Parfüm Şişeye Hapsedilmiş Bir Vaattir!

ashli

Bayan Üye
2cTRp19.jpg


Dünyanın bir numaralı parfüm üreticileri, 'Tatlı Hayat', 'Hazlar' ve 'Neşe' gibi adlarla pazarlanan kokuların, insanları her geçen gün daha da baştan çıkardığını öne sürüyor.

Ünlü parfüm yaratıcısı Sophia Grojsman, "Parfüm şişeye hapsedilmiş bir vaattir" diyor. Mağazaların baş köşesinde sergilenen birbirinden çekici şişelerdeki parfümlere bakıp da Grojsman'ın sözlerine katılmamak elde değil: Joy (Neşe), Dolce Vita (Tatlı Hayat), Pleasures (Hazlar), White Diamonds (Beyaz Elmaslar), Beautiful (Güzel). Parfüm adları herkesin inanmak istediği şeyleri yansıtıyor. Daha hoş, daha zengin, seksi ve daha mutlu olmak gibi... 1973'te üretilen ve bir Amerikan klasiği haline gelen 'Charlie'nin yaratıcısı Charles Revson ise, "Parfüm insanların zaaflarına hitap eder. Biz umut satıyoruz" diyor.

Dünyada, yalnızca geçen yıl 15 milyar dolarlık şişelenmiş umut ve arzu satıldı. 'Vaatler ülkesi' ABD'de parfüme ve diğer kokulara ödenen para 6 milyar doları aştı. Ama trilyonlar sadece bir aldatmaca çarkını döndürmek için ödenmedi. Bilim adamları antikçağlardan beri baş tacı edilen kokuların, insanlar üzerinde son derece net fiziksel etkiler yarattığı görüşünü savunuyor. Hafızayla kokuların birbiriyle yakından ilgili olduğunu iddia eden biyologlar, "Koku duyusu, diğer duyuların aksine, beyindeki his merkezini direkt etkiler" görüşünü savunuyor.

Parfüm, Fransızca 'yayılan dumansı bulut' anlamına gelen 'perfumar' sözcüğünden türetilmiş. Üreticiler, parfümü, kokuların özü kabul edilen bazı yağlarla yüzde 75-95 sertliğindeki alkolü karıştırarak elde ediyor. Bir kokulu karışımın 'parfüm' kabul edilmesi için içeriğinde yüzde 22 oranında kokulu yağ karışımı bulunması gerekiyor.

Dünyanın gülü Türkiye'den

Belli başlı kokulu yağların her birine parfüm dünyasında 'nota' adı veriliyor. Parfüm yapımında kullanılan 2 binden fazla nota bulunmasına rağmen, üretilen parfümler bu notalarla elde edilmiş dört temanın çeşitlemeleri. Bunlar limon ve bergamut esaslı parfümler, balsam ve baharat özlü parfümler, ağaçsı kokular ve çiçeksi parfümler.

Parfümün başkenti Paris. Dünden bugüne değişmeyen bir gerçek bu. Ama Fransa endüstri açısından ilerlerken hammadde açısından gittikçe geriliyor. Bir zamanlar parfüm endüstrisinin bir numaralı gül, lavanta ve benzeri kokulu bitkiler kaynağı olan Fransız taşrası artık tamamıyla banliyölerle kaplı. Bugün sadece Chanel, Guerlian ve Jean Patou Fransız yaseminlerini kullanıyor. Diğer markalar ise Mısır, Fas ve Hindistan'dan gelen yaseminleri kullanıyor. Bütün dünyanın parfümlük gül ihtiyacını esas olarak üç ülke karşılıyor: Fas, Bulgaristan ve Türkiye. Ünlü marka 'Dune' için yoğun olarak İsparta'dan gelen güller kullanılıyor.

Parfüm üretimindeki diğer bir değişiklik de sentetik kokuların çoğalması. 30'larda parfümlerin yüzde 85'i doğal, yüzde 15'i ise kimyasal malzemelerden oluşuyordu. Bugün ise tam tersi geçerli.

Sentetik işlemler sayesinde leylak

gibi özü tam olarak çıkarılamayan, en nadide çiçekleri bile duyumsamak mümkün oluyor. Kopyalamanın bir diğer yararı ise parfüm endüstrisi kurbanı misk türü hayvanların katledilmesinin önlenmesi.

Üreticiler iyi parfümün sırrını

şöyle açıklıyor: "Doğal kokular doluluk ve bereket hissi uyandırır. Sentetik kokular da güçlü ve keskindir. Bütün mesele, bu ikisinin arasındaki dengeyi sağlayabilmek." (National Geographic)

 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst