Bir vakit de Mûsâ kavmine: "Allah, bir sığır kesmenizi emrediyor" demiş, onlar da: "Ay! Sen bizimle alay mı ediyorsun" diye cevap vermişlerdi. Mûsâ da "Öyle cahillere katılmaktan Allah'a sığınırım" demişti.
Bunun üzerine Mûsâ'ya: "Peki öyleyse Rabbine yalvar da onun ne olduğunu bize açıklasın" dediler. Mûsâ: "Rabbim şöyle buyuruyor: O sığır ne pek geçkin, ne de körpe olmayıp orta yaşta dinç bir inek olacaktır. Haydi size emredilen işi yapın bakalım" dedi.
Bu sefer dediler ki: "Rabbine yalvar da onun rengini bize bildirsin" O da: Allah diyor ki: "O, bakanların içini açan parlak sarı bir inek olacaktır" dedi.
Onlar yine dediler ki: Bizim adımıza Rabbine yalvar da onun nasıl olacağını bize iyice bildirsin. Zira istenen sığır, bize diğerlerine benzer geldiğinden tereddütte kaldık. Ama inşaallah asıl istenen sığırı buluruz.
Mûsâ: "Rabbim şöyle diyor: O inek, ne toprağı sürmek için çifte koşulmuş, ne de ekin sulamada çalıştırılmış olmayan, salma ve her kusurdan uzak, hiç alacası bulunmayan bir inek olacaktır." Onlar: "İşte şimdi gerçeği tam anlayacağımız tarzda bildirdin" diyerek nihayet sığırı kestiler ki az kaldı yapmayacaklardı.
Hani siz bir adam öldürmüştünüz de peşinden katilin kim olduğu hakkında birbirinizle kavgaya tutuşup suçu üzerinizden atmıştınız. Halbuki Allah sizin gizlediğinizi meydana çıkaracaktı.
Bunun üzerine dedik ki: "Kestiğiniz sığırın bir parçasıyla o maktûlün cesedine vurun" (Vurulunca da o diriliverdi.) İşte Allah bunu nasıl dirilttiyse, ölüleri de öyle diriltir. Aklınızı iyice kullanasınız diye âyetlerini size gösterir. (Bakara, 2/67-73)