Fıkra Arşivi

Deve
Birgün adamın biri çölde giderken devesini kaybediyor. Adam perişan ve susuz bir biçimde ilerlerken bir galeri görüyor. Galeriye gidiyor içeride bir sürü devenin olduğunu görüyor ve galeri sahibinden kaliteli bir deve istiyor. Deveyi alıp galeriden çıkarken adamın aklına bir şey geliyor ve sahibine dönerek soruyor :
-Bu deve nasıl gider?, diyor. Sahibi cevaplıyor :
-Oh bee deyince gider, diyor. Alıcı :
-Peki nasıl duruyor, diye soruyor. Sahibide .
-Allahım sen beni kurtar deyince duruyor, diyor. Adam deveyi alarak galeriden çıkıyor.
-Oh bee diyerek, yola koyuluyor. Belli bir süre gittikten sonra adam ilerde bir uçurum görüyor ve deveyi nasıl durduracağını unutuyor. Deve tam uçurumun kenarına geldiğinde son anda adam :
-Allahım sen beni kurtar, diyor. Deve zınk diye duruyor. Ve arkasından adam :
-Oh bee, diyor.
 
Şarkı Türkü Söyledik...
Birgün üç dilsiz adam karşılaşıyorlar. İşaretlerle birbirine merhaba diyorlar! Adamın birisi :
-Hayrola çok yorgun görünüyorsunuz? diye işaretle sorar. Öbür ikisi :
-Ellerimiz ağrıyor, dün sabaha kadar şarkı
- türkü söyledik işaretle demişler
 
Sineğinizin Nesi Var?
Adamın biri eczanaye gidip :
-Lütfen bana sinek ilacı verir misiniz?, demiş. Eczacıda :
-Sineğinizin nesi var?, demiş.

__________________
 
Köpeğin Çanağı
Adamın biri yabancı bir şehirde, bir evin kapısını çalarak şu ricada bulunur :
-Pek susadım, buralarda su bulamadım, lütfen bana bir bardak su verir misiniz? Kapıyı açan çocuk, adamın yüzüne bakarak, kısa bir tereddütten sonra :
-İstersen ayran getireyim, der. Adam bu teklifi teşekkürle kabul ettikten az sonra, çocuk bir çanak ayran getirir. Adam ayranı içtikten sonra çocuk :
-İstersen daha getireyim, der.
-Zahmet olur yavrum. -Hayır, zaten bu ayranın içine fare düştüğü için nasıl olsa dökecektik! Bunun üzerine, adam iğrenerek, elindeki ayran çanağını hiddetle yere atıp parçalayınca, çocuk feryadı koparır :
-Anne, kapıdaki adam köpeğin çanağını kırdı!
 
Önce Benim Köpeği Bırak
Adamın biri şehir dışında yürürken, koca bir koyun sürüsünü güden bir çobana rastlamış, demiş ki çobana :
-Seninle bir iddiaya girelim. Ben sürüde kaç koyun olduğunu bilirsem bana bir koyun vereceksin. Eger bilemezsem ben sana 100 milyon vereceğim. Düşünmüs çoban, sürü çok kalabalik...
-Tamam! demiş. Söyle bakalım kaç koyun var?
-973! demiş adam. Bunun üzerine çoban :
-Ben sözümün eriyim. Sürüden bir koyun alabilirsin. Adam bir koyun alıp yürümeye başlamışken, çoban seslenmis arkasından :
-Heyyy, baksana! Sana bir önerim var.
-Neymiş?
-Şimdi ben senin mesleğini tahmin edeyim. Eğer bilemezsem sana iki koyun. Ama bilirsem, aldığını bırakacaksın, tamam mı? Bu kez adam düşünmüş, düşünmüş...
-Tamam! demiş. Söyle bakalım nedir benim mesleğim?
-Sen ya ekonomist ya da resmi danışmansın. Adam şaşırmış.
-Doğru yav. Ama söyle, nasıl bildin bunu? Adam :
-Söyleyeceğim. Söyleceğim de, önce köpeğimi yere bırak!, demiş.
 
Allah Cezasını Versin !
Adam işten eve gelir tam yatacak boşluktan bir ses :
-İşinden ayrıl, evini arabanı sat ve Lasvegasa git. Adam umursamaz tabi.Fakat bir ay boyunca hep aynı hikaye adam eve gelir tam yatacak : -İsinden ayrıl evini arabani sat Lasvegasa git. Adam sonunda bunda birşey var deyip ertesi gun işinden ayrılır en kısa yoldan evi ve arabayı satıp Lasvegasa gider bir otele yerleşir. Gece olur gene o ses :
-Paraları al ve kumar salonuna in! Adam apar topar giyinir salona iner aynı ses :
-Rulet masasına git! Adam gider, bir yandan da sesi beklemektedir ses gelir :
-Tüm parayı kırmızı 17 ye yatır. Adam heyecanla yatırır tüm parayı rulet döner döner durur, bilye dönmeye devam eder ve 21 de durur ve ses devam eder :
-Tüh allah cezanı versin
 
Kimse Oturmuyordu ki...
Seyahatten dönen adam arkadaşına yakınıyordu :
-Birader perişan oldum, felaket bir tren yolculuğu geçirdim. Arkadaşı merakla...
-Hayrola ne oldu? -Trende yerim tersti başım döndü, midem bulandı, yahu.
-Aman be kardeşim, insan karşısındakine rica edip yer değiştirir...
-Benim de aklıma geldi gelmesine ama karşımda kimse oturmuyordu ki!...
 
Mola Bitti
Adamın biri hayatı boyunca küfür etmiş. Sonunda adam ölmüş. Adamı cezalandırmak için cehennemin ceza odalarında zebaniler tarafından dolandırılıp sorular soruyorlarmış 1. odada yanan insanlar 2. odada kesilenler ... devam ederken bizimki korkmuş hiç birini istememiş. En son odada ise yarı beline kadar pisliğe batmış insanlar ve ağızlarında birer sigara cezalarını çekiyorlarmış. Bizimki hemen atlamış :
-İşte işte beni buraya koyun. Cezamı çekerim, demiş. Neyse aradan 15 dakika geçtikten sonra zebaniler gelmiş. Ve :
-Tamam artık dinlendiniz yeter. Şimdi amuda kalkın, demiş.
 
Yol Kaç Şeritli Olsun?
Adamın biri birgün yolda giderken Alaaddinin lambasını bulmuş. Lambayı okşamış ve içinden cin çıkmış :
-Dile benden ne dilersen, demiş. Adam da :
-Ya cin ben Kıbrısı çok merak ediyorum, ama ne uçağa, ne de gemiye binebiliyorum. Bana oraya bir köprü yol yapsana, demiş. Cin de :
-Ya kardeşim senin işin gücün yok mu? Şimdi yol yapmak için oraya bir sürü asfalt, iş makinalari demir, çelik halat falan filan lazım şimdi onunla kim uğraşacak sen başka birşey iste, demiş. Adam da :
-O zaman bana kadınları nasıl anlayacağımı söyle, demiş. Cinde adama demiş ki :
-Ya senin şu yol kaç şeritli olsun.
 
Klasik Laflar
Kulakları duymayan bir adam hastanede yatan bir arkadaşını ziyarete gitmek istemiş.Düşünmüş ben ne sorarım, o ne cevap verir, diye. Klasik cevaplara göre konuşmayı tasarlamış, cümlelerini zihninde hazırlamış."Nasılsınız" derim, o da "İyiyim" der.Bende, "Oooh ne güzel" der, devam ederim.Hastaneye gidip arkadaşının başucuna varmış.
-Nasılsın, iyi misin?
-Ölüyorum.
-Oooh, ooh ne iyi.Ne ilaç veriyorlar?
-Zehir. -O ilaç çok iyidir.Doktorun kim?
-Azrail.
-Onun üstüne doktor tanımam
 
Önde Yer Var mı?
Sol gözü takma olan adam otobüse binmişti.Otobüs kalabalık hava sıcaktı.Bir süre sonra sıcaktan bunalan, terleyen ve canı sıkılan adam, takma gözünü çıkardı, havaya atıp tutmaya başladı. Durumun biraz sonra farkına varan yanında oturanlar dehşetle irkildiler :
-Ne oluyor yahu!...
Adam gayet sakin gözü atıp tutmaya devam ederek cevap verdi :
-Hiç, burada canım sıkıldı da ön taraflarda yer var mı diye bakıyordum!...
 
Osmanlı Donanması
Osmanlı zamanında, Bizans donanması ile Osmanlı donanması savaşacaklar. Bizans 10 gemilik muhteşem bir donanma hazırlar ve denize açılır. Donanmanın başında Andropolos vardır. Andropolos en öndeki geminin burcunda elleri göğsünde heybetli bir heykel gibi durmaktadır ve hemen arkasında yaverleri vardır. Hep birlikte Osmanlı donanmasını beklemektedirler. Yukarıdan gözcü bağırır:
"Komutanım, Osmanlı donanması 3 gemiyle göründü".
Komutan yaverine döner ve:
"Bana kırmızı gömleğimi getirin eğer savaşta yaralanırsam kanım belli olup da askerlerin morali bozulmasın."der.
Hemen kırmızı gömleği giyer ve aynı ihtişamıyle yerinde durur. Gözcü yine bağırır:
"Komutanım, o 3 geminin ardından 30 gemi daha göründü."
Andropolos tekrar yaverine döner ve hafifce mirildanir :
"Bana kahverengi pantolonumu getirin."
 
Nereye?
Kadının birinin gördüğü her rüya gerceğe dönüşüyormuş. Kadının oğlu ise hava kuvvetlerindeymiş. Kadın ölmeden bir hafta önce rüyasında oğlunun uçaktan atladıktan sonra paraşütünün açılmadığını görüyor. Bunu oğluna ölmeden önce anlatıyor ve kadın ölüyor. Kadının oğlu haftalar sonra tatpikata gidiyor havada bütün askerler atlıyor bizim asker korkudan atlayamıyor. Komutan askere neden atlamıyorsun diye sorduğunda ise durumu anlatıyor. Komutan ise gülerek oğlum bu paraşütler test edildi istersen gel benimkiyle değiştirelim. Tamam dedi asker ve asker komutanın paraşütüyle atladı. Askerin paraşütü açıldı asker yavaş yavaş yere süzülürken paraşütü açılmayan komutan önünde hızla aşağı doğru düşerken asker bağırır:
- Komutanım nereye? Komutan yanıt verir:
- Ananın yanına...
 
Firar
Kore de Türk Tugayından iki Anadolulu asker biraz gezmek için firar ederler. Sehirde bir aşağı bir yukarı dolaşırken, inzibat subayı bunları yakalar ve sorar :
- Hani sizin izin kağıtlarınız? Erler subayı atlatırız umuduyla :
- Biz Amerikalıyız, diye cevap verirler. Subay durumu anlar, ama hiç bozuntuya vermez :
- Amerikanın neresindensiniz? diye sorunca :
- İçindenik kumandanım!...diye yanıt verirler
 
Askerler Ölmez!
Albay askerlerin içki içmelerine engel olmak için kantinin duvarına bir yazı asmıştır.Yazıda : -İçki öldürür, diye yazıyordur. Ertesi gün oradan geçen albay ne görsün? Biri yazının altına şunları ilave etmemiş mi :
- Askerler ölmez!
 
Tokat
2. dünya savaşı sırasında, bir tren kompartımanında bir nazi subayı, bir yaşlı kadın bir delikanlı ve birde genç kız bir arada yolculuk etmektedirler. Tren bir süre sonra tünele girer. Bir öpücük sesi ve ardından da bir tokat sesi yükselir. Yaşlı kadın şöyle düşünür : -Zamane gençleri işte. Kızı oğlan öptü ama tokadı da yedi. Genç kız şöyle düşünür : -***** oğlan, benim yerime yaşlı kadını öptü ama tokadı da yedi. Nazi subayı şöyle düşünür : -İşe bak yahu, oğlan kızı öptü, tokadı ben yedim. Delikanlı ise şöyle düşünür. -Oh bee, elimin tersini öpüp şu nazi bozuntusuna ne güzel tokat attım.
 
Emir Erim
İki komutan aralarında konuşmaktadırlar, senin emir erin mi akıllı benim emirerim mi akıllı. Sonunda test etmeye karar verirler. 1. Komutan : -Oğlum Memet gel buraya. Mehmet : -Emret Komutanım. 1. Komutan : -Oğlum al şu 100.000 TL. yi pazardan 3 kilo elma, 4 kilo portakal, 2 kilo domates, 4 ekmek al ve eve yenğene teslim et, paranın üstünüde bana getir. Mehmet : -Emredersin Komutanım, der ve çıkar. 2. Komutan : -Oğlum Hasan gel buraya. Hasan : -Emret Komutanım. 2. Komutan : -Oğlum git bak bakayım ben askeri gazinodamıyım değilmiyim, orada isem kumar oynuyormuyum oynamıyormuyum, oynuyorsan kardamıyım zarardamıyım öğren de gel evladım. Hasan : -Emredersin Komutanım, der ve o da dışarı çıkar bakar Mehmet dışarda sinirli sinirli volta atmaktadır. Hasan : -Hayrola Mehmet? Mehmet : -Bizim komutan bana 100.000 TL verdi, pazardan 3 kilo elma, 4 kilo portakal, 2 kilo domates, 4 ekmek al ve eve yengene teslim et, paranın üstünü de bana getir, dedi. Yahu bu adam taş devrindemi yaşıyor yahu bu devirde 100.000 lirayı dilenciye versen sana küfür ediyor yahu. Hasan : -Yahu oda birşeymi ya bizim komutana ne demeli, bak bana ne emir verdi "Oğlum git bak bakayım ben askeri gazinodamıyım değilmiyim, orada isem kumar oynuyormuyum oynamıyormuyum, oynuyorsan kardamıyım zarardamıyım öğrende gel" yahu bu adamın her tarafı komutan olsa ne olur, sen artık komutansın yahu insan biraz düşünür, o kadar yıl okumuşsun insan biraz kafasıı kullanır bana neden böyle bir emir veriyorsun, elinin altında telefon var aç gazinoya sor beni neden boşu boşuna oraya kadar yoruyorsun değilmi ya...
 
Firar
Kore de Türk Tugayından iki Anadolu lu asker biraz gezmek için firar ederler. Sehirde bir asagi bir yukari dolasirken, inzibat subayi bunlari yakalar ve sorar :
- Hani sizin izin kagitlariniz? Erler subayi atlatiriz umuduyla :
- Biz Amerikaliyiz, diye cevap verirler. Subay durumu anlar, ama hiç bozuntuya vermez :
- Amerikanin neresindensiniz? diye sorunca :
- Içindenik kumandanim!...diye yanit verirler...
 
Son İstek
Gardiyan ile idama mahkum bir tutuklu konusuyorlardi. Gardiyan :
- Bunca ay dost geçindik seninle, dedi. Sen de giderayak bir iyilik yap bana.
- Ne gibi?
- Idam sehpasinin yanina gelince savci sana son arzun nedir diye soracak. Sen debeni gösterip, sesini de yükselterek su gardiyanin ayliginin arttirilmasini istiyorum dersin...
 
Askerin biri bir bakışta herkesin boyunun ölçüsünü tam olarak doğru söylüyormuş ve arkadaslari buna çok şaşırıyorlarmış.
Bir gün bunu komutana götürmüsler ve olan biteni anlatmislar. Komutan inanmamış ve :
- Söyle bakalım benim boyumun ölçüsü kaç?
Asker aşagıdan yukariya komutani süzmüş ve :
- 1.75 efendim, demiş.
- Doğru hayret nasıl bildin?
Asker :
- Bilirim tabi efendim ben kereste uzmanıyım...
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst