Tersinimin ışığında MADDE ve EVREN

tersinim

Kayıtlı Üye
Din ve Bilim Yapışık İkiz Kardeştir.

- - - - - - - - - - -


EVREN

Tersinim var oluşu bir bütün olarak görür. Sıkça ve uzun uzun tartışılmış olan canlılık konusundaki abiyogenez ve biyogenez görüşlerini bir noktada sentezler. Varoluşu canlılık ve cansızlık diye ayırmaz.

Tersinime göre varoluş madde ve madde ile ifade bulan yaşamın karmaşık bütünlüğüdür. Varsa diğer evrenleri de kapsar. Bu görüşe göre eğer yaşam oluşacaksa her şeyden önce maddenin oluşması gerekir.

Bu nedenle varoluş maddeyle başlar; kademe kademe bütünleşerek devam eder.

Yaşamsal uygunluklar dediğimiz milyonlarca karmaşık sistem bu oluşumlar sırasında sırasıyla meydana gelip bütünleşir.

Bir bakıma yaşam ve ekolojik düzen bu oluşumların en son aşamasıdır.

Bu kitabımızda madde ve evren konusunda bilgiler vereceğiz.

Buradaki amacımız varoluşun planlı ve kademeli bir gelişim sonucunda oluşmuş; karmaşık, muhteşem ve eksiksiz bir bütün olduğunu, dolaysıyla bir Var edici İradenin varlığını göstermektir.

Yaşamsal uygunluklar dediğimiz milyonlarca olgu bu büyük bütünün içindedir. Bu bütünlük yaşamsal uygunluklar için özel olarak düşünülüp planlanmış ve oluşturulmuş gibidir.

Canlılık ve cansızlık bu büyük bütünün içindedir ve birbirini tamamlar.

Konu aynı zamanda insanların ne kadar kolay yanılıp aldanabilir olduklarını göstermesi yönünden de hayli ilginçtir.
=== =

İçinde bulunduğumuz uçsuz bucaksız sandığımız evrenin nasıl var olduğu, nereye gittiği, içindeki düzenleri, sistemleri, dengeleri sağlayan kanunların nasıl işledikleri her devirde merak konusu olmuştur.

Bilim insanları asırlardır bu konuyla ilgili sayısız araştırmalar yapmışlar, doğru ya da yanlış pek çok teoriler üretmişlerdir.

Evrenimizin bir düzenler ve sistemler bütünlüğü olduğunun en büyük kanıtı şüphesiz ki nice milyar yıllardan beri değişmeyen; işlerliğini devam ettiren kanunların, kuralların, ilkelerin varlığıdır.

Kanun, kural ve ilkelerin varlığı, bu kanun, kural ve ilkelerle ortaya konulmuş bir düzen ve sistemlerin varlığı anlamına gelir.

Çünkü karmaşalarda, düzensizliklerde sistemsizliklerde kanunlar, kurallar, ilkeler bulunmaz; bu nedenle karmaşadır.

Eserimizin amacı herhangi bir taassuba varıp dayanmış bir önkabule takılı kalmadan var oluş gerçeğini arayıp bulma olduğundan bu konu bizi yakından ilgilendirmektedir.

Madde ve evrenin rastlantılarla oluşup oluşamayacağı sorusunun yanıtını bilimsel bulguların ışığında arayıp bulmaya çalışacağız.

Okuyucu eserimizi öncelikle bu yönden değerlendirmelidir.

Devam edeceğiz.

 
Son düzenleme:
---> Tersinimin ışığında MADDE ve EVREN

EVREN NEDİR? NE DEĞİLDİR?




Evren veya kâinat, sonsuz uzayda bulunan tüm madde ve enerji biçimlerini içeren bir Büyük Bütünün bir parçasının adıdır.

Evren astronomi ve astrofiziğin konu edindiklerinin tümüdür.

Maddeyle ifade bulan bildiğimiz ya da bilebileceğimiz her şeyi içinde barındıran dev bir varlıktır.

İçinde her şeyin bulunduğu bu dev oluşum, sonsuzluk olarak tanımlanan tek ve en Büyük Bütünün içinde yer alır.

Materyalizme göre uzay denen hiçliğin içindeki her şeydir evren. Hiçlik olarak tanımlanan sonsuzluğun içinde bir toz zerresi bile değildir fakat vardır.

Tersinim evren dışılığı hiçlik olarak kabul etmez. Varoluşta hiçlik yoktur.

Tersinime göre evren dışılık mahiyetini bilemediğimiz ezelden gelip ebede giden ak enerjiden = nurdan oluşmuş Bir Büyük Bütündür. Yeri ve zamanı geldiğinde bu gerçeği kanıtlarıyla göstereceğiz.

Tersinime göre evren içi mutlak sıfırın bir kaç derece üzerinde bir enerjiye sahip son madde ile doludur. Son madde atom ve molekülleri öylesine küçüktür ki atom ve moleküller arasındaki boşluklardan geçip her yere sızabilir.

Mutlak sıfır ise madde ile antimaddenin birleşim noktasıdır.

Büyük Bütünün içinde bir toz zerresi bile olmayan evren gitgide genişleyen, yarıçapı 170 milyar ışık yılı büyüklüğünde dev bir küredir. Hacmi saniyede yüz bin km hızla genişlemektedir.

Evrendeki gökada grubu sayısı: Yirmi beş milyar

Görünür evrende büyük gök ada sayısı: Üç yüz elli milyar

Görünür evrendeki cüce gök ada sayısı: Yedi trilyon

Görünür evrendeki yıldız sayısı: Otuz milyar x trilyondur.

Devam edeceğiz.
 
---> Tersinimin ışığında MADDE ve EVREN

EVREN - MADDENİN SAKIMI KANUNU VE BİR BÜYÜK BÜTÜN


Bu gün evrenin bir sınırının ve başlangıcının olduğu biliyoruz. Son yapılan hesaplamalara göre evren yüz elli milyar ışık yılı çapında gittikçe genişleyen dev bir küredir.

Maddenin sakımı kanunu ise hiç bir maddenin yoktan var vardan da yok olmayacağını belirten çok eski çağlardan beri bilinen, doğruluğu itiraz edilemeyen bilimsel bir kanundur.

Evren düzen ve sistemler sahibi maddelerden oluşmuş bir yapı ise maddenin sakımı kanuna göre yoktan var olamayacağından bir kaynağı olması gerekir. Evren sınırlı olduğundan bu kaynakta sınırlıdır. Dolaysıyla kaynağın kaynağı sorunu çıkar. Sonunda evrenin bir BÜYÜK BÜTÜN'ün minik bir parçası olduğu sonucuna ulaşırız.

Sorunun akla, mantığa bilime uygun başka cevabı da yoktur.

Bir BÜYÜK BÜTÜN bilmediğimiz kütlesiz bir enerji (yada başka bir şey),olduğundan sonsuz olmalıdır.

Evren BÜYÜK BÜTÜNÜN küçük bir parçasının maddeleşip kütle kazanması sonucu oluşmuştur.

Genişim evresi hakkında ayrıca geniş bilgi vereceğiz.

Devam edeceğiz.
 
Son düzenleme:
---> Tersinimin ışığında MADDE ve EVREN

Bilimin Işığında Evren



Evren (Kozmos), tüm varlıkları ve olayları içeren sistemdir.

Bilim açısından bu terim gözlemlediğimiz evren olarak düşünülür. Bu nedenle bizden önceki ve sonraki evrenlerin varlığı da söz konusudur.

Günümüzde ulaşılabilen en son teknik verilere göre, evrenin fiziksel yapısı şöyle sıralanabilir:

1-Galaksiler

2-Elektromanyetik radyasyon

3-Nötral ve iyonize hidrojen

4-Toz parçacıkları

5-Galaksilerden gelen ışık fotonları

6-Süpernova ve Galaktik patlamalardan oluşan kozmik ışınlar

7-Kütlesi olmayan nötronlar

8-Gravitik dalgalar.

9-Kara madde

10)-Tersinime göre son madde

Evrende hiçlik, boşluk yoktur. Her yer muhakkak bir şeylerle doldurulmuştur.

Sadece Samanyolu galaksimizde 400 milyon yıldız bulunduğu tahmin edilmektedir. Bizimkine benzeyen ya da benzemeyen milyarlarca galaksi vardır.

Evreni dolduran bütün bu cisimler atom dışı üç gücün etkisiyle bir arada bulunur.

a)-Nükleer Güç: Atomik çekirdeğin nötron ve protonlarını bağlar.

b)-Elektromanyetik Güç: atomları oluşturmak üzere elektronları çekirdeğe bağlar.

c)-Gravitik Güç: Uzaydaki cisimleri belirli yörüngelerde tutar.

Evrenin kozmolojik standart modeli 20.yy.’ın ilk yarısında önerilen Big Bang (tersinime göre genişim evresi) görüşünün mantıksal bir sonucudur.

Evrenin Kozmolojik standart modeli şu iki özelliği şart koşar:

Gözlemlenebilir evren, yoğun ve sıcak bir evreden doğmuştur.

Bu evre sırasındaki bir işleyiş erişip gözlemleyebildiğimiz bölgenin homojen olmasını fakat aynı zamanda bazı ayrıcalıklar göstermesini sağlamıştır.

Önerilen başka işleyişler olsa da bu, muhtemelen şişme (genişleme) şeklindedir.

Güncel evren birçok madde türüyle doludur ki başlıcaları şunlardır:

1)-Her çeşit elektromanyetik ışımayı temsil edici parçacıklar olan fotonlar.

2)-Nötrinolar.

3)-Atomları oluşturan baryonik maddeler.

4)-Karanlık madde denilen, laboratuar ortamında üretilememişse de parçacık fiziğinde öngörülen, galaksilerin yapısından sorumlu olan, kendilerini oluşturan yıldızlar bütününden daha kütleli bir veya birkaç madde türü.

5)-Karanlık enerji denilen, günümüzde gözlemlenen evrenin genişlemesinin hızlanmasından sorumlu olan ve muhtemelen kozmik şişme ile doğrudan ilgisi olmayan alışılmamış özelliklere sahip bir enerji türü.

6)-Mutlak sıfıra yakın bir dereceye kadar soğumuş en basit atom ve moleküle sahip tüm evreni dolduran son madde.

Astronomik gözlemlerin büyük bir kısmı evreni tanımlarken bu vazgeçilmez temel taşlarından yararlanmaktadır.

Evrenin Kozmolojik standart modelinin üç temel taşı laboratuar ortamında gözlemlenmemiş fiziksel fenomenlere başvurmayı gerekli kılmaktadır ki bunlar kozmik şişme, karanlık madde, karanlık enerji ve son maddedir.

Bu temel taşları ya da bunlardan birini yok varsayan tatminkâr hiçbir kozmolojik model yoktur.


Devam edeceğiz.
 
---> Tersinimin ışığında MADDE ve EVREN

GÜDÜMLÜ BİLİMİN BÜYÜK YALANI

Her konuda olduğu varoluş konusundaki materyalist ateist evrimci mantığın varsayımları; bilimsel verilere, akıl ve mantık çıkarımlarıyla değil de, bu felsefenin dinsel bir taassupla korunmaya çalışılan ilkelerine uygun kurgulanmıştır.

Güneşin ömrü ile ilgili bir önceki yazımızda verilen bilgilerin (var oluşundan bu yana geçen beş milyar senede güneşin sahip olduğu hidrojenin sadece on binde üçünü harcadığı varsayımın) yanlış olduğu açıktır.

Söz konusu felsefe kendi mantığına uygun olarak varoluşun basitten (ilkelden) karmaşaya doğru bir yol izlediğini kabul eder ve bunu temel ilke olarak benimser.

Nitekim evrim teorisi de tüm doğal kanun, kural ve ilkeleriyle çelişmesine rağmen bu mantık üzerine kurgulanmıştır.

Bu felsefeye göre evrenin varoluşunun birinci aşaması olan Big Bangden sonra en basit element olan hidrojen oluşmuş diğer elementler önce hidrojenin sonra ardıllarının füzyonuyla (birleşmesi ile) meydana gelmiştir.

Bu mantığa göre güneşimizin oluşumunu ve ömrünü irdelemeye çalışırsak önce hidrojen füzyon yoluyla helyuma, helyumda bir başka maddeye o maddede daha ağır maddeye dönüşerek varoluşta doğal olarak bulunan 92 element bu yolla oluşacaktır.

Big Bang’den bu yana ortalama on dört milyar yıl geçmiş olmasına rağmen 92 element ve bileşikleri az ya da çok varoluşta vardır.

Yani bu süre içinde en basit elementten en ağır elemente doğru füzyon gerçekleşmiştir. İşte çelişki buradadır.

Güneşimiz sekiz milyar senede sahip olduğu hidrojenin sadece on binde üçünü harcamış ise tümünü kaç senede harcar ve helyuma dönüşür?

Ortaya çıkan muazzam bir rakamdır ki bu varoluşun (iddia edilen) birinci aşaması için geçen zamandır. Fakat varoluşta tüm elementlerin mevcut oluşu bunu yalanlar.

Füzyonun art arda gerçekleştiği varsayımı da bu gerçeği değiştirmez.

Güneş ve benzeri yıldızlar füzyon enerjisi ile parlayıp çevresine ısı ve ışık saçıyor varsayımı da kendi içinde de çelişkilidir.

Nedeni ise füzyonun için çok büyük enerjilere İhtiyaç duyulmasıdır.

Kimyasal tepkimelerde tepkime için hem enerji girişi hem de çıkışının aynı anlarda olması ise mümkün değildir.

Güneşin ve benzer yıldızların füzyon (birleşme) değil de fizyon (bölünme parçalanma) enerjisiyle parlayıp çevresine ısı ve ışık saçtıkları açıktır.

Bu da tersinimin genişim evresi teorisi öngörülerini doğrular.

Materyalist ateist evrimci felsefe bu büyük gerçeği sadece felsefe temellerine uygun olmadığından kabul etmemekte, diğer ifade ile saklamaktadırlar.

Bu konuda çok güçlü kanıtlar vardır.

Big Bang ve Genişim Evresi başlıklı yazı dizimizde açıklayıcı bilgiler vereceğiz.


Devamı var.
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst