sensiz olmaz
Kayıtlı Üye
7. Sure (A'râf Suresi), 74. Ayet
"Hatırlayın ki Allah Âd kavminden sonra, sizi onların yerine getirdi ve sizi yeryüzünde yerleştirdi. Yerin ovalarında köşkler kuruyor, dağları oyup evler yapıyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini anın da yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın."
9. Sure (Tevbe Suresi), 72. Ayet
Allah mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara, ebedi olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde çok güzel köşkler vadetti. Allah'ın rızası ise, bunların hepsinden daha büyüktür. İşte bu büyük başarıdır.
9. Sure (Tevbe Suresi), 73. Ayet
Ey peygamber! Kafirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı çetin ol. Onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir varış yeridir orası!
9. Sure (Tevbe Suresi), 74. Ayet
Bir şey söylemediklerine dair Allah'a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü söylediler ve (sözde) müslüman olduktan sonra inkar ettiler. Ayrıca başaramadıkları şeye (peygamberi öldürmeye) de yeltendiler. Sırf, Allah ve Resûlü kendi lütfu ile onları zengin kıldığı için intikam almaya kalktılar. Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur. Şayet yüz çevirirlerse Allah onları dünyada ve ahirette elem dolu bir azaba çarptıracaktır. Artık onlar için yeryüzünde ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.
9. Sure (Tevbe Suresi), 75. Ayet
İçlerinden, "Eğer Allah bize lütuf ve kereminden verirse mutlaka bol bol sadaka veririz ve mutlaka salihlerden oluruz" diye Allah'a söz verenler de vardır.
9. Sure (Tevbe Suresi), 76. Ayet
Fakat Allah lütuf ve kereminden onlara verince, onda cimrilik ettiler ve yüz çevirerek dönüp gittiler.
9. Sure (Tevbe Suresi), 77. Ayet
Allah'a verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan söyledikleri için o da kalplerine, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar (sürecek) bir nifak soktu.
9. Sure (Tevbe Suresi), 78. Ayet
Allah'ın, içlerinde gizlediklerini ve fısıltılarını bildiğini ve Allah'ın gaybleri çok iyi bilen olduğunu bilmediler mi?
9. Sure (Tevbe Suresi), 79. Ayet
Sadakalar hususunda gönüllü bağışta bulunan mü'minlerle, güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya; işte Allah asıl onları maskaraya çevirmiştir. Onlar için elem dolu bir azap vardır.
11. Sure (Hûd Suresi), 89. Ayet
"Ey Kavmim! Bana karşı olan düşmanlığınız, Nûh kavminin veya Hûd kavminin, yahut Salih kavminin başına gelenin benzeri gibi bir felaketi sakın sizin de başınıza getirmesin. (Ve unutmayın ki) Lût kavmi sizden uzak değildir."
14. Sure (İbrâhîm Suresi), 9. Ayet
Sizden önceki Nûh, Âd, ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin ki onları Allah'tan başkası bilmez- haberi size gelmedi mi? Onlara peygamberleri mucizeler getirdiler de onlar (öfkeden parmaklarını ısırmak için) ellerini ağızlarına götürüp, "Biz sizinle gönderileni inkar ediyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de derin bir şüphe içindeyiz" dediler.
22. Sure (Hac Suresi), 42. Ayet
Ey Muhammed! Eğer seni yalanlarlarsa bil ki, onlardan önce Nûh, Âd ve Semûd kavimleri de (peygamberlerini) yalanlamışlardı.
25. Sure (Furkân Suresi), 38. Ayet
Âd ve Semûd kavimlerini, Ress halkını ve bunların arasında pek çok nesilleri de helak ettik.
25. Sure (Furkân Suresi), 39. Ayet
Bunların herbirine misaller getirdik, (öğüt almadıkları için) hepsini kırıp geçirdik.
27. Sure (Neml Suresi), 45. Ayet
Andolsun biz, "Allah'a kulluk edin" diye (uyarması için) Semûd kavmine, kardeşleri Salih'i peygamber olarak göndermiştik. Bir de ne görsün, onlar birbiriyle çekişen iki grup olmuşlar.
27. Sure (Neml Suresi), 46. Ayet
Salih onlara, "Ey kavmim! Niçin iyilikten önce kötülüğün acele gelmesini istiyorsunuz? Merhamet edilmeniz için Allah'tan bağışlanma dileseniz ya!"
27. Sure (Neml Suresi), 47. Ayet
Onlar, "Sen ve beraberindekiler yüzünden uğursuzluğa uğradık" dediler. Salih, "Sizin uğursuzluğunuzun sebebi Allah katında(yazılı)dır. Aslında siz imtihan edilmekte olan bir kavimsiniz" dedi.
27. Sure (Neml Suresi), 48. Ayet
Şehirde dokuz kişilik bir çete vardı. Bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar ve ıslaha çalışmıyorlardı.
27. Sure (Neml Suresi), 49. Ayet
Aralarında Allah adına and içerek şöyle dediler: "Mutlaka onu ve ailesini geceleyin öldüreceğiz sonra da velisine; Biz onun ailesinin öldürülüşüne şahit olmadık. Biz kesinlikle doğru söyleyenleriz', diyeceğiz."
27. Sure (Neml Suresi), 50. Ayet
Onlar bir tuzak kurdular. Farkında değillerken Allah da bir tuzak kurdu.27. Sure (Neml Suresi), 51. Ayet
Bak onların tuzaklarının sonucu nasıl oldu: Biz onları ve kavimlerini topyekün helak ettik.
27. Sure (Neml Suresi), 52. Ayet
İşte zulümleri yüzünden harabeye dönmüş evleri! Şüphesiz bunda bilen bir kavim için bir ibret vardır.
27. Sure (Neml Suresi), 53. Ayet
İman edip Allah'a karşı gelmekten sakınmakta olanları ise kurtardık.
29. Sure (Ankebût Suresi), 38. Ayet
Ad ve Semûd kavimlerini de helak ettik. Bu, onların (harap olmuş) yurtlarından size besbelli olmuştur. Şeytan onlara işlerini süslemiş ve onları doğru yoldan alıkoymuştur. Halbuki onlar gözü açık kimselerdi.
38. Sure (Sâd Suresi), 12. Ayet
Onlardan önce de Nûh kavmi, Âd kavmi, kazıklar sahibi Firavun, Semûd kavmi, Lût kavmi ve Eyke halkı da Peygamberleri yalanlamışlardı. İşte onlar da (böyle) gruplardı.
38. Sure (Sâd Suresi), 14. Ayet
(O grupların) her biri peygamberleri yalanladı da onları cezalandırmam hak oldu.
40. Sure (Mü'min Suresi), 30. Ayet
İman etmiş olan adam dedi ki: "Ey kavmim! Şüphesiz ben, Nûh kavmi, Âd kavmi, Semûd kavmi ve onlardan sonra gelen toplulukların başına gelen olayların sizin de başınıza gelmesinden korkuyorum. Allah kullarına asla zulmetmek istemez."
41. Sure (Fussilet Suresi), 13. Ayet
Eğer yüz çevirirlerse onlara de ki, "Ben sizi Âd ve Semûd kavimlerini çarpan yıldırım gibi bir yıldırıma karşı uyardım."
41. Sure (Fussilet Suresi), 14. Ayet
Hani onlara peygamberler önlerinden ve arkalarından gelmiş, "Allah'tan başkasına ibadet etmeyin" demişler, onlar da, "Eğer Rabbimiz dileseydi (Peygamber olarak) melekler indirirdi. Bu sebeple biz sizinle gönderilenleri inkar ediyoruz" demişlerdi.
41. Sure (Fussilet Suresi), 17. Ayet
Semûd kavmine gelince biz onlara doğru yolu göstermiştik. Ama onlar körlüğü hidayete tercih etmişler ve yaptıklarına karşılık, alçaltıcı azap yıldırımı onları çarpmıştı.
Bu Mesaja Ek Olarak;
50. Sure (Kâf Suresi), 12. Ayet
Onlardan önce Nûh kavmi, Res halkı ve Semûd kavmi, Âd ve Firavun, Lût'un kardeşleri, Eykeliler, Tübba'ın kavmi de yalanlamıştı. Bütün bunlar (kendilerine gönderilen) peygamberleri yalanladılar, böylece kendilerini uyardığım şey gerçekleşti.
51. Sure (Zâriyât Suresi), 43. Ayet
Semûd kavminde de ibretler vardır. Hani onlara, "Bir süreye kadar faydalanın bakalım" denmişti
51. Sure (Zâriyât Suresi), 44. Ayet
Derken Rablerinin emrinden uzaklaşıp azmışlardı. Bu yüzden bakınıp dururken kendilerini yıldırım çarpıvermişti.
51. Sure (Zâriyât Suresi), 45. Ayet
Artık, ne yerlerinden kalkmaya güçleri yetti ne de başkasından yardım görebildiler.
53. Sure (Necm Suresi), 50. Ayet
Şüphesiz O, önce gelen Âd kavmini ve Semûd kavmini helak etti ve hiç kimseyi bırakmadı.
53. Sure (Necm Suresi), 52. Ayet
Daha önce de Nûh'un kavmini helak etmişti. Şüphesiz onlar daha zalim ve daha azgın kimselerdi.
54. Sure (Kamer Suresi), 23. Ayet
Semûd kavmi de uyarıcıları yalanlamış ve şöyle demişlerdi: "İçimizden bir insana mı uyacağız? (Asıl) o takdirde biz apaçık bir sapıklık ve delilik içine düşmüş oluruz."
54. Sure (Kamer Suresi), 25. Ayet
"Bizim aramızdan vahiy ona mı verildi? Hayır o, yalancının, şımarığın biridir."
54. Sure (Kamer Suresi), 26. Ayet
Onlar yarın bilecekler: Kimmiş yalancı, kimmiş şımarık!
54. Sure (Kamer Suresi), 27. Ayet
(Salih'e şöyle demiştik "Şüphesiz biz, onlara bir imtihan olmak üzere, o dişi deveyi göndereceğiz. Şimdi onları gözetle ve sabret."
54. Sure (Kamer Suresi), 28. Ayet
"Onlara, suyun (deve ile) kendileri arasında (nöbetleşe) paylaştırıldığını, bildir. Her su nöbetinde sahibi hazır bulunsun."
54. Sure (Kamer Suresi), 29. Ayet
Derken, (kavmin en azgını olan) arkadaşlarını çağırdılar. O da işe koyuldu ve deveyi kesti.
54. Sure (Kamer Suresi), 30. Ayet
Fakat azabım ve uyarılarım nasılmış!
54. Sure (Kamer Suresi), 31. Ayet
Şüphesiz biz, onların üzerine tek bir korkunç ses gönderdik de, onlar, ağıldaki hayvanların çiğneyip ufaladıkları kuru çöpler gibi oldular.
54. Sure (Kamer Suresi), 32. Ayet
Andolsun, biz Kur'anı, düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?
69. Sure (Hâkka Suresi), 4. Ayet
Semûd ve Âd kavimleri, yüreklerini hoplatacak olan büyük felaketi (Kıyameti) yalanladılar.
69. Sure (Hâkka Suresi), 5. Ayet
Semûd kavmi korkunç bir sarsıntı ile helâk edildi.
69. Sure (Hâkka Suresi), 6. Ayet
Âd kavmine gelince onlar da uğultulu ve dondurucu şiddetli bir rüzgarla helak edildi.
85. Sure (Burûc Suresi), 17. Ayet
Orduların, Firavun ve Semûd'un haberi sana geldi mi?
85. Sure (Burûc Suresi), 19. Ayet
Hayır, inkar edenler, hâlâ yalanlamaktadırlar.85. Sure (Burûc Suresi), 20. Ayet
Oysa Allah, onları arkalarından kuşatmıştır.
89. Sure (Fecr Suresi), 6. Ayet
(Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hûd'un kavmi) Ad'e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem'e, vadide kayaları oyan (Salih'in kavmi) Semûd'a, kazıklar sahibi Firavun'a ne yaptığını görmedin mi?
89. Sure (Fecr Suresi), 11. Ayet
Bunlar şehirlerde azgınlık eden ve oralarda pek çok bozgunculuk çıkaran kimselerdi.
89. Sure (Fecr Suresi), 13. Ayet
Bu yüzden Rabbin onların üzerine azap kamçısı yağdırdı.
89. Sure (Fecr Suresi), 14. Ayet
Şüphesiz Rabbin, gözetlemededir.
91. Sure (Şems Suresi), 11. Ayet
Semûd kavmi, azgınlığı sebebiyle yalanladı.
91. Sure (Şems Suresi), 12. Ayet
Hani onların en bedbaht olanı (fesat çıkarmak için) ileri atılmıştı.
91. Sure (Şems Suresi), 13. Ayet
Allah'ın Resülü de onlara şöyle demişti: "Allah'ın devesini ve onun su içme hakkını koruyun."
91. Sure (Şems Suresi), 14. Ayet
Fakat onlar, onu yalanladılar ve deveyi boğazladılar. Bunun üzerine Rableri, suçlarından dolayı onları helak etti ve kendilerini yerle bir etti.
91. Sure (Şems Suresi), 15. Ayet
Allah, bunun sonucundan çekinmez de!
"Hatırlayın ki Allah Âd kavminden sonra, sizi onların yerine getirdi ve sizi yeryüzünde yerleştirdi. Yerin ovalarında köşkler kuruyor, dağları oyup evler yapıyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini anın da yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın."
9. Sure (Tevbe Suresi), 72. Ayet
Allah mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara, ebedi olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde çok güzel köşkler vadetti. Allah'ın rızası ise, bunların hepsinden daha büyüktür. İşte bu büyük başarıdır.
9. Sure (Tevbe Suresi), 73. Ayet
Ey peygamber! Kafirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı çetin ol. Onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü bir varış yeridir orası!
9. Sure (Tevbe Suresi), 74. Ayet
Bir şey söylemediklerine dair Allah'a yemin ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü söylediler ve (sözde) müslüman olduktan sonra inkar ettiler. Ayrıca başaramadıkları şeye (peygamberi öldürmeye) de yeltendiler. Sırf, Allah ve Resûlü kendi lütfu ile onları zengin kıldığı için intikam almaya kalktılar. Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur. Şayet yüz çevirirlerse Allah onları dünyada ve ahirette elem dolu bir azaba çarptıracaktır. Artık onlar için yeryüzünde ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.
9. Sure (Tevbe Suresi), 75. Ayet
İçlerinden, "Eğer Allah bize lütuf ve kereminden verirse mutlaka bol bol sadaka veririz ve mutlaka salihlerden oluruz" diye Allah'a söz verenler de vardır.
9. Sure (Tevbe Suresi), 76. Ayet
Fakat Allah lütuf ve kereminden onlara verince, onda cimrilik ettiler ve yüz çevirerek dönüp gittiler.
9. Sure (Tevbe Suresi), 77. Ayet
Allah'a verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan söyledikleri için o da kalplerine, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar (sürecek) bir nifak soktu.
9. Sure (Tevbe Suresi), 78. Ayet
Allah'ın, içlerinde gizlediklerini ve fısıltılarını bildiğini ve Allah'ın gaybleri çok iyi bilen olduğunu bilmediler mi?
9. Sure (Tevbe Suresi), 79. Ayet
Sadakalar hususunda gönüllü bağışta bulunan mü'minlerle, güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla alay edenler var ya; işte Allah asıl onları maskaraya çevirmiştir. Onlar için elem dolu bir azap vardır.
11. Sure (Hûd Suresi), 89. Ayet
"Ey Kavmim! Bana karşı olan düşmanlığınız, Nûh kavminin veya Hûd kavminin, yahut Salih kavminin başına gelenin benzeri gibi bir felaketi sakın sizin de başınıza getirmesin. (Ve unutmayın ki) Lût kavmi sizden uzak değildir."
14. Sure (İbrâhîm Suresi), 9. Ayet
Sizden önceki Nûh, Âd, ve Semûd kavimlerinin ve onlardan sonrakilerin ki onları Allah'tan başkası bilmez- haberi size gelmedi mi? Onlara peygamberleri mucizeler getirdiler de onlar (öfkeden parmaklarını ısırmak için) ellerini ağızlarına götürüp, "Biz sizinle gönderileni inkar ediyoruz. Bizi çağırdığınız şeyden de derin bir şüphe içindeyiz" dediler.
22. Sure (Hac Suresi), 42. Ayet
Ey Muhammed! Eğer seni yalanlarlarsa bil ki, onlardan önce Nûh, Âd ve Semûd kavimleri de (peygamberlerini) yalanlamışlardı.
25. Sure (Furkân Suresi), 38. Ayet
Âd ve Semûd kavimlerini, Ress halkını ve bunların arasında pek çok nesilleri de helak ettik.
25. Sure (Furkân Suresi), 39. Ayet
Bunların herbirine misaller getirdik, (öğüt almadıkları için) hepsini kırıp geçirdik.
27. Sure (Neml Suresi), 45. Ayet
Andolsun biz, "Allah'a kulluk edin" diye (uyarması için) Semûd kavmine, kardeşleri Salih'i peygamber olarak göndermiştik. Bir de ne görsün, onlar birbiriyle çekişen iki grup olmuşlar.
27. Sure (Neml Suresi), 46. Ayet
Salih onlara, "Ey kavmim! Niçin iyilikten önce kötülüğün acele gelmesini istiyorsunuz? Merhamet edilmeniz için Allah'tan bağışlanma dileseniz ya!"
27. Sure (Neml Suresi), 47. Ayet
Onlar, "Sen ve beraberindekiler yüzünden uğursuzluğa uğradık" dediler. Salih, "Sizin uğursuzluğunuzun sebebi Allah katında(yazılı)dır. Aslında siz imtihan edilmekte olan bir kavimsiniz" dedi.
27. Sure (Neml Suresi), 48. Ayet
Şehirde dokuz kişilik bir çete vardı. Bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar ve ıslaha çalışmıyorlardı.
27. Sure (Neml Suresi), 49. Ayet
Aralarında Allah adına and içerek şöyle dediler: "Mutlaka onu ve ailesini geceleyin öldüreceğiz sonra da velisine; Biz onun ailesinin öldürülüşüne şahit olmadık. Biz kesinlikle doğru söyleyenleriz', diyeceğiz."
27. Sure (Neml Suresi), 50. Ayet
Onlar bir tuzak kurdular. Farkında değillerken Allah da bir tuzak kurdu.27. Sure (Neml Suresi), 51. Ayet
Bak onların tuzaklarının sonucu nasıl oldu: Biz onları ve kavimlerini topyekün helak ettik.
27. Sure (Neml Suresi), 52. Ayet
İşte zulümleri yüzünden harabeye dönmüş evleri! Şüphesiz bunda bilen bir kavim için bir ibret vardır.
27. Sure (Neml Suresi), 53. Ayet
İman edip Allah'a karşı gelmekten sakınmakta olanları ise kurtardık.
29. Sure (Ankebût Suresi), 38. Ayet
Ad ve Semûd kavimlerini de helak ettik. Bu, onların (harap olmuş) yurtlarından size besbelli olmuştur. Şeytan onlara işlerini süslemiş ve onları doğru yoldan alıkoymuştur. Halbuki onlar gözü açık kimselerdi.
38. Sure (Sâd Suresi), 12. Ayet
Onlardan önce de Nûh kavmi, Âd kavmi, kazıklar sahibi Firavun, Semûd kavmi, Lût kavmi ve Eyke halkı da Peygamberleri yalanlamışlardı. İşte onlar da (böyle) gruplardı.
38. Sure (Sâd Suresi), 14. Ayet
(O grupların) her biri peygamberleri yalanladı da onları cezalandırmam hak oldu.
40. Sure (Mü'min Suresi), 30. Ayet
İman etmiş olan adam dedi ki: "Ey kavmim! Şüphesiz ben, Nûh kavmi, Âd kavmi, Semûd kavmi ve onlardan sonra gelen toplulukların başına gelen olayların sizin de başınıza gelmesinden korkuyorum. Allah kullarına asla zulmetmek istemez."
41. Sure (Fussilet Suresi), 13. Ayet
Eğer yüz çevirirlerse onlara de ki, "Ben sizi Âd ve Semûd kavimlerini çarpan yıldırım gibi bir yıldırıma karşı uyardım."
41. Sure (Fussilet Suresi), 14. Ayet
Hani onlara peygamberler önlerinden ve arkalarından gelmiş, "Allah'tan başkasına ibadet etmeyin" demişler, onlar da, "Eğer Rabbimiz dileseydi (Peygamber olarak) melekler indirirdi. Bu sebeple biz sizinle gönderilenleri inkar ediyoruz" demişlerdi.
41. Sure (Fussilet Suresi), 17. Ayet
Semûd kavmine gelince biz onlara doğru yolu göstermiştik. Ama onlar körlüğü hidayete tercih etmişler ve yaptıklarına karşılık, alçaltıcı azap yıldırımı onları çarpmıştı.
Bu Mesaja Ek Olarak;
50. Sure (Kâf Suresi), 12. Ayet
Onlardan önce Nûh kavmi, Res halkı ve Semûd kavmi, Âd ve Firavun, Lût'un kardeşleri, Eykeliler, Tübba'ın kavmi de yalanlamıştı. Bütün bunlar (kendilerine gönderilen) peygamberleri yalanladılar, böylece kendilerini uyardığım şey gerçekleşti.
51. Sure (Zâriyât Suresi), 43. Ayet
Semûd kavminde de ibretler vardır. Hani onlara, "Bir süreye kadar faydalanın bakalım" denmişti
51. Sure (Zâriyât Suresi), 44. Ayet
Derken Rablerinin emrinden uzaklaşıp azmışlardı. Bu yüzden bakınıp dururken kendilerini yıldırım çarpıvermişti.
51. Sure (Zâriyât Suresi), 45. Ayet
Artık, ne yerlerinden kalkmaya güçleri yetti ne de başkasından yardım görebildiler.
53. Sure (Necm Suresi), 50. Ayet
Şüphesiz O, önce gelen Âd kavmini ve Semûd kavmini helak etti ve hiç kimseyi bırakmadı.
53. Sure (Necm Suresi), 52. Ayet
Daha önce de Nûh'un kavmini helak etmişti. Şüphesiz onlar daha zalim ve daha azgın kimselerdi.
54. Sure (Kamer Suresi), 23. Ayet
Semûd kavmi de uyarıcıları yalanlamış ve şöyle demişlerdi: "İçimizden bir insana mı uyacağız? (Asıl) o takdirde biz apaçık bir sapıklık ve delilik içine düşmüş oluruz."
54. Sure (Kamer Suresi), 25. Ayet
"Bizim aramızdan vahiy ona mı verildi? Hayır o, yalancının, şımarığın biridir."
54. Sure (Kamer Suresi), 26. Ayet
Onlar yarın bilecekler: Kimmiş yalancı, kimmiş şımarık!
54. Sure (Kamer Suresi), 27. Ayet
(Salih'e şöyle demiştik "Şüphesiz biz, onlara bir imtihan olmak üzere, o dişi deveyi göndereceğiz. Şimdi onları gözetle ve sabret."
54. Sure (Kamer Suresi), 28. Ayet
"Onlara, suyun (deve ile) kendileri arasında (nöbetleşe) paylaştırıldığını, bildir. Her su nöbetinde sahibi hazır bulunsun."
54. Sure (Kamer Suresi), 29. Ayet
Derken, (kavmin en azgını olan) arkadaşlarını çağırdılar. O da işe koyuldu ve deveyi kesti.
54. Sure (Kamer Suresi), 30. Ayet
Fakat azabım ve uyarılarım nasılmış!
54. Sure (Kamer Suresi), 31. Ayet
Şüphesiz biz, onların üzerine tek bir korkunç ses gönderdik de, onlar, ağıldaki hayvanların çiğneyip ufaladıkları kuru çöpler gibi oldular.
54. Sure (Kamer Suresi), 32. Ayet
Andolsun, biz Kur'anı, düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?
69. Sure (Hâkka Suresi), 4. Ayet
Semûd ve Âd kavimleri, yüreklerini hoplatacak olan büyük felaketi (Kıyameti) yalanladılar.
69. Sure (Hâkka Suresi), 5. Ayet
Semûd kavmi korkunç bir sarsıntı ile helâk edildi.
69. Sure (Hâkka Suresi), 6. Ayet
Âd kavmine gelince onlar da uğultulu ve dondurucu şiddetli bir rüzgarla helak edildi.
85. Sure (Burûc Suresi), 17. Ayet
Orduların, Firavun ve Semûd'un haberi sana geldi mi?
85. Sure (Burûc Suresi), 19. Ayet
Hayır, inkar edenler, hâlâ yalanlamaktadırlar.85. Sure (Burûc Suresi), 20. Ayet
Oysa Allah, onları arkalarından kuşatmıştır.
89. Sure (Fecr Suresi), 6. Ayet
(Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hûd'un kavmi) Ad'e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem'e, vadide kayaları oyan (Salih'in kavmi) Semûd'a, kazıklar sahibi Firavun'a ne yaptığını görmedin mi?
89. Sure (Fecr Suresi), 11. Ayet
Bunlar şehirlerde azgınlık eden ve oralarda pek çok bozgunculuk çıkaran kimselerdi.
89. Sure (Fecr Suresi), 13. Ayet
Bu yüzden Rabbin onların üzerine azap kamçısı yağdırdı.
89. Sure (Fecr Suresi), 14. Ayet
Şüphesiz Rabbin, gözetlemededir.
91. Sure (Şems Suresi), 11. Ayet
Semûd kavmi, azgınlığı sebebiyle yalanladı.
91. Sure (Şems Suresi), 12. Ayet
Hani onların en bedbaht olanı (fesat çıkarmak için) ileri atılmıştı.
91. Sure (Şems Suresi), 13. Ayet
Allah'ın Resülü de onlara şöyle demişti: "Allah'ın devesini ve onun su içme hakkını koruyun."
91. Sure (Şems Suresi), 14. Ayet
Fakat onlar, onu yalanladılar ve deveyi boğazladılar. Bunun üzerine Rableri, suçlarından dolayı onları helak etti ve kendilerini yerle bir etti.
91. Sure (Şems Suresi), 15. Ayet
Allah, bunun sonucundan çekinmez de!