Karşılıksız yapılan her iyiylik kazanır ve kazandırır. Bazen kazanmadığını zannetsek bile.
İyilik yaparken kötülük yapmaya doğru evrilen insanların en önemli gerekçeleri; ne iyilik yapsam kötülük görüyorum yargısıdır.
Biz her şeye rağmen elden geldiğince iyilikte yarışmaya devam edelim.
Küçük bir anektot:
Almanyadaki gurbetçilerin kültürel amaçlı oluşturduğu bir lokalde oturuyorduk. Lokale komşu olan yaşlı bir Alman bayan ansızın lokali taşlamaya başladı. Bunun üzerine biz de masalarda bulunan çiçekleri aldık bir bir taş atan bayana atmaya başladık. O taş attıkça biz çiçek attık bu böyle bir süre devam etti ama en sonunda bayan pes etti ve taş atmayı bırakıp atılan çiçekleri yerden toplamaya başladı. Yanına yaklaştığımızda büyük bir mahcubiyetle şöyle dedi: Ben dün televizyonda sizlerle (yabancılarla) ilgili kötü bir haber izledim ve çok fena oldum. Sabah kalktığımda ise sizi taşlamaya karar verdim ama gördüm ki sizler anlatıldığı göbi kötü insanlar değilmissiniz. Benim attığım taşlara siz çiçeklerle karşılık verdiniz. Ne olursunuz beni bağışlayın diyerek özür dilemişti.
Taşları kötülük, çiçekleri iyilik kabul edersek; kazanan iyilik olmuştur.