RECEP BULUT11
Kayıtlı Üye
SAÎD NURSÎ VE TARÎKATLAR
Saîd Nursî, Tarîkat zamanı değil Her tarîkat ehli, nurculuğa girmelidir. diyor Emîrdağ lâhikası, c.2, s.334 , ve
Tarîkatçılar sapıklara karşı yenildiler. Sikke-i tasdîk-ı gaybî, s.69
Tarîkat zamanı değil, belki îmânı kurtarmak zamanıdır. Mektûbât, 5. mektûb
Eskiden hakâik-i îmâniyeye (evliyâlığa) kırk senede ancak çıkılabilirdi. Şimdi ise kırk dakîkada Sözler kitâbımı okuyanlar hakâik-i îmâniyeye kavuşuyorlar. (*) Mektûbât, 5. mektûb
Sözler kitâbımı okumak tarîkata girmeden hakîkate geçmek için kâfidir. Mêktûbat, 28. mektûb, üçüncü mesele.
Tasavvufsuz cennete giden pek çokdur Mektûbât,5.mektûb
Saîd Nursînin bu yanlış fikirlerinin neden kaynaklandığını âcizâne açıklamaya çalışalım:
Tarîkat düşmanlığı bilhassa selefî denen zümrenin inancından kaynaklanmakdadır. Vehhâbiler, masonlar, ittihâdcılar, selefîler muannid tarîkat aleyhdârıdırlar. Saîd Nursînin bu kişilerle çok yakın olması böyle bir inanca sâhip olmasına sebeb olmuşdur. Şimdi de Saîd Nursînin bu sapıklarla yakınlığını ortaya koymaya çalışalım:
Saîd Nursî, İslâm büyüklerine hürmet etmek, mukaddes görmek sebebiyle Allâhü teâlâ ceza olarak vehhâbileri çıkardı. Mektûbât, 28. mektûb
Vehhâbilerin nemâza çok dikkât etmeleri, iftihâr edilecek şeydir. Mektûbât, 28. mektûb
İttihâd ve Terakkî Partisinden 19 bin altın aldım. Şuâlar, 14. şuâ; Kastamonu lâhikası, s. 55
Ben İttihâd ve Terakkîden ayrılmadım, ayrılanlar, bataklık yoluna sapdılar. Şuâlar, 14. şuâ; Kastamonu lâhikası,s. 55
Meşhur mason Cemâleddîn Efgânî ve mason Muhammed Abdühe de üstâdım demesi ile her şey apaçık ortaya çıkmış oluyor.( Târîhçe-i Hayât, s.68; Âsâr-ı bedîiyye, s. 411; Dîvân-ı Harb-i Örfî, s. 6 )
Ayrıca Saîd Nursî Kurân-ı Kerîmden başka bütün kitâblara isrâiliyyât karışdığını iddiâ edebilecek kadar ileriye gidiyor, İslâm âlimlerine saygılı davranmıyor.
Bakınız ne diyor: Biz isrâîliyyâtı usûlüne ve hikâyâtı akâidine ve mecâzâtı hakâikine karıştırarak kıymetini tedîb edemedik. O da cezâ olarak bize dünyâda tedîb için zillet ve sefâlet içinde bırakdı. Muhâkemât, S. 11
İsrâîliyyâtın bir tâifesi hikmet-i yunaniyyenin bir kısmı dâire-i İslâmiyyete duhûl etmeleriyle, dîn süsüyle görünerek, efkâra ihtilâle verdiler, Muhâkemât, s. 19
Reformistlerin bilhassa selefîliği benimseyen üstelik müslimân gözüken bazî masonların, ittihâdcıların iddiâ etdiği, aslında yüce İslam dîninde mevcûd olmayan hurâfelerin, isrâiliyyâtın sonradan İslâm dînine karışmış olduğunu dillerine dolayarak müslimânların geri kalmışlığını buna bağlamak istemeleri sapık inançlarından kaynaklanmakdadır.Geri kalmışlık, ne şerî hükümlerin zamana göre tadîl edilmeyerek (değiştirilmeyerek) sâbit bırakılmasından, ne de selefîlerin dediği gibi, İslâm dînine hurâfeler ve isrâiliyyât karışmış olmasındandır. Geri kalmışlığın esâs sebebi müslimânların dînlerini ihmâl etmelerinden, yanî İslâm dîninin emir ve yasaklarına uymamalarından ve inanç olarak da İslâm dînine olan bağlılıklarını gevşetmiş olmalarındandır. Biz dîni vecîbeleri yapmada ileri değiliz ki bu geri kalmışlığımız yüce İslâm dînine yüklenebilsin
Ebûbekir Geylânî
Saîd Nursî, Tarîkat zamanı değil Her tarîkat ehli, nurculuğa girmelidir. diyor Emîrdağ lâhikası, c.2, s.334 , ve
Tarîkatçılar sapıklara karşı yenildiler. Sikke-i tasdîk-ı gaybî, s.69
Tarîkat zamanı değil, belki îmânı kurtarmak zamanıdır. Mektûbât, 5. mektûb
Eskiden hakâik-i îmâniyeye (evliyâlığa) kırk senede ancak çıkılabilirdi. Şimdi ise kırk dakîkada Sözler kitâbımı okuyanlar hakâik-i îmâniyeye kavuşuyorlar. (*) Mektûbât, 5. mektûb
Sözler kitâbımı okumak tarîkata girmeden hakîkate geçmek için kâfidir. Mêktûbat, 28. mektûb, üçüncü mesele.
Tasavvufsuz cennete giden pek çokdur Mektûbât,5.mektûb
Saîd Nursînin bu yanlış fikirlerinin neden kaynaklandığını âcizâne açıklamaya çalışalım:
Tarîkat düşmanlığı bilhassa selefî denen zümrenin inancından kaynaklanmakdadır. Vehhâbiler, masonlar, ittihâdcılar, selefîler muannid tarîkat aleyhdârıdırlar. Saîd Nursînin bu kişilerle çok yakın olması böyle bir inanca sâhip olmasına sebeb olmuşdur. Şimdi de Saîd Nursînin bu sapıklarla yakınlığını ortaya koymaya çalışalım:
Saîd Nursî, İslâm büyüklerine hürmet etmek, mukaddes görmek sebebiyle Allâhü teâlâ ceza olarak vehhâbileri çıkardı. Mektûbât, 28. mektûb
Vehhâbilerin nemâza çok dikkât etmeleri, iftihâr edilecek şeydir. Mektûbât, 28. mektûb
İttihâd ve Terakkî Partisinden 19 bin altın aldım. Şuâlar, 14. şuâ; Kastamonu lâhikası, s. 55
Ben İttihâd ve Terakkîden ayrılmadım, ayrılanlar, bataklık yoluna sapdılar. Şuâlar, 14. şuâ; Kastamonu lâhikası,s. 55
Meşhur mason Cemâleddîn Efgânî ve mason Muhammed Abdühe de üstâdım demesi ile her şey apaçık ortaya çıkmış oluyor.( Târîhçe-i Hayât, s.68; Âsâr-ı bedîiyye, s. 411; Dîvân-ı Harb-i Örfî, s. 6 )
Ayrıca Saîd Nursî Kurân-ı Kerîmden başka bütün kitâblara isrâiliyyât karışdığını iddiâ edebilecek kadar ileriye gidiyor, İslâm âlimlerine saygılı davranmıyor.
Bakınız ne diyor: Biz isrâîliyyâtı usûlüne ve hikâyâtı akâidine ve mecâzâtı hakâikine karıştırarak kıymetini tedîb edemedik. O da cezâ olarak bize dünyâda tedîb için zillet ve sefâlet içinde bırakdı. Muhâkemât, S. 11
İsrâîliyyâtın bir tâifesi hikmet-i yunaniyyenin bir kısmı dâire-i İslâmiyyete duhûl etmeleriyle, dîn süsüyle görünerek, efkâra ihtilâle verdiler, Muhâkemât, s. 19
Reformistlerin bilhassa selefîliği benimseyen üstelik müslimân gözüken bazî masonların, ittihâdcıların iddiâ etdiği, aslında yüce İslam dîninde mevcûd olmayan hurâfelerin, isrâiliyyâtın sonradan İslâm dînine karışmış olduğunu dillerine dolayarak müslimânların geri kalmışlığını buna bağlamak istemeleri sapık inançlarından kaynaklanmakdadır.Geri kalmışlık, ne şerî hükümlerin zamana göre tadîl edilmeyerek (değiştirilmeyerek) sâbit bırakılmasından, ne de selefîlerin dediği gibi, İslâm dînine hurâfeler ve isrâiliyyât karışmış olmasındandır. Geri kalmışlığın esâs sebebi müslimânların dînlerini ihmâl etmelerinden, yanî İslâm dîninin emir ve yasaklarına uymamalarından ve inanç olarak da İslâm dînine olan bağlılıklarını gevşetmiş olmalarındandır. Biz dîni vecîbeleri yapmada ileri değiliz ki bu geri kalmışlığımız yüce İslâm dînine yüklenebilsin
Ebûbekir Geylânî