EfRaSiYaB
Kayıtlı Üye
---> Tanrı Var Mı ? - İnanmak İçin Sebepler
Güzel bir konu olmuş, ama yorumlar Tanrının varlığını kanıtlamaktan çok şahısların inanç durumu hakkında olmuş.
Geçen sene okuduğum ve sizlerede tavsiye edeceğim bir kitaptan bahsedeyim. John Lennox "Aramızda Kalsın Tanrı var." adlı kitabına mutlaka bakın. John Lennox yüksek matematik profesörü olup meşhur ateist Richard Dawkinslede birkaç münazası olmuş bir şahıs. Yani benim gibi sıradan bir ademoğlu değil..
Neyse kitaptan beğendiğim bir kaç kısımı sizinle paylaşmak istiyorum. Umarım okursunuz.
MATİLDA TEYZENİN KEKİ
Farz edelim ki Matilda Teyzem güzel bir kek pişirmiş olsun ve dünyanın en seçkin bilim adamlarından oluşan bir topluluğa bu keki analiz etmeleri için vermiş olalım. Ben, bu toplantının başkanı olarak, onlardan keki açıklamalarını isteyeyim; onlar da üzerinde çalışsınlar. Gıda bilimciler bize bu kekteki kalori miktarını ve onun besleyici etkisini anlatacaklar; biyokimyacılar kekteki proteinlerin, yağların ve benzerlerinin yapısı hakkında bilgi verecekler; kimyacılar içerdiği elementlerden ve aralarındaki bağlardan bahsedecekler; fizikçiler kekteki temel partikülleri analiz edecekler; matematikçiler de şüphesiz bu partiküllerin davranışını açıklayan zarif formüller önereceklerdir.
Şimdi bu uzmanlardan her birinin kendi disiplinine göre kek hakkında yapmış olduğu eksiksiz açıklamalar neticesinde kekin tamamıyla izah edilmiş olduğunu söyleyebilir miyiz? Bize kekin nasıl yapıldığı ve değişik bileşenleri arasındaki ilişkilerin nasıl olduğu konusunda kesin açıklamalar yapıldı fakat ben bu uzman heyete son bir soru daha sorsam ve desem ki: Kek niçin yapıldı? Ne diyebilirler? Oysaki Matilda Teyzenin yüzündeki tebessüm, cevabı bildiğini göstermektedir; çünkü keki o pişirdi ve bunu bir amaca binaen yaptı. Gerçek şu ki, dünyadaki bütün gıda mühendisleri, biyokimyacılar, kimyacılar, fizikçiler ve matematikçiler bu soruya cevap vermekten acizdirler. Bilim adamlarının kendi disiplinlerinin bu soruya cevap veremeyeceğini ifade etmeleri o disiplini aşağıladıkları anlamına gelmez. Onların disiplinleri kekin yapısı ve doğası hakkındaki sorulara cevap verebilir ki bu nasıl sorusunu cevaplamaktır; fakat kekin yapılış amacının ne olduğuna ilişkin niçin sorusuna cevap vermez. Aslında, bu soruya cevap vermenin tek yolu, Matilda Teyzenin bize kekin yapılış sebebini bildirmesidir. Eğer o bize bu sorunun cevabını açıklamazsa bilimsel analizlerin hiçbiri bizi bu konuda bilgilendiremeyecektir.
Aristo dört sebep olduğunu görmüştü: Maddi sebep (kekin yapılmış olduğu maddeler); biçimsel sebep (kekin materyallerin içinde şekillendiği form); müessir sebep (Aşçı Matilda Teyzenin pişirme işi); ve gaye sebep (kekin yapılış gayesi). İşte Aristonun bu dördüncü sebebi, bilimin kapsamı dışında kalan sebepti.
Ford marka bir otomobili ele alalım. Dünyanın ilkel kalmış yerlerinden birinde yaşayan, onu ilk kez gören ve modern mühendislik hakkında hiçbir şey bilmeyen birinin, o aracın motorunun içinde aracı hareket ettiren bir tanrının (Bay Fordun) olduğuna inanması mümkündür. Hatta aynı adam, motorun içinde bulunan Bay Ford kendisinden hoşnut olursa aracın güzelce gideceğini, Bay Ford onu sevmez ise aracın gitmeyeceğini düşünebilir. Elbette daha sonra mühendislik çalışarak ve aracı parçalarına ayırarak, içinde Bay ford olmadığını da keşfedebilir. Hatta arabanın nasıl çalıştığını açıklamak için, Bay Forda ihtiyacı olmadığını anlamak için çok da zeki olmasına gerek bile yoktur. İçten yanmalı motorların genel prensiplerini anlamak aracın nasıl çalıştığını açıklaması için ona yeter. Buraya kadar tamam Fakat sonradan o kişi, motorun çalışma prensiplerinin anlamanın başlangıçta onu tasarlayan Bay Fordun varlığına inanmayı gereksiz hale getirdiğine karar verirse, bu çok büyük bir hata olur -felsefi terminolojiyle bir kategori hatası yapmış olur.- Mekanizmayı tasarlayan bir Bay ford olmasaydı, onun anlamaya çalışacağı bir şey de olmayacaktı.
Isaac Newton evrensel kütle çekim kanununu keşfettiğinde: Gezegenlerin hareketlerine dair mekanizmayı keşfettim, bu yüzden o mekanizmayı tasarlayan fail bir Tanrı yoktur. demedi. Tam aksine, o mekanizmanın nasıl işlediğini anladığı için onu tasarlayan Tanrıya olan hayranlığı daha da artmıştı.
Güzel bir konu olmuş, ama yorumlar Tanrının varlığını kanıtlamaktan çok şahısların inanç durumu hakkında olmuş.
Geçen sene okuduğum ve sizlerede tavsiye edeceğim bir kitaptan bahsedeyim. John Lennox "Aramızda Kalsın Tanrı var." adlı kitabına mutlaka bakın. John Lennox yüksek matematik profesörü olup meşhur ateist Richard Dawkinslede birkaç münazası olmuş bir şahıs. Yani benim gibi sıradan bir ademoğlu değil..
Neyse kitaptan beğendiğim bir kaç kısımı sizinle paylaşmak istiyorum. Umarım okursunuz.
MATİLDA TEYZENİN KEKİ
Farz edelim ki Matilda Teyzem güzel bir kek pişirmiş olsun ve dünyanın en seçkin bilim adamlarından oluşan bir topluluğa bu keki analiz etmeleri için vermiş olalım. Ben, bu toplantının başkanı olarak, onlardan keki açıklamalarını isteyeyim; onlar da üzerinde çalışsınlar. Gıda bilimciler bize bu kekteki kalori miktarını ve onun besleyici etkisini anlatacaklar; biyokimyacılar kekteki proteinlerin, yağların ve benzerlerinin yapısı hakkında bilgi verecekler; kimyacılar içerdiği elementlerden ve aralarındaki bağlardan bahsedecekler; fizikçiler kekteki temel partikülleri analiz edecekler; matematikçiler de şüphesiz bu partiküllerin davranışını açıklayan zarif formüller önereceklerdir.
Şimdi bu uzmanlardan her birinin kendi disiplinine göre kek hakkında yapmış olduğu eksiksiz açıklamalar neticesinde kekin tamamıyla izah edilmiş olduğunu söyleyebilir miyiz? Bize kekin nasıl yapıldığı ve değişik bileşenleri arasındaki ilişkilerin nasıl olduğu konusunda kesin açıklamalar yapıldı fakat ben bu uzman heyete son bir soru daha sorsam ve desem ki: Kek niçin yapıldı? Ne diyebilirler? Oysaki Matilda Teyzenin yüzündeki tebessüm, cevabı bildiğini göstermektedir; çünkü keki o pişirdi ve bunu bir amaca binaen yaptı. Gerçek şu ki, dünyadaki bütün gıda mühendisleri, biyokimyacılar, kimyacılar, fizikçiler ve matematikçiler bu soruya cevap vermekten acizdirler. Bilim adamlarının kendi disiplinlerinin bu soruya cevap veremeyeceğini ifade etmeleri o disiplini aşağıladıkları anlamına gelmez. Onların disiplinleri kekin yapısı ve doğası hakkındaki sorulara cevap verebilir ki bu nasıl sorusunu cevaplamaktır; fakat kekin yapılış amacının ne olduğuna ilişkin niçin sorusuna cevap vermez. Aslında, bu soruya cevap vermenin tek yolu, Matilda Teyzenin bize kekin yapılış sebebini bildirmesidir. Eğer o bize bu sorunun cevabını açıklamazsa bilimsel analizlerin hiçbiri bizi bu konuda bilgilendiremeyecektir.
Aristo dört sebep olduğunu görmüştü: Maddi sebep (kekin yapılmış olduğu maddeler); biçimsel sebep (kekin materyallerin içinde şekillendiği form); müessir sebep (Aşçı Matilda Teyzenin pişirme işi); ve gaye sebep (kekin yapılış gayesi). İşte Aristonun bu dördüncü sebebi, bilimin kapsamı dışında kalan sebepti.
Ford marka bir otomobili ele alalım. Dünyanın ilkel kalmış yerlerinden birinde yaşayan, onu ilk kez gören ve modern mühendislik hakkında hiçbir şey bilmeyen birinin, o aracın motorunun içinde aracı hareket ettiren bir tanrının (Bay Fordun) olduğuna inanması mümkündür. Hatta aynı adam, motorun içinde bulunan Bay Ford kendisinden hoşnut olursa aracın güzelce gideceğini, Bay Ford onu sevmez ise aracın gitmeyeceğini düşünebilir. Elbette daha sonra mühendislik çalışarak ve aracı parçalarına ayırarak, içinde Bay ford olmadığını da keşfedebilir. Hatta arabanın nasıl çalıştığını açıklamak için, Bay Forda ihtiyacı olmadığını anlamak için çok da zeki olmasına gerek bile yoktur. İçten yanmalı motorların genel prensiplerini anlamak aracın nasıl çalıştığını açıklaması için ona yeter. Buraya kadar tamam Fakat sonradan o kişi, motorun çalışma prensiplerinin anlamanın başlangıçta onu tasarlayan Bay Fordun varlığına inanmayı gereksiz hale getirdiğine karar verirse, bu çok büyük bir hata olur -felsefi terminolojiyle bir kategori hatası yapmış olur.- Mekanizmayı tasarlayan bir Bay ford olmasaydı, onun anlamaya çalışacağı bir şey de olmayacaktı.
Isaac Newton evrensel kütle çekim kanununu keşfettiğinde: Gezegenlerin hareketlerine dair mekanizmayı keşfettim, bu yüzden o mekanizmayı tasarlayan fail bir Tanrı yoktur. demedi. Tam aksine, o mekanizmanın nasıl işlediğini anladığı için onu tasarlayan Tanrıya olan hayranlığı daha da artmıştı.