İngiliz Alman Fransız FıkraLarıı

sihirLi lmBa

Temel ve Cin Bir Fransız bir İngiliz ve bir de Temel bir gemi kazasından sonra ıssız bir adaya çıkarlar. İngiliz kumsalda bir lamba bulur. Fransız bunun Aladdin'in lambası olabileceğini söyler ve lambayı ovuşturur. Gerçektende lambadan bir cin çıkar.
-"Ne dilerseniz dileyin benden" der. İngiliz
-"Ben ailemin yanına İngiltereye gitmek istiyorum" der. Cin isteyi yerine getirir. Sıra Fransız'a gelir. Oda ailesinin yanına Fransaya gitmek ister. Onun isteyide yarine gelir. Sıra Temeldedir. Temel biraz düşünür. Cin çabuk olmasını söyler. Temel etrafına bakar ve cin'e dileyini söyler.
-"Arkadaşlarımda gitti ben bu ıssız adada yalnız kaldım onun için arkadaşlarımı geri getirmeni istiyorum" der.
 
yağmurLuk

Temel ve Cin Bir Fransız bir İngiliz ve bir de Temel bir gemi kazasından sonra ıssız bir adaya çıkarlar. İngiliz kumsalda bir lamba bulur. Fransız bunun Aladdin'in lambası olabileceğini söyler ve lambayı ovuşturur. Gerçektende lambadan bir cin çıkar.
-"Ne dilerseniz dileyin benden" der. İngiliz
-"Ben ailemin yanına İngiltereye gitmek istiyorum" der. Cin isteyi yerine getirir. Sıra Fransız'a gelir. Oda ailesinin yanına Fransaya gitmek ister. Onun isteyide yarine gelir. Sıra Temeldedir. Temel biraz düşünür. Cin çabuk olmasını söyler. Temel etrafına bakar ve cin'e dileyini söyler.
-"Arkadaşlarımda gitti ben bu ıssız adada yalnız kaldım onun için arkadaşlarımı geri getirmeni istiyorum" der.
 
öLe görünüoo


Temel bir gemide seyahat ederken fırtına çıkıyor ve gemi batıyor.Kazadan sadece Temel,İngiliz bir adam ve güzeller güzeli sarışın bir afet kurtuluyor.Bu üçü bir adaya çıkıyorlar.Adada sadece yüksek bir palmiye ağacı ve bir pınardan başka bir şey yok.İngiliz,
-"Uzaktan geçen gemileri görebilmek için sıra ile bu ağacın tepesinde nöbet tutalım" diye Temel'e bir teklif sunuyor. Temel
-Olur fakat ağaçtayken aşağıda kalan ve bu kadın birbirinden uzak yerlerde duracak ve kadına sarkıntılık etmek yok.
İngiliz
-Hiç olurmu öyle şey ben asil ve kibar bir ırktan geliyorum.Hiçbir kadına sarkıntılık etmem.
Temel
-Tamam sana inanıyorum.O halde ilk nöbeti ben tutarım. diyerek ağaca tırmanıyor.
İngiliz ve kadın anlaşma gereği birbirlerinden uzakta otururken Temel yukarıdan bağırıyor
-Terbiyesiz adam hani anlaşmıştık,in kadının üzerinden..
gibi laflarla bağırarak aşağıya iniyor.İngiliz..
-Yav vallahi ben birşey yapmadım,bak biz ayrı köşelerde duruyoruz,nasıl kadının üzerinde olabilirim
falan desede Temel
-Hayır efendim, ben yukarıdan baktığımda senin kadının üzerinde olduğunu gördüm.Sanamı inanayım gözlerime mi.?.
-Yahu sana nasıl anlatayım ben birşey yapmadım,O halde ağaca ben çıkayım sen aşağıda dur,fakat sende benim gibi kadından uzak duracaksın.
Temel
-"tamam" diyor.
Kadından epey uzağa gidiyor.İngiliz ağaca tırmanmaya başlayınca Temel hemen kadının yanına koşuyor ve kadını yatırıp üzerine çıkıyor. O esnada ağaca tırmanan İngiliz aşağı bir bakıyor Temel kadının üzerinde.
-Allah,Allah.. haklıymış.. diyor İngiliz,"demekki buradan öyle görünüyor".
 
paTaTes

Ajanlık yarışına Temel, İngiliz ve Alman katılmış. Demişler ki bir odaya herhangi bir cisim koyulacak ve size ona göre puan verilecek önce Alman girmiş.
İçeride sadece bir masa Alman masanın arkasına geçmiş seçmenler masaya 1-2 vurmuşlar alman
-?havvv? demiş.
-?Bu iyi köpek taklidi yapıyor bunu alalım.? demişler.
Sıra İngiliz gelmiş odada sadece sandalye var İngiliz hemen sandalyenin arkasına geçmiş seçmenler yine sandalyeye 1-2 defa vurmuşlar.
İngiliz
-?miyav? diye ses çıkarmış.
-?buda iyi kedi taklidi yapıyor? diye onu da almışlar ve sıra bizim Temel?e gelmiş. Odada sadece bir çuval temel hemen çuvala girmiş seçmenler gelip çuvala tekme atmaya başlamışlar Temel den ses yok. Adam tabancasını çıkarıp şarjörü çekmiş bu nu duyan temel hemen ses vermiş;
-?patates patates?.
 
Kendi hazırLardı

Bir Amerikali, bir Italyan, bir de bizim Karadenizli Temel, hep birlikte bir insaatta calisiyormus.
Hergun yemek torbalarini aciyorlar; Amerikalininkinden Hamburger, Italyalininkinden spagetti, bizim Temelinkinden de hamsi cikiyormus.
Bir gun, iki gun derken bunlar dayanamamis,yarin da ayni yemekler cikarsa hep birlikte intihar edelim diyerek,karar almislar.Ertesi gun torbalarini acmislar ki ne görsunler;
gene ayni yemekler.Hep birlikte intihar etmisler.Bunlarin hanimlari cenaze toreninde bir araya gelmis.Amerikalının esi;
-"Söyleseydi yemegi degistirirdim. İntihar etmesine gerek yoktu" diyerek agliyormus. İtalyalinin esi de;
-"Bu kadar basit bir konu icin intihar mi edilir. Söylese degistirirdim" diyerek agliyormus. Temelin karisi ise;
-"Aaaah, aaahhh, hergun yemegini kendi hazirlardı..." diyerek agliyormus.
 
Yarışma

Bir gun Nam-ı Kemal bir yarışmaya katılmış. Yarışmanın amacı en cok kadın yapma yarışı.
Neyse 1. yarışmacı başlamış
Spiker sayıyor 1,2,3,4,5,6..7...8
2. yarışmacı
Spiker sayıyor 1,2,3,4,5,6,7,8..9
10...11 çok güzeeel
Neyse sıra Nam-ı Kemal'e geliyor
Spiker sayıyor 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13,14 oda ne Nam-ı Kemal seyircilerin arasina daldi 15,16,17,18
Yapma Kemal...
 
Bn yoKKen

Bir Fransız, bir Amerikalı, bir Alman ve bir Türk, deniz kazası sonucunda ıssız bir adaya düşmüşlerdi. Bir hafta sonra Fransız konuştu:
- Ben yokken şimdi sevgilim kaç kez evime gelmiş, beni çok merak etmiştir.
Amerikalı atıldı:
- Ben yokken bütün medya gelmiş, beni arıyordur mutlaka.
Alman:
- Ben yokken patronum, yeni projeler için beni aramıştır mutlaka
Ve Türk:
- Ben yokken kimbilir ne zamlar, ne vergiler gelmiştir!
 
Hanqisi??

Bir Alman bir İngiliz ve bir Türk bir trenin aynı kompartımanında yolculuk ediyorlarmış bu sırada İngiliz sıcaktan bunaldığını söyleyip camı açmış ve içeriye bir sinek girmiş İngiliz cebinden kılıcını çıkarıp sineğe vurmuş ve sinek ortadan ikiye ayrılmış İngiliz övünerek cebinden kartını çıkarmış kartta İngiltere'nin en ünlü kılıç kullanan insanı yazıyormuş.
Alman'da aynı bahane ile camı açmış ve içeriye bir sinek daha girmiş Alman'da cebinden çıkardığı tabancası ile sineğe ateş etmiş sinek paramparça olmuş Alman'da övünerek cebinden kartını çıkarmış kartta Almanya'nın en ünlü silahşörü yazıyormuş.
Bizim Türk de camı açmış ve içeriye bir sinek daha girmiş bizimki cebinden bıçağını çıkardığı gibi sineğe vurmuş ama sineğe bir şey olmamış İngiliz ve Alman içlerinden gülerlerken bizimkide övünerek cebinden kartını çıkarmış kartta
Türkiye'nin en ünlü sünnetçisi yazıyormuş.
 
çalIşaanı

İnsanların iş ve s.ks hayatına bakış açısı hakkında araştırma yapıyorlarmış. Bir Türk Bir İngiliz Bir Fransız seçmişler ve otel odasına bir ütü masası bir yatak birde kadın koymuşlar önce İngilizi göndermişler odaya İngiliz Önce kadına ütü yaptırmış sonra kadınla birlikte olmuş açıklamasında
- Bizde önce iş sonra s.ks gelir, demiş.
Fransızı göndermişler Fransız önce kadınla birlikte olmuş sonra ütü yaptırmış ve açıklamasında:
- Bizde önce s.ks sonra iş gelir, demiş.
Sıra Türk'e gelmiş Türkte kadın ütü yaparken kadını becermiş açıklamasında da:
- Bizde çalışanı becerirler, demiş.
 
Ne işn war?

Günün birinde alman,Fransız,İngiliz ve daha bir çok ülkenin zengini aralarına bizim TEMEL`i de alarak gönüllerince eğlenmek için uçakla seyahate çıkmışlar.Eğlence adına her şeyi yapıp bol bol da içki tükettikleri bir an Alman birden uçağın kapısını açıp
-?bırakın beni,ölmek istiyorum?,Temel sormuş
-?ulu uşağım hadi süle bakim neden da? Alman
-?benim annem kötü kadındı yani or...? demiş ve atlamış.
Aradan daha on dakika gedmemişken bakmışlar bu sefer Fransız aynı nidayla kapıyı açıp atlamış.
Temel bir düşünmüş, bir düşünmüş tam atlayacak biri tutmuş,yarım yamalak bir türkceyle
-?oğlu sen neden yoksa, Temel
-?yooo ?demiş ?öyle diil da uşaum? Adam sormuş
-? peki neden??
Temel :
-ula uşağım benim bu kadar or..... çocuğu içinde ne işim var da demiş
 
Rest

İngiliz, fransız ve alman olan bu üç kumarbaz bir gün arap çöllerinde kalırlar. Ve karşılarına sarışın bir hatun çıkar. Malum bizim kumarbazlar hatunu becermek istemektedirler. Sarışın hatun sa prazervatif'siz olmayacağını hepsini söyler. Bunun üzerine üç kumarbaz bir eczane armaya başlarlar. Eczaneyi bulurlar işeri giren üç kumarbaz dilleri yabancı oldukları için dertlerini hareketlerle anlatmaya başlarlar. İngiliz malı çıkarıp tezgaha koyar yanına parasını aynı şekilde alman ve fransızda yapar. Arap eczacıda şaşkınlıkla bakındıkdan sonra kiminkisi büyük ise parayı o alır diye arap da malı çıkarıp tezgeha koyar ve derki
-''REST '' der paraları toplar.
 
yaLn

Donald Ramsfeld ölmüş ve cennete gitmiş.. Aziz Peter'in karşisinda
cennetin kapsinda dururken arkasinda saatlerle dolu çok büyük bir kapi
görmüş
ve sormuş:
-"Bu saatler ne böyle??"
Aziz Peter cevap vermiş:
-"Bunlar yalan saatleri. Dünayadaki herkesin bir yalan saati vardir..
Her
yalan söyleyişinde saatteki ibre hareket eder.."
Ramsfeld:
-"OO, peki bu kimin saati?"
-"Bu Azize Teresa'nin saaai.. Ibre hiç bir zaman oynamadi, yani hiç yalan
söylememiş..
-"Inanilmaz" demiş Ramsfeld. "Peki bu kimin saati??"
Aziz Peter cevap vermiş:
-"Bu Abraham Lincoln'ün saati.Ibre iki kez hareket etti, yani Abraham tüm yaşaminda sadece iki kez yalan söyledi.."
En sonunda Ramsfeld dayanamamiş ve sormuş:
-"Peki Bush'un saati nerede??"
-"Bush'un saati Isa'nin ofisinde, Isa onu vantilatör olarak kullaniyor.."
 
i,dda

Hindistana uçmakta olan bir uçakta bir İngiliz, bir Fransız ve bir italyan yolculuk etmektedirler. Hostes güzel mi güzel alımlı bir kadındır. İlk önce Fransız hostesi yanına çağırır ve
" inince birlikte yemek yiyebilirmiyiz" diye sorar. Hostes çapkınca gülümser;
" Bahreynde aktarma için 6 saat bekleyeceğiz. ama şimdiden söyleyeyim ben prezervatifsiz ilişkiye girmem."
Fransız umduğundan fazlasını elde etmiştir sevinçle gözleri parlar. aynı konuşma sırasıyla italyan ve ingilizle de tekrarlanır
Birbirinden habersiz üç adam bahreyne kadar heyecanla bekler ve uçak alana iner inmez prezervatif almak için alandaki eczaneye dalarlar.
Önce Fransız fransızca prezervatif ister. Arap eczacı anlamaz. italyan ve ingiliz de şanslarını denerler ama arap ne ingilizce ne italyanca biliyor, boş boş bakar.
Üçü de telaşla el işaretleri ile ne istediklerini anlatmaya girişirler ama arap hala boş boş bakıyor.
İtalyanın aklına bir hinlik gelir çıkartır aletini tezgahın üzerine koyar yanına da para koyar. Bunun çok iyi bir fikir olduğunu düşünen Fransız veİingilizde aletlerini tezgahın üzerine koyup yanına parayı koyup heyecanla beklemeye başlarlar.Arap bir süre baktıktan sonra anladım der gibi gülümser.Aletini çıkartıp tezgahın üzerin koyar, yanına da bir miktar para koyar sonra bütün paraları alır.
 
Fifi

Bir kompartımanda İngiliz, Fransız, Alman ve oldukça güzel genç bir bayan seyahat ediyorlarmış. Bir ara genç ve güzel bayanın başının üzerindeki sepetten sıvı damlayınca İngiliz hemen oturduğu yerden fırlayıp, parmağını değdirerek sıvıyı yalamış ve;
- Hıımmm, bu halis viski...
Fransız aynı işlemi yaparak;
- Hadi canım bu bal gibi şarap...
Alman;
- Yanılıyorsunuz beyler bu olsa olsa bira olur...
Genç ve güzel bayan gülümseyerek ayağa kalkmış ve sepete hafifçe dokunarak;
- Kız FİFİ, bir türlü öğrenemedin çişini tutmayı...
 
Feminist

Feministler toplanıp bir karar almışlar. Demişler ki:
-Gidip kocamıza diyeceğiz ki,
-"Bundan sonra kendi bulaşığını, çamaşırını kendin yıkacaksın. Ben artik karışmayacağım."
Neyse orada bizi Türk bir kadın da varmış tabii. Kararı sırtlamış memlekete dönmüş. Aradan 6 ay geçince yeni bir toplantı yapmışlar. Başkanları alınan en son kararın uygulama sonuçların sormuş.
Alman Kadın:
- Gider gitmez kararı hemen kocama bildirdim. Bundan sonra kendi bulaşığını kendin yıkayakcaksın. Ben hiç karışmayacağım dedim. Bir gün birşey göremedim. İkinci birşey göremedim. Üçüncü gün bir de baktim ki bulaşığı yıkamaya başlamış.
Fransız Kadın:
-Gider gitmez kararı hemen kocama bildirdim. Bundan sonra kendi bulaşığını kendin yıkayakcaksın. Ben hiç karışmayacağım dedim. Bir gün birşey göremedim. İkinci birşey göremedim. Üçüncü gün bir de baktim ki bulaşığı yıkamaya başlamış.
Sonra sıra bizim Türk kadına gelmiş:
- Aldığımız karar icabı gidip kocama bundan sonra bulaşığı benim yıkamayacağımı, o devrin bittiğini, bundan sonra kendisinin yıkaması gerektiğini söyledim. Bir gün birşey göremedim. İkinci bir şey göremedim. Üçüncü sol gözüm açılmaya başlayınca bir de baktım ki dağ gibi bulaşık beni bekliyor.
 
Havaya uçtu


Bir Alman bir Fransız birde Temel bir guzergahı hava yolu ile katetmek zorundalar..
Almanya semalarındayken Alman
-"bizim buraların patatesi cok meshurdur.. Bizde de adettir" diyip elindeki patatesi camdan aşşağı atar..
Fransadan gecerken de Fransız
-"bizim buralarında şarabı meşhurdur.. bizde de adettir" diyip şarap şişesini aşşağı fırlatır..
-Karadenizden geçtikleri sırada Temel dinamiti çıkarır.. Ateşlemek üzereyken diğerleri zıplar..
-"Napıyorsun arkadaşım delirdin mi?" dediklerinde Temelde
-bizim buralarında madeni meşhurdur kardeşim" diyerek elindeki dinamiti ateşleyip aşşağı sallar..
Aynı güzergahı karayolu ile gitmek zorunda olan adamlarımız Almanyadan geçerken yol kenarında ağlayan bir çocuk görürler.. kafası bantlıdır..Alman iner arabadan:
-Noldu evladım neden ağlıyorsun
-Amca geçen burda dikilirken kafama patates düştü kafam yarıldı ühühühü diyerek ağlar..Alman'ın kalbi sızlamaktadır..
-Ah canım kıyamam al bu parayı git kendine gazoz gofret filan al..
Fransadan geçerken yine yol kenarında ağlayan bir çocuk.. Fakat bunun kafa bantlı kol alçıda.. Fransız iner..
-Neden ağlıyorsun evladım..
-Gecen burda dikilirken üstüme şarap şişesi düştü amca canım çok acıdı..der..Suçluluk içersindeki Fransız parayı uzatır..
-Git kendine bişiler al.. ağlama lütfen..
Neyse en son durak Trabzon.. ve yol kenarında yerde tepinen bir çocuk.. Kahkaya boğulmuş gülmekten kıvranıyor..Temel iner aşağıya..
-Noldi la ne tepineysun ?
-Ahahaha amcacum geçen şu karşiki köye doğru bi osurdum havaya uçti daaaa ahahhah !!!!!!!
 
Yasak

Bir grup İngiliz,amerikan ve Türk gemiyle yolculuk ediyorlarmış. Birden şiddetli bir fırtına kopmuş. Geminin batacağını anlayan kaptan hemen yolculara koşup gemiyi boşaltmalarını istemiş. Fakat kimse buna inanmayarak kendini denize atmayı kabul etmemiş.
Bir süre sonra bütün yolcuların ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gören kaptan hemen bir tayfasını çağırmış.
-Git bir de sen dene onları gemiden atlamaya ikna etmeyi" demiş.
Tayfa gitmiş ve kısa bir süre sonra geri dönmüş.Kaptan merakla sormuş:
-Eee,noldu?
-Hepsi atladılar efendim.
Kaptan çok şaşırmış:
-Nasıl olur,daha demin kıllarını bile kıpırdatmamışlardı. Ne dedin onlara?
-Çok kolay. İngilizlere "Sizin gibi soylu insanlar batmak üzere olan bir gemide olmamalılar" dedim. Amerikalılara deniz suyunun insan vücudu için çok faydalı olduğunu söyledim.
-Peki ya Türklere ne dedin?
-Onlara da "Denize girmek yasak! " dedim.
 
Nasa


Nasa uzaya 2 yilligina gonderilecek 3 astronot secmis. Biri amerikali, biri ingiliz ve biri de Rusmus. Her bir astronota 200 kilo bagaj goturme hakki verilmis. Amerikali karisini goturmeye karar vermis.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst