yaptığım ödevi kaydetmek için küçük usb'mi arıyordum, diğerini bulamadım. açtım da ne gördüm? onun resimleri, konuşmalarımız, her şey... birini açıp rastgele okudum... her şeyin ne kadar başka olduğu, gülebildiğimiz zamanlar... sonra bırak gülmeyi, konuşamaz bir hale gelişim geldi aklıma tabi ister istemez. nasıl hızlı bir değişim, nasıl tükettik biz o aşkı?
her şeyden sonra muhasebe yapmak anlamsız belki ama insan eskileri görünce duygusallaşıyor. bundan farklı olsaydı keşke diyor. bitecekse de, adamakıllı bir nedenden ötürü bitseydi, böyle bir yenilgi çok kötü.
içimden bi taraf hala git onla konuş dese de yapamam. her defasında gururumu çiğnediğim için gözünde iyice arsız oldum, yüzsüz oldum. benim yapabileceğim bir şey kalmadı ki artık. onun da yapmaya isteği yok. ama o istemiyormuş diye onun yapması gerekeni ben yapamam. ilişkide hep bunu yaptım, ikimiz de kaybetmeyelim, sorun çözülsün ikimiz de kazanalım diye. ama bu mantık yanlışmış. herkesin üstüne düşeni yapması gerek. diğer türlü, sen karşındakine, kendinden kısarak, aslında istediğin halde onu zorlamamak için benim 1 liraya ihtiyacım yok 10 kuruş yeter dersen, sana bir daha neden 1 lira versin? 10 kuruş verir. sonra zamanla o 10 kuruşu vermenin de ona eziyet olduğunu düşünürsen, her şeyi onun için kolaylaştırmayı fazla abartıp hiçbir şey istemiyorum dersen, sana neden artık bir şey versin? ve bir şey vermesi gerekmeyen bir yerde neden dursun? gider tabi. aksi durum insan doğasına ters. ben aslında hiç yapmamak istediğim bir şeye neden olmuşum böyle yaparak, fark etmeden. fark ettim ama çok geç oldu. ne onu geri kazanabilirim, ne zamanı geri sarabilirim.
allahım. ya bu derdi benden al artık umursamaz hale geleyim ki acı çekmeyeyim, ya da bana yaptığım hataları bir daha yapmamak için bir fırsat ver. arada kalmak çok acı ,çok çaresiz.