Öyle bir geçer zamanki Osman sözleri, Osmanın konuşmaları , Osmanın söyledikleri sözler

AySe^^

Bayan Üye
Öyle bir geçer zamanki Osman sözleri, Osmanın konuşmaları, Öyle bir geçer zamanki dizi replikleri

Ben masal gibiydim. bir vardım bir yoktum.
çünkü çocuktum. büyükler beni görmek isterlerse var olurdum.
görmek istemezlerse yok. ama yanılıyorlardı.
ben hep vardım. en çok da beni yok sandıkları zamanlarda vardım.
hepsi birbirlerini birbirlerine göründükleri kadar biliyorlar tanıyorlardı.
oysa benim yanımda bütün maskeleri düşüyordu. çünkü ben çocuktum.
yoktum. onları en gerçek halleriyle çizdim aklımım defterine.
ben büyüdükçe onlar masal oldu içimde.


osman2.png


Babam kim bilir kaçıncı kere dönüyordu seferden;annem,babamın her dönüşünü yeni bir başlangıca çevirmek için hep yeni bir umutla hazırlanırdı.
Misafir tabaklarını çıkarması annemin bütün aileye yaptığı barış çağrısıydı.Kendisi önceden yaşanmış bütün kavgaları,kırgınlıkları unuturdu.
Herkesinde unutmasını isterdi.Bu defa da aynı şeyi yapıyordu.Ama babamın bu gelişi ailemizi fırtınalı denizlere sürükleyecek bir maceranın başlangıcıymış,bilmiyordum.
Adım Osman.O zamanlar 6 yaşındaydım.Zaman beni ve hikayemdeki herkesi önüne katıp karşı konulmaz bir sel gibi sürükledi.
Sinsi ve acımasız,hoyrat ve insafsız.Her şey dün gibi ama artık geri dönüş yok.
Öyle bir geçer zaman ki ancak anılar kalır bu selden geriye.


Evin içine efsunlu, esrarlı bir hava çökerdi bazen. Bu efsun annemin ve babanemin gözlerinden, bakışlarından, seslerindeki sisli tüllerden taşıyordu bu defa.Çocukta olsa yakınlarda erkek tayfasından biri bulunmamalıydı. Mahrem, tehlikeli ve sır dolu bir konuşma yapıcaklardı, kadınca bir konuşma. Bu efsunlu havadan benim payıma 25 kurus ve leblebiciye doğru yürümek düşmüştü.


osman3.png


insanın icinde saklanan korkunc hayvanla o aksam ilk defa kendi ailemde tanıstım ...
yuvalarindan firlamis gozleri ofke icinde uzayan boyunlari sisen damarlari ilk defa o zaman gordum gırtlak parcalayan urpertici haykırısları ilk o zaman isittim


bu son olmadı tabi benzer manzaralarla daha sonrada karsılastım
buyudukce insan alısıyo belkide buyumek diye bu alısmaya diyorlar
ne zaman bagıran aglayan haykıranofkeli insan gorsem bu hayvanla ilk defa karsılastıgım anki dehseti tedirginligi hatırlıyorum belki de bu yuzden bi yanım hep cocuk hep suclu kaldı...

Osman: Bana masal kitabı okur musun?
Neriman: Masal kitabı da yok.
Osman: Berrin ablam bana her zaman kitap okur bir sürü masal öğrendim ben.
Neriman: Ayy ne iyi ettiiiiinn!
Osman: Sana masal anlatayım mı yenge?
Neriman: Azıcık sussana sen be! Zaten işim başından aşkın. Bir de sen çıktın başıma! Hadi geç otur şuraya!

''O an anladım. Yengem hiç çocuk olmamış, annesinden büyük doğmuş biriydi. Yüreğinin masalı yoktu. Zavallının eksiği buydu.''
 
---> Öyle bir geçer zamanki Osman sözleri, Osmanın konuşmaları , Osmanın söyledikleri sözler

Forum ilk bozulduğunda eklemeyi unuttuğum konu xD
teşekkürler canımcım + rep xD
 
---> Öyle bir geçer zamanki Osman sözleri, Osmanın konuşmaları , Osmanın söyledikleri sözler

NasipxD
Sağolasn cınımm (:)
 
---> Öyle bir geçer zamanki Osman sözleri, Osmanın konuşmaları , Osmanın söyledikleri sözler

67026109263075804916107.jpg


Osman (dış ses): Biz serçe kuşları gene bir aradaydık. Ama bu defa hüzün doluyduk, yorgunduk, kederliydik. Ama bir birimizin sıcaklığını hissetmek, sarılmak, koklamak güzeldi. Bize iyi geliyordu. İçimizi tazeliyor bizi diriltiyordu. Biz aileydik. evet yaralıydık. Parçalanmıştık. Ama yüreğimizin taa derinlerinde tek bir parça bir bütün olduğumuzu hissediyorduk. Annemizin tek kaygısı bu bütünlüğü zedelememekti. O gün kahvaltıda söze bir türlü başlayamamasının sebebi de buydu.


Osman (dış ses): Cami avlularındaki güvercinlerin, göğün mavisinden bir anda geçip gidiveren kırlangıçların, ağaç dallarında oynaşan serçelerin, sığırcıkların, kargaların kumruların yüreği vardır bilir misiniz? Ama kitaptan değil hayattan bilir misiniz? Bir kuşu avuçlarınızda tuttuğunuz zaman yüreğinin çarptığını hissedersiniz. Avucunuza sıkışmış gözlerinize bakarken yüreğindeki korkuyu hissedersiniz. Anneme her sarılışımda onun yüreğinin çarptığını hissederim. Korkuyorsa bunu anlarım. Seviniyorsa bunu anlarım. Annemin o gün yüreği sevinçle, umutla çarpıyordu bunu anlamıştım.


Osman (dış ses): Babamın sesinde yaşadığı hayattan ve kendisinden duyduğu memnuniyetsizliğin yarattığı ve bastırmaya çalıştıkça hırçınlığa dönüşen öfkeyi farkettim. Anneme kızıyordu, çünkü annem rüzgarda salınan sazlar gibiydi. Yerlere kadar eğilse de, yeniden ayağa kalkıyordu. Ama babam çınar ağacı gibi heybetli dursa da içten içe çürüyordu. Yıkılırsa bir daha ayağa kalkamayacağından korkuyordu. Bunun için hırçındı bunun için öfkeliydi. Annemin iddiasız ama güçlü kişiliği bir boy aynası gibi babama kendi gerçeğini yansıtıyordu. Babam bu aynada gördüğü gerçeği sevmiyordu.


Osman (dış ses): Annemin bana her sarılışı sevgi doluydu. Derin bir bağımlılık taşırdı. Ama o günkü sarılışı farklıydı. Hayata tutunmak için ihtiyaç duyduğu umuda kavuşmak ister gibiydi. Benim çocuk saflığımı temizliğimi bir solukta içine çekti. Tenimin yumuşaklığı onun içini yumuşattı. Gönlü yeşerdi. Annem gözlerimin önünde mucizelerinden birini daha gerçekleştiriyor ve yine küllerinden doğuyordu işte.


Osman (dış ses): Bazı insanlar dünyaya hep bir arabanın cmından dışarı bakar gibi bakarlar. Dışarıda insanların başına kötü şeyler gelir. Hastalanırlar, dövülürler, öldürülürler, aldatılırlar iftiraya uğrarlar. Bu kötülükler sanki bazı insanların yaşadıkları dünyaya ait değildir. Bazı insanlar başkalarının başına gelen kötü şeylerin rahatlarını kaçırmalarındansa onları görmezden gelmeyi ve hızla geçip gitmeyi tercih ederler. Birinin başına bir kötülük geldiğini görürlerse gösteriyor diye gözlerine kızarlar. İçinde kendilerini güvende hissettikleri arabanın da bu dünyaya ait olduğunu unuturlar.


Osman (dış ses): Büyükler, ne zaman dünyanın pisliğine batsalar çocuklara sığınırlar. Çocukların temizliğiyle yıkanmak, arınmak isterler. Ama çocuklar da büyüdükçe kirlenirler. Ve sonra da onlar sarılacak çocuk ararlar. Büyükler, dünyanın pisliğinden kaçmak için çocuklara sarılmak yerine dünyayı pislikten arındırmanın gerekli olduğunu ne zaman anlayacaklar?


Osman (dış ses): Gece yarısı uyanmak hayata parantez açmak gibidir. Herşey durmuştur. Zaman durmuştur, işler durmuştur, bütün oyunlar durmuştur. Hiçbir şeyi kaçırmayacağını hiçbir şeyden geri kalmayacağını bilerek bunun rahatlığı içinde sakin ve telaştan uzak düşünürsün. Bu bazen keyiflidir. Aşıksan ve sevdiğinin seni sevdiğini biliyorsan onu düşünürsün. O da seni düşünüyordur. Bilirsin, hayaller kurarsın. Sessizliği ve karanlığı istediğin seslerle ve renklerle doldurursun.
Ama evin içi mutsuzlukla doluysa gece yarısı uyanmaları insana acı verir. Zaman geçmez ve acılar uzar. Gelip seni kurtarsın diye uykudan medet umarsın..


Osman (dış ses): Hayatım boyunca sınırları aşmamam gerektiği öğretildi bana, önceden çizilmiş resimlerin içini boyamamı istediler. Çizgilerden taşmadan, sınırları aşmadan. Oysa renk renk boyalarım vardı benim. Bir gün kırmızım yanlışlıkla çizgiden taştı sınırları aştı, silmedim peşine takıldım, o kırmızının sonra yanına maviyi koydum, sonra yeşili, sonra diğerlerini. O günden sonra içinde önceden çizilmiş resimlerin bulunduğu boyama kitaplarının yüzüne bakmadım. Boş, beyaz kağıtların üzerine kendi çizgilerimi çizdim renk renk... Hayattaki en zevkli şey çizgileri aşmak ve dünyayı kendi renklerinle boyamaktır. Bunu ben keşfettim.


Osman (dış ses) :Bu yaşananların suçlusu sanki bendim. Göğüs kafesimin orta yerine kurşun gibi ağır bir suçluluk, eziklik duygusu otururdu. Ben ağlasam o benim derdime çare bulurdu. Ama o ağladığı zaman benim elimden birşey gelmiyordu. Çaresiz kalıyordum. Hayatın her sillesine karşı tek başına duran, kimseciklerin bilmediği bir savaşın kahramanı olan bu kadını çok seviyordum. Onu otuz kadar seviyordum. Çünkü bildiğim en büyük rakam 30'du. Bugün daha fazlasını biliyorum. Ama anneni ne kadar çok seviyorsun diiye sorsanız, yine otuz derim.


Osman (dış ses): Serçe kuşları yine bir aradaydı. Mutluluğu yakaladığımız anlar giderek daha da azalmakta olduğu için ben hemen gözlerimi yumdum. Serçe kuşlarının cıvıltısını ve mutluluğun sıcaklığını bir fotoğraf karesi gibi dondurup yereğimin en gizli köşesinde sakladım.


Osman (dış ses): İşler yolunda gitmediği zaman gözlerimi kapatır, uykuyu çağrırdım uyku gelene kadar da hayal kurardım. Kötülerin hiç kazanamadığı, kötülük yapanların cezalarını buldukları hayallerdi bunlar. Hayatta yenemediklerimi hayallerimde yenerdim. Kötülüklere alışmaktansa iyi bir dünyanın hayalini kurmak daha gerçekçiydi, gerçek olan her şey önce bir hayal değil miydi?


Final Sahnesinden.....

- Osman: Ben, uykumun arasında 3 kere tabanca sesi duydum. Anlatılanları yavaş yavaş kafamda birleştirdim. Ve ortaya bu manzara çıktı.
- Mete : Babaaaa! Dan dan dan.
- Her son yeni bir başlangıçtır. Çünkü en karanlık sonlarda bile! Hayatı devam ettirebilecek bir tohum vardır. O tohum İNSANDIR...
 
---> Öyle bir geçer zamanki Osman sözleri, Osmanın konuşmaları , Osmanın söyledikleri sözler

çok güzel teşekkürler :)
 
---> Öyle bir geçer zamanki Osman sözleri, Osmanın konuşmaları , Osmanın söyledikleri sözler

Rica ederik (:)
 
---> Öyle bir geçer zamanki Osman sözleri, Osmanın konuşmaları , Osmanın söyledikleri sözler

fazla mi mubaglali sanki ?
 
---> Öyle bir geçer zamanki Osman sözleri, Osmanın konuşmaları , Osmanın söyledikleri sözler

cok güzeller :)
sağol canım
 
---> Öyle bir geçer zamanki Osman sözleri, Osmanın konuşmaları , Osmanın söyledikleri sözler

1121.jpg


Aradaki 1247545196 farkı bulunuz.
asdfjkfsk.

Gnkoper.jpg
 
---> Öyle bir geçer zamanki Osman sözleri, Osmanın konuşmaları , Osmanın söyledikleri sözler

Teşekkürler

(:) haklısın tabi.
 
---> Öyle bir geçer zamanki Osman sözleri, Osmanın konuşmaları , Osmanın söyledikleri sözler

Güzel konu gerçekten. :)
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers
vozol puff
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst