Saat sabah beşi geçiyordu.
Bir elimde kahve,
Parmaklarımda sigara seni düşünüyordum.
Aklıma düştüğünde,
Saat beşi geçiyordu.
Güneş usulca uzatmıştı ışığını ufuktan,
Gözlerim kan ağlamaktayken,
Ve sen rüyanda çiçeklerli koklarken,
Saat beşi geçiyordu.
Neyseki görmüyordun,
Uykusuzluktan çökmüş yüzümü.
Yüzüm yerlerde dolaşırken,
Saat beşi geçiyordu.
Bu güne doğarken ruhum,
Yarısı ayakta nöbette,
Diğer yarısı rüyasında seni görmekte.
Bütün bunları hissederken ben,
Saat beşi geçiyordu...