natsum
Kayıtlı Üye
Küçük bir aşk masali
Bazı evlilikler vardır...sadakat hiç tükenmemiş, yılların acımasız rüzgarlarına karşın dimdik ayakta kalabilmiştir...
İşte Kamil beyle, Sabiha hanım da böyle bir çifttiler...
Yaşları itibarıyla bazı doğal kısıtlamalar oluşmuştu... Artık fazla ayakta kalamıyorlar... sokağa çıkamıyorlar, istediklerini yiyemiyorlardı... Ancak bu durum onları fazla üzmemekteydi... Birbirlerine karşı hala o sihirli duyguları ilk günkü gibi devam ediyordu... körlenmeden... zaman aşımına uğramadan... Zaten bu sevgi ,saygı ve birbirlerine karşı gösterdikleri anlayış değil miydi onlara bu yaşam sevincini veren... yarınlara mutlu ve umutlu gözlerle bakmalarını sağlayan ?..
Belki mütevazi bir yaşantıları, kısıtlı olanakları vardı ama paylaşmayı hala herkesten çok biliyorlardı…
Deprem enkazından çıkarıldıklarında da yan yana, el ele, sanki “Bizi sakın ayırmayın…” der gibiydiler…
Zaten kimse de onları ayırmadı... Yan yana gömüldüler...
Sonrasını kimse...ama kimse öğrenemedi...
Yalnız, bir gün mezarlarının önünden geçenler, Kamil beyin toprağında biten bir kırmızı gonca gül gördüler... Yanındaki Sabiha hanımın mezarına eğilmiş, sanki bir şeyler fısıldıyordu... Duymazdan geldiler...
Zaten mesaj çoktan yerine ulaşmıştı !...
Her zamanki gibi !...
Bazı evlilikler vardır...sadakat hiç tükenmemiş, yılların acımasız rüzgarlarına karşın dimdik ayakta kalabilmiştir...
İşte Kamil beyle, Sabiha hanım da böyle bir çifttiler...
Yaşları itibarıyla bazı doğal kısıtlamalar oluşmuştu... Artık fazla ayakta kalamıyorlar... sokağa çıkamıyorlar, istediklerini yiyemiyorlardı... Ancak bu durum onları fazla üzmemekteydi... Birbirlerine karşı hala o sihirli duyguları ilk günkü gibi devam ediyordu... körlenmeden... zaman aşımına uğramadan... Zaten bu sevgi ,saygı ve birbirlerine karşı gösterdikleri anlayış değil miydi onlara bu yaşam sevincini veren... yarınlara mutlu ve umutlu gözlerle bakmalarını sağlayan ?..
Belki mütevazi bir yaşantıları, kısıtlı olanakları vardı ama paylaşmayı hala herkesten çok biliyorlardı…
Deprem enkazından çıkarıldıklarında da yan yana, el ele, sanki “Bizi sakın ayırmayın…” der gibiydiler…
Zaten kimse de onları ayırmadı... Yan yana gömüldüler...
Sonrasını kimse...ama kimse öğrenemedi...
Yalnız, bir gün mezarlarının önünden geçenler, Kamil beyin toprağında biten bir kırmızı gonca gül gördüler... Yanındaki Sabiha hanımın mezarına eğilmiş, sanki bir şeyler fısıldıyordu... Duymazdan geldiler...
Zaten mesaj çoktan yerine ulaşmıştı !...
Her zamanki gibi !...