Karalama Defteri

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
---> Karalama Defteri

Kayserili anne vakasından sonra Mersinli anne vakası.
Allah sizleri bildiği gibi yapsın.
 
---> Karalama Defteri

Keşke bazı insanlar gibi mutsuz olduğumda gülebilsem. Suratımı asmam da benim kusurum işte.
 
---> Karalama Defteri

Böyle mi bitecekti 'Ağır Roman' ?

Zaten sevmem vedaları, beceremem de üstelik. Canımı yakarlar oldum olası. Ve her defasında tek kişilik yaşanan bir acıdır şahit olmak gidenlere...

Ne Zeki'ler uğurladık şimdiye dek, nice Ayla'lar, Ayten'ler... Adile'ler de göçtü gitti; Kemal'ler de... Barış'ları kaybettik, Tanju'ları, Erol'ları, Esin'leri, Aysel'leri... Birinin acısı dinmeden yüreğimizde, alışamadan yokluğuna, bir diğeri saplandı bıçak gibi.

'Bir Gün Bize Yetmez' demiştin; şimdi yasını tutmaya kaç gün biçeceksin be üstad ? Başarıyı öğretmiştin bize, müziği, erdemi, hoşgörüyü... Şimdi Fahriye Abla'ya, Dul Bir Kadın'a, Kupa Kızı'na, Vasfiye'ye, Afife Jale'ye, Eğreti Gelin'e, Asılacak Kadın'a ve daha nicelerine yetimliği mi öğreteceksin ?

Bak; yarın kızımın doğumgünü olacaktı, yaşasaydı... Şarkılarını dinleyecektik yine, dans edecektik beraber, gülecektik filmlerinde. Daha çok 'Minik Kuş'lar uçuracaktın üzerimize üzerimize, sayısız 'Çiçekler' yeşertecektin.

Şimdi dört yanımız hüzün, her yanımız giyotin. Öyle ya; 'İnsanız Biz'. Alışırız elbet, buna da alışırız.

Aldırma sen benim sitemlerime; her gidenedir bu yaptığım. Sen orda da aziz ol yeter ki, zaten yorgundun yeterince...

Tanrı kabir rahatlığı versin ey üstad, notaların bizimle.
 
---> Karalama Defteri

Yıllar evvel rastgelmiştim sana; önümüzdeki şu camı kapı yapıp girdiğimiz sanal alemin ücra bir köşesinde...

Tarifsiz üslubun ve silahtan güçlü kaleminle yazardın siyah puntolarını.

Hani sıkılmışlıktan mıdır aşka meşke has satırlardan kaçışım, yoksa vakit bulamadığımdan mıdır bilinmez; pek de okumazdım aslında...

Yine de bir gün, karaladığın bir sahifeye göz gezdirmiştim şöyle bir; sonra bir daha, bir daha... Şaşkınlığım, hazırlıksızlığımdandı. Bilseydim yeryüzünde böyle ifadeler olmadığını, bilseydim kelimelerin öyle sıralanamayacağını ve bilseydim bugüne dek geçen oniki senede bir daha sana yahut sana benzer birine denk gelemeyeceğimi... Gözlerimi hiç ayırmazdım o sahifeden inan.

Yazık ki pek azını ezberime saklayabildim o muazzam sözcüklerinin; yüreğinden sökülen:

'............

Ayakkabılar eskittik önce deriden, sonra tahtadan. En sonunda camdan...

.............

- Tak tak...
- Sen kimsin ?
- Senleyim.
- Ama ben seni tanımıyorum.
- Tanışalım o zaman. Ben, Yaprak. Sen ?
- ...
- Sen, boşluk.
- Boşluk ?
- Tamam tamam, seni gökyüzü biliriz.
- Biliriz ?
- Ben ve dalım.
- Dalın nerede ?
- Acı rüzgara denk geldim, okşadı saçlarımdan. Aşk benim, deyip kandırdı. Sonra kırıldım.

..........

- Tak tak tak !
- Sen kimsin ?
- Ölmeye geldim, aç ağzını.

...........'

'Albümler Düşerken' yazıyordu bir yerlerde; bu senin kitabın olmalıydı. Öyle hissettim, öyle umdum, öyle istedim. Geçen oniki senede ne bir kitabevinde denk geldim böyle seslenilen bir kitaba, ne bir sahafta gördüm 'Ayben' ismini; parşömenler üzerinde.

Hala şu sanal dünyanın bir yerlerinde misin bilemem lakin eminim hala yazıyorsun aynı ihtişamınla. Belki de buralara yolun düşer; kimbilir...

Şayet öyle ise birkaç satır daha bahşet, beni o lezzetten mahrum kılma. Bir oniki sene daha yaşarım; beni şarkısız bırakma.
 
Son düzenleme:
---> Karalama Defteri

Yine hüzün yine gece yine düşünceler yine anılar yine gözyaşı yine özlem yine sonu olmayan hayaller yine uykusuzluk tek değişen şey zaman
 
---> Karalama Defteri

Sevdiklerin kadar iyisin, nefret ettiklerin kadar kötü. Ne renk olursa olsun kaşın gözün, karşındakinin gördüğü kadardır rengin..
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst