hübenya
Banned
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE
NEDEN HAYIR DİYORUZ?
AKP iktidara geleli sekiz yıl oldu.
AKP yandaşları sekiz yılda siyaseti kullanarak zengin oldu. Halkın payına
ise işsizlik ve yoksulluk düştü. Sekiz yılda AKP, bir talan ve baskı düzeni
kurdu.
Gün oldu devran döndü. İktidardan düşeceklerini görünce Yüce Divan
korkusuna düştüler. Sonunda çareyi yargıya kendi adamlarını atamakta
buldular. Atasınlar ki Yüce Divana gönderildiklerinde, kendi adamları
tarafından yargılansınlar. Bunun için de Anayasayı değiştirmeleri gerekiyordu.
Sekiz yıldır her akıllarına eseni yaparak ülkeyi karmaşaya sürükleyenler,
Anayasayı da keyiflerince değiştirebileceklerini sandılar.
Bilsinler ki bu halk bu oyuna gelmez.
Bu Anayasa değişiklikleriyle AKPnin esas derdi, yargıya kendi yandaşlarının
atanmasını sağlayacak iki maddeyi değiştirmek. Yalnızca göz boyamak
için bu iki maddeyi 26 maddelik paketin içine sakladılar. Böylece
sizleri aldatmaya ve kandırmaya çalışıyorlar. Bu demokratik olmayan ahlak
dışı bir tutumdur.
AKP iki maddeyi değiştirerek yargıya sinsice yandaşlarını atamaya çalışıyor.
Bu yasa değişirse, kendisini yargılayacak Yüce Divanın yargıçlarını
kendisi belirlemiş olacak. Yargıya siyaseti karıştıracak. Tarafsız yargı
diye bir şey kalmayacak.
AKP yalan söyleyerek paketteki diğer maddeleri sadece göz boyamak için
koyuyor. Oysa dikkatle incelendiğinde bu maddelerin bile demokrasi ve
özgürlükler konusunda ileri değil geri adımlar içerdiğini görebiliriz.
Zaten AKP demokrasiye samimiyetle inanmıyor. İnanmadığının en açık
kanıtları dokunulmazlıkların, seçim barajının ve YÖKün kaldırılmamasıdır.
Bu kitapçıkta referandumda neden Hayır dediğimizi anlatıyoruz.
Bu kitapçıktaki 12 maddeyi lütfen dikkatle okuyun. Ailenizle, akrabalarınızla,
arkadaşlarınızla paylaşın. Okuduklarınızı çevrenizdekilere anlatın.
AKP referandumda Hayır oyu kullanacak vatandaşlarımızı darbecilikle
yaftalıyor.
Bu kitapçığı okuduğunuzda göreceksiniz ki asıl bu değişiklik paketi
AKPnin kendi darbesidir.
AKPnin tek parti darbesine Hayır!
AKPnin sekiz yıllık yalan ve talan düzenine Hayır!
AKPnin aldatma ve kandırma düzenine Hayır!
12 Eylülde 12 Eylül Anayasasına Hayır!
Söz veriyorum! Biz iktidara gelince üzerinde hepimizin uzlaştığı yepyeni
bir Anayasa yapacağız. Bizim Anayasamız özgürlükçü, çoğulcu ve her kesimi
kucaklayan bir Anayasa olacak.
Referandum sonuçları açıklandığında Hayır oyunuzun göğsünüzde gururla
taşıdığınız bir demokrasi madalyasına dönüştüğünü göreceksiniz.
Oyunuz Hayırlı olsun.
AKP BU DEĞİŞİKLİKLERLE DEMOKRASİYİ HEDEFLEMİYOR
1- BU DEĞİŞİKLİKLERLE ASIL
HEDEFLENEN DEMOKRASİ MİDİR?
HAYIR!
Yolsuzluk batağına saplanmış AKP, hesap vermekten kurtulmak
derdine düşmüştür. Bu yüzden, kendi yandaşlarını yargı
organlarına atamanın yolunu aramaktadır.
Yani Başbakan ve Bakanlar, yolsuzluklarından dolayı Yüce
Divana gönderildikleri zaman, kendilerine ceza vermeyecek
yandaş hâkimler tarafından yargılanmak istemektedirler. Anayasa
paketinin asıl amacı budur.
Yargıya ilişkin olmayan diğer tüm değişiklikler pakete sadece
göz boyamak için konulmuştur. Anayasa paketinin hedefi demokrasimizi
geliştirmek değildir! Recep Bey ve arkadaşlarını
yargılanmaktan kaçırmaktır.
AKP BU DEĞİŞİKLİKLERLE DEMOKRASİYİ HEDEFLEMİYOR
2- DEĞİŞTİRİLMESİ ÖNERİLEN
26 MADDENİN TEK SEFERDE
OYLANMASI AHLAKA SIĞAR MI?
HAYIR!
Anayasa değişiklik paketi birbiriyle hiçbir bağlantısı olmayan
çeşitli maddeler içermektedir. Mesela, çocuk istismarının önlenmesiyle,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun üyelerinin
atama usulleri arasında ne bağlantı vardır? Ya da memurlara
toplu sözleşme hakkı verilmesiyle Anayasa Mahkemesinin
üye sayısı arasında ne bağlantı vardır? AKP, bu maddeleri bir
arada referanduma götürerek seçmenin değişikliklerden birine
Evet birine Hayır demesine imkân bırakmamıştır. Böylelikle
milletin iradesini hiçe saymıştır.
Bu en hafif ifadeyle ahlak dışı bir tutumdur.
AKPnin bu tutumu 1949dan beri üyesi olduğumuz Avrupa
Konseyinin anayasa konularındaki tavsiye organı olan Venedik
Komisyonunun ilkelerini de açıkça ihlal etmektedir. Venedik
Komisyonunun 2006 tarihli Referandumlarda İyi Uygulamalar
Kılavuzunun 30. Maddesinde Seçmenler, aralarında bir bağ olmayan
farklı sorulara aynı anda oy vermek zorunda bırakılmamalıdır
denmektedir.
Zaten Recep Bey de, Millete bu değişiklikleri hap gibi bir seferde
yutturacağız şeklindeki sözleriyle siyasi ahlak dışı tutumunu
kendi ağzıyla itiraf etmiştir.
Halkımız bu oyuna gelmeyecektir!
AKP BU DEĞİŞİKLİKLERLE DEMOKRASİYİ HEDEFLEMİYOR
3- AKP DEĞİŞİKLİKLER İÇİN
UZLAŞMA ÇABASI GÖSTERDİ Mİ?
HAYIR!
AKP, değişiklik paketini hiçbir uzlaşma çabası göstermeden
yangından mal kaçırır gibi Meclisten geçirdi.
AKP, tüm muhalefet partilerini dışladı. Medyayı, üniversiteleri
ve sivil toplum örgütlerini görmezden geldi. Ancak kendi gibi
düşünenleri, o da laf olsun diye dinledi.
Avrupa Konseyi, AKP ne yaptıysa tam tersini söylüyor: Anayasa
değişikliği yapma sürecine bütün siyasi partilerin ve sivil toplumun
her kesiminin; açık, zamanlı, bilgilendirici ve kapsayıcı bir biçimde
sürece katılması, çok uzun zaman ve emek gerektirse bile, geniş
uzlaşı sağlamak için zorunludur!
Demokrasiye inanan bir parti, kimseye danışmadan kendi başına
yazdığı bir metni tüm topluma dayatır mı?
AKP halkı kandırmaktadır. Evrensel demokratik değerleri
hiçe saymaktadır.
AKP YARGIYA KENDİ YANDAŞLARINI ATAMAYA ÇALIŞIYOR
4- BU DEĞİŞİKLİKLER DEMOKRATİK
BİR YARGI REFORMUNU
AMAÇLIYOR MU?
HAYIR!
Değişikliklerin asıl amacı yargıya AKPnin yandaşlarını atamaktır.
Bu değişikliklerle Anayasa Mahkemesinin üye sayısı 11den
17ye çıkarılmaktadır. Yeni 6 üye, AKPnin çoğunlukta olduğu
Meclis ve AKPnin aday göstermiş olduğu mevcut Cumhurbaşkanı
tarafından atanacaktır. Zaten Anayasa Mahkemesindeki 5
üye, mevcut Cumhurbaşkanı tarafından atanmıştır. Bu değişiklikle
mevcut Mahkemenin 17 üyesinden 11i, yani çoğunluğu,
AKP tarafından atanmış olacaktır.
AKP bunu neden istiyor? Çünkü Anayasa Mahkemesi aynı zamanda
Yüce Divan sıfatıyla Başbakan ve bakanları yargılamakla
görevlidir. Yani Recep Bey, vakti geldiğinde bu mahkemede
yargılanacaktır. Recep Beyin derdi kendi yandaşları tarafından
yargılanabilmektir.
AKP benzer bir oyunla üye sayısını artırarak
Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunu da ele geçirmek
istemektedir. Bu Kurul, Türkiyedeki
tüm hakim ve savcıların
atamalarını yapmaktadır.
Yani AKP, HSYKyı ele geçirerek
tüm yargı sistemini
kontrolü altına alacaktır.
böylelikle Türkiyenin bütün il ve ilçelerindeki hakim ve savcıların
atanması üzerinde siyasi etki sağlamış olacaktır. Bizim
endişemiz sonuçta yargının ve yargı kararlarının siyasallaşacağıdır.
Demokrasinin temeli yargının, yasama ve yürütmeden bağımsız
olmasıdır. Yargıyı, yasama ve yürütmenin emrine verecek olan
bu değişiklikler, demokrasinin özüne aykırıdır.
Yargıyı AKPnin emrine verecek olan bu değişiklikler, haklının
değil güçlünün hukukunu koruyacaktır.
Bir arsa ya da alacak davası mı var, vatandaş hakkını bağımsız
mahkemelerde değil parti teşkilatlarında arar hale gelecektir.
Yandaşın arkası vatandaşın hakkına baskın çıkacaktır.
AKP, çeşitli aldatmacalarla minareye kılıf hazırlamaktadır.
Neymiş, Avrupa ülkelerinde Anayasa Mahkemesi üyelerini Meclis
seçiyormuş!
Doğrudur, ama bu ülkelerde mahkeme üyeleri meclisin üçte
iki çoğunluğuyla seçilmektedir. AKP önerisinde ise üyeler basit
çoğunlukla seçilebilecektir.
Avrupa ülkelerindeki sistem bizde olsa, AKP üye seçimleri için
muhalefetle uzlaşmak zorunda olacaktı. Ama Recep Beyin defterinde
uzlaşma yazmaz! Eğer bu değişiklik olursa AKP, ertesi
gün basit çoğunlukla kendi yandaşlarını Anayasa Mahkemesine
atayacaktır.
Bu değişikliklerin amacı yargı reformu değil yandaş yargıdır.
Yargı bağımsızlığının olmadığı bir ülkede bireyin temel hak ve
özgürlüklerini korumak mümkün olmaz.
AKP GERÇEKLERİ SÖYLEMİYOR
5- BU DEĞİŞİKLİKLER, 12 EYLÜL
DARBECİLERİNE YARGI YOLU
AÇACAK MI?
HAYIR!
Geçici 15inci maddeyi kaldırmak
12 Eylül darbecilerine yargı yolunu
açmayacaktır.
Anayasanın geçici 15. Maddesi,
12 Eylül darbecilerini cezai sorumluluktan
kurtarmıştır. Bir kişinin işlediği suçtan
dolayı sorumluluğu bir kez kaldırıldıktan sonra, yeni bir hüküm
konarak yeniden o suçtan sorumlu tutulması mümkün değildir.
Bu yüzden, bu maddenin kaldırılmasıyla 12 Eylül darbecileri yargılanamayacaktır.
Bu durum, ülkemizin en önde gelen hukukçuları
tarafından kamuoyu önünde defalarca dile getirilmiştir.
Bu değişiklik pakete sadece göz boyama amacıyla konulmuştur.
Zaten Recep Beyin böyle bir niyeti yoktur. Niyeti olsaydı, 12 Eylül
darbecilerinin yargılanabilmesi için Anayasaya emredici hüküm
konulması yönündeki CHP önergesi AKPnin oyları ile reddedilmezdi!
Recep Beyin darbecileri yargılama niyeti olsaydı, 27 Nisan
e-muhtırasını veren Yaşar Büyükanıttan hesap sorardı. Peki ne
yaptı Recep Bey tam tersine Yaşar Büyükanıta üstün hizmet madalyası
ve zırhlı araba verdi.
AKP GERÇEKLERİ SÖYLEMİYOR
6- BU DEĞİŞİKLİKLER, MEMURLARA
TOPLU SÖZLEŞME HAKKI
GETİRECEK Mİ?
HAYIR!
Değişiklikle sadece toplu görüşmenin adı toplu sözleşme
olmaktadır. Ancak memurlara verilen toplu sözleşme hakkıyla,
işçilerin toplu sözleşmesi arasında hiçbir benzerlik yoktur.
Memurlar toplu sözleşmede idare ile anlaşamazlarsa, idarenin
atadığı bir Uzlaştırma Kurulu son kararı verecektir.
Üstelik, kamu görevlileri Uzlaştırma Kurulunun verdiği karardan
tatmin olmazlarsa yargı yolu da kapalıdır.
Hani AKP idarenin tüm eylemlerine
karşı yargı yolunun açık olmasını
savunuyordu?
Değişiklik kamu emekçilerine
grev hakkı vermemektedir. Bu
durum üyesi olduğumuz Uluslararası
Çalışma Örgütünün sözleşmelerine
de açıkça aykırıdır.
Dahası, memurların mali ve sosyal
haklarının kanunla düzenlenme mecburiyeti ortadan kaldırılmaktadır.
Böylece kamu emekçileri ve emeklilerinin hakları
basit idari kararlarla ortadan kaldırılabilecektir.
Bu değişiklikle memurların hakları ileriye değil, geriye gitmektedir.
Memurlar tümüyle AKPnin insafına bırakılmaktadır.
AKP GERÇEKLERİ SÖYLEMİYOR
7- BU DEĞİŞİKLİKLER, KADINLARIN VE
ÖZÜRLÜLERİN HAKLARINI
İYİLEŞTİRECEK Mİ?
HAYIR!
Düzenlemede, kadın ve özürlü haklarıyla ilgili yapılacak değişiklik
Anayasanın ilgili maddesine, bu maksatla alınacak tedbirler
eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz ifadesini eklemekten
ibarettir.
Bu ifade tek başına ne kadınlara ne de özürlülere yeni hiçbir
hak getirmemektedir. Kaldı ki,
CHP grubunun kadınların haklarını güçlendirici önergelerine
AKP grubu red oyu vermiştir.
AKPnin özürlüler ve kadınlar söz konusu olduğunda hiç de samimi
olmadığı açıktır:
Kamu kurumlarında açık bulunan yaklaşık 55 bin özürlü kontenjanına
yıllardır atama yapmamaktadır.
Recep Bey, kadınların en az üç çocuk yapmasını savunarak
kadını çalışma hayatından uzaklaştırmaktadır.
Recep Bey açıkça kadın-erkek eşitliğine inanmadığını söylemektedir.
Bir kez daha ortaya çıkmaktadır ki AKP göz boyamaktadır.
12
AKP GERÇEKLERİ SÖYLEMİYOR
8- BU DEĞİŞİKLİKLER, ÇOCUK
İSTİSMARINI ÖNLEYECEK Mİ?
HAYIR!
Yapılan tek düzenleme, Anayasada zaten var olan Devlet çocukları
korur ifadesinin, Devlet her türlü istismara ve şiddete
karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır şeklinde değiştirilmesinden
ibarettir. Yani değişiklik basit bir kelime oyunudur.
Kaldı ki, Türkiyenin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler çocukların
korunması için çok daha kapsamlı
tedbirler öngörmektedir. Ancak AKP
hükümeti bu sözleşmeleri hiçbir zaman
bütünüyle uygulamamıştır.
AKP, çocuk istismarını gerçekten
önlemek isteseydi, Çocuk Esirgeme
Kurumunda barınan çocuklara uygulanan
şiddet ve istismara karşı
ciddi tedbirler alırdı.
AKP çocuk istismarını gerçekten
önlemek isteseydi, sokakta yaşayan
ve çalışmaya zorlanan 240
bin çocuğu kurtarmaya yönelik
önlemler alırdı.
AKP göz boyamaya yönelik bu
önerilerle çocuk istismarının
bizzat parçası olmaktadır.
13
AKP GERÇEKLERİ SÖYLEMİYOR
9- BU DEĞİŞİKLİKLER, KİŞİSEL
VERİLERİN KORUNMASINI
SAĞLAYACAK MI?
HAYIR!
AKP döneminde Türkiye bir Telekulak Cumhuriyetine dönmüştür.
Halkımız konuşmaktan korkar hale gelmiştir. Binlerce
kişinin özel hayatına ve mahremine ilişkin bilgiler gazetelerde
çarşaf çarşaf yayınlanmıştır.
Hal böyleyken, AKP kişisel verilerin korunmasından söz ederek
halkımızla alay etmektedir. Aynı AKPnin Kişisel Verilerin
Korunması Kanunu tasarısında özel niteliği olan kişisel
veriler, kişilerin ırk, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep
veya diğer inançları, sağlık ve özel yaşamları ve her türlü
mahkûmiyetleriyle ilgili kişisel verilerin, Bakanlar Kurulunun
atadığı 7 kişilik bir kurulun izniyle işlenmesi öngörülmektedir.
Bunun adı düpedüz fişlemedir.
Zaten ağızlarından kaçırmadılar mı? Dün onlar bizi
fişliyorlardı, şimdi de biz onları fişleyeceğiz
demediler mi?
26 Temmuz 2010 günü 70 milyon vatandaşımızın
kimlik, adres ve telefon bilgilerini çalıp satan
bir çete yakalanmadı mı? 70 milyonun özel
bilgilerini korumaktan aciz olan AKPnin, kişisel
verilerin korunmasını Anayasaya koymaktan
söz etmesi abesle iştigaldir.
AKP GERÇEKLERİ SÖYLEMİYOR
10- BU DEĞİŞİKLİKLERDEKİ,
DİSİPLİN KARARLARI YARGI
DENETİMİ DIŞINDA BIRAKILMAZ
HÜKMÜ GERÇEKTEN BİR
REFORM MUDUR?
HAYIR!
Bu sadece iç hukukumuzun bir parçası olan bir Birleşmiş Milletler
sözleşmesi hükmünün yeniden yazılmasından ibarettir.
Türkiye 15 Ağustos 2000 tarihinde Birleşmiş Milletler Siyasi ve
Medeni Haklar Sözleşmesini imzalamıştır. Sözleşme 2003 yılında
Mecliste kabul edilmiş ve iç hukukun bir parçası haline
gelmiştir.
Bu sözleşmede yer alan Adil Yargılanma Hakkı başlıklı maddeye
göre herkes mahkemeler ve yargı önünde eşittir. Herkes
yetkili, bağımsız ve tarafsız bir yargı tarafından adil ve aleni olarak
yargılanma hakkına sahiptir.
Bu hak uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunu kapatan
düzenlemeleri de geçersiz kılmaktadır. Bu durum birçok
kez mahkeme kararlarıyla onaylanmıştır.
Yapılan bu değişiklik bir reform değildir. Mevcut durumun
tekrarından ibarettir.
AKP GERÇEKLERİ SÖYLEMİYOR
11- BU DEĞİŞİKLİKLERLE,
1982 ANAYASASI İLK KEZ Mİ
DEĞİŞTİRİLECEK?
HAYIR!
1982 Anayasası bugüne kadar 16 kez değiştirilmiştir. Anayasanın
175 maddesinden 83ü değişikliğe uğramıştır.
Yani darbe anayasasının ilk kez değiştirildiği tam bir yalandır!
Bu Anayasanın 58 maddesi AKP iktidara gelmeden
önce 7 ayrı seferde değiştirilmiştir.
AKPnin 2002de iktidara gelmesinden
sonra ise, 25 maddesi değiştirilmiştir.
Temel hak ve özgürlükleri
gerçekten genişletmeyi hedefleyen
bu değişikliklere CHP de tam destek
vermiştir.
Anayasayı değiştirmeye yönelik
4 teklif ise reddedilmiştir. Halkımız
tekliflerden birine 1988 yılında referandumda
hayır oyu vermiştir.
AKPnin 1982 Anayasasının ilk kez
değiştirildiği iddiası bütünüyle aldatmacadır.
AKP DEMOKRASİ İDDİASINDA SAMİMİ DEĞİL!
12- BU DEĞİŞİKLİKLER, 12 EYLÜLÜN
YARATTIĞI ANTİ-DEMOKRATİK
KURUMLARI ORTADAN
KALDIRIYOR MU?
HAYIR!
Çünkü Recep Bey işine gelince 12 Eylülün getirdiği kurumlarla
çok da uyumlu çalışıyor.
-Bu değişiklik dokunulmazlıkları kaldırıyor mu? Hayır. Çünkü
dokunulmazlıklar kaldırılırsa ilk yargılanacak 8 yıllık yalan ve
talan düzeninden en çok nemalanan AKPli bakan ve milletvekilleridir.
-Bu değişiklik 12 Eylülün üniversiteleri siyasi iktidarın emrine
vermek için kurduğu YÖKü ortadan kaldırıyor mu? Hayır. Çünkü
yıllarca YÖKe muhalefet eden AKP, kendi adamlarını YÖKe
yerleştirince birden YÖK taraftarı oldu. En merkeziyetçi ve en
tepeden inmeci YÖK yönetimini kurdu.
-Bu değişiklik cumhurbaşkanına, sırf Kenan Evren kullansın
diye verilen aşırı yetkileri kaldırıyor mu? Hayır. Çünkü yıllarca
cumhurbaşkanına karşı en ağır ifadeleri kullanan AKP, kendi
adayı cumhurbaşkanı seçilince birden bütün şikâyetlerini unuttu.
AKP DEMOKRASİ İDDİASINDA SAMİMİ DEĞİL!
-Bu değişiklik 12 Eylülün Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna
üye yaptığı Adalet Bakanı ve onu atadığı müsteşarını Kuruldan
çıkarıyor mu? Hayır. Çünkü bugün Bakan da Müsteşar da kendi
adamları.
Çünkü, AKP için hukuk devleti benim yandaşlarım görevdeyse
sorun yok demektir.
-AKP, 12 Eylülün en kötü mirası olan ve vatandaşın oyunu çalarak
temsilde adaleti ortadan kaldıran %10luk seçim barajını
indiriyor mu? Hayır.Çünkü Meclise daha çok parti girerse AKPnin sandalye sayısı
düşer. CHP, Haziran ayında barajın %7ye indirilmesi için
Meclise bir teklif getirdi. Ancak AKP işine gelmeyen bu teklifi
reddederek gerçek yüzünü gösterdi.
AKP demokrasiye samimiyetle inansaydı, her şeyden önce,
tüm toplumun üzerinde uzlaştığı bu değişiklikleri gündeme
getirdi.
AKP DEMOKRASİ İDDİASINDA SAMİMİ DEĞİL!
DEMOKRASİ İÇİN HAYIR!
Çok iyi biliyoruz ki bu referandumun halkın gerçek gündemi
olan işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk sorunlarıyla ilgisi
bulunmamaktadır. Referandum bu sorunların hiçbirine
çözüm getirmediği gibi yaşanmakta olan siyasi gerilimi tırmandırmaktadır.
Anayasa değişiklik paketi Türkiyeyi 12 Eylül Anayasasından
uzaklaştırmadığı gibi demokratik rejime yönelik önemli
tehlikeleri de beraberinde getirmektedir.
Yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılması demokrasiye indirilmiş
en ağır darbe olacaktır.
AKPnin halkın gündemini değiştirme planları da, Türkiyeyi
anti-demokratik bir rejime doğru sürükleme oyunları da,
yolsuzluklarını yandaş hâkimler atayarak örtbas etme gayretleri
de boşa çıkacaktır.
Çünkü halkımız yargı bağımsızlığına, insan haklarına, hukuk
devletine ve demokrasiye sonuna kadar sahip çıkacaktır.
AKPnin tek parti darbesine
HAYIR!
AKPnin sekiz yıllık
yalan ve talan düzenine
HAYIR!
AKPnin aldatma ve kandırma düzenine
HAYIR!
Daha zengin,
Daha özgür,
Daha güvenli,
Bir Türkiye için,
HAYIR OYU İSTİYORUZ HAYIR!
NEDEN HAYIR DİYORUZ?
AKP iktidara geleli sekiz yıl oldu.
AKP yandaşları sekiz yılda siyaseti kullanarak zengin oldu. Halkın payına
ise işsizlik ve yoksulluk düştü. Sekiz yılda AKP, bir talan ve baskı düzeni
kurdu.
Gün oldu devran döndü. İktidardan düşeceklerini görünce Yüce Divan
korkusuna düştüler. Sonunda çareyi yargıya kendi adamlarını atamakta
buldular. Atasınlar ki Yüce Divana gönderildiklerinde, kendi adamları
tarafından yargılansınlar. Bunun için de Anayasayı değiştirmeleri gerekiyordu.
Sekiz yıldır her akıllarına eseni yaparak ülkeyi karmaşaya sürükleyenler,
Anayasayı da keyiflerince değiştirebileceklerini sandılar.
Bilsinler ki bu halk bu oyuna gelmez.
Bu Anayasa değişiklikleriyle AKPnin esas derdi, yargıya kendi yandaşlarının
atanmasını sağlayacak iki maddeyi değiştirmek. Yalnızca göz boyamak
için bu iki maddeyi 26 maddelik paketin içine sakladılar. Böylece
sizleri aldatmaya ve kandırmaya çalışıyorlar. Bu demokratik olmayan ahlak
dışı bir tutumdur.
AKP iki maddeyi değiştirerek yargıya sinsice yandaşlarını atamaya çalışıyor.
Bu yasa değişirse, kendisini yargılayacak Yüce Divanın yargıçlarını
kendisi belirlemiş olacak. Yargıya siyaseti karıştıracak. Tarafsız yargı
diye bir şey kalmayacak.
AKP yalan söyleyerek paketteki diğer maddeleri sadece göz boyamak için
koyuyor. Oysa dikkatle incelendiğinde bu maddelerin bile demokrasi ve
özgürlükler konusunda ileri değil geri adımlar içerdiğini görebiliriz.
Zaten AKP demokrasiye samimiyetle inanmıyor. İnanmadığının en açık
kanıtları dokunulmazlıkların, seçim barajının ve YÖKün kaldırılmamasıdır.
Bu kitapçıkta referandumda neden Hayır dediğimizi anlatıyoruz.
Bu kitapçıktaki 12 maddeyi lütfen dikkatle okuyun. Ailenizle, akrabalarınızla,
arkadaşlarınızla paylaşın. Okuduklarınızı çevrenizdekilere anlatın.
AKP referandumda Hayır oyu kullanacak vatandaşlarımızı darbecilikle
yaftalıyor.
Bu kitapçığı okuduğunuzda göreceksiniz ki asıl bu değişiklik paketi
AKPnin kendi darbesidir.
AKPnin tek parti darbesine Hayır!
AKPnin sekiz yıllık yalan ve talan düzenine Hayır!
AKPnin aldatma ve kandırma düzenine Hayır!
12 Eylülde 12 Eylül Anayasasına Hayır!
Söz veriyorum! Biz iktidara gelince üzerinde hepimizin uzlaştığı yepyeni
bir Anayasa yapacağız. Bizim Anayasamız özgürlükçü, çoğulcu ve her kesimi
kucaklayan bir Anayasa olacak.
Referandum sonuçları açıklandığında Hayır oyunuzun göğsünüzde gururla
taşıdığınız bir demokrasi madalyasına dönüştüğünü göreceksiniz.
Oyunuz Hayırlı olsun.
AKP BU DEĞİŞİKLİKLERLE DEMOKRASİYİ HEDEFLEMİYOR
1- BU DEĞİŞİKLİKLERLE ASIL
HEDEFLENEN DEMOKRASİ MİDİR?
HAYIR!
Yolsuzluk batağına saplanmış AKP, hesap vermekten kurtulmak
derdine düşmüştür. Bu yüzden, kendi yandaşlarını yargı
organlarına atamanın yolunu aramaktadır.
Yani Başbakan ve Bakanlar, yolsuzluklarından dolayı Yüce
Divana gönderildikleri zaman, kendilerine ceza vermeyecek
yandaş hâkimler tarafından yargılanmak istemektedirler. Anayasa
paketinin asıl amacı budur.
Yargıya ilişkin olmayan diğer tüm değişiklikler pakete sadece
göz boyamak için konulmuştur. Anayasa paketinin hedefi demokrasimizi
geliştirmek değildir! Recep Bey ve arkadaşlarını
yargılanmaktan kaçırmaktır.
AKP BU DEĞİŞİKLİKLERLE DEMOKRASİYİ HEDEFLEMİYOR
2- DEĞİŞTİRİLMESİ ÖNERİLEN
26 MADDENİN TEK SEFERDE
OYLANMASI AHLAKA SIĞAR MI?
HAYIR!
Anayasa değişiklik paketi birbiriyle hiçbir bağlantısı olmayan
çeşitli maddeler içermektedir. Mesela, çocuk istismarının önlenmesiyle,
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun üyelerinin
atama usulleri arasında ne bağlantı vardır? Ya da memurlara
toplu sözleşme hakkı verilmesiyle Anayasa Mahkemesinin
üye sayısı arasında ne bağlantı vardır? AKP, bu maddeleri bir
arada referanduma götürerek seçmenin değişikliklerden birine
Evet birine Hayır demesine imkân bırakmamıştır. Böylelikle
milletin iradesini hiçe saymıştır.
Bu en hafif ifadeyle ahlak dışı bir tutumdur.
AKPnin bu tutumu 1949dan beri üyesi olduğumuz Avrupa
Konseyinin anayasa konularındaki tavsiye organı olan Venedik
Komisyonunun ilkelerini de açıkça ihlal etmektedir. Venedik
Komisyonunun 2006 tarihli Referandumlarda İyi Uygulamalar
Kılavuzunun 30. Maddesinde Seçmenler, aralarında bir bağ olmayan
farklı sorulara aynı anda oy vermek zorunda bırakılmamalıdır
denmektedir.
Zaten Recep Bey de, Millete bu değişiklikleri hap gibi bir seferde
yutturacağız şeklindeki sözleriyle siyasi ahlak dışı tutumunu
kendi ağzıyla itiraf etmiştir.
Halkımız bu oyuna gelmeyecektir!
AKP BU DEĞİŞİKLİKLERLE DEMOKRASİYİ HEDEFLEMİYOR
3- AKP DEĞİŞİKLİKLER İÇİN
UZLAŞMA ÇABASI GÖSTERDİ Mİ?
HAYIR!
AKP, değişiklik paketini hiçbir uzlaşma çabası göstermeden
yangından mal kaçırır gibi Meclisten geçirdi.
AKP, tüm muhalefet partilerini dışladı. Medyayı, üniversiteleri
ve sivil toplum örgütlerini görmezden geldi. Ancak kendi gibi
düşünenleri, o da laf olsun diye dinledi.
Avrupa Konseyi, AKP ne yaptıysa tam tersini söylüyor: Anayasa
değişikliği yapma sürecine bütün siyasi partilerin ve sivil toplumun
her kesiminin; açık, zamanlı, bilgilendirici ve kapsayıcı bir biçimde
sürece katılması, çok uzun zaman ve emek gerektirse bile, geniş
uzlaşı sağlamak için zorunludur!
Demokrasiye inanan bir parti, kimseye danışmadan kendi başına
yazdığı bir metni tüm topluma dayatır mı?
AKP halkı kandırmaktadır. Evrensel demokratik değerleri
hiçe saymaktadır.
AKP YARGIYA KENDİ YANDAŞLARINI ATAMAYA ÇALIŞIYOR
4- BU DEĞİŞİKLİKLER DEMOKRATİK
BİR YARGI REFORMUNU
AMAÇLIYOR MU?
HAYIR!
Değişikliklerin asıl amacı yargıya AKPnin yandaşlarını atamaktır.
Bu değişikliklerle Anayasa Mahkemesinin üye sayısı 11den
17ye çıkarılmaktadır. Yeni 6 üye, AKPnin çoğunlukta olduğu
Meclis ve AKPnin aday göstermiş olduğu mevcut Cumhurbaşkanı
tarafından atanacaktır. Zaten Anayasa Mahkemesindeki 5
üye, mevcut Cumhurbaşkanı tarafından atanmıştır. Bu değişiklikle
mevcut Mahkemenin 17 üyesinden 11i, yani çoğunluğu,
AKP tarafından atanmış olacaktır.
AKP bunu neden istiyor? Çünkü Anayasa Mahkemesi aynı zamanda
Yüce Divan sıfatıyla Başbakan ve bakanları yargılamakla
görevlidir. Yani Recep Bey, vakti geldiğinde bu mahkemede
yargılanacaktır. Recep Beyin derdi kendi yandaşları tarafından
yargılanabilmektir.
AKP benzer bir oyunla üye sayısını artırarak
Hakimler ve Savcılar Yüksek
Kurulunu da ele geçirmek
istemektedir. Bu Kurul, Türkiyedeki
tüm hakim ve savcıların
atamalarını yapmaktadır.
Yani AKP, HSYKyı ele geçirerek
tüm yargı sistemini
kontrolü altına alacaktır.
böylelikle Türkiyenin bütün il ve ilçelerindeki hakim ve savcıların
atanması üzerinde siyasi etki sağlamış olacaktır. Bizim
endişemiz sonuçta yargının ve yargı kararlarının siyasallaşacağıdır.
Demokrasinin temeli yargının, yasama ve yürütmeden bağımsız
olmasıdır. Yargıyı, yasama ve yürütmenin emrine verecek olan
bu değişiklikler, demokrasinin özüne aykırıdır.
Yargıyı AKPnin emrine verecek olan bu değişiklikler, haklının
değil güçlünün hukukunu koruyacaktır.
Bir arsa ya da alacak davası mı var, vatandaş hakkını bağımsız
mahkemelerde değil parti teşkilatlarında arar hale gelecektir.
Yandaşın arkası vatandaşın hakkına baskın çıkacaktır.
AKP, çeşitli aldatmacalarla minareye kılıf hazırlamaktadır.
Neymiş, Avrupa ülkelerinde Anayasa Mahkemesi üyelerini Meclis
seçiyormuş!
Doğrudur, ama bu ülkelerde mahkeme üyeleri meclisin üçte
iki çoğunluğuyla seçilmektedir. AKP önerisinde ise üyeler basit
çoğunlukla seçilebilecektir.
Avrupa ülkelerindeki sistem bizde olsa, AKP üye seçimleri için
muhalefetle uzlaşmak zorunda olacaktı. Ama Recep Beyin defterinde
uzlaşma yazmaz! Eğer bu değişiklik olursa AKP, ertesi
gün basit çoğunlukla kendi yandaşlarını Anayasa Mahkemesine
atayacaktır.
Bu değişikliklerin amacı yargı reformu değil yandaş yargıdır.
Yargı bağımsızlığının olmadığı bir ülkede bireyin temel hak ve
özgürlüklerini korumak mümkün olmaz.
AKP GERÇEKLERİ SÖYLEMİYOR
5- BU DEĞİŞİKLİKLER, 12 EYLÜL
DARBECİLERİNE YARGI YOLU
AÇACAK MI?
HAYIR!
Geçici 15inci maddeyi kaldırmak
12 Eylül darbecilerine yargı yolunu
açmayacaktır.
Anayasanın geçici 15. Maddesi,
12 Eylül darbecilerini cezai sorumluluktan
kurtarmıştır. Bir kişinin işlediği suçtan
dolayı sorumluluğu bir kez kaldırıldıktan sonra, yeni bir hüküm
konarak yeniden o suçtan sorumlu tutulması mümkün değildir.
Bu yüzden, bu maddenin kaldırılmasıyla 12 Eylül darbecileri yargılanamayacaktır.
Bu durum, ülkemizin en önde gelen hukukçuları
tarafından kamuoyu önünde defalarca dile getirilmiştir.
Bu değişiklik pakete sadece göz boyama amacıyla konulmuştur.
Zaten Recep Beyin böyle bir niyeti yoktur. Niyeti olsaydı, 12 Eylül
darbecilerinin yargılanabilmesi için Anayasaya emredici hüküm
konulması yönündeki CHP önergesi AKPnin oyları ile reddedilmezdi!
Recep Beyin darbecileri yargılama niyeti olsaydı, 27 Nisan
e-muhtırasını veren Yaşar Büyükanıttan hesap sorardı. Peki ne
yaptı Recep Bey tam tersine Yaşar Büyükanıta üstün hizmet madalyası
ve zırhlı araba verdi.
AKP GERÇEKLERİ SÖYLEMİYOR
6- BU DEĞİŞİKLİKLER, MEMURLARA
TOPLU SÖZLEŞME HAKKI
GETİRECEK Mİ?
HAYIR!
Değişiklikle sadece toplu görüşmenin adı toplu sözleşme
olmaktadır. Ancak memurlara verilen toplu sözleşme hakkıyla,
işçilerin toplu sözleşmesi arasında hiçbir benzerlik yoktur.
Memurlar toplu sözleşmede idare ile anlaşamazlarsa, idarenin
atadığı bir Uzlaştırma Kurulu son kararı verecektir.
Üstelik, kamu görevlileri Uzlaştırma Kurulunun verdiği karardan
tatmin olmazlarsa yargı yolu da kapalıdır.
Hani AKP idarenin tüm eylemlerine
karşı yargı yolunun açık olmasını
savunuyordu?
Değişiklik kamu emekçilerine
grev hakkı vermemektedir. Bu
durum üyesi olduğumuz Uluslararası
Çalışma Örgütünün sözleşmelerine
de açıkça aykırıdır.
Dahası, memurların mali ve sosyal
haklarının kanunla düzenlenme mecburiyeti ortadan kaldırılmaktadır.
Böylece kamu emekçileri ve emeklilerinin hakları
basit idari kararlarla ortadan kaldırılabilecektir.
Bu değişiklikle memurların hakları ileriye değil, geriye gitmektedir.
Memurlar tümüyle AKPnin insafına bırakılmaktadır.
AKP GERÇEKLERİ SÖYLEMİYOR
7- BU DEĞİŞİKLİKLER, KADINLARIN VE
ÖZÜRLÜLERİN HAKLARINI
İYİLEŞTİRECEK Mİ?
HAYIR!
Düzenlemede, kadın ve özürlü haklarıyla ilgili yapılacak değişiklik
Anayasanın ilgili maddesine, bu maksatla alınacak tedbirler
eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz ifadesini eklemekten
ibarettir.
Bu ifade tek başına ne kadınlara ne de özürlülere yeni hiçbir
hak getirmemektedir. Kaldı ki,
CHP grubunun kadınların haklarını güçlendirici önergelerine
AKP grubu red oyu vermiştir.
AKPnin özürlüler ve kadınlar söz konusu olduğunda hiç de samimi
olmadığı açıktır:
Kamu kurumlarında açık bulunan yaklaşık 55 bin özürlü kontenjanına
yıllardır atama yapmamaktadır.
Recep Bey, kadınların en az üç çocuk yapmasını savunarak
kadını çalışma hayatından uzaklaştırmaktadır.
Recep Bey açıkça kadın-erkek eşitliğine inanmadığını söylemektedir.
Bir kez daha ortaya çıkmaktadır ki AKP göz boyamaktadır.
12
AKP GERÇEKLERİ SÖYLEMİYOR
8- BU DEĞİŞİKLİKLER, ÇOCUK
İSTİSMARINI ÖNLEYECEK Mİ?
HAYIR!
Yapılan tek düzenleme, Anayasada zaten var olan Devlet çocukları
korur ifadesinin, Devlet her türlü istismara ve şiddete
karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır şeklinde değiştirilmesinden
ibarettir. Yani değişiklik basit bir kelime oyunudur.
Kaldı ki, Türkiyenin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler çocukların
korunması için çok daha kapsamlı
tedbirler öngörmektedir. Ancak AKP
hükümeti bu sözleşmeleri hiçbir zaman
bütünüyle uygulamamıştır.
AKP, çocuk istismarını gerçekten
önlemek isteseydi, Çocuk Esirgeme
Kurumunda barınan çocuklara uygulanan
şiddet ve istismara karşı
ciddi tedbirler alırdı.
AKP çocuk istismarını gerçekten
önlemek isteseydi, sokakta yaşayan
ve çalışmaya zorlanan 240
bin çocuğu kurtarmaya yönelik
önlemler alırdı.
AKP göz boyamaya yönelik bu
önerilerle çocuk istismarının
bizzat parçası olmaktadır.
13
AKP GERÇEKLERİ SÖYLEMİYOR
9- BU DEĞİŞİKLİKLER, KİŞİSEL
VERİLERİN KORUNMASINI
SAĞLAYACAK MI?
HAYIR!
AKP döneminde Türkiye bir Telekulak Cumhuriyetine dönmüştür.
Halkımız konuşmaktan korkar hale gelmiştir. Binlerce
kişinin özel hayatına ve mahremine ilişkin bilgiler gazetelerde
çarşaf çarşaf yayınlanmıştır.
Hal böyleyken, AKP kişisel verilerin korunmasından söz ederek
halkımızla alay etmektedir. Aynı AKPnin Kişisel Verilerin
Korunması Kanunu tasarısında özel niteliği olan kişisel
veriler, kişilerin ırk, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep
veya diğer inançları, sağlık ve özel yaşamları ve her türlü
mahkûmiyetleriyle ilgili kişisel verilerin, Bakanlar Kurulunun
atadığı 7 kişilik bir kurulun izniyle işlenmesi öngörülmektedir.
Bunun adı düpedüz fişlemedir.
Zaten ağızlarından kaçırmadılar mı? Dün onlar bizi
fişliyorlardı, şimdi de biz onları fişleyeceğiz
demediler mi?
26 Temmuz 2010 günü 70 milyon vatandaşımızın
kimlik, adres ve telefon bilgilerini çalıp satan
bir çete yakalanmadı mı? 70 milyonun özel
bilgilerini korumaktan aciz olan AKPnin, kişisel
verilerin korunmasını Anayasaya koymaktan
söz etmesi abesle iştigaldir.
AKP GERÇEKLERİ SÖYLEMİYOR
10- BU DEĞİŞİKLİKLERDEKİ,
DİSİPLİN KARARLARI YARGI
DENETİMİ DIŞINDA BIRAKILMAZ
HÜKMÜ GERÇEKTEN BİR
REFORM MUDUR?
HAYIR!
Bu sadece iç hukukumuzun bir parçası olan bir Birleşmiş Milletler
sözleşmesi hükmünün yeniden yazılmasından ibarettir.
Türkiye 15 Ağustos 2000 tarihinde Birleşmiş Milletler Siyasi ve
Medeni Haklar Sözleşmesini imzalamıştır. Sözleşme 2003 yılında
Mecliste kabul edilmiş ve iç hukukun bir parçası haline
gelmiştir.
Bu sözleşmede yer alan Adil Yargılanma Hakkı başlıklı maddeye
göre herkes mahkemeler ve yargı önünde eşittir. Herkes
yetkili, bağımsız ve tarafsız bir yargı tarafından adil ve aleni olarak
yargılanma hakkına sahiptir.
Bu hak uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunu kapatan
düzenlemeleri de geçersiz kılmaktadır. Bu durum birçok
kez mahkeme kararlarıyla onaylanmıştır.
Yapılan bu değişiklik bir reform değildir. Mevcut durumun
tekrarından ibarettir.
AKP GERÇEKLERİ SÖYLEMİYOR
11- BU DEĞİŞİKLİKLERLE,
1982 ANAYASASI İLK KEZ Mİ
DEĞİŞTİRİLECEK?
HAYIR!
1982 Anayasası bugüne kadar 16 kez değiştirilmiştir. Anayasanın
175 maddesinden 83ü değişikliğe uğramıştır.
Yani darbe anayasasının ilk kez değiştirildiği tam bir yalandır!
Bu Anayasanın 58 maddesi AKP iktidara gelmeden
önce 7 ayrı seferde değiştirilmiştir.
AKPnin 2002de iktidara gelmesinden
sonra ise, 25 maddesi değiştirilmiştir.
Temel hak ve özgürlükleri
gerçekten genişletmeyi hedefleyen
bu değişikliklere CHP de tam destek
vermiştir.
Anayasayı değiştirmeye yönelik
4 teklif ise reddedilmiştir. Halkımız
tekliflerden birine 1988 yılında referandumda
hayır oyu vermiştir.
AKPnin 1982 Anayasasının ilk kez
değiştirildiği iddiası bütünüyle aldatmacadır.
AKP DEMOKRASİ İDDİASINDA SAMİMİ DEĞİL!
12- BU DEĞİŞİKLİKLER, 12 EYLÜLÜN
YARATTIĞI ANTİ-DEMOKRATİK
KURUMLARI ORTADAN
KALDIRIYOR MU?
HAYIR!
Çünkü Recep Bey işine gelince 12 Eylülün getirdiği kurumlarla
çok da uyumlu çalışıyor.
-Bu değişiklik dokunulmazlıkları kaldırıyor mu? Hayır. Çünkü
dokunulmazlıklar kaldırılırsa ilk yargılanacak 8 yıllık yalan ve
talan düzeninden en çok nemalanan AKPli bakan ve milletvekilleridir.
-Bu değişiklik 12 Eylülün üniversiteleri siyasi iktidarın emrine
vermek için kurduğu YÖKü ortadan kaldırıyor mu? Hayır. Çünkü
yıllarca YÖKe muhalefet eden AKP, kendi adamlarını YÖKe
yerleştirince birden YÖK taraftarı oldu. En merkeziyetçi ve en
tepeden inmeci YÖK yönetimini kurdu.
-Bu değişiklik cumhurbaşkanına, sırf Kenan Evren kullansın
diye verilen aşırı yetkileri kaldırıyor mu? Hayır. Çünkü yıllarca
cumhurbaşkanına karşı en ağır ifadeleri kullanan AKP, kendi
adayı cumhurbaşkanı seçilince birden bütün şikâyetlerini unuttu.
AKP DEMOKRASİ İDDİASINDA SAMİMİ DEĞİL!
-Bu değişiklik 12 Eylülün Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna
üye yaptığı Adalet Bakanı ve onu atadığı müsteşarını Kuruldan
çıkarıyor mu? Hayır. Çünkü bugün Bakan da Müsteşar da kendi
adamları.
Çünkü, AKP için hukuk devleti benim yandaşlarım görevdeyse
sorun yok demektir.
-AKP, 12 Eylülün en kötü mirası olan ve vatandaşın oyunu çalarak
temsilde adaleti ortadan kaldıran %10luk seçim barajını
indiriyor mu? Hayır.Çünkü Meclise daha çok parti girerse AKPnin sandalye sayısı
düşer. CHP, Haziran ayında barajın %7ye indirilmesi için
Meclise bir teklif getirdi. Ancak AKP işine gelmeyen bu teklifi
reddederek gerçek yüzünü gösterdi.
AKP demokrasiye samimiyetle inansaydı, her şeyden önce,
tüm toplumun üzerinde uzlaştığı bu değişiklikleri gündeme
getirdi.
AKP DEMOKRASİ İDDİASINDA SAMİMİ DEĞİL!
DEMOKRASİ İÇİN HAYIR!
Çok iyi biliyoruz ki bu referandumun halkın gerçek gündemi
olan işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk sorunlarıyla ilgisi
bulunmamaktadır. Referandum bu sorunların hiçbirine
çözüm getirmediği gibi yaşanmakta olan siyasi gerilimi tırmandırmaktadır.
Anayasa değişiklik paketi Türkiyeyi 12 Eylül Anayasasından
uzaklaştırmadığı gibi demokratik rejime yönelik önemli
tehlikeleri de beraberinde getirmektedir.
Yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılması demokrasiye indirilmiş
en ağır darbe olacaktır.
AKPnin halkın gündemini değiştirme planları da, Türkiyeyi
anti-demokratik bir rejime doğru sürükleme oyunları da,
yolsuzluklarını yandaş hâkimler atayarak örtbas etme gayretleri
de boşa çıkacaktır.
Çünkü halkımız yargı bağımsızlığına, insan haklarına, hukuk
devletine ve demokrasiye sonuna kadar sahip çıkacaktır.
AKPnin tek parti darbesine
HAYIR!
AKPnin sekiz yıllık
yalan ve talan düzenine
HAYIR!
AKPnin aldatma ve kandırma düzenine
HAYIR!
Daha zengin,
Daha özgür,
Daha güvenli,
Bir Türkiye için,
HAYIR OYU İSTİYORUZ HAYIR!