"Şu üç günlük dünya" dedikleri; geldiği,öptüğü ve gittiği günlerden ibaret midir acaba?
G'usülünce aşığım sana, sırılsıklam yani!
Taş plakların kalbi yoktur sevgili;
o yüzden inanma sen "Gözlerin doğuyor gecelerime" sözüne.
Zeki Müren'in yalancısı hepsi!
Hem buralarda her gece ay yemyeşil ki!
Haydi bana yalanlar söyle yine;"adım ölüm" de. Ölümüne inanırım sana!
Halleşmek istedim seninle,sense helalleşip veda etmek?Sence helal midir hakkım?
Tan vakti tam vaktidir "gitme"lerin.Güneşi takip edin,ne de olsa o da batıp gidecek!
"Gitmek" sadece bir eylemden ibaret değildir, başlı başına cinayettir!
Gerek yok otopsiye, ikimizin cesedini çıkarsınlar yanyana ve baksınlar bedendeki yar'a izlerine.O zaman belli olur kim daha çok sevmiş!
Çiftler gülüşüyor, çiftler sevişiyor; bense aynada kendimle bakışıyorum! Yalnızlık çok çirkinmiş sahiden şimdi daha iyi anlıyorum!
Ruhum romatizmaya yakalandı rutubetten.Olacak o kadar; her yer gözyaşı!
Orada bir köy var uzakta, o köy bütün terk edilen erkeklerin köyüdür, adı "Ölüm"dür! Çok yorgundur o köyün erkekleri, yorgunlukları yoksunluklarından gelir.Siz kadınlar, gitmeseniz de görmeseniz de,o köy bizim köyümüzdür!
O'nun gözlerinden daha tatlı ve güzel başka hangi bayram şekeri var ki? Büyükler haklı galiba, o eski bayramların tadı yok artık!
Şimdi daha iyi anlıyorum neden bir sonbahar günü doğduğunu;çünkü belli ki Tanrı yaratırken seni, doğanın tüm yeşillerini çaldı;gözlerin için kullandı..
Eskiden neşeli bir ad***en şimdi yüzümde biçimsiz bir hüzün!Bulmaca artistlerine çatık kaş ve gözyaşı çiziyorum bu aralar.Ruhum yer yer siyah kareli ve boşluklarımda yukarıdan aşağı a y r ı l ı k var!
Yürür ölüler coğrafyası dahilinde;boyunlarımızda yağlı urgan, ipin ucu bir elimizde, göğüs kafesimizde dinmeyecek bir sızıyla.. Kusura bakmayın sıram gelmiş;ben bir koşu ölüp geliyorum. Müsadenizle!
Küçükken üstüme yemek dökerdim, büyüdüm üstüme aşk döktüm;üstüm başım aşk şimdi! Sen kızınca kırılırdım ama haklıymışsın; akıllanmam ben anne.
Sesli harfler, sessiz harfler ve keskin harfler var alfabemde. İhanetini haykıran harfler, suskunluğuma sebep olan harfler ve adını andıkça dilimi kanatan harfler...
Dudaklarımın çatlaklarında kaybol sevgilim;oracıkta öl istiyorum. Ve ben birkaç damla suyla, dilimde bir dua ziyaret edeyim seni, sana her susadığımda.
Kalbimde nüfus sayımları yapıyorum her aşktan sonra. Tek kişilik bir cumhuriyetten öte değil benliğim;seni ben seçtim, beni de sen yönetiyorsun işte.
Bizler yetmiş iki senedir "Çok yalnızız be Ata'm"! Hem O'nu anlattığım alfabeyi bile sen getirmişken ben seni nasıl sevmem!
Gırtlağı kesilmiş bir yalnızlığa tampon yapmaya çalışırken heybemdeki umutlarla, şah damarını elinde tespih gibi salladığını göremedim üzgünüm!
"Biraz ara vermeliyiz" cümlesini kullanmışsa eğer bir çift;o aşkın beyin ölümü gerçekleşmiş demektir
G'usülünce aşığım sana, sırılsıklam yani!
Taş plakların kalbi yoktur sevgili;
o yüzden inanma sen "Gözlerin doğuyor gecelerime" sözüne.
Zeki Müren'in yalancısı hepsi!
Hem buralarda her gece ay yemyeşil ki!
Haydi bana yalanlar söyle yine;"adım ölüm" de. Ölümüne inanırım sana!
Halleşmek istedim seninle,sense helalleşip veda etmek?Sence helal midir hakkım?
Tan vakti tam vaktidir "gitme"lerin.Güneşi takip edin,ne de olsa o da batıp gidecek!
"Gitmek" sadece bir eylemden ibaret değildir, başlı başına cinayettir!
Gerek yok otopsiye, ikimizin cesedini çıkarsınlar yanyana ve baksınlar bedendeki yar'a izlerine.O zaman belli olur kim daha çok sevmiş!
Çiftler gülüşüyor, çiftler sevişiyor; bense aynada kendimle bakışıyorum! Yalnızlık çok çirkinmiş sahiden şimdi daha iyi anlıyorum!
Ruhum romatizmaya yakalandı rutubetten.Olacak o kadar; her yer gözyaşı!
Orada bir köy var uzakta, o köy bütün terk edilen erkeklerin köyüdür, adı "Ölüm"dür! Çok yorgundur o köyün erkekleri, yorgunlukları yoksunluklarından gelir.Siz kadınlar, gitmeseniz de görmeseniz de,o köy bizim köyümüzdür!
O'nun gözlerinden daha tatlı ve güzel başka hangi bayram şekeri var ki? Büyükler haklı galiba, o eski bayramların tadı yok artık!
Şimdi daha iyi anlıyorum neden bir sonbahar günü doğduğunu;çünkü belli ki Tanrı yaratırken seni, doğanın tüm yeşillerini çaldı;gözlerin için kullandı..
Eskiden neşeli bir ad***en şimdi yüzümde biçimsiz bir hüzün!Bulmaca artistlerine çatık kaş ve gözyaşı çiziyorum bu aralar.Ruhum yer yer siyah kareli ve boşluklarımda yukarıdan aşağı a y r ı l ı k var!
Yürür ölüler coğrafyası dahilinde;boyunlarımızda yağlı urgan, ipin ucu bir elimizde, göğüs kafesimizde dinmeyecek bir sızıyla.. Kusura bakmayın sıram gelmiş;ben bir koşu ölüp geliyorum. Müsadenizle!
Küçükken üstüme yemek dökerdim, büyüdüm üstüme aşk döktüm;üstüm başım aşk şimdi! Sen kızınca kırılırdım ama haklıymışsın; akıllanmam ben anne.
Sesli harfler, sessiz harfler ve keskin harfler var alfabemde. İhanetini haykıran harfler, suskunluğuma sebep olan harfler ve adını andıkça dilimi kanatan harfler...
Dudaklarımın çatlaklarında kaybol sevgilim;oracıkta öl istiyorum. Ve ben birkaç damla suyla, dilimde bir dua ziyaret edeyim seni, sana her susadığımda.
Kalbimde nüfus sayımları yapıyorum her aşktan sonra. Tek kişilik bir cumhuriyetten öte değil benliğim;seni ben seçtim, beni de sen yönetiyorsun işte.
Bizler yetmiş iki senedir "Çok yalnızız be Ata'm"! Hem O'nu anlattığım alfabeyi bile sen getirmişken ben seni nasıl sevmem!
Gırtlağı kesilmiş bir yalnızlığa tampon yapmaya çalışırken heybemdeki umutlarla, şah damarını elinde tespih gibi salladığını göremedim üzgünüm!
"Biraz ara vermeliyiz" cümlesini kullanmışsa eğer bir çift;o aşkın beyin ölümü gerçekleşmiş demektir