nones
Bayan Üye
Düşünce çok etkili bir güçtür. Eğer kişiler her günkü düşünce kalıplarını kontrol etmek için çaba harcamazlarsa yaşamlarında olumsuz birçok olay yaşayabilirler. Kişiler negatif düşünce stillerini değiştirerek bilinçaltlarına pozitif düşünce tohumlarını ektiklerinde yaşamlarında olumlu yönde çok büyük değişiklikler olmaktadır.
İnsanlar düşünerek inandıkları, imgeledikleri ve olacağına kesin gözüyle baktıkları şeyleri mutlaka yaşarlar. Düşünce yaşamımızı yöneten farkında olmadığımız en önemli unsurdur. Düşünce hızlı ve kolayca değişebilen,hafif ve ince bir enerji biçimidir. Enerjiler, kendilerine benzer nitelik ve titreşime sahip enerjileri çekme eğilimindedirler. Bu nedenle düşünce ve duygular da benzer yapıdaki enerjileri kendilerine çekerler. Sıklıkla ‘Düşündüğüm, korktuğum başıma geldi’ deriz veya az önce düşündüğümüz kişi bizi telefonla arar.
Bir şeyi önce düşünce şeklinde yaratırız. Fikir bir proje gibi zihnimizde programlanıp, yaratılır. Bir düşünceyi alıp onu zihinde tutmak da bir enerjidir ve bu enerji, bu düşünce modelini kendine çekerek, onu maddi düzlemde yaratmaya çalışacaktır. Örneğin her an hasta olacağınızı düşünürseniz mutlaka sonunda hasta olursunuz. Eğer kendinizi beğenir ve güzel olduğunuzu düşünürseniz bir süre sonra gerçekten de güzelleşirsiniz.
Etki – tepki yasasına göre evrene ne gönderirseniz bu size geri yansıyacaktır.
‘Ne ekerseniz onu biçersiniz.’
Kısacası, yaşamda, en derin biçimde inandığımız, sıklıkla düşündüğümüz ve beklediğimiz, hayalimizde canlandırdığımız şeyleri tıpkı bir mıknatıs gibi çekeriz. Eğer düşüncelerimiz olumsuz, duygularımız güvensiz, korku ve endişe doluysa, olmasından korktuğumuz durumları, karşılaşmaktan kaçındığımız kişileri kendimize çekeriz. Ne var ki, eğer temelde yaklaşımlarımız olumluysa, beklentilerimiz ve düşüncelerimiz mutluluk ve ışıkla doluysa, düşlerimiz, hayallerimiz pozitifse, karşılaştığımız olaylar, durumlar ve kişiler bize mutluluk vereceklerdir. Demek ki, kurduğumuz düşlere, bizleri yöneten düşüncelere yüklediğimiz pozitif veya negatif enerji, aynı biçimde geri dönecektir.
Bilinçaltının Önemi
Bilinç düşüncenin farkındalık içinde kullanımıdır. Bir başka deyişle uyanıkken işlev görür. Oysa düşüncenin bilinçaltı bölümünün işlevi, uyurken de kısacası hiç kesilmeksizin sürer. Bilinçaltının bir görevi de beden fonksiyonlarını düzenlemektir. Bedenimizi bilinçli düşünceden rahat bıraktığımızda, bilinçaltımız hemen devreye girer. Çünkü bedeni kusursuzca yönetebilmek için neler yapması gerektiğini bilir. Öyleyse diyebiliriz ki, arı ve temiz bir bilinçaltının önemi, her şeyden önce bedenimiz için çok büyüktür. Bilinçaltını tanımak ve onu istediğimiz biçimde kullanmak aslında kolaydır. Bilinçaltına ilettiğimiz her düşünce, ona yüklediğimiz her duygu ve öneri, uygulanır. Durum böyleyken, neden çoğu zaman mutsuzuz peki? Çünkü, bilinçaltını, o büyük gücü yararlı biçimde kullanmayı bilmiyoruz. Unutmayalım: Yönetimi yürürlüğe koyan bilinçtir. Bilinç yaşama ilişkin kararlarımızı alan ve bilinçaltına emir veren güçtür. Bilinçaltı bir anlamda,bilinçli biçimde tasarlanıp planlanan bir değer olarak varlığını sürdürür. O halde seçimlerimizi akıllıca yapmak zorundayız. Bu seçimleri yaparken, karar vermek çok önemlidir. Çünkü yanlış bir karar sonucunda,bilinçaltına zararlı bir emir vermiş oluruz. Bu emirle başarısızlığı ve mutsuzluğu, hatta sağlığımızı yitirmeyi seçmiş oluruz. Öyleyse, yaşamımız kararlarımıza ve seçimlerimize bağlıdır.
Zenginlik ve bolluk mu istiyorsunuz?
Kim istemez ki bunları… Elde etmek kolay. Bilinçaltını temizlemek, doğru onaylamalarla zenginliğe veya başka bir amacınıza ulaşmak, yapılması gereken yalnızca bu…
Huzur ve sağlık mı istiyorsunuz?
Önce gevşeyin. Gergin yatarsanız, gergin uyursunuz. Sanki kol saatinizi çıkarıyormuş gibi tüm sıkıntılı düşüncelerinizi, gün içinde yaşadığınız olumsuz durumları, çıkarıp bir kenara koyun. Şimdi kendinize zaman ayırmanın vakti geldi. Şımartın kendinizi,siz çok değerlisiniz. Rahatlama zihinsel dengeyle başlar. Dengeli insan sağlıklıdır. Dengeli insanın yaşamla uyuşmazlığı yoktur. İçsel denge bir başkası tarafından sağlanacak bir şey değildir. O sizin içinizde zaten. Gün boyunca kendi kendinize, fırsat buldukça ‘Huzurluyum’, ‘Sağlıklıyım’, ‘Mutluyum’ demek dengeyi kurmanıza yardımcı olacaktır. Dengeli bir gün, dengeli bir geceyi ardından getirecek, denge ve huzur sizi sağlıklı yapacak…Düşüncelerimize göre yaşadığımızı unutmayalım…
Kendini Yönetmenin Yöntemi
Her şey ‘bir’ dir. Bu tümceden hareketle, diyebiliriz ki,düşünce ve madde birdir.
Çünkü, her şey görünen ve görünmeyen enerjiden oluşur. Öyleyse içsel ve dışsal görüntü de aynı olacaktır.
Düşüncelerimizi yönetmeliyiz. Onları başıboş bırakırsak, geminden kurtulmuş atlar gibi boşanırlar ve içinde bulunduğumuz arabayı uçuruma sürüklerler. Bir başka deyişle, kendimizi yönetmeyi yaşam tarzı olarak benimsemeliyiz. Yaşadıklarımızı değiştirerek, istediklerimizi yaşayacak güce sahibiz. Bu güç düşünceleri yönetmekten geçer.
Peki bunu nasıl yapacağız?
Direktif ve onaylamalarla ,direktiflerimizin yerine gelmesi için ‘şimdi’ sözcüğünü kullanmalıyız. Eğer, arzularımızın, dileklerimizin, beklentilerimizin gerçekleşmesi için uzun zaman gerektiğini düşünürsek, bunu böylece programlamış oluruz. Oysa ki, zaman bizim yarattığımız bir kavramdır. Düşünceler ve bilinçaltı zamandan ve mekandan bağımsızdır.
Öyleyse arzularımızı ertelemeyelim. Yapmamız gereken bu ertelememe işlemi size olanaksız gözükebilir. Öncelikle düşüncelerimizden ‘olanaksız’ sözcüğünü çıkarmamız gerek. Amaçlarımızı belirlemek ve hedefe doğru ilerlemek bir sonraki aşamayı oluşturur.
Önce inanın
.Kendiniz için ideal olan düşünsel imgeyi bulun. Bu imgeyi en ince ayrıntısına kadar hayalinizde canlandırın.
.Arzuladığınız hedef için elbette çalışmak gerekir. Çaba göstermeden imgeleme çok işe yaramaz.
.Düşüncelerinizi ve hedeflerinizi herkesle paylaşmayın. Belki sizi ilerlediğiniz yoldan geri çevirmek isteyenler çıkabilir.
.Çabaladığınız yolda esnek olun,gerekirse planlarınızı değiştirin.
.Hedefleriniz üzerine yoğunlaşın. Arzularınızı yazın, onlara olumlu enerji yükleyin. Olumlu onaylamalarla bunu destekleyin. O mutlaka sizin olacak, çünkü bunun için çalışıyorsunuz ve elde edeceğinize inanıyorsunuz. Hedefinize ulaşamayacağınızı bir an bile düşünmeyin. Siz bir avcısınız, hedefinizse avınız, avınızdan gözünüzü ayırmayın.
Gerekli Onaylamalara Birkaç Örnek
.Kendimi olduğum gibi seviyor ve onaylıyorum.
.Ben güzelim ve sevgiyi hakkediyorum.
.Mutluyum ve başarıya hazırım.
.Yetenekliyim, deneyimlerimi başka insanlarla paylaşıyorum.
.Tüm çevremle uyum ve denge içindeyim.
.Hayatta emin adımlarla ilerliyorum.
.Doğru zamanda ve doğru yerdeyim.
.Yaşamla bütünleştim,bolluk ve huzur içindeyim.
.Tüm düşlerim birbiri ardına gerçekleşiyor.
.Zengin olmaya ve bolluk içinde yaşamaya hazırım.
.Sağlıklıyım.
.Geçmişimi sevgiyle affediyorum.
.Hayatla derin bir uyum içindeyim
İnsanlar düşünerek inandıkları, imgeledikleri ve olacağına kesin gözüyle baktıkları şeyleri mutlaka yaşarlar. Düşünce yaşamımızı yöneten farkında olmadığımız en önemli unsurdur. Düşünce hızlı ve kolayca değişebilen,hafif ve ince bir enerji biçimidir. Enerjiler, kendilerine benzer nitelik ve titreşime sahip enerjileri çekme eğilimindedirler. Bu nedenle düşünce ve duygular da benzer yapıdaki enerjileri kendilerine çekerler. Sıklıkla ‘Düşündüğüm, korktuğum başıma geldi’ deriz veya az önce düşündüğümüz kişi bizi telefonla arar.
Bir şeyi önce düşünce şeklinde yaratırız. Fikir bir proje gibi zihnimizde programlanıp, yaratılır. Bir düşünceyi alıp onu zihinde tutmak da bir enerjidir ve bu enerji, bu düşünce modelini kendine çekerek, onu maddi düzlemde yaratmaya çalışacaktır. Örneğin her an hasta olacağınızı düşünürseniz mutlaka sonunda hasta olursunuz. Eğer kendinizi beğenir ve güzel olduğunuzu düşünürseniz bir süre sonra gerçekten de güzelleşirsiniz.
Etki – tepki yasasına göre evrene ne gönderirseniz bu size geri yansıyacaktır.
‘Ne ekerseniz onu biçersiniz.’
Kısacası, yaşamda, en derin biçimde inandığımız, sıklıkla düşündüğümüz ve beklediğimiz, hayalimizde canlandırdığımız şeyleri tıpkı bir mıknatıs gibi çekeriz. Eğer düşüncelerimiz olumsuz, duygularımız güvensiz, korku ve endişe doluysa, olmasından korktuğumuz durumları, karşılaşmaktan kaçındığımız kişileri kendimize çekeriz. Ne var ki, eğer temelde yaklaşımlarımız olumluysa, beklentilerimiz ve düşüncelerimiz mutluluk ve ışıkla doluysa, düşlerimiz, hayallerimiz pozitifse, karşılaştığımız olaylar, durumlar ve kişiler bize mutluluk vereceklerdir. Demek ki, kurduğumuz düşlere, bizleri yöneten düşüncelere yüklediğimiz pozitif veya negatif enerji, aynı biçimde geri dönecektir.
Bilinçaltının Önemi
Bilinç düşüncenin farkındalık içinde kullanımıdır. Bir başka deyişle uyanıkken işlev görür. Oysa düşüncenin bilinçaltı bölümünün işlevi, uyurken de kısacası hiç kesilmeksizin sürer. Bilinçaltının bir görevi de beden fonksiyonlarını düzenlemektir. Bedenimizi bilinçli düşünceden rahat bıraktığımızda, bilinçaltımız hemen devreye girer. Çünkü bedeni kusursuzca yönetebilmek için neler yapması gerektiğini bilir. Öyleyse diyebiliriz ki, arı ve temiz bir bilinçaltının önemi, her şeyden önce bedenimiz için çok büyüktür. Bilinçaltını tanımak ve onu istediğimiz biçimde kullanmak aslında kolaydır. Bilinçaltına ilettiğimiz her düşünce, ona yüklediğimiz her duygu ve öneri, uygulanır. Durum böyleyken, neden çoğu zaman mutsuzuz peki? Çünkü, bilinçaltını, o büyük gücü yararlı biçimde kullanmayı bilmiyoruz. Unutmayalım: Yönetimi yürürlüğe koyan bilinçtir. Bilinç yaşama ilişkin kararlarımızı alan ve bilinçaltına emir veren güçtür. Bilinçaltı bir anlamda,bilinçli biçimde tasarlanıp planlanan bir değer olarak varlığını sürdürür. O halde seçimlerimizi akıllıca yapmak zorundayız. Bu seçimleri yaparken, karar vermek çok önemlidir. Çünkü yanlış bir karar sonucunda,bilinçaltına zararlı bir emir vermiş oluruz. Bu emirle başarısızlığı ve mutsuzluğu, hatta sağlığımızı yitirmeyi seçmiş oluruz. Öyleyse, yaşamımız kararlarımıza ve seçimlerimize bağlıdır.
Zenginlik ve bolluk mu istiyorsunuz?
Kim istemez ki bunları… Elde etmek kolay. Bilinçaltını temizlemek, doğru onaylamalarla zenginliğe veya başka bir amacınıza ulaşmak, yapılması gereken yalnızca bu…
Huzur ve sağlık mı istiyorsunuz?
Önce gevşeyin. Gergin yatarsanız, gergin uyursunuz. Sanki kol saatinizi çıkarıyormuş gibi tüm sıkıntılı düşüncelerinizi, gün içinde yaşadığınız olumsuz durumları, çıkarıp bir kenara koyun. Şimdi kendinize zaman ayırmanın vakti geldi. Şımartın kendinizi,siz çok değerlisiniz. Rahatlama zihinsel dengeyle başlar. Dengeli insan sağlıklıdır. Dengeli insanın yaşamla uyuşmazlığı yoktur. İçsel denge bir başkası tarafından sağlanacak bir şey değildir. O sizin içinizde zaten. Gün boyunca kendi kendinize, fırsat buldukça ‘Huzurluyum’, ‘Sağlıklıyım’, ‘Mutluyum’ demek dengeyi kurmanıza yardımcı olacaktır. Dengeli bir gün, dengeli bir geceyi ardından getirecek, denge ve huzur sizi sağlıklı yapacak…Düşüncelerimize göre yaşadığımızı unutmayalım…
Kendini Yönetmenin Yöntemi
Her şey ‘bir’ dir. Bu tümceden hareketle, diyebiliriz ki,düşünce ve madde birdir.
Çünkü, her şey görünen ve görünmeyen enerjiden oluşur. Öyleyse içsel ve dışsal görüntü de aynı olacaktır.
Düşüncelerimizi yönetmeliyiz. Onları başıboş bırakırsak, geminden kurtulmuş atlar gibi boşanırlar ve içinde bulunduğumuz arabayı uçuruma sürüklerler. Bir başka deyişle, kendimizi yönetmeyi yaşam tarzı olarak benimsemeliyiz. Yaşadıklarımızı değiştirerek, istediklerimizi yaşayacak güce sahibiz. Bu güç düşünceleri yönetmekten geçer.
Peki bunu nasıl yapacağız?
Direktif ve onaylamalarla ,direktiflerimizin yerine gelmesi için ‘şimdi’ sözcüğünü kullanmalıyız. Eğer, arzularımızın, dileklerimizin, beklentilerimizin gerçekleşmesi için uzun zaman gerektiğini düşünürsek, bunu böylece programlamış oluruz. Oysa ki, zaman bizim yarattığımız bir kavramdır. Düşünceler ve bilinçaltı zamandan ve mekandan bağımsızdır.
Öyleyse arzularımızı ertelemeyelim. Yapmamız gereken bu ertelememe işlemi size olanaksız gözükebilir. Öncelikle düşüncelerimizden ‘olanaksız’ sözcüğünü çıkarmamız gerek. Amaçlarımızı belirlemek ve hedefe doğru ilerlemek bir sonraki aşamayı oluşturur.
Önce inanın
.Kendiniz için ideal olan düşünsel imgeyi bulun. Bu imgeyi en ince ayrıntısına kadar hayalinizde canlandırın.
.Arzuladığınız hedef için elbette çalışmak gerekir. Çaba göstermeden imgeleme çok işe yaramaz.
.Düşüncelerinizi ve hedeflerinizi herkesle paylaşmayın. Belki sizi ilerlediğiniz yoldan geri çevirmek isteyenler çıkabilir.
.Çabaladığınız yolda esnek olun,gerekirse planlarınızı değiştirin.
.Hedefleriniz üzerine yoğunlaşın. Arzularınızı yazın, onlara olumlu enerji yükleyin. Olumlu onaylamalarla bunu destekleyin. O mutlaka sizin olacak, çünkü bunun için çalışıyorsunuz ve elde edeceğinize inanıyorsunuz. Hedefinize ulaşamayacağınızı bir an bile düşünmeyin. Siz bir avcısınız, hedefinizse avınız, avınızdan gözünüzü ayırmayın.
Gerekli Onaylamalara Birkaç Örnek
.Kendimi olduğum gibi seviyor ve onaylıyorum.
.Ben güzelim ve sevgiyi hakkediyorum.
.Mutluyum ve başarıya hazırım.
.Yetenekliyim, deneyimlerimi başka insanlarla paylaşıyorum.
.Tüm çevremle uyum ve denge içindeyim.
.Hayatta emin adımlarla ilerliyorum.
.Doğru zamanda ve doğru yerdeyim.
.Yaşamla bütünleştim,bolluk ve huzur içindeyim.
.Tüm düşlerim birbiri ardına gerçekleşiyor.
.Zengin olmaya ve bolluk içinde yaşamaya hazırım.
.Sağlıklıyım.
.Geçmişimi sevgiyle affediyorum.
.Hayatla derin bir uyum içindeyim