'hayaL
Bayan Üye
Resulullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
• "Arefe gününden daha faziletli bir gün olmadı. Allahü Teala o günde yer yüzündekiler ile semadakilere iftihar eder ve: 'Kullarıma bakın, derin ve uzak dağların arasından saçları dağınık, üstleri başları toz toprak olmuş vaziyette bana geldiler ve benim rahmetimi ümit edip, azabımdan korkuyorlar,' buyurur. Cehennemden azat olanların Arefe günündeki kadar çok olduğu hiçbir gün görülmedi,"
• "Arefe günü olduğu zaman Allahü Teala dünya semasına iner(tecelli eder), hac eden kulları ile meleklerine iftihar eder ve buyurur ki: "Ey meleklerim! Kullarıma bakın, saçları dağınık, üstleri başları toz toprak olmuş bir halde, benim rahmetimi ümit ederek, azabımdan korkarak bana geldiler. Ziyaret edilen üzerine, ziyaret edenlere ikram etmek haktır ve ziyafet verenin misafirlerine ikram etmesi de haktır. Şahit olun, ben onları mağfiret ettim ve onlara ziyafet olarak cennete girmeyi ihsan ettim," buyurdu.
Melekler: "Ya Rabbi! Onlardan falanca erkek ile falanca kadın gezmek için geldiler," derler, Cenab-ı Hakk "Onları da mağfiret ettim." buyurur.
Resulullah Efendimiz (s.a.v.) Arefe gününün akşamında ümmetinin rahmet ve mağfireti için dua etti, Allahü Teala ona:
"Şüphesiz, -bazısının bazısına yaptığı zulmün haricinde- o istediğini yapacağım, benim ile onlar arasındaki günahları da mağfiret edeceğim," diye icabet etti.
Bunun üzerine Resulullah Efendimiz "Ya Rabbi! Sen mazluma gördüğü zulümden daha hayırlı bir sevap vererek o zalimi de af etmeye kadirsin" dedi.
"O akşam Resulullah Efendimiz'in duası icabet görmedi. Müzdelife'nin sabahı olunca tekrar dua etti ve duası kabul edildi, 'Onları da mağfiret ettim.' buyuruldu. Resulullah Efendimiz (s.a.v.) tebessüm buyurdular.
Ashab-ı Kiram, "Ya ResulAllah! Gülünmeyecek bir saatte güldünüz, bunun sebebi nedir?" dediler.
Resulullah Efendimiz: "Allah'ın düşmanı şeytana güldüm. Allahü Teaala'nın duamı kabul ettiğini bilince, kendisine veyl'i ve yok olmayı isteyerek yukarıdan aşağıya düştü, yuvarlandı ve başına toprak saçtı, ona güldüm." buyurdular.
F.T.
• "Arefe gününden daha faziletli bir gün olmadı. Allahü Teala o günde yer yüzündekiler ile semadakilere iftihar eder ve: 'Kullarıma bakın, derin ve uzak dağların arasından saçları dağınık, üstleri başları toz toprak olmuş vaziyette bana geldiler ve benim rahmetimi ümit edip, azabımdan korkuyorlar,' buyurur. Cehennemden azat olanların Arefe günündeki kadar çok olduğu hiçbir gün görülmedi,"
• "Arefe günü olduğu zaman Allahü Teala dünya semasına iner(tecelli eder), hac eden kulları ile meleklerine iftihar eder ve buyurur ki: "Ey meleklerim! Kullarıma bakın, saçları dağınık, üstleri başları toz toprak olmuş bir halde, benim rahmetimi ümit ederek, azabımdan korkarak bana geldiler. Ziyaret edilen üzerine, ziyaret edenlere ikram etmek haktır ve ziyafet verenin misafirlerine ikram etmesi de haktır. Şahit olun, ben onları mağfiret ettim ve onlara ziyafet olarak cennete girmeyi ihsan ettim," buyurdu.
Melekler: "Ya Rabbi! Onlardan falanca erkek ile falanca kadın gezmek için geldiler," derler, Cenab-ı Hakk "Onları da mağfiret ettim." buyurur.
Resulullah Efendimiz (s.a.v.) Arefe gününün akşamında ümmetinin rahmet ve mağfireti için dua etti, Allahü Teala ona:
"Şüphesiz, -bazısının bazısına yaptığı zulmün haricinde- o istediğini yapacağım, benim ile onlar arasındaki günahları da mağfiret edeceğim," diye icabet etti.
Bunun üzerine Resulullah Efendimiz "Ya Rabbi! Sen mazluma gördüğü zulümden daha hayırlı bir sevap vererek o zalimi de af etmeye kadirsin" dedi.
"O akşam Resulullah Efendimiz'in duası icabet görmedi. Müzdelife'nin sabahı olunca tekrar dua etti ve duası kabul edildi, 'Onları da mağfiret ettim.' buyuruldu. Resulullah Efendimiz (s.a.v.) tebessüm buyurdular.
Ashab-ı Kiram, "Ya ResulAllah! Gülünmeyecek bir saatte güldünüz, bunun sebebi nedir?" dediler.
Resulullah Efendimiz: "Allah'ın düşmanı şeytana güldüm. Allahü Teaala'nın duamı kabul ettiğini bilince, kendisine veyl'i ve yok olmayı isteyerek yukarıdan aşağıya düştü, yuvarlandı ve başına toprak saçtı, ona güldüm." buyurdular.
F.T.