LaNéDLy qHz
Bayan Üye
Bilim ve düşün insanlarından öncelikle "normal" kavramını tanımlamalarını istedik, Sonra da ekledik: "Siz normal misiniz?" Bir tane "normal"e rastlamadık.
İşte yanıtlarıyla Erdal Atabek, Afşar Timuçin, Önay Sözer, Ahmet İnam, Cengiz Gündoğdu, Gençay Gürsoy, Ali Nesin, Cem Mumcu ve Kaan Arslanoğlu.
Normal insanın belli bir denetim alanı içinde eylemesini sağlayan, davranışlarını biçimlendiren kural ya da kurallar bütününe verilen ad; toplum bilimlerinde yerleşik ya da beklenen toplumsal davranış biçimi; ne yapılması gerektiğine ilişkin üstü örtük toplumsal kural ya da örnek biçim (Felsefe Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınlan, s.1045).
Böyle bir tanımı okuyunca ilk akla gelen soru şu: Kim belirliyor bu normali? . ilk akla gelen yanıt: Kimler çoksa, onlar. İlk yanıt genellikle en yüzeysel olanıdır. Normun içine biraz daha girmeye çalıştığımızda, çoğunluğun gücüyle değil de, iktidarın gücüyle karşılaşacağımızı görürüz. Halk çoğunluğu ne zaman gücü eline almış ki, kuralları koyabilsin?
Bir toplumun içine doğuyoruz; etrafı çepeçevre sarılmış, farklılıkların değil de benzerliklerin arandığı, ortalamanın tutturulduğu grupların oluşturduğu bir topluma. Kurallar yani normlar, bizim aslında görmediğimiz, ama farkında olmadan kabul ettiğimiz ölçülerdir. Bu ölçülerin biçimlendiremediği bireylere de anormal diyoruz. Yaşama kendi rengimizi katmaya çalıştıkça, normların dışına çıkıyoruz.
Böyle düşünüldüğünde normal olan, sıradandır, normali seçmek güvenli bir yaşamı seçmektir ve normal olan ortalama olandır. Fakat bu sorgulamaların ötesinde normalliğe ihtiyaç duyduğumuz da, tartışılmaz bir gerçek. Normal olmak, yani toplumsal kabul görmek, iç dünyamızdaki huzuru sağlıyor. Öyleyse farklılıkların törpülenmediği başka bir toplum hayali gerekli...
Kafamızı karıştıran bu sorulan bazı yazarlarımızla konuştuk. Normal kavramı hakkındaki görüşlerini ve normal olup olmadıklarını sorduk. Ilginçtir, bir tane "normal"e rastlayamadık. . (alıntıdır) (Kaynak: Bilim ve Gelecek- Nisan 2004, Sayı -2 Hazırlayan: Ruken Kızıler )
Tek soru ya siz normalmisiniz?
alıntıdır..
İşte yanıtlarıyla Erdal Atabek, Afşar Timuçin, Önay Sözer, Ahmet İnam, Cengiz Gündoğdu, Gençay Gürsoy, Ali Nesin, Cem Mumcu ve Kaan Arslanoğlu.
Normal insanın belli bir denetim alanı içinde eylemesini sağlayan, davranışlarını biçimlendiren kural ya da kurallar bütününe verilen ad; toplum bilimlerinde yerleşik ya da beklenen toplumsal davranış biçimi; ne yapılması gerektiğine ilişkin üstü örtük toplumsal kural ya da örnek biçim (Felsefe Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınlan, s.1045).
Böyle bir tanımı okuyunca ilk akla gelen soru şu: Kim belirliyor bu normali? . ilk akla gelen yanıt: Kimler çoksa, onlar. İlk yanıt genellikle en yüzeysel olanıdır. Normun içine biraz daha girmeye çalıştığımızda, çoğunluğun gücüyle değil de, iktidarın gücüyle karşılaşacağımızı görürüz. Halk çoğunluğu ne zaman gücü eline almış ki, kuralları koyabilsin?
Bir toplumun içine doğuyoruz; etrafı çepeçevre sarılmış, farklılıkların değil de benzerliklerin arandığı, ortalamanın tutturulduğu grupların oluşturduğu bir topluma. Kurallar yani normlar, bizim aslında görmediğimiz, ama farkında olmadan kabul ettiğimiz ölçülerdir. Bu ölçülerin biçimlendiremediği bireylere de anormal diyoruz. Yaşama kendi rengimizi katmaya çalıştıkça, normların dışına çıkıyoruz.
Böyle düşünüldüğünde normal olan, sıradandır, normali seçmek güvenli bir yaşamı seçmektir ve normal olan ortalama olandır. Fakat bu sorgulamaların ötesinde normalliğe ihtiyaç duyduğumuz da, tartışılmaz bir gerçek. Normal olmak, yani toplumsal kabul görmek, iç dünyamızdaki huzuru sağlıyor. Öyleyse farklılıkların törpülenmediği başka bir toplum hayali gerekli...
Kafamızı karıştıran bu sorulan bazı yazarlarımızla konuştuk. Normal kavramı hakkındaki görüşlerini ve normal olup olmadıklarını sorduk. Ilginçtir, bir tane "normal"e rastlayamadık. . (alıntıdır) (Kaynak: Bilim ve Gelecek- Nisan 2004, Sayı -2 Hazırlayan: Ruken Kızıler )
Tek soru ya siz normalmisiniz?
alıntıdır..