Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Ölümdür yaşanan tek başına aşk iki kişiliktir. En güzel şiirler
Ben ağlayan şairim
Bana gülmesini öğretmediler
Eğil de bir bak mahzun yüzüme
Anlatır sana çektiklerimi
Birer bıçak yarası gibi
Alnımdaki çizgiler
Ben mutluluk nedir bilemedim
Saçlarım okşanmaya alışık değil
Hep böyle dalıp gider gözlerim
Ve ne zaman düşünsem geçen günleri
Bir karanlık basar içimi
Aydınlık değil
Seni nasıl severim bilirsin
Nasıl yanarım özlemler içinde
Bastığın yerler cennet olur
Bilirim en serin rüzgarla gelirsin
Yine de yanar tutuşurum ben
Cehennemler içinde.
En mutlu sandığın yerde kederliyim
Ben seninle sensizliği düşünürüm
Bir korku düşer içime apansız
Burkulur yüreğim
Seni şiirlerimde bin yıl yaşatır da
Ben bin defa ölürüm
Bir gün yokluğum bir gölge gibi
Düşüverirse gözlerine
Unutma ağlayan şairini
Unutma o günde kapanıp dizlerine
Kendi yokluğuma kendim ağlarım
Sen ağlama e mi
Sen ağlama e mi?
Bir zamanlar sen vardın ya ben böyle yok değildim
Düşünürdüm neyi mi? Hep seni odalarda
Kimdi bana benziyen baktığım aynalarda
Senden başkası mıydı o sessiz beklediğim
Bir zamanlar sen vardın ya ben böyle değildim
Kim bilir ağlamayı ölüp kendi kabrinde
Sensizliği bu türlü benim kadar kim bilir
Akşam karanlığında herkes gider o gelir
En sevdiğim çiçekler çürümüş ellerinde
Kim bilir ağlamayı ölüp kendi kabrinde
Ya sensizlik ölmekse her gün bir başka türlü
Ya bir şey olmamaksa sen olmak o yerlerde
Yaşamak nerde hani yaşamak gücü nerde
Bilinmez sensiz kalan yaşıyor mu ölü mü
Ya sensizlik ölmekse her gün bir başka türlü.
biri bakar gözlerine
davetkardır bakışlar ve de masum
sana gel der gel ve benim içimde ben ol
kapılırsın bakışlara ve işte aşkmasalı böyle başlar
sonra bir şeyler olurçırpınırsın
gitsem mi gitmesem mi
aşk gemisine binsem mi binmesem mi
aaaaahh ahh
derin bir ah....
ve anlarsın ki sen zaten çoktan binmişsin ve gemiye
girmişsindir bu aşk masalının içine
sonra sonra
kızıl kanatlı bir güvercin kanat açar pembeleşir önce
sonra döner rengi maviye
huzur duyarsın ama
bir avcı çıkar ve tek kurşunda vurur güvercini
işte mutsuzluk da gelir bu arada....
işte aşkmasalında yolunu kaybetmektir bu...
sonra seni çağıran gözler donuklaşır
sonra dudaklar yalanlar anlatır
o anlattıkça inanırsın
biteceğini bile bile
yalan olduğunu bile bile inanırsın
sonra olanlar olur
ve gemi fırtınaya tutulur
alabora olur...
ve aşk masalı böylece sona yaklaşır....
kendinden geçersin
ve artık sen sen değilsin
ruhunda bir isyan
yarı aygın yarı baygın bir adadasın
adı hüsrandır adanın
sonra kendine geldikçe anlarsın
ve işte o an bu aşk masalının son dakikalarını yaşarsın ...
bugün yine seni aradı gözlerim
ismi lazım değil bir pastanenin en köşe masasında
bugün sana ağladı yine gözlerim
sana iki adım yakın olup kaç yürek uzak kalışımla
snaydı içimdeki bitmeyecek hasret yine
sanaydı isyanım bir o kadar da bana
neden dedim
neden seviyorum hala
içimden bir ses dediki
sebeb mi arıyorsun
sebebi sebebsiz sevişin
gözleri nerde dedim
gözlerinde unuttu dedi
yalan dedim
sustu....
sen gibi içimde ki ses de sustu
seni aradım yine bir pastanenin en köşe masaında
bir dosttan selam aldım...
bir dosta selam verdim
her zamanki gibi seni sordu ona gözlerim
içerde dedi gözleri
görmek istiyorsan gel
yok dedim bugün olmaz
bir daha da olmayacak
biliyordumbiliyorum
unutmalıydımunutmalıyım
seni aradım yine bir pasatnenin en köşe masasında
son kez bakmak için gözlerine
bakamadım
hayırlısı olsun dedim yanına gitmemek için kendimi zorladım
gitmedim
seni bekledim
gelmedin
...
bir dosttan veda aldım pastane çıkışında
geldi deedi
ama ben kalkmıştım
geri dönemezdim
dönmemeliydim
biliyordum
ben dönseydim sen yine kaçacaktın
amacın neydi bişlmiyorum
ama ben gittim sen yine arkamdan bektın....
peki öyle olsun....
sen gelme
ben beklerim
seven bekler sevdiğim.. seven bekler
seni unutmak mı
seni unutamam ki ben
insan unutulmazını unutamaz ki
seni asla unutamam
senden kaçamam ki ben
insan kaderinden kaçamaz ki...
sen gözlerimin gördüğü yüreğimimn sevdiği gözyaşımın aktığı tek insan
sen bedenimde ki tek ruh
sen benim öbür parçam
şimdi rüyalara dalacağım
geleceğimizin gerçeklerine uyanacağım
bir gün yeniden yine seninle aynı sabahları aynı yataktan karşılayacağım
üstün mü açıldı bukez ruhum değil bedenim örtecek titreyen tenini
canın mı yandı bu kez emanet ettiğim eller ben geçireceğim acını
yalnızlığa esir olduğunda seni sadece senin sardığın belime saracağım
ve seni senin tuttuğun ellerimle koparıp alacağım yalnızlıklardan
susma ne olur susma ve konuş
zerre kadar gurur taşıyorsan içinde konuş
sevmedim de aldattım de
de hadi bu yağmur yürekli sevgiliye
konuş
susma konuş
sen benim için bir hiçtin de...
susma ne olur susma
beni çıldırtmak mı istiyorsun
seni sevmek en büyük çılgınlıktı zaten
hadi susma konuş
kaçma
uzaktan uzağa bakma
gel konuş
gözlerime bakacak kadar cesur ol
KONUŞAMAZSIN
çünkü sen beni hiç aldatmadın
aldatmayacak kadar çok sevdin
aldatamazdın çünkü ben deerliydim
sen sevemezdin kimseyi
sevemezdin
sen deli bir fırtınaydın
eserdin gönilden gönüle
yakıp yıkmaktı yürekleri ve asla sevmemekti seninb işin
sevmeyi kaldıramazdın sen
hadi sevmiyorum de
unutma vefasız sevgili
sakın unutma
sevmeyen bir yürek başka yüreğe açılan kapıya
bakmaz kendini ararcasına
yalan mı
neden öyle derin derin bakıyorsun her seferinde ama sevmiyorum diyorsun
neden kaçırıyorsun gözlerini ben sendeki aşkı gördükçe
gözlerin yalanlıyor sevmiyorum deyişini
niye suystun
susma
hadi konuş ve susma
beni çıldırtmak mı istiyorsun
asıl çılgınlık senbi sevmekteydi zaten
konuş artık
gözlerime bak ve konuş
merak etme
sen dayanamasan da gözlerime ben dayanacağım gözlerine
yenilmeyeceğim
başlayalım yeniden demeyeceğim
ama ne olur susma
ne olur konuş
KONUŞ ARTIK GÖZLERİNİ KAÇIRMADAN KONUŞ
Ne zaman seni düşünsem yalnızlığım aklıma gelir
Bir ürperti gibi derinden derine duyarım çaresizliğimi
Nedir bu gürültüler derimtop patlamaları
Nedir bu şakaklarımda zonklayan ağrı
İçimden dalga dalga boşanan gözyaşları ne
Bu hangi nehir ki uzayıp gider alabildiğine
Nedir bu ümitsizlik dolu bu kahır dolu yaşlar
Bu denizler altında kopup gelen fırtına
Bu bir çağlayan gibi uğultulu yaşlar
Oysa zamandır ilerleyen imkansızlıklar içinde
Başlangıcı olmayan bir sondur yaklaştığım
Bu ipince nehir nereye gidiyor bilen var mı?
Ağlatan ne beni?
O doyamadığım dakikalar mı?
Düşen aksi mi gözlerime o bal rengi gözlerin
Ki içimde çalkantısıyla hıçkırır denizlerin
Sorarım;bu ağlamak ne kadar nereye kadar
O zaman rüzgar durur fırtına diner ansızın
Kapanır yorgun gözlerim bir gece başlar
Ve karanlık uykularla sürer ağlama saatleri
Uyanınca bir ıslak şafaktır gördüğüm
Bir büyük resimdir gökyüzü seyrederim
Yine özleminle yanıp tutuşur gözbebeklerim
Duyarım vurgularını başımda çaresizliğin
Ben ağlayacak adam değildim bir kadın için
Beni perişan edecek ne vardı bu kadar?
Bir de 'Erkekler Ağlamaz' diyorsun
Tanrılığından utanmasa
Tanrı bile ağlar...
Özledim sesini ne olur konuş
Bir gül açtır zamanların ötesinden
Karanlıklar içindeyim kapkarayım bugün gel
Gök mavisinden deniz mavisinden
Bana bir şarkı söyle
İçimde bir şey kımıldıyor
Gözlerim kan çanağı yorgunum uykusuzum
Bir baksana ne haldeyim deli divane
Yaralıyım çaresizim umutsuzum
Bana bir şarkı söyle
Yağmur ol yağ üstüme güneş ol ısıt
Dökül karanlığıma ışıklar gibi
Al beni en uzaklara götür
Sesin aksın içimde bir pınar gibi
Bana bir şarkı söyle
Bütün renkleri kat birbirine
Buram buram bir turuncu getir geçen yazdan
Bir tüy gibi bir bahar dalı gibi
Hafiften inceden güzelden en beyazdan
Bana bir şarkı söyle
Bazan kar nasıl hazin yağar bilirsin
Kurşuni bir gökyüzünden ağlamaklı
İşte öyleyim kapkarayım bu gün gel
En hüzünlü sesinle en dokunaklı
Bana bir şarkı söyle
Ben alışılmamış bir insanım biliyorum
Bir karanlıktır ben de pırıl pırıl zamanlar
Mağrur kalbim her yerde asi ve yalnız
Neyleyim umduğum gibi çıkmadı insanlar.
Herkes bir şey aldı götürdü benden
Dağıttım kaç yıl sevgilerimi cömertcesine
Gözlerim bir vefa arar arar da bulamaz
Nicedir hasret kulaklarım bir dost sesine
Bilirim çoğu gün hüzünlüdür bakışlarım
İçimde biri ağlar güldüğüm zaman bile
Gömerken kalbime bütün arzularımı
Yanarım yaşanmamış anıların özlemiyle
Sevdiğim mahzun şarkılardır hüzünlü resimler
Garip akşamlarda yaşadığımı anlarım
Çevremde kim varsa konuşur durmadan
Ben hep bir heykel asaletiyle susarım.
Gecenin bir yerinde teselliler biter de
Dağıtır saçlarımı onun güzel elleri
Kokusu rengi kalır ellerinin gecelerde
Doğan gün uzaklardan getirir sevdiğimi
Bazen uçmak ister insan
Uçamaycağını bilse de
Bulutların üzerinde
Sınırsız özgürlüğün tadına varmak.
Ne güzel...
Bazen kaçmak ister insan
Kaçamayacağını bilse de
Demir almak bağlandığı limandan.
Lodos ve fırtına farketmez.
Sert bir rüzgarın savurduğu
Badem çiçekleri gibi çarketmek
Bir pruvada çağalayan gibi
Şarıldayan engin bir deniz olmak.
Evet!! Aganta Burina Burinata!!
Köpükler evet sadece saf ve temiz
Köpükler bırakmak arkandakilere
Beyaz ve sessiz...
Bazen bir ormanda yankılanan
Mutluluklar veren kuş sesi olmak
Bazense bir dağda patlayan
İsyankar bir silah sesi...
Notalar olmak yaratıcı ve özgür
Uçuşan havalarda çağlar boyunca.
Güneş olmak bazen ..
Sevginin ve sıcaklığın sahibi.
Bazense ateş olmak
Yakmak kötülükleri ve mesafeleri
Ulaşmak Mehlika Sultan’lara
Sessiz ve derinden sevdiğin ..
Bazense yok olmak ister insan
Hiç yaşamamışcasına...
Senin sana rağmen bir yüzün var
herkesin ilk aşkına benzeyen
beklemek kadar acı anlamak kadar zor
nedensiz ölümlerin suskunluğu gibi
yok karşılığı yüzünün...
Senin sana rağmen bir yüzün var
herkesin ilk aşkına benzeyen
yakınlaştıkça imkansız uçurumlar
nedensiz hayatların o büyük acısı gibi
yok karşılığı yüzünün...
BEKLERKEN SENİ
Beklerken seni üşürdü hayallerim
Ellerim ceplerimde arardı senin sıcaklığını
Yalan bir gülüş iliştiririm
Suretime dost sohbetlerinde
Yürürken önüne bakar ya her insan
Ben şehrin vitrinlerinden sana bakardım
Altımdan yol akardı
Düşlerken seni
Yıldız kayardı gökte
Yaşarken yarı uykulu yarı uyanık
Oda saç baş dağınık
Başkentinde acıların şimdi
Düşünüyorum da en anlamlı cümlenin en manalı kelimesinde
Unutulmuş bir karakterim ben
kısları baharın yamacında öldürdüm
Kartal pençeleri çiviliydi ayazlarda
Kocaman kütükleri devriliyor zemherinin
Kanatları açık gözleri elaydı baharın.
Köklerini kurutsan da kışlar bir sert geliyordu.
Nefret kışa değil elbet çatışma değil bu.
Kurşunlarını yağdırıyor mevsimler
Günler mermi vızır vızır geçiyor
Karlar dağlarda sular yolcu
Yeşil çayırlar dimdik badem çiçekleriyle
Oynaşır rüzgarlar bir sevi sesiyle.
Uyanışım varlığım özüm yeniden doğuşum
Güneşim ilkbaharım kışları eteğimden döküşüm.
Dağlar sana geliyorum mavi bulutlu dağlar
Çekebildiğimce çekiyorum bir nefes bir nefes daha
Soluğumu senden alıyorum
Kulak ver bana.
Akşamların ılıklığı kurutuyor ıslak dağları
Puslar dağılıyor yıldızlar parlıyor
Esinti var yüreklerde bir güzel meltem.
Bahar çiçeklerin kokusuyla yoğurur her yanı
Buram buram çekilir sevda kaplar her anı…
Yokluğuna küskün satırlar
Bu kalp boşluğunda sarhoş
Bir damla yağmur
Ve bir parça ay...
Gün gelir sende küsersin mısralara
Aklımda sen
Üstümde senin kokun
Bir fasılda aldık mı elimize bir tıngırtı;
Fon değişir..
Gün doğar...
Yapraklar satırlar dağlar sen olur
Yağmur biter ay gider
Geriye sen kalır ;
Gözlerimde kurumaya yüz tutmuş
İki damla gözyaşı...
Adını sya yazdım ve sonra ağladım.
hadi kes kanayan sudaki adını...
o ince
o narin
o uzun parmaklarında tuttuğun makasla
o en ince
o en hassas yerinden kes.
Bana ait ne varsa bırak geride kalsın.
Sen tertemiz adını al.
Kes
hadi kes
adını incitmeden
ve beni kahretmeden
kes.
Adını suya yazdım ve sonra ağladım.
Eski bir zamandı
yaslı bir vapurdaydım.
Sen yoktun yanımda başkaları da yoktu.
Rotayı kaptan bile bilmiyordu
ben biliyordum.
Bir ben vardım güvertede
bir de adın.
İçim sıra yineliyordum adını.
Nereden bilebilirdim
bir gün
adını suya yazacağımı...
Anladım
seni ilk gördüğüm anda anladım.
Akasyalar seni açacaktı
bahçemizde senin kokun yayılacaktı.
Ben deli olacaktım koklamaktan seni
sen koklanmaktan utanmayacaktın.
Ben kapayacaktım gözlerimi
damarlarımda sen dolaşacaktın.
Güneş kaybolacaktı akşamlarda
sen benimle kalacaktın.
Yaşadım
Aşkların en güzelini yaşadım
Gel-gitlerden uzak
tek kutuplu bir aşk yaşadım.
Kral sofralarından kalma
altın kadehlerde yudumladım
aşkın iksirini.
Yudum yudum
damla damla
seni yaşadım.
Sevdim
Hiç kimseyi sevmediğim kadar
çok sevdim seni.
Tüm hayatımı
sana adayacak kadar
çok...
Acıları gömüp yüreğime
Sana acısız bir yürekle gelecek kadar
Çok sevdim.
Acıların içinden çekip almıştın beni
hatırlıyor musun?
Kanayan yüreğimi
yırttığın gömleğinle sen sarmıştım.
Bir ömür boyu
beni tüm acılardan saklamıştın.
Ama şimdi
Şimdi ayakta duracak halim yok.
Yorgunum
bitkinim
ve çaresizim.
Aramıza hayatın yasaları girdi.
Aramıza o hiç istemediğim
ve sana asla söyleyemeyeceğim
acılar girdi.
Bağışla beni
Sana söyleyemediğim acılar için
acılarımız için
bağışla.
Her ne kadar
sonu
amansız bir yıkım olsa da...
bağışla.
Ne olur
Daha fazla üzme kendini.
Gözlerinden süzülen yaşlar
beni daha fazla yaralar
bilmelisin.
Gözlerine bakacak gözüm
başımı dik tutacak yüzüm yok
bilmelisin.
Her insan konuğudur hayatın
bilmelisin.
Şimdi sana
adını veriyorum.
Simdi sana
sevgimi veriyorum.
Simdi sana
söküp yerinden
yüreğimi veriyorum.
Bırak
gözyaşlarım bana kalsın
Bırak
Söyleyemediğim acılar
kirlenmiş elbiselerim
tükenmiş umutlarım
ve anılarım
bana kalsın.
Sen tertemiz adını al
Kirletemediğim adını
kes
kurtar sevdiğim.
Camların buğusuna adını yazdım
Ağaçların gövdesine.
Geceleyin gökyüzüne
Gülümseyen güneşe.
Sahilde kumlara yazdım
Ve yüreğime...
Her güne adınla başladım
her an seni yaşadım.
Her ne kadar varmasa da elim
her ne kadar tutulsa da dilim
adını suya yazdım
ve sonra
ağladım...
hadi kurtar beni kendinden
bitmeden tükenmeden gözlerinde
çek çekebilirsen
ansızın ölesim tutar belki
ansızın çekip gidesim
ama önce kurtar beni kendinden
ağlamak yakışmıyor bana anlasana
ya al yanına ya gel
hadi kurtar beni kendinden
önce saçlarından çöz
sonra ellerinden
ve yavaşça gözlerinden
üşütmeden.
bir şiir gibi akıyorsun dudaklarımdan
hadi kurtar yağmurdaki dokunuşunu
yanaklarımdan
sıcaklığını kaybetmeden.
incitmeden.
oysa...
müebbetim olmalıydın.
bu kadar geç kalmamalıydım.
bu kadar ağlamamalıydım.
Benim işim yanlışlık
Gün boyu yanlışlar toplarım
Caddelerden
Yanlış biriktiriryanlış alıryanlış saklarım
Atılan tüm yanlışlar...
Benim toplamamı bekler
Evlerinsokakların ve yüreklerin
Bir köşesinde
Boynu bükük ve suçlu
Yaramaz ama masum bir çocuk edasıyla
Bilerek onları sahipleneceğimi
Beni bekler terkedilen tüm yanlışlar.
Yanlışların kimsesizliği etkiler beni
Hüzünlükırılgan ve ayrık duruşlarında
Belkide itirazsızlığım sebebolmuştur
Adımın Bay Yanlış'a çıkmasına
Bilemem.........
Ama herkes gibi bende severim....
Gün batımını seyretmeyi
Herhangi bir denizin kıyısında
Benimde hüzün dolar içime
Bir yetimin başını okşadığımda...
Bahar sabahında çiylenmiş zambak
Benimde içimi umutla doldurur
Sizler gibi..........
Belki inanmayacaksınız ama
Benim kanımda kırmızıdır.
Bunu siz görürsünüz aslında
Sözleriniz ve tavırlarınızla
Her gün yeniden yüreğimden
Vurduğunuzda........
Dedimya benim işim yanlışlık
Herşeyin sahiplenilmiş olduğu yaşamda.
Terkedilmiş yanlışlıklar bana aittir.
Şikayet ettiğimi sanmayın sakın.
Belki henüz ulaşamadığım yanlışlara
Olsaolsa bu küçücük bir sitemdir.
Bir gün ayrılırken aranızdan
Masmavi gökyüzünü
Yanık tütün kokusunu
Riyasız çocuk masumluğunu
Tandırda pişen ekmek buğusunu
Ve daha tüm sevdiklerimi
Sizlere bırakacağım.
Bana ait bütün yanlışlarınızı alıp
Yeni bir ufka kanat açaçağım
Uzakçok uzak bir alemden
Sizlere baktımda.......
Iska geçtiğiniz bütün doğrular adına
Ağlayacağım
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadıkların kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa.
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bilki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar yakınsın ona
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ıslattığı kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. işte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi bildiğin kadar öğrenirsin bunu da öğren