---> Karalama Defteri
Böyle mi bitecekti 'Ağır Roman' ?
Zaten sevmem vedaları, beceremem de üstelik. Canımı yakarlar oldum olası. Ve her defasında tek kişilik yaşanan bir acıdır şahit olmak gidenlere...
Ne Zeki'ler uğurladık şimdiye dek, nice Ayla'lar, Ayten'ler... Adile'ler de göçtü gitti; Kemal'ler de... Barış'ları kaybettik, Tanju'ları, Erol'ları, Esin'leri, Aysel'leri... Birinin acısı dinmeden yüreğimizde, alışamadan yokluğuna, bir diğeri saplandı bıçak gibi.
'Bir Gün Bize Yetmez' demiştin; şimdi yasını tutmaya kaç gün biçeceksin be üstad ? Başarıyı öğretmiştin bize, müziği, erdemi, hoşgörüyü... Şimdi Fahriye Abla'ya, Dul Bir Kadın'a, Kupa Kızı'na, Vasfiye'ye, Afife Jale'ye, Eğreti Gelin'e, Asılacak Kadın'a ve daha nicelerine yetimliği mi öğreteceksin ?
Bak; yarın kızımın doğumgünü olacaktı, yaşasaydı... Şarkılarını dinleyecektik yine, dans edecektik beraber, gülecektik filmlerinde. Daha çok 'Minik Kuş'lar uçuracaktın üzerimize üzerimize, sayısız 'Çiçekler' yeşertecektin.
Şimdi dört yanımız hüzün, her yanımız giyotin. Öyle ya; 'İnsanız Biz'. Alışırız elbet, buna da alışırız.
Aldırma sen benim sitemlerime; her gidenedir bu yaptığım. Sen orda da aziz ol yeter ki, zaten yorgundun yeterince...
Tanrı kabir rahatlığı versin ey üstad, notaların bizimle.