Çatılmadan yerin göğün binası
Muallâkta iki nura düş oldum
Birisi Muhammed birisi Ali
Lahmike lahmi de bire düş oldum
Muallâkta iki nura düş oldum
Birisi Muhammed birisi Ali
Lahmike lahmi de bire düş oldum
Ezdi aşkın şerbetini hoş etti
Birisi doldurdu biri nuş etti
İkisi bir derya olup cuş etti
Lâl ü mercan inci düre düş oldum
Birisi doldurdu biri nuş etti
İkisi bir derya olup cuş etti
Lâl ü mercan inci düre düş oldum
Ol derya yüzünde gezdim bir zaman
Yoruldu kanadım dedim elaman
Erişti carıma bir ulu sultan
Şehinşah bakışlı ere düş oldum
Yoruldu kanadım dedim elaman
Erişti carıma bir ulu sultan
Şehinşah bakışlı ere düş oldum
Açtı nikabını ol ulu sultan
Yüzünde yeşil ben göründü nişan
Kaf u nun suresin okudum o an
Arş-Kürs binasında yâre düş oldum
Yüzünde yeşil ben göründü nişan
Kaf u nun suresin okudum o an
Arş-Kürs binasında yâre düş oldum
Ben Âdemden evvel çok geldim gittim
Yağmur olup yağdım ot olup bittim
Bülbül olup Firdevs bağında öttüm
Bir zaman gül için hara düş oldum
Yağmur olup yağdım ot olup bittim
Bülbül olup Firdevs bağında öttüm
Bir zaman gül için hara düş oldum
Âdem ile balçık olup ezildim
Bir noktada dört hurufa yazıldım
Âdeme can olup Site süzüldüm
Muhabbet şehrinde kâra düş oldum
Bir noktada dört hurufa yazıldım
Âdeme can olup Site süzüldüm
Muhabbet şehrinde kâra düş oldum
Mecnun olup Leyla için dolandım
Buldum mahbubumu inandım kandım
Gılmanlar elinden hulle donandım
Dostun visalinde nâra düş oldum
Buldum mahbubumu inandım kandım
Gılmanlar elinden hulle donandım
Dostun visalinde nâra düş oldum
On dört yıl dolandım Pervanelikte
Sıtkı ismin buldum divanelikte
Sundular aşk meyin mestanelikte
Kırkların ceminde dara düş oldum
Sıtkı ismin buldum divanelikte
Sundular aşk meyin mestanelikte
Kırkların ceminde dara düş oldum
SITKIyam çok şükür didare erdim
Aşkın pazarında hak yola girdim
Gerçek âşıklara çok meta verdim
Şimdi Hacı Bektaş Pire düş oldum
Aşkın pazarında hak yola girdim
Gerçek âşıklara çok meta verdim
Şimdi Hacı Bektaş Pire düş oldum
Sıdkı Baba
PERVANE AŞIK HAKKI PERVANE- SIDKİ
Aşık Pervane, 1863 yılında Tarsus Yenice köyünde dünyaya gelmiştir. Asıl adı Zeynel Abidindir. Aşık Hakkı Pervane olarak da tanınır. Anadoluyu dolaşmış, bir ara Hacıbektaşta Çelebi Cemalettinin katipliğini yapmıştır. 1928 yılında Merzifonda vefat etmiştir. Babasının adı Mehmet'tir. [FONT=Arial,Helvetica,Geneva,Sans-serif,sans-serif]Mısır Valisi Kavalali Mehmet Ali Pasa Osmanlı devletine bas kaldırmış, Kütahya'ya kadar gelen orduları yenilgiye uğrayınca, Mısır'a geri dönerken, yol boyu orduya elverişli gençleri toplayarak zorla Mısır'a götürmüşlerdir. Bunların arasında Mehmet de vardır.[/FONT]
[FONT=Arial,Helvetica,Geneva,Sans-serif,sans-serif]Mehmet Mısır'a vardıktan bir müddet sonra bir arkadaşıyla kaçmayı başararak köyüne döner ve Eseli adında bir kızla evlenir. Bu evlilikten Ahmet ve Zeynel Abidin adında iki oğlu olur. İki kardeş köy medresesinde okuyup yazmayı öğrenirler. Zeynel Abidin saz çalmayı da öğrenir ve (Pervane) mahlasıyla deyişler söylemeye baslar. Altı yasında deyiş söylediği rivayet edilmiştir. Mehmet'in erken ölümü ile çocuklar yetim kalırlar.
[FONT=Arial,Helvetica,Geneva,Sans-serif,sans-serif]Zeynel Abidin'in adi artik Pervane'dir. Pervane on iki yaşına geldiğinde ününü duyduğu Hacıbektaş Dergahına gitmeyi arzular, annesinden izin ister. Annesi çocukluğunu bahane ederek izin vermez, biraz daha büyü de sonra gidersin der. Fakat Pervane aklına koyduğu için bir gün habersizce kaçar, farkına varan annesi arkasından atlı göndererek yoldan geri çevirtir. Pervane bir müddet sonra tekrar kaçar ve bu sefer planını uygulamayı ve Hacıbektaş'a ulasmayi başarır.
[FONT=Arial,Helvetica,Geneva,Sans-serif,sans-serif]Pervane 1293 yılında dergaha gittiğini ve o zaman on iki yasında olduğunu deyişlerinde tekrarlamaktadır. Buna göre doğum yılı 1281 miladi 1865'tir.