AySe^^
Bayan Üye
Ecel vaktimin yaklaştığı, zamanın kör düğümlerle bağlandığı bir gece vakti,
Yeni bir ışık doğdu; kusursuz fakat yorgun ve loş bir ışıkla dünyam aydınlanmaya başladı
Korku ve gitmelerin pençesinde yeniden hayata dönüyordum
Uçurum almıştı bedenimi, karanlıklar hükmetmişti yüreğimin en ücra köşelerine
Uykularımdan sıçrayarak uyanmalarım, ecel terleri dökerek bir sigara yakışım
Ve uzun uzun düşünmelerle dolup taşan yalnızlıkla burun buruna koca bir ömür vardı önümde
İyi veya kötü yaşanacak bu ömür ya yalnız ya da bir hiç olarak
hiç dolmayacak bir yüreğin sızısıydı
İnce,derin,sessiz ve tiz bir çığlıkla uyanmıştım o karanlık gecenin son yarısında
Dünyama yeni doğan loş ışığın acısıydı korkusuydu içime dolan
Yüreğime hükmetmiş karanlıklar şahının son gecesiydi artık
Korkuyordu,titriyordu hızla yaklaşan parlak fakat yakıcı olmayan bu ışık
Ürkütüyordu yalnızlıklar ve karanlıklar ülkesinin şahını
Atların ayaklarındaki nal sesleri gibi gittikçe uzaklaşıyorlardı dünyamdan
Çünkü yeni bir misafir geliyordu bu yabancısı olduğu dünyaya
Yeni bir inşa başlıyordu karanlığı yara yara nal seslerini yara yara yaklaşıyordu
Yaklaştıkça ısıtıyor ısıttıkça yakıyordu bedenimi
Sesler geliyordu sanki gaybdan,uğultular başladı kulaklarımın örs ve üzengisini parçalarcasına
Sıcaklık vücut ateşimi kırk dereceye kadar vurmaya başladı ve yakıyordu için için
Bir korku bir isyan başladı beynimden ayak uçlarıma kadar
kaç dercesine kaç kurtul yakacak bedeni baştan başa
Ama kaçamadım gidemedim bir türlü bu gelen ışıktan sıcaklıktan
Gelen zaten gelmişti
25 şubat bugün; geçen ay tam bu gün bu saatte gelmiştin çorak bir yüreğe
Filizlenmeye başladı şimdi dal vermeye başladı korkular yalnızlıklar karanlıklar şahı
Gittiler birer birer
İnşasına başladığın aşkındı,sevgindi dostluğun ve yüreğindi
O kadar korku sadece sevgiymiş
Hoş geldin sefa geldin
Dert senin derman senin,gönül senin Yürek senin
Başka söz istersen o da sadece “SEN” olursun.
Alıntıdr.
Yeni bir ışık doğdu; kusursuz fakat yorgun ve loş bir ışıkla dünyam aydınlanmaya başladı
Korku ve gitmelerin pençesinde yeniden hayata dönüyordum
Uçurum almıştı bedenimi, karanlıklar hükmetmişti yüreğimin en ücra köşelerine
Uykularımdan sıçrayarak uyanmalarım, ecel terleri dökerek bir sigara yakışım
Ve uzun uzun düşünmelerle dolup taşan yalnızlıkla burun buruna koca bir ömür vardı önümde
İyi veya kötü yaşanacak bu ömür ya yalnız ya da bir hiç olarak

İnce,derin,sessiz ve tiz bir çığlıkla uyanmıştım o karanlık gecenin son yarısında
Dünyama yeni doğan loş ışığın acısıydı korkusuydu içime dolan
Yüreğime hükmetmiş karanlıklar şahının son gecesiydi artık
Korkuyordu,titriyordu hızla yaklaşan parlak fakat yakıcı olmayan bu ışık
Ürkütüyordu yalnızlıklar ve karanlıklar ülkesinin şahını
Atların ayaklarındaki nal sesleri gibi gittikçe uzaklaşıyorlardı dünyamdan
Çünkü yeni bir misafir geliyordu bu yabancısı olduğu dünyaya
Yeni bir inşa başlıyordu karanlığı yara yara nal seslerini yara yara yaklaşıyordu
Yaklaştıkça ısıtıyor ısıttıkça yakıyordu bedenimi
Sesler geliyordu sanki gaybdan,uğultular başladı kulaklarımın örs ve üzengisini parçalarcasına
Sıcaklık vücut ateşimi kırk dereceye kadar vurmaya başladı ve yakıyordu için için
Bir korku bir isyan başladı beynimden ayak uçlarıma kadar

Ama kaçamadım gidemedim bir türlü bu gelen ışıktan sıcaklıktan
Gelen zaten gelmişti
25 şubat bugün; geçen ay tam bu gün bu saatte gelmiştin çorak bir yüreğe
Filizlenmeye başladı şimdi dal vermeye başladı korkular yalnızlıklar karanlıklar şahı
Gittiler birer birer
İnşasına başladığın aşkındı,sevgindi dostluğun ve yüreğindi
O kadar korku sadece sevgiymiş
Hoş geldin sefa geldin
Dert senin derman senin,gönül senin Yürek senin
Başka söz istersen o da sadece “SEN” olursun.
Alıntıdr.