Gelmiş Geçmiş Beşiktaşlı Futbolcuların Biyografileri !!!

PoLaT-BaHa

Kayıtlı Üye
Ahmet Dursun

Ahmet Dursun (d. 15 Ocak 1978, Almanya), Türk futbolcu. 2006/2007 sezonu itibariyle Etimesgut Şekerspor anlaşma imzaladı ancak daha sonra devre arasında Antalyaspor'la anlaşmaya vardı.

Almanya'da futbola başlayan Ahmet Dursun 1996/1997 sezonunda SG Wattenscheid takımından Kocaelispor’a transfer oldu ve Genç Milli Takım’a çağırıldı. 1999/2000 sezonunda Beşiktaş’a transfer oldu ve ilk sezonunda 21 gol atarak çok başarılı bir sezon geçirdi. Ancak aynı başarıyı sonraki sezonlarda devam ettiremedi ve 2003/2004 sezonunda Çin’in Tianjin Teda ekibine transfer oldu ve bir sürede burada futbol oynadı.

Ahmet Dursun, 2004/2005 sezonu ilk yarısında İstanbulspor forması giydikten sonra 2. yarısının başında yeniden Beşiktaş’a transfer oldu. 2005/2006 sezonu sonunda Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nden ayrılarak Etimesgut Şekerspor'a transfer oldu. 2006/2007 sezonu ortasında Şekerspor'dan ayrılarak, Antalyaspor'la anlaştı. 2007/2008 sezonunda ise Ankaragücü'ne transfer oldu.Ankaragücü takımda fazla oynamayan Ahmet Dursun ilk deneyimlerini yaşadığı Kocaelispor takımına transfer oldu TOKAT REŞADİYE BEREKETLİ KASABASI nüfusuna kayıtlıdır​
 
Ali Gültiken

Ali Gültiken, (1965 - ), Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün unutulmaz forvet oyuncularından. Metin Tekin ve Feyyaz Uçar'la birlikte oluşturdukları ileri üçlü (Metin-Ali-Feyyaz) pek çok başarı kazanmış ve isimlerine özel tezahüratlar yapılmıştır.

Futbola Bakırköy Yücespor Kulübü’nde başladı. Ardından Beşiktaş Genç Takımı’na geldi. 1984/1985 sezonunda A takıma yükseldi. İlk yıllarında sağbek mevkiinde oynadı. Ancak daha sonra İngiliz teknik direktör Gordon Milne çalışkanlığına da güvenerek onu santrafor mevkine çekti.

Beşiktaş’ta oynadığı 262 lig maçında 91 gol kaydetti. 1987/1988’de 38 maçta 30 golle en yüksek performansını gösterirken, gol krallığında Tanju Çolak’ın arkasında ikinci sırayı aldı. Avrupa gol krallığında da altıncı sırayı aldı.

Beşiktaş’ın yenilgisiz şampiyonluğu kazandığı 1991/1992 sezonununda oynanan en kritik maç olan 9 Mayıs 1992 günü İnönü Stadı'ndaki Galatasaray maçında takımı adına bir gol attıktan sonra çok ağır bir sakatlık geçirdi ve futboldan uzun süre uzak kaldı. Bu sakatlığın etkisinden tam olarak kurtulamayan futbolcu, bir süre daha futbol oynasa da, eski formunu yakalayamadı ve 1995'te 30 yaşında Beşiktaş’tan ayrılmak zorunda kaldı.

Beşiktaş'ta 5 Türkiye Ligi Şampiyonlupunun yanı sıra, 3 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı, 1 Başbakanlık ve 5 TSYD Kupası şampiyonlukları yaşadı. 38 kez Türk Milli Futbol Takımı formasını giydi. 1995 yılında transfer olarak son sezonunda Kayserispor’da oynadı. Beşikaş'ın İstanbulspor ile oynadığı maçta jübile yaparak aktif futbol yaşantısını tamamladı.

Futbolu bıraktıktan sonra bir süre futbolculuk yaşamında ilk adımlarını attığı erkek giyim sektöründe kendi ismiyle firma kurdu. Daha sonra bu işi bırakarak spor yazarlığı ve teknik adamlık yaptı. Önce Erzurumspor’da çalıştı ardından Rasim Kara’nın yardımısı olarak Yozgatspor’da görev aldı. Aralıklarla televizyon programlarında spor yorumculuğu ve gazete yazarlığı yaptı. Daha sonra Mustafa Denizli'nin yardımcısı olarak Vestel Manisa'da görev aldı. Ancak Mustafa Denizli'nin İran takımı Pas'a geçmesi ile Ali Gültiken de İran'a gitti.

Ali Gültiken, 2006 Haziran ayında Beşiktaş menajerliğine getirilmiştir.
 
Ertuğrul Sağlam

Ertuğrul Sağlam, 19 Kasım 1969’da Zonguldak Ereğli’de, doğdu. İlk, orta, lise eğitimini Ereğli’de tamamladıktan sonra bu dönem içerisinde Ereğli Erdemirspor’un Minik, Yıldız, Genç ve Amatör takımlarında futbol oynayıp, daha sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Metalürji Mühehdisliği bölümünü kazandı. Yıldız Teknik Üniversitesi’ye kayıt yaptırırken, o dönemde Fenerbahçe’nin alt yapısında görevli olan Yılmaz Yücetürk’ün tavsiyesi ile Fenerbahçe Genç Takımı’na gitti.

Burada hem futbol hem de üniversite hayatını devam ettirdi. Spor Akademisi'ni bitirdi ve daha sonra aynı bölümde master yaptı. Aynı zamanda Genç Milli Takım formasını giydi. Bir sezon sonra 1986 yılında Fenerbahçe’den ayrılıp, Gaziantepspor’a transfer oldu. İlk profesyonel futbol hayatı böylece başlamış oldu. 1986-1987 sezonu Gaziantep’te ilk profesyonelliğe geçişi idi. Daha sonra Gaziantep’te bir sene daha oynadıktan sonra Samsunspor’a transfer oldu. Samsunspor’da her yıl artan bir grafikle 5 sezon forma giydi ve Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray O’nu renklerine bağlamak için yarışa girdi. Bu transfer yarışının sonunda, 1994-1995 sezonunda Ertuğrul Sağlam Beşiktaş’la anlaşarak, Siyah Beyazlı formamızı tam 6 yıl giydi. Ertuğrul Sağlam ’ın ilk sezonunda başarılı performansı ve 28 golü, Beşiktaş’ı şampiyonluğa taşıdı. Siyah Beyazlı formayla 6 sezonda toplam 167 lig maçı oynadı ve 103 gol attı. Forvet olarak başarılı olan ve bir çok önemli gole imza atan Ertuğrul Sağlam, John Benjamin Toshack’ın döneminde defansta da görev yaptı.

2000-2001 sezonunda Samsunspor'lu Erman Güracar ile takas edilen Ertuğrul Sağlam, Beşiktaş’tan ağlayarak ayrıldı ve 2003 yılında futbolu Samsunspor’da bıraktı.


Aktif futbol hayatından sonra antrenör olarak görev yapmaya başladı. 2003-2004 sezonunda Gigi Multescu ve Erdoğan Arıca’nın yardımcılığını yaptı. 2004-2005 sezonunun başında Samsunspor’un başına geçti. Bir sene sonra Kayserispor teknik direktörlüğüne getirildi. Kayserispor ile başarılı bir dönem geçirerek Şampiyonlar Ligi’nin resmi dergisi olan Champions’un gelecek vaat eden 20 teknik direktöründen biri olarak gösterildi.

Mayıs 2007 sonunda Beşiktaş ile anlaşarak 2007-2008 sezonu için bu takımın başına geçti.
 
Feyyaz Uçar

Babası Bekir, annesi Nadide Hanım'ın ilk çocuğudur. 2. çocukları ise kızkardeşi Feyzan'dır. Futbola Avcılar Kulübü'nde başladıktan kısa süre sonra Beşiktaş Genç Takımına geçti. Serpil Hamdi Tüzün yönetimindeki genç takımın en iyilerinden biri olarak sivrilerek 1982-1983 sezonunda A Takıma yükseldi. Efsanevi Metin-Ali-Feyyaz üçlüsünün en skorer ismiydi. 16 sezonda 320 lig maçında 170 golle, Beşiktaş'ın Türkiye Ligi'ndeki en büyük golcüsü oldu. İstanbul Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor bölümü futbol ihtisas mezunu olan Feyyaz Uçar 1987-1993 yılları arasında okul arkadaşı ve özel kondüsyoneri Murat Arslan tarafından özel çalıştırıldı. Aynı zamanda Heybeliada Hüseyin Rahmi Gürpınar Lisesi ve Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi'nde Beden Eğitimi öğretmenliği yapan ikili gece gündüz demeden antrenman yaptılar. Üst üste şampiyonluklar ve gol kralığı yaşayan Feyyaz ayrıca çok iyi ingilizce konuşan ve az oranda fransızca bilen kültürlü az konuşan çok düşünen futbolu aklıyla oynayan bir eğitimci akademisyen antrenör ve futbolcuydu.

Beşiktaş'a geldiği ve genellikle yedek beklediği ilk 4 sezon haricinde 15 golün altına düşmedi. 1989-1990'da da 33 maçta 28 golle 1.Lig'in gol kralı oldu. Avrupa Kupaları'nda da 6 gole imza attı.

Derbilere damgasını vuran ünlü forvet Galatasaray'a 18, Fenerbahçe'ye 16 gol atarak Hakkı Yeten ve Şeref Görkey'in ardından Beşiktaş'ta yetişen en büyük golcü olduğunu kanıtladı. Ayrıca Türkiye Kupası'nda da 17 golle tüm zamanlarda bu kupada en çok gol atan Beşiktaşlı unvanını elde etti.

4 Lig, 3 Kupa, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 1 Başbakanlık, 6 TSYD Kupası şampiyonluğu yaşayan Feyyaz 25 kez A, 3 kez Ümit ve 2 kez Genç Milli Takım formasını giydi[1].

1994-1995 sezonunun başında kulübü ve Kulüp Başkanı Süleyman Seba ile bir çatışma yaşayan Feyyaz'ın Beşiktaş'la ilişiği kesildi. Feyyaz bu olaydan sonra Fenerbahçe'ye geçerek burada 1 yılı aşkın bir zaman futbol oynadıktan sonra Kuşadasıspor ve Antalyaspor'un formasını giydi ve 1997'de futbolculuk yaşamına nokta koydu.
 
Hakkı Yeten

1 yaşında iken ailesi İstanbul'da Beşiktaş semtine yerleşti. Babası Binbaşı Mahmut Nedim Bey 1914'de Birinci Dünya Savaşı'nda şehit düşünce o da asker olmaya karar verdi.

Bu dönemlerde Karagümrük Spor Kulübü'nde futbola başladı. 1931 yılında Hakkı Karagümrük'te oynarken Şeref Bey Fenerbahçeli Zeki Rıza Sporel'den daha atik davranarak Beşiktaş'a maletti. 17 yıl boyunca Beşiktaş formasını giydi ve bu dönemde takım kaptanlığı yaptı. Beşiktaş'ta futbol oynadığı dönemde 8 İstanbul Lig, 3 İstanbul Şilt Kupası, 1 İzmir Uluslarası Fuar Kupası, 3 Milli Lig Şampiyonluğu, 1 Türkiye Kupası, 2 Başbakanlık Kupası, 4 Özel Turnuva Şampiyonluğu kazandı.

Bu arada futbola devam ederken 1937 yılında Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.

Beşiktaş formasıyla gol kralı da oldu. Futbol oynadığı dönemlerde tüm dünya savaş içinde olduğundan milli maçlar çok ender yapılıyordu. Bu sebeple sadece 3 kez Milli formayı giyebildi ve1 gol attı. İngiliz Arsenal'den teklif aldığı ancak kabul etmediği söylenir. Oynadığı 439 maçta 382 gol kaydederek Beşiktaş'ın en golcü futbolcusu olmuştur. Derbilerde de en çok gol atan futbolculardandır. Hem Fenerbahçe'ye hem Galasaray'a 30 gol atarak çok zor kırılacak bir rekora sahiptir.


1948 yılında bir maçta taraftarın onu ıslıklamasından sonra "Bu formayı bana taraftar giydirdi. Şimdi onlar isteyince de çıkarırım" diyerek futbolu o maçta bırakmıştır.

Futbol Federasyonu'nda asbaşkanlık görevi de yapan Yeten, 3 kez Beşiktaş Başkanlığı yapmıştır. Yönetimde olmasa da her zaman takım içinde söz sahibi olan Hakkı Yeten sert ve otoriter tutumunun ve hem kendi takımındaki hem de rakip takımdaki futbolculardaki ona karşı duyulan saygı nedeniyle Baba Hakkı unvaniyla anılmıştır.

Otoriter yapısı ve takım üzerindeki ağırlığı üzerine anlatılanlar gerçekten bugünkü profesyonel futbolda zor inanılacak olaylardır. Bu anılara örnek olarak; kırmızı kart gören futbolcunun önce Baba Hakkı'ya dönerek, "Çıkayım mı?" diye sorması ve o "Evet" deyince çıkması veya Harp Okulu ile Ankara'da oynanan ve ilk yarısı 3-0 yenik kapanan maçın devre arasında soyunma odasında "Dönüş biletleriniz yırtarım, yürüyerek İstanbul'a dönersiniz" tehditi sonucu maçın ikinci yarısında Beşiktaş'ın 6 gol atarak maçı 6-3 kazanması verilebilir.

Ne kadar amatör ruha sahip olduğuna ve sportmenliğine örnek olarak anlatılan başka bir olay ise şu şekildedir. Fenerbahçe ile Şeref Stadı'nın çamurlu ortamında oynanan maçta Beşiktaş 2 farklı skorla önde gitmektedir. Maçın ortasında Beşiktaş atakları ardarda devam ederken orta sahada Fenerbahçe kaptanının yanına gelen Hakkı Yeten şöyle der: "Arkadaşlarına söyle biraz maça asılsınlar bu maçın zevki böyle çıkmaz."

Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün Süleyman Seba ile birlikte iki onursal başkanından biriydi.
 
İbrahim Üzülmez

İzmit'te dünyaya gelen İbrahim Üzülmez, küçük yaşlarda babasından gizli topun peşinde koşarak futbola sevdalandı.Aslen Artvin'lidir. Radyodan dinlediği maçlarda dönemin Sarı Fırtınası Metin Tekin’e hayran olan İbrahim ’in en büyük hayali Beşiktaş’ı İnönü Stadyumu’nda seyretmekti.

16 yaşında tarlada arkadaşlarıyla futbol oynarken Gönenspor'lu yöneticiler tarafından keşfedildi. Gönenspor'da 1 yıl oynadıktan sonra Karabükspor'a transfer oldu, ancak kadroya giremedi. Ardından Amasya'ya askere gitti ve askerdeyken Amasyaspor'da kiralık oynadı. Askerlik dönüşü İbrahim 1 Lig'e, Gaziantepspor'a transfer oldu ve 1,5 sene burada oynadı. Transfer döneminde hayali gerçekleşti ve Beşiktaş’la anlaştı. İbrahim’in yıldızı, 2002-2003 sezonunda iyice parladı ve ardından Milli Takım'a seçildi.

İstikrarlı futbolu ve sahada bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile tanınan futbolcunun, unutulmaz performanslar sergilediği maçlar da hafızalarda yer etti. Beşiktaş'ın Barcelona'yı 3-0 yendiği maçtaki inanılmaz futbolu ve 1-0'lık Galatasaray galibiyetinde, hiç kullanmadığı sağ ayağıyla attığı gol, bunlardan bazılarıdır.

Fakat İbrahim Üzülmez 'in takım arkadaşı İbrahim Toraman ile kavga etmiş olması, iki oyuncunun da süresiz kadro dışı bırakılmasına neden oldu. Beşiktaş genel menejeri Sinan Engin, İbrahim Toraman ve İbrahim Üzülmez 'in satılık olduklarını ve gelecek bir teklif halinde gönderileceklerini belirtti. Oyuncu resmi siteden yapılan açıklamayla satılığa çıkarılmış ve 150 bin YTL para cezasına çarptırılmıştır. Kulübe 500 bin ytl parasal getiri sağladığı takdirde serbest kalacagı bildirildi; ancak alınan son kararla İbrahim Toraman 'la beraber kendilerine camiadan af çıkmıştır ve Beşiktaş'ın 2008-2009 sezonu kadrosuna dahil edilmiştir.
 
pardon bJk diomus :d okumadan dalarsam olaya rezil rusva olurum böyle :d cook begendim :p
 
İlhan Mansız

Almanya'da doğan ve annesi terzi, babası fabrika işçisi olan İlhan Mansız, 9 yaşındayken annesi kardeşi ve ablası ile birlikte ailesinin memleketi olan Eskişehir'e döndü. 4 yılını Eskişehir'de geçirdi ve ailesin Almanya'da kalması sebebiyle geri döndü. Bu dönüşle birlikte futbol hayatı da orada başladı.Ayrıca kardeşi Erman Mansız da Köln takımının genç takımında oynamaktadır.


SV Lenzfried, Kempten ve Augsburg takımlarında oynadığı futbol ve attığı gollerle dikkat çekti. Augsburg takımıyla Almanya Gençler Şampiyonluğu yaşayan İlhan, bir sene sonra ülkenin köklü takımlarından FC Köln'e transfer oldu. 19 yaşında yaptığı bu transferle futboldan ilk defa para kazandı. Kazandığı ilk parayla kendisine bir müzik seti almıştır.

Bundan sonraki dönemde ise ailesinin baskısıyla, Türkiye'deki futbol macerası başladı. İki senelik sözleşme ile Gençlerbirliği'ne transfer oldu. Ancak uyumsuzluk ve başarısızlık sebebiyle 6 ay sonra Almanya'ya döndü. Münih Türkgücü'nde amatör olarak futbola devam ederken parasal sorunlar nedeniyle tekrar Türkiye'ye dönmeye karar verdi. İkinci Türkiye seferine İkinci Lig takımlarından Kuşadasıspor'da başladı.

Daha önceki Türkiye deneyiminde yaşadığı uyum sorunu Kuşadası'nda yine baş gösterdi. Kuşadası'ndan Samsunspor'a transferinden sonra futbolu bırakarak, yarım bıraktığı FOS Kempten Ekonomi Bölümü'ne devam etmeyi düşündü. Fakat son anda verdiği kararla Samsun'da kaldı.

Samsun'da 3 sezon boyunca son derece başarılı bir performans gösterdi ve olaylı bir şekilde takım arkadaşı Tümer Metin ve Erman Güraçar ile beraber Beşiktaş'a transfer oldu. Beşiktaş'ta ilk sezonu olan 2001/2002 sezonunda başarılı performansını sürdürdü ve attığı 21 golle gol krallığına ulaştı. Bu sayede Milli Takım'a kadar yükseldi.

Dünya kupası sonrası uzun süren sakatlıklar serisi başladı ve bir sonraki sezon olan 2002/2003 sezonunda uzun süre Beşiktaş'ta kadroya giremedi. Ancak sezon ilerledikçe düzeldi ve lig şampiyonluğunda büyük rol aldı.

2003/2004 sezonuna da son derece başarılı bir başlangıç yapan İlhan Mansız, devre arası Japon takımı Vissel Kobe'ye transfer oldu. Ancak Japonya'da da kısa sürede sakatlandı , forma giydiği tek maçta da sarı kart gördü ve gol atamadı. Sözleşmesi iptal edildi.

Daha sonra Almanya'ya döndü ve kısa süren Hertha Berlin ile anlaşması yine sakatlığı nedeniyle iptal edildi. 2005/2006 sezonunda sakatlığı geçti ve Sezon başında Ankaragücü'ne transfer oldu.Ankaragücünde oynadığı 9 maçta 4 gol atarak, başarılı bir performans sergiledi.Futbol kariyerindeki son resmi golü de, Ankaragücü formasıyla 30 Ekim 2005 tarihinde oynanan Süper Lig maçında Beşiktaş'a attı.

Beşiktaş formasıyla ligde 58 maçta 36 gol atma başarısını göstermiştir.

2006-2007 sezonu başında Almanya"da gecirdigi trafik kazasi nedeniyle futbolu bıraktığını açıkladı.

11 Ağustos 2008 yaptığı açıklamada futbola yavaş yavaş yaklaştığını söyleyerek, önümüzdeki sezon (2009-2010) futbol oynayabileceğini söyledi. Mansız, Sakatlığımla ilgili şu anda Almanya'da tedavim devam ediyor. Hem antrenman hem de tedavi programlarını aksatmadan İzmir'de dizi çekimlerine gidiyorum. Bu çalışma temposunda yaklaşık olarak iki devre arasında bir takımla antrenman çalışmalarına gelmiş olacağım. Futbola yavaş yavaş yaklaşıyorum. Yaklaşık 2 senedir futboldan uzak kaldım. Hiç kimse 2-3 ay içinde futbola dönmemi bekleyemez. Gerçekçi olursak en erken bundan sonraki sezonda futbola dönebileceğimi düşünüyorum dedi.
 
Metin Tekin

Metin Tekin (d. 1964, İzmit), orta saha (Sağ Kanat) ve forvet mevkiinde görev yapan Sarı Fırtına lakaplı efsana olmuş Türk futbolcu. 1999 Yılından itibaren teknik direktörlük yapmaktadır.

Futbola avukat babasının desteği ile Kocaelispor altyapısında başladı. Fuleli deparları, sürati ve çalımlarıyla kısa sürede sivrilen Metin, kısa sürede ilgi çekti ve PAF Ligi'nin yıldız oyuncusu durumuna geldi. Henüz Kocaelispor'un A takımında oynayamadan Beşiktaş'a transfer oldu. 18 yaşında iken, 1982-1983 sezonunda Beşiktaş'taki ilk sezonunda forma şansı buldu ve kısa sürede takımın sembol isimlerinde biri durumuna geldi. Burada o dönemde siyah beyazlı takımın önemli bir gençleştirme operasyonuna başlaması da önemli rol oynadı.

1982 yılından 1997'ye Beşiktaş'ta 320 lig maçı oynadı ve 47 gol attı. Feyyaz ve Ali'ye göre daha çok sağ kanat oyuncusu olarak oynadığı için diğer iki takım arkadaşı kadar gol atamasa da, pek çok kritik gole imza attı. Bu dönem zarfında 5 Lig Şampiyonluğu yaşadı.

Taraftarlar tarafından oldukça sevilen yakışıklı oyuncu, Beşiktaş oynadığı dönemde takım arkadaşları Ali Gültiken ve Feyyaz Uçar'la çok başarılı bir ileri üçlü oluşturmuş ve Metin-Ali-Feyyaz olarak isimlerine pek çok özel tezahürat hazırlanmıştır. Pek çok başarı yaşayacağı teknik direktör Gordon Milne kadro dışı bırakınca, tekrar takıma alınması için açlık grevi dahi başlatıldı. Bunun dışında futboldan uzak kaldığı bir diğer dönem ise, beyin sarsıntısından uzun süre futboldan uzak kaldığı dönemdir. Sakaryaspor'la oynanan Türkiye Kupası maçında başına aldığı darbe ile çok ağır bir şekilde sakatlanmış ve yaklaşık 1 yıl futboldan uzak kalmıştır.

Avrupa Kupalarında ise 6 gol attı. Özellikle PSV Eindhoven'a Hollanda'da attığı gol ve Kösice'ye attığı 2 gol ile takımın uzun süre sonra Avrupa'da tur atlamasında rol oynaması önemli anlardır.

Beşiktaş’tan hiç ayrılmak istemeyen Sarı Fırtına, Van'da yaptığı askerlik sebebiyle 1997 yılında Vanspor’da bir sezon kiralık olarak oynadıktan sonra siyah-beyazlı formayla jübilesini yaptı.

Metin Tekin, Galatasaray'a 8, Fenerbahçe'ye ise 13 gol atma başarısını gösterdi.

Ünlü şarkıcı Leman Sam'ın kızı olan oyuncu ve ses sanatçısı Şevval Sam ile 1994-1996 yılları arasında evli kaldı. 1997'de Şevval Sam'la evliliğinden bir oğlu olan Metin Tekin, babası gibi 33 yaşında baba olmuştur ve oğluna babasının adını vermiştir. Oğlunun adı Tarık Emir'dir.
 
Nihat Kahveci

Nihat Kahveci (d. 23 Kasım 1979, İstanbul [1]), Villarreal CF takımında oynayan Türk futbolcu. İspanyadaki Lakabı El Turco'dur.

Esenler Spor Kulübü alt yapısında futbola başladı. 1997/1998 sezonunda Beşiktaş'da başlayan gençleştirme operasyonu yapan teknik direktör Toshack onu P.A.F. Takıma daha sonrada A takıma aldı.9 Kasım 1997'de oynanan Bursaspor-Beşiktaş süper lig maçında, ilk kez Beşiktaş formasıyla bir resmi karşılaşmaya çıktı.Güçlü sağ ayağı, uzaktan şut atma yeteneği ve süratiyle kısa sürede Beşiktaş'ın vazgeçilmez oyuncusu oldu.

2001-2002 sezonuna kadar oynadığı 6 sezonda Beşiktaş'da 144 lig maçı oynadı ve 65 gol attı. Bu dönemde İspanya'da oynayacağı mevkinin aksine, genel olarak sağ kanat oyuncusu olarak görev aldı.

2002 yılının Ocak ayında, eski teknik direktörü Toshack tarafından, İspanya La Liga takımı Real Sociedad'a 5 Milyon Euro karşılığında transfer edildi. İlk sezon kadroya girme imkanı bulamamasına rağmen sonraki senelerde forvet pozisyonunda kendini gösterdi ve ta u durumuna geldi. 2004 yılında İspanya'da yılın futbolcusu seçildi.[2] 2004-2005 sezonun ortasında ciddi bir sakatlık geçirerek sakatlanarak sezonu kapandı. Sakatlanana kadar son 3 sezonda Ronaldo ile birlikte La Liga'da en çok gol atan (50 üzeri) iki oyuncudan biri olma başarısını gösterdi.

Sociedad'da geçirdiği 4.5 yıldan sonra, 2006'da sözleşmesi bitince Villareal'e bonservis ödenmeden transfer oldu. Villareal'de ağır bir sakatlık yaşadı ve bir yıl kadar sahalardan uzak kaldı. Dönüşü muhteşem olan oyuncu Euro 2008 elemeleri kapsamında grup maçlarında önce Norveç'e sonrada Bosna-Hersek'e karşı çok değerli goller atarak şampiyonanın kapısını Türkiye'ye açmış oldu. Fenerbahçe SK, Nihat'ı transfer etme girişimlerinde bulunmuştur;fakat Villareal kulübu futbolcuyu satmayacaklarını açıklamıştır ve transfer görüşmeleri son bulmuştur.Ayrıca iyi derecede ispanyolca bilmektedir.

5 Temmuz 2003 tarihinde İzmir 'de yaşayan Pınar Kaşgören ile görkemli bir düğünle Çırağan Sarayı 'nda evlendi.Ve 1 Mayıs 2008 tarihinde ilk bebekleri Selin Kahveci dünyaya geldi.

15 Haziran 2008 tarihinde Türkiye Çek Cumhuriyeti'ne karşı oynadığı son derece kritik grup maçında 2 dakika içerisinde 2 gol atmış ve Milli takımın Euro 2008'de çeyrek finale çıkmasında büyük pay sahibi olmuştur. Ve UEFA tarafından maçın adamı seçilmiştir. Ayrıca Çek Cumhuriyeti 'ne attığı galibiyet golü de UEFA tarafından turnuvanın en iyi 10 golünden biri seçilmiştir. Ayrıca 2003 yılında Fransa'da düzenlenen FIFA Konfederasyon Kupası kadrosunda yer almasına rağmen sakatlığı sebebiyle hiç bir maçta görev almamıştır
 
Oktay Derelioğlu

Oktay Derelioğlu, (d. 17 Aralık 1975, İstanbul) Karagümrük, Beşiktaş, Trabzonspor ve Fenerbahçe'de forma giymiş Türk milli forvet oyuncusu.

1985 yılında Karagümrük altyapısında futbola başladı. 14 yaşında Karagümrük'ün A Takımı'nda ilk 11de forma giymeye başladı. 1992 yılında Trabzonspor'a transfer oldu. Ancak 17 yaşında gittiği Trabzon'da takıma alışamadı ve forma şansı bulamadı. Bir yıl sonra 1993'de Beşiktaş'a transfer oldu.

İlk yıllarında Beşiktaş'ta oldukça başarılı performans gösterdi ve milli takıma kadar yükseldi. Özellikle Belçika'ya attığı gol Türk futbol tarihinin unutulmaz gollerinden biri oldu. Ancak sonraki sezonlarda sık sık sakatlanması sonucu istikrarı yakalayamadı. 4 Temmuz 1997'de eşini kaybetmesi ve Karagümrük'ten beri takım arkadaşı Serdar Topraktepe' nin nişanlısını elinden alması nedeni ile birbirleri hakkında davacı olmaya kadar giden olaylar sonrasında Beşiktaş'tan uzaklaştırıldı. Siirt Jetpaspor ve Gaziantepspor'da oynadı.

2000 yılında İspanyol takımı Las Palmas'a, 2001 yılında ise kısa bir dönem için tekrar Trabzonspor'da oynadı. 2001 yılında da Fenerbahçe'ye transfer oldu. 2003-2004 sezonunun ilk yarısında Bundesliga takımı FC Nürnberg ile sezona başlasa da sezon ortasında Türkiye'ye döndü ve Samsunspor, Akçaabat Sebatspor, İstanbulspor ve Yalovaspor gibi takımların formasını giydi. 2004-2005 mevsiminde Rasim Kara'nın çalıştırdığı Azerbaycan takımı Hazar Lenkeran'da forma giydi. Azerbaycan'da gol kralı oldu ve yılın futbolcusu seçildi. 2007-2008 Sezonu başında yuvasına, futbola başladığı kulübe, Karagümrük'e vefa borcunu ödemek için geri döndü.Mart 2008'de Fatih Karagümrük'te futbolu bırakarak, 2008-2009 sezonundan itibaren spor hayatını Teknik Direktör olarak sürdüreceğini açıkladı. 16 Ağustos 2008 Beşiktaş İnönü Stadında oynanan Beşiktaş Hazar Lankaran jübile Maçıyla futbol hayatına noktayı koymuştur. Futbol kariyerinden sonra Hazar Lankeran'in Genel menejeri olarak göreve başlamıştır.

20 kez Türkiye Milli Futbol Takımı formasını giydi ve 9 gol attı.

Beşiktaşın Avrupadaki en golcü ismidir 14 gole imza atmıştır.
 
Rasim Kara

Rasim Kara, (d. 1950, Eskişehir) Eski Millî kaleci, teknik direktör.

Türk futbolunun renkli simalarından bir olan Rasim Kara, Beşiktaş'a hem futbolcu hem de teknik adam olarak hizmet veren ender isimlerdendir.

Eskişehir Işıkspor'da futbola kaleci olarak başlayan Kara, Uşakspor'dan Bursaspor'a transfer oldu. Oradan da Türk Milli Takımına kadar yükseldi. 1975/1976 sezonunda Beşiktaş'a transder oldu ve 9 sezon boyunca Beşiktaş'ın kalesini korudu.

1981/1982 sezonunda lig şampiyonu olan takımın da kalesini koruyan Rasim Kara, 1984'de futbola veda etti ve teknik direktörlüğe başladı.

Antalyaspor'da görev yaptıktan sonra, önce Sepp Piontek'in sonra da Fatih Terim'in yardımcılığını üstlendi. Bu dönemde milli takımın yükselişinde rol oynayan teknik adamlardan biri oldu ve Türk Milll Takımı Euro 96'ya katılma hakkını kazanarak tarihinde ilk kez Avrupa Futbol Şampiyonası finaline katılma hakkını elde etti. 1996/1997 sezonunda Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün teknik direktörü oldu.

Siyah-Beyazlı takım onu çalıştırdığı dönemde şampiyonluğu son haftaya kadar kovalamış, lig tarihinin en yüksek gol sayısına ulaşmış ve Avrupa Kupaları'nda ki en başarılı sezonlarından birini yaşamıştır. Buna rağmen Beşiktaş'tan anlamsız bir şekilde ayrılmak zorunda bırakılmıştır. Daha sonra Bursaspor, Çanakkale Dardanelspor, Rizespor, Kocaelispor gibi birçok takımda kısa süreli görevler almıştır.

Yurt dışında da görev alan Rasim Kara, Kanada'nın Ottowa Wizards takımını çalıştırmış ve kendi liginde şampiyon yapmıştır. Son olarak Azerbaycan Liginde Hazar Lankaran takımında iki sezon görev yapmıştır. Şimdi Azerbaycan'ın Karabağ takımını çalıştırmaktadır.
 
Recep Çetin

Recep Çetin, (1965 - Karasu, Sakarya) Beşiktaş Jimnastik Kulübü ve Türk Milli Takımı'nın unutulmaz sağ kanat defans oyuncularından.

Futbola Sakaryaspor altyapısında başladı. Sakaryaspor'dan sonra Boluspor’da forma giydi. 1988/1989 sezonu başında Beşiktaş’a transfer oldu. 10 yıl boyunca Beşiktaş'ta forma giydi ve 274 lig maçında oynayarak 4 gol kaydetti. 4 Lig, 3 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Başbakanlık Kupası ve 5 TSYD Kupası şampiyonluğu yaşadı.

Ayrıca, 5 Ümit Milli, 7 Olimpiyat, 1 kez de Genç olmak üzere Milli formayı toplam 69 kez giydi. 1998/1999 sezonunda Beşiktaş’tan Trabzonspor’a, bir yıl sonra da İstanbulspor’a transfer oldu. 2001/2002 sezonu sonunda futbola veda etti ve antrenörlük yapmaya başladı. 2006 yılı başına kadar Beşiktaş'ta altyapı takımlarında antrenörlük görevi yaptı.

55’i Beşiktaş’ta olmak üzere 56 defa A Milli formayı giyen Recep, halen Beşiktaş’ın en fazla A Milli olan futbolcusu unvanını koruyor.

Sürati ile teknik eksiklerini kapatan Recep Çetin'in özellikle 14 Aralık 1994 günü İsviçre ile oynanan 1996 Avrupa Futbol Şampiyonası eleme maçında orta sahadan attığı gol ve 19 Eylül 1990 günü Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası 1. turunda İsveç ekibi Malmö'yle oynanan maçta kendi kalesine attığı rövaşata gol unutulmazlar arasına girdi.
 
Rıza Çalımbay

Rıza Çalımbay (2 Şubat 1963, Sivas), Beşiktaş'ın ve Türk Milli Futbol Takımı'nın kaptanı Atom Karınca lakaplı ünlü futbol adamıdır. Halen Eskişehirspor klubünde teknik direktörlük yapmaktadır.

Futbola Beşiktaş'ın altyapısında başladı. 1980/1981 sezonunda A takım kadrosuna yükseldi. Orta sahanın sağında görev almasına rağmen orta sahanın ortasında ve sağbek mevkiinin de alternatif adamıydı. Beşiktaş'ın zor günlerden kurutlmak için altyapıya yönelmesi ve ilk yıllarında bireysel futbola çok prim tanıyan Türk futbolunda Miliç, Stankoviç ve Gordon Milne gibi disipline ve takım oyununa önem veren teknik direktörlerin oyuncusu olması önünü açtı ve yıllarca Beşiktaş'ın vazgeçilmez takım oyuncusu oldu.

Beşiktaş A Takımı'nda 16 sezonda 494 lig maçı oynadı ve toplam 41 gol kaydetti. 1. Lig tarihinde en çok forma giyen Beşiktaş'lı oyuncu unvanını aldı. Futbol yaşantısı boyunca sadece Beşiktaş forması giydi ve yıllarca başarıyla kaptanlık yaptı.

16 sezonda 6 lig, 3 Türkiye Kupası, 4 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 1 Başbakanlık Kupası ve 6 TSYD Kupası kazanan Rıza Çalımbay, 1996 Temmuz'unda jübile yaparak aktif futbola veda etti.

37 kez A, 8 kez Ümit ve 6 kez de Genç olmak üzere toplam 52 kez Milli formayı giydi. 13 Kasım 1991'de 3-1 kaybedilen İrlanda Cumhuriyeti maçında tek golü penaltıdan kaydetti. 1992'de UNICEF'in düzenlediği dünya karması maçında Almanya'ya karşı Dünya Karması'na seçildi.

Futbolu bıraktıktan sonra İngiltere'ye teknik direktörlük kurslarına giden Rıza Çalımbay, daha sonra Türkiye'ye dönerek Christoph Daum'un yardımcı antrenörü olarak 2000/2001 sezonunda Beşiktaş'da ilk teknik hocalık görevini aldı. Ardından Alman Hoca ile anlaşamayarak, Göztepe'nin başına teknik direktör olarak geçen Çalımbay Göztepe'yi ligde 8. yaptı, daha sonra Denizlispor ve Çaykur Rizespor'da görev almış; çalıştırdığı tüm takımlar da başarılı sonuçlar almıştır. Özellikle Denizlispor'la UEFA Kupası'nda son derece başarılı sonuçlar almıştır.

2004/2005 sezonun ortasında Vicente Del Bosque'den boşalan Beşiktaş teknik direktörlüğü görevine gelmiştir. Çok kötü bir sezon geçiren moralsiz Beşiktaş onun yönetiminde sezonun ikinci yarısı başarılı bir dönem geçirdi ve onun takımın başında bulunduğu dönem göz önünde bulundurulunca devreyi lider olarak kapıyordu. Bir sonraki sezonun başında, 11 Eylül 2005'de Beşiktaş Malmö FF'i kendi sahasında ezip geçerek 4-1 yendi. Arkasından 2005/2006 sezonu başında Türkiye Süper Ligi'nde bir türlü istenen sonuçların gelmediği ortaya atılınca ligin 9.haftasında Beşiktaş'daki görevinden istifa etti.

Beşiktaş'tan ayrıldıktan sonra Ankaraspor'un teknik direktörlüğüne getirildi. Ancak iddialı başladığı sezonda aradığını bulamayan ve düşme tehlikesi yaşayan bu takımda da başarılı olamadı. Sezon tamamlanmadan Ankaraspor teknik direktörlüğü görevinden de ayrılmak durumunda kaldı.

2006-2007 sezonunun ilk yarısında herhangi bir takım çalıştırmayan Çalımbay, 18 Aralık 2006 tarihinde Beşiktaş'a gelmeden önce teknik direktörlük yaptığı Çaykur Rizespor'un başına ikinci kez getirilmiştir.

2007-2008 sezonunda, Altınbaş Holding'in Göztepe yönetimini TMSF'den satın alması sonucu, Çalımbay ile iyi ilişkiler içerisindeki holding yönetimince Göztepe'de sportif direktör olarak görevlendirilmiştir.

Çalımbay, 2008-2009 sezonunda Turkcell Süper Ligi'ne yeniden yükselmiş olan Eskişehirspor klubü ile anlaşarak kariyerine bu klüpte devam etme kararı vermiştir.
 
Samet Aybaba

Samet Aybaba, (doğum 3 Eylül 1955 - Adana) teknik direktör, Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün eski kaptanı.

İskenderunspor’dan 1977/1978 sezonunda Beşiktaş’a transfer oldu. Beşiktaş'ta 11 yıl boyunca orta saha ve defansta yer aldı. Uzun süre kaptanlık yaptı. 334 lig maçında 7 gol atan Samet Aybaba, 1988 Temmuz’unda jübile ile futbolu bıraktı.

A Milli Takım’da oynama şansını bir türlü yakalayamayan Aybaba, 2 kez Ümit, 8 kez de genç olmak üzere toplam 10 defa Milli oldu.

Samet Aybaba, 2 Lig, 1 Cumhurbaşkanlığı, 1 Başbakanlık, 2 TSYD Kupası Şampiyonluğu yaşadı.

Futbolu bıraktıktan sonra teknik direktörlük mesleğini seçti. Ankaragücü, Gençlerbirliği, Gaziantepspor gibi kulüplerde oldukça başarılı sonuçlar aldı. 2002 - 2004 yılları arasında Trabzonspor'da görev aldı. Gençlerbirliği, Samet Aybaba döneminde, Türkiye Kupası’nı tarihinde 2. kez müzesine götürdü.

Samet Aybaba, 2006 yılının başlarında tekrar Gaziantepspor'un teknik direktörlüğüne getirildi.

En son çalıştırdığı Çaykur Rizespor'un teknik direktörlüğünden sonra şu an Bursaspor'un teknik direktörüdür.
 
Sergen Yalçın

Sergen Yalçın futbola Beşiktaş’ın alt yapısında başladı. Burada Serpil Hamdi Tüzün’ün Türk futboluna kazandırdığı isimlerden biri oldu. Gordon Milne döneminde Beşiktaş A Takımı’na yükseldi. Üstün futbol yeteneği ile Türk futbolunun en önemli oyuncularından biri oldu. Kullandığı serbest vuruşlar ve attığı gollerle isminden çokca söz ettirdi.Birçoklarıuna göre Türk Futbol En Teknik Futbolcusudur...

2002/2003 sezonunda Beşiktaş’a döndü ve Beşiktaş'ın 100. yılındaki şampiyonluğunun baş mimarlarından biri oldu. İstikrarsız geçen sezonlara ve uzun süren sakatlıklara rağmen 100 gol barajını aşan ender orta saha oyuncularından biri oldu. Özellikle Beşiktaş'ın 100. yılındaki şampiyonluk maçında Galatasaray'a karşı son dakikada attığı golle ve 2003 /2004 sezonunda Şampiyonlar Ligi maçında Beşiktaş'ın deplasmanda Chelsea'yi 2-0 yendiği maçta attığı 2 golle yıldızlaşmıştır. Bunun yanısıra 2002 / 2003 sezonunda Denizlispor'a karşı serbest vuruştan attığı gol Türk futbol tarihinin en güzel gollerinden biri olarak kabul edilmektedir.

2007 sezonunda 2.Lig B Kategorisi'ne yeni yükselen ekiplerden Etimesgut Şekerspor'a transfer oldu. 8 Temmuz 2007'de Atatürk Stadyumunda düzenlenen imza töreni ile Eskişehirspor'a transfer oldu.

Sezon başında teknik direktör Metin Diyadin ile sorun yaşadığı için kadro dışı bırakılan Sergen Yalçın Eskişehirspor'da düzenli olarak antrenmanlara katılmadığı için takım arkadaşlarıyla zaman zaman sorun yaşadı ve sezon içinde de yönetim, taraftar ve bazı basın mensuplarıyla da tartıştı. Eskişehirspor Tesisleri'nde kalan takım arkadaşlarının aksine beş yıldızlı bir otelde konaklayan yalçın, 2007-2008 sezonunun sonunda alacaklarının ödenmediğini belirtti ve Eskişehir'den ayrılarak bu takımlada bağlantılarını kopardı. Sergen Yalçın son olarak kulüp başkanı Hatipoğlu'na ait firmanın reklam filminde oynaması tartışma konusu oldu.
 
Sergen Yalçın

Sergen Yalçın futbola Beşiktaş’ın alt yapısında başladı. Burada Serpil Hamdi Tüzün’ün Türk futboluna kazandırdığı isimlerden biri oldu. Gordon Milne döneminde Beşiktaş A Takımı’na yükseldi. Üstün futbol yeteneği ile Türk futbolunun en önemli oyuncularından biri oldu. Kullandığı serbest vuruşlar ve attığı gollerle isminden çokca söz ettirdi.Birçoklarıuna göre Türk Futbol En Teknik Futbolcusudur...

2002/2003 sezonunda Beşiktaş’a döndü ve Beşiktaş'ın 100. yılındaki şampiyonluğunun baş mimarlarından biri oldu. İstikrarsız geçen sezonlara ve uzun süren sakatlıklara rağmen 100 gol barajını aşan ender orta saha oyuncularından biri oldu. Özellikle Beşiktaş'ın 100. yılındaki şampiyonluk maçında Galatasaray'a karşı son dakikada attığı golle ve 2003 /2004 sezonunda Şampiyonlar Ligi maçında Beşiktaş'ın deplasmanda Chelsea'yi 2-0 yendiği maçta attığı 2 golle yıldızlaşmıştır. Bunun yanısıra 2002 / 2003 sezonunda Denizlispor'a karşı serbest vuruştan attığı gol Türk futbol tarihinin en güzel gollerinden biri olarak kabul edilmektedir.

2007 sezonunda 2.Lig B Kategorisi'ne yeni yükselen ekiplerden Etimesgut Şekerspor'a transfer oldu. 8 Temmuz 2007'de Atatürk Stadyumunda düzenlenen imza töreni ile Eskişehirspor'a transfer oldu.

Sezon başında teknik direktör Metin Diyadin ile sorun yaşadığı için kadro dışı bırakılan Sergen Yalçın Eskişehirspor'da düzenli olarak antrenmanlara katılmadığı için takım arkadaşlarıyla zaman zaman sorun yaşadı ve sezon içinde de yönetim, taraftar ve bazı basın mensuplarıyla da tartıştı. Eskişehirspor Tesisleri'nde kalan takım arkadaşlarının aksine beş yıldızlı bir otelde konaklayan yalçın, 2007-2008 sezonunun sonunda alacaklarının ödenmediğini belirtti ve Eskişehir'den ayrılarak bu takımlada bağlantılarını kopardı. Sergen Yalçın son olarak kulüp başkanı Hatipoğlu'na ait firmanın reklam filminde oynaması tartışma konusu oldu.
 
Süleyman Seba

Süleyman Seba (d. 5 Nisan 1926, Hendek, Sakarya) Abhaza asıllı, Beşiktaş Jimnastik Kulübü'ne 1984-2000 yılları arasında kesintisiz başkanlık yaparak kulübün en uzun süre görev yapan onursal başkanı unvanına sahip spor adamı ve yöneticisidir. Ayrıca Milli İstihbarat Teşkilatı İstanbul Bölge Müdürlüğü görevinde de bulunmuştur.

İlkokulu Sakarya'da okuduktan sonra liseyi okumak için Kabataş Erkek Lisesi'ne geldi ve futbolla burada tanıştı. Lisedeki ilk yıllarında Beşiktaş Genç Takımı'na girdi. 1946'da A takıma yükseldi. 1950'li yıllarda 5 senede 4 İstabul Lig Şampiyonluk kazanan kadroda yer aldı. Bu sırada Edebiyat Fakültesine başlamasına rağmen eğitimine devam etmedi.

1947 yılında İnönü Stadyumu'nın açılışı sebebiyle İsveç'in AIK takımıyla yapılan maçta bu stattdaki ilk golü atarak tarihe geçti.

1954'de menisküs sebebiyle futbolu bıraktı. 1957'de Beşiktaş'a üye oldu. Altı sene sonra 1963'de ilk kez Yönetim Kurulu'nda yer aldı. Bundan sonra çeşitli dönemlerde aralıklarla kulüpte yöneticilik yaptı. 1984 yılında çok zor bir dönemde Mehmet Üstünkaya'dan yönetimi devraldı ve kolay kolay kırılamayacak bir rekora sahip oldu.

16 yıl süren Başkanlığı boyunca 8 kongrede rakiplerine sürekli üstünlük sağladı. Süleyman Seba başkanlığı döneminde kazanılan kupalar şu şekildedir:

5 Lig Şampiyonluğu
4 Türkiye Kupası
4 Cumhurbaşkanlığı Kupası
2 Başbakanlık Kupası
6 TSYD Kupası
Bu başarılar dışında istikrarlı bir şekilde başarıyı daim kılarak şampiyon olmadığı sezonlarda dahi futbol kulübü her zaman ilk iki içinde yer aldı. Futbol takımının altın dönemini yaşadığı bu dönemde Süleyman Seba'ya gelen eleştirile amatör branşlara aynı ilgiyi göstermemesi olmuştur.

Sportif başarılar dışında 1980lerin başında maddi yönden son derece sıkıntılı olan kulübü yönetimi boyunca tesis zengini ve maddi açıdan zengin bir kulüp haline gelmiştir. Seba döneminde Akaretler Kulüp Binası, Fulya Stadı ve Kamp Tesisleri, BJK Plaza, Yeşilköy, Pendik ve Çilekli Tesisleri, Beşiktaş Koleji yapılırken, BJK İnönü Stadı da 49 yıllığına Beşiktaş'a devredilmiştir.

Beşiktaş'a büyük hizmetlerde bulunan Seba, 1999/2000 sezonunda futbol takımının gösterdiği kötü performans sonucu tribün ve muhalefetin tepkisini çekmesi üzerine 2000 yılı Mart ayındaki kongrede aday olmamış ve yerine Serdar Bilgili seçilmiştir. Bu kongrede kongre üyeleri oybirliği ile Hakkı Yeten'den sonra Beşiktaş'ın ikinci onursal başkanı olarak Süleymen Seba'yı seçmiştir.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst