Dün gece

KoJiRo

Kayıtlı Üye
Dün gece,
Hiç olmadığım kadar ihtiyacım vardı sana !
Ağlıyordum hıçkırarak .
Sesini duymak iyi gelecekti bana , emindim .
Telefonu elime aldım .
Her canım yandığında , birine ihtiyaç duyduğumda yalnız olmayı seçen ben , bu defa istemedim ...
kısa bir mesajdı ...
! ... Sana İhtiyacım Var ... !

Ve sen , cevap yazmaya bile tenezzül etmemişsin .
Benim canım yanıyordu , ve sen hala kendi düşüncelerinde boğuluyordun !
Oysa, böyle anlarda ne önemi vardı kırgınlığın ?
Benim, Sana ihtiyacım vardı !
Seninse hala susmaya !

Şimdi bende susuyorum
Yine tüm cümlelerimi içime sakladım ,
Yine bir sürü cevapsız soru kaldı bana . .
Gidiyorsun belki
Sadece şunu söylemek istiyorum son olarak ;
Benim, dün gecee . . . Sana ihtiyacım vardı !
Seninse hala susmayaaa ...
 
---> Dün gece

Gülüyor şehir..
Tüm sevinçleri kucaklayıp bana armağan ediyor..
Dağılıveriyor hüzünlü bulutlar bir çırpıda..
Derin bir huzur kaplıyor sokakları ..
Ve hareketleniyor yüreğim uçacakmışçasına..
Utanıyor şehrin asık yüzü sana bakıp..
Tebessümler art arda diziliyor dudaklarımda..
Sen gülünce;ben de gülüyorum..
susuyor,Çıtı çıkmıyor hüzünlerin..
Koşar adım uzaklaşıyor ulaşılmaz hayallerim..
Susuyor vadesi dolmuş suskunluğum sen konuşurken..
Sözlerine sarılarak uyuyorum,sessizliğin yerine..
benden gidiyor şehir..
Güneşini sırtına sarıp kayboluyor umutlarım ufukta..
Yollarım, yollarına düşüyor peşin sıra..
Gölgen görülmez oluyor saçlarımda..
Ve ben öylece kalakalıyorum koca bir boşlukta..
Tıpkı annesinin elini bırakıp kaybolmuş bir çocuk gibi..
Öksüz ve yetim..
Sen Gelince...
Sen Gülünce...
Sen konuşunca...
Sen susunca...
Sen gidince...
Vaz geçemiyorum iki nokta arasındaki gel-gitlerden..
Ya gel..
Ya git..
Yanıyor bu şehir içimdeki yangınımla..
Söndürmek mi? Ne çare..
Yanmakta Güzeldir Bazen..
Yakan Değerliyse...
 
---> Dün gece

Sevgi Karsiliksizdir.
Ask karsiliklidir, sevgi degil...
Askta karsiligi istenen; arzular, ozveri, dayanisma, iletisim, sadakat vardir.
El eli tutmak ister...
Goz gozu arar...
Dudaklar...
Saclar oksanmayi bekler...
Ama sevgi oyle degil...
Sevgi cogu zaman karsiliksizdir...
Bir kedi yavrusunu kucaklamanin, bir kopegin basini oksamanin, uzaklarda yanan bir orman icin yanmanin, okyanustaki balinalari sevmenin ne karsiligi olabilir ki?..
Ask tek basina degildir, muhatabi gitti mi bakarsiniz bitiverdi...
Ama sevgi tek basina, yalniz...
Bitmez...
Gectigimiz gunlerde kucuk kiz, alt kattaki veterinerin hediye ettigi kucuk kaplumbaga ile o gece mutlu mutlu uyudu... Sabah kalktiginda saskindi ve icinde dayanilmaz bir aci vardi. Kaplumbaganin ayaklari yok olmustu...
Durmadan agladi. Yasli gozlerini ova ova arada bir egilip bir bakti, arkadasinin ayaklari yok... Onu aldigi gibi veterinere indi, kucuk parmaklari ile veterinere gosterdi:
"Ayaklari gitti..."
Veteriner onu oturttu, sehpanin uzerine kaplumbagayi koydu, simdi sessizce beklemesini ve Allah'a dua etmesini soyledi... Biraz sonra kucuk kiz bagirdi:
"Ayaklari geldi ..."
Bu sevgi...
O kucuk kiz bir gun gelecek buyuyecek...
Yasamin kosullari, o daracik zor yollari, insanin uzerine dalga dalga gelen o iyi-kotu gunleri, acilari ve sevincleri arasinda yuruyup gidecek...
Belki asIk olacak...
Ama kucuk kaplumbagasini asla unutmayacak... Ona kisiligini veren, onu bicimlendiren, onu insan yapan; o kucuk kaplumbagaya karsi duydugu sevgi olacak...
Cunku sevgi yucedir...
Bitmez...
Karsiliksiz...
Ve cikarsiz...
 
---> Dün gece

Karanlıkta sessizce yatağımın üzerine oturup
Seni düşünüyorum.
Beni ne kadar incittiğini
Ya da başka türlü
Nasıl daha kötüsünü yaşatabileceğini bana.
Yaşatamazsın herhalde…
Bana sensizliği yaşatıyorsun.
Bunun daha kötüsünü düşünüyorum.
Ne olabilir diye.
Bu kadar düşüncelerin arasında
tuhaf olan ne biliyor musun?
Garip olan…
Her şeye rağmen…
Seni o kadar çok sevmeme rağmen
Şu an seni özlemiyorum!!!
İçimdeki her şeyi yıktın.
Yıktın da gittin hayatımdan.
Sadece yaşanmamışlıkların ya da
yarım kalanların özlemini yaşıyorum.
Şu an tek başıma.
Seninle her zaman beraber olamamanın;
Yüzüne karşı seni seviyorum diyememenin;
Saatlerce baş başa yürüyememenin ve her şeyin…
Dedim ya; Yaşanmamışlıkların özlemini yaşıyorum
Ve asla yaşanmayacak olanın…
 
---> Dün gece

Kimi sevsem sensin / hayret
Sevgi hepsini nasıl değiştiriyor
Gözleri maviyken yaprak yeşili
Senin sesinle konuşuyor elbet
Yarım bakışları o kadar tehlikeli
Senin sigaranı senin gibi içiyor
Kimi sevsem sensin / hayret
Senden nedense vazgeçilemiyor

Her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet
Sarışın başladığım esmer bitiyor
Anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
Dudakları keskin kırmızı jilet
Bir belaya çattık / nasıl bitirmeli
Gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
Kimi sevsem sensin / hayret
Kapıların kapalı girilemiyor

Kimi sevsem sensin / senden ibaret
Hepsini senin adınla çağırıyorum
Arkamdan şımarık gülüşüyorlar
Getirdikleri yağmur / sende unuttuğum
Hani o sımsıcak iri çekirdekli
Senin gibi vahşi öpüşüyorlar
Kimi sevsem sensin / hayret
İn misin cin misin anlamıyorum
 
---> Dün gece

Ve Keşkeler Olmasaydı Seninle

Keşke yanımda olabilseydin,
Ve keşke ben bu kadar geç kalmasaydım ışığa, şarkıya.
Gözümdeki rüyalarda karartabilseydim senin resmini
Keşke sayfalar dolusu acılarımı okuyup,
Ağlarken seyredebilseydim seni
Ve keşke bilseydim yaşadığın bütün acıları,
Yaşayabilseydim seninle bütün düşlerini
Ve keşke uçabilseydim seninle bulutların üzerine
Keşke uyanabilseydim seninle yaşanmamış sabahlara
Seninle silebilseydim yaşadığımı zannettiğim yılları
Ve keşke yıllara muhtaç olmasaydı yüreğim seni unutabilmek için
Bilebilseydin sensizken nasıl şarkılara dert yandığımı
Keşke hiç susmasaydı yazdığın şiirler
Ve keşke şiiri yaşayabildiğim kadar yaşayabilseydim seni
Keşke ben bu kadar vicdanlı olmasaydım
Söküp çıkarabilseydim yüreğimi yerinden
Keşke bu kadar korkmasaydım senin geçmişinden
Tutulmasaydım bu kadar gözlerine
Alev alev akmasaydın içime
Keşke hiç bakmasaydın yüzüme
Ve keşke ben bu kadar sevmeseydim sonbaharı
Böylesine kaybolmasaydım hasret denizlerinde
Keşke bir saniye koklasaydın sana uzattığım çiçekleri
Ve keşke sevebilseydin benim sevdiğim kadar
İkinci baharın olabilseydim tükenmemiş günlerinde
Ve keşke ölebilseydim dudaklarında
Alevlenmiş yüreğimi kora döndürebilseydin
Ve keşke ben sormasaydım kendime ne olacak şimdi halim diye
Keşke hiç unutmasaydın sana yazdığım şiirleri
Udumla okuyabilseydim sana son bestelerimi
Ve keşke uzanabilseydim dizlerine ve bir şiir okuyabilseydin bana
Keşke yanabilseydim senin avuçlarında
Yanan yüreğime bir damla suyu çok görmeseydin
Ve keşke yaşayabilseydim seni şiiri yaşadığım kadar
Keşke bir şiir olsaydı aşkımın meyvesi
Onu büyütebilseydim seni beklerken,
Ve keşke birlikte biz olabilseydik el ele
Ve dedim ya keşke bir şiir kadar yaşayabilseydim seni
Ve keşke dediğin gibi bizi hiç kimsenin tanımadığı bir mekan olabilseydi yeryüzünde
 
---> Dün gece

Gel demek o kadar zor ki
Bir zamandan sonra
Adına yazılmadık şiir
Uğruna dökülmedik gözyaşı bırakmadıktan sonra
Bir sen vardın diyen dilini ateşlere vermedikten sonra
Konuşsan ne olur konuşmasan ne
Git, sana bu yakışır
Bana da yeter ufacık bir bahane

Hayal kurmayı beceremiyorum artık
Tekrarlamaya gerek yok bazı şeyleri başa sarıp
Ama’lara sığdırılmış bir hayat bizimkisi
Gözlerimde taşmayı bekleyen bir aşk
Ağlasam ne olur ağlamasam ne
Git, sana bu yakışır
Bana da yeter ufacık bir bahane
 
---> Dün gece

Kendimden yoruldum..
Sürekli maske takmaktan,
İçim kan ağlarken,
İnsanlara gülmekten yoruldum...


Çok sinirliyken bile,
Sakin olma zorunluluğundan yoruldum.
Hüzün çizgileri sarmışken yüzümü,
Gamzelerimi göstermekten yoruldum..
Bağıra bağıra ağlamak isterken,
Gözyaşımı içime akıtmaktan yoruldum.
İçimde deli gibi çağlayan aşk varken..
Dağlara taşlara haykırmak varken
Sesimi içime çekip,
Susmaktan yoruldum..



Gözlerinin mavisinde sana bulanmak isterken
Siyahın esiri olmaktan yoruldum..
Kendimden yoruldum
Hep güçlü olmak ne kadar zordur;
Hep sorumluluk sahibi olmak,
Çocukken genç olmak ,
Gençken olgun olmak
Kimlik değiştmekten yoruldum..
Çabuk tükettim
Umutlarımı
Yarınlarımı
Duygularımı..


Geri dönüşü olmayan bir tüneldeyim
Yine kurulmuş sahne
Başrolde ben
Yardımcı oyuncular ;hüzün, acı maske
Konu;herşeye rağmen mutlu olma sanatı
Ha bide
Oyunun adı var ;Hayat
Gülüyorum yine zorunluluktan..
Bu kaçıncı rol alışım bu filmde
Alışılmış senaryolar bunlar..
Acemi mi sandın beni hayat!!
Ben her gece bu sahnenin müdaviniyim
Hadi bırak mutlu olma tasasını
Yapışmış alnımıza Hayatın kavgası
Düş yakamdan hayat!!!..
Oyunumu oynarım
Sahnemi kapatırım
Ölümdür sonuma yakışan
Bilmezmisin!...
En çok ölülerdir alkışlanan..
 
---> Dün gece

Şimdi öyle kararsız öyle masumum ki.
Ne yapıp ne yapmadığımı sorguluyorum.
İçimde tuhaf bir cahillik, kendini henüz bulamamanın rahatlığı, tarihsizim sanki, hiç birşeyim..


“Sonra” kavramım intihar ediyor, öncelerin canı ceheneme..
Kaybolmuş bir anahtar, kovalanmayan bir firari gibiyim.
Konuş deseler dile gelmem, düş olsam düşemem hayatın içine..



Saçlarımdaki parmak izleri kayıp, sözcüklerim çaresiz, anlatışlarım vicdansız bir de..
Görebilse birileri..



Cömert geceler hala karanlık bak.
Dudaklarımda sistem dışı bir hüzün, az sonra hıçkırıklara boğulacağımın ıspatı.



Yanmış bir apartman yıkıntısı, yada terkedilmiş bir kasaba ıssızlığındayım belirli belirsiz..
Bu benim kavgam, samimi kinlerdeyim, yorgunum yoruldum..






Zaman terbiyesizce edilen bir küfür öncesi şimdi bana, az sonra başlayacak, bütün hayaller tükürüğüme yapışacak, çarpacak hayata bak gör!
“Gel gör beni aşk neyledi” diyor Yunus…
Şimdi anlıyorum, şimdi sözcüklerin varoluşuna, yaradılışına eriyor aklım…



Tüm sözcükler yüreğimin ucunda, her harf bir atış, her cümle bir ömür.
Herkes ben, kimse ben değil..
Hayat, hayal, tarifsiz, sebepsiz.. iyiki yoksun !
 
---> Dün gece

sevdalarımı toplayıp böldükçe ömrüme
küsüratlı yaşamlar cıktı karşıma
hep bir yaşanmamışlık
virgülden sonra
virgülden önce...
hep bir ara
bir iç geçiriş..
 
---> Dün gece

Hoşça kal! Değerin çok yüksek, tutamam seni,
Biliyorum kendine ne paha biçtiğini;
Özgürlüğe kavuştun alıp değer belgeni,
İptal ettik sendeki hakkimin senedini
Nasıl tutarım seni, sağlamadan iznini,
Neyim var hak edecek senin zenginliğini,
Bu essiz armağana kim layık görür beni?
Bana verilmiş berat, donup buldu vereni.
Sen vermiştin kendini, bilmeden değerini
Ya da bana vermekle hata işlediğini,
Bir yanlış anlamanın sonucu hediyeni;
Ama o yine buldu hatayı düzelteni

Sen benimdin: rüyanın görkemleriyle doldum.
Ben uykuda sultandım, uyanınca hiç oldum
 
---> Dün gece

Özlediğimi Söylesem

Seslensem sana
Sesim kulaklarında çınlasa
Bir vapurla gelsen bana
Özlediğimi söylesem doya doya
Bir daha gitme desem
Dinler mi beni acaba?
Sarılsam boynuna, ağlasam hıçkıra hıçkıra
Ağlamaktan ceketin ıslansa,
Ceketini dolabına assan; sevdiğimin gözyaşları var desen
Belki engel olurum bir dahaki gitmene
 
---> Dün gece

AşK Dediğin Beklemektir...


Aşk dediğin beklemektir Ey Sevgili!
Kays gibi Mecnun olana kadar, Hz. Yakup gibi aydınlığa hasret kalana kadar beklemek bekleye bekleye gözden olmak, sözden olmaktır.
Ve beklemek dünyanın en asil eylemidir, eğer beklenene değecekse. Bilesin!


Aşk; yanmaktır Ey Sevgili!
Yanıp kül olmaktır, Kerem gibi Aslına ermektir. Ateşin ortasına hesapsız girmektir ibrahim misali. Ki onun gönlünün yangınıdır ateşi gülistana çeviren.
Ki yanmak insanı kurtarır hamlıktan çiğlikten. Hem ne diyordu şair; "Yanmışın halinden ne bilsin ham/ Sükut gerektir bize gayrı vesselam..
Gözlerinden ayrı geçen her an yanmaktayım. Bilesin!


Aşk; bedel ödemektir Ey Sevgili!
Bülbül, gonca gülü görebilmek için her seher uyanık olmak ve güle ulaşmak için yüreğini gülün dikenine asmak, kanını akıtmak zorundadır. Ya ben yüreğimi nereye asayım Ey Sevgili.
çünkü Aşk bedel ister, külfetsiz nimet olmaz.
Beklemek bedel ödemekse eğer hâlâ ödüyorum o bedeli. Bilesin!
Aşk; vazgeçmektir Ey Sevgili!
Mecnun gibi aklından, Kerem gibi bedeninden vazgeçmek. Yardan gayrısından, cümle cihandan vazgeçmek.
Yemeden, içmeden, uykudan uyanıklıkdan ve vazgeçmekten bile vazgeçmektir gün gelince.
Senin için senden vazgeçmişim. Bilesin!
Aşk; bilmektir Ey Sevgili!
Bir tek yârı bilmek, onu candan daha aziz bilmektir. Ondan gayrı bildiklerinin hiçbir şey olduğunu dünyanın onunla mana bulduğunu bilmektir.
Onun selamı ile gelen bela olsa Eyvallah diyebilmektir.
Kızmana, gülmene, gelmene, gitmene hepsine Eyvallah. Bilesin!
Aşk; susmaktır Ey Sevgili!
Onun güzelliğini, iyiliğini tarif etmeye gücün yetmediği an susmaktır. Kelâmın, kalemin, sözün tükendiği yerde, manayı sessizliğe yükleyip susmaktır.
Artık sustum Ey Sevgili. Bilesin!
Aşk dediğin susup beklemektir,
Aşk dediğin....
 
---> Dün gece

Gittim, anıları sırtıma yükleyip,
Hiç bir sandık alamadı yükümü sırtımdan,
Hiç bir koli taşıyamadı hatıralarımı ben giderken,
Fırtınaların örselediği yüreğimin bir köşesine sıkıştırdım,
Gözlerimi çıkardım yuvasından, diktim yanıbaşına,
Bekle ve izle dedim, syret halimin encamını ve tercümanı ol...
Gitme demedin ben giderken, oysa kal demeliydin,
Kal, sensiz üşürüm, sensiz kanarım,
Sensiz ruhu olmayan bir cesede dönüşürüm, kal!
Dediler ki, unutursun gün gelir, başka rüzgarlar eser ayak uçlarında,
Yapamadım bir tanem, yapamadım canözüm, yapamadım...
Kimse tutamadı ellerimi, kimse dokunamadı bakışlarıma,
Düşmedi hiç bir yabancı elin gölgesi o izbe koridorlarıma,
Gittim, aslında giden sadece bedenimdi,
Oysa en çok kendimi bıraktım sana...
Issız sahillere vurmuş bir batığın parçaları gibiyim.
İhanet edemedim aşkıma, ihanet edemedim sevdama...
Gittiysem sanma ki senden vazgeçtim...
Ruhumu satamadım şeytana...
 
---> Dün gece

Zaman sadece gitme zamanımıyd?
Biz içine umudu mu katmamıştık özlemli eşkiya gecelerimizden
Çocukları sakın savaşa gönderme
Sen savaştın hayatla
Aşktın
Yoldaşlığımın en dokunaklı dalıydın
Yanıktı yüzünün öbür yarısı...gurbetimde..görüş günlerimde yaşadığından..
Sürgündü hayatın diğer yarısı...
Yarısı dünyanın yanıktı...ateşti..közdü...
Neyleyim
Hüznüme yine ağıtlar yaktım türkçesi bozuk sesinden...
 
---> Dün gece

annemin sesinde,
gül bahçesi oldu yüzün.
ve şimdi,
kuşlar tünemiş elektrik tellerine.
aslında kuşlar sevgilim,
kuşlar bize her mevsim
aşktan türemiş bir kelime.
 
---> Dün gece

"Satırlarca sevdim seni, ve her dizende kurudu dudaklarım.
Senli hecelerin ünlemi olmak istedim deli gibi hemde,
ama her dizgide biraz daha kambur kaldım...

senden geçiyorum,
bıraktıgım bütün aldanmışlıklar ve kaçırdıgım randevularım,
birlikte izleyemediğimiz filmler veyahut sana söyleyemediğim onca şarkı...

aktı su,
aktı ömrüm,
zaman beni senden öteye attı!...
dizlerimdeki yaralar şahidimdir;
senden ayrı aldığım her nefes, mıhlarca beynime battı!...

senden geçerayak yol tutuşumda,bilemedim affet; içerim beni sende bıraktı..."
 
---> Dün gece

Şimdi bir koluma özgürlüğümü,
diğerine seni takıp yürüyoruz sokaklarda...
Tanı(ya)madığımız hain yüzleri ardımızda bırakarak...


Seni bedenimle,seni ruhumla,
seni (c)esaretimle seviyorum sevgili
 
---> Dün gece

'Yaşayanlar bir gün ölür'
elbette​
ağaçlarla
balıklarla
kuşlarla ben
âmenna​
'ağlayanlar bir gün güler'
elbette​
uyanmakla
anlamakla
bilmekle ben
âmenna
'kısa çöp uzun çöpten hakkını alır'
elbette​
direnmekle
kurtulmakla
barışla ben
âmenna
2lvb6mq.jpg
 
---> Dün gece

Ne sağnaklar görmüşüz, yarılan gökyüzünden alnımız
yıldırımlarla ağmış,
ne rüzgarlar çınlamış bağrımızda, coşkusundan kırılmış
kaburgamız,
dişlenip kayaları ne ateşler yakmışız, aşmışız ne zifir
uçurumlar,
yine de ürkütmeden öpmüşüz bir ceylanı gözlerinin
yaşından
incitmeden tutmuşuz ağzımızda yorulan kelebeği;
şimdi asmalardan korukların tadı silinmiş,
sesimizde sendeleyen bir keder,
uykusuzluk serin serin sızıyor acıyan tenimizden;
ziyanı yok, nasıl olsa gönlümüzde aşkın yeri çok derin.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers haber
vozol puff
Geri
Üst