Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Ve gözlerin aklıma gelir
Ve sözlerin
Gidişin gitmiyor gözümün önünden
Ve izleri derin
İlk değilsin bu senin bildiğin
Ve yine biliyorsun sen en son sevdiğim
Şimdi uzaklardasın
Ben çamlar arasında bir hastane odasında
Ciğerimde bir ince hastalık
İçimde kapanmak bilmeyen bir yara
Ve elimde sanki inadına bir sigara
Biliyorum dönmeyeceksin
Hatta arkana bile bakmaksızın
Gün gelir belki bir yuva kurarsın
Oğlun olursa benim adımı koyar mısın?
Gittin
Dağ gibi sevdamı devirip ardında
Gittin
Allahaısmarladık bile demedin
Sazlar çalınır Çamlıca'nın bahçelerinde
O şarkıyı bir daha hiç söyleyemedim
Şimdi elimde bir bardak çay
Ve dudağımda buruk tebessüm
Kendi kendimi üzmemeye söz verdim
Ve ben seni hayatımın bir musalla taşının
en yakın yerinde sevdim
Ben aglayan sairim
Bana gülmesini ögretmediler
Egil de bir bak mahzun yüzüme
Anlatir sana çektiklerimi
Birer biçak yarasi gibi
Alnimdaki çizgiler
Ben mutluluk nedir bilemedim
Saçlarim oksanmaya alişık degil
Hep böyle dalip gider gözlerim
Ve ne zaman düsünsem geçen günleri
Bir karanlik basar içimi
Aydinlik degil
Seni nasil severim bilirsin
Nasil yanarim özlemler içinde
Bastigin yerler cennet olur
Bilirim en serin rüzgarla gelirsin
Yine de yanar tutusurum ben
Cehennemler içinde.
En mutlu sandigin yerde kederliyim
Ben seninle sensizligi düsünürüm
Bir korku düser içime apansiz
Burkulur yüregim
Seni siirlerimde bin yil yasatir da
Ben bin defa ölürüm
Bir gün yoklugum bir gölge gibi
Düsüverirse gözlerine
Unutma aglayan sairini
Unutma o günde kapanip dizlerine
Kendi yokluguma kendim aglarim
Sen aglama e mi
Sen aglama e mi?
Karsimdasin
Elimi uzatip dokunabiliyorum sana
Ne buyuk mutluluk bu
Gordugum en guzel seysin
Senden ote tanimladigim baska hicbir sey yok
Her sey senin adinla aniliyor benim dunyamda
Butun cicekler sen butun yildizlar sen
Bir sanat eserisin bakmaya doyamadigim
Tanrinin bana armaganisin
ve artıyor her gecen gun sana hayranligim
Yuzunde kuslar gozlerinde hayatin ta kendisi var
Oyle gerceksin ki
Gozumu aciyorum sen kapiyorum sen
Hic bitmeyen seruven
Gunumun en keyifli ani uykumun en tatli ruyasi
Seni soluyorum havadasin
Seni kokluyorum dogadasin
Hele simdi sonbaharsin yada sonsuz bahar
Seni yasiyorumcanimdasincanimsin
Sarilsam sana bin yil gecse bir an bile ayrilmasak
Ten tene yurek yurege
sonsuz baharin en ask dolu iki yapragi olsak
Agac agac gezip yesersek acsak
Yere dussek kalksak
Seni bilsem bir tek seni
Seni gorsem bir tek seni
Sesin sarhos etse beni
Oyle icimdesin ki
Bir saniye iste benden sensiz gecirdigim veremem
Sensiz gececekse gecmesin zaman istemem
Seninle yeniden dogdum yeniden dogusun kanitiyim ben
Senden once gecen zamani
sana ulasmak icin yuruyerek gecirmisim
kimmisim bilememisim
Simdi basimi cevirip geriye bakmiyorum bile
O yol yurundu ve bitti
artik seninle yurunecek bambaska bir yol var onumde
Yorgunluk nedir bilmeyecegim hic şikayet etmeyecegim
ve bir tek adimda bile tokezlemeyecegim uzun ask dolu bir yol
Oyle aklimdasin ki
Ah sensiz kalmiyor muyum bazen
yikasim geliyor gordugum butun duvarlari
Ardinda seni bulurum saniyorum
Ne ayri koyduysa bizi zaman ya da yollar
bir kalemde silesim geliyor
Sana dokunmami engelleyen ne varsa
bir kadehi yere carpip tuzla buz eder gibi parcalamak istiyorum
İsyanim tasiyor kendi ofkemden korkuyorum
Ve kavusmak
Bunu dusunmek icimde kirilmis butun aynalari tamir ediyor
Mavi bir yagmur basliyor islaniyorum
Maviye boyaniyorum
Oyle ozluyorum ki
Sen ol hep ol benimle ol bende ol
Sendeyim ben yuregimi koydum yureginin uzerine
Ask bu baska isim arama
Hem de en koyu en deli en tutkulu
Ogrenecegim cok sey var sana dair
Bilmedigim cok sey var
Ama bir seyi oyle iyi biliyorum ki
Seni oyle cok seviyorum ki ~
Zaman ne kadar cabuk akip gidiyor
Sensizligin kacinci günü bilmiyorum
Vazgectim zaten günleri saymaktan
Tutmuyorum gözyaslarimi
Istersen sende karsima dur ve izle agladigimi
Acima yine de
Yasiyorum böyle de...
Ellerim hala resimlerine gitsede alisiyorum
Önceleri her gece bakiyordum.. Simdi her iki günde bir..
Ama daha uzun.. daha derin daliyorum uzaklara..
Böyle de nefes aliyorum
Sarkilar seni degil acimi anlatiyor artik
Kavusmayi degil ayriligi yalnizligi ..
Anlayacagin bize kalani animsatiyor
Geri dönüsünü beklemiyorum ki
Vazgeceli cok oldu
Sadece kendimce özlüyorum her birseyini..
Bazen sesini bazen kokunu..
En cokta susup gözlerime bakmani..
Yasandi ve bitti demeleri acitiyor derinlerde kalbimi..
Bu cümleye sigacak kadar siradan degildi sana duydugum..
Ve simdi yine susma vakti özledigim..
Susup yaralarin sargisini degistirme vakti..
Bir daha kanatip iyilesmelerini beklemenin sirasi..
Son kez sesini dinleyip kapatacagim..
Resmine bakip yüregime saracagim
Sen hic cikma ordan olur mu
Hic gitme icimden
Bu gün de gelmedin
Beklemiyorum dedigime bakma
Gözüm yollarda..
Hangi yönden gelirsen gel..
Gözlerim bulur seni
Yeter ki gel
Kandiramam her defasinda kendimi
Bir kaçış başlar
kendimden senden bu şehirden
Trenin kalkış düdüğüyle
içime düşen hüzün gözlerimde yansımasını bulur
Umut vagonları
gıcırtılı sesler çıkartarak;yüreğimin üzerinden yol almaya başlar
‘Şimdi üç şey var; gitmek durmak kalmak;
alışmak var yolculukta
Başa sarıyorum film şeridini
baktığım her karede ben varım değişenler dışında
biraz sonra duracak anlamsız olacak herşey’
Farkındalığını yitirmiş bir şehir ayazında
küçük bir çocuk pususunda kaybettim varlığını
Gökyüzünün kırılgan hatlarında
arayışlarım sonuçsuz kaldı
Lisanı farklı tüm esintilerin
bir şeyler tıkırdar sessizlik
yavaş yavaş yaklaşan gece
biraz daha kararır içimde…
Neden ve niçinlerin sorgulaması yok benliğimde
Belirsizleşirken tüm yüzler etrafımda
Karatmalarım yansımalarımda
Elimdeki;baharın açmayan çiçekleri
birazdan sessizlik konuşacak
Çığlıklar büyürken ardımdan
yol alacağım
çizgisel düşlere…
‘ Şimdi üç şey var; gitmek durmak kalmak;
alışmak var yolculukta
Başa sarıyorum film şeridini
baktığım her karede ben varım değişenler dışında
biraz sonra duracak
anlamsız olacak herşey’
Gözlerimden öptün dün gece rüyamda
O kadar özlemiştim ki seni
Uyanmak istemedim
Gözlerimi kapadım yeniden görmek için
Oradaydın kapının ardında
Göndermiyordun sen de beni gerçek hayata
Yaslanmış öylece duruyordun
Derin bir sıcaklık bakışlarında
Kollarını açtın iki yana
Sarılmak istiyordun gel diyordun dünyama
Koşarak gelmek için neler vermezdim
Herşey silindi tek bir şey kaldı hafızamda
Gülen gözlerin
Birçift göz gülerek bana bakan
Nedir bu?
Eziyet midir kendime çektirdiğim?
Ve sanaSana vermek isterken acımı
Bilmezmişim en büyüğüymüş benim çektiğim
Yeter de!Sen bari yeter de
Bitmiyor işkencem sessizliğinde
Gururdan duvarlar örmüşüz aşkın ordularına
Bir demir maske sevgin yüzümde çıkmıyor
Sürgünüm sensizlik okyanusunda bir adada
Olmuyor olmuyor ~
__________________
Seni anlatabilmek seni
İyi çocuklara kahramanlara
Seni anlatabilmek seni
Namussuza halden bilmeze
Kahpe yalana
Ard- arda kaç zemheri
Kurt uyur kuş uyur zindan uyurdu
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya
Bir ben uyumadım
Kaç leylim bahar
Hasretinden prangalar eskittim
Saçlarına kan gülleri takayım
Bir o yana
Bir bu yana
Seni bağırabilsem seni
Dipsiz kuyulara
Akan yıldıza
Bir kibrit çöpüne varana
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin
Yitirmiş öpücükleri
Payı yok apansız inen akşamdan
Bir kadeh bir cigara dalıp gidene
Seni anlatabilsem seni
Yokluğun Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum kapama gözlerini ~
Şimdi uzak bir kenttesin
Ve yağmur yağıyorsa
düşüyorsam yüreğine tane tane
Gelirim serilirim sular gibi kıyılarına
Gelirim karışırım martıların çığlıklarına
Gelirim sokulurum derin seher uykularına
Çok uzaklarda bir kadın
Yüreğinin perdelerini sımsıkı kapatmıştı
Belki de bu perdelerden bunalmıştı
Karanlığa alışan gözleri
Yüreğinin kaynarında yanıyordu
İçinde köpekbalıklarının boğulduğu
Bir kızıldeniz saklıyordu
Kirpiklerinin kıyısında
İlk damla ayrıldı buluttan
Sonra ikincisi üçüncüsü
Issız sokaklarda kırmızı kiremitlerden
Toz yükseliyordu
Hangi kaçış uğultusunu dindirebilir
içinizdeki mavi karlı ormanın?
Hangi çınar dallarının kırıldığı yerden inlemez?
Sonunda doğal yanı olmuşsa ömrünüzün
O sağnaktan arda kalan
Sargılar sarabilir mi yaralarınızı
O liman yürekte değilse eğer
artık neye sığınır insan?
Bir ırmağın sesini alıp
Gitmek istiyorum sevdiğim hoşçakal
Bak; işte akşam oldu
Ve suskunsa tüm sokaklar
camlardaysan şehir ışıklarında
Gelirim serilirim sular gibi kıyılarına
Gelirim karışırım martıların çığlıklarına
Gelirim sokulurum derin seher uykularına ~
Bırakamıyorum duygularımı özgürce sana
Kenetlensin diye kalbinde ellerimiz!
İzin vermiyorum mavi gözlerime
Bebek yüzünde özlem hüznü yaratmasın diye!
Uzattığın ellerini tutmak istemiyorum
Elinde bir kelepçe olmasın diye!
Öpemiyorum resminde bile seni
Gittiğin yerden dönüşün kolay olsun diye!
Kırıyorum rakı bardaklarını her yudumdan sonra
İçime her çekişim sensizliğinde seni acı veriyor diye!
Sigaralarım hep yarım kalıyor yerler seninle dolu
Tavanım da seninle dolu nefes alamıyorum bile bile!
Beynimi kemiriyor yokluğunun her anı
Ne dertmiş ne hazanmış bu kime ne!
Elbet bir gün gelecek sana kavuşma zamanı
Her sitemin ağlayışın bana ümit veriyor
Yollara düşesim sana koşasım geliyor
Dudaklarım özledim kalbim ise bekle diyor
Zindana düşmüş müebbet mecnun gibiyim
Yar uğruna neler yapılmaz ki
Sevmeninin sevilmenin tadına doyulmaz ki
O nu ne çok sevdiğimi anlatsan da anlamaz ki!
Kıblemin o na dönük olduğunu demenin faydası mı var
Günlerim geçiyor bekleyerek
Düşlerim bitmiyor özleyerek
Anıları tespih gibi birbirine ekleyerek
Sabır taşına döndüğümü söylemenin manası mı var
Silsem takvimlerden sen yazan ayları
Yıksam anılarınla kazınmış duvarları
Söndürsem aşkımıza mehtap olan gecelerdeki yıldızları
Parlayan güneşe çevirsem gözünden akan çağlayanları
Derdime derman olamayan sevgilim mi anlar
Yasaksın bana ademin elma sı gibi
Yasaksın el değmemiş duygular gibi
Yasaksın bana kutsal topraklar gibi
Başkasının aşkı gibi yasaksın bana ~
Zorun başlangıcıydı bir sabah sessizce gitmen
Sessizce ama ağlamaklı
Artık ne mutlu kapılar sana açılacak
Ne de bahçemde mutluluk çiçekleri açacaktı
Sıradan bir gün olacaktı bana hergün
Gurbet kuşu gibi nağmelerim geceleri yırtacak
Feryadım kalbimin duvarlarında kaybolacaktı
Zaman mekan boyunca numune yaşadığımız günler vardı
Ölüye hayat verecek kadar sevmişliğimiz
Aşkın duruluk verdiği gecelerimiz
Sevdamızı anlatan sözlerimiz vardı
Kimi bir ak güvercin
Kimi bir nazlı kuş olurdun
Bende şiirolur akardım kalbinin ta derinliklerine
Ey kalbimin övüncü yüreğim hazla çarpar
Gül yüzün güzel aşkın diye söze başlar
Bir tatlı nesim açar çiçek açar bak şimdi
Çile aşık bülbülüm bir tatlı bahar şimdi
Ey aşkımın ecesi şimdi sevme zamanı
Gül gelincik yasemen daha neler var şimdi
diye devam ederdim
Biz daha sözümüzü bitirmeden sabah olurdu
Sabahlara ne kadar da kızardık
Zira her günün minik hasreti başlardı
Sana günler dar gelirdi
Bana yollar zor gelirdi
Yine sevmelerin doruğunda başlardı gecelerimiz
Talihsiz bir gecenin süsünden kopana kadar
Ve sen gidiyordun neden? niçin? bilmiyordum
Ve şu sözcükler dökülmüştü dilimden
İnsanlar bir değilki hamı vardı hası vardı
Güzelliği bilmeyen nankörü ve dahası vardı
Belki daha yaşanacak aşkın bahası vardı
Yada aşkın kahramanları sahtesi vardı
Çocuk gönlüm minik ayrılığa dayanamazken
Ebedi ayrılığa nasıl dayanacaktı
Artık bir yerim değil her yerim yanıyordu
Aşk sevda seven yürek hepsi bana mahsustu
Şimdi gülistanımda kuşlar bülbüller sustu
Artık son yolculuk başlamıştı
Belki isyandı belki baş kaldırmaydı
İsyanımıza karşı bir cezadır bize bu
Aylar yıllar geçse hiç gelmiyor bize bu
Şimdi bir ateş gibi düştü içimize bu
Elveda demeden gitmiştin
Bende bütün yaşanmışlara elveda demiyorum
Ve seni hala deli gibi seviyorum
Gittiğim yerde senide bekliyorum ~
!!! Birgün yolda yürüyordum Bir şarkı duydum ... kalbim acıdı !!!
Sustun kayboldun yeniden
Beklettin beni yine unuttuğum sokak köşelerinde ...
Yalnız bıraktın beni yağmuraa ...
Ağlattın yine !!!
Susuyorum
Sonra en çok ben konuşuyorum.
Yalnız kalıyorum ...
Kalabalıkta dolaşıyorum.
Resimleri yırtıyorum .
Sonra ağlayıp tekrar birleştiriyorum .
Sevdiğim şarkıları dinliyorum.
Sonra hiç sevmediklerimi ...
Seni çıkaramıyorum içimdenn ...
Birgün yolda yürüyordum
Bir şarkı duydum ... kalbim acıdı .
“ Seni Seviyorum “ diyordu şarkı .
Yüreğimde saklı kudretimle
Hem ömürde hem ölümde
Ben seni seviyorum ...
Sen sevsende sevmesende gönlüme gelmesende
Ben seni Seviyorum !!!
Yeter artık yüreğimm !
Yapma bunu kendine .
Geçmişi göm artık bir daha bulamayacağın yerleree ...
Çok zor değil mi ???
Şarkılar şiirler resimler bir ömür verebileceğin ufacık cümleler
Beraber aldığın her nefes
Yaşadığın her an
Özlemler tebessümler ayrılıp sonra dayanamayıp tekrar birleşmeler ...
Hangi kalp alır saklar bunca yaşanmışlığı acı vermeden ???
Dedim yaa
Birgün yolda yürüyordum
Bir şarkı duydum ... kalbim acıdı !!!
Bu kadar !!!
Bana kalbimi geri verme son bir hatira benden sana kirik bir kalp
Bir parçasi bende digeri sende bana kalbimi geri verme
Baktikça beni hatirla gözyaslarimi hatirla sen giderken
Ve ölümü hatirla beni anarken
Hatirliyormusun bilmem ilk tanistigimiz gün
Elinde tuttugun kirik kalbim pit pit atiyordu
Nasil yaniyordu bir bilsen ask atesiydi bu beni büyüleyen
Kalbimi sarhos eden
Sana da oluyormuydu bilmem
Hiç Ayrilmayacagimizi düsünüyordum
Kim bilebilirdi ki
Bu heyecanli askla yanan kalbin
Birgün parçalanacagini
Kalbimi sana verdim çünkü sana güvendim
Kalbimi sana verdim çünkü
Biliyordum düsürüp kirmazsin onu
Ama onu unutacagin hiç aklima gelmedi
Bir tren rayi üzerine
Simdi parçalanan kalbim
Al senin olsun ~
Susuyorum
Beklercesine güzellikleri
bu arada unutmamak gerek
aradaki uçurum yüklü sessizlikleri
ve deşerek her şeyi ortaya çıkan binlerce soruları
en iyisi mi gitmek
sessizce hiç arkaya bakmadan
Usul usul
hoşçakal bile diyemeden gitmek
Acısız kalmak
kanamamak
kanatmamak gözlerin derinliğini
hesapsız ve sultasız
sebepsiz değil ya yangınlar
sebepsizde değildir gitmeler
acıyı çekenler kadar çektirenlerde çekselerdi
acı olmazdı
dünyada
işte bu yüzden küçüğüm
daha fazla acımadan gitmek en iyisi
sessizce ve usulca
belki günü saran ağır ölüm kokusu
belki de
tarihin belleğine kazınan lanetlerin yazgısı
kim bilebilir ki neyi ne zaman bulacağımızı
ve ne zaman kaybedeceğimizi
Usulca tut ellerimi giderken
Ürkmesin yem verdiğimiz kuşlar ~
__________________
Kendine bile kabul edemediğin
Bazen bir okyanus
Bazen dibi görünmeyen bir kuyu
Geçilmesi zor inilmesi tehlikeli
Sonra nedenler ararsın kendi içinde
Özlemedimi özledim
Sevmedim mi sevdim dersin
Sonra kendine sorarsın
Sanki bütün bu olanların
Sebebi senmişsin gibi
Kendini suçlamaya başlarsaın
Acaba biraz daha affedici olsaydım
Yada gururumu bir kenara bırakıp
Mutlu olmayı seçseydim
Şu an ne olurdu halim
Bazen ayrılığı anlatan bir şarkı dinlersin
Bu bizi anlatıyor kesin
Bizde büyle ayrılmıştık
Ve derin derin hayallere dalarsın
Gözlerinde yaşlar yüreğinde pişmanlıklar
Vazgeçmekmi zor sevmekmi
Vazgçtiğinemi yanarsın
Sevdiğinemi bilmessin
Sonra hayallerden yavaşça sıyrılırsın
Bu aldatmayı bu ihaneti haketmemiştim ki!
İsyan edersin ben sadece sevmiştim dersin!
Bir fırtına kopar içinde
Bildiğin bütün feryatları yakarsın
Bu güzel aşkı harcadığı için
Sana kavuşmanın halallerini kurardım bir zamanlar
Ben 'yağmur' olurdum
Saçlarına dokunmak için
Sen ise 'güneş:
Ben 'ağaç' olurdum
Bu sevdayı yeşertmek için
Sen şidetli 'rüzgar:
Bu umutları kopartmak için
Kavuşmadan ayrılırdık
Sen 'gündüz' olurdun
Ben 'gece'
Birbirimizi yaşamadan geçerdik
Sen 'ilkbahar' olurdun
Ben 'sonbahar'
Ben 'AŞK' olurdum
Beni hisetmen için
Sen 'gurur' olurdun
Beni yaşamamak için
Ben 'su' olurdum
İçimdeki yangını söndürmek lçln
Sen 'GÜL' olurdun
Kendini çekici kılmak için
Bir sen varsın bu benin içinde
Ne tükenen ne tüketilen
Bir sen varsın bu benin içinde
Bir ben bilirim bu SENİ ~
Yalnızım sevdiğim Hem de çok yalnız
Gün batımında seninle hayel kurduğumuz
Deniz sahiline gidiyorum
Yüksek kayalıkların üstüne çıkıyor
Denizin üzerinden süzülerek batan güneşi seyrediyorum
İnanmazsın ama sanki burası kendimle hesaplaştığım yer
Sen gittin gideli hayatımda çok şey değişti
Senden sonra
Güneşin ilk doğuşunu hiç seyretmedim
Çünkü o bana seninle tanıştığım günün başlangıcını hatırlatıyor
Birde güneş tam tepedeyken hiç sokağa çıkmadım
O da seninle dolaştığım şehri anımsatıyor
Senden sonra
Sadece güneşin batışını izlemeye geliyorum buraya
Benden ayrılışın derin derin gözlerime bakışın sebepsiz gidişin var ya
İşte o anı tekrar yaşıyor isyan ediyorum
Uçsuz bucaksız deryaya burada haykırıyorum neden neden diye
Denizin üstünden yükselen dalgalar
Büyüyerek oturduğun kayalara vuruyor
Çığlık çığlığa üzerimde uçuyor martılar
Denizin kıyıda bıraktığı çakıl taşları
Hepsi bir şeyler anlatıyor
Hepsinin de bir anlamı bir nedeni var
Anlamsız olan tek şey senin beni terk edip gidişin
Yalnızım sevdiğim hem de çok yalnız
Bazen çoraplarımı çıkarıp sahil boyu yürüyorum
Dalgalarla kucaklaşıyor onların dilini çözmeye çalışıyorum
Denizin kıyıya gönderdiği o çakıl taşlarını birer birer topluyor
Onlara saatlerce bakıyor sonrada onları denize fırlatıyorum
Bazı çakıl taşları var ki onlar diğerlerinden çok farklı
Onlara bir türlü kıyamıyorum
Denize atmak içimden gelmiyor
İşte sen sana kıyamadığım o çakıl taşlarından biriydin
Ben seni denize atmamıştım
Nasıl oldu bilmiyorum belki benim ihmalim
Belki de sen derin sularda kaybolup gittin
İşte sevgilim o gün bu gün bu sahilde
Senin bir gün kıyıya vurmanı bekliyorum
Yalnızım sevgilim Hem de çok yalnız ~
Bu şiir sanadır iyi dinle
Dinle ki
Bana dair ne varsa
Ve ne varsa yalan yanlış yaşadığımız
Herşey ama herşey yüzleşecek bu mısralarda
Bugün haber aldım senden
Defalarca çarpıp nefretin kapılarını
Sokaklara vurdum kendimi
Serseri kaldırımlar ayağıma dolaştı
Yalanlarla soğuttum yüreğimi
Kahrettim kan kustum ama hep sustum
Bilir misin kaç kereler seni düşünüp de
Gizli gizli ağladım
Sen ki celladı olmuştun hayallerimin
Umutlarımın katili
Ve genç bir ömrün acımasız azraili
Her gece çalıp rüyalarımın kapısını
Beni dirhem dirhem öldürdün
Dünyayı dar edecektim sana
Önümde diz çöküp yalvaracaktın
Bensizliğin acısı oturduğunda içine
Yokluğum ilmek olup dolandığında boynuna
İpini çekecektim olmadı yapamadım
Bilir misin kaç kereler seni düşünüp de sana içtim
Şerefine değil ********liğine
Ben seni mi sevmiştim?
Sabahlara kadar ağlayıp kuruttuğumda göz yaşlarımı
Kimse sormadı halimi kimse acımadı
Şarkılarla dertleştim birbaşıma
Unuttum deyip kutladığımda sensizliği
Silmek için gözyaşlarımı aynaya her baktığımda
Gözlerimde seni buldum
Başucuma resmini koydum
Nasıl da acımasızdı bakışların
Nasıl da zalim
Ben seni mi sevmiştim?
Kırık dökük bir bahar mı kalacaktı senden geriye
Ve ihanetin hiç dinmeyen sancısı
Seni benden çalacaklar mıydı?
Bir kuş gibi uçup gidecek miydin yüreğimden
Bir daha dönmeyecek miydin?
Hangi kahpe kurşunla bitti bu mavi sevda?
Ağlamak neyi değiştirir ki
Herşey bitti artık herşey bitti
Sen hayallerimin celladı
Umutlarımın katili ve zavallı bir ömrün acımasız azraili
Beynimdeki tek kurşunla vurdum kendimi
Gelip alabilirsin emanetini ~
__________________
Ezberimde tuttuğum sevgilim
Sen şimdi beni bir ölü insana çevirdin ya yaşarken
Bunun hesabını and olsun ki ağır ödeyeceksin
Sen ki farkında olmadan adımı ezberleyeceksin
Sen ki farkında olmadan elinden telefonu düşürmeyeceksin
Sen ki her mesaj ya da çağrı geldiğinde
Elin ayağına dolaşacak da ne yapacağını bilemeyeceksin
Ama benim olmadığımı görünce de hüsrana uğrayacaksın
Arayacaksın ama beni hiç bir yerde bulamayacaksın
Seninle tanıştığımız o yere de gelmek de zahmet etme
Orada da bulamayacaksın
Kimseye soramayacaksın çünkü sen herkesten utanacaksın
Kime soracak olursan beni
Bileceksin ki; yüzüne tükürülecek
Kime soracak olursan beni
Bileceksin ki; tokat gibi çarpılacak kapılar yüzüne
Ağlayacaksın bir başına kalacaksın
Ama beni asla bulamayacaksın
Bulamazsın da unuttun mu?
Ölüyüm artık ben
Ölü bir insandan fayda gelmez sana
Sarhoş olacaksın avare dolanacaksın bir başına
Adını değiştirecekler
Sana ayyaş diyecekler
Deli diyecekler
Aşık diyecekler
Belki de bir zaman sonra üzülecekler
İsmimi haykıracaksın bulma umuduyla
Ama dedim ya beni bulamayacaksın
Ağlamaktan gözlerim kanlacak
Hatta yaş yerine kan gelecek damla damla
Bana çektirdiklerin yüzünden kahrolacaksın
Kabus gibi rüyalarında göreceksin
Hatta çığlıklarla uyanıp daha da uyuyamayacaksın
Ölmek isteyeceksin sadece ölmek
Ölmenin kurtuluş yolu olduğunu düşüneceksin
Ama ölmedikçe çaresizlikten kıvranacaksın
İşte o vakit o halini görmek için yanından geçeceğim acıyan gözlerle
Bana bakacaksın dilin tutulacak konuşamayacaksın
O halini gördüğümde de acımam geçecek
Ve güleceğim hem de alayc bir gülümseme ile
İşte o zaman ölümlerin en acısını tattıracağım
Ama sen ölümü tatsan da ölmeyeceksin
Buna müsade etmeyeceğim
Çünkü seni her zaman bu halinle hatırlayacağım
Bunları okurken belki şimdi komik gelecek
Ama gün geçtikçe sancılarınla bana hak vereceksin
Yemin olsun ki sevgilim
Bana çektirdiklerinin yanında bırakmayacağım
Ve yine yemin olsun ki sevgilim
Seni her gün gözlerimle mezara sokup çıkaracağım ~
Fırtına öncesi sessizliği anımsatma
Ne olur duyayım son nefesini
Öylece git yağmur gözyaşlarını yıkarken
Ben o arada çoktan perdeyi kapatmış olayım
Arkandan bakamıyım son defa
Bütün filmlerde vardır ya;
Ardına dönüp bakar
Gözlerindeki hüznü olduğu yere gömer
Gömer ve gider
Böyle olmamalı bu ayrılık
Zaten hep alışılmayanlardı yaşadıklarımız
Farklı başlamıştık
Öyle devam etti de
Bırak sevdamız hayata başkaldırılarımızın aksine olsun
Bir daha uğrama buralara
Ben de kırmızı kazağımı giymeyeceğim
Telefonumu da kapatıyorum
Artık sen de akıtma o asil gözyaşlarını
Bırak kalsınlar gurunun içinde
Tıpkı anılarda kalan
Resimlerde yaşayacak olan
Sonsuz sandığımız sevdamız gibi ~
özledim seni
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir
beynimi uyuşturuyor özlemin
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
Yokluğun
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
aksamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı
yürüyüşlerimizi
sevimli haşarılığını
çocuksu küskünlüğünü
Nasılda serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
''git artık'' demek
''beni ne kadar çabuk unutursan o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa''
demek sana nede zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek ~