PoLaT-BaHa
Kayıtlı Üye
KURTLAR VADİSİ'NDEKİ 'POLAT' KARAKTERİYLE BÜYÜK İLGİ TOPLAYAN NECATİ ŞAŞMAZ İLGİNÇ AÇIKLAMALARDA BULUNDU...
Dizide her ne kadar iyi tarafta da olsam hepsi kötü karakterler. Hepsinin içerisinde hırs var, kin var, nefret var. Aşkını bile acıyla ve kinle yaşayan bir kız var. Baktığınız zaman tek iyi karakterler Polat'ın üvey annesi ve babası
* Çok dingin bir görüntünüz var. Hani bir deyim vardır 'Ağır ol da molla desinler' diye.
Yok bana demesinler (gülüyor). Zaten dediler.
* Bu tavrınız, rolünüzün etkisinde kaldığınız yolunda eleştirilere de yol açtı. Kalıyor musunuz?
Rolüm benim etkimde kalmış olabilir de, ben rolümün etkisinde kalmadım. Kesinlikle dizideki karakterden etkilenmedim. O karakter etkilenmişse, benden etkilenmiştir. Osman Sınav beni tanıdığı zaman 'Bu karakter cuk' demiştir.
* Bu dizi başlamadan önce de siyah takım elbiselerle mi dolaşıyordunuz?
Evet, pazar günleri haricinde...
* Silah kullanır mıydınız?
I dont wanna answer that. (Cevap vermek istemiyorum)
* Şu an silahınız var mı?
I dont wanna answer that. (Cevap vermek istemiyorum)
* Bu sohbet zor geçecek gibi... Peki diziye dönelim. Başladınız, reytingler iyi ama Kurtlar Vadisi'nin bu denli fanatikleri olan bir yapım haline geldiğini ne zaman fark ettiniz?
Bu dizinin tutacağını biliyordum ama bu derece olacağını tahmin etmedim. Havuza gitmiştim. Çıkışta bir çocuk yakaladı. 'Abi sen yanlış adamın peşinde koşuyorsun. Duran Emmi'yi Aslan öldürdü' dedi. Ben o sırada dizide bir başkasının öldürdüğünü sanıyordum ama gerçek hayatta biliyordum tabii... Güldüm, 'Ben hemen gidip onun haddini bildireceğim' dedim. Bir taraftan da kendimce espri yaptım diye gülüyorum. Döndüm, çocuk arkadan 'Abi Elif seni halen çok seviyor' deyince koptum tabii... O zaman gerçekten inandım ki bu dizi artık tamam...
KARDEŞİM TORPİL YAPMAZ
* Kardeşiniz dizinin senaristlerinden... Dizinin gidişatını diğer oyunculardan önce öğrenme şansınız oluyor mu? Ya da oyunculuk kariyeriniz açısından senaryoyu etkileme gibi bir ayrıcalığınız...
Hayır. Dizinin gidişatını tabii ki merak ediyorum ama kardeşim o konuda asla torpil yapan veya sır veren bir insan değildir. Ekmek Teknesi dizisi senaryo toplantılarına girmişliğim vardır. Bazen önceden senaryonun ne olduğunu bilmiş olabilirim ama Kurtlar Vadisi'nde olmaz. Yaşayacağım şeyin sürpriz olmasını isterim.
* Amerika'da bir otelde ön büroda çalışırken, bir anda Türkiye'nin en popüler isimlerinden biri oldunuz. Geçmişte oyunculuğa ilginiz var mıydı?
Oyunculuğa hiçbir zaman ilgim yoktu.
* Şans mıydı kapınızı çalan? Şansa inanır mısınız?
Şansa değil, takdire inanırım. Ben daha çok kader tarafındayım. Ama her zaman bir dönüm noktası vardır. O dönüm noktaları kancalar gibidir. Yakalayabildiğiniz zaman sizi alır götürür. Ama kader her zaman değil bazen güler insana... O güldüğü zaman sizin buna uygun olmanız ve yakalamanız gerekiyor. 11 Eylül meselesi yüzünden Amerika'ya gidemedim ve bir şekilde geri döndüm. Hayatımın dönüm noktasıyla karşılaştım. Amerika'da da evim, arabam, işim vardı. Hayatımı orada geçirecektim. Buraya vedalaşmaya gelmiştim. Uçağa bindim. Gidemiyorsunuz işte, kader önünüze çıkıyor. Diyor ki 'Dön gel'...
* İlk bölümlerde ekranda kardeşiniz vardı sonra siz çıktınız. Mesela anneniz nasıl bir tepki verdi?
Çok sevinmişti. Polat dizinin bir bölümünde suda işkence görüyordu. Dizi geçmişe döndü, orada Ali Candan karakterini canlandıran kardeşim, havuzda, su altında kalma eğitimi alıyordu. Dizi sonrası annem aradı. 'Bak kendisine ne güzel yazmış. O suda sefa yapıyor sen cefadasın' diye takıldı. (gülüyor)
ŞÖHRET HEM GÜZEL HEM SIKINTILI
* Hiç beklenmedik bir anda ve 30 yaşında şöhret oldunuz. Alışmak kolay oldu mu?
Şöhretin güzel tarafları da var, sıkıntılı tarafları da... Yıllarca 'Ben şöhret olacağım' diyen bir insan için de aynı şeyler geçerli, hiç bunlardan habersizken şöhrete kavuşan insan için de... Şöhret, elde ettikten sonra devamlı elinizde tutmanız gereken bir şey. Kayar gider. Onunla birlikte yaşamak kadar, onsuz yaşamayı da düşünmelisiniz. Yani bugün şöhret biteçekmiş gibi, şöhret olmasa da yaşayabiliyor olmanın rahatlığı var. Ve şöhretim hiç bitmeyecekmiş gibi bir hırsım... Rahatlık ve hırs... ikisini de ayrı ayrı kefelerde dengeleyebiliyorsanız, şöhret o zaman güzel.
* Bu dizi bittikten sonra ne yapacaksınız?
Sadece Türkiye olarak da düşünmüyorum. Çünkü az buçuk İngilizcem var. İlerisi için de bu hırsla çalışmaya devam ediyorum. Her gün daha iyisini yapmak için çalışıyorum. Ama bitirdiğim anda yine sevilen, biri olacağımı, beni kuşatan insanların sevgisine maruz kalacağımı biliyorum. O yüzden kaybım yok.
* Sözlerinizden bundan sonraki hedefinizin yurt dışı olduğunu mu çıkarmalıyım?
Tabii ki hedefim o. Yapacağım inşallah.
* Hollywood mu?
Tabii ki benim oraya gidişim nasıl olur hep beraber izleyeceğiz. Ama öncelikle kendimi yetiştirmem gerekiyor. Çalışmalarım daha yoğun olacaktır. Türk oyuncunun da Hollywood'ta şansı var. Ama bu ancak senaryoya bağlı olan bir şey... İnsanların kendisini yetiştirmesi gerektiğine inanıyorum. Yani ben ve benim gibi arkadaşların orası için hazırlıklı olması gerektiğine inanıyorum. Ve televizyon dizisinden sinemaya geçen Amerika'da araştırdığım kadarıyla Bruce Willis var. Mavi Ay'la sinemalara geçti. Bu diziden sonra 'Polat karakterinin üstüne nasıl geçeceksiniz?' diye soruyorlar. Ben belki de sinemaya geçeceğim. Adımım o olacak veya tekrar döneceğim diziye... Veya hiç dönmeyeceğim, gideceğim Amerika'ya 5-6 sene Hollywood'ta yaşayıp, bunun sistemini çözüp, nasıl iyi bir oyuncu olabileceğimi, hangi senaryo ile oynamam gerektiğini göreceğim. Eğitim süresinden sonra belki de bir film çevireceğim. Belki de o filmle Oscar alacağım.
* Gözünüz Oscar'da yani...
Ben almazsam o bana gelecek. Ben şuna inanıyorum, Oscar'ı almam önemli değil. Önemli olan gerçekten Oscar'lık oynamışım diyebilmek. Gerçekten çok güzel oynamış dediğim çok insan olmuştur. Ama Oscar almamış da olabilir. Benim gönlümde taht kurmuştur. Oscar alsa ne olur almasa ne olur? Önemli olan o gönüllerde taht kurma meselesi...
* Kurtlar Vadisi'yle birlikte maddi anlamda ne gibi değişimler yaşadınız?
Geçen gün bir haber... Ben güya 250 bin dolarlık bir yerde oturuyormuşum. Gazetelerdeki manşete bakın! 'Necati Bey dizide para kazandı ve Süzer Plaza'da 250 bin dolara ev tuttu' almamış, tutmuş. Niye tutuyorum ki?
* Yaşamınızı saklı tutmanızın da etkisi olabilir mi bu spekülasyonlarda... Mesela çok az röportaj yapıyorsunuz.
Peki, Al Pacino'nun kaç tane röportajı var? Dünya çapında ünlü bir adam ve bildiğimiz iki tane röportajı var.
Dizide her ne kadar iyi tarafta da olsam hepsi kötü karakterler. Hepsinin içerisinde hırs var, kin var, nefret var. Aşkını bile acıyla ve kinle yaşayan bir kız var. Baktığınız zaman tek iyi karakterler Polat'ın üvey annesi ve babası
* Çok dingin bir görüntünüz var. Hani bir deyim vardır 'Ağır ol da molla desinler' diye.
Yok bana demesinler (gülüyor). Zaten dediler.
* Bu tavrınız, rolünüzün etkisinde kaldığınız yolunda eleştirilere de yol açtı. Kalıyor musunuz?
Rolüm benim etkimde kalmış olabilir de, ben rolümün etkisinde kalmadım. Kesinlikle dizideki karakterden etkilenmedim. O karakter etkilenmişse, benden etkilenmiştir. Osman Sınav beni tanıdığı zaman 'Bu karakter cuk' demiştir.
* Bu dizi başlamadan önce de siyah takım elbiselerle mi dolaşıyordunuz?
Evet, pazar günleri haricinde...
* Silah kullanır mıydınız?
I dont wanna answer that. (Cevap vermek istemiyorum)
* Şu an silahınız var mı?
I dont wanna answer that. (Cevap vermek istemiyorum)
* Bu sohbet zor geçecek gibi... Peki diziye dönelim. Başladınız, reytingler iyi ama Kurtlar Vadisi'nin bu denli fanatikleri olan bir yapım haline geldiğini ne zaman fark ettiniz?
Bu dizinin tutacağını biliyordum ama bu derece olacağını tahmin etmedim. Havuza gitmiştim. Çıkışta bir çocuk yakaladı. 'Abi sen yanlış adamın peşinde koşuyorsun. Duran Emmi'yi Aslan öldürdü' dedi. Ben o sırada dizide bir başkasının öldürdüğünü sanıyordum ama gerçek hayatta biliyordum tabii... Güldüm, 'Ben hemen gidip onun haddini bildireceğim' dedim. Bir taraftan da kendimce espri yaptım diye gülüyorum. Döndüm, çocuk arkadan 'Abi Elif seni halen çok seviyor' deyince koptum tabii... O zaman gerçekten inandım ki bu dizi artık tamam...
KARDEŞİM TORPİL YAPMAZ
* Kardeşiniz dizinin senaristlerinden... Dizinin gidişatını diğer oyunculardan önce öğrenme şansınız oluyor mu? Ya da oyunculuk kariyeriniz açısından senaryoyu etkileme gibi bir ayrıcalığınız...
Hayır. Dizinin gidişatını tabii ki merak ediyorum ama kardeşim o konuda asla torpil yapan veya sır veren bir insan değildir. Ekmek Teknesi dizisi senaryo toplantılarına girmişliğim vardır. Bazen önceden senaryonun ne olduğunu bilmiş olabilirim ama Kurtlar Vadisi'nde olmaz. Yaşayacağım şeyin sürpriz olmasını isterim.
* Amerika'da bir otelde ön büroda çalışırken, bir anda Türkiye'nin en popüler isimlerinden biri oldunuz. Geçmişte oyunculuğa ilginiz var mıydı?
Oyunculuğa hiçbir zaman ilgim yoktu.
* Şans mıydı kapınızı çalan? Şansa inanır mısınız?
Şansa değil, takdire inanırım. Ben daha çok kader tarafındayım. Ama her zaman bir dönüm noktası vardır. O dönüm noktaları kancalar gibidir. Yakalayabildiğiniz zaman sizi alır götürür. Ama kader her zaman değil bazen güler insana... O güldüğü zaman sizin buna uygun olmanız ve yakalamanız gerekiyor. 11 Eylül meselesi yüzünden Amerika'ya gidemedim ve bir şekilde geri döndüm. Hayatımın dönüm noktasıyla karşılaştım. Amerika'da da evim, arabam, işim vardı. Hayatımı orada geçirecektim. Buraya vedalaşmaya gelmiştim. Uçağa bindim. Gidemiyorsunuz işte, kader önünüze çıkıyor. Diyor ki 'Dön gel'...
* İlk bölümlerde ekranda kardeşiniz vardı sonra siz çıktınız. Mesela anneniz nasıl bir tepki verdi?
Çok sevinmişti. Polat dizinin bir bölümünde suda işkence görüyordu. Dizi geçmişe döndü, orada Ali Candan karakterini canlandıran kardeşim, havuzda, su altında kalma eğitimi alıyordu. Dizi sonrası annem aradı. 'Bak kendisine ne güzel yazmış. O suda sefa yapıyor sen cefadasın' diye takıldı. (gülüyor)
ŞÖHRET HEM GÜZEL HEM SIKINTILI
* Hiç beklenmedik bir anda ve 30 yaşında şöhret oldunuz. Alışmak kolay oldu mu?
Şöhretin güzel tarafları da var, sıkıntılı tarafları da... Yıllarca 'Ben şöhret olacağım' diyen bir insan için de aynı şeyler geçerli, hiç bunlardan habersizken şöhrete kavuşan insan için de... Şöhret, elde ettikten sonra devamlı elinizde tutmanız gereken bir şey. Kayar gider. Onunla birlikte yaşamak kadar, onsuz yaşamayı da düşünmelisiniz. Yani bugün şöhret biteçekmiş gibi, şöhret olmasa da yaşayabiliyor olmanın rahatlığı var. Ve şöhretim hiç bitmeyecekmiş gibi bir hırsım... Rahatlık ve hırs... ikisini de ayrı ayrı kefelerde dengeleyebiliyorsanız, şöhret o zaman güzel.
* Bu dizi bittikten sonra ne yapacaksınız?
Sadece Türkiye olarak da düşünmüyorum. Çünkü az buçuk İngilizcem var. İlerisi için de bu hırsla çalışmaya devam ediyorum. Her gün daha iyisini yapmak için çalışıyorum. Ama bitirdiğim anda yine sevilen, biri olacağımı, beni kuşatan insanların sevgisine maruz kalacağımı biliyorum. O yüzden kaybım yok.
* Sözlerinizden bundan sonraki hedefinizin yurt dışı olduğunu mu çıkarmalıyım?
Tabii ki hedefim o. Yapacağım inşallah.
* Hollywood mu?
Tabii ki benim oraya gidişim nasıl olur hep beraber izleyeceğiz. Ama öncelikle kendimi yetiştirmem gerekiyor. Çalışmalarım daha yoğun olacaktır. Türk oyuncunun da Hollywood'ta şansı var. Ama bu ancak senaryoya bağlı olan bir şey... İnsanların kendisini yetiştirmesi gerektiğine inanıyorum. Yani ben ve benim gibi arkadaşların orası için hazırlıklı olması gerektiğine inanıyorum. Ve televizyon dizisinden sinemaya geçen Amerika'da araştırdığım kadarıyla Bruce Willis var. Mavi Ay'la sinemalara geçti. Bu diziden sonra 'Polat karakterinin üstüne nasıl geçeceksiniz?' diye soruyorlar. Ben belki de sinemaya geçeceğim. Adımım o olacak veya tekrar döneceğim diziye... Veya hiç dönmeyeceğim, gideceğim Amerika'ya 5-6 sene Hollywood'ta yaşayıp, bunun sistemini çözüp, nasıl iyi bir oyuncu olabileceğimi, hangi senaryo ile oynamam gerektiğini göreceğim. Eğitim süresinden sonra belki de bir film çevireceğim. Belki de o filmle Oscar alacağım.
* Gözünüz Oscar'da yani...
Ben almazsam o bana gelecek. Ben şuna inanıyorum, Oscar'ı almam önemli değil. Önemli olan gerçekten Oscar'lık oynamışım diyebilmek. Gerçekten çok güzel oynamış dediğim çok insan olmuştur. Ama Oscar almamış da olabilir. Benim gönlümde taht kurmuştur. Oscar alsa ne olur almasa ne olur? Önemli olan o gönüllerde taht kurma meselesi...
* Kurtlar Vadisi'yle birlikte maddi anlamda ne gibi değişimler yaşadınız?
Geçen gün bir haber... Ben güya 250 bin dolarlık bir yerde oturuyormuşum. Gazetelerdeki manşete bakın! 'Necati Bey dizide para kazandı ve Süzer Plaza'da 250 bin dolara ev tuttu' almamış, tutmuş. Niye tutuyorum ki?
* Yaşamınızı saklı tutmanızın da etkisi olabilir mi bu spekülasyonlarda... Mesela çok az röportaj yapıyorsunuz.
Peki, Al Pacino'nun kaç tane röportajı var? Dünya çapında ünlü bir adam ve bildiğimiz iki tane röportajı var.
Son düzenleme: