Kanal D'de 1 Haziran akşamı "Düğün Şarkıcısı" adlı yeni bir dizi başlıyor.
Televizyon izleyicisinin pazar akşamları renkleniyor, Kanal D'de 1 Haziran akşamı "Düğün Şarkıcısı" adlı yeni bir dizi başlıyor.
Bu eğlenceli yapımın iki genç oyuncusu Umut Kurt ve Oya Okar, izleyicilerin bu dizide çok daha steril bir aşk hikayesine tanık olacaklarını söyledi: "Gelişen teknoloji yüzünden insanlar artık cep telefonu ya da internet aracılığıyla aşk yaşıyor. Günde 35 saat konuşuyorlar birbirleriyle. Bayram ile Çiçek'inki ise öyle değil. Daha steril..."
Televizyon izleyicisinin pazar akşamları renkleniyor, Kanal D’de 1 Haziran akşamı yeni bir dizi başlıyor. "Düğün Şarkıcısı" adlı bu eğlenceli yapımın iki genç oyuncusu Umut Kurt ve Oya Okar, projeden çok umutlu olduklarını söylediler: "Aslında yaptığımız tam bir mahalle dizisi. Çok bizden, keyifli ve enteresan bir iş oluyor."
Umut Kurt (Bayram): Dizide şarkıları kendim söylüyorum
Bayram nasıl bir karakter?
- Beş günlükken Çocuk Esirgeme Kurumu’na bırakılmış. Bir bayram günü bulunduğu için de adı Bayram... Urfa’ya gittiğimizde, erkek çocuklarının 13 yaşına kadar yurtta kaldıklarını, sonra Mardin’e gönderildiklerini gördük. Çünkü erkek yurdu yok. Bayram da 13 yaşına kadar orada kalmış, sonra anne-babasını bulmak umuduyla kaçmış. Bulamayınca "Sesin güzel, yarışmalara girsene" diyen arkadaşlarının sözüne uymuş. Amacı anne-babasını bulmak olduğundan "Sen ünlü ol, onlar seni bulur" diyenlere inanıp soluğu İstanbul’da almış. 23 yaşına kadar sokaklarda kalmış, her türlü işi yapmış, tek derdi ailesini bulmak olan bir genç Bayram... Yani aslında şöhret olmak umurunda değil.
Farklı ve ilginç bir karakter gibi...
- Evet, daha önce yer aldığım dizide iddialı bir karakteri oynuyordum. Bayram ise öyle değil. Herkese boyun eğen, ama aynı zamanda çok kurnaz olan bir adam...
Sokaklarda mı öğreniyor bu kurnazlığı?
- Sokakta büyüyen insan ile evde büyüyen arasında çok fark var. Ben de sürekli sokakta olan bir çocuktum. Annemin de babamın da dükkanı vardı. Orada dururduk, ama sürekli kaçardık. Sokakta büyümek insana çok şey katıyor. Bayram da bu elekten geçmiş.
Rol için Urfa’ya gittiniz galiba...
- Evet, orada üç gün geçirdik. Gitmediğimiz yer, tanışmadığımız insan kalmadı. Urfalılar’ın çok büyük saygı ve sempatileri var insanlara karşı. Hálá onlarla telefonda konuşuyoruz.
Urfa’da ilginç bir anınız da varmış...
- Orada gezerken bir dönerciye girdik. Dönerci "Abi sen neden buradasın, amacın ne?" diye sordu. Yanımdaki arkadaşlar da beni yormamak için dizide oynamak için geldiğimi söylediler. "Abi senin benden farkın ne? Televizyon var, internet var, hatta benim Facebook’um bile var" dedi. Balıklı Göl’e gittik. Üç dilde anlatabilen bir rehberimiz vardı. "Geçen sene buraya lağım bulaştı, 500 tane balık telef oldu. Ama sonra temizlendi. Bir kadının takma dişleri düştü, balık adamlar çıkarttı, yıkamadan da ağzına taktı. O kadar temiz" dedi. Dizilerde Urfalılar’ın yanlış tanıtıldığından bahsettiler. Biz de bu naifliği koruduk. Onların da diziyi çok beğeneceklerini düşünüyorum.
Dizideki şarkıları kendiniz söylüyormuşsunuz. Önceden var mıydı böyle bir yetenek?
- Türkü söylemek aileden geliyor. Ailemde herkesin sesi güzeldir, hatta türkü söylemeyeni döverler! Aslen Erzincanlı’yım. Herkesin elinde bir bağlama var. Okula gelince; zaten müzikal oyunculuğu yapabilmek için de belli bir şan eğitimi alıyorsunuz. Ben orada biraz şarkı söyleme meselesine asıldım. Bugüne kadar dört müzikalde oynadım. Oynarken de settekilere bakıyorum. Gülüyorlarsa eğer, olmuştur diyorum.
Televizyon izleyicisinin pazar akşamları renkleniyor, Kanal D'de 1 Haziran akşamı "Düğün Şarkıcısı" adlı yeni bir dizi başlıyor.
Bu eğlenceli yapımın iki genç oyuncusu Umut Kurt ve Oya Okar, izleyicilerin bu dizide çok daha steril bir aşk hikayesine tanık olacaklarını söyledi: "Gelişen teknoloji yüzünden insanlar artık cep telefonu ya da internet aracılığıyla aşk yaşıyor. Günde 35 saat konuşuyorlar birbirleriyle. Bayram ile Çiçek'inki ise öyle değil. Daha steril..."
Televizyon izleyicisinin pazar akşamları renkleniyor, Kanal D’de 1 Haziran akşamı yeni bir dizi başlıyor. "Düğün Şarkıcısı" adlı bu eğlenceli yapımın iki genç oyuncusu Umut Kurt ve Oya Okar, projeden çok umutlu olduklarını söylediler: "Aslında yaptığımız tam bir mahalle dizisi. Çok bizden, keyifli ve enteresan bir iş oluyor."
Umut Kurt (Bayram): Dizide şarkıları kendim söylüyorum
Bayram nasıl bir karakter?
- Beş günlükken Çocuk Esirgeme Kurumu’na bırakılmış. Bir bayram günü bulunduğu için de adı Bayram... Urfa’ya gittiğimizde, erkek çocuklarının 13 yaşına kadar yurtta kaldıklarını, sonra Mardin’e gönderildiklerini gördük. Çünkü erkek yurdu yok. Bayram da 13 yaşına kadar orada kalmış, sonra anne-babasını bulmak umuduyla kaçmış. Bulamayınca "Sesin güzel, yarışmalara girsene" diyen arkadaşlarının sözüne uymuş. Amacı anne-babasını bulmak olduğundan "Sen ünlü ol, onlar seni bulur" diyenlere inanıp soluğu İstanbul’da almış. 23 yaşına kadar sokaklarda kalmış, her türlü işi yapmış, tek derdi ailesini bulmak olan bir genç Bayram... Yani aslında şöhret olmak umurunda değil.
Farklı ve ilginç bir karakter gibi...
- Evet, daha önce yer aldığım dizide iddialı bir karakteri oynuyordum. Bayram ise öyle değil. Herkese boyun eğen, ama aynı zamanda çok kurnaz olan bir adam...
Sokaklarda mı öğreniyor bu kurnazlığı?
- Sokakta büyüyen insan ile evde büyüyen arasında çok fark var. Ben de sürekli sokakta olan bir çocuktum. Annemin de babamın da dükkanı vardı. Orada dururduk, ama sürekli kaçardık. Sokakta büyümek insana çok şey katıyor. Bayram da bu elekten geçmiş.
Rol için Urfa’ya gittiniz galiba...
- Evet, orada üç gün geçirdik. Gitmediğimiz yer, tanışmadığımız insan kalmadı. Urfalılar’ın çok büyük saygı ve sempatileri var insanlara karşı. Hálá onlarla telefonda konuşuyoruz.
Urfa’da ilginç bir anınız da varmış...
- Orada gezerken bir dönerciye girdik. Dönerci "Abi sen neden buradasın, amacın ne?" diye sordu. Yanımdaki arkadaşlar da beni yormamak için dizide oynamak için geldiğimi söylediler. "Abi senin benden farkın ne? Televizyon var, internet var, hatta benim Facebook’um bile var" dedi. Balıklı Göl’e gittik. Üç dilde anlatabilen bir rehberimiz vardı. "Geçen sene buraya lağım bulaştı, 500 tane balık telef oldu. Ama sonra temizlendi. Bir kadının takma dişleri düştü, balık adamlar çıkarttı, yıkamadan da ağzına taktı. O kadar temiz" dedi. Dizilerde Urfalılar’ın yanlış tanıtıldığından bahsettiler. Biz de bu naifliği koruduk. Onların da diziyi çok beğeneceklerini düşünüyorum.
Dizideki şarkıları kendiniz söylüyormuşsunuz. Önceden var mıydı böyle bir yetenek?
- Türkü söylemek aileden geliyor. Ailemde herkesin sesi güzeldir, hatta türkü söylemeyeni döverler! Aslen Erzincanlı’yım. Herkesin elinde bir bağlama var. Okula gelince; zaten müzikal oyunculuğu yapabilmek için de belli bir şan eğitimi alıyorsunuz. Ben orada biraz şarkı söyleme meselesine asıldım. Bugüne kadar dört müzikalde oynadım. Oynarken de settekilere bakıyorum. Gülüyorlarsa eğer, olmuştur diyorum.