---> Borçlar Kanunu
604
2 – Gayrimenkul müzayedesi
Madde 228 – Gayrimenkul müzayedesinde ihalenin veya ihalenin reddinin müzayede akebinde vukuu lazımdır. Pey süren kimsenin müzayededen sonra mülzemiyetinin imtidadını mutazammın şart batıldır. Şu kadarki bu hüküm cebri müzayedeler ile ihalenin resmi bir merci tarafından tasdika muhtaç olduğu hallerde tatbik olunmaz.
IV - Tediyenin peşin olması lüzumu:
Madde 229 – Hilafı, beyi'de şart edilmemiş ise ihale bedelinin peşin tediyesi lazımdır. İhale bedeli peşin veya beyi şartlarına tevfikan tesviye edilmezse bayi, bey'i derhal feshedebilir.
V - Tekeffül:
Madde 230 – Müzayede şartnamesinde sarih bir taahüdün bulunması veya müzayedeye iştirak edenlere karşı bir hile yapılmış olması halleri müstesna olmak üzere, cebri müzayedelerde tekeffüle mahal yoktur.
Müzayede ile mal alan kimse o mala tapu siciline ve beyi şartlarına ve kanuna nazaran muayyen olan hali ve hakları ve mükellefiyetleri ile malik olur.
İhtiyari ve aleni müzayedelerde bayi, adi beyide olduğu gibi mebii tekeffül ile mükelleftir. Şu kadarki hilesinden mütevellit olandan maada tekeffüllerde usulü dairesinde ilan edilen beyi şartları zımnında, tahallüs edebilir.
VI - Mülkiyetin intikali:
Madde 231 – Müzayede ile menkul bir mal alan kimse onun mülkiyetini ihale anında iktisabeder. Müzayededen alınan gayrimenkulün mülkiyeti ancak tapu sicilline kaydedilmekle müşteriye intikal eder. Müzayede memuru ihalesi beyi zabıtnamesinde gösterilen gayrimenkulün müşteri namına tescil edilmesini derhal tapu memuruna tebliğ eder.
Cebri müzayedelerin cereyanı sırasındaki ihalelere müteallik hükümler bakidir.
BEŞİNCİ FASIL
Trampa
(A) TRAMPA BEYİ HÜKÜMLERİNE TABİDİR:
Madde 232 – Beyi hükümleri trampada da tatbik olunur. Şöyleki trampa edenlerden her biri, itasını taahhüt ettiği şeye nazaran bayi ve kendisine verilmesi taahhüt olunan şeye göre müşteri hükmünde tutulur.
(B) TEKEFFÜL:
Madde 233 – Trampa suretiyle aldığı şey yedinden zaptolunan yahut onu ayıbından dolayı reddeden taraf, muhayyerdir; dilerse zarar ve ziyanı diğer tarafa tanzim ettirir, dilerse vermiş olduğu şeyi istirdat eder.
YEDİNCİ BAP
Hibe
(A) MEVZUU:
Madde 234 – Hibe, hayatta olan kimseler arasında bir tasarrufturki onunla bir kimse, mukabilinde bir ıvaz taahhüt edilmeksizin malının tamamını veya bir kısmını diğer bir kimseye temlik eder.
Henüz iktisap edilmemiş olan bir haktan feragat yahut bir mirası reddetmek, hibe değildir. Ahlaki bir vazifenin ifasıda, hibe sayılmaz.
605
(B) HİBEYE EHLİYET:
I - Vahip hakkında:
Madde 235 – Karı koca malının idaresi usulünden yahut mirasçılık hakından neşet eden tahditler mahfuz kalmak üzere medeni haklarını kullanmak salahiyetine sahip olan herkes, hibe yapabilir. Tasarrufa ehil olmayanın malı, ancak kanuni mümessillerinin mesuliyetleri kaydiyle ve vesayet hakkındaki hükümlere riayetle hibe olunabilir.
Bir hibeyi takip eden sene içinde başlayan bir muhakeme neticesinde vahibin israfından dolayı hacrine hüküm olunursa, o hibe Sulh Mahkemesince iptal olunabilir.
II - Hibeyi kabul eden hakkında:
Madde 236 – Medeni haklarını kullanmak salahiyetinden mahrum olan kimse, temyiz kudretine malik ise hibeyi kabul ve bu sebeple mal iktisap edebilir.
Fakat o kimsenin kanuni mümessili kendisini hibeyi kabulden meni veya hibe olunan şeyin iadesini emrederse hibe keenlemyekün veya merdut olur.
(C) ŞEKLİ:
I - Elden hibe:
Madde 237 – Elden hibe, vahibin bir şeyi mevhubünlehe teslim etmesiyle vücut bulur.
Gayrimenkulün veya gayrimenkul üzerindeki ayni hakların hibesi, ancak tapu sicilline kaydedilmekle tamam olur.
Bu tescil, ancak muteber bir hibe taahhüdüne istinaden yapılabilir.
II - Hibe vadi:
Madde 238 – Hibe taahüdünün muteber olması tahriri olmasına mütevakkıftır.
Bir gayrimenkulün yahut gayrimenkul üzerindeki ayni bir hakkın hibesi taahhüdü, ancak resmi senetle yapılmış ise muteber olur.
Hibe taahhüdü, tenfiz edilince elden yapılmış hibe gibi olur.
III- Kabulün neticeleri:
Madde 239 – Bir kimse, diğerine hibe ettiği malı; diğer mallardan bilfiil tefrik etmiş olsa bile, mevhubünlehin kabulüne kadar hibesinden rücu edebilir.
(D) ŞARTLARI VE MÜKELLEFİYETLERİ:
I - Umumiyet itibariyle:
Madde 240 – Hibe, şartla yahut mükellefiyetle takyit olunabilir. Tenfizi vahibin ölümüne bağlı hibede vasiyet hükmü cereyan eder.
II - Şartın icrası:
Madde 241 – Vahip, mukavele mucibince mevhubünleh tarafından kabul edilmiş olan mükellefiyetin icrasını talep edebilir.
Ammenin menfaati için mevhubunlehe tahmil edilmiş olan mükellefiyetin icrasını talebetmek salahiyeti, vahibin vefatından sonra, ait olduğu mercie intikal eder.
Hibe edilen şeyin kıymeti masrafını korumaz ve masraf fazlası kendisine tesviye edilmezse mevhubunlehin, mükellefiyeti icradan imtina etmeğe hakkı vardır.
III - Rücü şartları:
Madde 242 – Vahip, mevhubunlehin kendisinden evvel vefatı halinde hibe edilen şeyin mülküne rücu etmesini şart edebilir.
606
Hibe edilen gayrimenkule veya bir gayrimenkul üzerindeki ayni hakka taallük eden rücu şartı tapu siciline şerh verilebilir.
(H) VAHİBİN MESULİYETİ:
Madde 243 – Vahip, hileden veya ağır dikkatsizlikten maada hallerde, hibeden neşet eden zarardan mevhubunlehe karşı mesul olmayıp ancak hibe edilen şeyin veya alacağın tekeffülünü vadetmiş ise; bununla mükelleftir.
(V) İPTAL:
I - Hibe edilen malların istirdadı:
Madde 244 – Vahip, aşağıdaki hallerden biri vukuunda elden yaptığı hibeden veya tenfiz ettiği taahhüdünden rücu ve mevhubunlehin elinde halen ne kalmış ise onun iadesini dava edebilir.
1 – Mevhubunleh, vahibe yahut yakınlarından birine karşı ağır bir cürum irtikap ederse.
2 – Mevhubunleh, vahide veya ailesi için kanunen mükellef olduğu vazifelere karşı ehemmiyetli bir suretle riayetsizlikte bulunmuş ise.
3 – Mevhubunleh, hibeyi takyit eden mükellefiyeti haklı bir sebep olmaksızın icra etmezse.
II - Hibe taahhüdünden rücu ve iptal:
Madde 245 – Hibeyi taahhüt eden kimse, aşağıdaki hallerde taahhüdünden rücu ve tenfizinden imtina edebilir:
1 – Elden hibe edilen bir malın istirdadını talebe salahiyet veren sebeplerden biri varsa.
2 – Hibeyi taahhüt ettikten sonra tenfizi müteahhit için fevkalade külfetli olacak derecede mali vaziyeti değişmiş ise.
3 – Hibeyi taahhütten sonra yeni veya hissolunacak derecede külfetli aile vazifeleri tehaddüs etmiş ise.
Hibeyi taahhüt eden kimse borcunu edadan aczi tevsik veya iflası ilan olunur ise, hibe taahhüdü iptal olunur.
III - Müruru zaman ve dava hakkının mirasçılara intikali:
Madde 246 – Vahibin, rücu sebebine vakıf olduğu günden itibaren bir sene içinde hibeden rücu etmeğe hakkı vardır.
Vahip sene geçmeden vefat ederse dava hakkı, mirasçılarına intikal eder ve mirasçılar senenin hitamına kadar rücu davası ikame edebilirler.
Mevhubunleh, haksız olarak tasavvur ve tasmim ile vahibi öldürür veya rücu hakkını kullanmaktan menederse, mirasçılar hibenin feshini dava edebilirler.
IV - Vahibin vefatı:
Madde 247 – Hilafına hüküm mevcut değil ise, muayyen zamanlarda bir şey verilmesini tazammun eden hibenin hükmü, vahibin vefatiyle nihayet bulur.
SEKİZİNCİ BAP
İcar
BİRİNCİ FASIL
Adi icar
(A) TARİFİ:
Madde 248 – Adi icar, bir akittirki mucir onunla, müstecire ücret mukabilinde bir şeyin kullanılmasını terk etmeği iltizam eder.
607
(B) MUCİRİN VAZİFELERİ :
I - Mecurun teslimi :
1 – Kullanılmağa salih bir halde
Madde 249 – Mucir, mecuru akitten maksut olan kullanmağa salih bir halde müstecire teslim etmek ve icar müddeti zarfında bu halde bulundurmak ile mükelleftir.
Mecur, akitten maksut olan kullanmak mümkün olmıyacak yahut intifa ehemmiyetli suretle azalacak bir halde teslim olunursa müstecir akdi feshe yahut ücretten münasip bir miktarın tenzilini istemeğe salahiyettardır.
Eğer ayıp, müstecirin yahut kendisiyle birlikte yaşayan kimselerin yahut işçilerin sıhhati için ciddi bir tehlike teşkil etmekte ise; mucir, bu tehlikeye akdi yaparken vakıf olmuş veya fesih hakkından feragat etmiş olsa bile yine icarı feshedebilir.
2 – Bilahara akde muhalif hal hudusü
Madde 250 – Mecur, icare müddeti zarfında müstecirin bir kusuru olmaksızın akitten maksut olan kullanılmak mümkün olamıyacak veya ehemmiyetli surette azalacak bir hale düştüğü takdirde, müstecir, ücretten mütenasip bir miktarın tenzilini talep edebileceği gibi; ayıp münasip bir müddet zarfında bertaraf edilmezse, akdi dahi feshedebilir.
Mucir, kendisinin bir kusuru olmadığını ispat edemez ise tazminat ile mükellef olur.
3 – Ayıp halinde muamele
Madde 251 – Mecur, icare müddeti zarfında zaruri tamirata muhtaç olduğu takdirde; müstecir, hakkına halel gelmemek şartiyle bu tamiratın icrasına müsaade etmeğe mecburdur.
İntifa başladığı zaman mevcut yahut intifa esnasında hadis olupta külfeti kendine ait olmayan ve mucire yapılan ihbar üzerine münasip bir mehil zarfında bertaraf edilmiyen ufak tefek ayıpları, müstecir, mucir hesabına izale edebilir.
4 – Kullanmanın mümkün olamaması
Madde 252 – Müstecir, kendi kusurundan yahut şahsında hadis olan mücbir bir sebebten dolayı mecuru kullanamadığı yahut mahdut surette kullandığı takdirde mucir, mecuru akit dairesinde kullanmağa hazır bulundurmuş oldukça; müstecir, kiranın tamamını vermekle mükellef olur.
Bu takdirde mucir, sarfıyattan tasarruf eylediği miktarı ve mecurun diğer suretle kullanılmasından elde ettiği menfaatleri kiraya mahsup etmeğe mecburdur.
Mucip akdin icrasını tahammül edilmez bir hale getiren sebepler hudusünde, iki tarafın akdi feshetmek hakları mahfuzdur.
II - Üçüncü şahsın iddasına karşı mesuliyet :
1 – Teminat
Madde 253 – Üçüncü bir şahıs, mecur üzerinde müstecirin haklariyle telifi kabil olmayacak bir iddiade bulunduğu takdirde; mucir, müstecirin ihbarı üzerine muhasamayı deruhte ve müstecirin akit mucibince mecurdan intifaına halel gelmiş ise tazminat itasiyle mükellef olur.
2 – Beyi ile icarın infisahı
Madde 254 – İcarın akdinden sonra, mecur, mucir tarafından ahara temlik yahut icraen takibat veya iflas tariki ile kendisinden nezedildiği takdirde; müstecir, mecurun ahiren maliki olan üçüncü şahıstan ancak kabulü şarti ile icarenin devamını ve mucirden akdi icra yahut tazminat ita etmesini isteyebilir.
608
Bununla beraber icar edilen şey bir gayrimenkul olduğu takdirde, akit daha evvel feshe müsait olmadıkça kanunen ihbar caiz olan miada kadar üçüncü şahıs, icara riayet etmekle mükellef tutulur ve feshi ihbar etmediği takdirde akdi kabul etmiş addolunur.
Ammenin menfaati için istimlake dair olan hususi hükümler mahfuzdur.
3 – Tapu siciline şerh
Madde 255 – Bir gayrimenkulün icarında akdin tapu siciline şerh verilmesini iki taraf mukavele edebilirler.
Bu şerh, sonraki maliklere müstecirin icar akdi dairesinde gayrimenkulden intifaına müsaade etmek mecburiyetini tahmil eder.
(C) MÜSTECİRİN BORÇLARI:
I - Borca muvafık surette tekayyüt:
Madde 256 – Müstecir mecuru kullanırken tam bir ihtimam dairesinde hareket ve apartman icarında bina dahilinde oturanlara karşı icabeden vazifeleri ifa ile mükelleftir.
Müstecir vukubulan ihtara rağmen bu mükellefiyete daimi surette muhalefet eder yahut açıktan açığa fena kullanarak mecura daimi bir zarar iras eylerse mucir tazminat ile birlikte icar akdinin hemen feshini talep edebilir.
Mecurda, icrası mucire ait tamirata lüzum hasıl olduğu yahut üçüncü bir şahıs mecur üzerinde bir hak iddia ettiği takdirde; müstecir, keyfiyeti hemen mucire ihbar etmekle mükelleftir. Aksi takdirde zarardan mesul olur.
II - Kiranın tediyesi:
Madde 257 – Müstecir kirayı akit ile yahut mahalli adet ile muayyen olan zamanda tediyeye mecburdur.
Böyle muayyen bir zaman bulunmadığı takdirde, icar altı aylık yahut senelik ise her altı ayın mürurunda ve daha az bir müddet için ise beher ayın mürurundan sonra nihayet icar müddetinin hitamında verilmek lazımdır.
(D) MÜKELLEFİYET VE VERGİLERİ VE TAMİRİ TAHAMMÜL:
Madde 258 – Mecurun mükellefiyeti ve vergileri mucire aittir.
Mecurun alelade kullanılması için muktazi tathir ve ıslah masrafı müstecire ve tamir mucire aittir. Bu hususta mahalli adete bakılır.
(H) MÜSTECİRİN MÜSTECİRİ:
Madde 259 – Müstecir, mucire zarar verecek bir tebeddülü mucip olmamak şartiyle, mecuru tamamen yahut kısmen ahara icar yahut icarı bir üçüncü şahsa ferağ edebilir.
İkinci müstecir, birinci müstecire müsaade edilenden başka bir tarzda kullandığı takdirde; birinci müstecir, bundan dolayı mucire karşı mesul olur.
Mucir, ikinci müsteciri bu hususa riayet ettirmeğe selahiyettardır.
(V) HİTAM:
I - Müstecirin temerrüdü :
Madde 260 – Müstecir icar müddetinin hit******* evvel muacceliyet kesp eden kiraları tediye etmemiş bulunursa, mucir altı ay veya daha fazla müddetli icarlarda otuz günlük ve daha az müddetli icarlarda altı günlük bir mehil tayin ederek birikmiş olan kira bu müddet zarfında verilmediği takdirde mehlin hitamında akdi feshedeceğini müstecire ihtar edebilir.
609
Bu mehil, ihtarın müstecire tebliğ edildiği günden itibaren başlar.
Bu mehlin tenkisine yahut tediyeden teahhür halinde akdin hemen feshedilebileceğine dair yapılan mukaveleler batıldır.
II - Müstecirin iflası:
Madde 261 – Müstecir iflas eder ve birikmiş ve işliyecek kiralar için münasip bir müddet zarfında teminat da verilmezse mucir, icarı feshe salahiyettardır.
III - Feshin ihbarı:
Madde 262 – İcar için ne sarih ne de zımmi bir müddet tayin edilmemiş olursa, gerek müstecir gerek mucir, ihbar suretiyle akdi feshedebilir.
Akitte, hilafına bir hüküm tayin edilmemiş ise, iki taraftan her biri aşağıdaki kaideler dairesinde feshi ihbar edebilir:
1 – Mefruş olmayan apartmanlar, yazıhane, tezgah, dükkan, mağaza, mahzen, samanlık, ahır, ve bu gibi mahaller ancak mahalli adetince muayyen en yakın vakit için ve böyle bir adetin fıkdanı halinde altı aylık bir müddetin hitamı için ve her iki halde üç ay evvel yapılması lazım gelen bir ihbar ile.
2 – Mefruş apartmanlar yahut müstakil odalar yahut süknaya mahsus mefruşat ancak bir aylık müddetin hitamı için ve iki hafta evvel yapılması lazım gelen bir ihbar ile.
3 – Diğer menkul şeyler her istenilen zaman için ve üç gün evvel yapılması lazım gelen bir ihbar ile.
IV - Süküt ile tecdit:
Madde 263 – İcar, muayyen bir müddetle akdedilip te bu müddetin hitamında mucirin malümatı ile ve muhalefeti olmaksızın mecurun kullanılmasına devam olunduğu yahut mukavelede fesih hakkında gösterilen ihbarı iki taraftan hiç biri yapmadığı takdirde, hilafına mukavele yok ise akit, gayri muayyen bir müddet için tecdit edilmiş sayılır.
V - Fesih:
1 – Mühim sebeplerden dolayı
Madde 264 – Muayyen bir müddetle aktedilen gayrimenkul icarında, mucip akdin icrasını tahammül edilmez bir hale getiren sebepler hudusünde; iki taraftan her biri, diğerine tam bir tazminat vermek ve kanuni mehillere riayet etmek şartiyle ve icar müddetinin hit******* evvel feshi ihbar edebilir.
İcar bir sene veya daha uzun bir müddet için akdedilmiş ise, mucir veya müstecire verilecek tazminat altı aylık bedeli icardan az olamaz.
Müstecir kendisine tazminat verilmedikçe mecuru terke icbar olunamaz.
2 – Müstecirin ölümü
Madde 265 – Müstecirin vefatı halinde gerek mirasçıları gerek mucir, bir sene veya daha uzun müddetli icarlarda kanuni mehillere riayet şartiyle, en yakın vakit için tazminat vermeksizin akdin feshini ihbar edebilirler.
VI - Mecurun iadesi:
Madde 266 – Müstecir, mecuru ne halde tesellüm etmiş ise icarın hitamında o halde ve mahalli adete tevfikan geri vermekle mükelleftir.
Müstecir, akit mucibince etmiş olduğu intifa sebebiyle husule gelen eskilik yahut değişiklikten mesul değildir.
Müstecirin mecuru iyi bir halde tesellüm etmiş olduğu, asıldır.
610
(Z) MUCİRİN HAPİS HAKKI:
I - Şümulü:
Madde 267 – Bir gayrimenkulün muciri, nihayet geçmiş bir senelik ve cereyan etmekte olan altı aylık kiranın temini için mecurun tefrişatına ve tezyinatına ve ondan intifaı temine mahsus olup mecur dahilinde bulunan menkul eşya üzerinde hapis hakkını haizdir.
Mucirin hapis hakkı, ikinci müstecirin birinci müstecire karşı borcu olan miktar nispetinde ikinci müstecir tarafından mecur dahiline getirilen eşyaya da şamildir.
Müstecirin dayinleri tarafından haczedilmesi caiz olmayan eşya üzerinde mucirin, hapis hakkı yoktur.
II – Üçüncü şahıslara ait eşyada:
Madde 268 – Müstecire ait olmadığını, mucirin bildiği veya bilmesi iktiza ettiği eşya ile çalınmış veya zayi olmuş yahut başka suretle zilyedin elinden zaptolunmuş şeyler üzerindeki üçüncü şahsın hakları, mucirin hapis hakkına karşı dahi mahfuzdur.
Mucir, müstecir tarafından getirilen eşyanın ona ait olmadığını icarin devamı esnasında öğrenip te en yakın vakit için akdin feshini ihbar etmez ise bu şeyler üzerindeki hapis hakkı sakıt olur.
III - Nasıl dermeyan edileceği:
Madde 269 – Müstecir mecurdan çıkmak yahut mecur dahilinde bulunan şeyleri alup götürmek teşebbüsünde bulunduğu takdirde; mucir, hapis hakkına istinaden kiraların teminine muktazi miktarda eşyayı,Sulh Hakimi marifetiyle hapsedebilir.
Bu eşya, gizlice yahut cebir ile nakledildikleri surette; götürüldükleri tarihten itibaren on gün içinde polis kuvveti ile yeniden mecure iade olunabilirler.
İKİNCİ FASIL
Hasılat icarı
(A) TARİFİ:
Madde 270 – Hasılat icarı, bir akittirki onunla mucir, müstecire ücret mukabilinde hasılat veren bir malın veya hakkın kullanılmasını ve semerelerinin iktitafını terk etmeği iltizam eder.
Kira, ya nakit yahut devşirilecek semere veya hasılatın bir hissesi olabilir; ikinci surete, iştirakli icar denir.
İştirakli icarda, mucirin semereler üzerindeki hakkı noktasından, mahalli adete riayet olunur.
(B) DEFTER TESBİTİ:
Madde 2 – İcarda alat, hayvan yahut zahirede dahil ise iki taraftan her biri diğerine bu eşyanın tamam ve imzalı bir defterini vermek ve bunların kıymetlerini müştereken takdir ve tesbit etmekle mükelleftir.
(C) MUCİRİN BORÇLARI:
I - Mecurun teslimi:
1 – Kullanmağa salih halde teslim
Madde 272 – Mucir, birlikte icar edilmiş menkul şeyler varsa bunlar dahi dahil olduğu halde mecuru akitten maksut olan kullanmağa ve işletmeğe salih bir halde müstecire teslim ile mükelleftir.
611
Bu borcun ifa edilmemesi halinde,adi icar hakkındaki hükümler tatbik olunur.
2 – Esaslı tamirat
Madde 273 – Mucir, icar müddeti zarfında icrasına zaruret hasıl olan esaslı tamiratı müstecir tarafından ihbar edilir edilmez masrafı kendisine ait olmak üzere yapmağa mecburdur.
3 – Kullanmanın mümkün olmaması halinde mesuliyet
Madde 274 – Müstecir, kendi kusurundan yahut şahsında hadis olan bir arızadan dolayı mecuru kullanamadığı yahut mahdut surette kullandığı takdirde; mucir mecuru akit dairesinde kullanmağa hazır bulundurmuş oldukça müstecir, kiranın tamamını vermekle mükellef olur.
Bu takdirde sarfiyattan tasarruf eylediği miktarı ve mecurun diğer suretle kullanılmasından elde ettiği menfaatleri kiraya mahsup etmeğe mecburdur.
Mucip akdin icrasını tahammül edilmez bir hale getiren sebepler hudusünde her iki tarafın akdi feshetmek hakları mahfuzdur.
II - Üçüncü şahısların iddialarına karşı teminat:
Madde 275 – Üçüncü şahıs tarafından hak iddiası halinde mucirin mükellefiyeti hakkında, adi icara mütedair hükümler tatbik olunur.
III - Mecurun başkasına temliki :
Madde 276 – Mecur icarın akdinden sonra mucir tarafından başkasına temlik yahut icraen takip veya iflas tarikiyle kendisinden nezedildiği takdirde; müstecir, mecurun ahiren maliki olan üçüncü şahıstan ancak kabulü şartiyle icarenin devamını ve mucirden akdi icra yahut tazminat ita etmesini istiyebilir.
Bununla beraber akit daha evvel feshe müsait olmadıkça üçüncü şahıs, feshi ihbar halinde kanunen muktazi altı aylık mehle riayet mecburiyetindedir; ihbar etmediği surette akdi kabul etmiş sayılır.
Ammenin menfaati için istimlake dair olan hususi hükümler mahfuzdur.
IV - Tapu sicilline şerh :
Madde 277 – Bir gayrimenkul hasılat icarı, adi icardaki esaslara göre aynı hükümleri haiz olmak üzere tapu siciline şerh verilebilir.
(D) MÜSTECİRİN BORÇLARI :
I - Borca muvafık surette tekayyüt :
1 – İşletme
Madde 278 – Müstecir, mecuru tahsis olunduğu dairede iyi bir surette işletmeğe bilhassa hasilata kabiliyetli bir halde bulundurmağa mecburdur.
Müstecir, mucirin muvafakati olmaksızın icar müddetinin hit******* sonra mecur üzerinde tesirleri görülebilecek surette işletmenin tarzını tebdil edemez.
2 – İyi bir halde muhafaza
Madde 279 – Müstecir, mecurun iyi bir halde muhafazası için lazım gelen tekayyüdü ifa ile mükelleftir.
Müstecir, ufak tefek termimatı zirai mecurlarda bilhassa yol, geçit, hendek, set, çit, çatı, su yolları ve sairenin muhafazasını mahalli adete göre deruhte etmek ve bundan başka eskilikten yahut kullanmaktan dolayı telef olan ehemmiyetsiz kıymetteki alat ve edavatın yerine başkalarını koymakla mükelleftir.
612
3 – İhbar mükellefiyeti
Madde 280 – Esaslı tamirata zaruret hasıl olduğu yahut bir üçüncü şahıs mecur üzerinde hak iddia ettiği takdirde müstecir keyfiyeti heman mucire ihbar etmekle mükelleftir. Etmezse zarardan mesul olur.
II – Kiranın tediyesi:
1 – Umumiyet itibariyle
Madde 281 – Müstecir kirayı, akit ile yahut mahalli adet ile taayyün eden zamanda tediye ile mükelleftir.
Böyle bir zaman taayyün etmemiş ise kira, beher senenin mürurundan sonra ve nihayet icar müddetinin hitamında verilmek lazımdır.
Mucir, işlemiş ve işleyecek olan bir kira için adi icarda olduğu gibi hapis hakkına maliktir.
2 – Felaketli vakalarda tenzil
Madde 282 – Fevkalade felaket hallerinde yahut tabii hadiselerden dolayı bir zirai gayrimenkulün her vakitki hasılatı ehemmiyetli surette azalırsa müstecir kiradan mütenasip bir miktarının indirilmesini isteyebilir.
Evvelce bu haktan feragat edilmiş olması, ancak kiranın tesbiti sırasında bu gibi vakaların ihtimali nazara alınmış yahut husule gelen zarar bir sigorta ile telafi edilmiş ise muteber olur.
(H) MÜKELLEFİYET VE VERGİLERİ TAHAMMÜL :
Madde 283 – Mecurun mükellefiyet ve vergileri mucire aittir.
(V) MÜSTECİRİN MÜSTECİRİ :
Madde 284 – Müstecir, mucirin muvafakati olmaksızın mecuru başkasına icar edemez.
Bununla beraber müstecir, mecurda dahil olan bazı mahalleri mucire zarar verecek bir tebeddülü mucip olmamak şartiyle icara verebilir.
Böyle bir icara ve mucir tarafından müsaade edilen ikinci icara, alelade ikinci icara mütedair kaideler, kıyasen tatbik olunur.
(Z) HİTAMI :
I - Fesih hakkı:
Madde 285 – Müddet hakkında akit veya mahalli adet ile hilafına bir hüküm tayin edilmemiş ise iki taraftan her biri en aşağı altı aylık bir ihbar müddetine riayet şartiyle akdi feshetmek salahiyetini haizdir.
Hilafına bir mukavele yok ise, zirai gayrimenkullerde mahalli adetçe cari ilk veya son bahar mevsimleri için diğer bütün icarlarda her hangi bir zaman için feshin ihbarı caizdir.
II - Mühim sebeplerden dolayı fesih :
Madde 286 – İcar, birden ziyade seneler için akdedilmiş ise mucir akdin icrasını tahammül edilmez bir hale getiren sebepler hudusünde iki taraftan her biri diğerine tam bir tazminat vermek ve kanuni müddetlere riayet etmek şartiyle akdi hit******* evvel feshedebilir.
Bu takdirde, mucire veya müstecire verilecek tazminat bir senelik kiradan aşağı olamaz.
Müstecir, kendisine tazminat verilmedikçe mecuru terke icbar olunamaz.
613
III - Sükut ile tecdit :
Madde 287 – İcar, muayyen bir müddet için akdolunupta bu müddetin hitamında mucirin malumatiyle ve muhalefeti olmaksızın mecurun istimaline devam olunduğu yahut mukavelede fesih hakkında gösterilen ihbarı iki taraftan hiç biri yapmadığı takdirde; hilafına mukavele yok ise, bir senelik bir müddetin hit******* altı ay evvel ihbar suretiyle fesholununcaya kadar seneden seneye akit tecdit edilmiş sayılır.
IV - Müstecirin temerrüdü:
Madde 288 – Müstecir kirayı vadesi hululünde tediye etmezse mucir, altmış günlük bir mehil tayin ederek birikmiş olan kira bu müddet zarfında verilmediği takdirde; mehlin hitamında akdi feshedeceğini, müstecire ihtar edebilir.
Bu mehil, ihtarın müstecire tebliğ edildiği günden başlar.
Bu mehlin tenkisine yahut kiranın tediye edilmemesi halinde akdin hemen feshedileceğine dair yapılan mukaveleler batıldır.
V - Mucirin fesih hakkı:
Madde 289 – Müstecir, mecurun işletilmesine ve muhafazasına müteallik borçlarına ehemmiyetli bir tarzda muhalefet eder ve mucirin ihtarına rağmen ve tayin ettiği münasip bir mehil zarfında borçlarını ifa etmezse mucir, başka bir muameleye hacet kalmaksızın akdi feshedebilir.
VI - MÜstecirin iflası:
Madde 290 – Müstecirin iflası halinde icare, iflasın açılmasiyle beraber nihayet bulur.
Şu kadarki, işlemekte olan kira ve defterin ihtiva ettiği eşya için kafi teminat verildiği takdirde mucir, icar senesinin hitamına kadar akdi idame ile mükelleftir.
VII - Müstecirin vefatı:
Madde 291 – Müstecir vefat ederse gerek mirasçıları gerek mucir altı aylık kanuni mehillere riayet şartiyle icarın feshini ihbar edebilirler.
(C) İCARIN HİTAMINDA MECURUN İADESİ:
I - İade borcu
Madde 292 – İcarın hitamında müstecir mecuru defterdeki bütün eşya ile beraber bulundukları hal üzere iadeye mecburdur.
İyi işletildiği surette ictinabı mümkün olan kıymet noksanları için müstecir tazminat itası ile mükelleftir.
Müstecir mecur hakkındaki mecburi ihtimamı neticesi olan ıslahat için hiç bir tazminat talep edemez.
II - Defterdeki eşyanın kıymetinin takdiri:
Madde 293 – Mecur teslim edilirken defterdeki eşyanın kıymetleri takdir edilmiş ise müstecir, icarın hitamında bunları aynı nevi ve kıymette olarak iade yahut kıymet noksanlarını tazmin ile mükelleftir.
Müstecir, noksan eşyanın mucirin kusuriyle yahut mücbir bir kuvvetin tesiriyle telef olduğunu ispat ederse tazmin borcu, sakıt olur.
Müstecir, kendi masraflarından ve sayinden husule gelen ziyade kıymet için tazminat talep edebilir.
III - İcarın hitamında semereler ve ziraat masrafları:
Madde 294 – Zirai bir gayrimenkulün müsteciri akdin feshi zamanında henüz devşirilmemiş semereler üzerinde bir hak iddia edemez.
Şu kadarki müstecir ziraat masrafını hakimin tayin ettiği miktarda olarak mucire tazmin ettirebilir ve bu tazminat işlemekte olan kiralara mahsup edilir.
614
IV - Saman ve gübre gibi şeyler:
Madde 295 – Mecuru iade ve teslim eden müstecir, muntazam bir işletmenin icap ettiği nispette son senenin samanlarını, hayvan yataklıklarını kuru ot ve gübrelerini mecurda bırakmağa mucburdur.
Müstecir, aldığından fazla bırakıyorsa ziyadesi için tazminat istemeğe hakkı vardır ve aldığından az bırakıyorsa eksikleri tamamlamak yahut kıymet noksanını tazmin etmekle mükelleftir.
(T) HAYVAN İCARI:
I - Akdin mevzuu:
Madde 296 – Zirai bir mal icariyle murtabıt olmayan mevaşi icarında, hilafına bir akit veya mahalli adet yok ise, icar müddeti zarfında mecur hayvanların bütün hasılatı müstecire ait olur.
Müstecir mecur hayvanları beslemeğe ve onlara iyi bakmağa mecbur ve mucire nakit veya hasılat hissesi olarak bir bedel tediye etmekle mükelleftir.
II - Mesuliyet :
Madde 297 – Hilafına mukavele veya mahalli adet yok ise, müstecir, mecur hayvanlara arız olan bir zarardan; bunun, muhafazadaki tekayyüt ve ihtimama rağmen husule geldiğini ispat etmedikçe mesuldür.
Müstecir, kendi kusuriyle sebebiyet vermediği fevkalade muhafaza masrafları için mucirden tazminat talep edebilir.
Müstecir ehemmiyeti haiz kazaları ve hastalıkları mümkün olduğu kadar süratle mucire bildirmekle mükelleftir.
III - Fesih:
Madde 298 – Hilafına mukavele veya mahalli adet yok ise, gayri muayyen bir zaman için yapılan akdin feshini iki taraftan her biri, diledikleri vakit ihbar edebilirler.
Şu kadarki bu ihbar hüsnü niyetle olmak ve münasebetsiz bir zamanda yapılmamak lazımdır.
DOKUZUNCU BAP
Ariyet ve karz
BİRİNCİ FASIL
Ariyet
(A) TARİFİ:
Madde 299 – Ariyet, bir akittirki onunla ariyet veren, bir şeyin bedava kullanılmasını ariyet alana bırakmak ve alan dahi o şeyin kullandıktan sonra geri vermekle mükellef olur.
(B) HÜKÜMLERİ:
I - Ariyet alanın borçları:
Madde 300 – Ariyet alan, ariyet şeyi ancak akitte tayin edilen ve akitte birşey tayin edilmemiş ise o şeyin mahiyetinden veya tahsis olunduğu maksattan anlaşılan şekilde kullanabilir.
Ariyet alan, ariyeti başkasına kullandıramaz.
Bu kaideye muhalif hareket ettiği takdirde zuhura gelen kazadan dahi mesul olur.
Meğerki, bu kaideye riayet etmiş olsaydı bile yine bu kazanın vukua geleceğini ispat eder.
II - Muhafaza masrafları:
Madde 301 – Ariyet alan, ariyet şeyin adi muhafaza masraflarını ve hususiyle ariyet hayvanın yiyecek masraflarını tahammül eder.
615
Ariyet verenin menfaatine yapmağa mecbur olduğu fevkalade masraflar için, ariyet alan ondan tazminat isteyebilir.
III - Müteselsil mesuliyet :
Madde 302 – Birden ziyade kimseler bir şeyi birlikte ariyet alırlarsa, müteselsilen mesul olurlar.
(C) HİTAMI:
I - Muayyen bir kullanmada:
Madde 303 – Muayyen bir müddet mukavele edilmemiş ise, ariyet alanın, ariyet şeyi akit mucibince kullanmasiyle yahut kullanabilecek kadar bir zaman geçmesiyle akit nihayet bulur.
Ariyet şey, alan tarafından mukavele hilafına kullanıldığı yahut bozulduğu yahut kullanmak için diğer bir şahsa verildiği yahut evvelden bilinemiyen bir halden dolayı ariyeti veren ona acele muhtaç bulunduğu takdirde,daha evvel geri istenebilir.
II - Ariyetin zamanı muayyen olmayan kullanmada :
Madde 304 – Ariyet veren ariyet şeyi ne müddetini ne de niçin kullanılacağını tayin etmiyerek vermiş ise, dilediği vakit geri istiyebilir.
III - Ariyet alanın vefatı :
Madde 305 – Ariyet akdi, ariyet alanın ölmesiyle nihayet bulur.
İKİNCİ FASIL
Karz
(A) TARİFİ :
Madde 306 – Karz, bir akittir ki onunla ödÜnç veren, bir miktar paranın yahut diğer bir misli şeyin mülkiyetini ödünç alan kimseye nakil ve bu kimse dahi buna karşı miktar ve vasıfta müsavi aynı neviden şeyleri geri vermekle mükellef olur.
(B) HÜKÜMLERİ :
I - Faiz :
1 – Hangi muamelelerde faiz lazım geleceği
Madde 307 – Karzda faiz şart kılınmamış ise adi muamelelerde faiz lazım gelmez.
Ticaret muamelelerinde, şart edilmemiş olsa dahi faiz verilmek lazımdır.
2 – Faize müteallik kaideler
Madde 308 – Karzda faiz miktarı tayin edilmemiş ise, asıl olan karzın alındığı zaman ve mekanda o nevi karzlarda adet olan faiz miktarıdır.
Hilafına mukavele yok ise tayin edilen faiz senelik olarak tediye olunur.
Faizin, anaya zammedilerek birlikte tekrar faiz yürütülmesi evvelden mukavele edilmiş olsa bile, batıldır. (Son cümle mülga:29/6/1956-6763/41 md.)
II - Karzın teslim ve tesellümü hakkındaki iddialarda müruru zaman :
Madde 309 – Ödünç alan kimsenin verilecek şeyin teslim edilmesine ve ödünç verenin dahi o şeyin tesellüm edilmesine dair olan iddiaları, diğer tarafın bu baptaki temerrüdünden itibaren altı ay geçmekle müruru zamana uğrar.
III - Ödünç alan kimsenin borcu ödemekten aczi:
Madde 310 – Ödünç alan kimse karzdan sonra borcunu edadan aciz haline girmiş bulunursa, borç veren, taahhüt ettiği şeyin tesliminden imtina edebilir.
Ödünç alan kimse, akitten evvel borcunu ödemekten aciz halinde bulunup da ödünç veren akitten sonra bundan haberdar olmuş ise, yine bu salahiyeti kullanabilir.
616
(C) NAKiT YERİNE VERİLEN ŞEYLER :
Madde 311 – Ödünç alan kimseye taahhüt edilen nakit yerine kıymetli evrak yahut emtia verildiği takdirde borcun miktarı teslim zamanında ve mekanında bu evrak veya emtianın haiz oldukları borsa rayicinden ve cari fiyattan ibaret olur; bunun hilafına mukavele batıldır.
(D) İADE ZAMANI :
Madde 312 – Geriye verilmesi için, ne bir muayyen vade ne ihbar müddetine de istenildiği zaman muacceliyet kesbedeceği mukavele edilmemiş olan bir borç ilk talepten itibaren altı hafta içinde geri verilmek lazımdır.
ONUNCU BAP
Hizmet akdi
(A) TARİFİ :
Madde 313 – Hizmet akdi, bir mukaveledir ki onunla işçi, muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeği ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeği taahhüt eder.
Ücret, zaman itibariyle olmayıp yapılan işe göre verildiği takdirde dahi işçi muayyen veya gayri muayyen bir zaman için alınmış veya çalışmış oldukça, hizmet akdi yine mevcuttur; buna parça üzerine hizmet veya götürü hizmet denir.
Hizmet akdi hakkındaki hükümler, kıyasen çıraklık akdine tatbik olunur.
(B) TEŞEKKÜLÜ :
I - Umumiyet itibariyle:
Madde 314 – Hilafına bir hüküm bulunmadıkça, hizmet akdi hususi bir şekle tabi değildir.
Ezcümle hizmet muayyen bir zaman için kabul edilmiş olur ve işin iktizasına göre o hizmet ancak ücret mukabilinde yapılabilirse, hizmet akdi inikad etmiş sayılır.
II - Mesai kaideleri:
Madde 315 – Sınai veya ticari bir teşebbüste, iş sahibi tarafından mesai veya dahili bir intizam için muttarit bir kaide ittihaz edilmiş ise bunlar evvelce yazılmış ve işçiye dahi bildirilmiş olmadıkça işçiye bir borç tahmil etmez.
III - Umumi mukavele:
1 – Nasıl yapılacağı
Madde 316 – İş sahibi kimselerin veya cemiyetlerinin, işçilerle veya cemiyetleriyle yaptıkları mukavelede hizmete mütaallik hükümler vazolunabilir.
Bu umumi mukavele, tahriri olmadıkça muteber değildir.
Alakadarlar bu mukavelenin müddetinde ittifak edemezlerse, bir sene mürurundan sonra altı aylık müddet için yapılacak bir ihbar ile, her zaman mukaveleyi feshedebilirler.
2 – Hükümleri
Madde 317 – Umumi bir mukavele ile bağlı bulunan iş sahipleriyle işçiler arasında yapılacak hususi hizmet akitlerinin, umumi mukaveleye muhalif hükümleri batıldır.
Bu batıl hükümlerin yerine, umumi mukavele hükümleri kaim olur.
VI - Çıraklık mukavelesi :
Madde 318 – Küçükler veya mahcurlar ile yapılan çıraklık mukaveleleri, tahriri yapılmış ve usta ve velayeti haiz kimse yahut sulh hakiminin muvafakatiyle vasi tarafından imza edilmiş olmadıkça, muteber değildir.
617
Mukavele, yapılacak işin ve çıraklığın nevi ve müddetine ve günde çalışılacak saatlere ve iaşe yahut diğer yapılacak ve verilecek şeylere ve kezalik tecrübe zamanına dair muktazi şartları ihtiva etmek lazımdır.
Bu şartlara riayet olunup olunmadığı salahiyettar daire tarafından murakabe edilir.
(C) HÜKMÜ :
I - Şartları :
Madde 319 – Hizmet mukavelesinin şartları kanuna, ahlaka (adaba) mugayir olmamak üzere istenildiği gibi tayin olunabilir.
II - İşçinin borçları :
1 – Bizzat ifa
Madde 320 – Hilafı mukaveleden veya hal icabından anlaşılmadıkça işçi taahhüt ettiği şeyi kendisi yapmağa mecbur olup başkasına devredemez.
İş sahibinin dahi hakkını başkasına devredebilmesi, aynı kayıtlara tabidir.
2 – İhtimam mecburiyeti
Madde 321 – İşçi, taahhüt ettiği şeyi ihtimam ile ifaya mecburdur.
Kasıt veya ihmal ve dikkatsizlik ile iş sahibine iras ettiği zarardan mesuldür. İşçiye terettüp eden ihtimamın derecesi, akde göre tayin olunur ve işçinin o iş için muktazi olup iş sahibinin malümu olan veya olması icabeden malümatı derecesi ve mesleki vukufu kezalik istidat ve evsafı gözetebilir.
3 – Parça veya götürü işte mesuliyet
Madde 322 – İşçi parça üzerine yahut götürü çalışıp da iş sahibinin nezareti altında bulunmaz ise işlenen madde ve işin akit mucibince icrası noktasından mesuliyeti hakkında istisna akdine dair hükümler, kıyasen tatbik olunur.
III - İş sahibinin borçları :
1 – Ücret
a) Miktarı
Madde 323 – İş sahibi mukavele edilen yahut adet olan yahut kendisinin bağlı bulunduğu umumi mukavelede tesbit olunan ücreti tediye ile mükelleftir.
Ücretle birlikte kardan bir hisse verilmesi mukavele edilmiş ise iş sahibi işçiye yahut onun yerine iki tarafın veya hakimin tayin ettiği bigaraz kimseye kar ve zarar hakkında muktazi malümatı vermeğe ve lüzumu olan hesap defterlerinin muayenesine müsaade etmeğe mecburdur.
b) İş verilmesini istemek hakkı
Madde 324 – İş için muayyen olan zamanda parça üzerine yahut götürü olarak münhasıran bir iş sahibine çalışmakta olan işçi, akit müddetinde her gün için kendisine kafi miktarda iş verilmesini istemek hakkını haizdir.
Bu takdirde parça yahut götürü iş bulunmazsa, iş saat hesabiyle veya gündelikle verilebilir; bu da bulunmazsa, iş sahibi, bu bapta kendisine bir kusur isnat edilemiyeceğini ispat etmedikçe vukua gelen zararı tazmine mecbur olur.
618
c) İş sahibinin temerrüdü
Madde 325 – İş sahibi işi kabulde temerrüt ederse, işçi taahhüt ettiği işi yapmağa mecbur olmaksızın mukaveledeki ücreti istiyebilir.
Şu kadar ki, işi yapmadığından dolayı tasarruf ettiği yahut diğer bir iş ile kazandığı ve kazanmaktan kasten feragat eylediği şeyi mahsup ettirmeğe mecburdur.
d) Tediye günü
Madde 326 – Mukavele yahut adet ile daha kısa mehiller tayin edilmemiş ise ücret, aşağıdaki dairede verilir.
1 – Amele ve iş sahibi ile birlikte yaşamıyan hizmetçilere haftada bir.
2 – İdarehane memurlarına ve müstahdemlerine ve iş sahibi ile birlikte yaşıyan hizmetçilere her ay.
Hizmet akdinin hitamiyle ücret herhalde muacceliyet kesbeder.
h) Avans
Madde 327 – İş sahibi işçinin zarureti dolayisiyle ihtiyacı bulunan ve tediyesi kendisi için zarar ve müzayakayı mucip olmıyan avansları, yapılan iş nispetinde işçiye vermekle mükelleftir.
v) İş ifa edilemediği halde ücret
Madde 328 – Uzun müddet için yapılan hizmet akdinde, işçi hastalıktan ve askerlikten veya bu gibi sebeplerden dolayı kusuru olmaksızın nispeten kısa bir müddet için işi ifa edemediği takdirde o müddet için ücret istemeğe hakkı vardır.
z) Fazla iş için ücret
Madde 329 – Akit ile tayin edilen yahut adet mucibince icabeden iş miktarından ziyade bir işin ifasına zaruret hasıl olupta işçi, bunu yapmağa muktedir olur ve imtinaıda hüsnü niyet kaidelerine muhalif bulunursa cebrolunur.
İşçi, bu ziyade iş için fazla bir ücrete müstahak olur ve bu, mukavele edilen ücretle mütenasip bir suretle hususi haller nazara alınmak şartiyle takdir edilir.
2 – Çırağın talimi
Madde 330 – Çıraklık mukavelesinde, usta, çırağa sanatı olanca dikkat ve itinasiyle öğretmeğe mecburdur.
Usta, çırağın mecburi derslere devamına nezaret ve meslekine ait mekteplere ve kurslara gitmesi ve çıraklık imtihanlarına iştirak eylemesi için lüzumu olan zamanlarda müsaade etmekle mükelleftir.
Çırağa, kaideten, ne geceleri nede cuma günleri iş verilmez. (1)
3 – Alat ve malzeme
Madde 331 – Hilafına mukavele veya adet yoksa iş sahibi, çalışması için, işçiye muktazi alat ve malzemeyi vermekle mükelleftir.
İşçi, mükellef olmadığı halde bu işleri iş sahibinin rızasiyle tamamen veya kısmen tedarik ederse iş sahibi bunun için bir tazminat vermeye mecbur olur.
4 – Tedbirler ve mesai mahalleri
Madde 332 – İş sahibi, akdin hususi halleri ve işin mahiyeti noktasından hakkaniyet dairesinde kendisinden istenilebileceği derecede çalışmak dolayısıyle maruz kaldığı tehlikelere karşı icabeden tedbirleri ittihaza ve münasip ve sıhhi çalışma mahalleri ile, işçi birlikte ikamet etmekte ise sıhhi yatacak bir yer tedarikine mecburdur.
——————————
(1) 27/5/1935 tarih ve 2739 sayılı Kanunla ”pazar günü” hafta tatili olarak kabul edilmiştir.
619
(Ek : 29/6/1956 - 6763/41 md.) İş sahibinin yukarıki fıkra hükmüne aykırı hareketi neticesinde işçinin ölmesi halinde onun yardımından mahrum kalanların bu yüzden uğradıkları zararlara karşı istiyebilecekleri tazminat dahi akde aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkındaki hükümlere tabi olur.
5 – Mahsup
Madde 333 – İşçi ücretinin tediyesi, işçinin ve ailesinin nafakası için zaruri bulunduğu takdirde;işçinin muvafakatı olmaksızın iş sahibi ücreti kendi alacağı ile mahsup edemez.
Şu kadarki kasten iras edilen zararların tazmini için mahsup icrası daima caizdir.
6 – İstirahat zamanları
Madde 334 – İş sahibi işçinin istirahati için mutat olan saat ve günlerde müsaade vermekle mükelleftir.
İş sahibi, mukavelenin feshi ihbar olunduktan sonra başka bir iş araması için işçiye münasip bir zaman vermek mecburiyetindedir.
Her halde mümkün olduğu kadar iş sahibinin menfaati gözetilmek lazımdır.
7 – Şahadetname
Madde 335 – İşçi yalnız hizmetinin nevini ve müddetini havi bir şahadetname vermesini, iş sahibinden isteyebilir.
İşçi sarahaten talep ettiği takdirde şahadetname, hal ve hareketini ve sa'yinin keyfiyetini de ihtiva etmek lazımdır.
8 – İşçinin ihtiraı
Madde 336 – İşçi hizmetini yaparken bir şey ihtira ettikte iş sahibi böyle bir ihtiraın kendisine ait olacağını akitte şart koymuş yahut bu ihtira işçinin taahhüt eylediği hizmetin levazımından bulunmuş ise ihtira olunan şey, iş sahibinin olur.
Birinci surette ihtira mühim bir iktisadi kıymeti haiz ise, işçinin hakkaniyet dairesinde tayin edilecek bir bedel istemeğe hakkı vardır.
Bu bedel, ihtiraın meydana gelmesinde iş sahibinin iştiraki ve tesissatından edilen istifade nazara alınarak tesbit olunur.
IV - Birlikte yaşama:
Madde 337 – Hilafına mukavele ve adet yok ise, iş sahibi ile birlikte ikamet eden işçinin iaşe ve süknası, ücretten bir kısım teşkil eder.
İş sahibi, bu halde kendi kusuru olmaksızın nispeten kısa bir zaman için hizmetini ifaya muktedir olamayan işçiyi görüp gözetmek ve muktazi tedaviyi ifa ettirmek üzere iaşesiyle de mükelleftir.
(D) HİTAMI :
I - Müddetin müruru:
Madde 338 – Hizmet akdi, muayyen bir müddet için yapılmış yahut böyle bir müddet işin maksut olan gayesinden anlaşılmakta bulunmuş ise, hilafı mukavele edilmiş olmadıkça feshi ihbara hacet olmaksızın bu müddetin müruriyle, akit nihayet bulur.
II - Süküt ile tecdit:
Madde 339 – Muayyen bir müddet için yapılan hizmet akdi bu müddetin mürurundan sonra her iki tarafın sükütu ile temdit edildiği takdirde,akit, aynı müddet ve fakat nihayet bir sene için tecdit edilmiş sayılır.
Akdin feshi ihbar vukuuna mütevakkıf iken iki taraftan hiç biri ihbar etmemiş ise, akit, tecdit edilmiş sayılır.
620
III – Feshin ihbarı ve kanuni müddetler:
1 – Umumiyet itibariyle
Madde 340 – Hizmet akdinde, bir müddet tayin edilmez ve böyle bir müddet işin maksut olan gayesinden de anlaşılmazsa, her iki tarafça feshi ihbar olunabilir.
Böyle ne akit nede kanun ile diğer bir müddet tesbit edilmemiş olduğu takdirde,amele hakkında ihbardan sonra girecek hafta nihayeti için,idarehane memur ve müstahdemleri hakkında ihbardan sonra girecek ikinci hafta ve diğer hizmet akitlerinde ihbardan sonra girecek keza ikinci hafta nihayeti için akit fesholunabilir.
İş sahipleri ve işçiler için muhtelif ihbar müddetleri, mukavele edilmesi caiz değildir.
2 – Bir seneden fazla devam eden işlerde
Madde 341 – Bir hizmet akdi, bir seneden fazla devam ettiği takdirde bu akit iş sahibi ve işçi tarafından ihbar edildikten sonra girecek ikinci haftanın nihayeti için fesholunabilir.
Bu müddetin bir haftadan eksik olmamak üzere mukavele ile tebdili caizdir.
3 – Tecrübe müddeti
Madde 342 – Uzun müddet ile yapılan akitte, bir tecrübe zamanı şart edilmiş olduğu takdirde hilafına mukavele edilmemiş ise ilk iki ay zarfında ihbardan sonra girecek haftanın nihayeti için akit fesholunabilir.
Çırak ve hizmetçi akitlerinde hilafına bir mukavele yok ise hizmete duhulden itibaren ilk iki hafta tecrübe müddeti sayılır ve bu müddet zarfında iki taraftan her biri bir gün evvel ihbar etmek şartiyle akdi fesihte serbesttir.
4 – Hayat müddetince yahut on seneden fazla için yapılan akit
Madde 343 – Bir hizmet akdi, bir tarafın yaşadığı müddetçe yahut on seneden fazla için yapılmış ise işçi, bunu on sene geçtikten sonra her zaman ve bir aylık bir ihbar müddetine riayet şartiyle tazminat dahi vermeksizin fehedebilir.
IV – Fesih:
1 – Muhik sebeplerden dolayı
a) Salahiyet
Madde 344 – Muhik sebeplerden dolayı gerek işçi gerek iş sahibi, bir ihbara lüzum olmaksızın her vakit akdi feshedebilir.Ezcümle ahlaka müteallik sebeplerden dolayı yahut hüsnü niyet kaideleri noktasından iki taraftan birini artık akdi icra etmemekte haklı gösteren her hal, muhik bir sebep teşkil eder.
Bu gibi hallerin mevcudiyetini hakim takdir eder. Fakat işçinin kendi kusuru olmaksızın düçar olduğu nispeten kısa bir hastalığı yahut kısa müddetli bir askeri mükellefiyeti ifa etmesi, muhik sebep olarak kabul edilemez.
b) Tazminat
Madde 345 – Muhik sebepler bir tarafın akte riayet etmemesinden ibaret olduğu takdirde bu taraf diğer tarafa, onun akit ile müstahak iken mahrum kaldığı fer'i menfaatlerde nazara alınmak üzere tam bir tazminat itasiyle mükellef olur.
Bundan başka hakim vaktinden evvel feshin mali neticelerini, hali ve mahalli adeti göz önünde tutarak takdir eder.
2 – Ücretin tehlikede bulunmasından dolayı
Madde 346 – İş sahibi borcu ödemekten aciz olduğu takdirde,işçi,talebi üzerine münasip bir müddet zarfında ücreti için teminat verilmezse akitten rücua salahiyettar olur.
621
V – Ölüm:
Madde 347 – Hizmet Akdi, işçinin ölümü ile son bulunur.
İş sahibi öldüğü takdirde, akit, başlıca onun şahsı nazara alınarak yapılmış ise nihayet bulur.
Bu ikinci halde işçi akdin vaktinden evvel nihayet bulması hasebiyle düçar olduğu zarar için hakkaniyet dairesinde bir tazminat isteyebilir.
(H) REKABET MEMNUİYETİ:
I - Cevazı:
Madde 348 – İş sahibinin müşterilerini tanımak veya işlerinin esrarına nüfuz etmek hususlarında işçiye müsait olan bir hizmet akdinde her iki taraf, akdin hit******* sonra, işçinin kendi namına iş sahibi ile rekabet edecek bir iş yapamamasını ve rakip bir müessesede çalışamamasını ve böyle bir müessesede şerik veya sair sıfatla alakadar olamamasını, şart edebilirler.
Rekabet memnuiyetine dair olan şart, ancak işçinin müşterileri tanımasından ve esrara nüfuzundan istifade ederek iş sahibine hissolunacak derecede bir zarar husulüne sebebiyet verebilecek ise, caizdir.
İşçi, akdin yapıldığı zamanda reşit değil ise rekabet memnuiyetine dair olan şart batıldır.
II - Hududu:
Madde 349 – Rekabet memnuiyeti ancak işçinin iktisadi istikbalinin hakkaniyete muhalif olarak tehlikeye girmesini menedecek surette zaman, mahal ve işin nevi noktasından hal icabına göre münasip bir hudut dahilinde şart edilmiş ise muteberdir.
III - Şekli:
Madde 350 – Rekabet memnuiyeti, sahih olmak için tahriri mukaveleye merbut olmak lazımdır.
IV - Muhalefetin hükümleri:
Madde 351 – Rekabet memnuiyetine muhalif harekette bulunan işçi, bu muhalefet sebebi ile eski iş sahibinin düçar olduğu zararları tazmin ile mükelleftir.
Memnuiyete muhalif hareket hakkında cezai şart konulmuş ise, işçi, kaideten meşrut ceza miktarını tediye ile memnuiyetten kurtulabilir.Fakat zarar bu miktarı mütecaviz ise, fazlasını da tazmin ile mükellef olur.
İşçinin hareketi tarzı ve ihlal veya tehdit edilen menfaatlerin ehemmiyeti haklı gösteriyorsa ve tahriri bir mukavele ile sarahaten bu hak muhafaza edilmiş ise, iş sahibi, müstesna olarak meşrut olan cezanın tediyesinden ve onu mütecaviz olan zararın tazmininden başka muhalefetin menini de talep edebilir.
V - MEMNUİYETİN NİHAYETİ
Madde 352 – Rekabet memnuiyetinin bakasında iş sahibinin hakiki menfaati bulunmadığı sabit olursa, bu memnuiyet nihayet bulur.
İş sahibi işçinin feshi muhik gösterecek bir kusuru yok iken akdi feshetmiş yahut iş sahibinin feshi haklı gösteren bir kusuru dolayısiyle akit işçi tarafından feshedilmiş ise, işçi aleyhine memnuiyete muhalefetinden dolayı dava ikame edilemez.
(V) SERBEST HİZMETLERDE TATBİK EDİLECEK HÜKÜMLER
Madde 353 – Bu babın hükümleri hizmet akdinin teşekkül unsurlarını havi olmakla beraber ilmi veya bedii malümatı mahsusayı haiz olanlar tarafından ücretle yapıla gelen mesai hakkındaki akitlere de tatbik olunur.
622
(Z) HUSUSİ KANUNLARIN HÜKÜMLERİNİN MAHFUZİYETİ
Madde 354 – Resmi memurlar ve müstahdemler hakkındaki hususi kanunların hükümleri mahfuzdur.
ON BİRİNCİ BAP
İstisna akdi
(A) TARİFİ
Madde 355 – İstisna, bir akittirki onunla bir taraf (müteahhit), diğer tarafın (iş sahibi) vermeği taahhüt eylediği semen mukabilinde bir şey imalini iltizam eder.
(B) AKDİN HÜKÜMLERİ
I - Müteahhidin borçları:
1 – Umumiyet itibariyle
Madde 356 – Mütaahhidin mesuliyeti, umumi surette işçinin hizmet akdindeki mesuliyetine dair olan hükümlere tabidir.
Mütaahhit, imal olunacak şeyi bizzat yapmağa veya kendi idaresi altında yaptırmağa mecburdur. Fakat işin mahiyetine nazaran şahsi maharetinin ehemmiyeti yok ise, taahhüt ettiği şeyi başkasına dahi imal ettirebilir.
Hilafına adet veya mukavele olmadıkça, mütaahhit, imal olunacak şeyin icrası için lazım olan vasıtaları ve alat ve edevatı kendi masrafiyle tedarik etmeğe mecburdur.
2 – Malzeme itibariyle
Madde 357 – Mütaahhit, imal ettiği şeyde kullandığı malzemenin iyi cinsten olmamasından dolayı iş sahibine karşı mesul ve bu hususta bayi gibi mütekeffildir.
Malzeme iş sahibi tarafından verilmiş ise, müteahhit, onları layik olan bütün ihtimam ile kullanmak ve bundan dolayı hesap vermek ve artanı iade etmekle mükelleftir.
İş devam ettiği sırada, iş sahibinin, verdiği malzemenin veya gösterdiği arsanın kusurlu olduğu anlaşılır yahut imalatın noktası noktasına muntazaman icrasını tehlikeye koyacak diğer bir hal hadis olursa mütaahhit, iş sahibini bundan derhal haberdar etmeğe mecbur aksi takdirde bunların neticelerini tahammül etmekle mükelleftir.
3 – Akit dairesinde işe başlama ve icra
Madde 358 – Mütaahhit, işe zamanında başlamaz veya mukavele şartlarına muhalif olarak işi tehir eder yahut iş sahibinin kusuru olmaksızın vakı olan teehhür bütün tahminlere nazaran mütaahhidin işi muayyen zamanda bitirmesine imkan vermiyecek derecede olursa iş sahibi teslim için tayin edilen zamanı beklemeğe mecbur olmaksızın akdi feshedebilir.
İmal sırasında işin müteahhidin kusuru sebebi ile ayıplı veya mukaveleye muhalif bir surette yapılacağını katiyetle tahmin etmek mümkün olursa, iş sahibi, bunlara mani olmak için müteahhide münasip bir mühlet tayin ederek veya ettirerek bu mühlet içinde icabını icra etmediği halde hasar ve masraflar müteahhide ait olmak üzere tamiratın veya imalata devamın üçüncü bir şahsa tevdi olunacağını ihtar edebilir.
4 – İşin kusuruna mütedair teminat
a) Kusurun tesbiti
Madde 359 – İmal olunan şeyin tesliminden sonra iş sahibi, işlerin mutat cereyanına göre imkanını bulur bulmaz o şeyi muayeneye ve kusurları varsa bunları müteahhide bildirmeğe mecburdur.
623
İki taraftan her birinin, imal olunan şeyi masrafı kendisinden olmak üzere ehli hibreye muayene ettirilmesini ve muayene neticesinin bir raporla tesbitini istemeğe hakkı vardır.
b) Kusur halinde iş sahibinin hakkı
Madde 360 – Yapılan şey iş sahibinin kullanamıyacağı ve nısfet kaidesine göre kabule icbar edilemiyeceği derecede kusurlu veya mukavele şartlarına muhalif olursa, iş sahibi, o şeyi kabulden imtina edebilir; bu hususta mütaahhidin taksiri bulunursa zarar ve ziyan da isteyebilir.
İşin kusurlu olması veya mukaveleye muhalif bulunması yukarıki derecede ehemmiyeti haiz değil ise iş sahibi, işin kıymetinin noksanı nispetinde fiatı tenzil ve eğer o işin ıslahı büyük bir masrafı mucip değil ise mütaahhidi tamire mecbur edebilir. Bu hususta mütaahhidin taksiri varsa iş sahibi zarar ve ziyan da istiyebilir.
Yapılan şey iş sahibinin arsası üzerine yapılmış olup da mahiyeti itibariyle refi ve kal'ı fazla bir zararı mucip ise iş sahibi, ancak ikinci fıkra mucibince muamele yapar.
c) İş sahibinin mesuliyeti
Madde 361 – Yapılan şeyin kusurlu olması müteahhidin sarahaten beyan eylediği mütalaaya mugayir olarak iş sahibinin verdiği emirlerden neşet etmiş bulunur veya her hangi bir sebeple iş sahibine isnadı kabil olursa, iş sahibi o şeyin kusurlu olmasından mütevellit hakları dermeyan edemez.
d) İşin kabulü
Madde 362 – Yapılan şeyin sarahaten veya zımnen kabulünü müteakıp mütaahhit, her türlü mesuliyetten beri olur. Ancak mütaahhidin kasten sakladığı usulü veçhile muayenesinde müşahade edilemiyecek olan kusurlar hakkında, mesuliyeti bakidir.
Eğer iş sahibi kanunen tayin olunan muayene ve ihbarı ihmal ederse zımnen kabul etmiş sayılır.
Yapılan şeydeki kusur, sonradan meydana çıkarsa iş sahibi, vakıf olur olmaz keyfiyeti mütaahhide haber vermeğe mecburdur. Aksi takdirde iş sahibi kabul etmiş sayılır.
h) Müruru zaman
Madde 363 – Yapılan şeyin kusurlu olmasından dolayı iş sahibinin haiz olduğu haklar, müşterinin haklarının tabi olduğu müruru zaman hükmüne tabidir.
Fakat gayrimenkul inşaata müteallik kusurlardan dolayı iş sahibinin mütaahhide ve inşaata iştirak eyliyen mimar ve mühendise karşı mütalebesi, tesellüm zamanından itibaren beş senelik müruru zamana tabidir.
II - İş sahibinin borçları:
1 – Ücretin muacceliyeti
Madde 364 – İşin parası, teslim zamanında ödenir.
Yapılan şey parça parça teslim edildikçe bedeli ifa olunmak üzere mukavele edilmiş ise her kısmın bedeli o kısmın teslimi zamanında ödenmek lazımdır.
2 – Ücretin miktarı
a) Götürü taahhüt
Madde 365 – Götürü pazarlık edilmiş ise, mütaahhit yapılacak şeyi kararlaştırılan fiata yapmağa mecburdur. Yapılacak şey, tahmin edilen miktardan fazla say ve masrafı mucip olsa bile, müteahhit bedelin arttırılmasını isteyemez.