halukgta
Kayıtlı Üye
Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim çok önemli bir konu var. Lütfen bu konuyu düşünürken akıl ve mantık sınırlarında düşünelim ve makaleyi sabırla okuyalım. Bu konuda söylenenleri, yazılanları eğer düşünmeden okursak, söylenenlere hak verebiliriz. Onun için Allah sizleri Kurandan imtihan ediyorum derken, bizlerin mutlaka ayetler üzerinde düşünmemizin çok önemli olduğu uyarısını yapar ve AKLINI KULLANMAYANLARI, PİSLİK İÇİNDE BIRAKIRIM DİYE DE UYARIR. Yani aklını kullanmayanlar her söylenene inanır ve asla doğru yolu bulamayacakları içinde, rezil bir hayat yaşarlar diyor Rabbimiz. Gelelim konumuza. Allah bizleri neredeyse her ayetinde Kurana yönlendiriyor ve yalnız Kuranın ipine sarılmamızı, onu nice örneklerle açıkladığını söylediği gibi, emin olmadığın sözlerin/hadislerin ardına düşmeyin diye de uyarır. Tüm bu ve benzeri ayetleri tebliğ alan biz Müslümanlar, sizce aşağıda yazacağım sözleri söyleyen bir Müslümana, bizler nasıl cevap vermeliyiz?
BİR MÜSLÜMAN KURANA UYMALIDIR DİYORSUNUZ. BU DURUMDA ARAPÇA BİLMEDİĞİMİZE GÖRE, KURAN MEALİ OKURSAK VE ONA UYARSAK, BELKİDE YÜZ ÇEŞİT HOCAYA UYMUŞ OLMAZ MIYIZ? ÇÜNKÜ ONLARCA FARKLI KURAN TERCÜMESİ VAR.
Önce şunu hatırlatmak istiyorum. Aklını Kuran ile kullanan, yalnız onun ipine sarılan her sorunun mantıklı cevabını mutlaka verir, asla aldatılamaz ama önce bizlerin Kuran ile aramıza örülen duvarı kaldırıp, onu aşarak Kuran ile buluşabilmeliyiz. Allahın kitabı Kurandan başka, beşeri yazılmış hiçbir kitaba, hatta orijinali Arapça olan rivayet Hadislere bile yapılmayan bu davranışı, neden yalnız Kurana karşı yapılıyor ve insanlar Kuranı farklı tercüme ediyor olabilir? BUNU ANLAYAN, FARK EDEN İSLAM TOPLUMUNA KURULAN TUZAĞINDA FARKINA VARIR. Sizlere sorsam ve desem ki, siz hangi dine inanıyorsunuz, bu soruma vereceğiniz cevap, İslam dini olacaktır. Peki, İslam ne demek? KENDİSİNİ YALNIZ ALLAHA TESLİM EDEN DEMEKTİR. Eğer Kuran, herkesin anlayacağı tek bir tercüme yapılamıyor, her dile böyle farklı tercüme ediliyorsa, bizler Kuranı tam olarak anlayamıyorsak, veli âlim dediğimiz kişiler anlıyorsa, BU DURUMDA KENDİMİZİ NASIL ALLAHA, YANİ ONUN KİTABINA TESLİM EDERİZ. Anlayamadığımız bir kitaba kendimizi teslim edemeyeceğimize göre, İslamı ve Kuranı bizlere öğretecek kişilere önce teslim olmamız gerekir. Ama Alla bunu yasaklıyor. Sakın benden başka Veliler edinip, ardı sıra gitmeyin diyen Yaradanın uyarılarını, neden dikkate almıyoruz?
Eğer Kuranı anlayarak ve dikkatle düşünerek okumadıysak ve bizlerin inancına, rivayet edilen Hadisler ve Mezheplerin fıkıh inancı hâkimse, bu sözleri söyleyen kişiye kesinlikle inanmamız kaçınılmaz olur. Önce şunu açıkça belirtmek isterim. Bu söylem, geleneksel İslam inancının devam edebilmesi için, toplumu tedirgin edebilmek adına öne sürülen bir silahtır. Bakın silah diyorum, çünkü bu düşünce ve inanç kabul edildiği andan itibaren, O toplum silahsız, mezhepler, cemaatler ve tarikatlar tarafında teslim alınmış demektir. AMAÇTA BU ZATEN NE SÖYLENİRSE, NE ANLATILIRSA İTİRAZ ETMEYEN, BİR MÜSLÜMAN TOPLUM YARATMAK. Üzgünüm ama bunda başarılı oldular.
Allah boşuna, sizleri Kurandan imtihan ediyorum, Kurandan sorumlu tutuyorum demiyor. Sizce herkesin farklı tercüme edeceği, zor anlaşılan bir rehber gönderip, daha sonra tüm kullarını bu kitaptan sorumlu tutar mı Allah? Elbette böyle bir kitap asla göndermez, önce bunu aklımızdan çıkarmayalım. BUNLARIN HEPSİ BİR TUZAĞIN SONUCUDUR. BİZLER EĞER BU TUZAĞIN FARKINA VARABİLMEK İÇİN HİÇ BİR ÇABA GÖSTERMİYORSAK, KENDİMİZİ MUTLAKA DİN ADINA BİRİLERİNE TESLİM ETMEMİZ GEREKİR. BU DAVRANIŞ BİZİM SANIRIM İŞİMİZE DE GELMİŞ. BELKİDE GERÇEKLER TOPLUMDAN GİZLENDİĞİ İÇİN, ÖYLEDE YAPMIŞIZ. Ne yazık ki amaçta bu zaten, İnsanları Allah ile aldatarak, istedikleri gibi yönetmek. Onun için Allah bu konuda da bizleri uyarıyor ve sakın sizleri Allah ile aldatmasınlar diyor.
Günümüz teknolojisi, her bilgiye rahat erişilebilecek ortamda olduğundan, araştırmalarımızda çok zorlanmayacağımızı söylemek isterim. Yeter ki inancımızı öğrenmek için heves ve çaba olsun. Üzgünüm, bu çaba ve hevesi çok fazla göremiyorum İslam toplumunda. Çok iyi niyetle Kuranı tercüme etmeye çalışan, çok değerli hocalarımız bugün var. Onlarında hatalarının olmadığını söylemek yanlış olur. Çünkü hepimiz insanız hata yapabiliriz, bunu asla unutmayalım. Tabi iyi niyetli olanlardan çok daha fazla, batıl inançlarını topluma kabul ettirebilmek için, ayetleri o batıl bilgiler ışığında tercüme edenlerinde sayıları çok fazla. Zaten onun için farklı mealler, tercümeler çıkıyor ortaya. ALLAHIN KİTABINI HERKEZİN ANLAYAMAYACAĞI, AMA KENDİLERİNİN EN DOĞRU ANLADIĞINI, AÇIKLADIKLARINI SÖYLEYENLERİN KURDUĞU TUZAĞA LÜTFEN DÜŞMEYELİM. HAŞA ALLAH KULUNA AÇIKLAYIP ANLATAMIYOR, AMA HER KULUNUN ANLAYAMADIĞI KİTAPTAN ALLAH, TÜM KULLARINA HESAP MI SORUYOR? Neye inandığımızın, farkında mısınız?
Peki, bu durumda ne yapmalıyız? İslam dininde ruhban sınıfı olsaydı, O kişiye tabi olur ve O bizleri yanlışa yönelttiyse, sorumlu O kişi olurdu. Ama Allah ben böyle bir şey emretmedim, sakın hiç kimseye tabi olmayın diye uyarıyor. Hatta Allah, Resulü ile kendi arasında hiç kimseyi istemiyor ve Allah Resulüne, tebliğ etmek sana hesap sormak bana düşer diye uyardıktan sonra, Müddesir 11. Ayetin öncesi ve sonrasındaki ayetlerde, sen tebliğ ettin görevini yaptın. Onların arasında sana uyanlar olduğu gibi, tebliğini hiç duymak istemeyenlerde vardı. Onun için şöyle diyor Rabbimiz Müddesir 11. Ayetinde; TEK BAŞIMA YARATTIĞIMLA, BENİ BAŞ BAŞA BIRAK! Bu ve benzeri ayetlerden de anlıyoruz ki, Allahın Resulü Kuranı bizlere tebliğ etti ve görevini yaptı. Bundan sonra hepimiz imtihanımızda, ALLAH İLE BAŞBAYA KALDIĞIMIZI, LÜTFEN UNUTMAYALIM.
Aslında bizler önce, İslam toplumunun yarattığı KORKU VE BASKISINDAN KENDİMİZİ KURTARMALIYIZ. Bunu yapabilmemiz içinde, her şeyden önce Kuranın asla bahsetmediği örneğini bile vermediği, kafamızdaki tüm batıl ve hurafelerden önce kurtulmalıyız. Bunların din olmadığını bilmeliyiz. LÜTFEN KORKMAYIN VE ÇEKİNMEYİN, Allah sizleri Kurandan sorumlu tutuyorum diyorsa, Kuranın hiç bahsetmediği bir konudan asla sorumlu tutmaz hesaba çekmez, Allaha güvenelim. BU AYET BİZLER İÇİN, GERÇEK İSLAMA GİRİŞİN ANAHTARI OLMALI. Daha sonrada önümüzde olan, birçok Kuran tercümelerinden korkmadan faydalanmalıyız. ÇÜNKÜ KURANA VAKIF OLAN BİR MÜSLÜMANI YANLIŞ, HATALI BİLGİLER ASLA ETKİLEMEZ. Peki, nasıl bir yol izlemeliyiz. Allah dinin anası ve temeli olan ayetleri MUHKEM, yani şüphe duyulmayacak kadar açık ve net gönderdiğini söylüyor. Ayrıca yine bu konuya dikkatimizi çekerek, aynı konulardan nice örnekler verdiği uyarısını da yaparak, işimizi kolaylaştırıyor. Bildiğiniz gibi Kuranda çok fazla tekrar vardır. Bunun nedeni ayetlere farklı anlamlar vermeye çalışanların yalan ve iftiralarını ortaya çıkması adınadır, bunu unutmayalım ve bundan faydalanalım.
Örnek vermek gerekirse. Allah ayetlerinde, şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin olmadığı o günden sakının diyorsa, asla bir başka ayetinde bunun tersini söyleyip, haşa adeta Kuranda çelişki yaratırcasına, sözünden dönmüş gibi Resulüme, din âlimlerine, veli kişilere de şefaat yetkisini verdim asla demez. Çünkü Allah sözünde durandır. Şefaattin olduğunu iddia ederek, farklı tercüme yapanlar, batıl inançlarını Kurana söyletmeye çalışanlardır, lütfen bu tuzağa düşmeyelim ve elimizden geldiğince Kuranı bolca, ayetler arasında bağlantı kurarak düşünerek okuyalım. İnanın her şeyin o zaman daha farklı olduğunu göreceksiniz. Kuranı siz mealinden, tercümesinden anlayamazsınız okumayın diyerek, sizlere birilerinin anlatması gerektiğini söyleyenler, KOLAY SERVET PEŞİNDE OLANLARDIR. KURAN, GERÇEK MÜSLÜMANLARIN, İSLAMI ANLATIRKEN HİÇ BİR ÜCRET İSTEMEZLER DİYEDE BİLGİ VERİR. GÜNÜMÜZDE Kİ ACI ÖRNEKLERİNİ HALA FARK EDEMEDİYSEK, KARŞMIZA DAHA ÇOK BENZERLERİ ÇIKACAKTIR.
Değerli kardeşlerim işimiz kolay değil zor, bunu açıklıkla söylemek isterim. Çünkü Müslüman toplumlarının önüne, çok fazla engeller çıkartılıyor ve duvarlar örülüyor. Onun içinde Kurana ulaşırken, çok zorluk çekiyorlar. Zorluk Kuranda değil, KURANA ULAŞMAKTA. BİZLER BU DÜNYADA İMTİHAN OLUYORUZ VE İMTİHAN OLDUĞUMUZ KİTAPTA KURAN. BİZLERE BU İMTİHANIMIZDA, SEN KURANI ANLAYAMAZSIN DİYENLER, BİZİ İMTİHAN OLDUĞUMUZ KİTAPTAN UZAKLAŞTIRIP, SORUMLU OLMADIĞIMIZ KİTAPLARA YÖNELTENLERDİR Kİ, LÜTFEN BUNLARDAN UZAK DURUN. Ama pes etmek asla yok. Unutmayalım Allah gücümüz yettiği ölçüde bizleri sorumlu tutacağına hükmederek, aslında içimizi rahatlatmış ve batıl hurafenin baskısını azaltmıştır. Tabi bu baskıdan kurtulmak isteyen, yalnız Kuranın ipine sarılarak, Onu kendi dilinden düşünerek okur ve Kuranı anlamaya çalışır. Allah bizlere imtihanımızı vereceğimiz kadar uzun bir zaman verdiğini söylüyor Kuranda.
Buradan da şunu anlıyoruz. BU İMTİHANIN KOLAY DEĞİL, ZOR BİR İMTİHAN OLDUĞUNU SÖYLEMELİYİM. HATIRLATMAK İSTERİM ZOR OLAN KURANI ANLAMAK DEĞİL, ZOR OLAN BATILIN KURAN İLE ARAMIZA ÖRDÜĞÜ DUVARI AŞMAKTIR. BU DUVARI AŞANA HERŞEY ÇOK KOLAY. HATTA BU İMTİHANIMIZDA, ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARIN ÖNÜMÜZE KURDUĞU TUZAKLAR VAR. Bizleri Allahın yolundan ayırıp, kendilerine katarak güçlenmeye çalışıyorlar. Onun için Allah çoğunluğa uyarsan, seni yoldan uzaklaştırırlar uyarısını yapıyor. Allahın Kuranda örneğini verdiği uyarılardan ders alan, asla bu tuzaklara düşmez. Beşeri oluşum olan mezheplerin dine, ibadetlerimize yaptığı ilaveleri detayları, haşa adeta Kuranı eksik, detay sız göstermek için kullanıyorlar ve ne diyorlar? Bakın Kuranda sabah namazın kaç rekât olduğu bile yazmıyor. İyide Allah bu konuda Kuranda, zor bir anımızda kısaltılmış namazı tarif edip, normal zamanda kılacağımız namaza bir sınır koymadıysa, bunu bizler nasıl olurda eksik görür, bunu tamamlamaya çalışırız.
Bizler ağır ağır ama emin adımlarla, batıl ve hurafeden temizlenmiş aklımızla düşünerek, Kurana sarılırsak ve Allahın kitabı üzerinde yoğunlaşarak, onu anlamaya ve hayatına geçirmeye çalışırsak, BİZLERİ HİÇ KİMSE ALLAH İLE ALDATAMAZ, KANDIRAMAZ. ALLAHIN HUZURUNDADA İNANIN YÜZLERİ GÜLEN KULLARI ARASINDA OLURUZ. Lütfen şunu unutmayalım, bunu yaparken hiç korkmayalım, ufak tefek hatalar yapabiliriz. Hatasız hiç kimse yoktur. Allah Kuranda Resulünü bile ikaz ediyor ve bizler bu gerçeği fark edelim diye Kurana bile geçiriyorsa, bizlerde hata yapmaktan korkmamalıyız, ELBETTE BÜYÜK HATALAR YAPMAMAK ŞARTIYLA. Çünkü Allah büyük günahlardan sakınırsanız, küçük günahlarınızın üstünü örter, sizleri affederim diyor.
Tekrar etmek istiyorum, Kuran meallerinin farklı tercümeleri, bizleri korkutmasın. Allah Nahl suresi 98. ayetinde uyardığı gibi, Kuranı okumaya başlamadan önce, bakın ne yapın diyor. Kovulmuş şeytan ve şeytanlaşmış insanların rivayet, sanı bilgilerinin baskısından önce kurtulun kafanızdan atın ve yalnız Allaha onun kitabına güvenerek, ALLAHA SIĞININ daha sonra Kuranı okumaya başlayın diyor. Eğer Allahın bu tavsiyesini hayatımıza geçiremiyorsak, makaleme konu olan bu soruyu soranlara karşı asla doğru bir cevap veremeyiz, hatta onları haklı görüp, mutlaka bir veliye, âlime kendimizi teslim etmemiz gerektiğine inanırız. İslam toplumun genel çoğunluğu bu hatayı yapıyor. Sonucunu da hepimiz görüyoruz, toplum ne hale geldi.
Kuran Allah ile arasında hiç kimsenin olamayacağını, birçok ayetinde üstüne basa basa bildiriyorsa, lütfen bu gerçeği anlayabilmek için çaba harcayalım. Maide suresi 50. Ayetinde Allah, Kitap Ehlinin yaptığı yanlışlara örnek veriyor ve YOKSA ONLAR CAHİLİYE KANUNUNU MU İSTİYORLAR DİYOR. Peki, cahiliye kanunu neydi? Yalnız Allahın vahyi ile din yaşanmaz diyerek, günümüzde bizlerinde ders almadığımız için yaptığımız o büyük yanlışların zinciriydi. Ayetin sonunda bu konuya açıklama yapıyor Allah ve bakın ne diyor. ALLAHTAN DAHA İYİ KANUN KOYUCU OLABİLİR Mİ? Bizler hala bu gerçeklerden ders alamadık ne yazık ki. Enam suresi 107. Ayetinde de, Allah Resulüne bakın ne diyor. BİZ SENİ ONLARIN ÜZERİNE BİR BEKÇİ KILMADIK. SEN ONLARIN VEKİLİ DE DEĞİLSİN. Demek ki herkes görevini yapıyor ve bu dünyadan çekiliyor. Resulde tebliğini yaptı ve bu dünyadan göçtü, BİZLERİ KURAN İLE BAŞBAŞA BIRAKTI.
Değerli dostlarım, konumuzun özüne gelirsek. Allah Kuranı ben koruyorum diyor ve yemin ederek anlayasınız hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye KURANI KOLAYLAŞTIRDIK diyorsa, lütfen Kuranı herkes anlayamaz ve yalnız Kuran ile İslam yaşanmaz diyenlerin tuzağına düşmeyelim. ALLAHA, ONUN KİTABI KURANA GÜVENELİM. Elimize farklı da olsa Kuran meallerini alalım ve bolca okuyalım, üzerinde düşünerek anlamaya çalışalım. Batıl ve hurafeden uzak bu çabayı gösterenlere Allah ne diyordu Araf 203. ayetinde? BU, RABBİNİZDEN GELEN GÖNÜL GÖZLERİDİR, ÖNGÖRÜLERİDİR, GÖNÜL GÖZÜNÜ AÇAN BELGELERDİR, DOĞRUYA KILAVUZDUR, İMAN EDEN BİR TOPLUM İÇİN RAHMETTİR. Elimizde Allahın korumasındaki böyle bir yol gösterici rahmet olan kitap varsa, neye korkuyorsunuz, çekiniyorsunuz. ONU ANLAYABİLMEK ADINA ÇABA GÖSTERİP, YALNIZ ALLAHA ONUN KİTABINA GÜVENİRSEK, İNANIN ALLAH GÖNÜL GÖZLERİMİZİ AÇACAK VE KENDİ NURU KURAN İLE BİZLERİ AYDINLATIP BULUŞTURACAKTIR.
Dilerim Kuranı anlayabilmek adına çaba harcayan, birilerine değil Allaha güvenerek dayanan ve sonunda Kuran gerçekleri ile buluşan, Allahın azınlık halis kulları arasında oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
BATILDAN SANIDAN UZAK, KUR'AN'A DAVET. – SİTEDE ARAMAK İSTEDİĞİNİZ KONUYU, ARAMA MOTORUNDAN TARATARAK BULABİLİRSİNİZ.
https://twitter.com/KURANA_DAVET
hakyolkuran
Facebook
KUR'AN A DAVET
BİR MÜSLÜMAN KURANA UYMALIDIR DİYORSUNUZ. BU DURUMDA ARAPÇA BİLMEDİĞİMİZE GÖRE, KURAN MEALİ OKURSAK VE ONA UYARSAK, BELKİDE YÜZ ÇEŞİT HOCAYA UYMUŞ OLMAZ MIYIZ? ÇÜNKÜ ONLARCA FARKLI KURAN TERCÜMESİ VAR.
Önce şunu hatırlatmak istiyorum. Aklını Kuran ile kullanan, yalnız onun ipine sarılan her sorunun mantıklı cevabını mutlaka verir, asla aldatılamaz ama önce bizlerin Kuran ile aramıza örülen duvarı kaldırıp, onu aşarak Kuran ile buluşabilmeliyiz. Allahın kitabı Kurandan başka, beşeri yazılmış hiçbir kitaba, hatta orijinali Arapça olan rivayet Hadislere bile yapılmayan bu davranışı, neden yalnız Kurana karşı yapılıyor ve insanlar Kuranı farklı tercüme ediyor olabilir? BUNU ANLAYAN, FARK EDEN İSLAM TOPLUMUNA KURULAN TUZAĞINDA FARKINA VARIR. Sizlere sorsam ve desem ki, siz hangi dine inanıyorsunuz, bu soruma vereceğiniz cevap, İslam dini olacaktır. Peki, İslam ne demek? KENDİSİNİ YALNIZ ALLAHA TESLİM EDEN DEMEKTİR. Eğer Kuran, herkesin anlayacağı tek bir tercüme yapılamıyor, her dile böyle farklı tercüme ediliyorsa, bizler Kuranı tam olarak anlayamıyorsak, veli âlim dediğimiz kişiler anlıyorsa, BU DURUMDA KENDİMİZİ NASIL ALLAHA, YANİ ONUN KİTABINA TESLİM EDERİZ. Anlayamadığımız bir kitaba kendimizi teslim edemeyeceğimize göre, İslamı ve Kuranı bizlere öğretecek kişilere önce teslim olmamız gerekir. Ama Alla bunu yasaklıyor. Sakın benden başka Veliler edinip, ardı sıra gitmeyin diyen Yaradanın uyarılarını, neden dikkate almıyoruz?
Eğer Kuranı anlayarak ve dikkatle düşünerek okumadıysak ve bizlerin inancına, rivayet edilen Hadisler ve Mezheplerin fıkıh inancı hâkimse, bu sözleri söyleyen kişiye kesinlikle inanmamız kaçınılmaz olur. Önce şunu açıkça belirtmek isterim. Bu söylem, geleneksel İslam inancının devam edebilmesi için, toplumu tedirgin edebilmek adına öne sürülen bir silahtır. Bakın silah diyorum, çünkü bu düşünce ve inanç kabul edildiği andan itibaren, O toplum silahsız, mezhepler, cemaatler ve tarikatlar tarafında teslim alınmış demektir. AMAÇTA BU ZATEN NE SÖYLENİRSE, NE ANLATILIRSA İTİRAZ ETMEYEN, BİR MÜSLÜMAN TOPLUM YARATMAK. Üzgünüm ama bunda başarılı oldular.
Allah boşuna, sizleri Kurandan imtihan ediyorum, Kurandan sorumlu tutuyorum demiyor. Sizce herkesin farklı tercüme edeceği, zor anlaşılan bir rehber gönderip, daha sonra tüm kullarını bu kitaptan sorumlu tutar mı Allah? Elbette böyle bir kitap asla göndermez, önce bunu aklımızdan çıkarmayalım. BUNLARIN HEPSİ BİR TUZAĞIN SONUCUDUR. BİZLER EĞER BU TUZAĞIN FARKINA VARABİLMEK İÇİN HİÇ BİR ÇABA GÖSTERMİYORSAK, KENDİMİZİ MUTLAKA DİN ADINA BİRİLERİNE TESLİM ETMEMİZ GEREKİR. BU DAVRANIŞ BİZİM SANIRIM İŞİMİZE DE GELMİŞ. BELKİDE GERÇEKLER TOPLUMDAN GİZLENDİĞİ İÇİN, ÖYLEDE YAPMIŞIZ. Ne yazık ki amaçta bu zaten, İnsanları Allah ile aldatarak, istedikleri gibi yönetmek. Onun için Allah bu konuda da bizleri uyarıyor ve sakın sizleri Allah ile aldatmasınlar diyor.
Günümüz teknolojisi, her bilgiye rahat erişilebilecek ortamda olduğundan, araştırmalarımızda çok zorlanmayacağımızı söylemek isterim. Yeter ki inancımızı öğrenmek için heves ve çaba olsun. Üzgünüm, bu çaba ve hevesi çok fazla göremiyorum İslam toplumunda. Çok iyi niyetle Kuranı tercüme etmeye çalışan, çok değerli hocalarımız bugün var. Onlarında hatalarının olmadığını söylemek yanlış olur. Çünkü hepimiz insanız hata yapabiliriz, bunu asla unutmayalım. Tabi iyi niyetli olanlardan çok daha fazla, batıl inançlarını topluma kabul ettirebilmek için, ayetleri o batıl bilgiler ışığında tercüme edenlerinde sayıları çok fazla. Zaten onun için farklı mealler, tercümeler çıkıyor ortaya. ALLAHIN KİTABINI HERKEZİN ANLAYAMAYACAĞI, AMA KENDİLERİNİN EN DOĞRU ANLADIĞINI, AÇIKLADIKLARINI SÖYLEYENLERİN KURDUĞU TUZAĞA LÜTFEN DÜŞMEYELİM. HAŞA ALLAH KULUNA AÇIKLAYIP ANLATAMIYOR, AMA HER KULUNUN ANLAYAMADIĞI KİTAPTAN ALLAH, TÜM KULLARINA HESAP MI SORUYOR? Neye inandığımızın, farkında mısınız?
Peki, bu durumda ne yapmalıyız? İslam dininde ruhban sınıfı olsaydı, O kişiye tabi olur ve O bizleri yanlışa yönelttiyse, sorumlu O kişi olurdu. Ama Allah ben böyle bir şey emretmedim, sakın hiç kimseye tabi olmayın diye uyarıyor. Hatta Allah, Resulü ile kendi arasında hiç kimseyi istemiyor ve Allah Resulüne, tebliğ etmek sana hesap sormak bana düşer diye uyardıktan sonra, Müddesir 11. Ayetin öncesi ve sonrasındaki ayetlerde, sen tebliğ ettin görevini yaptın. Onların arasında sana uyanlar olduğu gibi, tebliğini hiç duymak istemeyenlerde vardı. Onun için şöyle diyor Rabbimiz Müddesir 11. Ayetinde; TEK BAŞIMA YARATTIĞIMLA, BENİ BAŞ BAŞA BIRAK! Bu ve benzeri ayetlerden de anlıyoruz ki, Allahın Resulü Kuranı bizlere tebliğ etti ve görevini yaptı. Bundan sonra hepimiz imtihanımızda, ALLAH İLE BAŞBAYA KALDIĞIMIZI, LÜTFEN UNUTMAYALIM.
Aslında bizler önce, İslam toplumunun yarattığı KORKU VE BASKISINDAN KENDİMİZİ KURTARMALIYIZ. Bunu yapabilmemiz içinde, her şeyden önce Kuranın asla bahsetmediği örneğini bile vermediği, kafamızdaki tüm batıl ve hurafelerden önce kurtulmalıyız. Bunların din olmadığını bilmeliyiz. LÜTFEN KORKMAYIN VE ÇEKİNMEYİN, Allah sizleri Kurandan sorumlu tutuyorum diyorsa, Kuranın hiç bahsetmediği bir konudan asla sorumlu tutmaz hesaba çekmez, Allaha güvenelim. BU AYET BİZLER İÇİN, GERÇEK İSLAMA GİRİŞİN ANAHTARI OLMALI. Daha sonrada önümüzde olan, birçok Kuran tercümelerinden korkmadan faydalanmalıyız. ÇÜNKÜ KURANA VAKIF OLAN BİR MÜSLÜMANI YANLIŞ, HATALI BİLGİLER ASLA ETKİLEMEZ. Peki, nasıl bir yol izlemeliyiz. Allah dinin anası ve temeli olan ayetleri MUHKEM, yani şüphe duyulmayacak kadar açık ve net gönderdiğini söylüyor. Ayrıca yine bu konuya dikkatimizi çekerek, aynı konulardan nice örnekler verdiği uyarısını da yaparak, işimizi kolaylaştırıyor. Bildiğiniz gibi Kuranda çok fazla tekrar vardır. Bunun nedeni ayetlere farklı anlamlar vermeye çalışanların yalan ve iftiralarını ortaya çıkması adınadır, bunu unutmayalım ve bundan faydalanalım.
Örnek vermek gerekirse. Allah ayetlerinde, şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin olmadığı o günden sakının diyorsa, asla bir başka ayetinde bunun tersini söyleyip, haşa adeta Kuranda çelişki yaratırcasına, sözünden dönmüş gibi Resulüme, din âlimlerine, veli kişilere de şefaat yetkisini verdim asla demez. Çünkü Allah sözünde durandır. Şefaattin olduğunu iddia ederek, farklı tercüme yapanlar, batıl inançlarını Kurana söyletmeye çalışanlardır, lütfen bu tuzağa düşmeyelim ve elimizden geldiğince Kuranı bolca, ayetler arasında bağlantı kurarak düşünerek okuyalım. İnanın her şeyin o zaman daha farklı olduğunu göreceksiniz. Kuranı siz mealinden, tercümesinden anlayamazsınız okumayın diyerek, sizlere birilerinin anlatması gerektiğini söyleyenler, KOLAY SERVET PEŞİNDE OLANLARDIR. KURAN, GERÇEK MÜSLÜMANLARIN, İSLAMI ANLATIRKEN HİÇ BİR ÜCRET İSTEMEZLER DİYEDE BİLGİ VERİR. GÜNÜMÜZDE Kİ ACI ÖRNEKLERİNİ HALA FARK EDEMEDİYSEK, KARŞMIZA DAHA ÇOK BENZERLERİ ÇIKACAKTIR.
Değerli kardeşlerim işimiz kolay değil zor, bunu açıklıkla söylemek isterim. Çünkü Müslüman toplumlarının önüne, çok fazla engeller çıkartılıyor ve duvarlar örülüyor. Onun içinde Kurana ulaşırken, çok zorluk çekiyorlar. Zorluk Kuranda değil, KURANA ULAŞMAKTA. BİZLER BU DÜNYADA İMTİHAN OLUYORUZ VE İMTİHAN OLDUĞUMUZ KİTAPTA KURAN. BİZLERE BU İMTİHANIMIZDA, SEN KURANI ANLAYAMAZSIN DİYENLER, BİZİ İMTİHAN OLDUĞUMUZ KİTAPTAN UZAKLAŞTIRIP, SORUMLU OLMADIĞIMIZ KİTAPLARA YÖNELTENLERDİR Kİ, LÜTFEN BUNLARDAN UZAK DURUN. Ama pes etmek asla yok. Unutmayalım Allah gücümüz yettiği ölçüde bizleri sorumlu tutacağına hükmederek, aslında içimizi rahatlatmış ve batıl hurafenin baskısını azaltmıştır. Tabi bu baskıdan kurtulmak isteyen, yalnız Kuranın ipine sarılarak, Onu kendi dilinden düşünerek okur ve Kuranı anlamaya çalışır. Allah bizlere imtihanımızı vereceğimiz kadar uzun bir zaman verdiğini söylüyor Kuranda.
Buradan da şunu anlıyoruz. BU İMTİHANIN KOLAY DEĞİL, ZOR BİR İMTİHAN OLDUĞUNU SÖYLEMELİYİM. HATIRLATMAK İSTERİM ZOR OLAN KURANI ANLAMAK DEĞİL, ZOR OLAN BATILIN KURAN İLE ARAMIZA ÖRDÜĞÜ DUVARI AŞMAKTIR. BU DUVARI AŞANA HERŞEY ÇOK KOLAY. HATTA BU İMTİHANIMIZDA, ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARIN ÖNÜMÜZE KURDUĞU TUZAKLAR VAR. Bizleri Allahın yolundan ayırıp, kendilerine katarak güçlenmeye çalışıyorlar. Onun için Allah çoğunluğa uyarsan, seni yoldan uzaklaştırırlar uyarısını yapıyor. Allahın Kuranda örneğini verdiği uyarılardan ders alan, asla bu tuzaklara düşmez. Beşeri oluşum olan mezheplerin dine, ibadetlerimize yaptığı ilaveleri detayları, haşa adeta Kuranı eksik, detay sız göstermek için kullanıyorlar ve ne diyorlar? Bakın Kuranda sabah namazın kaç rekât olduğu bile yazmıyor. İyide Allah bu konuda Kuranda, zor bir anımızda kısaltılmış namazı tarif edip, normal zamanda kılacağımız namaza bir sınır koymadıysa, bunu bizler nasıl olurda eksik görür, bunu tamamlamaya çalışırız.
Bizler ağır ağır ama emin adımlarla, batıl ve hurafeden temizlenmiş aklımızla düşünerek, Kurana sarılırsak ve Allahın kitabı üzerinde yoğunlaşarak, onu anlamaya ve hayatına geçirmeye çalışırsak, BİZLERİ HİÇ KİMSE ALLAH İLE ALDATAMAZ, KANDIRAMAZ. ALLAHIN HUZURUNDADA İNANIN YÜZLERİ GÜLEN KULLARI ARASINDA OLURUZ. Lütfen şunu unutmayalım, bunu yaparken hiç korkmayalım, ufak tefek hatalar yapabiliriz. Hatasız hiç kimse yoktur. Allah Kuranda Resulünü bile ikaz ediyor ve bizler bu gerçeği fark edelim diye Kurana bile geçiriyorsa, bizlerde hata yapmaktan korkmamalıyız, ELBETTE BÜYÜK HATALAR YAPMAMAK ŞARTIYLA. Çünkü Allah büyük günahlardan sakınırsanız, küçük günahlarınızın üstünü örter, sizleri affederim diyor.
Tekrar etmek istiyorum, Kuran meallerinin farklı tercümeleri, bizleri korkutmasın. Allah Nahl suresi 98. ayetinde uyardığı gibi, Kuranı okumaya başlamadan önce, bakın ne yapın diyor. Kovulmuş şeytan ve şeytanlaşmış insanların rivayet, sanı bilgilerinin baskısından önce kurtulun kafanızdan atın ve yalnız Allaha onun kitabına güvenerek, ALLAHA SIĞININ daha sonra Kuranı okumaya başlayın diyor. Eğer Allahın bu tavsiyesini hayatımıza geçiremiyorsak, makaleme konu olan bu soruyu soranlara karşı asla doğru bir cevap veremeyiz, hatta onları haklı görüp, mutlaka bir veliye, âlime kendimizi teslim etmemiz gerektiğine inanırız. İslam toplumun genel çoğunluğu bu hatayı yapıyor. Sonucunu da hepimiz görüyoruz, toplum ne hale geldi.
Kuran Allah ile arasında hiç kimsenin olamayacağını, birçok ayetinde üstüne basa basa bildiriyorsa, lütfen bu gerçeği anlayabilmek için çaba harcayalım. Maide suresi 50. Ayetinde Allah, Kitap Ehlinin yaptığı yanlışlara örnek veriyor ve YOKSA ONLAR CAHİLİYE KANUNUNU MU İSTİYORLAR DİYOR. Peki, cahiliye kanunu neydi? Yalnız Allahın vahyi ile din yaşanmaz diyerek, günümüzde bizlerinde ders almadığımız için yaptığımız o büyük yanlışların zinciriydi. Ayetin sonunda bu konuya açıklama yapıyor Allah ve bakın ne diyor. ALLAHTAN DAHA İYİ KANUN KOYUCU OLABİLİR Mİ? Bizler hala bu gerçeklerden ders alamadık ne yazık ki. Enam suresi 107. Ayetinde de, Allah Resulüne bakın ne diyor. BİZ SENİ ONLARIN ÜZERİNE BİR BEKÇİ KILMADIK. SEN ONLARIN VEKİLİ DE DEĞİLSİN. Demek ki herkes görevini yapıyor ve bu dünyadan çekiliyor. Resulde tebliğini yaptı ve bu dünyadan göçtü, BİZLERİ KURAN İLE BAŞBAŞA BIRAKTI.
Değerli dostlarım, konumuzun özüne gelirsek. Allah Kuranı ben koruyorum diyor ve yemin ederek anlayasınız hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye KURANI KOLAYLAŞTIRDIK diyorsa, lütfen Kuranı herkes anlayamaz ve yalnız Kuran ile İslam yaşanmaz diyenlerin tuzağına düşmeyelim. ALLAHA, ONUN KİTABI KURANA GÜVENELİM. Elimize farklı da olsa Kuran meallerini alalım ve bolca okuyalım, üzerinde düşünerek anlamaya çalışalım. Batıl ve hurafeden uzak bu çabayı gösterenlere Allah ne diyordu Araf 203. ayetinde? BU, RABBİNİZDEN GELEN GÖNÜL GÖZLERİDİR, ÖNGÖRÜLERİDİR, GÖNÜL GÖZÜNÜ AÇAN BELGELERDİR, DOĞRUYA KILAVUZDUR, İMAN EDEN BİR TOPLUM İÇİN RAHMETTİR. Elimizde Allahın korumasındaki böyle bir yol gösterici rahmet olan kitap varsa, neye korkuyorsunuz, çekiniyorsunuz. ONU ANLAYABİLMEK ADINA ÇABA GÖSTERİP, YALNIZ ALLAHA ONUN KİTABINA GÜVENİRSEK, İNANIN ALLAH GÖNÜL GÖZLERİMİZİ AÇACAK VE KENDİ NURU KURAN İLE BİZLERİ AYDINLATIP BULUŞTURACAKTIR.
Dilerim Kuranı anlayabilmek adına çaba harcayan, birilerine değil Allaha güvenerek dayanan ve sonunda Kuran gerçekleri ile buluşan, Allahın azınlık halis kulları arasında oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
BATILDAN SANIDAN UZAK, KUR'AN'A DAVET. – SİTEDE ARAMAK İSTEDİĞİNİZ KONUYU, ARAMA MOTORUNDAN TARATARAK BULABİLİRSİNİZ.
https://twitter.com/KURANA_DAVET
hakyolkuran
KUR'AN A DAVET