ATATÜRK'ün calısma arkadasları

Hiphop_girL

Bayan Üye
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]ALİ FUAT CEBESOY (1882 - 1968)

[/FONT]
12b.gif




[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Kurtuluş Savaşı komutanlarından, diplomat ve siyaset adamı. 1882 yılında İstanbul'da doğdu. Babası İsmail Fazıl Paşa'nın gönülsüzlüğüne rağmen, girdiği Harp Okulu'nda Mustafa Kemal ile aynı sınıfa düşmesi bir bakıma gelecekteki kaderini çizmiş oldu. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Cebesoy'un Beyrut'ta başlayan kıta hizmetleri, 1908'deki Roma Askeri Ateşeliği dışında, çok hareketli geçti. Trablus'ta savaş başlar başlamaz (1911) oraya ilk gidenler arasındaydı. Balkan Savaşı sırasında Karadağ'da, Yanya Kalesinde, Pista ve Pisani muharebelerinde, 1. Dünya Savaşının başında tümen komutanı olarak katıldığı Kanal Hareketinde, büyük başarılar gösterdi. İstanbul Hükümeti'nin İçişleri Bakanı, Mustafa Kemal'in görevsizliğini bir genelgeyle açıklayınca Ali Fuat Paşa'da kendi bölgesindeki valilere ve mutasarrıflara kendisinden gelecek emirlere göre hareket edilmesini bildirdi (1919). Ayrıca, her tarafta Müdafaa-i Hukuk ve Reddi İlhak Cemiyetlerinin kurulacağını ilgililere hatırlattı. Bu çabaları takdirle karşılandığı için, Sivas Kongresi sonrasında Cebesoy, Umum Kuvayı Milliye komutanı olarak görevlendirildi. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Kendisini çekemeyenlerce Çerkez Ethem taraftarlığıyla suçlandı. Doğru olmadığı sonradan belgelerle ortaya konan bu suçlama üzerine, ayaklanmaların bastırılmasından sonra, Ankara'ya çağrılarak Moskova Büyükelçiliğine atandı. Mustafa Kemal'in talimatını yerine getirmekle yükümlü olduğu bu zor görevi başarıyla yürüttü ve 10 Mayıs 1921'de Ankara'ya dönerek Mecliste siyasi çalışmalarına başladı. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti başkanlığını yaptı. 1925'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kurucuları arasında yer aldı. Ertesi yıl (1926) İzmir Suikasti dolayısıyla Ali Fuat Paşa da tutuklandı, yargılandı ve beraat etti. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Cebesoy'un ikinci dönem siyasi hayatı İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı yıllarında başladı. Milletvekili olarak tekrar Meclise girdikten sonra Bayındırlık Bakanlığı (1939-1943) ve bir ara TBMM Başkanlığı da (1947-1950) yaptı. 1968 yılında öldü.
[/FONT]




[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]CELAL BAYAR (1883 - 1985)

[/FONT]
13b.gif

[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Parlamenter, devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti'nin 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, 1883 yılında Bursa-Gemlik'te doğdu. İlk ve orta öğrenimini babası Abdullah Fehmi Efendi'nin yanında yapan Bayar, Gemlik mahkeme ve reji kalemine memur olarak girdi. Daha sonra Ziraat Bankası'nda çalışmaya başladı. Bu arada Harir Darutariri okuluna devam etti. 1990'da İttihat Terakki Cemiyeti'nin kurduğu gönüllüler taburuna yazıldı. Zamanla bu partinin sayılı üyeleri arasına girdi. İzmir'de kurulan cemiyetin genel sekreterliğini yürüten Bayar, Kız Lisesi'nin ve Şimendifer Okulunun açılmasına ön ayak oldu. I. Dünya Savaşı'ndan sonra İzmir'de kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin de faal üyeleri arasına katıldı. 1920 tarihinde Bursa milletvekili olarak Büyük Millet Meclisi'ne katılan Bayar, aynı tarihte İktisat Bakanlığı'na vekalet etti. Çerkez Ethem'in isyanı sırasında, Ethem'i ikna etmek için gönderilen heyete başkanlık etti. 1921'de İktisat Başkanlığı'na getirildi. Lozan Konferansı'na müşavir üye olarak katıldı. 1924'te Türkiye İş Bankası'nı kurma görevini üstlendi. 1937'de İsmet İnönü'nün başbakanlıktan ayrılması üzerine, Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin 14. Başbakanı olarak tayin edildi ve ilk kabinesini kurdu. Atatürk'ün ölümünden sonra, Cumhurbaşkanlığı'na seçilen İsmet İnönü tarafından da başbakan olarak tayin edildi. Daha sonra İnönü ile anlaşamadığından, yerini 3 Mayıs 1939'da Doktor Refik Saydam'a bıraktı. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]CHP'de arkadaşları ile 1945'de Dörtlü Takrir'i verinceye kadar görev aldı ve bu tarihte Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan ile birlikte Demokrat Parti'yi kurdu. 14 Mayıs 1950 genel seçimlerinde genel başkanı bulunduğu Demokrat Partinin iktidarı büyük çoğunlukla kazanması ile 22 Mayıs 1950'de toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Bayar'ı Cumhurbaşkanlığına seçti. 1954-1957 genel seçimlerinden sonra da Meclis tarafından Cumhurbaşkanlığına seçilen Celal Bayar, 10 yıllık Cumhurbaşkanlığı döneminde Adnan Menderes'i başbakan olarak tayin etmiştir. Bayar, 27 Mayıs 1960'da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yönetime el koymaları ile tutuklanarak Yassıada'ya götürüldü. 16 ay süren soruşturma ve yargılamadan sonra, Yassıada Yüksek Adalet Divanı tarafından, 15 Demokrat Parti, ileri geleni ile birlikte idama mahkum edilmiştir. Milli Birlik Komitesi, idamlardan üçünü (Menderes, Zorlu, Polatkan) onaylarken, başta Celal Bayar olmak üzere, 12 Demokrat Parti ileri geleninin idam hükmünü müebbet hapse çevirmiştir. Yassıada'dan Kayseri cezaevine götürülen Bayar, orada rahatsızlanmış, evinde tedavi edilmek üzere serbest bırakılmıştır (7 Kasım 1964).
[/FONT]

[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]FALİH RIFKI ATAY (1894 - 1971)[/FONT]
15b.gif



[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Gazeteci ve yazar. 1894 yılında İstanbul'da doğdu. Fıkra, makale, gezi türlerindeki gazete yazılarıyla ve özellikle Atatürk'ü yakından tanıtan anılarıyla ün kazanan Falih Rıfkı Atay, Kovacılar semtindeki Rehberi Tahsil Rüştiyesi'ni bitirdikten sonra Hüseyin Cahit'in Yalçın müdürlük yaptığı Mercan İdadisi'nde öğrenimini tamamladı. Darülfünunun Edebiyat bölümünü bitirdi. İdadide edebiyat öğretmeni olan Celal Sahir Erozan ile kendisinden bir ileri sınıfta okuyan Orhan Seyfi Orhon, Falih Rıfkı'nın edebiyat beğenisinin gelişmesine yardımcı oldular. İlk Yazıları, Serveti Fünun dergisinin genç yazarlara ayrılan ek sayfalarında yayımlanan Falih Rıfkı'nın Tecelli(1911) dergisi ile Süleyman Bahri'nin yönettiği Kadın(1912) dergisinde Cenap Şahabettin ile Ahmet Haşim'in eserlerini hatırlatan şiirleri çıktı. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]1912'de Tanin gazetesinde düz yazıları yayımlanmağa başladı; İstanbul Mektupları, Edirne mektupları gibi yazıları çıktı. 1913-1914 yıllarında sadaret ve Dahiliye Nazırlığı kalemlerinde çalıştı. Dahiliye Vekili Talat Paşa ile birlikte gittiği Bükreş'ten Tanin gazetesine röportaj yazıları yolladı. Bu dönemdeki yazıları, Türkçülük ve Türkçecilik akımlarının etkisini taşıyordu. I. Dünya Savaşında yedek subay olarak Suriye'ye gitti; 4. Ordu kumandanı Cemal Paşa'nın hususi katipliğini yaptı. Suriye ve Filistin'deki savaş anılarını "Ateş ve Güneş" (1918) kitabında topladı. Cemal Paşa'nın Bahriye nazırı olması üzerine Kalemi Mahsusa müdür yardımcılığına getirildi (1917). Kazım Şinasi Dersan, Necmettin Sadık Sadak, Ali Naci Karacan ile birlikte Akşam Gazetesini çıkarmağa başladı (1918). Bu gazetede Günün Fıkraları başlığıyla sürekli yazılar yazdı. Kurtuluş Savaşını destekleyen etkili yazıları dolayısıyla idam istenerek Kürt Mustafa Divanı Harbi'ne verildi. Fakat İnönü Zaferinin kazanılması üzerine Divanı Harp tutumunu değiştirdiği için idamdan kurtuldu. Kurtuluş Savaşı sona erdiği sırada İzmir'de Atatürk ile görüşmeğe gelen gazeteciler arasındaydı. Atatürk'ün isteği üzerine İkinci Büyük Millet Meclisi'ne Bolu'dan milletvekili seçildi (1922). Daha sonra uzun yıllar Ankara Milletvekili olarak T.B.M.M.'de bulundu. Hakimiyeti Milliye, Milliyet ve Ulus gazetelerinin başyazarlığını yaptı. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Yeni Türk Alfabesinin hazırlanması ve uygulanması sırasında Dil Encümeninde görev aldı. Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın tutumuna şiddetle karşı çıktı. Ulus gazetesinin başyazarlığını yaptığı dönemde Ankara şehir planı jürisinde üyelik ve İmar Komisyonunda başkanlık yaptı. 1946'da çok partili döneme geçildikten sonra Ulus gazetesinde CHP'nin savunuculuğunu sürdürdü. Demokrat Parti'nin 1950'de iktidara geçmesinden sonra Dünya Gazetesini kurarak (1952) muhalefete geçti; yeni iktidara karşı Atatürk devrimlerini savundu. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Falih Rıfkı Atay, sağlam, atak, çekici, anlatımı ve duru Türkçesiyle Cumhuriyet basınının Encümeninde usta kalemlerinden biriydi. Günlük siyasi olayları ele alan başyazı ve fıkraları yanında Ulus ve Dünya gazetelerinde Pazar günleri yayımladığı haftalık yazılarında çok usta bir deneme ve söyleşi yazarı niteliği gösteriyordu. Gezi ve anı türlerinde Cumhuriyet döneminin çok ilginç ürünlerini verdi.
[/FONT]



[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]FETHİ, ALİ OKYAR ( 1880 - 1943)
[/FONT]
16b.gif


[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Devlet adamı ve Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kurucusu. Pirlepe'de doğdu. İyi bir öğrenim gördü. Vatan Hürriyet Cemiyeti'nde Mustafa Kemal ile beraber çalışdı. 1908 da Paris'te ateşemiliter olan Fethi Bey, Trablusgarp Savaşı çıkınca Paris'ten ayrıldı, Afrika'da yapılan savaşlara katılmak üzere Trablusgarb'a geçti. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]1913'de İttihat ve Terakki Genel Merkezi'ne üye seçilmiş ve Genel Sekreter olmuştur. Aynı yılın son aylarında Sofya'ya elçi olarak tayin edildi. İzzet Paşanın kısa süren Sadrazamlığında Dahiliye Nazırı olarak görev alan Fethi Bey, Damat Ferit Paşa tarafından tutuklandı. Bütün muhaliflerini ortadan kaldırmak isteyen Damat Ferit, Fethi Bey'i Enver, Cemal ve Talat Paşaların kaçmalarına göz yummakla suçlandırmış ve Malta'ya sürgüne göndermiştir. Ancak tutuklanan İngilizler'le değiştirilmek suretiyle 1921 yılında Malta'dan kurtarıldı. Büyük Millet Meclisi tarafından Büyük Taarruzda Dahiliye Nazırı olarak seçilen Fethi Bey, Roma, Paris ve Londra'ya giderek; Yunanlıların Anadolu'dan çekilmelerini sağlayacak bir barış için çalışmıştır. Fethi Bey bu durumu, o sırada taarruz hazırlıklarını tamamlamak üzere bulunan Mustafa Kemal'e bir telgrafla birdirdi. Daha sonra da Ankara'ya döndü. Rauf Orbay'ın Başbakanlık görevinden ayrılması üzerine Başbakan seçildi (4 Ağustos 1923). [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Cumhuriyetin ilanı sırasında yaşanan kabine buhranı üzerine Başbakanlıktan ayrıldı. Mustafa Kemal'in Cumhuriyetin ilanına karar verdiği sırada, O'nun yanında bulunmuş ve Mecliste takip edilecek çalışma şeklini beraberce tespit etmişlerdir. Fethi Bey, Cumhuriyetin ilanından sonra TBMM Başkanı seçildi. Terakkiperver Fırkanın kurulmasından sonra, Başbakanlıktan ayrılan İsmet İnönü'nün yerine tekrar başbakanlığı seçilen Fethi Okyar, Şubat 1925'te başlayan Şeyh Sait İsyanı sırasında Başbakanlıktan ayrıldı. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Büyükelçi olarak çalıştığı Paris'ten, 1930 yılında dinlenmek için yurda gelen Fethi Okyar'a Mustafa Kemal tarafından yeni bir parti kurması teklifi yapılması üzerine, Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı kurdu. Fakat bu parti kapatıldı. Mustafa Kemal'in ölümünden sonra da çalışmalarına devam eden Fethi Okyar, 12 Mart 1941'de Adliye Vekaleti görevinden ayrılmış ve birkaç yıl sonra 7 Mayıs 1943'de ölmüştür.
[/FONT]



[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]FEVZİ, MUSTAFA ÇAKMAK (1856 -1950)
[/FONT]
17b.gif



[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Asker ve siyaset adamı. 1856 yılında İstanbul'da doğdu. Anadolu'da kurtuluş kaynaşmaları başladığı sırada, Saray'ın gözde adamları arasındaydı. 1898 yılında kurmay yüzbaşı olarak Akademi'yi bitirdikten sonra, Arnavutluk'ta görev yaptı (1899). Arnavutluk ve Rumeli vilayetleriyle ile ilgili ıslahat kararlarını uygulamakla görevli heyette bulundu (1912); 1917'de Diyarbakır'da tümen komutanlığı; aynı yıl Filistin'de 7. Ordu komutanlığı yaptı. 1918'de Genelkurmay Başkanlığında görevliydi ve Mustafa Kemal'in Samsun'a hareketinden bir gün önce de 1. Ordu müfettişliğine atandı. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]1919 yılı başlarında Ali Rıza Paşa Kabinesi'nde Harbiye nazırı oldu. Fevzi Paşa 3 Mayıs 1920'de Kozan milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine katıldı; aynı gün de Milli Savunma Bakanlığına ve İcra Vekilleri heyeti reisliğine getirildi. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]1920 sonlarında Erkânı Harbiye'si Umumiye vekil vekiliydi. 1921'de II. İnönü Savaşı'ndan sonra Korgenerallik rütbesiyle Genelkurmay Başkanlığına getirildi. Sakarya Zaferi'nin ardından da Meclis'ten mareşallik rütbesini aldı. İlk yıllarda aynı zamanda milletvekiliydi ama 1925'te askerlikle siyaset arasında bir seçim yapma durumunda kalınca asıl mesleğinde karar kıldı ve 1944 yılında yaş haddinden emekliye ayrılıncaya kadar Genelkurmay Başkanlığında kaldı. En büyük başarısı Atatürk ile İnönü'nün de kesinlikte aynı görüşte olmalarından güç alarak, orduyu siyaset dışında bırakabilmesiydi. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Çakmak, askerlik hayatını iki ayrı döneminde, iki eser yayınladı: "Gorbi Rumeli'nin sureti ziya ve Balkan Harbi'nde Garp cephesi hakkında konferanslar" (1927) ve "Büyük Harbde Şark cephesi hareketleri" (1936). [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Mareşal Fevzi Çakmak, 1948'de siyaset sahnesine çıktı ve emekliye ayrılışından sorumlu tuttuğu İnönü'ye karşı çıkmak için DP listesinden İstanbul milletvekili olarak Meclise girdi. Atatürk dönemi bakanlarından Cami Baykut ve Tevfik Rüştü Aras ile birlikte sol eğilimli İnsan Hakları Derneğini kurdu.
[/FONT]


[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]İSMET İNÖNÜ (1884 - 1973)

[/FONT]
19b.gif


[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Asker, devlet adamı ve Türkiye'nin ikinci Cumhurbaşkanı. Mustafa İsmet 1884 yılında İzmir'de doğdu. İlköğrenimini Sivas'ta bitirdi. 1882'de Sivas Askeri Rüştiyesi'ne girdi. 1895'te Rüştiye'yi tamamladı. Bir yıl Sivas'ta, Mülkiye İdadisi'nde okudu. 1897'de bu okulu bitiren Mustafa İsmet, Halıcıoğlu'nda (İstanbul) o zaman "Mühendishane-i Berrii Hümayun" denilen kara topçu okuluna girdi. 1903'te Harbiye'yi bitirdi. Yüksek askeri eğitime yatkın görüldüğünden, 1903'te Pangaltı'daki Harp Okulu'nda bulunan Erkânı Harbiye'ye (Kurmaylar Akademisi) alındı. Mustafa İsmet'in Mustafa Kemal, Kâzım Karabekir, Fethi Okyar, Ali Fuat Cebesoy, Asım Gündüz vd. ile aynı çatı altında buluşup tanışması bu okulda başladı. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Mustafa İsmet Bey, kıta stajını tamamlamak üzere, Edirne'de merkezleşen İkinci Ordu'da görevlendirildi. Edirne'de 8. Topçu Alayı 3. Bölük komutanlığına atandı. İki yıl bu görevde kaldı (12 Eylül 1906). Bölük stajı bitince 2. Ordu kurmay heyetine alınarak (25 Eylül 1908), Edirne'de 2. Süvari Tümeni'ne verildi. 1907 yılı içinde, o sırada Selanik'te bulunan arkadaşı Fethi Bey'den dolaylı olarak aldığı bir mektupla, İttihat ve Terakki Partisi'ne girmiş, gizli teşkilatın başına geçmişti. Genç Türkler İhtilali patlayınca (24 Temmuz 1908) Edirne'de fiilen, orduya ve sivil idareye el koydu. Ertesi yıl 31 Mart 1909 irtica hareketi olarak bilinen İstanbul askerî ayaklanmasını bastırmak için Rumeli'den yürüyen Hareket Ordusu'na katıldı. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]İnönü, hayatının en önemli başarılarından birini Yemen'de elde etti. Asi Yemen İmamı Yahya Hamidettin'le, hem de imamın elinde olan dağlık bölgede açık müzakereye girişti. İmparatorluğun tarihinde devletin topraklarında, fakat Türk olmayan bir halkla, ilk defa önemli bir anlaşma imzalandı, yüz yıllık Yemen isyanları kesildi. İsmet Bey'in oradaki görevi 26 Şubat 1910 ve 5 Mart 1912 tarihleri arasındadır. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]5 Mart 1912'de İstanbul'a geldi ve Harbiye Nezareti'nde, çoğunlukla Harbiye nazırı ve Başkomutan vekili Enver Paşa'nın emrinde, 1915 yılına kadar görevde kaldı. 26 Nisan 1912'de binbaşı, 23 Kasım 1914'te kaymakam (yarbay) oldu. 30 Ocak 1916'da kıta hizmetini yapmak üzere 4. tümen komutanlığına atandı. Ondan sonraki askeri görevleri, Birinci Dünya Savaşı içinde ve hepsi de Doğu cephesiyle Suriye cephesinde geçti. 14 Mayıs 1917'de 20. ve 2 Temmuz 1917'de 3. Kolordu komutanlıklarına atandı. Ocak 1920'de Garp Cephesi komutanlığı görevini aldı. Kuruluş halindeki düzenli ordu ile cephede Yunan kuvvetlerine karşı savaşan İnönü (İnönü Savaşları), yine aynı cephede Çerkez Ethem'le mücadele etti. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Birinci İnönü Savaşı sonunda tuğgeneral olarak İzmir'e varışından birkaç gün sonra, 13 Eylül 1922'de tümgeneral, aynı yılın 30 ağustosunda da korgeneral oldu. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Mudanya Mütarekesi görüşmelerini yürütmek üzere Mustafa Kemal tarafından görevlendirildi (26 Ekim 1922). Daha sonra Lozan Konferansı'na gidecek heyete başkan olarak seçildi. Bu görevi bakan düzeyinde yerine getirmesi gerektiği için Dışişleri bakanlığına getirildi. Lozan'a giden İsmet Paşa, buradan başarılı bir diplomat olarak döndü. Lozan'dan dönüşünde başbakanlığa getirildi (29 Ekim 1923) ve kısa bir süre bu görevden ayrıldıktan sonra 3 Mart 1925'te tekrar hükümet başkanı olunca, bu görevi 1937'ye kadar sürdü. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]Atatürk'ün ölümünden sonra yeni bir devlet başkanı seçiminde ilk akla gelen isimdi. Nitekim 11 Kasım 1938'de 348 üyenin hazır bulunduğu Millet Meclisi'nde yapılan seçimde İnönü'nün aldığı oy sayısı 348'di. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]1950 seçimleri Türkiye'de 27 yıllık CHP iktidarına son verdiği vakit, 14 yıllık Başbakan ve 12 yıllık devlet başkanı İsmet Paşa sonucu kaçınılmaz sayıyordu. İsmet paşa, 1972'de partiden ayrıldıktan ve siyasî hayatını eski cumhurbaşkanı olarak yararlandığı Senato üyeliğine inhisar ettirdikten sonra, yalnız 1973 seçim kampanyası sırasında siyasi sahnede bir kez daha göründü. [/FONT]
[FONT=Arial Tur, Helvetica, Verdana]İsmet Paşa, 25 Aralık 1973'te öldüğü vakit nereye gömüleceği konusu karara bağlandı ve Anıtkabir olarak belirlendi.
[/FONT]
 
---> ATATÜRK'ün calısma arkadasları

tag ekle biraz eşek

nese knou güzel sabit knou yapcam xD

teşekkurler bebiş +rep
 
---> ATATÜRK'ün calısma arkadasları

saglam bir kadro gercekten.
fakat ataturk un olumunden sonra sanki biraz eksik kalmislar.
 
---> ATATÜRK'ün calısma arkadasları

Teşekkürler..

Cevat Abbas Gürer

Mehmet Cevat Abbas Gürer (1887-1943)

Mustafa Kemal Paşa’nın Başyaveri olan Cevat Abbas Gürer 1887’de Niş kentinde doğdu. Şerif Abbas Bey’in oğludur. 1905’te girdiği Harp Okulu’ndan 1908 yılında Piyade Teğmen rütbesiyle mezun oldu. 3. Ordu emrine verildi.

Manastır Harp Okulu’nda öğrenci iken İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne girdi. 19. Alayda görevli olarak Preşova, Komanova, Koçana ve Köprülü’de bulundu. Aralık 1910’da Selanik Yedek Subay Adayları Talimgahı’nda görevlendirildi. Mart 1911’de Takip Taburu’yla Selanik ili sınırları içinde eşkıya takibinde görev aldı. Yılın sonunda 37. Alay Yaverliği’ne atandı. 19 Ekim 1912’de üsteğmenliğe yükseltilerek 3 Şubat 1913’te inzibat subayı olarak İstanbul Merkez Komutanlığı emrine atandı.

Birinci Dünya Savaşı seferberliğinde açılan Yedek Subay Talimgahı’nda ek görev olarak bölük komutanlığı yaptı. 13 Aralık 1916`da yüzbaşı oldu. 16. Kolordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa’nın yaverliğine tayin edildi. Savaş süresince yaver olarak Mustafa Kemal Paşa’nın maiyetinde bulundu.

Mütarekeden sonra Yıldırım Ordular Grubu’nun lağvı üzerine Harbiye Nezareti emrine verilen Mustafa Kemal Paşa ile birlikte 13 Kasım 1918’de İstanbul’a geldi. 30 Nisan 1919’da 9. Ordu Müfettişliği’ne atanan Mustafa Kemal Paşa’nın yaveri olarak 19 Mayıs 1919’da Bandırma Vapuru’yla Samsun’a çıktı.

Erzurum’da 8 Temmuz 1919’da Paşa’nın askerlikten istifası üzerine Erzurum Müstahkem Mevkii Komutanlığı emrine atandı. Sivas Kongresi’nde Mustafa Kemal Paşa birlikte bulunduktan sonra Heyet-i Temsiliye Başkatipliği’ne getirildi. Sivas Kongresi’nde, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti mensuplarının Meclisi Mebusan seçimlerine girebilmeleri görüşü benimsenince Bolu’dan milletvekili seçildi ve İstanbul’a gitti.

Meclisin feshi üzerine Ankara’ya gelerek 5 Temmuz 1920’de TBMM Genel Kurulu’na Bolu Milletvekili olarak takdim edildi. 17 Temmuz’da Yozgat ve yöresindeki ayaklanmanın bastırılmasında görevli olarak izinli sayılıp Meclis’ten ayrıldı. Kurduğu Süvari Müfrezesi ile bölgede asayişi korumasından dolayı kendisine İstiklal Madalyası verildi.

20 Ekim 1920’de özel görevle Bulgaristan’a gönderildi. Görevinde başarılı olması dolayısıyla 1921 yılı sonuna kadar Sofya’da Ankara Hükümeti’nin temsilcisi olarak görev yaptı. 4 Şubat 1922’de yeniden Meclis’e katıldı. Meclis’te Milli Savunma ve Dışişleri Komisyonlarında çalıştı. Rütbesi 1923’te binbaşılığa yükseltildi ve isteği üzerine 1927 yılında ordudan emekliye ayrıldı.

İkinci, Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci dönemlerde de milletvekili olarak Meclis çatısı altında çalışmalarda bulunan Cevat Abbas Gürer, 4 Temmuz 1943’de Yalova’da vefat etti.

Atatürk ile ilgili hatıralarını “Ebedi Şef Kurtarıcı Atatürk’ün Zengin Tarihinden Birkaç Yaprak” adlı kitapta toplamıştır.


Alıntı
 
---> ATATÜRK'ün calısma arkadasları

Nuri Conker

Mehmet Nuri Conker (1881-1937)

30 Eylül 1297’de (13 Ekim 1881) Selanik’te doğdu(1). Osman Bey’in oğludur.

Selanik Askeri Rüştiyesinden sonra Manastır Askeri İdadisini bitirdi. 14 Mart 1900’de Harp Okulu’na girdi. 6 Aralık 1902’de Mülâzım-ı Sâni (Teğmen) rütbesiyle okulunu bitirdi. 5 Kasım 1905’de Harp Akademisi’nden Mümtaz Yüzbaşı olarak mezun oldu. Anılan tarihte 3. Ordu emrine verildi(2). 31 Mart Vakası’nı bastıran Hareket Ordusu’nda görev aldı.

Arnavutluk Harekatında, Afrika’da Trablusgarp ve Bingazi muharebelerinde, Anafartalar’da ve Conkbayırı muharebelerinde, doğuda Muş Cephesinde bulundu. İleri saflarda yer aldığı Bolayır ve Conkbayırı muharebelerinde yaralandı.

Kafkas Cephesi’nde Mustafa Kemal Paşa’nın emrindeki kuvvetlerde Ruslara karşı muharebelere iştirak etti. 13 Haziran 1920’de Milli Mücadele’ye katılmak için Ankara’ya geldi(3).

17 Haziran 1920’de Ankara Vali Vekilliğine ve Ankara Komutanlığı’na atandı(4). 16 Eylül 1920’de 41. Tümen Komutanlığı’na ve Adana Valiliğine verildi(5). Bu cephede Fransızlarla çarpıştı. 1921 yılında özel görevle Almanya’ya gönderildi.

4 Temmuz 1927’de askerlikten emekliye ayrıldı. Kütahya ve Gaziantep Milletvekilliği yapan Mehmet Nuri Conker, 1930 yılında kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kurucularından ve Genel Sekreteri oldu. Atatürk’ün çocukluk ve silah arkadaşı olan Nuri Conker, 1937 yılında Ankara’da öldü.

Almanca bilen Mehmet Nuri Conker’in “Zabit ve Kumandan” adlı eseri yayınlanmıştır.

(1) TBMM. Arş., M. Nuri Conker Dosyası
(2) Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı, Atatürk’ün Silah Arkadaşları Atatürk Araştırma Merkezi Şeref Üyeleri Ankara 1999, s. 103
(3) Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı, Atatürk’ün Silah Arkadaşları Atatürk Araştırma Merkezi Şeref Üyeleri Ankara 1999, s. 103
(4) KKK Arş., M. Nuri Conker Dosyası
(5) B.C.A, 217, 71-10 030-13-1-1
 
---> ATATÜRK'ün calısma arkadasları

Rauf Orbay

Hüseyin Rauf Orbay (1881-1964)

1881 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde, Milli Mücadele’de ve Cumhuriyet yıllarında önemli vazifelerde bulunmuş asker kökenli bir bürokrattır. Trablusgarp Valiliği ve Ayan Meclisi Üyeliği yapmış olan Kafkasya kökenli Aşharuva Mehmet Muzaffer Paşa’nın oğludur.

Deniz Harp Okulu’nu ve Mühendishane’yi 1899 yılında bitirmiş, Amerika, İngiltere, Almanya gibi dönemin önemli ülkelerinde çeşitli dış görevlerde bulunmuştur.

Trablusgarp ve Balkan Savaşları’na katılmış, deniz savaşlarında gösterdiği üstün başarılarından dolayı “Hamidiye Kahramanı” ünvanını kazanmıştır.

Birinci Dünya Savaşı’nda İran ve Irak’ta Osmanlı Teşkilat-ı Mahsusası’nın bir görevlisi olarak bulunmuş, bunun üzerine yarbay rütbesine yükseltilerek Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı’na atanmıştır. İzzet Paşa kabinesinde Bahriye nazırlığı yapmış, Osmanlı Devleti’nin çöküş belgesi olan Mondros Mütarekesi’ni imzalayan kişi olmak zorunda kalmıştır.

Gönderildiği Malta sürgününden 1921 yılında döndükten sonra Milli Mücadele’ye katılmak üzere Anadolu’ya geçmiştir. Kendisine Nafia Vekilliği verilmiş, Bakanlıktan ayrıldığı yıl Meclis İkinci Başkanlığına seçilmiştir. 1922-1923 arasında bir kaç ay başbakanlık yapmıştır.

1924 yılında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulunca, daha önce İkinci Grupta başlattığı muhalefetini bu toplulukta sürdürmeyi uygun bulmuştur. Parti, 3 Haziran 1925’de kapatılıp, yönetici kadro, 17 Haziran 1926’da Atatürk’e düzenlenen İzmir Suikastı ile ilgili görülerek yargılanmış, yargılama esnasında Avrupa’da bulunan Rauf Orbay 10 yıl hapse mahkum edilmiştir. Cumhuriyetin Onuncu yılı dolayısıyla 1933 senesinde çıkan umumi af ile cezası ortadan kalkmış ancak kendisi, “...benim asla ve hiçbir suretle en ufak bir cürümle dahi suçlu olmadığım için, ilan edilen aftan katiller ve şakiler gibi faydalanmayı düşünmem mümkün değildir” diyerek aftan istifade etmeyi reddetmiştir.

Ailenin reisi eniştesi Aziz Raşid Orbay’ın ölümü ve ailenin ısrarı ile 5 Temmuz 1935’te İstanbul’a dönmüş, kardeşi Safiye Orbay’ın Bebek’teki evine yerleşmiştir.

Atatürk’ün ölümünden sonra 1939 yılında TBMM’nin altıncı döneminde Kastamonu’dan milletvekili seçilmiştir.

Eski sürgün mahkumiyeti ile ilgili 12 Aralık 1940 tarihinde murur-u zaman bahanesiyle ele alınmayan mahkumiyetin haksızlığının tescil edilmesi için Milli Müdafaa Vekaleti aleyhine dava açmış, Askeri Temyiz Mahkemesi 23 Temmuz 1941 tarihli 1342 Esas sayılı kararı ile bunu tescil etmiştir.

İkinci Dünya Savaşı sırasında 1942’de Londra Büyükelçiliği’ne getirilmiş, 1944 yılında bu görevinden kendi isteğiyle ayrılmıştır. Daha sonraki yıllarda devlet görevinde bulunmayan Hüseyin Rauf Orbay 1964 yılında İstanbul’da vefat etmiştir. Mezarı Erenköy Sahra-yı Cedid Mezarlığı’ndadır.


Alıntı
 
---> ATATÜRK'ün calısma arkadasları

Salih Bozok

(1881-1941)

1881 yılında Selanik’te doğdu. Mustafa Kemal’in hem mahalle hem de okuldan arkadaşıdır. Harp okulunu aynı yıl bitirdiler. Salih Efendi jandarma sınıfına seçildi, Mustafa Kemal ise akademiye devam ederek kurmay oldu.

Mustafa Kemal, milli mücadeleyi başlatmak üzere Anadolu’ya geçmeden önce ve Suriye Cephesi’nde bulunduğu sırada Salih Efendi’yi başyaver olarak yanına getirtti ve bundan böyle sürekli beraberlikleri yıllarca devam etti.

Mustafa Kemal’in yanında, Heyeti Temsiliye’de görevli olarak Ankara’ya giden Salih Bozok, Mustafa Kemal Meclis Başkanı iken Meclis Başkanlığı Yaverliği, Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı seçilince de Cumhurbaşkanlığı Yaverliği yaptı.

Yarbaylıktan emekliye ayrıldıktan sonra Mustafa Kemal’in yakınında kaldı. 1939 yılına kadar Yozgat ve en son olarak Bilecik milletvekilliği yaptı.

Atatürk’ün ölümü üzerine intihar girişiminde bulunan Bozok, doktorların zamanında müdahalesi ile hayatta kaldı.

İş Bankasının da kurucuları arasında yer alan Salih Bozok, sağlık durumundan şikayet ederek milletvekilliğinden istifa etti ve yerleştiği Yalova’da 1941 yılında öldü.


Alıntı
 
---> ATATÜRK'ün calısma arkadasları

Refet Bele

1881 yılında Selanik’te doğdu. Babası Mehmet Servet Bey’dir.

13 Mart 1896’da Harp Okulu’na girdi. 25 Aralık 1898’de Teğmen rütbesiyle okulu bitirdi. 3. Ordu emrine verilen Refet Bey, 1903’te Üsteğmen, 1906’da Yüzbaşı rütbesine yükseltildi.

Ekim 1909’da başladığı Harp Akademisi’ni 26 Ekim 1912’de bitirdi. Harp Akademisi’ne devam ederken, 3. sınıf öğrencisi olduğu sırada, Çanakkale Ordusuyla Haziran 1912’de İtalyan Seferberliğine iştirak etti. Akademiden sonra Genel Karargâh Kurmaylığı’na atandı. 1913’de Binbaşı, 1915’te Yarbay, 1916’da Miralay (Albay) rütbelerine yükseltildi.

17 Mayıs 1919’da 3. Kolordu Komutanı olarak Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Müfettişlik Karargâhıyla 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. 21-22 Haziran 1919’da Amasya Tamimi’ni imzaladı. 13 Temmuz 1919’da İstanbul Hükûmeti tarafından azledildi. Oysa ki Refet Bey’in istifası 12 Temmuz 1919’da doğrudan Harbiye Nezaretine bildirilmişti.

4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında toplanan Sivas Kongresi’ne Canik temsilcisi olarak katıldı. Heyet-i Temsiliye’ye seçildi. 23 Ekim 1919’da Heyet-i Temsiliye tarafından, komuta birliğini sağlamak ve durumu anlamak üzere Batı Anadolu’ya gönderildi. Son Osmanlı Meclis-i Mebusânı’na İzmir Milletvekili olarak seçildiyse de İstanbul’a gitmedi. TBMM’nin I. Dönemi’nde yine İzmir Milletvekili seçildi. Düzce-Bolu İsyanları sırasında komutayı ele almak üzere 20 Mayıs 1920’de Mudurnu’ya geldi.

10 Ocak 1921’de rütbesi Mirlivalığa (Tuğgeneral) yükseltildi. 6 Kasım 1922’de İstanbul’da İtilâf Devletleri ile görüşmelerde bulunmak için görevlendirildi. 9 Kasım 1922’de Doğu Trakya’yı teslim almaya memur edildi.

TBMM İkinci Devresinde İstanbul Milletvekili olarak Meclis’e girdi. 9 Kasım 1924’te partisinden istifa etti. 1 Kasım 1926’da milletvekilliğinden, 8 Aralık 1926’da askerlikten emekliye ayrıldı. 1935 yılında İstanbul’dan bağımsız listeden yine meclise girdi. 8 Nisan 1950’de Beyrut’ta Birleşmiş Milletler Ortadoğu Filistin Mültecilerine Yardım ve Bayındırlık Ajansı Türkiye Delegeliği’ne atandı. Bu görevinden 1961 yılında ayrılan Refet Bele 2 Ekim 1963’te İstanbul’da vefat etti.

Çok iyi derecede Almanca ve Fransızca bilen Refet Bele, çeşitli tarihlerde; Muharebe Altın Liyakat, Gümüş Muharebe İmtiyaz, Gümüş Muharebe Liyakat, Harp, 2. Mecidî, 4. Osmanî, Alman Demirsalip, Avusturya Askeri Liyakat Nişan ve Madalyaları almıştır.


Alıntı
 
---> ATATÜRK'ün calısma arkadasları

İzzettin Çalışlar

(1882-1951)

1882’de Yanya’da dünyaya geldi. Ataullah Bey’in oğludur. Fatih Askeri Rüştiyesi’ni ve Mühendishane İdadisi’ni bitirdi. 13 Şubat 1901’de Mühendishane-i Berri-i Humayuna (Topçu Harbiyesi) girdi. 1 Eylül 1903’te Mühendishane-i Berri-i Humayunu bitirdi. 26 Eylül 1906’da Harp Akademisi’nden Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle mezun oldu. 3. Orduya tayin edildi. Kasım 1908’de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu.

31 Mart Vakası üzerine oluşturulan Hareket Ordusunun 1. Mürettep Tümen Kurmay Başkanlığını yaptı. 27 Aralık 1911’de 5. Kolordu Kurmaylığı’na tayin edildi. Bu görevde iken Komanova, Pirlepe, Manastır Muharebelerinde bulundu. Edirne’nin geri alınmasına yönelik harekata katıldı. 12 Nisan 1914’de rütbesi Binbaşılığa yükseltildi. 11 Mart 1915’de 19. Tümen Kurmay Başkanlığına atandı. 16 Ağustos 1915’de Anafartalar Grubu Kurmay Başkanlığı’na verildi. Arıburnu ve Anafartalar Grubu Muharebelerinde yararlıklar gösterdi. 21 Şubat 1916’da, 16. Kolordu Kurmay Başkanlığı’na verilerek Kafkas Cephesi’nde bulundu. 14 Eylül 1916’da Kaymakam (Yarbay) nasbedildi. 16 Haziran 1917’de 2. Ordu Kurmay Başkanlığına, 5 Kasım 1918’de, Şube Müdürlüğünde istihdam edilmek üzere Genel Karargah Kurmaylığı’na atandı.

1 Temmuz 1920’de Mudanya’ya çıkarak Milli Mücadeleye katıldı. 10 Ocak 1921’de Miralay (Albay) nasbedildi. I., II. Gediz, Kütahya ve İkinci İnönü Muharebeleri’ne katıldı. 4 Mayıs 1921’de I. Grup Komutanı olarak Eskişehir ve Sakarya Muharebelerinde bulundu. 1921’de I. Kolordu Komutanı oldu. 31 Ağustos 1922’de Dumlupınar Muharebesindeki yararlılarından ötürü rütbesi Mirlivalığa (Tuğgeneral) yükseltildi. 23 Temmuz 1923’te İzmir Askeri Mahkeme Üyesi olarak atandı.

TBMM II. Devresinde Aydın milletvekili olarak meclise girdi. 31 Ekim 1924’te askerliği tercih ederek mebusluktan istifa etti. 20 Haziran 1925’te 3. Ordu Müfettişliğine tayin edildi. 30 Ağustos 1926’da Ferik (Orgeneral) atandı. 1930 ve 1932’de tedavi amacıyla Avrupa’da ve İstanbul’da bulundu. 30 Ağustos 1930’da I. Ferik (Orgeneral) nasbedildi. 22 Kasım 1933’te 2. Ordu Müfettişliği’ne atandı. 6 Eylül 1938’de Almanya’da yapılacak manevraları izlemek için görevlendirildi. 20 Aralık 1930’da kendi isteği ile emekli oldu. VI., VII. Dönem Muğla, VIII. Dönem Balıkesir’den milletvekili olan İzzettin Çalışlar 1951’de öldü.

Askerlik hayatındaki başarılarından dolayı birçok nişan ve madalyalar ile ödüllendirilen, Almanca, Fransızca ve Rumca bilen İzzettin Çalışların, “Büyük Harbin Üçüncü Senesinde Mustafa Kemal”, “II. İnönü Muharebelerinde 61. Fırka”, “61. Fırkanın Gediz ve Kütahya Muharebeleri”, “Sakarya Meydan Muharebesinde I. Grup”, “Sakarya’dan İzmir’e kadar I. Kolordu” başlıklı eserleri ile Balkan, Birinci Dünya Savaşı ve İstiklâl Harbi sıralarında tuttuğu günlükleri “On Yıllık Savaşın Günlüğü” ve “Atatürk’le İkibuçuk Yıl” adı altında yayınlanmıştır.


Alıntı
 
---> ATATÜRK'ün calısma arkadasları

Kazım Karabekir

1882’de İstanbul’da doğdu. Mehmet Emin Paşa’nın oğludur. İlköğrenimini İstanbul, Van, Harput ve Mekke’de tamamladıktan sonra, 1896’da İstanbul Fatih Askeri Rüştiyesi’ni, 1899’da Kuleli Askeri İdadisi’ni, 1902’de Harbiye Mektebi’ni ve 1905’te de Erkân-ı Harbiye Mektebi’ni bitirerek yüzbaşı rütbesiyle orduya katıldı.

İki yıllık kıta stajını Manastır’da yaptı. İttihat ve Terakki’nin Manastır örgütünün kurulmasına katıldı. 1907’de kolağası (önyüzbaşı) rütbesi alarak İstanbul Harbiye Mektebi, tabiye öğretmen vekilliğine atandı. İttihat ve Terakki İstanbul örgütünün kurulmasında görev aldı.

2. Meşrutiyet’ten sonra Edirne’de 2. Ordu, 3. Fırka (tümen) Erkân-ı Harfliği’ne (kurmaylığına) atandı. 31 Mart 1909 ayaklanmasında Hareket Ordusu’nda görev aldı. 1910 Arnavutluk ayaklanmasının bastırılması harekâtında çalıştı. 14 Nisan 1912’de binbaşılığa yükseldi.

Balkan Savaşı’nda Trakya sınır komiseri olarak görev yaptı. 1914’te kaymakam (yarbay) rütbesiyle Birinci Kuvve-i Seferiye komutanlığıyla İran ve ötesi harekâtıyla görevlendirildi. Bir süre sonra İstanbul Kartal’da 14. Fırka Komutanlığı’na atandı ve Çanakkale’ye gönderildi. Kerevizdere’de Fransızlara karşı 3 ay savaştıktan sonra miralaylığa (albay) yükseldi. Buradan, İstanbul’da 1. Ordu Erkân-ı Harbiye Başkanlığı’na, sonra Galiçya’ya gidecek ordunun ve ardından Mareşal Von der Goltz’un Erkân-ı Harbiye Başkanlığı’na atanarak Irak’a gitti.

1916’da Kutü’l-Amare’yi kuşatan 18. Kolordu Komutanlığı’na getirildi ve burayı aldıktan sonra Irak’ta İngilizlerle çarpıştı. 1917’de Diyarbakır’daki 2. Kolordu Komutanlığı’na getirildi ve Van, Bitlis, Elazığ cephelerindeki 2. Ordu Komutanlığı’na vekâlet etti.

1918’de Erzincan ve Erzurum’u Ermenilerden ve Ruslardan geri aldı. Ardından Sarıkamış, Kars ve Gümrü Kalelerini ve Karaköse’yi kurtardı. Aynı yıl Mirliva (Tümgeneral) oldu.

Mondros Mütarekesi sırasında sadrazam olan Ahmet İzzet Paşa’nın Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği (Genelkurmay Başkanlığı) önerisini kabul etmeyerek Anadolu’da görev almak istedi. Önce Tekirdağ’daki 14. Kolordu Komutanlığı’na, ardından da Erzurum’daki 15. Kolordu Komutanlığı’na atanmasını sağlayarak Nisan 1919’da göreve başladı.

Hazırlıkları yapılan Erzurum Kongresi’nin toplanmasında önemli rol oynadı. Kurtuluş Savaşı’nda Edirne milletvekilliği ve Doğu Cephesi Komutanlığı yaptı. Ermenilerin eline geçen Sarıkamış, Kars ve Gümrü Kalelerini geri alarak 15 Kasım 1920’de Ermeni ordusunu kesin olarak yendi. Ermeni hükümetiyle Ankara hükümeti adına Gümrü Antlaşması’nı imzaladı.

Kars’ın alınmasıyla ferikliğe (korgeneral) yükseldi. Rus Sovyet Sosyalist Federe Cumhuriyeti ve Kafkasya hükümetleriyle Kars Antlaşması görüşmelerini yürüttü. Halk Partisi’nden ayrıldı. Kurtuluş Savaşı’nın bitiminden sonra 1. Ordu müfettişliğine atandı, 1923’te İstanbul milletvekili oldu. 1924’te, TBMM’deki Dörtler Grubu’nu destekledi. Ardından askerlikten ayrılarak Halk Fırkası’ndan istifa etti.

17 Kasım 1924’te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın başkanlığına seçildi. Parti 3 Haziran 1925’te Şeyh Sait Ayaklanması nedeniyle kapatıldı. Kazım Karabekir, Mustafa Kemal Paşa’ya karşı yapılan İzmir suikastı ile ilgili görülerek bazı partililerle birlikte yargılandıysa da beraat etti.

Siyasi hayatına on iki yıllık aradan sonra, 6 Ocak 1939’da İstanbul milletvekili olarak devam etti. 1946’da TBMM başkanlığına seçildi ve bu görevde iken 26 Ocak 1948’de Ankara’da vefat etti.


Alıntı
 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst