Aşk Şiirleri

Geceye vuruyorum kendimi epeydir
Sahtekar çığlıklarımın suskunluğu
Lacivert bir oturuştur kulaklarına
Hepten karşı durur duvarlar
Boşuna mıdır sükunetin dörtnalı
İhtirasların kavurucu soğuklarına
Ve.. huzurun kapı zili çalmaktadır
Sihirli bir anahtar tutuşturuyorum
Parmaklarına..

Kendimi geceye vuruyorum epeydir
Gözlerimden kaydırılan yıldızlar
Bir kucak dolusu çiçektir, ellerine
Çoktan ayağımın altındadır
Yumuşak dokunuşlarını
İple çektiğimiz siğim siğim yağmurlar
Ve.. kapanmıştır şimdilik, kaygının kapısı
Pervazına tırmanan sarmaşık
Bir gün mutlaka dolanır mı
Ayaklarına..

Epeydir geceye vuruyorum kendimi
Mestane kurt ulumalarında lezzet
Savruk harmanlardan artakalan emektir
Bir çobanın çeşme başı yalnızlığı
İkindi üstlerinde uykuyla olan muharebendir
Hiddet, şiddet, nefret, kasvet, şehvet..
Külleri arasında sigara izmaritlerinin
Ve.. dudaklarımdaki yarım tebessüm
Kelepçe olup yapışacak, görürsün!
Tırnaklarına..

Geceye vuruyorum epeydir kendimi
Pişmanlıkların ateşi ısıtırken odayı
Halihazıra rıza, kirlerimizi soymaktadır
Şaşkın ördek dalgaları, bu ummanda
Sebeb-i vasl-ı zevk olan
Cılız kulaçları kırmaktadır
Bu ne zahmetli beton yapışkanlığı
Martıların çöl kumu eşelediği hiç görülmüş mü
Ve.. gecikmiş nedamet, kamçılayıp arzularını
Devrilmiş dağlarca ter yürütecektir
 
Eskiden sana yazardım..
Bilmezdin sen, ve hatta ben bile bilmezdim; kime yazdığımı veya yazdığımın "kim" olduğunu...
"Sana" yazarken eskiden, uzaklardaki "duruşun" başkalaşıverdi birden; sanki büyüdün... Ya da, sanki "beni" büyüttün gözünde... Veya benim gözümde "seni" küçültmeye çalıştın!..
Eskiden, sana yazardım;
Sana yazmaya korkmadığım zamanlarda!..
Eskiden sana yazardım;
Seni, sevdiğim sanıp!..
Eskiden sana yazardım...
Kayaları kazıyıp!
Ne yaptın, ne yazdın, veya ne dedin bilmiyorum... Ne yaptım, ne yazdım, veya ne dedim onu da bilmiyorum...
Ama, karşımda duruşun değişti sanki...
Ve sanki, kalbime vuruşun değişti; anlamadan...
Ve, anlatılamadan.
İsterdim ki;
Dokunabileyim hâlâ en ince teline saçlarının...
Ve sen, mızrap değmiş gibi titre yine!..
Eskiden, sana yazardım; seni, sevdiğim sanıp!..
Eskiden, sana yazardım; beni sevdiğini sanıp...
Eskiden sana yazardım;
Sana yazmaya korkmadığım zamanlarda!..​
 
Sordum dün nerdesin diye seni tanıdıklarıma,
Yine başka güzelde geziyor dediler.
İçim burkuldu,ağıt yaktım kalbimden,
Duydun mu inleyen nağmalerde sesimi?
Acıtmadı mı hiç içini?
Acıtsa ne olur ki sen bilmezsin sevilmenin kıymetini.

Sana artık hiçbirşey için söz vermiyorum.
Senle sonum yok biliyorum.
Oyun oynayan sen, oynanan ben,
Seven ben, seviyorum diye nice güzeli aldatan sen.

Boyun eğmiyeceğim artık bu aşka ben.
Seni sevsemde,
Müsadem yok senin beni çiğnemene.
Sen birşeyi unuttun bende.
Severken birden silip geçeceğimi.
Yaparım bilirsin.

Şimdi yolunu gözlerim gözlese bile,
Kalbim kin dolu,
Gitmek çare değil artık,
Ödül oldu kalbim için.

Sen pişman olacaksın bu aşk için.
Belki dönerim diye pencereden dışarı bakıp,
Seviyor, gelecek diyeceksin.
Seviyorum inkar edecek değilim.
Ama bende sabır bitti,
Sana geri dönmeyeceğim.
Sen başka kızlara şimdi istediğin kadar git,
Ben bil ki o kalbe geri girmeyeceğim.
Ve seni her zaman sevsemde,
Seni istemiyeceğim, kinimle anacağım.
Nefretime yem olacaksın!!
 
Soğuk bir merdiven
Basamağında
Beklemek vardı sevdayı
Paylaşılan bir hayatı
Doğurduğu umutlar uğruna
Katlanılan duayı...
Yaşanması gereken
Tüm acılarla
Hepsi aynı basamaklarda...
Erken yoğrulmuş bir günün sabahında
Uçarak çıkılmış
Bir yolda...
Diğerleri başka yolda
Susuzluğunu kıskanan
Bir komşudan
Bazen de uçan kuştan...
Ve üzgün bakıştan
Sakındığımız yalnızlığımızla
Direnip yaşamaya çalışsak da...
Şimdi bekleşen tüm çocukların
Uyutulan kadınların
Vesayeti bende...
Ben
Dualarla
Soğuk merdivenlerde...
Yorgun sabahların sebebi
Sendin utanma...
Gecikmiş ölümlerin
Ve doğan umutların uğruna...

__________________
 
Sitem bu sitem
Seni benden çalana,
Seni benden ayırana sitem.
Başka kollarda olduğun,
Beni ayyaş yaptığın,
Dipsiz kuyuya attığın için sitem.
Bu yüreğin altına elini koyamadığın,
Bu yüreği bitirdiğin için sitem.
Hissedemediğin aşk,
Soldurduğun busem için sitem.
Denizlere sel olup akıttığım göz yaşlarımı
Dalgalar vurur sahiline diye günlerce beklediğim için
Aptallığıma sitem.
Riyasız, çıkarsız, sınırsız davranıp,
İhanete uğradığım için saflığıma sitem.
Başımı dik tutamayıp onurumu, gururumu
Ayaklar altına aldığım için
Kendime sitem...
 
Nefret ederken bile sevebilir mi insan?


Zaman su gibi akıp geçerken her geçen dakikanın sadece zarar olduğunu biliyorum. Halbuki boşa harcanacak hiç vaktim yok.
Sana o kadar uzun zaman bazı şeyleri anlatmaya çalıştım ki. Bir yerlerde sabrım taşacaktı.
Yüreğimde senden başka hiçbir sevgiye yer vermemiş ve bir başkasına dönüp güzel bile dememişken. Senin bu anlamsız kararsızlığına. Kanaat getirmek çok zor hele sen uzaklara doğru giderken usul usul. Yapılacak hiç bir şey yok. En azından benim için en azından senin için. Yada var ama yerini bilmediğim adını duymadığım bir sahte cennette.
Seni zaman zaman anlamaya çalışıyorum. Ama anlamak mümkün değil çünkü zaten anlam veremediğim o karamsarlığını, istemekle istememek arasındaki uçurumu anlayamadım henüz. Zaten anlasam ne olur san ki. O uçurum ki benden çok uzaklarda. O uçurum ki aramızda. Derin ve büyük. Belki de yüce ulu.
Bazen seni kaybetmek değil kaybetmeyi düşünmek geçmezken aklımdan. Bazense...
Sorma...
Şimdi sen gidiyorsun uzaklara. Benim için çok uzaklara. Hiç dönmeyecekmişsin gibi. Bir ömür sensiz geçecek gibi. Denizlerin ve dağların ötesine. Ulaşılması zor yelere. Benden uzak yüreğime yakın yerlere.
Kaybetmek kolaydır. Kaybetmeyi kabullenmekse çok zor ben senin yokluğunu kabullenemeyeceğim gibi senin uzaklara gitme ihtimalini de kabullenemiyorum. Aslında biraz ihtimalden öte bir durum bu.......
Hep söylüyorum sana seni gerçekten çok ama çok seviyorum.
Sana Koşmak geliyor içimden ama yapamıyorum her zaman yenik düşen ben oluyorum kaybetmek bana göre değil eğer bir gün kaybedeceksem bu şimdi olmalı.
Sonra bunu kaldıramaya bilirim.
Seni seviyorum. Bunu sana anlatmak öylesine zor ki. Kelimelerle ifade edilse bile bu kelimeleri ben bilmiyorum. Duygularla anlatılsa bile ben bu kadar anlatamıyorum. Ya gurbetin bilmediğim bir yerinde yada adını bile duymadığım bir taşra köyünde beni bekleyen bir umut var biliyorum. Ama ona yürümenin hep bir de bedeli var. Bu bedel sensin ve senin anlamak çok zor.
Ve şunu iyi bilmelisin ki yüreğimin derinliklerine gömdüm seni. Önce sevgimi sonra seviyesizliğimi suçladım. Dertlerimle baş başa kalıp gizli gizli nefret ettim nedendir bilinmez korku dolu gözlerimden süzülen yaşlarla ıslandı, fısıldadığım kelimeler. Kokularımla tek başıma kaldığım günler de bile özlemeye devam ettim.
Oysa gözlerinin gözlerimle buluştuğu anlarda, sıcaklığını hissetmek isterdim. Bir zamanlar yaşanan onca şeyin yorgunluğunu yaşarken, bir darbe daha yemek.... Duygularıma inanmamak için kendimle ne kadar mücadele ettiğimi anlatamam....
Duymak istediğim sıradan bir sesleniş ya da güzelliğini kalbimde saklayacağım tek şey, tebessümündü. bütün aşklara, sevgilere sırtımı döndüm. Sana da sırtımı dönmek isterdim ancak. Her dönüşte sarıldığım yine sen olduğun için yapamadım....
Atamadığım, hatta bırakamadığım ve belki de vazgeçilmez olandın benim için, içimdeki çocuğun barışık yaşayabileceği tek insan. Üzüntülerimi ve sevinçlerimi bunca yıl bu inançla paylaştım. Ne düşünür diye hiç düşünmedim. Nasıldı ve en çok kimi sevdin hiç bilmedim.
Kısa da olsa yaşadıklarım vardı. Ben hiç olmadığım kadar mutlu ve umutluydum. Dünya tersine dönse hani gökyüzündeki bütün yıldızlar küsse vazgeçmem derdim dedim de ne oldu sanki.
Küçücük bir çocuktan farksız saflığımın kurbanı oldum. Çünkü inandım. Benim seni sevdiğim kadar senin de beni sevdiğine inandım. İnanmak istedim en azından. Özlediğim kadar özlediğine inandım. Ancak hiçbir zaman anlayamadım. Benim seni sevdiğim kadar sen beni sevmedin. Ne yazık.....
Aşkımı yıllarca bir sır gibi yalnızlığımla paylaşmışım meğer... Anladım ki, ağladığımda sesimi duyacak, ses verecek, uzandığımda dokunacağım biri olsun istiyordum hayatımda. İşte her şey benim için o zaman başladı. “Hadi “ dedi yüreğim gidiyoruz. Nereye deyemedim.......
En son seni ne zaman düşündüm ya da anımsadım bilemiyorum ama, inandığım tek gerçek var o da, seni artık düşünmek istemediğim. Hayattan çok şey öğrendim. Tek başıma yaşadığım her şey meğer benimle bir bütün olmuş. Bunu için sevindim desem yalan olur.
Yalnızlığı, çaresizliği, umut etmeyi, hata yaşamayı öğrendim. Acı çektiğim sevilmediğim doğru fakat, ben gerçekten sevmeyi öğrendim.
Geleceğe pırıl pırıl parlayan gözlerle bakmak hoşuma gidiyor. Şimdi tanışsak, sevginin ne kadar büyük olduğunu gösterirdim sana.
Gerçekleştirmek istediğim, yaşamak istediğim o kadar çok şey var ki içimde. Bu sefer başka türlü haykırmak geliyor içimden.
Nefret ediyorum diye haykırmak istiyorum.
 
Binmediğim hiç bir otobüs
Beklemediğim hiç bir durak kalmadı bu şehirde
Gittikçe azalıyor hayat
Neyi erken yaşadıysam
Hep ona geç kalıyorum
Sana göçüyorum her sonbahar
Yolların çıkmıyor aşkıma
Unuttuğun yağmurların adı saklımda
Seni içimden terk ediyorum

Susmaktan yoruldum
Kuşlar ve şarkılar,
bu şehri terk edeli
Efkar demliyorum gözlerimde
yaşlarımı,
yanağıma varmadan öldürüyorum
Tam sancağımdan yaralıyorum kendimi
Alnını yüreğime dayadığın güne bakıp
SENİ İÇİMDEN TERK EDİYORUM

Ne unutacak kadar nefret ettin
Ne hatırlayacak kadar sevdin
Yıkık bir duvar kadar bile
Pişman değilsin biliyorum
Beni hep bulmamak için aradın
Yanıldığımdın
Yangınımdın
Yangındın

Sensizliğe yenilmek
Sana yenilmekten zor olsada
Ardımda bir sürü "belki"ler bırakarak
Seni içimden terk ediyorum

Şimdi
İçimde öldürecek bir anı bile bulamayan
İki yarım kaldık
Tamamlayamadık bizi
Elinden tutamadık yanlızlığımın
Saçlarımıda uzaklarına gömdün

İçimin mavisi senin okyanusundandı
Al! geri veriyorum.
Kilitleri hep yanlış kapılara vurdun
Devrilmiş vagonlara dönerken gözlerim
Sana bensizliği terkediyorum

"Yarime uzanmayan bütün dallar kırık" demiştin
Aşk içinde doğmuşsa nereye kaçabilirdi?

Ne tuaf değil mi?
İçimi acıtanda sendin
Acımı dindirecek olanda.
"Ya öldür beni"dedim
Ya da ğit benden.
İçi bulanık bir sevdanın ucunda
Seni kaybettim.
Aldırmadın aldırmalarıma
Bir gecede yakıp yarini
Şafaklara sattın ihanetini
Küllerime basanlar bile utandı yaptığından
İşte soluk bir ömrün son nefesi
Benden
İçimden
Terkediyorum.
 
ßen bekLeRim
ßekLeRim..qeLmeSen de..ömRümün Sonuna kadaR bekLeRim..
öLmem dE ben Seni bekLeRken öLemem ki..

ßana veRdiqin küCücük biR umutta SıqınıR bekLeRim Seni..
ßeLkide qeLeceqine inandıqIm iCin bekLeRim..

yüReqime Senin haSretinLe Sabır ekLeRim..SabRedeRim..
dayanıRım..bekLeRim..

vefaSızLıqına aLdırmaz..
Vurdum duymazLıqını qöRmez..
bekLeRim ben Seni inan bana bekLeRim Seni..
Tek cennet eLa qözLeRinin hayaLiyLe ya$ayaRak..
bekLeRim Seni Sevdiqim..
biR kez oLSun qöRebiLmek ümidiyLE ya$atıRım $u kaLbimi
bekLeRim Seni..

MesafeLeRi yoLLaRı qöRmez qözLeRim..
ba$ka biriSine bakmas $u qözLeRim..
Tek Senin O cennet eLa qözLeRinin hayaLiyLe ya$aRım..
Söz Sana..

Unutmam Seni..iSteSem dE unutamam ki zaten..
bekLeRim Seni..
tekbiR Sözüne bekLeRim..
Sözüne özüne qüvendiqim iCin bekLeRim..
bekLeRim bekLeRim..
qeLeCeqine inandIqIm iCin bekLeRim yaRim..
 
Herhangi bir günün sabahında
aklıma geldiğin an çalar çanlar..
Sensizlik başlar..
Yalnızlık alıkoyar bedenimi...
Gittiğini anlarım !
Elveda demeyi çok gördüğün gelir aklıma..
Oysa ben sana neler yapmazdım. . .


ßahar geldi yine..
Özlem saatleri başlıyor gene..
Son birdefa gözlerine dalabilir miyim?
€llerini verir misin?
Son kez bir "elveda" demene bile razıyım.
Tamam.. €linde sonunda gidiceksin gene.
 
Sevmek...
"Sevmek" dedim.
"Yoluna ölmek" dedi.
"Yol" dedim."Alıp başını gitmek" dedi.
"Gitmek" dedim.
Bir "Ahh" çekip, "Dostlardan ayrılmak" dedi.
"Dost" dedim.
Durdu. Bana baktı. "Dost" diye mırıldandı.
"Yüreğime nasıl koysam bilemediğim" dedi.
"Yürek" dedim.
"Dünyaları içine sığdıramadığım" dedi.
"Dünya" dedim.
"Hayatın bir yüzü" dedi.
"Yüz" dedim.
"Ardında ne gizli bilemediğim" dedi.
"Giz" dedim.
"Hep çözmeye çalıştığım" dedi."Çalışmak" dedim.
"Bitmeyecek öykü" dedi.
"Öykü" dedim.
"Binlercesini içimde gizliyorum" dedi.
"Gizlemek" dedim.
"İşte, her şeyin bitimi" dedi.
"Şey" dedim."Sevda" dedi.
"Sevda" dedim.
"Peşinden koştuğum" dedi.
"Koşmak" dedim.
"Hayat, bir maraton" dedi.
"Hayat" dedim.
"Öyle kısa ki!" dedi.
"Niçin kısa?" diye sordum.
"Yaşanacak çok şey var, zaman yok" dedi.
"Yaşanması gereken ne var? " diye sordum."Aşk" dedi.
"Kaç kere?" diye sordum.
"Bin kere" dedi, "Milyon kere""Neden bir kere değil?" diye sordum.
"Bütün aşkların toplamı, en yüce ve tek aşk" dedi.
"Önce ona varsan olmaz mı?" diye sordum."Keşke olsa" dedi, "Ama önce yoğrulmak gerek"
"Acı çekmek mi?" diye sordum.
"Evet, aşk acısında yok olmak" dedi.
"Yok olunca!" dedim."İşte gerçek aşkta o zaman yaşamaya başlarsın" dedi.
"Gerçek aşk!" dedim.
"Büyük o!" dedi.
Durdum. Durdum. Ve sustum!
"Neden sustun?" diye sordu.
"Yüreğim titredi sanki" dedim.
"Neden?" diye sordu.
"Bilmiyorum" dedim. "Büyük O!""Evet" dedi, "Büyük O!"
"Nerede?" diye sordum.
"Her yerde" dedi.
"Nasıl?" diye sordum.
"Yüreğini aç" dedi.
"Yüreğimi açmak!" dedim.
"Bir tebessümle bak her şeye" dedi.
"Tebessüm" dedim.
"Her kapının anahtarı" dedi."Kapı" dedim.
"Girmeden bilemezsin" dedi."Ya korku!
dedim.""Bilinmeyenden korkar insan" dedi.
"Ben bilmiyorum" dedim.
"Neyi?" diye sordu.
"Ben'i" dedim.
"Sen kimsin?" diye sordu.
"Ben kimim?" diye sordum.
"Sevgiyle beslenensin" dedi.
"Kimin sevgisiyle?" diye sordum.
"Büyük O'nun" dedi.
Durdum. Durdum. Yine sustum.
"Kimsin?" diye sordum.
"SEN'im" dedi.
 
Ben Deliyim
Yorgun ve Yalnızım Kaldırımlara Misafirim
Gecenin Gözleri Üzerimde
Denizin Ortasında Küçük Bir Adayım
Yüzme Bilmem Yüreğimi Bir Yere Bırakmışım
Bıraktığım Yerden Çok Uzaktayım
Kapıları Üstüme Kapatmışım
Üstüme Sürgüleri Beynime Çekmişim
Hey!
Sabreden Derviş
Bana da Sabretmeyi Öğretsene

Ben Deliyim…
Ama Çok Şey Bilirim
Renkler ve Zevkler Birşey İfade Etmez Benim İçin
Sonların Başladığı Yerden
Başlangıçların Son Bulduğu Yere Gidiyorum
Kara Bir Tren Gibiyim Yani
Bir İstasyondan Bir İstasyona Hep Aynı Raylar Üzerinde

Ben Deliyim…
Yağmurun Yağması Benim İçin Romantik Değil
Ben Kurşun Yağmurlarını Bilirim
Benim Güneşim Batmaz Dünyam Dönmez
Ayım Hep Mehtap Halindedir Rüzgarlarım Doğudan Eser
Kadehime Doldurduğum Hüzün Sarhoşuyum
Mezem İse Bir Dilim Umut
Ezbere Bilirim Yaşamayı
Yaşarken Savaşmayı

Ben Deliyim…
Benim Mevsimim Değişmez Sadece Bahardır
Kuşlardan Sadece Güvercini Bilirim
Yüreğim Kanatlarıyla Beraber Çarpıyor
İnsanlardan Sadece Çocukları Severim
Onlarıda Büyüyünceye Kadar

Ben Deliyim…
Ben Delinin Biriyim….
 
Yaşam nekadar acımasız değilmi..?
Bazen anlatamayız yaşadığımız mutluluğu...
Bazende kaybolan iki göz oluruz gözyaşlarında...

Gözlerimiz yaptığımız hatalara takılır
Yaşadığımız aşkların gözyaşıyla dolu sayfalarında...
Yüreğimizde dudaklarımıza yansıyan hüzünlü bir burukluk
Dilimizde söyleyeme yüzümüzün olmadığı keşkelerimiz olur bianda.

Bir bakarız ki onca zamandan sonra koca bir yanlızlık var etrafımızda.
Yalan sevgilerin peşinden koşmaktan yorulmuş dizler
Her yediği tekmeden sonra ağrıyan bir kalp
Sahte bakışlara kandığına isyan eden
Ve geleceği görememiş iki göz...

Evet..! Artık sadece bunlar vardır elimizde...

Oysa ki tek istediğimiz sevgimizi hakeden bir kalp
Sabah kaltığımızda bakıp; iyi ki varsın diyeceğimiz bir yüz
Öldüğümüzde yüzümüzde dolaşacak sıcak bir el
Ve gözyaşları arasında yanağımıza konacak bir veda busesi DEĞİLMİ...?

Çokmu şey istedik acaba hayattan.?
Hiçmi haketmedik sıcak bir sarılmayı.?
Hep yanlış kişiler içinmi akmalıydı gözyaşları.?
Herzaman ayrılıkla mı bitmeliydi yüreğimizde büyüttüğümüz sevdalar.?

Kimsenin Cevap veremediği bir kaç soruydu işte kalemimden dökülenler.
Sanırım şuan çoğumuzun sızlayan bir vicdanı
Ve gözünün önüne gelen bir ayrılık zamanı var..

Herkesin öldürdüğü bir sevgisi var benim ki gibi
Herkesin bir günü var içini sızlatan
Kendi elleriyle yanlızlığa ittiği bir aşk var haince.
Bu yüzden ağlamıyormu yüreğimiz sessizce...
Bu yüzden korkmuyormuyuz yanlızlıktan gün karanlığa döndükçe...



Birgün..!
Belki...!
Bir yerde...!


Öldürdüğümüz aşkların vicdanımızdaki izlerinden kurtulmak

Ve Sevdiğimiz insanın yanında ölmek dileği i
 
sen geldiğinde ben anlamımı
sen geldiğinde ben diğer yarımı
seni bulduğumda hayatın anlamını
seni bulduğumda ben kendimi buldum

sen gidersen kaybederim anlamını yaşamın
sen gidersen yarım kalırım tekrar
bırakma beni yalnızlığa terketme beni mahvolmuşluğa
bırakma ben sevgilim sensizlik yokoluşuna
 
şimdi karşımda seni seyrediyorum,
çünkü;
ilmik ilmik yazmak istiyorum seni içime
gözlerindeki anlamı anlamak,
gülüşündeki sıcaklığı hissetmek istiyorum.
hep sana derdim sırıtma diye,
şimdi karşımda bana gülümsüyorsun.
seni uzun uzun seyrediyorumve
kendime soruyorum;
neden seni sevdim diye,
beni sana bağlayan;
delici bakışların mıydı?
yoksa sıcacık busen miydi,?
yoksa elimi ilk tutuşundaki heyecanın mıydı?
yoksa beni sardığın zaman ki,
sıcaklığını hissetmem miydi?
evet bilinmez!!!
şimdi senle yatıp kalkıyorum,
senle çekiyorum havayı ciğerlerime,
rüyalarımdaki sensin.,
hayallerimdeki de sensin,
artık;
sen ben'sin,
bende sen'im....
 
SENİ ÇOOOOOK SEVİYORUM

S evda her zamn yanımda ol ne olursa olsun...
E n kötü günüm bile sensiz geçiyor görüyormusun?
V e şuan resmin var elimde halimi anlıyormsun?
D amarlarımdaki kan göz yaşlarım oldu biliyormusun?
A klımdan bir saniye bile hiç çıkmıyorsun...

S olmadn geceleri uyaymıyorum...
E llerin ellerine deymeden kendimi avutamıyorum...
N e olur bir defa söyle beni sevdiğini...
İ kimizden başkasını düşünemiyorum...

Ç içeklere benzetiyorum yüreğini...
O nlar gibi güzel kokan tenini...
K ader deyip koparma benden sevgini...

S eni seviyorum sevda,anla halimi...
E şi benzeri bulunmayan güzelliğin var...
V eda etme bana,yüreğim yanar...
I tiref ediyorum bu can sana tapar...
Y üzeceğim hayallere seni buluncaya kadar...
O ralardan duyuyormusun sesimi?
R üyalara bıraktım kendimi...
U mutla bekliyorum gelmeni...
M utlu olacağız inan kırk kere sev beni........
 
Kalbimi yakıyor senin yokluğun
Sensiz geçen günlerime lanet ediyorum

Sessiz, sessiz ağlıyorum
Sensiz olmaktan çok korkuyorum.

Ürperiyor bu deli gönlüm
Bana sensizlik bir ceza sanırım
Yokluğuna dayanamıyor yorgun kalbim
Sevgilim seni kaybetmekten çok korkuyorum

Haykırmak istiyorum seni sevdiğimi
Senden ayrı olamadığımı, kopamayacağımı
Sensizlik canımı acıtıyor, bir tanem
Seni kaybetmekten çok korkuyorum

Sana öyle delicesine hasretim ki
Bir gün bırakıp gideceksin biliyorum
Fakat yinede ben seni canım istiyorum
 
Seni sen yapan ne varsa aldım,
Artık hepsi benim!
Vermem sana bir lokma aşk,
Hasret vermem sana,acı vermem!
Kıymetini bilecek misin bakalım,
Acıyı acı yapan ayrılığı
Hasretle yanıp tutuşan aşkı
Yada her gün adınla uyanan aşığını!

Oturup ağlar mısın çocuk gibi,
Açıp ellerini dua ederken,
Acaba beni çağırır mısın?
İçten içe pişmanlık duyar,
Bana yaptıklarını anlamaya çalışır mısın?

Muhtaç olmak gibi bir şey aşk,
Onsuz su içmen imkansız
Bir gülüş uğruna ölümü göze alırsın,
Ama yersiz sen asla anlayamazsın!
Kalbin mühürlü senenin
İstesen de aşık olamazsın!
 
Biçare deli gönlüm

Sensizlik tak etti canıma

Biçare deli gönlüm

Canımı verdim cananıma



Yoksun yanımda kader bırakmıyor

Elim, kolum bağlı seni aratmıyor

Tanrıma isyan etsem

Yeniden yaratmıyor

Sensizlik tak etti canıma



Hasret desen

O da benliğime işledi

Seni seven benim

O da seni hep hayalle

Hatırladı, düşledi
 
Ben gerçek bir aşkın olgunluğuna
Erdim,ne yazık sen anlamıyordun...
Hayır cevabını dalgınlığına
Verdim,ne yazık sen anlamıyordun...

Karanlık kapladı gündüzlerimi,
Görseydin sensizlik krizlerimi!
Geceler boyunca bu gözlerimi
Yordum,ne yazık sen anlamıyordun...

Sağ salim çıkar mı bilmem yarına?
İncittin kalbimi yaktın nârına,
En yakın dostları senin uğruna
Kırdım,ne yazık sen anlamıyordun...

Sevginin kanaat ettim azına;
Çaresiz boynumu büktüm nazına,
Ben senin yüzünden aşk çıkmazına
Girdim,ne yazık sen anlamıyordun...

Aşkımı sorsaydın ağaca,kuşa;
Tutuldu derlerdi bir tek bakışa
Yeter anla diye başımı taşa
Vurdum,ne yazık sen anlamıyordun...

Şiirdim kalbine yaz beni diyen,
Resimdim aklına çiz beni diyen,
Gönlüne sığınmış çöz beni diyen
Sırdım,ne yazık sen anlamıyordun...

Çevir dim kendimi sabır yönüne,
Sonunda kavuştun leyla ününe,
Mecnunum aşkımı gözler önüne
Serdim,ne yazık sen anlamıyordun
 
Mavi bir infaz sunulacaktı, hüznümün siyahına...

--------------------------------------------------------------------------------

Linç yüklü karanlık vakitlerde yaka paça dışarı atılır kıldığın gölgensiz yarınları. Karanlığının girdabında tek gözlerimin eylemine muntazır kaldı ki aciz yüreğim susturulmuşluğunda tüm bedenimin…

Bir yanım işgalindedir bir yanım tahliyende olsa da, ince ince sızlarım kalbimin kalem sapladığın yerinden ince ince sızışına, mavisini çekip aldığın kentin bulanık yağmurlu havalarında kendimi hapsederim içimdeki sensiz kente, kara bulutlara yüklenmiş farzederim silüetini ve kaynar yağmurlar altında yüzleşmekten korkarım her bir yağmur tanesi gözlerinle, kan kusturduğuna kin kusacaksın sanırım …

Ayaza kesmiş gün ardı karanlık bidayeti evvelinde gül denilebilirmi bana, sevinebilir miyim gayri mevsim hüznü terk edecek diye ki sararan ne bir yaprak kaldı, yağan ne bir tek damla yağmur, hüzün sonrası hep neşe midir, bir baharın sonu geldiğinde hemen ilki mi başlar ..

ya "kış"…

En ‘kara’ bir kenti mavi düşlere düşürme düşünde takılı kalmışsa ibre, mavisi en bol kente sürgünlük karanlık bir ana çatmışsa, uğurlanışların vuslatsız aşklar akıntısınaysa, ‘A’şka düşmüş. Düşten düşe ‘R’üzgar savurmuş… ‘A’yrılık.kavurmuşsa , ‘Z’amanla basamak basamak erdiğin mertebelerin nihayeti ‘susacak var’ olmuşsa, ve 29 harfin her biriyle hüzünlenmeyi öğrenmişse her zerre, hiç söyleyebilir mi artık dil, diyebilir mi kuşat artık bir kez daha beni kapındayım aç ne olur karanlık olmasın ne ardım ne ardın..

Oysa ardımdaki ayak seslerin gelmeye olsaydı…

Mavisi sızıntılı bir kentin terkinde geldiğim yalanı masallarda ki on milyon yalnızı şehri İstanbul’da gün ağaracak ve mavi bir infaz sunulacaktı hüznümün siyahına..

Şimdi

‘Mavi‘si meşhur bir kente akıttığım gözyaşlarımı ‘Kara’ bir kente sunuşumun ardı; çaresiz, saçlarını elleri arasına almış hırpani kılıklı bir ben, milyonlarca yalnız yüklü bir kentte, sensiz hüzne, sessiz usulca emanet bırakılıştadır..
Nisan mavisi
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst