degişik fıkralar

baristanislar

Kayıtlı Üye
Köpek, Leopar ve Maymun


Adamın biri Afrika’da safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış.
Minik kö…pek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş.
Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor ve
belli ki günlük yiyeceğini arıyor. “Şimdi başım dertte” diye düşünmüş minik
köpek. Etrafına bakmış, yerde kemik parçalarını görmüş. Hemen arkasını leoparin geldiği yere dönerek kemikleri kemirmeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş.
Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşmuş;
-Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta bundan bir tane daha varmı?
Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki ağaca tırmanarak
dalların arasına saklanmış. “Tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem
olacaktım” diye düşünmüş leopar.
Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş. Bildiklerini kullanarak bundan sonra leopardan kurtulabileceğini düşünmüş. Leoparın yanına giderek neler oldugunu anlatmış.
Leopar kopeğin yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna “Atla sırtıma, gidip şunu yakalayalım” ,demiş.
Ancak minik köpek neler oldugunu ve leoparın sırtında maymunla birlikte süratle kendisine yaklaştığını fark etmiş.
“Şimdi ne yapacağim” diye düşünürken kaçmaya teşebbüs etmemiş.
Bunun yerine arkasını leoparın geldigi yöne dönerek, kemikleri kemirmeye devam etmiş. Tam leopar saldıracakken yine kendi kendine konuşmuş;
-Bu aptal maymun da nerede kaldı? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin
diye gönderdim, hala haber yok!
 
---> degişik fıkralar

Saatler geri alınıyor

Dursun, saatlerin geri alınacağını duyunca, evdeki saatleri toplayıp Saatçi Temel’e gider:
- Ula Temel, saatler geri alınacakmış. Biz de evdeki saatleri senden satın aldığımız için sana getirdik. Bunları geri alacaksun da.
Temel kendinden emin bir şekilde:
- Öyle yağma yok. Ben de duydum ama, sadece 1 saat geri alınacakmış. 1 tanesini alırım, diğerlerini almam. xD
 
---> degişik fıkralar

titanik


Zencinin biri Türkiye’ye gelecekmiş.
Gelmek üzere yola çıktığında pasaportunu kaybettiğini anlamış.
Üzgün üzgün yürürken yerde bir pasaport bulmuş.
Üzerinde Leonardo Di Caprio yazıyormuş.
Çaktırmadan pasaportu atmış cebine düşmüş yola.
…Kapıkule’ye geldiğinde gümrük memurları Temel ve Dursun zenciye
pasaport sormuşlar.
Zenci yerde bulduğu pasaportu Temel’e vermiş.
Temel uzun uzun pasaporta bakmış.
Sonra zenciye bakmış,dönüp Dursun’a sormuş:
- Ula Dursun, Titanic Batti miydii, Yandi miydii….:)
 
---> degişik fıkralar

Çerez tabağı



Çerez tabağı teoremi-1
Galatasaray Lisesi’nden bir arkadaşım hâlâ evlenemedi. Geçenlerde “Yeter artık evlen, evlen de çoluk çocuk sahibi ol” dedim. Aşağıdaki teoriyi aktardı:

Bir kuruyemiş tabağı kalabalık bir grubun önüne geldiği zaman sırasıyla önce antepfıstıkları, ardından bademler, sonra fındıklar gider. En sona beyaz ve sarı leblebiler kalır. Eğer belli bir yaşa kadar evlenmemişsen de durum farklı olmaz. Ya kalan leblebiler ve ayçekirdekleri ile idare edersin ya da olur ya bir fıstık bulurum diye tabağı karıştırır durursun..

Çerez tabağı teoremi-2

Geçen hafta bir türlü evlenemeyen bir arkadaşımın, ileri yaşta evlenmekle, çerez tabağı arasındaki benzerliği anlatan görüşlerini aktarmıştım.Bu yazı üzerine, bazı okurlarımdan eklemeler geldi. Ben tabakta en sona kalanların sarı ve beyaz leblebiler olduğunu yazmıştım. Mektep arkadaşım Merih Tüzün şöyle yazmış:
“Sevgili Fatih, aynı tabakta ucu açılmamış kabuklu Antep fıstıkları da kalır. Herkes bir eller, bakar ama kimse açmaya cesaret edemez, tabağa geri bırakır. Onlara ulaşmak cesaret ister. Dişine güveneceksin kıracaksın ki, içinde gizlediği lezzete ulaşabilesin. Ama risklidir, dişini kırabilirsin.”

Not : Fatih Altaylı’nın köşesinde epey bir zaman önce yazılmış ve oradan da internet alemine akmış bir yazıdır.
 
---> degişik fıkralar

Kaz göndersem



Çok soğuk bir kış günü padişah, tebdil’i kıyafet gezmeye karar vermiş. Yanına ba…şvezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler. Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş. Padişah, ihtiyarı selamlamış: – “Selamünaleyküm ey pir’i fani…” – “Aleykümselam ey serdar’ı cihan…” Padişah sormuş: – “Altılarda ne yaptın?” – “Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor…” Padişah gene sormuş: – “Geceleri kalkmadın mı ?” – “Kalktık…Lakin, ellere yaradı…” Padişah gülmüş: – “Bir kaz göndersem yolar mısın ?” – “Hem de ciyaklatmadan…” Padişahla başvezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah başvezire dönmüş: – “Ne konuştuğumuzu anladın mı?” – “Hayır padişahım…” Padişah sinirlenmiş. “Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım.” Korkuya kapılan başvezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor: – “Ne konuştunuz siz padişahla?” Adam, başveziri şöyle bir süzmüş: – “Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim.” Başvezir, yüz altın vermiş: – “Sen padişahı, serdar’ı cihan, diye selamladın. Nereden anladın padişah olduğunu?” – “Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi.” Vezir kafasını kaşımış… – “Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek?” Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış: – “Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kiş günü çalışıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yaz değil, altı ay da kış çalışmazsak, yemek bulamıyoruz dedim.” Vezir bir soru daha sormuş: – “Geceleri kalkmadın mı ne demek?” Adam bir yüz altın daha almış: – “Çocukların yok mu diye sordu. Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına yaradılar, dedim.” Vezir gene kafasını sallamış… – “Bir de kaz gönderirsem dedi, o ne demek…” Adam gülmüş: – “Onu da sen bul…”
 
---> degişik fıkralar

abi öylede olmaski naasıl yazam hepsini:147::147::147::147::147::147::147::147::147::147::147::147::147:
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst