---> Psikolojide Kavramlar
Mahrem Mesafe
Hall'in mesafe tipolojisinde, insan vücudundan itibaren dışa doğru sıralanan mesafe türlerinden ilki olan mahrem mesafe (intimate distance), bireyin genel olarak çok özel davranış veya etkinliklerine ayrılan mesafedir.
Bu mesafede başka bir bireyin varlığı, bireyin kesin denetimine tabidir. Vücut etrafındaki yaklaşık 45 cm.lik mesafeyi kapsayan mahrem mesafe alanında, tüm duyusal ayrıntılar farkedilir, diğerlerinin koku ve vücut harareti algılanır, yabancıların varlığı, güvensizlik ve rahatsızlık yaratır, vb.
Mahrem İlişkiler
Mahrem (özel, hususi) ilişkiler (intimate relationships), kişiler arası ilişkilerin belirli bir türüdür. Bu ilişkilerin özellikleri arasında çekim duygularının yoğunluğu, birbirine açılma, içtenlik, birbiri hakkında başkalarının sahip olmadığı bilgilere sahip olma, birbirine bağımlılık gibi özellikler sayılabilir.
Mahremiyet
Mahremiyet sözcüğü, etimolojik kökeninde (Latince inümus) 'en iç', 'en derin iç' anlamına gelmekte ve günlük dilde de 'iç bilinç ya da bir kişinin en gizli gerçekliğinin bilgisi' gibi anlamlar taşımaktadır. Genel olarak mahremiyet, bir kişinin en derinliğinde var olan şeylere göndermektedir.
Çeşitli yazarlar mahremiyet tanımlarında 'geri çekilme' (Bates), 'diğerlerinin birey üstündeki gücünün sının' (Kelvin), 'kişisel kontrol' (Johnson), 'kişiler arası etkileşimleri düzenleme süreci' (Altman) gibi farklı kavramlara dayanmaktadırlar. Yapılan anketlere göre Batı toplumlarında mahremiyetin içeriği, cinsellik, diğerine duyulan sevgi ve angajman, rüyalar veya hayaller gibi konuları kapsamaktadır. Bir başkasıyla bu tür konuları paylaşma, onunla mahrem, özel ilişki kurma anlamına gelmektedir.
Mahremiyeti özgül bir inceleme konusu olarak ele alan araştırmacılar, tanımlarında kabaca dört boyut üstünde durmaktadırlar: Birincisi, mahremiyetin kişilere göre değişen bir ihtiyaç olarak görülmesidir (McAdams, 1988), bu ihtiyaç, sıcak ve karşılıklı ilişki arayışı şeklinde kendini göstermektedir.
İkincisi, oldukça istikrarlı kişisel bir kapasite olarak görülmesidir; bu kapasite, diğer bir kişiye angaje olma ve bu angajman uğruna bir takım özverilerde ve kompromilerde bulunmayı kabul etme şeklinde ifade edilmektedir (Erikson, 1963).
Üçüncüsü, iki bireyin birbirine yaklaşmaya çalıştıkları bir süreç olarak kavramsallaştırılmasıdır (Hatfıeld, 1984); bu süreçte iki kişi, birbirlerini en derin hususlarında tanıyabilmekte ve bir karşılıklı bağımlılık (ihtiyaçlarını doyurma bakımından diğerine muhtaç olma durumu) oluşmaktadır.
Dördüncüsü, mahrem ilişkilerin belirli karakteristik Öğelere ya da özelliklere göre tanımlanması-dır. Mahrem ilişkiler, diğer ilişkilerden bazı bakımlardan farklılık göstermektedir: Bunlar arasında duyguların yoğunluğu, kendisi hakkında karşıdakine verilen enformasyonların nicelik ve niteliği; diğerine ve ilişkiye angajman, ilişkinin uzun süreli olacağına inanç, karşılıklı bağımlılık gibi hususlar sayılmaktadır.
Mahremiyetin anlaşılmasında kültürel boyutlar da önem taşımaktadır. Zira tüm kültürlerde mahremiyeti düzenleyici kurallar bulunmakla birlikte, mahremiyetin düzenlenme şekli ve mekanizmaları kültüre özgüdür, Hall'in deyişiyle 'her kültürde farklı duyumsal dünyalar (görme, koklama, duyma, dokunma, vb.) yüceltilir ve farklı mekanizmalar kullanılır'. Hatta aynı kültür içinde de rol ve statüye bağlı olarak farklı kural ve mekanizmaların işlediği görülür.
Sosyal psikologlar, mahrem ilişkilerin gelişmesi konusunda çeşitli teorik yaklaşımlar ortaya koymuşlardır. Literatürde mevcut yaklaşımlar arasında Levinger Modeli (1988), Murstein Modeli (1976, 1987), Secord ve Backman Modeli (1974, 1981), Scanzoni Modeli (1979) ve çeşitli bağımlılık modelleri (Maslow, 1954, 1968; Fromm, 1956; Berscheid ve ark. 1977, 1978) zikredilebilir.
Makyevelizm
Makyevelizm terimi, ünlü siyaset teorisyen! Machiavelli'nin Prens adlı kitabında betimlediği ve manipülasyon yoluyla iktidarı elde etmeye ve kullanmaya ilişkin davranışlar bütününü ifade etmektedir.
Makyevelist kişi, diğerleriyle ilişkilerinde sürekli kazanmak isteyen bir kişidir ve bu başarı tutkusu, onu sosyal manipülasyona götürmektedir. Makyevelist kişilik yapısını inceleyen araştırmacılar (Christie ve ark. 1970), bu kişilerde üç özellik ayırdetmişlerdir:
Birincisi, ilişkilerinde duygulara yer vermemektir; onlara göre kazanan kişi, rasyonel ve soğuk bir yaklaşımla sadece stratejisiyle meşgul olmalıdır. İkincisi, kendilerini toplumda yaygın ahlak anlayışıyla bağlamamaktır; çünkü moral değerler, çoğu kez başka insanların manipülasyonunu reddetmektedir. Üçüncüsü, ideolojik planda angaje olmamaktır; çünkü ideolojik amaçlar, pratikte esnekliğe her zaman izin vermemektedir.
Makyevelist kişiler, genel olarak diğerlerini etkilemede ustalık sahibidir; ahlak kurallarına riayet etmez, başkalarına karşı güvensizdirler ve kuşku duyarlar, diğerleriyle ilişkilerinde düşünerek ve ihtiyatlı davranırlar, çıkarlarını kollamak için kolayca yalan söyleyebilirler, onlara duymak istedikleri şeyi söyleyerek gerçek düşüncelerini gizlerler, içten ve spontan davranışlardan kaçınırlar, dostluk ve dürüstlüğe değer vermezler.