Mavi Sevdam

YOKSUN

Üzerime devirip dağ gibi hüzünleri
Böyle çekip gitmek var miydi
Var miydi böyle bitirmek
Hani söz vermiştik birbirimize
Kaç zaman geçti aradan
Sen yoksun
Sana sığındığım geceler
Alevleri gökyüzünde
Bir kumsal ateşiydi günahları yaktığımız.
Ve kan rengi Şarapla yıkanmış
Bir hasret şimdi göğsümüze taktığımız.
Bilirim dönmeyeceksin artık
Uzun zaman oldu
Belki çoktan unuttun.
Adın kaldı soğuk duvarlarında odamın
sigara paketlerinde şiirlerin
Resimlerin bana gülen
Cüzdanımda saç telin
Bir veda o geceden aklımda kalan
Bir resim bir tat
Bir tatlı tebessüm yüreğimde
Ben vurgun yemiş bir yaralı
Gemiler bana taşır bütün aşk yorgunlarını
Sen yoksun.
Hayatımın ilkbaharında tanısaydım seni
Yasak umutlara ve acılara inat
Buruk bir şarap tadında olsaydı sevdamız
Yıllandıkça güzelleşen
Ve sana şiirler okusaydım geceleri
Saçlarını okşarken
Ellerimi tutsaydın ansızın
Yüreğim eriseydi gözlerinde
Yansaydım ateşinden
Sen ağlasaydın mutluluktan
Ben ölseydim
Yalnızca beni sevdiğini bilseydim.
Seviyorum deseydin
Bir kere söyleseydin
Yanmazdım
Yanmazdım böyle çekip gitmeseydin.
Bir veda o geceden aklımda kalan
Bir günah belki yasak.
Yanımda olsan şimdi hiç konuşmasak
Ağlasak bin kere pişman olsak
Sonra yine bozsak yeminleri
Sarılsak sımsıkı
Öylece kalsak.
Gittin.
Kim bilir kaç deli sevda sığdırdın yüreğine
Işığa üşüşen pervaneler gibi sardılar seni
körkütük aşkların ortasına düştün
yalanların pençesine.
Belki bir gün bir gece
Dar bir vakitte belki
Hiç beklemezken seni gelirsin diye
Ben hala buradayım.
Ama Sen hala yoksun
 
YÜREĞİNİ KANATIYORMU ZAMAN

Aşkı bedenlerimize çiçekleri parfümlere kurban ettik. Rüzgarın yerini pervane aldı.
Sevgi şehvetin tuzağı oldu.
Göz yaşlarımızın kalbimizle bağlantısını kopardık.
Ruhumuzu yitirdiğimizin farkına bile varamadık.
Gönlümüz gönlümüze esir düştü.
Ağlamayı unuttuk çünkü kalplerimiz ölü.
Ölmekten kaçıyoruz çünkü yaşamayı unuttuk.
Kimseyle konuşamıyoruz kimseyi dinleyemiyoruz çünkü kendimizle kavgalıyız.
Sözler kalbimize inmiyor çünkü kalplerimize giden yolları kapatmışız.
Tenlerimiz kalplerimizi esir etti.
Aşkından verem olanlar şimdi bir hayal.
Artık kıskançlık krizleri geçiriyoruz.
Bulut nasıl ağlar nar çiçeğini kim boyar kumrular nasıl kur yapar bülbüller birbirlerine hangi aşk sözlerini fısıldar bilmiyoruz anlamıyoruz.
Semaların dilini çözememişsen sevgi kalbine kılavuz olamamışsa hala meyveyi ağaçtan suyu buluttan biliyorsan nasıl yaşayabiliyorsun dünyada.
Dar gelmiyor mu bu mekan sana.
Yüreğini kanatmıyor mu zaman.
Yüreğinizde sevgi tomurcukları hiç solmasın.
 
Biliyordum...
Suskunluğuna öyle alışmış ki zemheri yüreğim
Sen söylemesen degetirmesen de dile ve anlam getiremesem de;buralara ait olmadığını kabullenebiliyorum...

Kimlere uzanıyordu ellerin?
Benimkilere dokunmama nedenine nasıl da uzaktı gözlerim...
Oysa tenim bir nefes uzağındaydı
Sense sadece soluksuzluğunu verirdin bana...

Cayır cayır sana yanan ve bir o kadar susuz
Bir o kadar ıssız
Sanavarlığına bana kattıklarına ve belki daha da fazla aldıklarına rağmen hâlâ masum bir bekleyiştir bu...

Ekmekle katık edecek kadar bile değildir umudum
Olsun da... doyurmasa da olur
Bir bak yeter...konuşmasan da olur

Karmakarışıkderbeder bir yerlerdeyim ben
Kendimi kaybettim bulamıyorum... (Bulsana beni...)

Sonu gelmeyen bekleyişlerdengecelerin bitimsizliğindeniçimdeki sancıların canımı yakmasından öyle yoruldum ki...
Ve sıkıldım...
Bunları tek başıma aşacak gücü kendimde bulamamak çok koyuyor bana

Yokluğun vurdu zayıflığımın ortasındayken ben
Yediremedim gururuma... dudaklarda sus kaldım
Yağmurlar yağdırdım gittiğin şehre
Sen olmayınca... gözlerde yaş kaldım
 
...yalan söylüyorum galiba.kendi yüregime bile seni unutamadigimi itiraf etmiyorum
hic bir zaman!Az önce aynanin karsisina gectim,kendi gözlerime bakipta "unuttum" diyemedim.
Bir nehir gibi birden bile dolan gözyaslarima yine engel olamadim.Icimde olan sevgini yine disa vurmasi miydi bu,
yoksa senden kalan boslugun verdigi yanllizligin acisimi??..Ne günah isledimde allahim bana böyle
bir ask verdi??Kendi kendime kirik dökük misralar yaziyorum,hic kimseye aciklayamiyorum icimdeki duygulari.
Biz birbirimizsiz olamazdik simdi ise kavusmamiz imkansiz!!Seni imkansizlastirdin herseyi...Suan senin yaninda
olmak icin nelerden vazgecerdim bi bilsen....
sadece bir kez...Seni hep sevdim...
 
Suskunuz… hem de çığlık çığlığa bir suskunluk

Evet ama bu konuşacak bir şey olmadığından değil..
Konuşmaya çalıştığımız şeylerin bizi alıştığımız yalnızlığımızdan uzaklaştırması aslında korktuğumuz…

İkimizde cesaret edemiyoruz...
Öylesine alışmışız ki içimizde büyüttüğümüz yalnızlığımıza...
Seviyoruz onu...
Bekli de...
Yaşandığında yok olacağı korkusuBizi tereddütte düşüren
Kaybetmekten korkacağımız bize ait bir şey oluşturma kaygısı…

Sen...
Yapamadığın hamleninHayatın boyu inanmak istediğin değerlere sahip gibi gördüğün düzeni yok etme girişiminden Başka bir şey olmayacağını düşündün hep…

Ben ise yılların verdiği bir alışkanlık çerçevesi içinde var ettiğim varlığa daha fazla acı vermemek için tek yıkım çalışmasından sonra susmayı tercih ettim…

İçimden çığlık atarak susuyorum…
Susuyorum…
İçimde o kadar güzelsin ki…
Sana susuyorum …

Demiştim ya yüreğim susmayı öğreniyor..
Aslı yok ..
Sevdiğini anladığında içinde duyduğun çığlığın yankısı hiç bitmiyor… O hiç susmayacak…
Her gün her saat bana haykıracak bağıracak parçalayacak içimibenimse yüzümde o gülümsemem yer edinecek tekrar…
ona her şey yolundaymış gülücüğü atmaya devam edeceğim…

"Sadece bundan sonra kimse onun sesini duymayacak ve bundan sonra kimse onun tarafından sevildiğini öğrenemeyecek…"

Her soğuk üşütemediği gibi her ateş de ısıtamazmış insanı…üşüyorum…alev alev üşüyorum…
hani saatlerce sessiztek kelime etmeden sana bakışlarım var ya..
Gözlerinde beni ısıtacak olan anlamları yakalamaya çalışma çabamdan başka bir şey değil…

Ve her yakaladığımda kaybettiğimi hissetmemden öteye gitmeyen bekleyişler…

Ve her kaybettiğimde yeniden yakalama çabam…
 
İçimdeki Yâr'e...

Hani bir insanı anlatmak istersiniz ya bütün özellikleriyle..
bütün güzel özelliklerini bir cümle de toplamak istersiniz..
adı konulsun istersiniz..
Ve “bir yürek insanı” dersiniz tüm içtenliğinizle..
Bu cümlenin onu tamamladığına inanırsınız önce
ancak bununda yetersiz olduğunu görürsünüz sonra…
sana ne demeli bilmiyorum ki; bir cümle yetseydi anlatmaya seni
söylerdim biterdi...
Kalemimin mürekkebi yetmeyecek biliyorum
seni yazmaya kanımla devam ediyorum…
Mücadeleciliğin ve azminle araladın gönül kapılarımı ilkin…
teslimdi artık sana yürek tüm askerleriyle…
öl deseydin ölecektim belki de ama sen yaşamamı istersin hep biliyorum…
Konuştuğunda çok şey anlattın sükûtun derindi bir o kadar anlamlı…
Şefkatin anne şefkatine denk!..
Kaç kez intihara kalkıştı da bu ruh
ipten indiren kim diye baktığında hep ellerini gördü..
Ellerin ki bir karıncayı incitmeye çekinir…
Ey kronik yalnızlığıma çare olan mürebbim!
Münzevi yanlarım ağır bastı bu gece şefkatine hasretim!
. . .
Kuşatılmışız hayat tarafından çepecevre… sağımız ecel solumuz ölüm…
İçimizde hedefine varamamış ok gibi henüz gerçekleşmemiş yığın yığın hayaller…
Yedi tepeli şehirde saklı acı’larımız/umut’larımız…
İnanıyorsun inanıyorum
“Acılar umudu bulduracak bize” Dostum!
Yenile yenile öğrendik yenilenmeyi…
Her gün yepyeni bir umutla uyanıp
her sabah yeniden öpeceğiz hayatın alnından en güzel şekilde…
Ve merhaba diyeceğiz acı’lara…

Değil mi ki onsuz yaşanmaz..
Değil mi ki sensiz hayat çekilmez…
Son güne kaç gün var ki daha?
Güneş hâlâ aynı yerden doğuyor…
Dili tutulacak kalplerin o gün de..
Son gün gelmeden ve tutulmadan kalbimin dili
Söylemek istiyorum içimdekilerini
Tüm kalbimle ve kederimle ve dahi hüznümle
**** SeNi Seviyorum! ****
. . .

Yarama merhem sen…
Başına bela ben…
 
Sevginin Fidanı

Sevgi ile başlar dostluğa çağrı.
Nefrete düşenin kalır mı uğru?
Sevgi güneş olur, sevene doğru.
Kin ve nefret ay, gün göremeyecek.

Sevip sevilmektir istenen değer.
Sevginin zirvesi aşk imiş meğer.
İnsanlık sevgiyle dolarsa eğer.
Nefret bir yürekte duramayacak.

Sevgi meşalesi yanar aşk olur.
Gönüllerde sevda olur, meşk olur.
Sevgi yare, sevgi dosta köşk olur.
Kin nefretse çadır kuramayacak.

Asırlarca yaşar sevgi yazanlar.
Aşk ile hep coşar şair, ozanlar.
Mecnun’un adını çöle kazanlar.
Aşkını toprağa veremeyecek.

Sevgiyi bilmeyen sanma ki yaşar.
Kin dolar yüreği, tebdili şaşar.
Seven gönül aşk ve sevdayla coşar.
Sevmeyen hiç aşka eremeyecek.

Sevgi hayat, sevgi her cana ilaç.
Sevgisiz yürekler sevince muhtaç.
Sevgi ebedidir fani Sığırtmaç.
Sevginin fidanı kurumayacak
 
ÖZLEMEK

Özlediğin;
Gidip göremediğindir,
Ama gidip görmek istediğin...

Özlem;
Gidip görememendir,
Ama gidip görmek istemen...

Özlediğin;
Gidip görmek istediğin,
Ama gidip göremediğin...

Özlem;
Gidip görmek istemen,
Ama gidememen, görememen
Gene de, İSTEMEN...
 
Yildizlar haykiriyor bu gece…

Senin bana ne kadar uzak oldugunu..

artik ne kadar imkansiz oldugunu..

bu gecedeki gibi karanlik düstügüm Sensizlik..

Acisi bürünmüs ulasilmaz derinlerimde..

Sonsuz bir bosluk var icimde..
Bilirmisin ne kadar aci oldugunu..

Saplanmis bir hancer gibi vurdu beni gidisin..

Oysa ne kadar yalvarmistimben…benki gururumla harp deyken

O an beni kimse tutamadi…Anlamadin mi sesimin titreyisinden seni ne kadar sevdigimi..

Son sözler bile söylenemeden.. sessizce kesildik…

Ardindan gözlerim icimdekilerin aynasi..

Tutamadim yaslarimi..

O gece Ölümünü bekleyen bir Bedenden farkim yoktu…

O güzel umutlarim yorgun yitik…

Candan bir can kopmus öylece yanlizdim iste

Sensizdim ötesi varmiydi ..?!





Ama anladim…

Icimde bir kücük mutluluk büyük bir hüzünsün..

Ve hala ebedi hala sonsuzsun..

Masal gözlerin…icimde mühürlü kalsin

Bu sevda nin adi artik iki melek ´in ayriligi ile kayboldu

Denizde kaybolan bir sandal gibi…

Ama hala o sandali kalbinde tutmak icin bogulan bir Melek var ..!

Yitiremem…gururuma yediremem… yazik edemem.. o iki melegin

sevdasini silemem !!



Hangi uzaklardasinhangi ellerdesin..

Acitmasin seni baska kanatlardayanamam..

Sen en büyük Hasretim oldun Özlemim bitmez..

Bunu anladim..



Sen sonsuz Hasreti(m)sin
 
Yüreğimden ayrılık şarkıları geçiyorsa ,
Gene adımlarım sana doğrudur.
Kırmızı olur akşamlarım,
Kırmızı felakettir derdin!
Felaket ne demek...
...
Odam mum ışığı,
Denizin kokusunu özlüyorsam,
Gene dümeni sana kırmışımdır
Boğulur musum sana her geldiğimde öyle diyordun!
boğulmak ne demek...
...
...
...
Kaç dümen kırdım onun yolunda..
Kaç kez söyle düş bozgunu!
Dumanım biraz sarı
biraz kızılca
Ondan kalan küllerim var
Oynadıkça dağılıyor havaya
titriyorum.
bir o yok!
Oysa ben kaç adım yakınında
Soluğuna titredim
bir tek onun haberi yok!
geriye ölü bir suskunluk bırakacağım
hiç açılmamış yaralardan kanayacak sancısı,
ve gözleri ağır yaralı
heryerde beni arayacak
Boğulmak mı dedim?
boğulmak budur işte
kokum umulmadık düşecek
yanına ıssız bir gece
pişmanlık bir bir kemirecek
ruhunu her bir öpüşte
boğulmak nedir diye sormuştun
boğulmak budur işte.
değil mi?

BOĞULMAK BUYMUŞ İŞTE
 
Toprağa düşen yağmur damlaları gelişinin habercisi olacak..
Ama yağmıyor yağmurlar kurak topraklara inat..
Bu gece gökte binlerce yıldız var, sen nerdesin canışığım...
Dağları karlı memleketlerde ellerin üşür senin bilirim..
Bilirim nasıl koyar yalnızlık sana, gece yarısı olduğunda..
Bilirim özlediklerin girer düşlerine ve uykusuzluktan kan çanağına dönmüş gözlerin yaban ellerde tanıdık bir çift göz arar..
Ruhunu okşayan tatlı sözler söyleyecek birileri olsun istersin yanında..
Canın çay içmek ister ısınsın diye buz tutmuş yüreğin...
Ben burda, bu koca şehirde gelişine adaklar adayarak bekliyorum, sessiz, habersiz..
Eskiden olsa, sesini olsun duyurup su serperdin çorak gönlüme..
Sesini duysam yeter diye başlıyorum dizerlerime..
Sesin ne kadar uzak!!!
Hava iyice soğudu..
Bulutlar sevdam gibi kapkara..
Keşke diyorum şimdi, gök gürlese, bir yağmur yağsa şehre..
Gelişin sevinç gözyaşlarıyla kutlansa gökyüzünde..
Çakan şimşeklerden korkmayacağım bu kez..
Günlerdir bekliyorum, bekliyoruz ruhumla birlikte, yağsın yağmurlar kurak topraklara diye...
Ah diyorum şimdi..
Bir yağmur yağsa... Sen çıkıp gelsen..
Soğuktan üşümüş ellerini alsam parmaklarıma.. Öpsem avuç içlerini.. Sonra bir daha, bir daha..
Koklasam, sarılsam sana.. Yağmurlar yağsa..
Yüreğimdeki aşk alev alsa, bir kor düşürsem gözlerine.. Bir yıldız yanıp sönse gözlerinde..
Karanlıklar aydınlansa.. Ruhumu ıslatsan varlığınla...
Dudaklarında kaybolsam..
Ve bir daha yolumu hiç bulamasam...
 
Tam da kara kışlara yakalanmışken unutmuşken baharı.

Tam da örselenmişken yüreğim acılarla örslerde dövülmüşken...

Umutlara darılmışken unutmuşken umut etmeyi.

Karanlıkları yar yanlızlıkları yoldaş edinmişken.

Kaptırmışken ruhumu serseri yağmurlara.

Tam kendimden vazgeçmişken...

Girmeyecektin dünyama

Yalancı uykular sunmayacaktın ürkek uykularıma.

Hatırlatmayacaktın uykusuz gecelerde nasıl ağlandığını.

Aldanmışlığı çok gerilerde bırakmışken

Döndürmeyecektin yolundan duygularımı.

Kıpırdatmayacaktın yüreğimin yalnız kuşlarını.

Açmayacaktın gönül pencerelerini sonuna dek...

Gözlerini sürmeyecektin gözlerime.

Sevdanın o en çıkmaz yollarına salmayacaktın düşlerimi.

Benimsemişken boşluğu

Boşlukla bütünleşmişken yıllar yılı

Onulmaz acılara kucak açmışken

Direnmişken yaşama

Yeni gelen günle aydınlatmayacaktın sabahlarımı.

Ve bütün bunlardan sonra

Acısına vurulduğum aşkı

Bir tokat gibi çarparak suratıma

İmkansızlığı zehir gibi akıtarak ruhuma

Çürümeye terk edilmiş bir tekne

Yuvası darmadağın olmuş bir kuş çalınmış bir yıldız gibi.

Bırakmayacaktın beni yolun tam ortasında.

Evet hayat devam ediyor... Ben biraz daha eksik

Biraz daha yorgun biraz daha yenik

Hayat devam ediyor.

Artık kapalı yüreğim yeni acılara yeni aldanışlara.

Umudun soğuk ikliminde defalarca yüzleştiğim geçmiş...

VE BUGÜN...

SEN UZAKLARDA BEN BURADA...
 
istersen al götür beni


Ölümsüz gülüşünle başlıyorum

Her güzelliğe her sevince

Bir yağmur ince ince

Sürerken beni başka zamanlara



Zamanla yorgun hanlara

Dönüyor işte gördün her şeyim

Kuru topraklar gibi dağılıyor belleğim

Sınırsız bir boşluğu süre süre

Yorgunum çok uzaklardan geldim

Kaygılar sıkıntılar yaşadım uzun uzun

Korkuyu yakından tanıdım

Ölümsüz düşmanı oldum korkunun



Şimdi bakışınla bağlanıyorum

Kocaman bir dünyaya umutla

Bir akşam aşılmaz kaygılar

Çağırırken beni sonsuzluğuma



Sıcaklığın beni alıştırıyor

Soğuk ve yağmurlu akşamlara

Üşümüş bir kedi gibi sığınıyorum

Ellerine ayaklarına saçlarına
 
Bir yol var önümde,
ikiye ayrılmakta,
yol durmuş beni beklemekte,
böyle zamanlarda tek soru var;
gitmek mi kalmak mı?
tut ki kaldım sende
bu birinden gidiş değil midir
tut ki kaldım sende
bu senden birini göndermek değil midir?
gitmek dedim,
gittiğimi varsaydım,
bu koca şehirde beni saklayacak bir yer bulunur mu?
ya ben nasıl sığdırırm bu yüreği bedenime?
gitmek dedim,gittiğimi varsaydım,
aklım hep "geri dönüş"lerde kaldı..
 
SEN VARSIN


Gönül tezgahında şiir dokudum
İplik iplik nakışında sen varsın
Aşk yolunun kanununu okudum
Madde madde yokuşunda sen varsın

Fikir vadisinden bir ırmak geçer
Eğilir selviler suyundan içer
Bağrında ay doğar zambaklar açar
Sessiz sessiz akışında sen varsın

Öz suyusun hayat denen şişenin
Nedenisin keder ile neşenin
Sevda cephesinde şehit düşenin
Donuk donuk bakışında sen varsın

Hep senin renginde görünür bahar
Yaprakta yeşilin gülde kokun var
Yama yama kalbimdeki yaralar
Sıra sıra dikişinde sen varsın

Gidip de yorulma çok uzaklara
Sen; seni gel benim içimde ara...
Umut güneşimin mor bulutlara
Girip girip çıkışında sen varsın
 
qidéRkén Dayanamadım Masum ßakı$LaRına...
ßu '' Son '' dédim..Vé SarıLdım ßoynuna...
Sımsıkı sarıLdım isTé...
KızarSın Sanmı$Tım...
kızmadın...Séndé ßiLiyoRdun ßu SonDu...
Tam qidiYoRdun...
aRdına ßakmadan qidiyoRdun..
ßén dizLéRim ÜsTüné Çökmü$ İçimdén ' qiTmé ! ' diYé haykıRıyoRdum...
Ama dönmézdin ßiLiyoRdum...
qözLéRimi kapaTTım ßéLki Rüyadır diyé...
acTıqımda ko$aRak qözLéRin némLi ßana qéLiyoRdun....
Sévinmi$Tim i$Té qiTmiyoR diyé...
qéLdin Sımsıkı sarıLdın...
'' aFFéT ßéni '' dédin '' aFFéT ''.....
öpTün...Son kéz İçTén Sıcacık...
SonRa O ßénim Takındıqım masuM iFadéYi Takındın...
yiné arkanı Döndün....
ßu déFa ko$aRak ßi Daha dönméDén qiTTin..
qéRCékTén qiTTin..héR$éyimdén...
kaLßimdénRüyamLaRımdanhayaLLéRimdén anıLaRımdan....
ßu déFa qéRCékTén qiTmi$Tin...
İçimdé kaLDı söyLéyémédim...

ßéndé kızmadım SévqiLim...
ßu Son diYé ßéndé kızmadım...




söyLé Séndé kızmamı$Tın Dimi ?
 
iyi değilim aşkım;
umutsuzca uyanıyorum sabahları..
Güneş yüzüme vurdukça daha bir karanlık oluyor günlerim.
Kahvaltı saatlerimi hep kaçırıyorum.
Bilirsin sigara iştahımı kesiyor..

Öyle pek özenmiyorum üstüme başıma..Ne geçerse elime giyiyorum.
Sen yoksun ya ‘’güzel görünüyorsun’’ demesinler istiyorum..



Yine en arka koltuğunda oturuyorum minibüsün yine camda oluyor gözlerim..
Sen tutmuyorsun ya elimi cebimden hiç çıkartmıyorum..





İyi değilim aşkım;

Herkes sana benziyor sanki..’’saçı az daha kısa olsa biraz daha içten gülse..’’ daha çok benzeyecek olanları ayırıyorum.
Yoksun ya yokluğun da yepyeni senler arıyorum..




En zor geceler oluyor.
İzlediğimizi izlemiyorum senin uyuduğun saatlerde uyumuyorum.



Olur ya bir rüyada karşılaşma ihtimali…




İyi değilim aşkım;

Unutuyor gibi yapıyorum. Biriken yaralarımı acıtmasınlar diye
hiç kanatmıyorum. Seni de kan tutardı hani..Bak görüyorsun bunu bile hatırlamıyorum. .




iyi değilim aşkım;

Artık şiirlerimde yok süslü kelimelerle sana seslenecek. Adının geçmediği cümlede O GİTTİ diyerek sevgiyi anlatmak çok zor oluyor çünkü. Kağıda kaleme dokununca kömür değil gözyaşım dökülüyor ya ziyan oluyor sayfalarım…


Bir de Pazar günleri var tabi.Hiç buluşmadığımız bir yerde hiç bilmediğin bir saatte seni bekliyorum. Gelmen pekte anlam ifade etmiyor.
Ben seni beklemeyi hala çok seviyorum…







İyi değilim aşkım..

Daha bencil oldu duygularım daha çok ben demeyi daha çok sabretmeyi öğrendim.sayısız yalanlarla ‘’çok özledim’’ seni demeyecek kadar.. Yokluğunla aramda inanılmaz bir dostluk başladı. Kimseyi almıyoruz aramıza..bak benden başka sen senden başkada düşüncem yok satırlarımda..



iyi değilim aşkım..


Hiç iyi değilim..


Bu saatten sonra sana
‘’dön’’

yoksa
‘’hoşça kal’’
mı demeliyim??
 
... Ey Hayat
Bütün öfkem sana bilesin!
Bu damarı çatlayan ar senin
Günahını benim kanımda arama!... /

En fazla sen gibi en az sen kadar bu ömrüm
Adadığım adaklar dünlere
Yarın gözlerine yazılmış güzel bir şarkı gibi
Sensiz dinlersem bil ki gözlerini unutmadım...
Ne çok direndim oysa
Cevabını bilmek sorunun can yakıcı ağırlığını hafifletmiyormuş
Zaman sadece bir süs kolumda
Tut ki gece yorulsa düşürse ruhumu bir yıldız kayarken
Sen mi kaybolursun ben mi?

Söyleme!



Volta atıyorum içimdeki virajlarında
Sadece bir an körkütük sarhoş olsam kederinle
Kontrolden çıkar gözyaşlarım sende paramparça olurum
Tutuyorum tüm yolları
Gelmiyorsun..
Gitmiyorum..

Varlığına deliyken
Yokluğuna delir(e)memek
Susuzluktan dudakları çatlamış bir ağıt gibi yakıyor beynimi.
Tut ki alev alsa senli bildiklerim
Sen mi kül olursun ben mi?

Özlem sadece bir kelime
Adının yanında devrik bir cümleye dönüşen!
De ki özleme özlemek haram
Aslı yok gördüğü rüyanın hükmü yok
Hadi boşa tek celsede senimi benden!



Hangi bakışa dokundun da
Gülüşünü saklamadın bana?
Benimdi sandım kadife bir uykuda büyütürken huzurumu
Sanmalarım hangi yabancı söze vuruldu böylesine?


En fazla sensiz gibi en az sensizlik kadar bu ömrüm
Küf kokuyor caddeler virajlarında boğuluyorum.
Ağıtlar kendi kendini yakıyor!
Kırılıp dökülüyorum yavaş yavaş
Toplama!

Parmağımı basıyorum acımın en kanayan yerine
Öfkem alnının ortasından vuruyor hayatı
Avuçlarımdan düşüyor yüreğin...
Şimdi sen mi kanıyorsun ben mi?




/.. Ey Hayat!
Oluk oluk kanatsan da ömrümü
Varlığın burnumda ince bir sızıdan ibaret.../
 
YANDI GÖZÜNDE DÜNYAM

Ne bilmek isterim,

Ne hayal görmek,

Ne de düş

Ne mektubun ne telefonun geldi

Yokluğun bir kor ateş gibi üzerimdeydi

Ben ,

Acıyım

Kederim

Derdim

Çünkü yine sensizim

Bir yıldızlar bilir bir de ben

Sensizliğin nasıl olduğunu

Seninle yaşadıklarım

Üç günlük bir masal oldu

Unutulmaya terk edildi

Benim için hiçbir şeyin anlamı yok

Hiçbir şey eskisi gibi olmuyor

Hani ,

Rüzgar olur teninde gezerdim,

Ses olup kulağında çınlardım

Sıkıca ellerimi tutardın

Atmıyor aşkımızın kalbi artık

Umutsuz , unutulmuş

Bir aşk kaldı geride

Ne adını sordular bana

Ne de düşlediğim hayal ettiğim şeyleri

Özümde taşıdığım

Ayrılık kokusuydu bu

Zevksiz , çekilmez bir hayata döndü hayatım

Bu sevda da ne ileri gidebildi ne de geri !

Dalından koparılmış bir çiçek gibi

Soluyordu sevdamız

Baharlar kışa döndü

Usanmadan bıkmadan bekledim seni

Yıkıldı viran oldu gönlüm

Yorgun gözümün halkaları

Sevgi gibi sonsuz ağlamak istiyordu

Seninle ne günler yaşadım

Neden bitti anlayamadım

Gözlerim göz yaşlarımı

Saklıyordu , dayanamadım

Ağladım sensizliğe

Göz yaşlarım ilk defa böyle gözlerimden

Çaresiz akıyordu

Halimi hiç sorma!

Beni hiç görme

Kımıltısız bekledim seni

Yollara düştüm

Soğuk rüzgarlar gibi estim

Artık! kimse yok hayatımda

Senin hayalinden başka

Ne sesim çıkıyor

Ne ellerim tutuyor

Ne de gözlerim görüyor artık!

Kaybedeceğim hiçbir şey yok

Kimse gelmeyecek

BİR TELEFONUN ÇALIŞI GİBİ

ÇINLAYAN YALNIZLIKTAN BAŞKA…
 
Yıldızlardan Geceye


Göz kırpması gecede
Bilirim an zamanlarda kalmış
Fırtına savurganlığı içimde
Pervasızca ıslandığım yamur
Söküp almalı içimden geçenleri
Salkım salkım hüzünleri
Yadigar kalmış anılar
Fısıltısı yalnız insanların
Durgunluğunda geçen ömürlerde
Fahişesi yoksulluğun
Dıramı koşanların, delirenlerin
Aşk acısı çeken sevdalıların
Şeytan çıkartmasında, kırılganlığın ötesinde
Turuncu günlerden kalma
Hapisliğin zor zamanlarında
Şiir yazması duvarlarında
Esiri papatya fallarından umutlu
Gerçeğin ötesinde, sevda yarası yüreğimde
Yaramaz çocuklar egzantereler kuşatması
Sokak araları inceliğinde
Yürüyüş solukzuz kahfe kıvamında
Sarmışsa sis perdesi üzerlerine
Hatırlamakla ihtiyarlığın senelerini
Kaç zaman, kaç sayızıs gün gelip geçmişliğin söylentisi
Gün görmüş vucutlarda, haykırış çığlıkları
Adın yazılı... yıldızlardan geceye
Güneşten güne
Yağmurlardan bulutlara
Hatıralardan geçmişe
Akışında hayatın insanlara
Kalpten bedene....
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers
vozol puff
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst