Mavi Sevdam

Yok(ol)uşların direnci kurşunlanmış yürüyüşlerinde belalı başım

Küçük metinler halinde coşarken şiir soluklu sevdam,

büyük savaşların kanlı yıkımları kaldı meydanlarda…
Sınırları mayın döşeli coğrafyamın,gittikçe daralan çemberinde örselendi,yorgun adımlarım..

şimdi sazın tellerinde kendini asan acılara sahip,dilimdeki türküler…



"Bana kendini anlatma !... Gülüşün (s)aklayamaz yan(ıl)gınların yakıcılığını"



Gecenin ayışığı vurmuş ihanetinin yüzüne

ne yana yürüsem yalınayak eylem adımlarıyla,

Kayıp ilanı asılı duvarlar barikat kuruyor yürüyüşlerime,

fail-i meçhul (k)ayıpların hükümsüz kalmış dosyaları…kursağımda soğuk cesetler taşıyorum…
Oysa Senin için söylerdim;

Tutsaklığımın o lirik,o yokuşlar çıkan ezgisini.

kıskançlık çizerdim duvarlarıma yokluğunda…

şimdi kanatları çekilmiş güvercinlerin uçamayışlarını bölüşüyorum taş bahçemde…

saçlarımda beyaza dönmüş kızıllıklar savruluyor soğuk rüzgarlarda…



"Bakma öyle yüzüme !...Savurdun işte yeditepeden aşağı düşlerimi…"



yüzüme çarpan mezar taşlarıyla uyanıyorum sabah…

Göğüs kafesimde çoğalıyor bir ölünün yalnızlıkları…

Sanık sandalyesine oturtulmuş düşlerimin öfkeli telaşında,

yine yangın yeri satırlarım

Bıçağın kemiğime dayandığı kuşatılmış gecelerimin,

hüzün vardiyalarında kaybettim gülüşlerimi...

Kalın duvarlarla ayırdım hayatımı herşeyden...

Artık eski bir tren yolculuğudur gözlerim,garların grisinde… yalnız...

Hangi sevincin boynuna sarılsam ,kısa kaldı kollarım (s)arınmalara...



"Namluya sürülü son hecemi de tetikliyorum boşluğa…"



Kaç ağlamak gömdüm ihanet kızılı şafaklara ,kimse bilmez..

Acıyı ilk senin gözlerinde görmedim ki !...

Dizlerimin üstünde savaştı hep uslanmaz direnişim..

Yenilgilerimi kendi zaferi sayanlarla eşdeğer mi yüreğim ?

Ben kontra mevsiminde voltaladım,Diyarbekir'in dar sokaklarını…

Takarrof mermisiyle ensesinden vurulmuş Fail_i meçhul acılar taşıyorum sol yanımda…ölümlerden öfke biriktirdim isyanıma…

Bu yüzden avazım çıktığı kadar bağırıyorum tiz sesimle;

Ensesinden vurulmuş zaferler yıldıramaz insanca sevgimi…

illa ki göğsünden vurulacak…illa ki göğsünden…



"Git artık !... Gözlerin de onaramaz kırılgan öfkemi
 
Okyanusun mavi sesine alışık zavallı bir martının
son içlenişiydi mavilerinden
bir anda sökülüp atılacak Bir şey değildi .
gerçek sandıgı düşlerinden
Mavi hep aynı kaldı .
Beklenense okyanus değil mavi hiç değil (yar)dı.

çok sonra duyacağım sancımıydı.
gögsümde nakış nakış gezinen , ben ne zaman yumrukladıysam kendimi
birazda seni acıtmış oldum içimdeki seni..
şimdi karışıyorsa yabancı kalabalıklara bakışlarım
adımlarımda birbirine çarpacak kadar zavallı,
oysa üşümez sandım ısıttıgın ellerimi
yoksa söyle cebimde buzmu vardı .
YADA yokluğunsa bana bu dizeleri yazdıran
yokluğunsa başı sonu bir .
yok olsun tüm başlangıçlar,ben hazinde olsa bir son’a
yazgılarım kendimi...
hem
her başlangıç bir sona her son bir başlangıca götürmezmi bizi.
yani
martı küsebilirse denize .
mavi maviliğini sevmezse
beklenen bekleyene gelmez
bekleten bekleyeni istemezse
bekleyende beklemezse
bunda mavinin suçu ne

şimdi anlıyorum.herşeyi
ayan beyan ortada gibi
şimdi anlıyorum kimsesizliğimi
ben sana sen maviye küsmüş gibi
üstelik hala bilmiyorum kızmalımıyım seni bu kentten götüren mavi trene...
trenin suçu ne seni benden götürdü ama bi başkasını birine getirdi diye...
suçu ne mavi diyeee....
artık mavi mavi özlüyorum seni
mavi mavi seviyorum...
 
Sevgili, biraz sendir ve sen biraz sevgili

Sevgili, eksilmeden paylaşılan ömür olmalı

Sevgili, kan-ter içinde uyandığın kabus sonrası

Başucunda bulduğun bir bardak su olmalı.

Sevgili, ateşlenmiş başında ıslak tülbent olmalı.

Sevgili, gecenin beşiğinde uyuttuğun masal olmalı

Sevgili, uykusuzluğun en güzel sebebi,

Yanında uzanmış melek,her gece yatağında yangın olmalı

Sevgili,”günaydın” ve “iyi geceler” sözcüklerinin

Arasındaki hasret olmalı

Sevgili,her gün yeniden çözdüğün bilmece olmalı

Sevgili, kara günde kara zeytine

Kara gözlerinin akını akıtıp bal yapmalı

Sevgili,hem öfkenin fırtınalı denizi hem limanı olmalı

Sevgiyi beslemeli öfkeyi unutmalı.

Sevgili, muhabbette en güzel söz

Kavgada suskunluğun olmalı

Sevgili,ölçülemez sevginin derinliği olmalı

Sevgili, yüreğinin mahzeninde yıllanmış şarap olmalı

Sevgili,aşkla düellonda boş silahın olmalı

Sevgili,acında gözünde ki yaş

Sevincin de dudağında gülüş olmalı

Sevgili,sinemada izlenememiş filmler sonrası

Dudağında kalan tuzlu mısır tadındaki öpüş olmalı

Sevgili, “kara sevda” derdinin muadilsiz ilacı olmalı

Sevgili, aşkın sözlüğünde tek isim olmalı

Sevgili, sevmese de futbolu “maç kaç kaç bitti?” diye sormalı

Sevgili, en sevdiğin yemeği en güzel yapan aşçı olmalı

Sevgili sofrandaki çorbanın tadı tuzu olmalı

Sevgili, aşkın körlüğünde elindeki beyaz baston olmalı

Sevgili, “gel” deyince kanat takmalı

“Git” deyince gitmemeli kalmalı

Sevgili, yalan dünyada yalansız cennet olmalı

Sevgili, hem yüreğinin konuğu hem sahibi olmalı

Sevgili, yanındayken zamanı durdurmalı

Ve zaman durduğu yerde kımıldamadan su gibi akmalı

Sevgili, kıskançlığın,bencilliğin,aptallığın olmalı

Tüm kötü huyların onda anlam bulmalı


Sevgili, sevginin hem yolu hem yoldaşı olmalı

Sevgili, her gün yeni bir mısra yazdığın şiir olmalı

Sevgili, ilkbaharda menekşe,yazın papatya

Sonbaharda kasımpatı , kışın kardelen olmalı

Sevgili her iklimde bahar olmalı

Sevgili, haziran sıcağında buzlu çay

Aralık ayazında boynunda ördüğü yeşil atkı olmalı

Sevgili, dar’a gitmeden son sigaran olmalı

Sevgili, son gününde elini tutmalı

Son günüyse onla gitmek için dilinde ki dua olmalı

Sevgili,biraz anne biraz kardeş biraz arkadaş

Hepsinden birer parça ve hepsinden farklı bambaşka olmalı

Sevgili, içinde taşıdığın onur,kolunda taşıdığın gurur olmalı

Sevgili ,uğrunda her şeyden vazgeçeceğin vazgeçilmez olmalı.

Ve insan sevdiğinin sevgilisi olmalı!..
 
kan kırmızı şaraptı yüreğin
içimi yıkardın
hüzün akar gözlerim
şimdi kurumaz hüsranın
ferini söndürdün
bakışların dağ gibi durur
vurur yüreğime hükmünü
düşüncemin evveli ve ahirini götürdün


hayallere dalıyorum
senli türküler geliyor dudaklarıma
lal oluyor dilim dolanıp duruyor
gece ve gündüz
bilmem bu kaçıncı
görmek uğruna tapındığım güz


gittin
acıların kaldı
ve bütün vakitler beni sana bağladı
aldın mavilikleri de koynuna
beni canlılar mezarlığına saldın
vardığın yer cehennem mi
çağır yanına geleyim
ellerinde ölümüm çek üstümden
kül olmadan yanayım
 
Mavili şiir

Ben maviyi sevdim,
Senin gibi.
Ama benimki gece mavi,
Seninki gibi pırıl pırıl gök mavi değil.
Ben maviyi sevdim,
Senin gibi.
Bulutlu bir poyraz günü
Karadan kaçan
Denizin delişmen mavisini,
Gözlerin gibi berrak değildi.
Mavi kır çiçekleri topladım
Senin için unutma beni diye.
Mavi düşlerde mavi kalmak istedim
Mavi minelerle süsledim
Sana olan sevgimi,
Tuvalim fırçamın her darbesiyle
Mavileşti.
Ama yinede benimki gece mavi,
Seninki gibi pırıl pırıl gök mavi değil.
Ben bir mavi yi sevdim,
Bir de seni.
 
text11tjyq4.gif


Seni seviyorum
Seni seviyorum diye
Senden önce hiç kimseye
Söylemedim dersem
Yalan olur...
Hiç hesapsız, çılgınca
Seni seviyorum
Bazen bir çocuğun
Karanlıktan korktuğu gibi
Seni sevmekten korkuyorum
Gözlerim
Az önce
İflas etti..
Issız, tenha üşüyorum
Isıtmak için içimi,içimden
Hiç aralık vermeden
Seni seviyorum, seni seviyorum
Seni seviyorum diyorum
Söylememem lazım biliyorum
Ama hoşuma gidiyor
İçimi ısıtıyor söylüyorum
Seni seviyorum, seni seviyorum

Seni seviyorum, seni seviyorum
Seni seviyorum diye
Senden önce hiç kimseye
Söylemedim dersem
Yalan,
Yalan olur
Hiç hesapsız, çılgınca
Seni seviyorum
Bazen bir çocuğun
Karanlıktan korktuğu gibi
Seni sevmekten korkuyorum
Söylememem lazım biliyorum
Susmuyor içim
Seni seviyorum diyorum
Canımın istediği
İçimin titrediği
Bu ilk defa, öncesi yok
Seni seviyorum, seni seviyorum
Seni...
Amacım beni sana
Sevdirmek olsa bu çok kolaydı
Ben seni sevmenin
Tadını çıkarıyorum
Aklımdayken......

Seni seviyorum diye
Senden önce hiç kimseye
Söylemedim dersem
Yalan
Yalan olur.
Seni seviyorum, seni seviyorum
Seni seviyorum, seni seviyorum
Seni seviyorum....
SENİ SEVİYORUM....
SENİ SEVİYORUM.....
 
Mavi dolu satırlar yazılmalı sana.
mavi: heyecan
mavi: çocuksuluk
mavi: olgunluk
mavi: zeka
mavi: sevgi
mavi: tutku
mavi: aşk
mavi: mutluluk...
Her mavi, her cümlede olmalı.
Hemen başlamalı. Maviye boyamalı heceleri
önce.. Seni yazmalı...
_________________
 
Maviyle Uyandım Bir Sabah
Maviyle uyandım bir sabah
Maviyle kalktım
Kalem elimde silah
Maviyle uyandım bir sabah
Maviyle kalktım

Çifte su verilmiş
Gök çeliğin
En özüyle bilendi
Gücümüz-bilincimiz
Biz de varız dedik artık
Çıktık ortaya

Delikanlım
Kaleminde mürekkep
Yüreğinde bir kıvılcım
Kitabında bir satır
Olsun diye yazdım
bu dizeleri

Delikanlım
Yumruğunda güç
Beyninde bir ışık
Gönlünde öbek-öbek sevgi
Olsun diye yazdım
bu dizeleri

Delikanlım
Önünde sonsuz gelecek
Budunun ve yurdun için
Vereceğin emek
Olsun diye yazdım
bu dizeleri

Maviyle uyandım bir sabah
Maviyle kalktım
Kalem elimde silah
Maviyle uyandım bir sabah
Maviyle kalktım
 
Mavinin Kanatları
içimdeki nehirler
yalnızlığa doğru akıyor her geçen gün
her geçen gün
bir yaprak daha düşüyor umut ağacından
yılgın düşünce mücadelemin kır atları
kırılıyor Pegasos’un kanatları

(karanlığın içinden süzülen
mavinin yansıması kalmadı)

kızıla dönüşünce ufuk
sırlarını bohçalıyor güneş
ayakları altında ezilirken sessizliğin
ıslak ezgiler dökülüyor dilimden
sabırsız sözcüklerin yağmalaması altında
tufana tutuluyor geceler

her geçen gün
kırık dökük kelimelerin arasında
yuvarlanıyor zaman
duvarlara çarpan mavinin kanatları
kanıyor an be an
 
ERKEKLER HEP YALNIZ AĞLAR

Günlerdir sınırında yaşıyoruz aşkın,
Günlerdir uçurumunda,
Bu kaçıncı atışım kendimi
Kollarından yalnızlığa,
Bu kaçıncı dargınlık,
Bu kaçıncı barışma?
Belli ki
Sensizliğe sürgün artık bu gözler,
Sensizliğe sürgün bu dudaklar, bu eller.
Şimdi yorgun bir çınar gibi kalbim,
Artık sana değil,
Sensizliğe yaslanacağım.
Hoşçakal güz çiçeğim, hoşçakal
Seni artık
Göz yaşlarınla ıslanmış
Yastıklara bırakacağım..



Oysa yıllarca
Yemyeşil bir orman köyünde sakladım gözlerini,
Dağ başlarında çoban ateşleri yaktım, üşümeyesin diye.
Ellerine kör gecelerin karanlığında sarıldım
Ve haykırdım
En dipsiz kuyulara adını.
Ezberlettim seni kurtlara-kuşlara.
Sense beni sokaklara vurdun
Ve en zehir şarkılara..



Bilirsin,
Rüzgara bıçak,
Yağmura ateş,
Buluta kurşun işlemez.
Sende öylesine vurdun ki beni,
Artık bana
Hiçbir acı kar etmez..



Neylersin,
Önce melekler terk etti bizi,
Sonra masmavi düşler,
Öpüşler- gülüşler-çiçekler.
Büyüsü kalmadı artık kavuşmaların,
Bundan böyle
Bizi her köşede
Bambaşka bir cehennem bekler..



Sen de bundan böyle
İçi boş şarkılarla avut kendini.
En ucuz aşklarla yıka kirli ruhunu,
Açılırsın.
Taşlar yosuna sarılır bilirsin,
Sarmaşıklar duvarlara,
Geceler karanlığa,
Sen de yalnızlığa sarılırsın
Ve kadınsın,
Ağlayabilirsin gönlünce,
Göz yaşların pınarlar misali çağlar,
Unutma ki erkeğim ben
Ve erkekler hep yalnız ağlar...
 
bir yitiğimmişsin meğer
en özenilesi sevgilere
yaklaşıp yaklaşıp uzaklaştığımda
her defasında kayıplarıma ulaştığım.
en zor hasretimmişsin meğer
güç bela savaştığım acılarda
ellerimdeki kelepçeleri kırdığımda
güneş diye ışığına sarıldığım...


bir yitiğimmişsin meğer
gençliğimin aynasında
hakir sevgiler.
yorgun yüzümde
çala kalem hezimetler.
asi yazlarda kalan
çocukluğuma serzenişler...
düşlerimde kaybettiğimmişsin meğer
siluetini o sisli hatıralarda
derin özlemlerle izlediğim.


bir yitiğimmişsin meğer
çöl çöl gezip aradığım
bulduğumu sandığımda ise
kayıplarıma ulaştığım
bir yitiğimmişsin meğer
 
sana varıyor yollarım

kaybolduğum düşlerimin her çıkmazında

şimşekler çakarken sığındığım duraklarda

adını heceliyorum.

sana düşkünlüğüm

bir tuzak gibi

çepeçevre kaplamış ruhumu

boğazımda düğüm düğüm yokluğun

bir bıçak gibi

keser yüreğimi tam ortadan ikiye böler

bir tarafında hasrete aşinalığım,

diğer tarafında sancılı bekleyişlerim ve umutlarım

geleceğin o günün hayali

süslemiş yalnızlığımın etrafını

ay rengi duvak takmış geceler

siyaha inat

beyaz incileri bezemiş karanlığa

düşlerim düşlerine, gözlerim gözlerine

yüreğim yüreğine karışmışken

özlemenin ahengine, hasretin sefaletine

gidişlerin dönüşlerine alışmışken

kalbim burada işte, tam duygularının karşısında

ruhum ruhuna

ölesiye vurgunken

seni seviyorum;

güç oldu ama

onur veriyor söylemek.
 
Bir uçurum kenarında benim duygularım ama tam çizgide
Atlamak mı aklımdan geçen yoksa orada durup tadına varmak mı
Zaten tattığım herşey yarıda kalan İstanbul masalları gibi
Sevmekle sevmemek arası bir şey yani durduğum çizgi
İşte bu sensin uçurum çiçeği seni koklamak yürek işi.
Kaldırıp da atamadığım, alıp da koyamadığım yasak gözlüm.


Bir kaldırım taşı benim duygularım üstüne ayak basılan,
Her gecenin ısısız karanlığında bile basıldığını sanan,
Yağmurda ıslanan, ayazda donan, sıcakta eriyen sevdam,
Her gün değişen her gün başka duyguyla yıkanan
İşte bu sensin kaldırım çiçeği, etrafı tellerle çevrili.
Kaldırıp da atamadığım, alıp da koyamadığım haram gözlüm.
Bir orman gibi benim duygularım, her tarafı birbirine benzeyen,
Kaybolmak mı aklımdan geçen yoksa çıkıp gitmek mi içinden
Ben bu ormanda uçurtma uçurmaya çalışan küçük bir çocuk,
Her köşesinden güneşin görünmesini bekleyen,
İşte bu sensin yaban çiçeğim, dikenlerle büzülen,
Kaldırıp da atamadığım, alıp da koyamadığım zehir gözlüm
Bir yıldız sanki benim duygularım, aşk masallarına konu olan
Çok uzakta olması mı beni üzen yoksa zıplayıp da dokunamam mı
Aslında uzay bilimi, bence sevme sebebi ya da yalnızlığın yeri
Bak bu benim yıldızım, uzaktan seyrettiğim hasretim
İşte bu sensin yıldız çiçeğim, her gece parlayan
Kaldırıp da atamadığım, alıp da koyamadığım uzak gözlüm
Bir aşk masalı benim duygularım, sayfalarca aşk anlatan,
Biri gönülden bakar sevdasına öteki aya, dağa, taşa diye başlayan
Yazarı da yok ön sözü de, her sayfa her günümü yansıtan
Bazen bitmesini istediğim, bitince üzüleceğim sevdam
İşte bu sensin masal çiçeğim, sayfaların arasında saklanan
Kaldırım da atamadığım, alıp da koyamadığım masal gözlüm...
 
Ay Güneşim Olurdu Akşamlarda

Yaşanmışlıkların ve Zamanın Anlamını Yitirdiği Bir Gecede...
Puslu ve Ağlayan Bir Gökyüzünden İnmek Yüreğine, Gecenin Karanlığı Arasından...
İnmek ve Ruhuna Bedenine Yüreğine Girmek...

Öyle Bir Gecede Sevgiyi Sunmak Sana...
Aşkın Anlamını Öğretmek...
Anlamsızlıkların İçinde Kaybolduğun Bu Zamanda...

Seni Sevmek Senin İçin Birşeyler Daha Yapabilmek...
Öğrenmek ve Öğrenmek...

Geceleri Gökyüzüne Çıkarım Arkadaşım Sırdaşım Olan Parlak Yıldızın ve A.Y. ' ın Yanına...
Çıkmak ve Dertleşmek....

Hani Derim Ya "...A.Y. Güneşim Olurdu Akşamlarda..."
Bir Kez Daha Olmak...
Olmak ve Seni Düşünmek ve Seni Sevmek ve Ait Olmak ve Ağlamak... Nedensizce...
Sebepsizce...

Belki Bir Gece Gelir Sözler Giderde Bir Yazı Kalırsa...
Bu Kalsın İsterim... Kalmak ve Hatırlamak...

Hayat Pınarım' sın... Çağlasın Suların...
Yüreğimi, Yüreğinde Yıkamadan Kara Toprağa Koyma Beni...
Ölmek ve Toprak Olmak...
 
Kalbim iYi Dinle
Gelme artik olur mu
Actigin yaralari sen bile kapatamazsin artik..
Kanattigin yerleri nasil izi kalmadan dikeceksin?
Gözbebeklerim de öylece durup akamayan o son damlalari nasil söküp cikaracaksin?
Hangi yüzle gelip "sensiz olmuyor" deyip bensiz olu$unu bir kez daha ögreteceksin
Gerek yok..!
Anladim bu kez!
Hic bir sözün anlami kalmadi
Hic bir bakis beni mutlu etmeye yetmiyor
Ve hic bir sevgiye inanmiyorum
Herkes gidecek
Cok seviyorum dese bile..O Gidecek
Ve ben bir daha yikilip öylece susacagim
Aciyi bile yasayamiyorum
Sensin sebebi diye aglayamiyorum bile
Istemiyorum ne senli mutlulugu ne senli acilari
Mutlulugun sonu aci olacak; biliyorum
Acinin baslangici yalan sevgiler olacak; anladim..
Ve bana aciyamicaksin cünkü senin gözünde ben seni coktan unutmus olacagim
En büyük cezan bu olsun!
Yillara sigmayan sevgim ugruna bir söz bile söylememek ardindan,
bir damla yas bile dökmemek
Ama sen bilmeden icten ice biterek!!
Canimla savasiyorum
Kalbime emirler veriyorum
Aynanin karsisina gecip gözlerime bakiyorum..
En cokta onlara kiziyorum
O'nu görünce dolmasinlar diye
Saatlerce oturup kendi kendime ögütler veriyorum
Kalbim sevme..
Yine üzüleceksin diyorum
Ama cogu zamanda dinlemiyor beni
Elimde degil deyisi beni cok üzüyor
Ama anliyorum birazda..
O parcasini bulmusken yitirmek istemiyor..
Ama benim sonradan anladigimi o kabullenmek istemiyor..
Kalbim iyi dinle..
O seni benim kadar düsünmüyor ..
 
Sensizlik
NE KOTU BILIYOR MUSUN?
SENINLE KONUSAMAMAM,
ELLERINI TUTUP;
SU ICIMDE KOPAN FIRTINAYI ANLATAMAMAM
SEVDIGIMI;
HEM DE DELICE SEVDIGIMI SOYLEYEMEMEM
KENDIMI ANLATAMAMAM KOTU
YASADIGIM YOGUN DUYGULARI
SANA VEREMEMEM KOTU,
DUDAKLARINDA OLMAMAK KOTU,HEM DE COK
SACLARINI OKSAYAMAMAK,
BERABER SARKI SOYLEYEMEMEK,
SANA MUHTAC OLDUGUM BIR ANDA;
SARILIP AGLAYAMAMAM KOTU
ANLADIN YA;
SENSIZ HERSEY KOTU.
AMA UMUT VAR DEGIL MI?
GELECEGIN UMUDU VAR, SENI GORMENIN,
DOYASIYA OPMENIN,BERABER KAHKAHALARA BOGULMANIN
 
Ay Zeytin Gece

Kamçılı karanlıktı geldin üstüme
Bütün masalları dolaştın
Ay zeytin gece
Ay vurmuştu alnına
Perçemlerin Tokat akıtması
Yorgundu atılmış yılan derisi
Değiştirilmiş güvercin gömleği tende
Nereye gidiyorsun, dedim
Zeytinlerin arasından
Siste silinip giderken yollar
Aydı zeytindi geceydi
Korkmadım bağırdım ardından
Aydaki zeytindeki gecedeki delikanlı
Nereye böyle
Aldı rüzgar sesimi duyurmadı
Vurdu geçti durduğum yeri
Gümüşünü silkeledi yüzüme
Atının kanatları
Ben oldum, ölüm bulunamadı
Kamçılı bir karanlıktı
Hikayemin gecesini durdum de
Kimse çıkamadı dışarı
Ay kaldı zeytin kaldı gece kaldı
Sis kaldı yollar kaldı
Karanlıktı
 
Biliyorsun, yüreğimde kanayan bir sevdasın sen.
Yıllarca aşktan, sevgiden habersiz yaşadıktan sonra
Karşıma en ummadığım anda çıkıverensin.
Ömrümün miladısın sen.
Zaten, hep senden sonraya dayanır
Hasrete dair tüm sitemlerimin temeli.

Bence sen aşkın ta kendisisin:
Uykusuz geçen gecelerimin,
Her şarkıda bir hüzün vapuruna binip
Engin denizlere açılan benliğimin,
Sensizlikte gökyüzüne fırlatılan her feryadın,
Geceler boyu deli-divane dolaşan bir serserinin,
Yokluğuna yazılan bu onca hasret şiirinin tek failisin.

Yıllarım olanca yalnızlığıyla sürüp giderken,
Yüreğimdeki zemheri günden güne sertleşirken,
Gönlümden gelen bir ayazla, ellerim
Onları tutan bir “Leyla” olmadığı için buz tutarken,
Ve sevgiye hasret kalmış yüreğim
Bir karlar-buzlar ülkesinde yapayalnız eskirken,
Hayatın ellerime tutuşturuverdiği
Bir sevda masalısın sen.

İşte sen, ömrümün en sert kışını yaşadığı bir anda,
Gönlüme doğuveren bir sevda güneşiyle
Hayata doğmuş bir “Kardelen”sin.
Belki de, yüreğim kışı yaşarken
Hayallerimde büyüttüğüm o “tek sevilecek”sin.
Çünkü ben o zemheride yaşarken,
Sen karların altında
Bu sevda güneşinin doğmasını sabırla bekleyensin.
Yani sen, şu fani dünyada tek vazgeçemeyeceğimsin.

Baktığım zaman, beni benden alıp,
Senle dolu hülyalara taşıyan o esrarlı gözlerin,
Tuttuğumda bir uçurumun kenarına kadar getirip
Tüm benliğimi tir-tir titreten o narin ellerin tek malikisin.

Gönlümün, sonsuz bir alevin tam ortasında kalarak
Tüm dünya duysun, diye haykırdığı
O “Seni Seviyorum”un tek muhatabısın sen...
 
Sana
Kapamadım kalbimin kapısını
Gülüşlerini unutmadım
Sen Düşlerimde olmadan nefes alamam ki

Rüzgârın yön değiştirdiği yerdeyim şimdi
Sensizlikteyim
Dudaklarımı aralayıp
Hep söylediğim kelimelerdesin
Özlemlerimde, hasretimde, yalnızlığımdasın
Uykularımın en yorgun zamanlarında
Uyanıp ansızın gece yarıları
Yüzüme düşen sensizliğin hüznündesin
Unuttum sanma,
Ben nerde yaşıyorsam sen ordasın

Sana ne yazsam
Ve ne kadar anlatamasam dostlarıma
Bir o kadar büyürsün içimde
Ve bir o kadar gizemli

Şimdi
Hüznümün başa çıkılmaz anında
Bir sigara yakmalıyım önce
Kuytu akşamların
Senli vakitlerini düşleyip
Sesini anımsamalıyım yine
Tebessüm etmeliyim
Ve dünyanın en şanslı şairi olmalıyım
Sırf seni sevdiğim için
ve sana yazılan her duygum okunduğu için
Onur duymalıyım

Gittin biliyorum
Beni yiyip bitiren bir merak,
Yüzünü göremediğim günlerin acısı kalbimde
Ellerinde olamamamın çaresizliği
Ve yalnızlığımın baki kalması
Hep acı verecek biliyorum

Gündüzlerin aydınlığında
Kısıp gözlerimi semaya bakıp
Bir parça bulut arayacak gözlerim
Umut ederek yağmurun değmesini tenime
Bekleyeceğim.
Senin için yanan tenime
Biliyorum,
Dokunmayacaksın

Kayıp şehirlerin
Karanlık sokaklarında çaresiz kaldım
Ayaklarımda umudumun ağır prangaları
Ellerimde yokluğunun kelepçeleri
Kimselerin bulamayacağı bir yerdeyim
Sendeyim

Sana en az pencerene gelen bir serçe
Yolda gördüğün bir çocuk
Sahilde tek başına oturduğun bir bank
Gizli gizli ağladığını gören bir ayna
Ellerinden dudaklarına değen bir sigara
Üzerine alelacele giydiğin bir elbise
Uyumak için
Ellerinle bir sevgiliyi sardığın gibi sardığın bir yastık
Gözlerine düşen uykusuzluk
Okuduğun bir kitap
Canını sıkan bir insan
Öpülesi dudaklarınla ısırdığın bir erik
Ve hep beklediğin
Hayallerini süslediğin o sevgili kadar yakın olmak istedim
Biliyorum ben sana dokunamadan
Avuçlarında bir hayatı tadamayacağım
Biliyorum
Sensizliğin karanlıklarında şiirler yazıp
Her şeye rağmen içimde yaşayacaksın
Senin yerin orası biliyorum

Sokağımdan geçmesen de
Kokunu duymasam da en güzel çiçeklerde
Sırf yakın olmak adına
Balkonundaki bir kaktüsün dikenlerinde
Küçük ellerine batmak için
Her zaman dua edeceğim

Yoruldum inan
Düşler kurmaktan
Nefessiz kalmaktan
Boş bir evde
Yalnızlığın şarkılarını söylemekten bıktım
Yoruldum inan
Yoruldum sensizlikten

Her sabah soğuk suyu vurup yüzüme
Aynada kendimi mutsuz görmekten
En güzel günlerinde baharın
Sahillerde boş boş gezmekten
Durup durup sana yazdığım şiirleri
Duvarlara okumaktan
Ve cevap beklemekten bıktım inan..


Seni seviyorum
Seni özlüyorum
Diye söyleyemediğim
Telefonumun çalmasını beklerken
Yüreğimin sesini duyamadığım
Her an için kendime kızıyorum inan
Sana da kızıyorum
Beni bu boş âlemde
Sevgisiz bıraktığın
Yüzümü güldürmediğin için

Sesinin kulaklarımı okşamasını
Dokunamadığım teninde
Olabilmeyi
Şiirlerime güzelliğini yazmayı her fırsatta
Ne kadar istiyorum bilsen

Oysa
Yoksun
İçinde sana dokunamadığım
Seninle olamadığım bir dünyada
Bahar gelmiş
Çiçekler açmış
Gülmüş, ağlamışım ne önemi var
Ben yokluğunda geçen zamanı
Hiç yaşanmamış saydım

Biliyorum
Ölümüm seni düşünürken
Ve yanımda olmadığın bir vakit
Ansızın gelecek
sen hiç acısını çekmediğin yokluğumda...
Bilmeyeceksin bile öldüğümü
Ben hiç tamamlanmamış sayacağım
Gözlerimi kapattığım hayatımı
Ve verdiğim son nefeste bile
Acılar çekerken
Seni arayacağım
Biliyorum
Gözlerimin baktığı
Dudaklarımın seni sayıkladığı hiçbir yerde olmayacaksın
Ölümün acısı hafif kalacak
Sesini duyamadan çıkan canımdan

Sen bensiz bir hayatı
Bensiz geçen zamanı sevdin
Hep gizemli kalmayı
Kaçmayı
Ve sevilmeyi sevdin
Hiç çaba sarf etmedin
Bir nebze olsun
Cesaret edemedin sevmeyi beni
Düşlerde bir masal
Rüyalarda bir gizem kalmayı seçtin
Olamadın benimle
Bir kez yüzüme bakıp
İçinden geldiği gibi
Seni seviyorum
Seni özlüyorum diyemedin

Ben senli zamanların içinde
Hep sevinçten gülen
Heyecandan ne yaptığını bilmeyen
İçi içine sığmayan koca bir adam değil de
Oyuncağı eline verilmiş bir çocuk gibi
Hep gülücükler saçtım
Ağlayarak geçen koskoca bir zamana inat
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers
vozol puff
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst