Tiyatro Ustaları

---> tiyatro ustaları

BOZKURT KURUÇ

1935 yılında Ankara'da doğdu. 1959 - 1960 yılında Devlet Konservatuvarı Tiyatro Yüksek Bölümü'nden mezun oldu. Hemen aynı yıl, Devlet Tiyatroları sanatçısı olarak göreve başladı.
Devlet Tiyatrolarında aktör ve rejisör olarak yüzün üstünde eserde görev aldı. Kuruç'un rol aldığı eserlerin başlıcaları: Woyzeck, Hortlaklar, Cephede Piknik, Macun Hokkası, Kral Oidipus, Deli İbrahim, Midas'ın Kulakları, Midas'ın Altınları, Euridice'nin Elleri, Hedda Gabler, Uçurtmanın Zinciri, Julius Sezar, Bizim Şehir, Leonse ile Lena, Rüya Oyunu, Onikinci Gece, Issız Topraklar, Yapı Ustası Solness, Strinberg Oyunu, Ağzı Çiçekli Adam, Küskünler Kahvesi, Andorra, Chaliot'daki Deli, Ker*** Memet, Bizim Şehir, Yangın Memet, Ermiş Memet, Pusuda, Köroğlu, Amedee, Phlip Hotz'un Büyük Öfkesi, Ağzı Çiçekli Adam, Fizikçiler, Atçalı Kel Memet, Öp Beni Kate (müzikal), Bağdat Hatun, Oyunlarla Yaşayanlar, Tartuffe, Kafesten Bir Kuş Uçtu, Kuvayi Milliye Destanı, vb.
Turan Oflazoğlu'nun yazdığı 'Deli İbrahim' adlı eserle En İyi Erkek Oyuncu, 'Kafesten Bir Kuş Uçtu' adlı eserle de En İyi Sanatçı ödülüne layık görülen Kuruç, Türk Dil Kurumu ödülü, Türk Yazarlar Birliği Hizmet Ödülü ve 28.3.2002 tarihinde de 'Şaylok' adlı eserle Yılın En İyi Rejisörü ünvanını aldı.
Sahneye koyduğu eserler; Phlip Hotz'un Büyük Öfkesi, Huzur Çıkmazı, Cennetin Çocukları, Doktor Faustus, Canlı Maymun Lokantası, Kamp 17, Bernarda Alba'nın Evi, Romanof ile Jüliet, Fizikçiler, Bay Hiç, Sonsuzluk Kitabevi, Cimri, Carmen(opera), Sokullu, Çamaşırhane, Budala, Midas'ın Kulakları (opera), Dördüncü Murat (opera), Atçalı Kel Memet, Kanlı Düğün, Köprüden Görünüş, Genç Osman, Yağmur Sıkıntısı, Küçük Terzi, Faust ile Yorick, Anahtar Deliği, Gişe, Makine, Sharlok Holmes, Anahtar Deliği, Kral Oidipus Üçlemesi, Ankara Devlet Operası-Carmen, Yaban Ördeği, Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe, Küçük Şehir, 4.Murat, Fil Adam, Haydutlar, Şaylok, Özünün Celladı, Cadı Kazanı, Gerçek Çeşitlemeleri, Kanuni Süleyman, İstanbul Devlet Operası'nda Midas'ın Kulakları operası, vb. pek çok eserdir.
Kuruç, 1962-1965 yılları arasında İngiltere'de rejisörlük eğitimi aldı. Daha sonra İngiltere, Almanya, Yunanistan, Fransa, Yugoslavya, Kıbrıs, Çin, ABD ve Sovyet Rusya'da incelemelerde bulundu, konferans ve seminerlere katıldı. 1987 yılında İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü, 1988 yılında Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü yapan sanatçı, 1989 yılında da Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'ne atandı. 1999 yılında ABD'nin Chicago şehrinde Nazım Hikmet'in "Kuvayi Milliye Destanı" adlı eserini İngilizce olarak Amerikalı tiyatro oyuncuları ile sahneye koydu.
1993 -1996 yılları arasında Radyo-Televizyon Yüksek Kurulu'nda üye olarak görev yaptı. 1992 yılında Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nın kuruluşunda birinci derecede katkıları olan Kuruç, oradaki öğretim üyeliğine devam etmektedir. Sanatçı, Profesör unvanı ile 7.6.2002 tarihine kadar Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda Tiyatro Ana Sanat Dalı bünyesinde öğretim üyesi olarak görev yapmıştır.
 
---> tiyatro ustaları

Avni Dilligil (1908 - 1971)


1908 yılında Haifa'da (Lübnan) doğdu. Liseyi İstanbul'da bitirdikten sonra, 1927'de Şehir Tiyatroları'nda "Hamlet" oyununda rol alarak sanat hayatına adım attı. Raşit Rıza Tiyatrosu, Türk Tiyatrosu, Bizim Tiyatro, Ses Opereti ve Gençlik Tiyatrosu 'nda görev aldı. 1941 yılında "Kahveci Güzeli" filmiyle sinemada yer aldı. 1950'de "Oğlum İçin" filmiyle yönetmenliğe başladı. Dört film senaryosu yazmıştır. Sanatçı Belkıs Dilligil ile olan evliliğinden, kendileri gibi sanatçı olan çocukları Çiçek Dilligil ve Devlet tiyatroları eski genel müdürü Rahmi Dilligil doğmuştur.

Bir Kadın Tuzağı 1971
Güller Ve Dikenler 1970
Merhamet 1970
Fıstık Gibi 1970
Saadet Güneşi 1970
Cafer Bey 1970
Babaların Günahı 1970
Bir Lokma Ekmek 1970
Darıldın mı Cicim Bana 1970
Şıllık 1970
Öp Beni Beybaba 1970
Yarım Kalan Saadet 1970
Erkek Fatma 1969
Serseri 1969
Karlı Dağdaki Ateş 1969
Kınalı Yapıncak 1969
Berduş 1969
Tel Örgü 1969
Ayşecik'le Ömercik 1969
Kimsesizim 1967
Kızılcıklar Oldu mu 1967
Paşa Kızı 1967
Çamaşırcı Güzeli 1966
İntikam Uğruna 1966
Hep O Şarkı 1965
Uzakta Kal Sevgilim 1965
Torpido Yılmaz 1965
Beyaz Atlı Adam 1965
Aşk ve İntikam 1965
Sevgim Ve Gururum 1965
Dudaktan Kalbe 1965
Gençliğe Veda 1965
Yasak Cennet 1965
Suçlu Çocuklar 1965
Hazreti Yusuf'un Hayatı 1965
Dünkü Çocuk 1965
Hak Yolunda 1965
Gönül Kuşu 1965
Gurbet Türküsü 1965
Şoförün Kızı 1965
Çiçekçi Kız 1965
İstanbul Kaldırımları 1964
İstikbal 1964
Yankesici Kız 1964
Mukadderat 1963
Rüzgar Zehra 1963
Liman Yosması 1963
Hiç mi Beni Sevmedin 1963
Kadınlar Hep Aynıdır 1963
Hayat Bazen Tatlıdır 1962
Küçük Hanımın Kısmeti 1962
Küçük Hanımın Şoförü 1962
Kiralık Koca 1962
Küçük Hanım Avrupa'da 1962
Çifte Kumrular 1962
Gönül Avcısı 1962
Hodri Meydan 1962
Otobüs Yolcuları 1961
Aşkın Saati Gelince 1961
Aşka Dönüş 1961
Sevimli Haydut 1961
Hatırla Sevgilim 1961
Ya O Ya Ben 1961
Küçük Hanımefendi 1961
Vahşi Kedi 1961
Oğlum 1961
Sokaktan Gelen Kadın 1961
Yeşil Köşkün Lambası 1960
Benli Emine 1960
Ölüm Peşimizde 1960
Gönül Kimi Severse 1959
Ana Hasreti 1956
Yaşlı Gözler 1955
Karacaoğlan 1955
Yetim Yavrular 1955
Beyaz Cehennem 1954
Evlat Acısı 1954
Mahallenin Namusu 1953
Oğlum İçin 1950
Köroğlu 1945
Sürtük 1942
Kahveci Güzeli 1941
 
---> tiyatro ustaları

AFİFE JALE

1902 yılında İstanbul'da dünyaya gelen Afife Jale, Dr. Sait Paşa'nın torunudur. Tiyatro sevgisiyle 1918'de, Türk ve müslüman kadınlarının sahneye çıkmaları yasak olan bir dönemde Darülbedai'ye (Şehir Tiyatroları) alınmak üzere açılan sınava girer. Prof. Metin And, Türk Tiyatrosu Tarihi kitabında o dönemi "1920 yılında Darülbedayi, Hüseyin Suat'ın "Yamalar" adlı oyununu Kadıköy'deki Apollon Tiyatrosu'nda (şimdiki Reks Sineması) sahneye koyuyordu. Bu oyunda Emel adlı kızı oynayan Eliza Benemenciyan topluluktan ayrılıp yurt dışına gittiği için bu rolü yüklenecek bir bayan aranıyordu. bu rol için seçilen Afife, "Jale" takma ismiyle Kadıköy'de Apollon Tiyatrosu'nda sahneye çıkar. O tarihi geceyi, altı yıl sonra Refik Ahmet Sevengil'e anlatırken "Hayatımda mesut olduğum ilk gece..." diyordu; "Sanatın, ruhuma verdiği güzel sarhoşluk içinde idim. Opiyekte güzel bir sen (scene:sahne) vardır; ağlama sahnesi...Orada taşkın bir saadetle ağladım. Sahiden ağladın...Alkış,alkış, alkış...Perde kapandı; açıldı, bana çiçekler getirdiler. Muharrir Hüseyin Suat bey, kuliste bekliyormuş; ben çıkarken durdurdu; alnımdan öptü: "Bizim sahnemize bir sanat fedaisi lazımdı; sen işte o fedaisin." dedi.

Daha sonra "Tatlı Sır" ve "Odalık" oyunlarında da polis baskını ile karşılaşır. İçişleri Bakanlığı'nın gönderdiği bir genelgeyle müslüman kadınların sahneye çıkmaları yasaklandı. Ancak bu işin bir de geçmişi vardı. 10 Kasım 1918'de, Behire, Memduha, Beyza, Refika ve Afife stajyer kadrosuna alınmışlar, ötekiler işi bırakmışlardı. İkisi de sahneye çıkarılmamışlardı. Refika suflör olarak çalışıyordu. Tüm baskılara karşın bundan sonra Burhanettin Topluluğunda Seniye, Yeni Sahne’de Şaziye (Moral), Münir (Neyire Neyyir), Bedia (Muvahhit) Milli Sahne'de Huriye ve Hikmet, Ruhat gibi Müslüman Türk kadınları Afife'yi izlediler" diye anlatır.

Neziha Araz'ın kaleminden Afife şöyle sesleniyor. "Beni acıyarak değil, düşünerek severek, kucaklayarak hatırlayın. Tiyatro varsa ben varım" inancı ve aşkıyla yaşıyordu Afife, "Olmak ya da olmamak" işte gerçek buydu onun için. "Olmak"la sanatını icra etmek eşanlamlıydı, bu eşanlam da tiyatroydu. Toplum hayatında ilk olmak; yani onun deyimle "ilk ateşi yakmak"," ilk türküyü söylemek"," ilk aşkı ya da direnişi başlatmak" bir olaydı ve bunun her zaman bir bedeli vardı. İlkler yol boyu bu bedeli ödediler."

Bu zaptiye baskının ilkinde Afife arkadaşlarınca kaçırılmışsa da daha sonra sokakta polisce yakalanarak karakola götürülür. "Dinini, milliyetini unutan sen misin?" diye hırpalanır. Aile içinde babası da onun tiyatrocu olmasına karşıdır. Babasının gözünde Afife artık fahişedir. Evden de ayrı yaşamak zorundadır. Bu arada Darülbedai'deki ücretli görevine de son verilir. Güvencesiz ve parasızdır. Önüne gecilmeyen şiddetli başağrıları başlar. Hekimi morfinle tedavi yoluna giderek büyük bir yanlışlık yapar. Bunun sonucu Afife artık bir morfinmandır. Bu nedenle yaşamının son yıllarını Bakırköy Akıl ve Sinir Hastanesinde geçirir. 24 Temmuz 1941 günü 39 yaşındayken ölür.
 
---> tiyatro ustaları

ERDAL ÖZYAĞCILAR


1948 yılında Bursa’da doğdu.

Sinemaya Ölüm Tarlası adlı filmle girdi (1967). Televizyon dizilerinde oynadı.

Önemli filmleri: Züğürt Ağa (Nesli Çölgeçen), Yılanların Öcü, On Kadın (Şerif Gören).

Şehir Tiyatrosu'ndaki görevine emekli olarak veda eden Erdal Özyağcılar tiyatronun yanı sıra pek çok sinema ve televizyon filminde rol almış ve seslendirme çalışması yapmıştır.

Filmografi

Elveda Rumeli Ramiz Ağa
Altın Kafes Cevher Kehribar
Yabancı Damat Kahraman
Esir Şehrin İnsanları Arif
Güz Sancısı
Ah Yaşamak Var Ya! Kumral
Abdülhamit Düşerken İsmail Kemal
Mihriban Necmi
Beşik Kertmesi Aydede
Karakolda Ayna Var Eşref
Şehnaz Tango Muhsin
Sevda Kondu
Bizimkiler Şükrü
Yarın Cumartesi
Gömlek
Bir Kırık Bebek Remzi
Sen De Yüreğinde Sevgiye Yer Aç
On Kadın
Sis Muhtar
Adem İle Havva
Beyoğlu'nun Arka Sokakları
Hastahane
Ya Ya Ya Şa Şa Şa
Züğürt Ağa Kekeş Salman
Yılanların Öcü Haceli
Aşık Oldum Macit
Namuslu
Postacı Lütfü
Şabaniye Şehmuz
Seni Seviyorum
Talihli Amele
Kibar Feyzo Gülonun Kardeşi
Sultan Çarli
Çöpçüler Kralı
Seyahatname Anlatıcı
Balatlı Arif
Ah Güzel İstanbul
Ölüm Tarlası

Ödülleri

23.Antalya Film Şenliği, 1986 En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
 
---> tiyatro ustaları

Saim Gazanfer Özcan,


Tiyatro ve sinema sanatçısı.
İlkokulu Cihangir Firuzağa İlkokulu'nda, ortaokulu Beyoğlu Ortaokulunda, liseyi ise Vefa Lisesi'nde tamamladı. Lisedeyken oynadığı "Hisse-i Şayia" adlı oyundaki Bican Efendi rolüyle tiyatroyla tanıştı. Şehir Tiyatroları'nın Çocuk Bölümü'ne katıldı. 1955 yılında Komedi Tiyatrosu'nda oynanan Mahallenin Romanı oyunu tiyatro yaşamının dönüm noktası oldu. Bu oyunda rahatsızlanan Reşit Gürzap'ın yerine sahneye çıkıp başarılı olunca kadroya girdi. 1962 yılına kadar hem çocuk tiyatrosunda, hem yetişkin oyunlarında görev aldı. 1962 yılında Gönül Ülkü ile evlendi ve "Gönül Ülkü - Gazanfer Özcan Tiyatrosu"nu kurdu. 1950'li 1960'lı yıllarda çok sayıda sinema filminde de rol alan Gazanfer Özcan, uzun bir süre sinemaya ara verdikten sonra 2000 yılında çevrilen Komiser Şekspir filmi ile sinema ya döndü. Pek çok dizide de rol aldı. Kuruntu Ailesi adlı dizideki Hüsnü Kuruntu rolü ile tanındı, pek çok yapımda ailenin babası rolünü üstlendi. Avrupa Yakası adlı dizideki Tahsin Bey rolü ile de "baba" rolünü sürdürdü. Avrupa Yakası dizisinde 2004 - 2009 yılları arasında üstüste 5 sezon başrol oynadı. Kronik akciğer rahatsızlığı ve damar tıkanıklığı nedeniyle, 17 Şubat 2009 günü, 1.5 aydır tedavi görmekte olduğu bir özel hastanede vefat etmiştir.
Gazanfer Özcan, 1998 yılında Kültür Bakanlığı'nca verilen Devlet Sanatçısı unvanına sahipti.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst