Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

meridyen2

Kayıtlı Üye
Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunları Çözecek Olan Kişi Hz. Mehdi (a.s.)’dır


Filistin ve İsrail’deki olayların bitmesi için sunulan öneriler niçin onlarca yıldır bölgede akan kana çözüm olamıyor?


Ortadoğu’daki bu gibi olayların bitmesi için kalıcı çözüm ne olmalıdır?


Hz. Mehdi (a.s.)’ın dünyaya getireceği barış ve huzur hadislerde nasıl müjdelenmiştir?


Sayın Adnan Oktar bölgeyle ilgili hangi çözüm önerilerinin üzerinde durmaktadır?


Filistin ve İsrail’de yıllardır gerginlikler, savaşlar ve her iki tarafa da kayıplar verdiren olaylar devam ediyor. Ancak her türlü yöntem denenmesine rağmen kesin çözüme yönelik herhangi bir sonuca ulaşılamadı. Üstelik bu süre içinde binlerce masum kardeşimiz şehit edildi, binlerce insan da yaralandı. Peki bu kanın durması, kargaşanın ortadan tamamen kalkması ve bu iki halkın birarada kardeşçe yaşaması için ne yapılabilir?


Son dönemde de Filistin ve İsrail arasında yaşanan insanlık dışı olaylar, kesin çözüm olarak, Türk İslam Birliği’nin aciliyetle hayata geçirilmesi gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Sayın Adnan Oktar yıllardır, bu birliğin Ortadoğu’da yaşanan çözümsüzlüğün, zulüm dolu vicdansız ortamın tek çözümü olacağını gerek yazılı ve görsel eserlerinde gerekse verdiği röportajlarda sıkça dile getirmektedir.


Sayın Adnan Oktar’ın önemle vurguladığı gibi bu zulüm ortamında tüm Müslümanlara düşen; Türk-İslam Birliği’nin aciliyetle oluşturulması için dua mahiyetinde tüm legal yollara başvurulması ve yetkililerin bu birliğin oluşturulmasına davet edilmesidir. Yüce Allah’ın Mucib (Kendine yalvaranların isteklerini veren, icabet eden) sıfatı, inşaAllah Müslümanların bu duasına karşılık tecelli edecek ve yalnızca İslam dünyasına değil tüm dünyaya barış, huzur ve sevgi ortamını hakim kılacak olan Türk-İslam Birliği oluşacaktır.


Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkış alametlerinden biri olan Ortadoğu’daki bu olaylar da, hadislerde bildirildiği gibi Allah’ın izniyle Hz. Mehdi (a.s.) vesilesiyle çözülecektir.

filistinIsrailkapak1.jpg


Suni Barış Anlaşmaları Kanın Durmasını Engelleyemez


Geçtiğimiz ay Gazze’de ve İsrail’de yaşanan olaylar dünya gündeminde büyük bir yankı uyandırmıştır. Fakat bu ne ilk ne de son saldırıdır. Katliamların bu şekilde devam etmemesi gerektiğini artık herkes fark etmiş durumdadır. Ancak bu sorunu kökten çözümlerle, makul bir akılla bitirmek yerine her defasında ortaya daha da vahim bir tablo çıkarılmaktadır. Yapılan onlarca toplantıya, harcanan yüzlerce saate rağmen 10 yıl önce dünya nasılsa bugün de aynı ülkeler birbirine taraf olmakta ve aynı ülkeler birbirine saldırmaktadır. Her ülkenin kendine göre çözüm olarak gördüğü yöntemler, genelde yanlış olduğu için de bu yanlış seçim ve politikalardan dolayı saldırılar ve kargaşa devam etmektedir.


İsrail ve Filistin topraklarında yaşananları anlamak mümkün değildir. Ortada Filistin ve İsrail arasında imzalanmış bir barış anlaşması bulunmaktadır. Bu anlaşmaya göre iki taraf da karşı tarafa saldırmamayı taahhüt etmiştir. Ama bir taraf füzelerle saldırıya geçtiği zaman karşı taraf da "nefsi savunma" diyor ve öteki tarafı bombalamaya başlıyor. İşte bu nedenle yapılan bir saldırı, karşı tarafın da misilleme yapmasına ortam hazırladığı için bu saldırılar iki ülkenin de aslında kendi halkına yaptığı zulüm ve katliamlara dönüşmektedir. İsrail roket kullandığında roketatarları sadece Filistin’e değil aslında kendi halkına da çevirmektedir ve aynı durum Filistin için de geçerlidir.


Savaş bir oyun değildir. Filistin ve İsrail’deki saldırılarda hedef, şahıs ya da amaç belli değildir. Füzeler ve bombalar kimi zaman boş bir araziye, kimi zaman masum çocuklara denk gelmektedir. Diyelim ki masum 50 kişi öldürüldü, bunun iki ülke için de yalnızca bir kayıp olduğu açıktır. Amaç kendi ülkesini savunmak da olsa böyle bir durumda adaleti gözetmek çok güçtür. Çünkü roket saldırısı yapıldığında, bu roketler masum çocuklara, kadınlara yani sivillere denk gelmektedir. Taraflar kendilerince askeri yerleri hedefleseler de sivil evleri de vurmaktadırlar. Açıktır ki askeri hedefi de sivil hedefi de vurmak hiçbir fayda sağlamamakta, iki ülke için de maddi ve manevi büyük kayıplara sebep olmaktadır.


Türkiye’ye Düşen Tarihi Sorumluluk


Tüm bu gerçekler göstermektedir ki; Türkiye hami sorumluluğuyla hareket etmeli ve peygamber evlatları olan İsrail ve Filistin arasında arabulucu olarak görev üstlenmelidir. Peygamber evlatlarının birbiriyle savaşması büyük bir gaflettir. Müslümanlar kendi aralarında birlik olup, bu birlikte “Allah Bir’dir” diyen Musevileri de bağırlarına basmakla yükümlüdürler.


Kınamak, lanet etmek, resmi yoldan protesto çekmek, kahrolsun demek, bomba ve roket atmak hep tehdide, nefrete ve karşı tarafı öldürmeye yönelik yöntemler ve izahlardır. Oysa İslam dini ve Musevilik bizden bunu istememektedir. Bu iki İlahi din de bu zihniyete tamamen karşıdır ve iki İlahi dine göre de insan öldürmek haramdır. İşte bu nedenle Türk İslam Birliği’nin bir müjdesi olarak Türkiye ve İsrail arasında da bir birlik oluşturulması gerekmektedir. Türkiye ile İsrail beraber hareket ettiğinde, beraber karar aldıklarında onlarca yıldır çatışmalar ve bombalamalar nedeniyle kan gölüne dönen bölgede Yüce Allah’ın izniyle gerçek barış ve huzur ortamı sağlanacaktır.


Şu ana kadar tüm sistemler denenmiştir ve hiçbir zaman başarıya ulaşılamamıştır. Şu aşamaya kadar denenmeyen tek yöntem ise; İsrail ve Filistin arasında “gönül ve sevgi birliği” kurulmasıdır. Diğer vahşi yöntemler yerine iki halk da birbirine kardeşlik ve barış içinde yaklaşsa, Müslümanlar ve Museviler birlikte dua etseler, bölgeyi barış yurduna çevirseler iki taraf da esir durumda olmayacak, sınırlara da duvarlara da gerek kalmayacaktır. Türkiye’nin bu durumda Türk İslam Birliği çatısı altında İsrail ile hemen biraraya gelmesi ve kavgayı önlemesi gerekmektedir. Allah’a Bir ve tek olarak iman edenlerin birlikte hareket etmesi çok hayatidir. Bu gerçek Kuran’da şöyle bildirilmiştir:


“İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.” (Enfal Suresi, 73)

Sayın Adnan Oktar Anlatıyor


“Filistin ve İsrail ancak İttihad-ı İslam’la ve Hz. Mehdi (a.s.) ile sevgi ve barış içerisinde yaşayabilir”


Böyle durumlarda saldırının hiç olmaması çok önemli.


Burada Türkiye devreye girsin. İslam alemi devreye girsin.


Bir taraf İsmailoğulları, bir taraf Yakuboğulları. Peygamber çocukları birbiriyle savaşıyor. Müslümanların burada araya girmesi gerekiyor. Kavgayı önlemesi gerekir. Bu da ancak Hz. Mehdi (a.s.) ile olur. Bu, Hz. Mehdi (a.s.) vesilesiyle kökünden hallolacak bir konudur. Uçsuz bucaksız gayet güzel kadim araziler. Birbirinden güzel yerler. Kardeş olun, birlikte sofrada yemek yiyin. Allah Kuran’da birbirinizin yemeğini yiyebilirsiniz diyor Ehli Kitap için. Ama Hz. Mehdi (a.s.) olmadan bir huzur olmayacağı görülüyor. Rahatlık olmayacağı görülüyor. Kökten çözüm varken konuyu bambaşka bir çizgiye çekiyorlar. (15 Kasım 2012 A9TV)

filistinIsrailkapak2.jpg


Filistin’de Yaşanan Deccaliyetin Bir Fitnesidir


Peygamberimiz (s.a.v.) ahir zamanda dünyanın pek çok bölgesinde deccaliyetin sebep olduğu kargaşaların, çatışmaların, kan dökmelerin, fitnelerin olacağını haber vermiştir. Müslümanların da bu zorlu ortamda çeşitli sıkıntılara maruz kalacağını söylemiştir. Peygamberimiz (s.a.v.)’in deccaliyet fitnesinin etkili olacağını söylediği yerlerden biri de Filistin’dir. Hadiste geçen Beytül Makdis ifadesi, Mescid-i Aksa anlamına gelmektedir. Dolayısıyla Mescid-i Aksa’nın da bulunduğu Filistin topraklarından bahsedilmektedir. Günümüzde tam da Peygamberimiz (s.a.v.)’in haber verdiği gibi, Filistinli Müslümanlar büyük bir kuşatma altında, yoklukla, açlıkla ve türlü sıkıntılarla imtihan olmaktadırlar. Hz. Muhammed (s.a.v.) bu gerçeği hadisinde şöyle bildirmiştir:


Naim, Kaab’dan tahric etti, dedi ki:


Deccal, Beytül Makdis’de (Mescid-i Aksa yani Filistin) MÜMİNLERİ MUHASARA (KUŞATMA) ALTINA ALIR VE ONLARA (MÜMİNLERE) ÖYLESİNE ŞİDDETLİ BİR AÇLIK İSABET EDER Kİ, açlıktan yaylarının kirişini bile yemek zorunda kalırlar. (Celaleddin Suyuti’nin Tasnifinden Hadisler, Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, sf. 48)

Hz. Mehdi (a.s.) Dünyaya Huzur Getirecek Kutlu Bir Şahıstır


Günümüzde Filistin başta olmak üzere Müslüman ülkelerde savaş ve çatışmalar, terör, şiddet, anarşi, kargaşa, katliamlar, işkenceler ve ahlaki dejenerasyon giderek artmıştır. Bu ülkelerde yaşanan gelişmeler, hadislerdeki anlatımlarla çok büyük bir paralellik göstermektedir. Bölgede yaşanan anlaşmazlıklar, savaşlar, işkence ve katliamlar Hz. İsa (a.s.)’ın nüzulü ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhuru ile ilgili alametlerdendir. Son yıllarda bu bölgede yaşanan gelişmeleri haber veren bazı hadislerden, bu kutlu şahısların zuhurlarından sonra da bu topraklarda pek çok gelişme meydana geleceği anlaşılmaktadır.


“...Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın... ” (Al-i İmran Suresi, 103) ayetinde dikkat çekildiği gibi Müslümanlar birlik olmakla emrolunmuşlardır. Eğer Müslümanlar bunun için çalışmazsa, tek kelime İttihad-ı İslam’dan bahsedilmezse Allah İslam dünyasının üzerindeki acıyı ve azabı kaldırmaz. Peygamberimiz (s.a.v.) “SİZDEN ONA KİM YETİŞİRSE, KAR ÜZERİNDE SÜRÜNEREK DAHİ OLSA ONA GELSİN. ONA KATILSIN. ZİRA O, MEHDİ’DİR.” (İbn Mace, Fiten, B 34, H 4082; İbn Ebi Şeybe, c. VII, sf.527; Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 14) hadisinde insanların Hz. Mehdi (a.s.)’ı aramalarını ve en zor şartlar altında bile olsa ona kavuşmak için çaba göstermelerini istemiştir.


Hadislerin işaretlerine göre Hz. Mehdi (a.s.)’ın manevi liderliğinde dünyaya barış ve esenlik gelecektir. Dünyadan anarşinin, terörün, kargaşanın, düşmanlığın, şiddetin tümüyle kalkması sonucunda insanlar Allah’ın izniyle cennet benzeri bir ortama kavuşacaklardır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Hz. Mehdi (a.s.) vesilesiyle dünyaya hakim olacak huzur ve güven ortamını şöyle anlatmaktadır:


“DAHA ÖNCE ZULÜMLE DOLU OLAN DÜNYAYI, ADALETLE DOLDURUR. ADALETİ O DENLİ OLUR Kİ, UYKUDA OLAN BİR KİMSE DAHİ UYANDIRILMAZ VE BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. Dünya, adeta Asr-ı Saadet devrine geri döner.” (Nuaym b. Hammad, K. Fiten vr. 77b; Suyuti, c. II, sf. 77; El Kavlu’l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 29)

filistinIsrailkapak3.jpg


Ya Filistin’de Yaşayan Siz Olsaydınız?


Tüm Müslümanlar olarak zulme bilmeden de olsa ortak olmaktan kaçınmak gerekir. Türk İslam Birliği’ni, İslam ahlakının tüm dünyada yaşanmasını istemeyen, bunu gerekli görmeyen, aciliyetini dile getirmeyen her insanın durup iyice düşünmesi gerekir. Bu kişi bilmeden de olsa, cinayetlere, Irak’ta genç kızlarımızın ırzlarına kastedilmesine, Filistin’deki hapishanelerde kardeşlerimizin zulüm görmesine bir anlamda önayak olmuş olur. Zulme karşı bir önlem almaya gerek duymayan, bunlara karşı mücadele etmeye içlerinde bir istek olmayan kişilerin bir kere daha durup düşünmesi gerekir. Bu konuda vicdan azabı çekmeyen insanın kendine, “ya benim çocuğum, annem, babam, eşim bu durumda olsaydı ne yapardım” diye sorması gerekir. Çünkü;


Dünyadaki zulme seyirci olanlar, bu durumun değişmesini istemiyor demektir.


Sıcak evlerinde oturup, televizyonda sadece bir haber olarak olaylara seyirci kalanlar, bu zulme ortak oluyor demektir.


“İttihad-ı İslam’ı istemiyorum” demek, zulüm sisteminin devam etmesini istemek demektir. Zulmü engellemek için çalışmamak, çözüme ortak olmamak zalimlerle birlikte hareket etmek demektir.


Bütün inananlar bu gerçeği çok iyi düşünmeli ve zulme ortak olmaktan sakınarak İttihad-ı İslam için var güçleriyle çalışmalıdırlar.


Hz. Mehdi (a.s.) Sevgi ve Kardeşliğin Hakim Olmasına Vesile Olacaktır


Hz. Mehdi (a.s.) sevgi ve şefkat insanıdır. Allah’ın Hz. Mehdi (a.s.)’ın ruhunda yarattığı yoğun sevgi ve şefkatin, dünyanın her köşesine etki edeceği ve çok hayırlı bir dönem olacağı hadislerde şu şekilde ifade edilmektedir:


“Allah bizimle insanları nasıl şirk adavetinden kurtararak, onların kalplerine ülfet ve muhabbet yerleştirmiş ve din kardeşi yapmışsa, HZ. MEHDİ (A.S.) İLE FİTNE ADAVETİNDEN KURTARACAK VE KARDEŞ YAPACAKTIR.” (Taberani’den, Heysemi, c. Vıı, sf. 317; Nuaym b. Hammad, vr 52b; Kitab-Ül Burhan Fi Alamet-İl Mehdiyy-İl Ahir Zaman, sf. 20)


“Benim evladımdan Muhammed b. Abdullah (Mehdi) ile Cenab-ı Hak sünnetleri ihya eder. Onun adalet ve bereketi ile müminlerin kalpleri ferahlar. ACEM VE ARAP MİLLETLERİ ARASINDA ÜLFET VE MUHABBET YERLEŞİR.” (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-İl Mehdiyy-İl Ahir Zaman, sf. 66)


“İmam-ı zaman (Hz. Mehdi (a.s.))’ın bereketiyle İNSANLARIN KALPLERİ KARŞILIKLI SEVGİ VE BİRLİKLE DOLACAKTIR.” (Bihar-ul Envar, cilt 53, sayfa 187; Mikyaal al-makaarem, cilt 1, sayfa 52)


“(Hz. Mehdi (a.s.) zamanında) SEVGİ VE ŞEFKAT DÜNYANIN KÖŞE BUCAK HER YERİNE HAKİM OLACAKTIR.” (İkbal’ul-a’mal sayfa 507; Bihar-ul Envar, cilt 21, sayfa 312)


“Böylece YER VE GÖK SAKİNLERİ ONDAN (HZ. MEHDİ (AS)) RAZI OLDUKLARI GİBİ, HAVADAKİ KUŞLAR, ORMANDAKİ YIRTICI HAYVANLAR, DENİZDEKİ BALIKLAR BİLE MEMNUNLUK DUYACAKLARDIR. Ümmeti Muhammed’den (s.a.v.) memnun olmadık hiç kimse kalmayacaktır. Hatta, ‘ihtiyacı olan yok mu?’ diye tellal bağırtacak; ‘İhtiyacımız yoktur’ cevabı verilecektir.” (Medineli Allame Muhammed b. Resul el-Hüseyni el-Berzenci, Pamuk Yayıncılık, İstanbul, 2002, s. 163)
(makale harun yahya)
 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

Bekleyin bekleyin mehdi gelecek...İslam aleminide biraz böyle uyutun:)
 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

Bekleyin bekleyin mehdi gelecek...İslam aleminide biraz böyle uyutun:)


Merhaba.

İslamın aleminin uyuduğu gerçek.

Ama, gerçek mümin olanlar uyutulamaz.

Gerçek müminlik kelimei şahadet getirmekle olunamıyor.

Kitabımızın ilk ayeti bilinse,
Öğrenebilse insanlar,

Ne hacı kalır ,ne hoca,( Yaradanla kul arasına islamda hiçbir fani giremez).
Ne faiz kalır,ne banka,
Ne savaş kalır,ne ızdırap.
Ama malesef kuranımıza insanların ulaşması, öğrenmesi engelleniyor.
Bu işi hem dost, hem de düşman anlaşarak birlikte kotarıyor.

Benim güzel insanım,
Müslümanlık diye aldatılmaktan başka bir şey öğrenemiyor.

Yaradanın emanetlerini yeterince kullanmayan,
Benim insanımın içine düştüğü çıkmaz işte bu.

Yıllarca kitabımızı öğrenmek için çaba safeder,
Okullara, kurslara gider.

Malesef ilk ayeti dahi bir türlü öğrenemez.

Yanlış diyenler ;
kafalarını kaldırıp şöyle bir çevrelerine göz atsınlar.
Ne görecekler acaba?.

Saygılar.

 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

mehdinin geleceğine ait 1 tane ayet söyle dediklerine inacagım kardeşim.
 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

mehdinin geleceğine ait 1 tane ayet söyle dediklerine inacagım kardeşim.

Tefsirü’l-Kummî eserinden:Ahmed b. İdris; Muhammed b. Abdülcabbar, İbn Ebû Umeyr, Hammad b. Osman aracılığıyla Muhammed b. Müslim’den rivayet eder:Ebû Cafer [Muhammed Bakır aleyhisselâm]’a Allahu Teâlâ’nın*“Kararıp ortalığı bürüdüğü zaman geceye and olsun!”*“Açılıp ağardığı vakit gündüze and olsun!”*ayetini okuyunca buyurdu ki:“Gündüzden kasıt biz Ehli-beyt’ten olan el-Kâim Mehdi [aleyhisselâm]’dır.*Zuhur ettiğinde deccaliyetegalip gelecektir. [Allah] Kur’an’da insanlar için meseller vermiş ve nebisine onunla hitap etmiştir. Bizden başka kimse ondan haberdar değil.”Meclisî, Bihârü’l-Envâr, Beyrut, 1404, c.24, s.71–72.*HZ. MEHDİ’NİN ZUHUR ZAMANI ANSIZIN GELECEKTİRKenzu Câmii’l-Fevâidi ve Te’vîli’l-Âyâti’z-Zâhirati eserinden:Muhammed b. Abbas; Ali b. Abdullah b. Esed, İbrahim b. Muhammed, İsmail b. Beşşâr, Ali b. Cafer Hadremî aracılığıyla Zürâre’den rivayet eder:Ebû Cafer [Muhammed Bakır aleyhisselâm]’a izzet ve celal sahibi Allah’ın*“Onlar kıyam(et) gününün kendilerine ansızın gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar?”*[Zuhruf Suresi, 66] ayetinin anlamını sordum.Buyurdu ki:“Kastedilen şey el-Kâim’in [Mehdi aleyhisselâm] zuhur zamanıdır ki onlara ansızın gelecektir.”Meclisî, Bihârü’l-Envâr, Beyrut, 1404, c.24, s.124.ŞURA SURESİ, 24. AYETTE GEÇEN “HAKKI SÖZLERİYLE GERÇEKLEŞTİRİR” İFADESİ HZ. MEHDİ’YE BAKMAKTADIR“Yoksa onlar: "Allah'a karşı yalan düzüp-uydurdu"mu diyorlar? Oysa eğer Allah dilerse senin de kalbini mühürler.*Allah, batılı yok edip-ortadan kaldırır*ve*Kendi kelimeleriyle hakkı hak olarak pekiştirir (gerçekleştirir).*Çünkü O, sinelerin özünde olanı bilendir.” [Şura Suresi, 24]Tefsirü’l-Kummî eserinden:Babam; İbn Ebû Necrân aracılığıyla Muhammed b. Müslim’den rivayet etti:Ebû Cafer [Muhammed Bakır aleyhisselâm] buyurdu ki:Ayette geçen [Şura Suresi, 24] “Allah batılı yok eder” demek ortadan kaldırır demektir.*“Hakkı sözleriyle gerçekleştirir” ile kastedilen ise Hz. Muhammed’in soyundan gelen el-Kâim [Mehdi aleyhisselâm]’dır.”Meclisî, Bihârü’l-Envâr, Beyrut, 1404, c.24, s.176.HAC SURESİ, 39 AYET VE MEHDİ AS.Babam; İbn Ebû Umeyr, İbn Muskân’dan naklen bana rivayet etti:Ebû Abdullah [Cafer Sâdık aleyhisselâm] “Haksızlığa uğratılarak kendilerine mücadele eden kimselerin karşı koyup mücadele etmesine izin verilmiştir. Allah onlara yardım etmeğe elbette Kadir’dir.” ayetiyle [Hac Suresi, 39] ilgili şöyle buyurdu:“Ayetteki yardım ve zaferden kasıt, el-Kâim [Mehdi aleyhisselâm]’dır.”Meclisî, Bihârü’l-Envâr, Beyrut, 1404, c.24, s.224.HZ. MEHDİ’NİN ZUHURU MUTLAK BİR KADERDİRMuhammed b. Cumhur ve es-Sükûnî’den rivayet edilir:Ebû Cafer [Muhammed Bakır aleyhisselâm] şöyle buyurdu:“Mutlak bir kadere göre,*ahir zamanda Süfyânî ve onun ashabı, yine Kelb kabilesinden otuz bin insan ortaya çıkmasıyla*Yusuf’un yılları kadar yıl azap, iftira, rezillik ve insanların hayvan şekline girmesi gerçekleşecektir.*Bu sırada el-Kâim [Mehdi aleyhisselâm] Mekke’de* zuhur edecek ve bu ümmetin Mehdî’si olacaktır.”*Mekke, şehir anlamındadır. Başka bir hadiste Peygamberimiz (sav)’e hangi şehir diye sorulduğunda “Konstantiniyye” cevabını vermiştir.Meclisî, Bihârü’l-Envâr, Beyrut, 1404, c.24, s.373.TEVBE SURESİ, 32. AYETTEKİ VAAT, HZ. MEHDİ (AS) ZUHUR EDİNCE GERÇEKLEŞECEKTİR"Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlayacaktır."Hz. İmam Sadık (a.s) Tevbe suresindeki 32. ayetle ilgili olarak şöyle buyurmuştur:"Allah'a andolsun ki bu ayette zikredilen vaat henüz gerçekleşmiş değildir. Kaim (kıyam edecek olan Hz. Mehdi) zuhur edinceye kadar da bu gerçekleşmeyecektir. Kaim zuhur ettiğinde onun kıyam ve zuhurundan rahatsızlık duymayacak olan hiçbir kâfir ve müşrik kalmayacaktır. "Kemal-üd Din ve Tamam-un Nimet, c.2, s.670.
 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

Muhammed b. Müslim’den rivayet eder:


Muhammed b. Abbas; Ali b. Abdullah b. Esed, İbrahim b. Muhammed, İsmail b. Beşşâr, Ali b. Cafer Hadremî aracılığıyla Zürâre’den rivayet eder?


Tefsirü’l-Kummî eserinden:Babam; İbn Ebû Necrân aracılığıyla Muhammed b. Müslim’den rivayet etti:


Babam; İbn Ebû Umeyr, İbn Muskân’dan naklen bana rivayet etti:


Cumhur ve es-Sükûnî’den rivayet edilir:


Merhaba.

Rivayet, rivayet, rivayet, rivayet, rivayet.
Gördüğünüz gibi yazdığınız yazının tamamı rivayetlerden ibaret.

Kuranımız' dan bir ayet söyleyin bakalım.
Kuran meydanda ve halen varlığını sürdürüyor.

Gerçek bir mümin;
Rivayetlerle, Hurafelerle, iş yapmaz.
Bilen var ise ayeti söyleyebilir.
Söyleyemiyorsa yoktur demektir.
Olmayan bir ayete kimse var diyemez.

İstiyorsan inanabilirsin. Kimse karışamaz.
Ama yaradan herşeyin bedeli olduğunu söylüyor.
Yani her fani kendi hesabını ödeyecek.

İslamda ruhban sınıfı yoktur.
Allah la istediğin gibi konuşabilir,
İstediğin gibi ibadet edebilirsin.
Aracı yoktur.

Yani :
Hoca efendi,
Hacı efendi,
Şeyh efendi,
Derviş efendi,
Tarikat çeşitleri,
YOKTUR.

(Peki günlük hayatımızdakiler sizce nedir?).

 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

Nasil yoktur?
ALLAH cc diyorki,

Birgun oyle bir millet gelecekki (cag) cobasiz koyunlar gibi kendi baslarina olacaklar.

ALLAH ile kul arasina elbette araci kimse giremez ama ALLAH vesile kilmistir herzaman. Sen birinden ogrenemden kendi basina herseyi ogrenebilir misin?
Kurani mealinden okudun diyelim hepsini anlayabildinmi analayabilecekmisin?
Bosuna hoca olmuyorlar.ozaman doktorada gitme. ALLAH sifa vermek isterse verir zaten istemezse dr yede gitsen baska yerede gitsen vermez. Biye ALLAHLA senin arana birini katiyorsunki?
Herdeyin bir ehli var.
Yetmrdigimiz yerde hocalar bize yol gosterici olur.
Tarikatta olur.
Simdi bana kalkipta tarikatlari hallerini goruyoruz deme... oistismar edenler kullananlar zaten ikiyuzlulerdir.
Gercek manasiyla tarikati yuruten isik tutan tarikatlarda var.
Bunlarin pesinden gitmek hic bir sakincasi olmadigi gibi faydasida vardir.

Hem yukarda ayetleride yaziyorguzel yerden cimbizkamissinda heodini okumadigin belli aralarinda hangi sure hangi ayette olduklari yaziyor.

Iste gerek duymadigin hocalar ayetleri bizim anlayacagimiz dilde ilmihal yapiyorlar.

Ister inanirsin ister inanmazsin o senin problemin kardesim.
 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

Ali imran suresi...

"Hani Allah, İsa'ya demişti ki: 'Ey İsa, doğrusu seni Ben vefat ettireceğim ve seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim.' "*(Al-i İmran, 3/55)
 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

İslam'ı sadece Kur'an'dan ibaret görene müslüman demek düşündürür.Zira Peygamber Efendimiz (S.A.V) hadis ve sünnetleriyle İslam'ı tamamlar.

Hz.Mehdi de hadislerle anlatılır.Eğer sadece Kur'an'a bakacak olsaydık namaz başta olmak üzere çoğu ibadetimizi tam olarak yapamazdık.

İslam Kur'an,sünnet ve hadislerle tam olarak kavranabilir.Ötesi olmaz.
 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

Bende gercekten bi cozum var sandim girdim konuya.
 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

O kadar önemli bunca müslümanın beklediği bir adamı Koskoca Kuran acık bir dille yazmamış...Hep hadis hep rivaet vs vs.. gecin bunları.
 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

Hadisleri reddetmek summe hasa ALLAH muhafaza peygamber efendimiz Muhammed Mustafa'yi s.a.v (peygamberlerimizi) reddetmek degil midir?
Sonucta peygamber(ler)imizin s.a.v soyledikleri hadistir.

Sizin bileceginiz is.... inanip inanmamak size kalmis ama kurani kerim mucezevi bir kitaptir. Bulundurdigu sayfa adetinden kat be kat fazlada anlatmak istedikleri vardir. Bunlari melaini omuyarak sen ve ben anlamayiz bunun icinde ilmi yuksek kisiler veya hocalar vardir simdiki devirde. Bundan oncede Peygamberler, evliyalar, halifeler varmis. Herzaman bir bas herzaman peşinden ngitmemiz gereken kisiler vardir olmalidir. Yoksa herkes kendine buyruk. Islami bilmeden yada kendince yanlis yorumlarayarak yasarlar.
Bu benim.kanaatim ve dusuncem...
 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

Hadisleri reddetmek summe hasa ALLAH muhafaza peygamber efendimiz Muhammed Mustafa'yi s.a.v (peygamberlerimizi) reddetmek degil midir?
Sonucta peygamber(ler)imizin s.a.v soyledikleri hadistir.


Bu benim.kanaatim ve dusuncem...


Merhaba.

Hiç kimse Ayetleri ve hadisleri reddetmiyor.( siz öyle anlıyorsunuz).


Hikayeler ve rivayetler bizim karşı çıktığımız.

Yaradan ; "" ben size şah damarınızdan daha yakınım"" Diyor.

Eee nerede senin hocan, hacın? .
Allahla senin arana girmeyi nasıl başaracak?.

Benim insanım bu hurafeler yüzünden yüzlerce yıldır bir abdest almayı öğrenemedi.

Kuranın ilk ayeti hala öğrenilemedi.
Yanlış diyorsan bu soruyu da cevaplamalısın.

İslam en gelişmiş,en ileri,en çağdaş, en çok bilime önem veren bir din.

Eee müslüman toplumlar nerede?.
Müslümanlardan daha perişan bir toplum var mı?.

Sen allahın verdiği aklı otlaması için çayıra sal, sonrada;
Şöyle böyle de.

Bu toplumun bütün çektikleri hocalardan, ve dini bilmemekten değil mi?.

"" Oku, Allahın adı ile oku "" diyen ayeti,
Okuma, diye, okuyanlar oldukça, kuran ilme karşı gösterildikçe, ve bunlara inanlar oldukça,
Bu müslümanların lüks ve safahat içinde yaşayışları devam edecektir.(Negatif yönde tabii)

Sen hiç hayatında; bir hocanın bilimi desteklediğini gördün mü?.(istisnalar hariç tabii)

Ben şahsen yaradanla arama hiç bir kimseyi koymam.
Ama, ülkemde koymayan insan çok nadirdir.

Bu ülkede herkes serbesttir.

İsteyen istediği gibi aracı kullanabilir allahla arasında.

İster hoca ,ister tarikat lideri, ister politikacı, ister bilmem ne efendileri koyar.

Koyar ve neticeyi öğrenir hesap saati geldiğinde.

Ben hiç kimseyi tanımam.
Sadece yaradana secde ederim.

Burası özgür ve demokrasi ile yönetilen bir ülke.

İsteyen istediğine de secde edebilir.
Karışmak bizim haddimiz değildir.

Hesap nasıl olsa şahsidir.
Kendisi ödeyecektir.
Biz sadece içi yanan bir mümin olarak uyarı yapabiliriz, o kadar.
Bu sizin içinde geçerlidir.

Ben hepinizi çok seviyorum. Allahın bizlere bahşettiği yürekten dolayı.
Ama bazen sizin adınıza da çok üzülüyorum.
Sizin yerinize de yanabilsem keşke diye..

Saygılar.


 
Son düzenleme:
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

Bosver dedigimi anlayacak oksan yukarda yazdiklarimi anlamis olman gerekliydi...
Amenna ALLAHIN sah damarindan daha yakin oldugu.
Ama bizimim ilmimiz herzaman yetmiyor. Bunuda biliyor olman gerek.
Neyse... bosver.
 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

Allah askıa bırakın hacıları hocaları niyetcileri ,Allah u teala peygamberi (S.A.V) aracıılıgıyla kitap indirmiş ona bakmayacazda. bu sözde hacıların hocaların şeyhlerin dervişlerin yazdıklarına söylediklerine ve birtakım uydurdukları şeyleri hadis-i şerif diye müslümanlara kakaladıkları şeyleremi bakacaz...

"ıkra' bismi rabbikelleziy halak"

Rabbimn diyor ki "Oku yararan rabbinin adıyla oku "

sözde şeyhlerde diyor ki bak biizim kitaplarımız var rivayetlerimiz var risalelerimiz ar onları oku

hadi canım yaa
 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

Haacilaro hocalari neden bosveriyoruz onu anlamadim. Camiye gittiginde neden ozaman uydum imama diye niyet ediyorsun? Mubarek bir gunde neden camilere kosturuyoruz guzel bir dua almak icin.
Dinle ilgili kafamiza birsey takildiginda neden hocalara soruyoruz?
Ozaman camide imamlarin arkasinda durmayin kendi basiniza kilin namazi.
Cok ilginc geldi bana dediginiz. Herseyin bir ehli var.
Normal doktorla profosor aynimi?

1 yil calisan biri ile 10 yil calisan biri ayni deneyimde olur mu?
 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

benim kasttetiklerim ile camide bize namaz kıldıran imamı bir tuttuysan zaten söylenecek bişey yok.. saygılar
 
---> Filistin ve İsrail Arasında Yaşanan Sorunların çözümü

Bazı hadisler vardır ve kaynakları çok sağlamdır ki bunları diyanet bile diyaneti geçtim tüm İslam alemi onaylıyor.Şimdi çıkıp bunları inkar edenlerin kıyamet alameti olan sahte hocalardan farkı yok.

Ve gerçekten Hak yolunda olan hocalar hakkında bu denli ağır konuşanlardan elbet bunların hesabı Mahkeme-i Kübra'da sorulacaktır.Allah'ın adaleti şaşmaz.

Her defasında Allah'ın bize verdiği emanetleri kullanamadığımızı iddia edenler biraz da bunları düşünsünler.

 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
Geri
Üst