Soyunma özgürlüğü

---> Soyunma özgürlüğü

:)

evet

banLamaya yer ariyordum

gıcık kapiyordum

sevmiyordum seni
 
Son düzenleme:
---> Soyunma özgürlüğü

E o zaman ben de kapalılar göz zevkimi bozuyor istemiyorum derim,böyle özgürlük mü olur?Göz zevkimi bozuyor deyip başkasının giyinimine karışamayız


böyle yazılmışsa doğru bir şey yazılmış
...
 
---> Soyunma özgürlüğü

E o zaman ben de kapalılar göz zevkimi bozuyor istemiyorum derim,böyle özgürlük mü olur?Göz zevkimi bozuyor deyip başkasının giyinimine karışamayız


böyle yazılmışsa doğru bir şey yazılmış
...

Acalım banını o zaman ?
 
---> Soyunma özgürlüğü

off diesel konu ne solid ne de bir başkası
kişi olarak değil denilene bakıyorum ben
banlanmasıyla da ilgilenmiyorum

Biz birinin çıkıp kapalılar göz zevkimi bozuyor demesine karşıyız di mi? Hatta ben gençreis solidin öyle yorum yaptığını söylediğinde bile banlanmış olmasına rağmen bin tane cevap kurdum kafamda. Madem biz birinin öyle söylemesine karşıyız ve özgürlüğü savunuyoruz , soyunan biri içinde çıkıp kimse dememeli göz zevkimi bozuyor diye. Ben bunu savunuyorum ve bu sebepten o cümleye doğru diyorum. Cümleyi söyleyen kişinin kim olduğu ve niyeti önemli değil , önemli olan benim niyetim benim için=)
 
---> Soyunma özgürlüğü

bizde sana diyoruzki

yazısını gördük .

sen onun cevir yanmasın yazdıgına inaniosun

neyse istedigine inanmakta özgürsün.

no problem ;)
 
---> Soyunma özgürlüğü

Soyunmak özgürlük değildir
Madde yerine konmaktır başkaları tarafından :)
Dışardan göründügü gibi değil
 
---> Soyunma özgürlüğü

bende diyorumki ne yazıp yazmadığını görmedim az önce yazdığı cümleye katılıyorum, önceki yazdığıyla da görmediğim için ilgilenmiyorum
 
---> Soyunma özgürlüğü

bilmiyorum artık b.anaç o erkeğin göre deişir aslınd abunun biraz cinsiyetten çok insanlıkla alakası var bence

çünkü akıllı insan sürekli beyninde cinsellikle gezmemeli, bunu bir şeylerden ayırabilmeli ve öyle idrak edebilmeli... ama düşüncen de çok farklıymış yani .D

benim yazımdan ne anladın da öyle yazdın merak ettim ?
Sözü çok severim dedim o sözü hayat felsefem olarak belirledim demedim . Neyse nasil anladıysan sende öyle kalsın
 
---> Soyunma özgürlüğü

İki türlü soyunma var yatakta ve sokakta. Yatakta özgürlüğe hep beraber destek verelim de sokakta abartmasınlar :)
 
---> Soyunma özgürlüğü

betülcüm kişi kendi istiyosa , yani kişi kendini madde yerine koymak istiyosa=), özgürlük olur bunun adı bana göre. Ama evet her halükarda sana katılıyorum soyunmak kendini, vücudunu maddeleştirmektir evet..ama özgürlüktür yine de. maddeleştirmektir ve özgürlüktür nokta :11:
 
---> Soyunma özgürlüğü

çok ilginç bakıyorum ama ben orda kötü bişey yazmamışım neden nem kaptınki şimdi sen b.anaç?
ne yazsam ayrı bi olay keşke bölümden banlama olsa da biri beni tartışmadan kovsa.iradesizim de . oooooof
 
---> Soyunma özgürlüğü


Herkes Kendi i$ine Baksa BöyLe s0runLar (,

TartismaLar oLmaz Ve iSteyen Istediqi qibi

dawRanp qiyinip DüsünebLr (;

Brbirimizin ZewkLerine istekLerine Yasam

Tarzina (,

Saygi Duymayi öqrenmeLiyiz :rolleyes:
 
---> Soyunma özgürlüğü

Kadının soyunma özgürlüğü olur ama örtünme özgürlüğü olmaz

turbanlardaa.jpg
Eşinin isteğiyle“seks fotoğrafları değil seksi fotoğraflar”.

Bir süredir gündemde ve uzun sürede gündemden düşmeyecek. Ayşe Arman’ın, Nihat Odabaşı’na çektirdiği fotoğraflar.

Kendi deyimiyle “baştan çıkarıcı kadın pozları”.


Kimseyi ilgilendirir mi? Yok, kesinlikle ilgilendirmez. İstediği gibi çektirir fotoğrafları. Ve isteyen bakar. Üzerine konuşur, geyik çevirir. Ya da bakmaz başını çevirir.

Gazetesindeki yazar arkadaşları, hemen hiç kimse bu fotoğraflar hakkında olumsuz yorum yapmadan “kadının bedeni üzerindeki söz sahibi olması hakkında” yazıp ona destek verdiler. Dedim ya kime ne..Desteğe ihtiyacı yok ki..

Ama destek yazısı yazan arkadaşlarla ilgili bir kafa karışıklığı içindeyim. Bu demokrat ve hoşgörülü arkadaşlarımızın çifte standartları olduğunu düşünüyorum. Ve onlara sormak istiyorum:

Peki bir kadın bedeni üzerindeki özgürlüğünü kullanıp soyunabiliyor da niye bir kadın bedeni üzerindeki özgürlüğünü kullanıp örtünemiyor?

Biliyorum çoğunuzun cevabı hazır: Babaları, ağabeyleri, kocaları zorluyor. Kendi özgür iradeleri değil ki.

.Ne ilginç bir düşünce tarzı. Kafası açık tüm kadınlar sonuna kadar özgür, rahat, istediğini yapıyor ama kafasını örten kadınlar o kadar zavallı ki her şeyi emir komuta zinciri içinde yapıyor. Gerçekten inanıyor musunuz siz buna?

Ya da kimileri çağdaşlıktan bahsedecek: “Bu devirde örtünülür mü hiç? “

Örtünülür de soyunulur da…

Bu devrin bana göre en önemli özelliği “daha çok demokrasi, daha çok insan hakları” ile özdeşleşiyor olması. Yani kimsenin kimseye müdahale etmeden, zorlamadan, birbirinin hakkına saygı duyarak birlikte yaşaması.

Benim için soyunmak ya da örtünmek çağdaşlık veya çağdışılık diye tanımlanacak filler değil. Ne kimse soyundu diye çağdaş olur ne de diğeri örtündü diye çağdışı..

Fikir jimnastiğine devam. Diyeceksiniz ki. “Ya mahalle baskısı”. Örtünmek istemediği halde zorlananlar. Ya da örtüsüz yaşamak isteyip, etraflarından korkup örtünenler. O zorlayanlarla mücadele hepimizin boynunun borcu. Kanun falan yetmez öncelikle vicdanlarımızla dur demeliyiz bu baskıcılara.

Ama biliyor musunuz farklı bir mahalle baskısı daha var üzerimizde. Hepimizin ne giyeceğimizden, nerede yiyeceğimize, nerede eğleneceğimizden, ne şekil davranacağımıza kadar yaşam şeklimizin belirlenmeye çalışıldığı bir baskı bu. Öyle giyinmezsek, eğlenmezsek, yaşamazsak, “çağdaş Türkiye bu imiş” gibi kabul ettirilmeye çalışılan düzenin, dışındaki kişiler gibi görünme-gösterilme endişesi taşıyoruz.

Onların çizdiği bir resim var. Ve bu resmin biraz dışına taşan her insan, fikir, yaşam tarzı; “yok sayılmaya, ezilmeye, horlanmaya, aşağılanmaya” çalışılıyor.

Kendini dini otorite sayıp kişilerin inançlarını yargılayanlar kadar kendini çağdaşlığın otoritesi görüp insanların yaşam tarzlarını kendilerine göre belirlemeye çalışanlar da rahatsız ediyor beni.

Yazıyı Ayşe Arman’ın çektirdiği fotoğraflarla ilgili yazdığı yazının bir bölümüyle bitirmek istiyorum. Bakın Türkiye’nin en özgür kadını ne diyor:

“ En büyük hayallerimden biri...

40 olmadan Nihat Odabaşı’na "baştan çıkarıcı bir kadın" olarak poz vermekti.

Sevgilime sordum:

"Yapabilir miyim?"

"Ben senin baban değilim, benden izin almana gerek yok!" dedi.

"Yooook yemezler!" dedim.

"Hiçbir şeyden korkmuyorum ama seni kaybetmekten korkuyorum. Kontrollü bir kontrolsüzlük yaşamak istiyorum o kadar..."

Güldü.

"Sonra da o fotoğrafları yatak odamıza asacaksın di mi?"

"Evet" dedim, "Sen benim beynimi okuyorsun!"

"Yap ama seks fotoğrafları olmasın, seksi fotoğraflar olsun..." dedi.

Sözünü ettiği ayrım, bayağılık ve samimiyet arasındaki ince çizgi gibi bir şeydi.

"Tamamdır" dedim.

Yine de kendime güvenemedim.

(İtiraf ediyorum, ben bazen bayağılıktan da hoşlanıyorum)

"Nihat’ın pespaye bir şey yapmasına olanak yok, ama fotoğraflar senin de onayından geçsin, öyle verelim Hello’ya" dedim.

Ekledim: "Yine de bir sürü insan, sevgilisi nasıl izin vermiş diyecektir..."

"Desinler, umurumda değil" dedi, "Seninle birlikte olmaya karar verdiğim gün, bir sürü şeyi göze almam gerektiğini biliyordum..."


Şimdi bu diyalogu başka bir kadının ağzından yazalım.

Başımı örtmeye karar verdim ve örtümle Nihat Odabaşı’na bir fotoğraf çektirmeye gidecektim. Sevgilime sordum:

“Yapabilir miyim?”

“Ben senin baban değilim bana sormana gerek yok” dedi.

“Yokkk” dedim. Yemezler”

Diyalogu alın yazıdan kendiniz devam ettirin. Ama tarafsız olun. Böyle bir diyaloga hoşgörüyle bakar mıydınız? Ya da en basitinden demezmiydiniz “bak gördün mü kadın kocasına soruyor?” diye…

Murat Sabuncu - Gazeteport






Lütfen sonuna dek okumadan yorum yapmayın :)



Sadece alkışlıyorum

:4::4: :4::4: :4::4: :4::4: :4::4:
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst