İçinizde Birşey Kalmasın..

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
---> İçinizde Birşey Kalmasın..

Ulan bilerek mi yapıyorsunuz anlamıyorum. Hadi acımızı paylaşmıyorsunuz, orasını anladım da bir de boy boy fotoğraflar çekip gönderiyorsunuz. Ulan bizim içimiz acırken, sizin böyle davranmanız daha çok acıtıyor içimi. Ne değişti arkadaş ? 365 gün içerisinde ne değişti. Herkesin içerisinde iki göz iki çeşme ağlamayı biliyorsunuz ya; samimiyetinizin içine tüküreyim. Anladık taş kalbiniz var. İnancınız yok ama en azından saygı gösterin. Bunu beceremiyorsanız yürüyün gidin.
 
---> İçinizde Birşey Kalmasın..

Omzuna başımızı yaslayıp, sırt sırta verip tüm acıların üstesinden gelebileceğimiz insanların hepsi uzakta..
 
---> İçinizde Birşey Kalmasın..

Tam da böyle bir sabahtı. Gece yine uyumamıştım. Heyecandan uyumamıştım bu sefer. Birkaç gün sonra askere gidecek olmanın vermiş olduğu o garip heyecandan. Heyecanda değildi sanırım, tam anlamıyla endişe. Nasıl bir yere gidecek olmanın vermiş olduğu o garip endişe. Duygu karmaşası da cabası tabi ki. Uyuyamadım. Akabinde de uyanamadım sabahın erken saatlerinde. Rüyamda siren seslerinin çaldığını falan anımsıyorum ama. Evde bir panik havası var sezinliyorum. Ama gerçek mi rüya mı bir türlü ayırt edemiyorum. Güneşli bir pazartesi sabahı. Lodos var her zamanki gibi. Arkası yağmur, hissediyorum. Saat dokuz sularında rüyalarımdan gerçeğe uyanıyorum. Mutfağa doğru adım atıyorum. Evde in cin top oynuyor. Matem havası hakim gibi. Ama kardeşimden başka kimse de yok. Çayın altı yanıyor, çay demini almış. Buharları mutfağı ısıtmaya yetmiş. Balkonun kapısını aralıyorum. Unutmadım ve unutamayacağım. Aradan değil ki 365 gün geçsin, isterse 36665 gün geçsin yine de unutmayacağım. Çayımı dökmüşüm, bir sigara yakıp balkona çıkıyorum. Kardeşime sesleniyorum. Hayırdır abicim? Neler oluyor diye.. Durumu izah ediyor. Rüyalarımda duyduğum o seslerin gerçek olduğunu öğreniyorum. Sanki çaydanlıktaki o kaynamış su üzerime dökülüyor ve bir o kadar donuklaşmış gözler. Kitleniyorum öyle. Kimse neler olup bittiğini bilmiyor bile. Telefona sarılıyorum. Babamı arıyorum. Heyecanlı, endişeli, meraklı sorularım var doğal olarak. Neler olup bittiğini öğrenmem gerek. Kalp krizi diyor babam. Hastaneye geçiyoruz şimdi. Ambulansı takip ediyoruz. Bir şok daha ! Ulan daha 1 hafta olmadı Check-Up sonucu tertemiz çıktı. Özellikle sordum doktorlara, araştırdım. Birşey var da, söylemiyor musunuz? diye.. Yok ! Tertemiz. Bu kalp krizide nereden çıktı? Daimi olarak ölüyorum derdi, genelde yorgun düşerdi. Tamam bizi sevdiği için kalkardı erkenden, kahvaltı hazırlardı. Çayı demlerdi. Evi toplamaya gayret ederdi. Sohbeti de pek tatlıydı. Daimi olarak geçmişi anlatırdı. Bir tarih kitabını düşünün, tarihin kendisi O idi. Güldürürdü, espiri yapardı, evimizin neşesiydi. Zaman zaman tartışırdık, kalbini kırdığım zamanlarda olmuştur. Ama gönül almasını da bilirdim. Sarılırdım boynuna. Öperdim elini. Kayhan'da pideli köfte yerdik. Alırdım gönlünü. O da takılmazdı zaten o kadar çok. 25 sene boyunca yaşadığımız bütün güzellikleri sığdırdım 3 dakika içerisine. Sonra tekrardan aradım Babamı. Kırmızı Oda'ya aldılar demişti. Kırmızı Oda ne lan diye düşündüm kendi kendime. Acil müdahale. Telefonu kapattım, tam evden çıkacağım askerde olan canım arkadaşım, dostum, kardeşim arıyor. Durdum. Oturdum yerime. Hüseyin ile 7 dakika 35 saniyelik bir konuşma yaptık. Vedalaştık kapattık. Bir sigara daha yaktım. O arada telefonum çaldı. Telefon çalmaya başladığı andan itibaren içime birşeyler oturdu zaten. Babamın aradığını görünce hepten film koptu bende. Kaybettik (!) dedi. Evden nasıl çıktığımı bilmiyorum. Kardeşime sen evde kal dedim sanırım. O kısımları da hatırlamıyorum. Evi toparla. Ulan canımız ciğerimiz gitmiş, düşündüğüm şeye bak. Bazen aptallaşabiliyorum. Bıraktım onu evde. O güzelim hava gitti, yerine fırtına geldi. Ev ile cadde arası 50 metre bile değil. Fomara'dan taksiye bindim. Çekirge Devlet Hastanesi dedim ama ben taksiye binene kadar sudan çıkmış balığa dönmüştüm bile. Üşüdüğümü dahi hissetmedim. Hastaneye gittiğimde herkes oradaydı. Sanki herkesin haberi varmış da, en son ben öğrenmişim gibi.. İçime oturanı bir türlü kaldıramadım. Yüzüne baktım bembeyaz. Nur inmiş yüzüne. Gerçekten de melek olmuş da gitmiş.. Öyle içim dolu ki, öyle duygu yüklüyüm ki; birşeyler hep eksik..

Sevdiğiniz insanları fotoğraf çerçevesinde tutmanın ne demek olduğunu, ancak sevdiklerinizi kaybettikten sonra anlarsınız.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst