yapmacık, süslü kahramanlar yerine ilk defa gerçek bir karaktere bürünmüştü. Bu rol, Şoray’ın bundan sonra sinema da izleyeceği rotayı da belirledi. Daha sonra yine Türk sinemasının önemli filmlerinden biri olan “Vesikalı Yarim” gelir. Bu film Antalya Film Şenliği’nde ikincilik ödülü alır.

“Sultan Gelin, Vukuat Var, Asiye Nasıl Kurtulur, Güllü, Dönüş, Azap” 1970’lerde yaptığı filmlerdendir. Türkan Şoray bu dönemde yönetmenlik koltuğuna da oturur. “Azap, Bodrum Hakimi” Sultan’ın vizörün arkasında da yer aldığı filmlerdir.

Televizyonun altın çağını yaşadığı 80’lerde “Yılanı Öldürseler” ve “Mine” filmlerini yaptı.

Türk kadınlarının seyretmekten bıkmadığı Cengiz Aytmatov’un bir hikâyesinden filme alınan Selvi Boylum Al Yazmalım filmi ise başlı başına bir yazılar ve kitaplar konusudur bence. Çünkü yıllardır kadınların bu filmi neden bu kadar çok sevdiklerini merak eder dururum.

Bu arada Türk erkeklerinin en sevdiği film de Tosun Paşa’dır. Bu konu da acilen araştırılmalıdır!

Meşhur Şoray Kanunları

1) Türkan Şoray film senaryolarını film çekim tarihinden en az bir ay önce beğenir.
2) Türkan Şoray, senaryoyu beğenmediği takdirde yeni senaryo verilecektir.
3) Her senaryo da beğendi mutabakatı şarttır.
4) Filmde öpüşme ve açık sahneler olmayacaktır.
5) Filmdeki modern giysiler Türkan Şoray’a tarihsel olanlar ise şirkete aittir.
6) Film çekimi İstanbul dâhili olup Türkan Şoray İstanbul dışına çıkamaz.
7) Çalışma saatleri sabah 8 ile akşam 19 arasıdır.
8) Pazar günleri Türkan Şoray çalışmaz.
9) Türkan Şoray adı jenerik, afiş ilan ve sinema fenerlerinde başta ve tek olarak yazılacaktır.
10) Filmin her oynadığı yerde 9. madde uygulanacaktır.
11) Filmlerin seslendirilmesinde Türkan Şoray’ın sesi için kendi mutabakatı şarttır.
12) Şirket filmi kendi hesabına çeker. Eğer başka şirketle ortak yapıma gidilirse Türkan Şoray’ın mutabakatı şarttır.
13) Film renkli ise Türkan Şoray’ın mutabakatı ile çekim günleri uzayabilir.
14) Çekilecek filmin rejisörü ve baş erkek oyuncusu için Türkan Şoray’ın mutabakatı şarttır.
15) Bu şartlara riayet etmeyen film şirketi 100 bin lira ödemeyi taahhüt eder.
16) İhtilaf vukuunda merci mahkemeleri İstanbul mahkemeleridir.
17) Türkan Şoray şirketlerden film başına 60 bin lira alır.
18) Türkan Şoray mecburi gecikmeleri 10 günden fazla beklemez.

İçinden Türkan Şoray Geçen Kitaplar

Türkan Şoray Dudağı Çınar Yayınları- Kutlukhan Perker
Türkan Şoray ile Yüzyüze Gözlerinden Bellidir-Can Yayınları- Feridun Andaç
Kadın Nasıl Mutlu Olur?-Nesil Yayınları- Nuriye Çeleğen
Yüzler ve Yürekler- YKY Yayınları- Aydın Boysan
Türkan Şoray- Açıkdeniz Yayınları-Agâh Özgüç
Sümbül Sokağın Tutsak Kadını- Remzi Kitabevi-Atilla Dorsay


He8Mp.jpg


eQSuN.jpg


XtvPp.jpg


R7Qua.jpg


mRVN2.jpg

 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst