-A-
Aba vakti aba, yaba vakti yaba : Her şey zamanında yapılırsa kişi kazançlı olur.
Abanın kadri yağmurda bilinir : Daha önce kıymetsiz gibi görünen bir çok şeyin, kullanım zamanı geldiğinde değeri artar.
Abdal abdalın ne umduğunu, ne bulduğunu ister : Sosyal seviyesi eşit insanlar birbirlerini çekemezler.
Acemi katır kapı önünde yük indirir : Elinden yeterince iş gelmeyen kimseler, kendilerine verilen görevi istenildiği biçimde yapamazlar veya yarım bırakıp kaçarlar.
Acemi nalbant gibi kah nalına vurur, kah mıhına : Söylediği sözlerle yaptığı işler arasında tutarlılık yoktur. Bunu da genellikle bilmeyerek yapar.
Acı patlıcanı kırağı çalmaz : Hayatta birçok problemlerle karşılaşıp bunlardan başarı ile çıkmış olanlar, bundan sonra karşılaşacakları zorlukları da atlatıp başarı ile çıkarlar.
Akıl kişiye sermayedir : Kişinin yaptığı işte başarı sağlaması, aklını kullanması ile orantılıdır.
At yedi günde, it yediği günde : Toplumlar arası ilişkilerde olgun ve asil kişiler, kişiliklerini hemen ortaya koymazlar.
Ayranım ekşidir diyen olmaz : Her kişi neyi ele almışsa onun iyi olduğunu savunur.
-B-
Baba ekmeği zindan ekmeği, koca ekmeği meydan ekmeği : Kadınlar için baba evinde kalmak, belli bir zamana kadar normaldir. Evlendiği zaman ise kendi kurallarına göre yaşayacağından dolayı daha rahat olacaktır.
Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır : Aile reisi olan babanın önceleri yaptığı kötü bir işin sıkıntısını ****** çeker.
Babadan mal kalır, kemal kalmaz : Babası ölen kişiye maddi varlıklar kalabilir ama olgunluk ve fazileti miras olarak kalmaz.
Babaya dayanma, karıya güvenme : Kişi, maddi konularda babasına değil kendine güvenmelidir. Kadın ise kolay etkilenen bir varlık olduğu için verilen sırları bir başkasına aktarabilir.
Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar : Yaradılışı itibariyle iyi olan kişi en kötü durumda bile olsa bu niteliğini kaybetmez.
Bal demekle ağız tatlanmaz : Güzel sözler söylemekle güzel şeyler her zaman gerçekleşmez.
Besle kargayı oysun gözünü : Kıymet bilmez kişiler kendilerine yapılan iyiliğe, kötülükle karşılık verebilirler.
Boşboğazı ateşe atmışlar, odun yaş diye bağırmış : Aklına her geleni söyleyen kişiler,toplum içinde sevilmezler.
Büyük lokma ye büyük söz söyleme : Hayatta hiçbir zaman başkalarının durumu küçümsenmemelidir.
-C-
Cahil adam meyve vermeyen ağaca benzer : Bilgisiz kişiler etraflarına faydalı olamadıklarından ve davranışlarında olumlu sonuçlar beklenmediğinden dolayı faydalı kişiler değildirler.
Cahilin dostluğundan alimin düşmanlığı yeğdir : Alim her şeyi bilen kimsedir. Yaptığının sonuçlarını bilir ve katlanır. Kendisi ile dost olmak mümkün olduğu gibi düşman olunduğu zaman da bir noktada anlaşmak mümkündür. Cahil kişiler iyi niyetli görünseler de onlarla anlaşmak güçtür, hatta mümkün değildir.
Cami ne kadar büyük olsa imam bildiğini okur : Bir toplulukta çok kişi ve fikir olsa da karar verme yetkisine sahip kimseler, kendi bildiklerini uygularlar.
Can boğazdan gelir : İnsanın hareketli ve üretken bir yaşam sürdürebilmesi için beslenme biçimine dikkat etmesi gerekir.
Can cümleden azizdir : İnsanlar kendi çıkarlarını her zaman başkalarının çıkarlarından üstün görürler. Aksi şekilde davrandıklarında bile kendi çıkarları söz konusu olduğu zaman fedakarlık yapmaktan vazgeçerler.
Can çıkmayınca huy çıkmaz : Hayat boyu kazanılan alışkanlıklar da gelişir. Ama değiştirmek çok zordur. Kişi ölünceye kadar devam eder.
Canı acıyan eşek, atı geçer : Karşılaştığı bir konuda ziyan gören, canı yanan kimse aynı zarara uğramamak için var gücüyle çalışır.
Canı kaymak isteyen, mandayı yanında taşır : Güzel ve varlıklı bir yaşam sürmek isteyen kişi kendisine bu yaşamı sağlayacak olan varlıkları çok yakınında bulundurmalıdır.
Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilemez : Hayatında dert ve sıkıntı çekmemiş olan kişiler, mutluluğun kıymetini anlayamazlar.
Cins kedi ölüsünü göstermez : Soylu kimseler çok zor durumda da olsalar, durumlarını belli etmezler.
Cömert ile nekesin harcı birdir : Parayı kullanma biçimi, onun niteliğini değiştirmez.
-Ç-
Çabuk parlayan çabuk söner : Layık olmadıkları makamlara getirilen kişilerin, bir süre sonra yetersizlikleri ortaya çıkar.
Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme : İnsanlar davet edildikleri yerlere mutlaka gitmelidirler. Çünkü davet eden kişi tarafından istenmektedirler. Çağrılmayan yere gitmek ise yüzsüzlük ve arsızlık olur.
Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez : Güzelliklerin simgesi olan gülün çalıda yaşaması düşünülemez. Aynı şekilde, cahil kişiye de sözün doğrusunu anlatmak mümkün değildir. Cahil olduğu için kendi bildiklerinin dışında da doğruların bulunduğunu kabul etmesi mümkün değildir.
Çalışmak ibadetin yarısıdır : İbadet kişiyi kötülüklerden sıyırır, iyilik yolunda ilerletir. Tanrı yolunda çalışmak ta kişiyi kötü duygulardan arındırır. Bunun içindir ki çalışmak, ibadet kadar büyük değer taşır.
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını : Kişi hayatında bilerek ve isteyerek kimseye kötülük yapmamalıdır. Böyle bir durumun gerçekleşmesi halinde, günün birinde benzer olumsuzlukları yaşaması muhtemeldir.
Çiftçiye yağmur, yolcuya kurak, cümlenin muradını verecek hak : Her kul Tanrı'sından kendi çıkarları doğrultusunda istekte bulunur. Bu istekler birbirine zıt da olabilir. Ama Tanrı bu dilekleri şaşmaz bir düzen, uygun gördüğü biçimde yerine getirir.
Çirkefe taş atma, üzerine sıçrar : Çevrelerinde kötü, edepsiz tanınan kişilerle ilişkiye girmek doğru değildir.
Çocuktan al haberi : Art niyet taşımayan çocuklar, başkalarının yanında her şeyi çekinmeden konuşurlar.
Çürük tahta çivi tutmaz : Esas niteliği bozulmuş bir şeyi eski haline getirmek mümkün değildir.
-D-
Dağ başından duman eksik olmaz : Toplumda yüksek ekonomik ve sosyal seviyeye sahip insanların, bu konumlarından kaynaklanan bir takım üzüntü ve sıkıntıları vardır. Bu durum, zenginlik ve yüksek makam devam ettiği sürece hiç eksilmez.
Dağ dağ üstünde olur, ev ev üstünde olmaz : En olmayacak şeyler bile bir gün gerçekleşebilir. Ama iki ailenin aynı ev ortamında yaşaması düşünülemez.
Damlaya damlaya göl olur : Küçük çabalar, büyük problemlerin çözümüne yardımcı olabilirler.
Danışan dağı aşmış, danışmayan yolu şaşmış : Bilmediğini başkalarına soran kimse, işi iyi ve çabuk bitirir. Fikir alışverişinde bulunmayanlar ise başarı elde edemezler.
Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz : Kötü malzeme ile güzel bir iş meydana getirilemez. Yeteneksiz kişiler, büyük sorumlulukların gerektirdiği çabayı gösteremezler.
Davul dengi dengine diye çalar : Birlikte yaşayacak veya arkadaş olacak insanların eşitiyle beraber olması lazımdır. Yoksa yapılacak her işte başarısızlık kaçınılmaz olur.
Devir tavında, dilber çağında : Bir işin başarılması için, o an değerlendirilmesi gereken zaman dilimleri vardır.
Dikensiz gül olmaz : Yaşanan her başarı ve mutluluğun yanında, bu sürecin parçası olan küçük olumsuzluklar da mevcuttur.
Düt demeye dudak ister : Niteliği ne olursa olsun, bir işi başarabilmek için yetenek ve imkanlar gereklidir.
-E-
Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane : Kişinin çok önceden belirlenmiş bir alın yazısı vardır. Bu kurala göre zamanı gelince ölecektir. Bu ölüme bir neden bulunur. Esas sebep o kişinin tanrı katına çağrılmasıdır.
Ecele çare olmaz : Hayatta her durumun çaresi bulunabilir. Ama ölümü engellemek imkansızdır.
Eceli gelen köpek cami duvarına işer : Bir toplulukta bütün insanların kutsal saydığı şeyleri kötüleyenler, hiçbir zaman sevilip istenmezler.
Edebi, edepsizden öğren : Edepsiz kişinin hareketlerini gören, sonuçlarını izleyen kişi, bunların kötülüklerini görür ve yapmamaya çalışır.
Eden bulur, inleyen ölür : Başkasına kötülük eden kimse en sonunda yaptıklarının cezasını çeker.
Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur : Verimin yüksekliği, çalışmanın etkili bir şekilde gerçekleşmesine bağlıdır.
Esirgenen göze çöp batar : Bir konu üzerine gereğinden fazla yoğunlaşmak, aksilikleri de beraberinde getirebilir.
Evdeki hesap çarşıya uymaz : Planlanan durumlar ile ulaşılan sonuç, her zaman aynı olmayabilir.
-F-
Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp : Toplum yaşamında herkes aynı gelir düzeyine sahip olmayabilir. Fakir de olsa zengin de olsa çalışmamak, başkalarının sırtından geçinmeye uğraşmak tembelliktir.
Fala inanma, falsız da kalma : Fala inanmak doğru değildir, aslı yoktur. Yine de insan güzel sözler duymaktan hoşlanır.
Fare, çıktığı deliği bilir : Toplumun onaylamadığı işleri yapanlar, sıkıştıkları zaman nasıl hareket edeceklerini önceden hesaplarlar.
Faydasız baş, mezara yaraşır : Hiçbir iş yapmadan başkalarının sırtından geçinen kimseler ölmüş sayılırlar. Çünkü ölülerin de faydası yoktur.
Fazla aş, ya karın ağrıtır ya baş : Çok yemek kişinin sağlığını olumsuz yönde etkiler. Bu yüzden kararında yemek gerekir.
Fazla naz aşık usandırır : Kişinin kaprislerine yakınları bir süre katlanabilirler. Ama bu naz devam edecek olursa etrafındakilere de sıkıntı verir.
Felek kimine kavun yedirir, kimine kelek : Aynı toplumda şanslı ve şanssız kişilerin bir arada bulunmaları doğaldır.
Fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü : Toplumda saygın bir yeri olan kişiler, mevki kaybına uğradıklarında aykırı davranmaktan çekinmezler.
Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar : Kişinin içinde bulunduğu çevrenin ekonomik ve sosyal yapısı, ulaşılan sonuçların niteliğini etkiler.
-G-
Gafile kelam, nafile kelam : Etrafında olan biteni umursamayan kimseleri doğru yola getirmek için yapılan uyarılar boşunadır.
Garibin yardımcısı Allah'tır : Garip kişilerin yardımına gönlündeki inancın büyüklüğü oranında ancak Allah yardım eder.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar : Tanrı'ya inanmış kişileri, tanrı sıkıntı içinde bırakmaz. Onlar bir süre sıkılsalar da Tanrı bir yerden bir şey bağışlayarak sıkıntılarını ya kaldırır ya da hafifletir.
Gavurun tembeli keşiş, Müslüman'ın tembeli derviş : Bütün dinler çalışmayı emreder. Bazı kimseler ise dini çıkarları doğrultusunda kullanıp, çalışmadan yaşamanın yollarını bulurlar ki kendileri için çok kötü bir davranışı gerçekleştirmiş olurlar.
Geç olsun, güç olmasın (Başarılması çok zor işler için söylenir) : Yapılan işlerin başarıya ulaşması ve birtakım engellerin ortadan kaldırılması için fazla zaman harcanmasının ziyanı yoktur.
Gel demek kolay, git demek güçtür : Bir konuğu davet etmek, bir insanı iş bulup yerleştirmek kolay ve zevk verici uğraşlardır. Ama sıkıntı veren konuğa artık git demek, işini hafife alan kimseye işe gelme demek çok zordur. Bunun için insanlara bir iyilikte bulunulacağı zaman iyi düşünülmeli, layık olana bu hizmet verilmelidir.
Gelen gideni aratır : Tanışılan kişiler, unutulanlardan daha büyük hatalar yapabilir anlamında kullanılır.
Gezen ayağa taş değer : Gereksiz davranışlarda bulunan kişiler, kendilerine zararlı durumların ortaya çıkmasına sebep olabilirler.
Göz görür, gönül çeker : Kişi ancak ilgi duyduğu konulara karşı gözlemde bulunur.
-H-
Hacı hacıyı Mekke'de bulur : Aynı düşüncede olan insanlar, ayrı ayrı davransalar bile bir gün aynı yolda buluşurlar. Kendilerine ait yolda veya yerde buluşurlar, birbirlerini bulurlar.
Hacı Mekke'de, derviş tekkede : İnsanlar yetişme şekillerine göre kendilerine uygun bir ortamda yaşarlarsa mutlu olabilirler. Yoksa ömürleri sıkıntı içinde geçer. Bulundukları yerde sevilmez ve istenmezler.
Haddini bilmeyene bildirirler : Yetkili olmadığı konularda ahkam kesenler, hak ettikleri durumlarla mutlaka karşılaşırlar.
Hak deyince akan sular durur : Anlaşmazlıklarda doğruluk, dürüstlük, tarafsızlık, hakkaniyet yolundan hareket edilirse kimsenin söyleyecek bir sözü, eleştirisi kalmaz.
Hak doğrunun yardımcısıdır : Tanrı, doğru olana yaptıklarının mükafatını mutlaka verir. Doğru kimseler ilk planda başarısız gibi görünseler de tutumlarını devam ettirdikleri sürece başarıya ulaşacaklardır.
Helal kazanç ile pilav yenmez : Doğrulukla ve ahlakla elde edilen kazanç, insanı kısa yoldan zengin etmeye yetmez.
Horoz ölür, gözü çöplükte kalır : Uzun süre yaşanan mekanların unutulması kolay olmaz.
Huylu huyundan vazgeçmez : Kişilik, uzun bir zaman diliminde oluştuğu için ani değişikliklere müsait değildir.
-I-
Ihlamurdan odun olmaz, beslemeden kadın olmaz : Yaşam içinde her konu birbirine uygun olursa başarı olur ve devam eder.
Irmak kenarına çeşme yapılmaz : Birbirine zıt verimlilikteki iki kurum veya sosyal müessesenin, aynı ortamda varlıklarını sürdürmeleri zordur.
Irmaktan geçerken at değiştirilmez : Yapılmaya başlanan bir işte, ilk zamanlar başarı elde edilmeyebilir. İşin daha başarılı yapılması için uygulanan yöntemler de değiştirilebilir. Olumsuz bir ortamda yöntem değiştirmek doğru değildir. İyi sonuçlar vermez.
Isıramadığın eli öp de başına koy : Yaşam içinde bir takım mücadeleler yapılacaktır. Bu kavgada düşman bizden çok güçlü ise onunla kavga etmemek gerekir. Kavga edilirse yenilmek muhakkaktır.
Isırgan ile taharet olmaz : Başarılı bir iş oluşturmak için işe yarar, faydalı araç kullanmak gerekir. Kötü malzeme ile iyi ve başarılı sonuçlar elde edilemez.
Isıran it, dişini göstermez : Kötülük yapmayı düşünen kişi, bunu zamanı gelince ve aniden gerçekleştirir.
Islanmışın yağmurdan pervası yoktur : Bir konuda büyük zarar görmüş kişi, benzer zararlardan korku duymaz.
Ismarlama hac, hac olmaz : İnsan kendi işini kendi yapmalıdır. Başkasına yaptırılan işten başarı elde edilemez.
Işığını akşamdan önce yakan, sabah çırasına yağ bulamaz : İnsanlar savurganlık yapmamalıdırlar. Parasını gereksiz yere harcayan, gerektiğinde para ve mal bulamaz. Zorluk içinde kalır.
-İ-
İbadet de (mahfi) gizli, kabahat da : İbadet Tanrı ile kul arasındadır. İbadeti başkalarına gösteriş için yapanlar Tanrı'nın emirlerini, kulluk görevini yerine getirmemiş olurlar. İnsan bazı kusurları yaparak olgunlaşır, tecrübe kazanır. Bunun için olgunlaşmamıza yarayan kusurların da gizlenmesinde yarar vardır.
İçi beni yakar, dışı eli : Her şey dıştan göründüğü kadar güzel olmayabilir. Dış görünüşe aldanmak doğru değildir.
İğreti ata binen tez iner : Kendi malımız olmayan malzemeye güvenip bir işe başlamak doğru değildir. Malzemenin sahibi, malını geri istediği zaman zor durumda kalır.
İğneyi evvela kendine sok, çuvaldızı başkasına : Kendisi en küçük bir sıkıntıya katlanamayan kimse, başkalarına çok büyük sıkıntı vermemelidir. Kendisi küçük kötülüğe katlanamayan, başkalarına kötülükler yapmaktan kaçınmalıdır.
İki deliye bir akıllı : Birbirine zıt iki kişinin arasını bulacak, mantıklı bir kimsenin bulunması mutlak gereklidir.
İnsan insanın şeytanıdır : Arkadaş seçiminde dikkatli ve özenli olmak gereklidir. Kötü arkadaş kişiyi yoldan çıkarır, saptırır.
İti, öldürene sürütürler : Bir kişinin sorumluluğundaki görev kötü şekilde sonuçlanırsa, bu sonucun düzeltilmesi için bizzat o kişi çaba göstermelidir. İşin sorumluluğu onu yapana ait olacaktır.
İyilik eden iyilik bulur : Etrafına iyilik eden kimse gün gelir zor durumda kalırsa ona da iyilik yapılır. Her şeyin karşılığı muhakkak vardır.
-K-
Kabahat da gizli olmalı, ibadet de : Yapılan bütün işlerde işin özüne inmeye gayret edilmelidir. Başkalarına gösteriş için yapılan hiçbir işten, davranıştan iyilik ve hayır beklemek mümkün değildir.
Kabahat ölende değil, öldürendedir : Yapılan her işte karşımızdakini sinirlendirmekten kaçınmalıyız. Karşısındakini söz ve hareketleri ile aşırı tahrik eden kimse, onun hücumlarına karşı çaresiz kalabilir, hatta ölebilir de. Bunun nedeni kendini kaybedip bu cinayeti işleyende değil, onu da o derecede tahrik edip cinayeti işletendedir.
Kaçan balık büyük olur : Kişi elindeki imkanları iyi ve zamanında kullanmasını bilmelidir. Zamanında kullanamaz ve fırsatı kaçırırsa küçük bir fırsatı büyükmüş gibi gösterir ve boyuna aynı şeyleri söyler. Çünkü fırsatı değerlendirememenin ezikliğini hisseder durur.
Kadı anlatana göre fetva verir : Herkes bildiğini ve gördüğünü eksiksiz olarak söylemelidir. Çünkü dinleyen,olayı görmeyen kimseler anlatılana göre karar verirler.
Kadı ekmeğini karınca yemez : Kadı, kanunların uygulayıcısı olduğu için kimse onun malına dokunamaz. Sonucunun kötü olacağını bilir. Kadılar hakkın, kanunun ve düzenin temsilcisi oldukları için kimse onların mallarına kötü gözle bakmaz, bakamaz.
Kanaat gibi devlet olmaz : Elindekiler ile yetinmesini bilen kimse sıkıntı çekmez.
Kişi refikinden azar : İnsanı iyi ve kötü yola sürükleyen arkadaşıdır.
Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman çelebi derler : Bir şeyin çok kıymetlisi bulunmazsa daha aşağı değerde olan kıymet ve itibar kazanır.
Kuru laf karın doyurmaz : Bir gayret göstermeden, bir yatırım yapmadan yalnızca boş sözlerle başarı elde etmek mümkün değildir.
-L-
Laf ile peynir gemisi yürümez : Bir kimsenin kendini övmesi ile gereken işte gereken sonuçlar alınmaz.
Laf lafı açar : Karşılıklı konuşmalarda konuşma bir süre uzadığı zaman, sözden başka söze geçilmeye başlanır. Başlangıçta hiç düşünülmeyen konulara kadar söz uzar gider.
Laf torbaya girmez : Bir konu hakkında sarfedilen sözler üzerinde iyice düşünülmelidir.
Latife latif gerek : Şakalar karşısındakini kırmayacak biçimde olmalıdır. Şaka yapan, karşısındakini çok iyi anlamalı, kırmadan, incitmeden şaka yapabilmelidir.
Leyleğin ömrü laklak ile geçer : Aylak kişiler bütün günlerini orada burada boş laflar söyleyerek boşa geçirmiş olurlar.
Lodosun gözü yaşlı olur : Lodosun sonunda yağmur yağar.
Lokma çiğnemeden yutulmaz : Bir işin iyi sonuçlanması için gereken önem ve çalışma gösterilmelidir.
Lokma karın doyurmaz, şefkat artırır : Bir kişiye armağanlar vermek, o kişinin ihtiyaçlarını karşıladığı için değil aradaki sevgiyi çoğalttığı için çok değerlidir.
-M-
Mahkeme kadıya mülk değil : İnsan, yaşamı süresince güçlü makamlara gelebilir. Böyle makamlara gelince etrafındakilere böbürlenmemelidir. Çünkü gün gelecek,bu makamı bırakmak zorunda kalacaktır.
Mal adama hem dost, hem düşmandır : Mal insanı rahat ve huzurlu yaşattığı için dosttur. Aynı zamanda, zengin olmanın getirdiği tehditlerden dolayı düşmanıdır.
Mal canı kazanmaz, can malı kazanır : İnsanlar fazla kazanacağım diyerek sağlıklarını tehlikeye atmamalıdırlar. Kişi sağlıklı olursa mal kazanması, pek çok kazanması mümkündür. Ama sağlığını kaybederse mal da kazanamaz olur.
Mal canın yongasıdır : Can her şeyden kıymetlidir. Zorluklarla elde edilen mal da cana yakın değer taşır.
Mal melameti örter : Zengin olmak, insanların kusurlarını görmezden gelmelerine yardımcı olur.
Malını yemesini bilmeyen zengin her gün züğürttür : Züğürt kimse parası olmadığı için zorluk içindedir. Parasını yiyemeyen kimseler ise paraları olduğu halde bu yokluğu çekenlerdir.
Mart ayı, dert ayı : Kış ile ilkbahar arasındaki geçiş dönemi olduğu için insanlar hastalıklara daha kolay yakalanırlar.
Meyhaneciden kefil istemişler, bozacıyı göstermiş : Toplumda uygunsuz işleri yapanlar kendi haklılıklarını, benzer kişileri göstererek savunmaya çalışırlar.
Mühür kimde ise Süleyman odur : Bir konuda yetkili kim ise onun sözü geçer.
Mürüvvete endaze olmaz : Yardımseverliğin ölçüsü olmaz.
-N-
Namaza meyli olmayanın ezanda kulağı olmaz : Bir işin bütününü istemeyen kimseler, o işin ayrıntıları ile hiç ilgilenmezler.
Nasihat isteyen tembele iş bulursun : Tembel kimseler kendisine söylenen işi başka türlü yorumlayıp, bu yorum üstüne fikirler ileri sürerek o görevi yapmak istemezler veya kendisine önerilen işi başka bir biçimde yapmayı öğrenirler.
Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına : Kişi çok çalışırsa gelecek günleri de başarılı olur. Kazancı bol olur. Az çalışırsa kazancı, başarısı da az olur.
Ne ekersen onu biçersin : Kişiler çevrelerine nasıl davranırlarsa öyle cevap alırlar.
Ne idik, ne olduk : İçinde yaşadığımız toplum çok hızlı değişiyor. Biz bu toplumda bulunduğumuz ortamdan çok değişik ortamlara geldik. Bundan sonra da nerelere geleceğimiz, neler olacağı belli değil.
Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli : Esas olan başarının niteliğinden çok devamlılığıdır.
Ne verirsen elinle, o gelir seninle : İnsanlar yaşamları boyunca daima iyilik yapmalıdır. Bu iyiliklerin karşılığı, bir gün mutlaka sahibini bulacaktır.
Nerede birlik, orada dirlik : Kişiler arasında anlaşma, duygu ve düşünce birliği olursa orada huzur, güven ve düzen olur.
Nerede hareket, orada bereket : Çalışmanın çok olduğu yerde, bu çalışmaların sonucu olan ürünler de çok olur.
Niyet hayır, akıbet hayır : Bir işe başlarken iyi niyetle hareket edilirse sonuç ta iyi olur.
-O-
Oduncunun gözü omcada : Bütün insanlar kendi işlerine yarayan şeylerle çok yakından ilgilenirler.
Oğlan dayıya, kız halaya çeker : Oğlan ****** genlerin tesiri ile dayıya, kız ise halaya çeker, onun hareket ve tavırlarını alır. (Halk arasında yapılan bir yorumdur)
Oğlanınki oğul bağı, kızınki bahçe gülü : Kişinin torunu oğlundan olursa oğul balı diyerek ,kız evlattan olursa bahçe gülü diyerek sevinir.
Olacakla öleceğe çare yoktur : İnsanların yaşam boyu karşılaşacakları ne varsa doğarken belli olur ama kişi bunu bilmez. Başımıza gelen ve elimizde olmayan sebeplerle oluşan olaylara çok üzülmemek gerekir.
Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz : Hayatta hiç ummadığımız olaylar, en şaşırtıcı biçimde karşımıza çıkabilir.
Orman olur da domuz olmaz mı? : İyi bir ortamda çıkarcılar bulunabilir, bulunması doğaldır.
Osmanlı'nın ekmeği dizindedir : İşlerimizin başarılı olması için kendimize ayırdığımız zaman çok olmamalıdır. İşlerimize ne kadar ağırlık verirsek o kadar başarılı oluruz.
Osurukla boya boyanmaz : Gerekli bilgi ve görgü olmadan bir işi tam olarak görüp bitirmek imkansızdır.
Otu çek köküne bak : Bir kimsenin hakkında tam olarak bilgi sahibi olmak istenirse o kimsenin soyunu sopunu çok iyi incelemek gerekir.
-Ö-
Ödünç; güle güle gelir, ağlaya ağlaya gider : Ödünç verilirken veren de alan da güler yüzlüdür, mutludur. Ödünç alınan geri verilirken ise durum değişiktir. Para veren kimse de parasını zamanında alamazsa tarafların arası çok çabuk bozulur.
Öfke baldan tatlıdır : İnsan sinirlendiği zaman bağırır çağırır, rahatlar.
Öfkeyle kalkan zararla oturur : Aniden öfkelenerek sergilenen davranışlar kırıcı olur. Sonuçları önceden tasarlanamaz.
Öküze boynuzu yük değil : Meşgul olduğu iş,kişiye yük olmaz. Onları yaşamının bir parçası olarak kabul eder.
Öksüz çocuk göbeğini kendisi keser : Bir koruyanı, kollayanı olmayan kimseler her işlerini kendileri yapmak zorundadır.
Ölenle birlikte ölünmez : Ölüm kaçınılmazdır. Ölen bir kimsenin ardından yas tutmak ta onu geri getirmeyecektir. Bu durumu bilerek ona göre davranmak gereklidir.
Ölüm var, dirim var : İnsanlar malını ve zamanını, varlığını düşünerek kullanmalıdır, geleceğini düşünmelidir.
Ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek de oraya gider : Bir ailede büyükler nasıl bir yaşam içindelerse çocuklar da benzer bir hayat sürdürürler.
Öpülecek el ısırılmaz : Hürmet gösterilmesi gereken kişilere saygısızlık etmek hatadır.
-P-
Padişah yasağı üç gün sürer : Padişahlık idaresi, bir kişinin sözünün geçtiği bir yöntemdir, keyfidir. Bugün çıkarılan yasaklar, yarın bir neden ile ortadan kaldırılırlar. Bunun içindir ki emirlerinin devamlı olacağını düşünmemek lazımdır.
Palamut çok biterse kış erken olur : Uzun yılların tecrübesine dayanılarak elde edilen sonuçlara göre meşe ağaçlarında palamudun çok olması kışın erken geleceğini gösterir.
Papaz her gün pilav yemez : Her işi daima bir kişiye yaptırmak doğru değildir. O kişi çok defalar ses çıkarmadan bu sıkıntıya katlandıysa da günün birinde yapamayacak duruma gelir ve yapmaz. Bunun için insanları usandırmayacak bir yöntem izlemekte yarar vardır.
Para dediğin el kiri : İnsanlar bütün ömürlerini paraya bağlamamalıdırlar.
Para ile imanın kimde olduğu bilinmez : Para bütün toplumlarda dikkati çeken bir araçtır. İman ise tanrı ile kul arasında olduğu için başkalarının bilmesine gerek yoktur. Söylenilmesi de acayiplik yaratır.
Pazar ilk pazardır : Pazara ***ürüp satmak istediğimiz mala verilen ilk fiyat en iyi fiyattır.
Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir : Bir işin nasıl sonuçlanacağı, işin bugünkü durumundan belli olur.
Pilav yiyen, kaşığı belinde gerek : Bir işe girişmek isteyen kimseler o iş için gerekenleri yanlarında bulundurmak zorundadırlar.
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın : Kişi, bir olayın sonuçlanması için elinden gelen gayreti göstermelidir.
-R-
Rağbet güzel ile zenginedir : Güzel ve zengin olan kimseler her zaman ilgi görürler. El üstünde tutulurlar.
Rahat ararsan mezarda : Yaşayan her kişinin az veya çok kendine göre bir derdi, sıkıntısı mutlak bulunur.
Ramazanda yalan söyleyenin yüzü, bayramda kara olur : Hayatta her zaman doğru olmalı, doğru davranılmalıdır. Yalan söylemek, belki bir zaman için etrafımızdaki kandırmamıza neden olur. Ama gelişen olaylar, söylenen yalanı bir gün mutlak surette açığa çıkartır.
Rençber kırk yılda, tüccar kırk günde : Rençberin büyük emek harcayarak kazandığını, tüccar küçük bir ticaret oyunu ile kazanır.
Rüşvet kapıdan girince insaf bacadan çıkar : Doğru yoldan ayrılan ve şerefini rüşvet için feda eden kişiden her kötülüğü beklemek gerekmektedir.
Rüzgar eken fırtına biçer : Etrafında bulunanlara her zaman kötülük yapan kimseler sonunda mutlaka büyük kötülüklerle karşılaşırlar
Rüzgar esmeyince yaprak oynamaz : Meydana gelmiş hiçbir olay sebepsiz değildir.
Rüzgara karşı tüküren, kendi yüzüne tükürür : Kendi gücünün üstünde bir güç ile uğraşmak isteyen kimseler sonunda kendileri ziyanlı çıkarlar.
Rüzgarlı havanın kuytusu,yağmurlu havanın uykusu : Rüzgarda kuytu bir yer bulmak rahatlıktır.
-S-
Sabah ola, hayır ola : Sabahlar güçlü başlangıçlardır. Verimlili için günün bu saatlerini değerlendirmek gereklidir.
Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır : Bir konuda sıkıntılı günlere katlanmak zordur. Ama dayanıldığı takdirde sonuçları güzeldir.
Sabreden derviş, muradına ermiş : Sabırlı olan kişiler, isteklerine kavuşurlar. Sabır ile mücadele edildiğinde başarı mutlaka bizim olacaktır.
Sabrın sonu selamettir : Karşılaştığı bütün zorluklardan hemen yılıp kaçmayan, sabretmesini bilen kimselerin işleri sonunda başarıya ulaşırlar.
Saç sefadan tırnak cefadan uzar : Keyifli insanların saçları, sıkıntıda olanların tırnakları uzar. (yaygın bir halk görüşü)
Saçım ak mı kara mı? Önüne düşünce görürsün : Konunun nasıl olduğunu sormaya gerek yoktur. Çok geçmeden bitecektir anlamında kullanılır.
Sade pirinç zerde olmaz, bal da gerek kazana; ata malı tez tükenir, evlat gerek kazana : İnsanlara babasından mal kalır. Ama bu, kişinin o malı iyi kullanacağını göstermez. Hazır yemeye başlanırsa tez zamanda tükenir, biter. Kişi kendine, kendi emeğine güvenmelidir.
Sana taşla vurana sen aşla vur : Kötülük yapan kimselere iyilik yapmak insanlık kuralıdır.
Sanat altın bileziktir : Sanat bir kimsenin bir işi en iyi bir biçimde her yerde ve şartta yapmasıdır.
-Ş-
Şahin ile deve avlanmaz : Her işi yapmanın bir yöntemi vardır.
Şahin küçük et yer, deve büyük ot yer : İnsanlar fiziki görünüşlerine göre değil, yaradılış özelliklerine göre davranırlar. Görünüşü küçük olan kişi, her zaman güçsüz olarak görülmemelidir.
Şakanın sonu kakadır : Devamlı şaka yapmak hatalıdır. Önce güzel ve eğlenceli gelirse de bir zaman sonra dayanma gücü azalır ve küçük kırgınlıklar ortaya çıkar.
Şaşkın ördek başını bırakır, kıçından dalar : Her iş, bir düşünce ile, bir plan ile yapılmalıdır. Ne yaptığını iyi bilmeyen kimseler, giriştikleri işlerde akılcı yollardan ayrılırlar.
Şer işi uzat hayra dönsün, hayır işi uzatma şerre dönmesin : Kötü olan işlerin üzerinde çalışmalı, o işi iyiye çevirmelidir. İyi olan işleri hemen sonuçlandırmak gereklidir.
Şeriatın kestiği parmak acımaz : Kanunlar herkese eşit olarak uygulanmalıdır. Böyle olursa, kanunda yazılan cezaya kimse itiraz edemez, boyun eğer.
Şeytanla ortak buğday eken samanını alır : Hilekar, sorumsuz kimselerle ortak olanlar, yapılan işin zararını yüklenirler.
Şimşek çakmadan gök gürlemez : Söylenen, konuşulan her olay daha önceki başka bir olaydan kaynaklıdır.
Şöhret felakettir : Ünlü olmak birçok sıkıntıyı da beraberinde getirir.
-T-
Tabak sevdiği deriyi yerden yere çalar : İnsanlar, ileride başarılı olmasını istedikleri kişileri kıyasıya çalıştırırlar.
Tabancanın dolusu bir kişiyi, boşu kırk kişiyi korkutur : Tabancayı, sinirli olunan durumlarda lüzumsuz yere kullanmak sahibinin başına dert açar. Ama tabanca; taşıyan kişinin belinde iken çok kimse bu durumdan ürker.
Talihsiz hacıyı deve üstünde yılan sokar : Düşündüğünü uygulaması nasip olmayacak kişinin karşısına, hatıra hayale gelmeyen engeller çıkar.
Tandır başında bağ dikmek kolaydır : Hayal kurmakla sorunlar çözümlenemez. Esas problem, düşleri uygulama alanına sokmaktır.
Tarla çayırda, bağ bayırda : Tarla ve bağ alırken yerlerine dikkat edilmelidir.
Taş düştüğü yerde ağırdır : İnsanın değeri bulunduğu çevrede iyi bilinir.
Tatarın kılavuza ihtiyacı yok : Yapacağı işi çok iyi bilen kimselere başkalarının yardım etmesi gerekmez.
Tebdil-i mekanda ferahlık vardır : Kişi bulunduğu yerde yeni kimselerle tanışırsa rahatlar.
-U-
Ucuzdur vardır bir illeti, pahalıdır vardır bir hikmeti : Ucuz mallar genellikle kalitesizdirler. Kısa bir zaman sonra kullanılamaz hale gelirler. Bunun için o mal bize daha da pahalıya gelmiş olur.
Ulu sözü dinlemeyen uluyakalır : Tecrübeli kimselerin sözlerini dinlemeyip kendi kafası doğrultusunda giden kimseler sonunda büyük zararlara uğrarlar. Sıkıntı ve dertten kurtulamazlar.
Ulular köprü olsa basıp geçme : İnsan kendinden büyüklere her zaman hürmet etmelidir.
Ummadığın taş baş yarar : Dış görünüşe bakılıp verilen kararlar, bazen büyük hatalara yol açabilirler.
Umut fakirin ekmeğidir : Fakir olan kimseler, kısa süre sonra durumlarının değişeceğini düşünerek avunurlar.
Ustanın çekici bin altın : Sanatkar kimseler bir çok kişinin yapamadığı bir işi çok kısa bir sürede küçük bir hareketle yapıverirler.
Uyku ölümün kardeşidir : Uyuyan kimsenin dünya ile ilgisi kesilir. Olup bitenden haberi olmaz.
Uyuyan yılanın kuyruğuna basma : Kimseye zararı dokunmayan kimseleri kızdırmak, başkalarının zarar görmesine yol açabilir.
Uzaktan davulun sesi hoş gelir : Özelliğini iyi bilmediğimiz iş ve konuların sıkıntılarını da bilmemize imkan yoktur. Bazen çok zor bir konuyu çok kolaymış gibi kabul ettiğimiz de olur.
-Ü-
Üç elli, yaz belli : Kasım ayının sekizinden sonra üç defa elli gün sayılırsa nisan ayına, yani havaların ısındığı aya girilmiş olunur. Soğuklar biter.
Üç göç, bir yangının yerini tutar : Bir yerden bir yere taşınma zahmetli ve ziyanlı bir iştir.
Üremesini bilmeyen it, sürüye kurt gelir : Bir toplulukta nasıl davranılması gerektiğini bilmeyen kimseler, kendileriyle birlikte başkalarının da başına dert açarlar.
Üşenenin oğlu, kızı olmamış : İnsan bir varlık elde etmek istiyorsa tembel tembel oturmamalıdır.
Üzüm üzüme baka baka kararır : Çok samimi olan kimseler, birbirlerinin huylarını benimserler.
Üzümün çöpü var, armudun sapı : Her konunun kendine göre ufak olumsuzlukları bulunabilir. Bir işin olumlu yönleri dururken, olumsuz olanları üzerinde yoğunlaşmak doğru değildir.
Üzümün ye de bağını sorma : Sunulan imkanların kaynağını sorgulamak her zaman doğru olmayabilir.
-V-
Vücut kocar, gönül kocamaz : Hangi yaşta olursa olsun kişi gönlü sayesinde hep genç kalmayı başarabilir.
Verirsen doyur, vurursan duyur : Yardım yapılacaksa gereken ölçüde yapılmalıdır.
Veren el, alandan üstündür : Yardım ve iyiliksever kimseleri herkes sever, sayar.
Varsa pulun, herkes kulun; yoksa pulun, dardır yolun : Parası çok olan kimseye herkes iltifat eder, yakınında bulunmak ister. Yoksullara kimse yüz vermez. Adını deliye de çıkarabilirler.
Varsa hünerin, her yerde vardır yerin : Hüner, kişinin her şartta en iyi yaptığı, başarılı sonuç aldığı yeteneğidir. Bunun içindir ki her kişi mutlak bir hüner sahibi olup hayata öyle atılmalıdır.
Vakit nakittir : Zaman en değerli varlığımızdır. Hayatımızdaki en küçük bir anı bile boşa geçirmemek lazımdır.
-Y-
Yabancı koyun kenarda yatar : Toplumdaki kişiler kısa zamanda büyük yakınlık göstermedikleri için yeni gelenler yabancılık çekerler.
Yağ yiyen köpek tüyünden belli olur : Hiçbir sebep yokken yaşama düzeyi birden değişen, yükselen kişinin çaldığı ve rüşvet aldığı bellidir.
Yağmur yağsa kış olur, kişi halin bilse hoş olur : İnsanların etraflarına karşı davranışları, kendi sosyal durumları ile orantılı olmalıdır.
Yakasından atmak : Zorlu bir işi başkasına yüklemeye çalışmak.
Yalancı kim? İşittiğini söyleyen : İnsanlar her duyduklarını, doğrulamadan başkalarına söylememelidirler.
Yalnızlık Hakk'a mahsustur : Tek başına olmak, Tanrı'ya ait bir durumdur.
Yanık yerin otu tez biter : İnsanlara büyük ıstırap veren olaylar, bir zaman sonra unutulur.
Yol sormakla bulunur : Bir işe doğru başlamak için bilmediklerimizi sormak, öğrenmek lazımdır.
Yolundan giden yorulmaz : Yapacağı işin tekniğini iyi bilen, uygulamasında deneyim sahibi olan kimse yapacağını önceden tespit eder, sonra uygular. Sonuca sıkıntısız ulaşır. Bunları bilmeyenler ve uygulamayanlar deneme yanılma yöntemi ile hem çok para, hem çok zaman kaybederler. Hem de meydana çıkan iş arzu edilen düzeye erişmez.
Yük altında ancak eşek kalır : İnsanlık sıfatı olan kimse kendisine yapılan iyiliğin altında kalmaz. Bir zaman bulur, karşılığını verir.
-Z-
Zahmetsiz rahmet olmaz : Çaba göstermeden, sıkıntı çekmeden arzu edilen güzel ve iyi sonuçlara ulaşılmaz.
Zaman sana uymazsa sen zamana uy : İçinde yaşanılan zamanın şartları, bizim düşünce ve davranışlarımıza uymayabilir. Kendi düşüncelerimizi kabul ettirmek için etrafımızdakiler ile sürtüşmek doğru değildir. Zamanın gidişine uymak,ona göre davranmak en çıkar yoldur.
Ziyan olan koyunun kuyruğu yağlı olur : Elden kaçırılan fırsatlar küçük olsa da çok büyük görünür. Kişinin dilinden hiç düşmez. Hep büyüterek ondan bahseder.
Zemheride sür de çalı ile sür : Tarlanın zemheride sürülmesi ekinin iyi olması için çok önemlidir. Tarlayı dikkatli ve derin sürmek gerekir.
Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır : Varlıklı kişi, parasının ve itibarının çokluğu ile olmayacak işlerini bile kolaylıkla görür. Fakir ise parası olmadığı için en olacak işini bile bitiremez.
Zenginin basması ipekli görünür : Zengin kişilerin giydikleri, yedikleri en pahalısından seçilmiş zannedilir.
Zengin kesesini, züğürt dizini döver : Maddi durumu çok iyi kişiler her zaman parası ile övünür. Züğürt ise arzuladığı iş parası olmadığından yapamayacağı için üzülür. Istırap ve sıkıntı çeker.
Aba vakti aba, yaba vakti yaba : Her şey zamanında yapılırsa kişi kazançlı olur.
Abanın kadri yağmurda bilinir : Daha önce kıymetsiz gibi görünen bir çok şeyin, kullanım zamanı geldiğinde değeri artar.
Abdal abdalın ne umduğunu, ne bulduğunu ister : Sosyal seviyesi eşit insanlar birbirlerini çekemezler.
Acemi katır kapı önünde yük indirir : Elinden yeterince iş gelmeyen kimseler, kendilerine verilen görevi istenildiği biçimde yapamazlar veya yarım bırakıp kaçarlar.
Acemi nalbant gibi kah nalına vurur, kah mıhına : Söylediği sözlerle yaptığı işler arasında tutarlılık yoktur. Bunu da genellikle bilmeyerek yapar.
Acı patlıcanı kırağı çalmaz : Hayatta birçok problemlerle karşılaşıp bunlardan başarı ile çıkmış olanlar, bundan sonra karşılaşacakları zorlukları da atlatıp başarı ile çıkarlar.
Akıl kişiye sermayedir : Kişinin yaptığı işte başarı sağlaması, aklını kullanması ile orantılıdır.
At yedi günde, it yediği günde : Toplumlar arası ilişkilerde olgun ve asil kişiler, kişiliklerini hemen ortaya koymazlar.
Ayranım ekşidir diyen olmaz : Her kişi neyi ele almışsa onun iyi olduğunu savunur.
-B-
Baba ekmeği zindan ekmeği, koca ekmeği meydan ekmeği : Kadınlar için baba evinde kalmak, belli bir zamana kadar normaldir. Evlendiği zaman ise kendi kurallarına göre yaşayacağından dolayı daha rahat olacaktır.
Baba koruk yer, oğlunun dişi kamaşır : Aile reisi olan babanın önceleri yaptığı kötü bir işin sıkıntısını ****** çeker.
Babadan mal kalır, kemal kalmaz : Babası ölen kişiye maddi varlıklar kalabilir ama olgunluk ve fazileti miras olarak kalmaz.
Babaya dayanma, karıya güvenme : Kişi, maddi konularda babasına değil kendine güvenmelidir. Kadın ise kolay etkilenen bir varlık olduğu için verilen sırları bir başkasına aktarabilir.
Baca eğri de olsa dumanı doğru çıkar : Yaradılışı itibariyle iyi olan kişi en kötü durumda bile olsa bu niteliğini kaybetmez.
Bal demekle ağız tatlanmaz : Güzel sözler söylemekle güzel şeyler her zaman gerçekleşmez.
Besle kargayı oysun gözünü : Kıymet bilmez kişiler kendilerine yapılan iyiliğe, kötülükle karşılık verebilirler.
Boşboğazı ateşe atmışlar, odun yaş diye bağırmış : Aklına her geleni söyleyen kişiler,toplum içinde sevilmezler.
Büyük lokma ye büyük söz söyleme : Hayatta hiçbir zaman başkalarının durumu küçümsenmemelidir.
-C-
Cahil adam meyve vermeyen ağaca benzer : Bilgisiz kişiler etraflarına faydalı olamadıklarından ve davranışlarında olumlu sonuçlar beklenmediğinden dolayı faydalı kişiler değildirler.
Cahilin dostluğundan alimin düşmanlığı yeğdir : Alim her şeyi bilen kimsedir. Yaptığının sonuçlarını bilir ve katlanır. Kendisi ile dost olmak mümkün olduğu gibi düşman olunduğu zaman da bir noktada anlaşmak mümkündür. Cahil kişiler iyi niyetli görünseler de onlarla anlaşmak güçtür, hatta mümkün değildir.
Cami ne kadar büyük olsa imam bildiğini okur : Bir toplulukta çok kişi ve fikir olsa da karar verme yetkisine sahip kimseler, kendi bildiklerini uygularlar.
Can boğazdan gelir : İnsanın hareketli ve üretken bir yaşam sürdürebilmesi için beslenme biçimine dikkat etmesi gerekir.
Can cümleden azizdir : İnsanlar kendi çıkarlarını her zaman başkalarının çıkarlarından üstün görürler. Aksi şekilde davrandıklarında bile kendi çıkarları söz konusu olduğu zaman fedakarlık yapmaktan vazgeçerler.
Can çıkmayınca huy çıkmaz : Hayat boyu kazanılan alışkanlıklar da gelişir. Ama değiştirmek çok zordur. Kişi ölünceye kadar devam eder.
Canı acıyan eşek, atı geçer : Karşılaştığı bir konuda ziyan gören, canı yanan kimse aynı zarara uğramamak için var gücüyle çalışır.
Canı kaymak isteyen, mandayı yanında taşır : Güzel ve varlıklı bir yaşam sürmek isteyen kişi kendisine bu yaşamı sağlayacak olan varlıkları çok yakınında bulundurmalıdır.
Cefayı çekmeyen sefanın kadrini bilemez : Hayatında dert ve sıkıntı çekmemiş olan kişiler, mutluluğun kıymetini anlayamazlar.
Cins kedi ölüsünü göstermez : Soylu kimseler çok zor durumda da olsalar, durumlarını belli etmezler.
Cömert ile nekesin harcı birdir : Parayı kullanma biçimi, onun niteliğini değiştirmez.
-Ç-
Çabuk parlayan çabuk söner : Layık olmadıkları makamlara getirilen kişilerin, bir süre sonra yetersizlikleri ortaya çıkar.
Çağrılan yere erinme, çağrılmayan yere görünme : İnsanlar davet edildikleri yerlere mutlaka gitmelidirler. Çünkü davet eden kişi tarafından istenmektedirler. Çağrılmayan yere gitmek ise yüzsüzlük ve arsızlık olur.
Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez : Güzelliklerin simgesi olan gülün çalıda yaşaması düşünülemez. Aynı şekilde, cahil kişiye de sözün doğrusunu anlatmak mümkün değildir. Cahil olduğu için kendi bildiklerinin dışında da doğruların bulunduğunu kabul etmesi mümkün değildir.
Çalışmak ibadetin yarısıdır : İbadet kişiyi kötülüklerden sıyırır, iyilik yolunda ilerletir. Tanrı yolunda çalışmak ta kişiyi kötü duygulardan arındırır. Bunun içindir ki çalışmak, ibadet kadar büyük değer taşır.
Çalma elin kapısını, çalarlar kapını : Kişi hayatında bilerek ve isteyerek kimseye kötülük yapmamalıdır. Böyle bir durumun gerçekleşmesi halinde, günün birinde benzer olumsuzlukları yaşaması muhtemeldir.
Çiftçiye yağmur, yolcuya kurak, cümlenin muradını verecek hak : Her kul Tanrı'sından kendi çıkarları doğrultusunda istekte bulunur. Bu istekler birbirine zıt da olabilir. Ama Tanrı bu dilekleri şaşmaz bir düzen, uygun gördüğü biçimde yerine getirir.
Çirkefe taş atma, üzerine sıçrar : Çevrelerinde kötü, edepsiz tanınan kişilerle ilişkiye girmek doğru değildir.
Çocuktan al haberi : Art niyet taşımayan çocuklar, başkalarının yanında her şeyi çekinmeden konuşurlar.
Çürük tahta çivi tutmaz : Esas niteliği bozulmuş bir şeyi eski haline getirmek mümkün değildir.
-D-
Dağ başından duman eksik olmaz : Toplumda yüksek ekonomik ve sosyal seviyeye sahip insanların, bu konumlarından kaynaklanan bir takım üzüntü ve sıkıntıları vardır. Bu durum, zenginlik ve yüksek makam devam ettiği sürece hiç eksilmez.
Dağ dağ üstünde olur, ev ev üstünde olmaz : En olmayacak şeyler bile bir gün gerçekleşebilir. Ama iki ailenin aynı ev ortamında yaşaması düşünülemez.
Damlaya damlaya göl olur : Küçük çabalar, büyük problemlerin çözümüne yardımcı olabilirler.
Danışan dağı aşmış, danışmayan yolu şaşmış : Bilmediğini başkalarına soran kimse, işi iyi ve çabuk bitirir. Fikir alışverişinde bulunmayanlar ise başarı elde edemezler.
Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz : Kötü malzeme ile güzel bir iş meydana getirilemez. Yeteneksiz kişiler, büyük sorumlulukların gerektirdiği çabayı gösteremezler.
Davul dengi dengine diye çalar : Birlikte yaşayacak veya arkadaş olacak insanların eşitiyle beraber olması lazımdır. Yoksa yapılacak her işte başarısızlık kaçınılmaz olur.
Devir tavında, dilber çağında : Bir işin başarılması için, o an değerlendirilmesi gereken zaman dilimleri vardır.
Dikensiz gül olmaz : Yaşanan her başarı ve mutluluğun yanında, bu sürecin parçası olan küçük olumsuzluklar da mevcuttur.
Düt demeye dudak ister : Niteliği ne olursa olsun, bir işi başarabilmek için yetenek ve imkanlar gereklidir.
-E-
Ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane : Kişinin çok önceden belirlenmiş bir alın yazısı vardır. Bu kurala göre zamanı gelince ölecektir. Bu ölüme bir neden bulunur. Esas sebep o kişinin tanrı katına çağrılmasıdır.
Ecele çare olmaz : Hayatta her durumun çaresi bulunabilir. Ama ölümü engellemek imkansızdır.
Eceli gelen köpek cami duvarına işer : Bir toplulukta bütün insanların kutsal saydığı şeyleri kötüleyenler, hiçbir zaman sevilip istenmezler.
Edebi, edepsizden öğren : Edepsiz kişinin hareketlerini gören, sonuçlarını izleyen kişi, bunların kötülüklerini görür ve yapmamaya çalışır.
Eden bulur, inleyen ölür : Başkasına kötülük eden kimse en sonunda yaptıklarının cezasını çeker.
Ekmeğin büyüğü hamurun çoğundan olur : Verimin yüksekliği, çalışmanın etkili bir şekilde gerçekleşmesine bağlıdır.
Esirgenen göze çöp batar : Bir konu üzerine gereğinden fazla yoğunlaşmak, aksilikleri de beraberinde getirebilir.
Evdeki hesap çarşıya uymaz : Planlanan durumlar ile ulaşılan sonuç, her zaman aynı olmayabilir.
-F-
Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp : Toplum yaşamında herkes aynı gelir düzeyine sahip olmayabilir. Fakir de olsa zengin de olsa çalışmamak, başkalarının sırtından geçinmeye uğraşmak tembelliktir.
Fala inanma, falsız da kalma : Fala inanmak doğru değildir, aslı yoktur. Yine de insan güzel sözler duymaktan hoşlanır.
Fare, çıktığı deliği bilir : Toplumun onaylamadığı işleri yapanlar, sıkıştıkları zaman nasıl hareket edeceklerini önceden hesaplarlar.
Faydasız baş, mezara yaraşır : Hiçbir iş yapmadan başkalarının sırtından geçinen kimseler ölmüş sayılırlar. Çünkü ölülerin de faydası yoktur.
Fazla aş, ya karın ağrıtır ya baş : Çok yemek kişinin sağlığını olumsuz yönde etkiler. Bu yüzden kararında yemek gerekir.
Fazla naz aşık usandırır : Kişinin kaprislerine yakınları bir süre katlanabilirler. Ama bu naz devam edecek olursa etrafındakilere de sıkıntı verir.
Felek kimine kavun yedirir, kimine kelek : Aynı toplumda şanslı ve şanssız kişilerin bir arada bulunmaları doğaldır.
Fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü : Toplumda saygın bir yeri olan kişiler, mevki kaybına uğradıklarında aykırı davranmaktan çekinmezler.
Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar : Kişinin içinde bulunduğu çevrenin ekonomik ve sosyal yapısı, ulaşılan sonuçların niteliğini etkiler.
-G-
Gafile kelam, nafile kelam : Etrafında olan biteni umursamayan kimseleri doğru yola getirmek için yapılan uyarılar boşunadır.
Garibin yardımcısı Allah'tır : Garip kişilerin yardımına gönlündeki inancın büyüklüğü oranında ancak Allah yardım eder.
Garip kuşun yuvasını Allah yapar : Tanrı'ya inanmış kişileri, tanrı sıkıntı içinde bırakmaz. Onlar bir süre sıkılsalar da Tanrı bir yerden bir şey bağışlayarak sıkıntılarını ya kaldırır ya da hafifletir.
Gavurun tembeli keşiş, Müslüman'ın tembeli derviş : Bütün dinler çalışmayı emreder. Bazı kimseler ise dini çıkarları doğrultusunda kullanıp, çalışmadan yaşamanın yollarını bulurlar ki kendileri için çok kötü bir davranışı gerçekleştirmiş olurlar.
Geç olsun, güç olmasın (Başarılması çok zor işler için söylenir) : Yapılan işlerin başarıya ulaşması ve birtakım engellerin ortadan kaldırılması için fazla zaman harcanmasının ziyanı yoktur.
Gel demek kolay, git demek güçtür : Bir konuğu davet etmek, bir insanı iş bulup yerleştirmek kolay ve zevk verici uğraşlardır. Ama sıkıntı veren konuğa artık git demek, işini hafife alan kimseye işe gelme demek çok zordur. Bunun için insanlara bir iyilikte bulunulacağı zaman iyi düşünülmeli, layık olana bu hizmet verilmelidir.
Gelen gideni aratır : Tanışılan kişiler, unutulanlardan daha büyük hatalar yapabilir anlamında kullanılır.
Gezen ayağa taş değer : Gereksiz davranışlarda bulunan kişiler, kendilerine zararlı durumların ortaya çıkmasına sebep olabilirler.
Göz görür, gönül çeker : Kişi ancak ilgi duyduğu konulara karşı gözlemde bulunur.
-H-
Hacı hacıyı Mekke'de bulur : Aynı düşüncede olan insanlar, ayrı ayrı davransalar bile bir gün aynı yolda buluşurlar. Kendilerine ait yolda veya yerde buluşurlar, birbirlerini bulurlar.
Hacı Mekke'de, derviş tekkede : İnsanlar yetişme şekillerine göre kendilerine uygun bir ortamda yaşarlarsa mutlu olabilirler. Yoksa ömürleri sıkıntı içinde geçer. Bulundukları yerde sevilmez ve istenmezler.
Haddini bilmeyene bildirirler : Yetkili olmadığı konularda ahkam kesenler, hak ettikleri durumlarla mutlaka karşılaşırlar.
Hak deyince akan sular durur : Anlaşmazlıklarda doğruluk, dürüstlük, tarafsızlık, hakkaniyet yolundan hareket edilirse kimsenin söyleyecek bir sözü, eleştirisi kalmaz.
Hak doğrunun yardımcısıdır : Tanrı, doğru olana yaptıklarının mükafatını mutlaka verir. Doğru kimseler ilk planda başarısız gibi görünseler de tutumlarını devam ettirdikleri sürece başarıya ulaşacaklardır.
Helal kazanç ile pilav yenmez : Doğrulukla ve ahlakla elde edilen kazanç, insanı kısa yoldan zengin etmeye yetmez.
Horoz ölür, gözü çöplükte kalır : Uzun süre yaşanan mekanların unutulması kolay olmaz.
Huylu huyundan vazgeçmez : Kişilik, uzun bir zaman diliminde oluştuğu için ani değişikliklere müsait değildir.
-I-
Ihlamurdan odun olmaz, beslemeden kadın olmaz : Yaşam içinde her konu birbirine uygun olursa başarı olur ve devam eder.
Irmak kenarına çeşme yapılmaz : Birbirine zıt verimlilikteki iki kurum veya sosyal müessesenin, aynı ortamda varlıklarını sürdürmeleri zordur.
Irmaktan geçerken at değiştirilmez : Yapılmaya başlanan bir işte, ilk zamanlar başarı elde edilmeyebilir. İşin daha başarılı yapılması için uygulanan yöntemler de değiştirilebilir. Olumsuz bir ortamda yöntem değiştirmek doğru değildir. İyi sonuçlar vermez.
Isıramadığın eli öp de başına koy : Yaşam içinde bir takım mücadeleler yapılacaktır. Bu kavgada düşman bizden çok güçlü ise onunla kavga etmemek gerekir. Kavga edilirse yenilmek muhakkaktır.
Isırgan ile taharet olmaz : Başarılı bir iş oluşturmak için işe yarar, faydalı araç kullanmak gerekir. Kötü malzeme ile iyi ve başarılı sonuçlar elde edilemez.
Isıran it, dişini göstermez : Kötülük yapmayı düşünen kişi, bunu zamanı gelince ve aniden gerçekleştirir.
Islanmışın yağmurdan pervası yoktur : Bir konuda büyük zarar görmüş kişi, benzer zararlardan korku duymaz.
Ismarlama hac, hac olmaz : İnsan kendi işini kendi yapmalıdır. Başkasına yaptırılan işten başarı elde edilemez.
Işığını akşamdan önce yakan, sabah çırasına yağ bulamaz : İnsanlar savurganlık yapmamalıdırlar. Parasını gereksiz yere harcayan, gerektiğinde para ve mal bulamaz. Zorluk içinde kalır.
-İ-
İbadet de (mahfi) gizli, kabahat da : İbadet Tanrı ile kul arasındadır. İbadeti başkalarına gösteriş için yapanlar Tanrı'nın emirlerini, kulluk görevini yerine getirmemiş olurlar. İnsan bazı kusurları yaparak olgunlaşır, tecrübe kazanır. Bunun için olgunlaşmamıza yarayan kusurların da gizlenmesinde yarar vardır.
İçi beni yakar, dışı eli : Her şey dıştan göründüğü kadar güzel olmayabilir. Dış görünüşe aldanmak doğru değildir.
İğreti ata binen tez iner : Kendi malımız olmayan malzemeye güvenip bir işe başlamak doğru değildir. Malzemenin sahibi, malını geri istediği zaman zor durumda kalır.
İğneyi evvela kendine sok, çuvaldızı başkasına : Kendisi en küçük bir sıkıntıya katlanamayan kimse, başkalarına çok büyük sıkıntı vermemelidir. Kendisi küçük kötülüğe katlanamayan, başkalarına kötülükler yapmaktan kaçınmalıdır.
İki deliye bir akıllı : Birbirine zıt iki kişinin arasını bulacak, mantıklı bir kimsenin bulunması mutlak gereklidir.
İnsan insanın şeytanıdır : Arkadaş seçiminde dikkatli ve özenli olmak gereklidir. Kötü arkadaş kişiyi yoldan çıkarır, saptırır.
İti, öldürene sürütürler : Bir kişinin sorumluluğundaki görev kötü şekilde sonuçlanırsa, bu sonucun düzeltilmesi için bizzat o kişi çaba göstermelidir. İşin sorumluluğu onu yapana ait olacaktır.
İyilik eden iyilik bulur : Etrafına iyilik eden kimse gün gelir zor durumda kalırsa ona da iyilik yapılır. Her şeyin karşılığı muhakkak vardır.
-K-
Kabahat da gizli olmalı, ibadet de : Yapılan bütün işlerde işin özüne inmeye gayret edilmelidir. Başkalarına gösteriş için yapılan hiçbir işten, davranıştan iyilik ve hayır beklemek mümkün değildir.
Kabahat ölende değil, öldürendedir : Yapılan her işte karşımızdakini sinirlendirmekten kaçınmalıyız. Karşısındakini söz ve hareketleri ile aşırı tahrik eden kimse, onun hücumlarına karşı çaresiz kalabilir, hatta ölebilir de. Bunun nedeni kendini kaybedip bu cinayeti işleyende değil, onu da o derecede tahrik edip cinayeti işletendedir.
Kaçan balık büyük olur : Kişi elindeki imkanları iyi ve zamanında kullanmasını bilmelidir. Zamanında kullanamaz ve fırsatı kaçırırsa küçük bir fırsatı büyükmüş gibi gösterir ve boyuna aynı şeyleri söyler. Çünkü fırsatı değerlendirememenin ezikliğini hisseder durur.
Kadı anlatana göre fetva verir : Herkes bildiğini ve gördüğünü eksiksiz olarak söylemelidir. Çünkü dinleyen,olayı görmeyen kimseler anlatılana göre karar verirler.
Kadı ekmeğini karınca yemez : Kadı, kanunların uygulayıcısı olduğu için kimse onun malına dokunamaz. Sonucunun kötü olacağını bilir. Kadılar hakkın, kanunun ve düzenin temsilcisi oldukları için kimse onların mallarına kötü gözle bakmaz, bakamaz.
Kanaat gibi devlet olmaz : Elindekiler ile yetinmesini bilen kimse sıkıntı çekmez.
Kişi refikinden azar : İnsanı iyi ve kötü yola sürükleyen arkadaşıdır.
Koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman çelebi derler : Bir şeyin çok kıymetlisi bulunmazsa daha aşağı değerde olan kıymet ve itibar kazanır.
Kuru laf karın doyurmaz : Bir gayret göstermeden, bir yatırım yapmadan yalnızca boş sözlerle başarı elde etmek mümkün değildir.
-L-
Laf ile peynir gemisi yürümez : Bir kimsenin kendini övmesi ile gereken işte gereken sonuçlar alınmaz.
Laf lafı açar : Karşılıklı konuşmalarda konuşma bir süre uzadığı zaman, sözden başka söze geçilmeye başlanır. Başlangıçta hiç düşünülmeyen konulara kadar söz uzar gider.
Laf torbaya girmez : Bir konu hakkında sarfedilen sözler üzerinde iyice düşünülmelidir.
Latife latif gerek : Şakalar karşısındakini kırmayacak biçimde olmalıdır. Şaka yapan, karşısındakini çok iyi anlamalı, kırmadan, incitmeden şaka yapabilmelidir.
Leyleğin ömrü laklak ile geçer : Aylak kişiler bütün günlerini orada burada boş laflar söyleyerek boşa geçirmiş olurlar.
Lodosun gözü yaşlı olur : Lodosun sonunda yağmur yağar.
Lokma çiğnemeden yutulmaz : Bir işin iyi sonuçlanması için gereken önem ve çalışma gösterilmelidir.
Lokma karın doyurmaz, şefkat artırır : Bir kişiye armağanlar vermek, o kişinin ihtiyaçlarını karşıladığı için değil aradaki sevgiyi çoğalttığı için çok değerlidir.
-M-
Mahkeme kadıya mülk değil : İnsan, yaşamı süresince güçlü makamlara gelebilir. Böyle makamlara gelince etrafındakilere böbürlenmemelidir. Çünkü gün gelecek,bu makamı bırakmak zorunda kalacaktır.
Mal adama hem dost, hem düşmandır : Mal insanı rahat ve huzurlu yaşattığı için dosttur. Aynı zamanda, zengin olmanın getirdiği tehditlerden dolayı düşmanıdır.
Mal canı kazanmaz, can malı kazanır : İnsanlar fazla kazanacağım diyerek sağlıklarını tehlikeye atmamalıdırlar. Kişi sağlıklı olursa mal kazanması, pek çok kazanması mümkündür. Ama sağlığını kaybederse mal da kazanamaz olur.
Mal canın yongasıdır : Can her şeyden kıymetlidir. Zorluklarla elde edilen mal da cana yakın değer taşır.
Mal melameti örter : Zengin olmak, insanların kusurlarını görmezden gelmelerine yardımcı olur.
Malını yemesini bilmeyen zengin her gün züğürttür : Züğürt kimse parası olmadığı için zorluk içindedir. Parasını yiyemeyen kimseler ise paraları olduğu halde bu yokluğu çekenlerdir.
Mart ayı, dert ayı : Kış ile ilkbahar arasındaki geçiş dönemi olduğu için insanlar hastalıklara daha kolay yakalanırlar.
Meyhaneciden kefil istemişler, bozacıyı göstermiş : Toplumda uygunsuz işleri yapanlar kendi haklılıklarını, benzer kişileri göstererek savunmaya çalışırlar.
Mühür kimde ise Süleyman odur : Bir konuda yetkili kim ise onun sözü geçer.
Mürüvvete endaze olmaz : Yardımseverliğin ölçüsü olmaz.
-N-
Namaza meyli olmayanın ezanda kulağı olmaz : Bir işin bütününü istemeyen kimseler, o işin ayrıntıları ile hiç ilgilenmezler.
Nasihat isteyen tembele iş bulursun : Tembel kimseler kendisine söylenen işi başka türlü yorumlayıp, bu yorum üstüne fikirler ileri sürerek o görevi yapmak istemezler veya kendisine önerilen işi başka bir biçimde yapmayı öğrenirler.
Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına : Kişi çok çalışırsa gelecek günleri de başarılı olur. Kazancı bol olur. Az çalışırsa kazancı, başarısı da az olur.
Ne ekersen onu biçersin : Kişiler çevrelerine nasıl davranırlarsa öyle cevap alırlar.
Ne idik, ne olduk : İçinde yaşadığımız toplum çok hızlı değişiyor. Biz bu toplumda bulunduğumuz ortamdan çok değişik ortamlara geldik. Bundan sonra da nerelere geleceğimiz, neler olacağı belli değil.
Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli : Esas olan başarının niteliğinden çok devamlılığıdır.
Ne verirsen elinle, o gelir seninle : İnsanlar yaşamları boyunca daima iyilik yapmalıdır. Bu iyiliklerin karşılığı, bir gün mutlaka sahibini bulacaktır.
Nerede birlik, orada dirlik : Kişiler arasında anlaşma, duygu ve düşünce birliği olursa orada huzur, güven ve düzen olur.
Nerede hareket, orada bereket : Çalışmanın çok olduğu yerde, bu çalışmaların sonucu olan ürünler de çok olur.
Niyet hayır, akıbet hayır : Bir işe başlarken iyi niyetle hareket edilirse sonuç ta iyi olur.
-O-
Oduncunun gözü omcada : Bütün insanlar kendi işlerine yarayan şeylerle çok yakından ilgilenirler.
Oğlan dayıya, kız halaya çeker : Oğlan ****** genlerin tesiri ile dayıya, kız ise halaya çeker, onun hareket ve tavırlarını alır. (Halk arasında yapılan bir yorumdur)
Oğlanınki oğul bağı, kızınki bahçe gülü : Kişinin torunu oğlundan olursa oğul balı diyerek ,kız evlattan olursa bahçe gülü diyerek sevinir.
Olacakla öleceğe çare yoktur : İnsanların yaşam boyu karşılaşacakları ne varsa doğarken belli olur ama kişi bunu bilmez. Başımıza gelen ve elimizde olmayan sebeplerle oluşan olaylara çok üzülmemek gerekir.
Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz : Hayatta hiç ummadığımız olaylar, en şaşırtıcı biçimde karşımıza çıkabilir.
Orman olur da domuz olmaz mı? : İyi bir ortamda çıkarcılar bulunabilir, bulunması doğaldır.
Osmanlı'nın ekmeği dizindedir : İşlerimizin başarılı olması için kendimize ayırdığımız zaman çok olmamalıdır. İşlerimize ne kadar ağırlık verirsek o kadar başarılı oluruz.
Osurukla boya boyanmaz : Gerekli bilgi ve görgü olmadan bir işi tam olarak görüp bitirmek imkansızdır.
Otu çek köküne bak : Bir kimsenin hakkında tam olarak bilgi sahibi olmak istenirse o kimsenin soyunu sopunu çok iyi incelemek gerekir.
-Ö-
Ödünç; güle güle gelir, ağlaya ağlaya gider : Ödünç verilirken veren de alan da güler yüzlüdür, mutludur. Ödünç alınan geri verilirken ise durum değişiktir. Para veren kimse de parasını zamanında alamazsa tarafların arası çok çabuk bozulur.
Öfke baldan tatlıdır : İnsan sinirlendiği zaman bağırır çağırır, rahatlar.
Öfkeyle kalkan zararla oturur : Aniden öfkelenerek sergilenen davranışlar kırıcı olur. Sonuçları önceden tasarlanamaz.
Öküze boynuzu yük değil : Meşgul olduğu iş,kişiye yük olmaz. Onları yaşamının bir parçası olarak kabul eder.
Öksüz çocuk göbeğini kendisi keser : Bir koruyanı, kollayanı olmayan kimseler her işlerini kendileri yapmak zorundadır.
Ölenle birlikte ölünmez : Ölüm kaçınılmazdır. Ölen bir kimsenin ardından yas tutmak ta onu geri getirmeyecektir. Bu durumu bilerek ona göre davranmak gereklidir.
Ölüm var, dirim var : İnsanlar malını ve zamanını, varlığını düşünerek kullanmalıdır, geleceğini düşünmelidir.
Ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek de oraya gider : Bir ailede büyükler nasıl bir yaşam içindelerse çocuklar da benzer bir hayat sürdürürler.
Öpülecek el ısırılmaz : Hürmet gösterilmesi gereken kişilere saygısızlık etmek hatadır.
-P-
Padişah yasağı üç gün sürer : Padişahlık idaresi, bir kişinin sözünün geçtiği bir yöntemdir, keyfidir. Bugün çıkarılan yasaklar, yarın bir neden ile ortadan kaldırılırlar. Bunun içindir ki emirlerinin devamlı olacağını düşünmemek lazımdır.
Palamut çok biterse kış erken olur : Uzun yılların tecrübesine dayanılarak elde edilen sonuçlara göre meşe ağaçlarında palamudun çok olması kışın erken geleceğini gösterir.
Papaz her gün pilav yemez : Her işi daima bir kişiye yaptırmak doğru değildir. O kişi çok defalar ses çıkarmadan bu sıkıntıya katlandıysa da günün birinde yapamayacak duruma gelir ve yapmaz. Bunun için insanları usandırmayacak bir yöntem izlemekte yarar vardır.
Para dediğin el kiri : İnsanlar bütün ömürlerini paraya bağlamamalıdırlar.
Para ile imanın kimde olduğu bilinmez : Para bütün toplumlarda dikkati çeken bir araçtır. İman ise tanrı ile kul arasında olduğu için başkalarının bilmesine gerek yoktur. Söylenilmesi de acayiplik yaratır.
Pazar ilk pazardır : Pazara ***ürüp satmak istediğimiz mala verilen ilk fiyat en iyi fiyattır.
Perşembenin gelişi, çarşambadan bellidir : Bir işin nasıl sonuçlanacağı, işin bugünkü durumundan belli olur.
Pilav yiyen, kaşığı belinde gerek : Bir işe girişmek isteyen kimseler o iş için gerekenleri yanlarında bulundurmak zorundadırlar.
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın : Kişi, bir olayın sonuçlanması için elinden gelen gayreti göstermelidir.
-R-
Rağbet güzel ile zenginedir : Güzel ve zengin olan kimseler her zaman ilgi görürler. El üstünde tutulurlar.
Rahat ararsan mezarda : Yaşayan her kişinin az veya çok kendine göre bir derdi, sıkıntısı mutlak bulunur.
Ramazanda yalan söyleyenin yüzü, bayramda kara olur : Hayatta her zaman doğru olmalı, doğru davranılmalıdır. Yalan söylemek, belki bir zaman için etrafımızdaki kandırmamıza neden olur. Ama gelişen olaylar, söylenen yalanı bir gün mutlak surette açığa çıkartır.
Rençber kırk yılda, tüccar kırk günde : Rençberin büyük emek harcayarak kazandığını, tüccar küçük bir ticaret oyunu ile kazanır.
Rüşvet kapıdan girince insaf bacadan çıkar : Doğru yoldan ayrılan ve şerefini rüşvet için feda eden kişiden her kötülüğü beklemek gerekmektedir.
Rüzgar eken fırtına biçer : Etrafında bulunanlara her zaman kötülük yapan kimseler sonunda mutlaka büyük kötülüklerle karşılaşırlar
Rüzgar esmeyince yaprak oynamaz : Meydana gelmiş hiçbir olay sebepsiz değildir.
Rüzgara karşı tüküren, kendi yüzüne tükürür : Kendi gücünün üstünde bir güç ile uğraşmak isteyen kimseler sonunda kendileri ziyanlı çıkarlar.
Rüzgarlı havanın kuytusu,yağmurlu havanın uykusu : Rüzgarda kuytu bir yer bulmak rahatlıktır.
-S-
Sabah ola, hayır ola : Sabahlar güçlü başlangıçlardır. Verimlili için günün bu saatlerini değerlendirmek gereklidir.
Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır : Bir konuda sıkıntılı günlere katlanmak zordur. Ama dayanıldığı takdirde sonuçları güzeldir.
Sabreden derviş, muradına ermiş : Sabırlı olan kişiler, isteklerine kavuşurlar. Sabır ile mücadele edildiğinde başarı mutlaka bizim olacaktır.
Sabrın sonu selamettir : Karşılaştığı bütün zorluklardan hemen yılıp kaçmayan, sabretmesini bilen kimselerin işleri sonunda başarıya ulaşırlar.
Saç sefadan tırnak cefadan uzar : Keyifli insanların saçları, sıkıntıda olanların tırnakları uzar. (yaygın bir halk görüşü)
Saçım ak mı kara mı? Önüne düşünce görürsün : Konunun nasıl olduğunu sormaya gerek yoktur. Çok geçmeden bitecektir anlamında kullanılır.
Sade pirinç zerde olmaz, bal da gerek kazana; ata malı tez tükenir, evlat gerek kazana : İnsanlara babasından mal kalır. Ama bu, kişinin o malı iyi kullanacağını göstermez. Hazır yemeye başlanırsa tez zamanda tükenir, biter. Kişi kendine, kendi emeğine güvenmelidir.
Sana taşla vurana sen aşla vur : Kötülük yapan kimselere iyilik yapmak insanlık kuralıdır.
Sanat altın bileziktir : Sanat bir kimsenin bir işi en iyi bir biçimde her yerde ve şartta yapmasıdır.
-Ş-
Şahin ile deve avlanmaz : Her işi yapmanın bir yöntemi vardır.
Şahin küçük et yer, deve büyük ot yer : İnsanlar fiziki görünüşlerine göre değil, yaradılış özelliklerine göre davranırlar. Görünüşü küçük olan kişi, her zaman güçsüz olarak görülmemelidir.
Şakanın sonu kakadır : Devamlı şaka yapmak hatalıdır. Önce güzel ve eğlenceli gelirse de bir zaman sonra dayanma gücü azalır ve küçük kırgınlıklar ortaya çıkar.
Şaşkın ördek başını bırakır, kıçından dalar : Her iş, bir düşünce ile, bir plan ile yapılmalıdır. Ne yaptığını iyi bilmeyen kimseler, giriştikleri işlerde akılcı yollardan ayrılırlar.
Şer işi uzat hayra dönsün, hayır işi uzatma şerre dönmesin : Kötü olan işlerin üzerinde çalışmalı, o işi iyiye çevirmelidir. İyi olan işleri hemen sonuçlandırmak gereklidir.
Şeriatın kestiği parmak acımaz : Kanunlar herkese eşit olarak uygulanmalıdır. Böyle olursa, kanunda yazılan cezaya kimse itiraz edemez, boyun eğer.
Şeytanla ortak buğday eken samanını alır : Hilekar, sorumsuz kimselerle ortak olanlar, yapılan işin zararını yüklenirler.
Şimşek çakmadan gök gürlemez : Söylenen, konuşulan her olay daha önceki başka bir olaydan kaynaklıdır.
Şöhret felakettir : Ünlü olmak birçok sıkıntıyı da beraberinde getirir.
-T-
Tabak sevdiği deriyi yerden yere çalar : İnsanlar, ileride başarılı olmasını istedikleri kişileri kıyasıya çalıştırırlar.
Tabancanın dolusu bir kişiyi, boşu kırk kişiyi korkutur : Tabancayı, sinirli olunan durumlarda lüzumsuz yere kullanmak sahibinin başına dert açar. Ama tabanca; taşıyan kişinin belinde iken çok kimse bu durumdan ürker.
Talihsiz hacıyı deve üstünde yılan sokar : Düşündüğünü uygulaması nasip olmayacak kişinin karşısına, hatıra hayale gelmeyen engeller çıkar.
Tandır başında bağ dikmek kolaydır : Hayal kurmakla sorunlar çözümlenemez. Esas problem, düşleri uygulama alanına sokmaktır.
Tarla çayırda, bağ bayırda : Tarla ve bağ alırken yerlerine dikkat edilmelidir.
Taş düştüğü yerde ağırdır : İnsanın değeri bulunduğu çevrede iyi bilinir.
Tatarın kılavuza ihtiyacı yok : Yapacağı işi çok iyi bilen kimselere başkalarının yardım etmesi gerekmez.
Tebdil-i mekanda ferahlık vardır : Kişi bulunduğu yerde yeni kimselerle tanışırsa rahatlar.
-U-
Ucuzdur vardır bir illeti, pahalıdır vardır bir hikmeti : Ucuz mallar genellikle kalitesizdirler. Kısa bir zaman sonra kullanılamaz hale gelirler. Bunun için o mal bize daha da pahalıya gelmiş olur.
Ulu sözü dinlemeyen uluyakalır : Tecrübeli kimselerin sözlerini dinlemeyip kendi kafası doğrultusunda giden kimseler sonunda büyük zararlara uğrarlar. Sıkıntı ve dertten kurtulamazlar.
Ulular köprü olsa basıp geçme : İnsan kendinden büyüklere her zaman hürmet etmelidir.
Ummadığın taş baş yarar : Dış görünüşe bakılıp verilen kararlar, bazen büyük hatalara yol açabilirler.
Umut fakirin ekmeğidir : Fakir olan kimseler, kısa süre sonra durumlarının değişeceğini düşünerek avunurlar.
Ustanın çekici bin altın : Sanatkar kimseler bir çok kişinin yapamadığı bir işi çok kısa bir sürede küçük bir hareketle yapıverirler.
Uyku ölümün kardeşidir : Uyuyan kimsenin dünya ile ilgisi kesilir. Olup bitenden haberi olmaz.
Uyuyan yılanın kuyruğuna basma : Kimseye zararı dokunmayan kimseleri kızdırmak, başkalarının zarar görmesine yol açabilir.
Uzaktan davulun sesi hoş gelir : Özelliğini iyi bilmediğimiz iş ve konuların sıkıntılarını da bilmemize imkan yoktur. Bazen çok zor bir konuyu çok kolaymış gibi kabul ettiğimiz de olur.
-Ü-
Üç elli, yaz belli : Kasım ayının sekizinden sonra üç defa elli gün sayılırsa nisan ayına, yani havaların ısındığı aya girilmiş olunur. Soğuklar biter.
Üç göç, bir yangının yerini tutar : Bir yerden bir yere taşınma zahmetli ve ziyanlı bir iştir.
Üremesini bilmeyen it, sürüye kurt gelir : Bir toplulukta nasıl davranılması gerektiğini bilmeyen kimseler, kendileriyle birlikte başkalarının da başına dert açarlar.
Üşenenin oğlu, kızı olmamış : İnsan bir varlık elde etmek istiyorsa tembel tembel oturmamalıdır.
Üzüm üzüme baka baka kararır : Çok samimi olan kimseler, birbirlerinin huylarını benimserler.
Üzümün çöpü var, armudun sapı : Her konunun kendine göre ufak olumsuzlukları bulunabilir. Bir işin olumlu yönleri dururken, olumsuz olanları üzerinde yoğunlaşmak doğru değildir.
Üzümün ye de bağını sorma : Sunulan imkanların kaynağını sorgulamak her zaman doğru olmayabilir.
-V-
Vücut kocar, gönül kocamaz : Hangi yaşta olursa olsun kişi gönlü sayesinde hep genç kalmayı başarabilir.
Verirsen doyur, vurursan duyur : Yardım yapılacaksa gereken ölçüde yapılmalıdır.
Veren el, alandan üstündür : Yardım ve iyiliksever kimseleri herkes sever, sayar.
Varsa pulun, herkes kulun; yoksa pulun, dardır yolun : Parası çok olan kimseye herkes iltifat eder, yakınında bulunmak ister. Yoksullara kimse yüz vermez. Adını deliye de çıkarabilirler.
Varsa hünerin, her yerde vardır yerin : Hüner, kişinin her şartta en iyi yaptığı, başarılı sonuç aldığı yeteneğidir. Bunun içindir ki her kişi mutlak bir hüner sahibi olup hayata öyle atılmalıdır.
Vakit nakittir : Zaman en değerli varlığımızdır. Hayatımızdaki en küçük bir anı bile boşa geçirmemek lazımdır.
-Y-
Yabancı koyun kenarda yatar : Toplumdaki kişiler kısa zamanda büyük yakınlık göstermedikleri için yeni gelenler yabancılık çekerler.
Yağ yiyen köpek tüyünden belli olur : Hiçbir sebep yokken yaşama düzeyi birden değişen, yükselen kişinin çaldığı ve rüşvet aldığı bellidir.
Yağmur yağsa kış olur, kişi halin bilse hoş olur : İnsanların etraflarına karşı davranışları, kendi sosyal durumları ile orantılı olmalıdır.
Yakasından atmak : Zorlu bir işi başkasına yüklemeye çalışmak.
Yalancı kim? İşittiğini söyleyen : İnsanlar her duyduklarını, doğrulamadan başkalarına söylememelidirler.
Yalnızlık Hakk'a mahsustur : Tek başına olmak, Tanrı'ya ait bir durumdur.
Yanık yerin otu tez biter : İnsanlara büyük ıstırap veren olaylar, bir zaman sonra unutulur.
Yol sormakla bulunur : Bir işe doğru başlamak için bilmediklerimizi sormak, öğrenmek lazımdır.
Yolundan giden yorulmaz : Yapacağı işin tekniğini iyi bilen, uygulamasında deneyim sahibi olan kimse yapacağını önceden tespit eder, sonra uygular. Sonuca sıkıntısız ulaşır. Bunları bilmeyenler ve uygulamayanlar deneme yanılma yöntemi ile hem çok para, hem çok zaman kaybederler. Hem de meydana çıkan iş arzu edilen düzeye erişmez.
Yük altında ancak eşek kalır : İnsanlık sıfatı olan kimse kendisine yapılan iyiliğin altında kalmaz. Bir zaman bulur, karşılığını verir.
-Z-
Zahmetsiz rahmet olmaz : Çaba göstermeden, sıkıntı çekmeden arzu edilen güzel ve iyi sonuçlara ulaşılmaz.
Zaman sana uymazsa sen zamana uy : İçinde yaşanılan zamanın şartları, bizim düşünce ve davranışlarımıza uymayabilir. Kendi düşüncelerimizi kabul ettirmek için etrafımızdakiler ile sürtüşmek doğru değildir. Zamanın gidişine uymak,ona göre davranmak en çıkar yoldur.
Ziyan olan koyunun kuyruğu yağlı olur : Elden kaçırılan fırsatlar küçük olsa da çok büyük görünür. Kişinin dilinden hiç düşmez. Hep büyüterek ondan bahseder.
Zemheride sür de çalı ile sür : Tarlanın zemheride sürülmesi ekinin iyi olması için çok önemlidir. Tarlayı dikkatli ve derin sürmek gerekir.
Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır : Varlıklı kişi, parasının ve itibarının çokluğu ile olmayacak işlerini bile kolaylıkla görür. Fakir ise parası olmadığı için en olacak işini bile bitiremez.
Zenginin basması ipekli görünür : Zengin kişilerin giydikleri, yedikleri en pahalısından seçilmiş zannedilir.
Zengin kesesini, züğürt dizini döver : Maddi durumu çok iyi kişiler her zaman parası ile övünür. Züğürt ise arzuladığı iş parası olmadığından yapamayacağı için üzülür. Istırap ve sıkıntı çeker.