Abbasîer (Abbasî Devleti)

jasal

רק אלוהי
Kayıtlı Üye
Harun Reşid zamanında Abbasi Devleti
Harun Reşid zamanında Abbasi Devleti
Hz. Muhammed'in amcası Abbas'ın soyundan gelen Ebu'l Abbas Abdullah 'ın kurduğu halife hanedanı (750-1258). 750 yılında Abbasiler Emevi yönetimine karşı ayaklanarak halifeliği ve iktidarı ele geçirdiler. Bu tarihten başlayarak Abbasiler 1258'e kadar İslam dünyasının büyük bölümüne egemen oldular.

Emeviler halifeliği, Hz. Muhammed'in amcaoğlu ve damadı, dördüncü halife Hz. Ali'den zor ve hile kullanarak almışlar, bununla da yetinmeyerek peygamber ailesine karşı kanlı bir siyaset gütmüşlerdi. Bu yüzden Emevilere karşı düşmanlık artmış, özellikle Hicaz, Irak ve İran'da büyük hoşnutsuzluklar baş göstermişti. Abbasoğulları bu düşmanlıktan yararlanarak, halifeliğin peygamber ailesinden en layık olana geri verilmesi gerektiği yolunda propagandaya giriştiler.

Emevilerin, özellikle çoğunluğu Türk olan bölgelerde (Horasan, Toharistan, Sogd) uyguladıkları vergi soygunculuğu ve Arap olmayanları aşağı görme siyaseti bu propagandayı daha da güçlendirdi. Horasanlı Ebu Müslim adında bir Türk, Emevilere karşı ilk ayaklanmayı başlattı. Önceden Türklerin Müslüman olanları ile olmayanlarını barıştırmış ve bunları İranlı Şiilerle birleştirerek güçlü bir birlik hazırlamış olan Ebu Müslim, Arap ordularını yenerek Emevi saltanatına son verdi.

Peygamber sülalesinden Ebul Abbas Seffah halifeliğe getirildi (750). İlk Abbasi halifesi olan Ebul Abbas, Emevileri acımadan yok ettiği için kendisine kan dökücü anlamına gelen el-Seffah adı verildi.
Bermekoğulları
Abbasiler ilk dokuz halife zamanında (özellikle Harun Reşit [1] ve Memun [2]) bütün İslam dünyasını kapsayan (Endülüs hariç) bir egemenlik kurdular. Ancak Anadolu'ya ve Akdeniz Bölgesi'ne hiç bir zaman egemen olamadılar.

Türkler ve İranlılar tarafından iktidara getirilen Abbasiler, Araplara güvenemediklerinden yönetim işlerinde Türklerden ve İranlılardan yararlandılar. Yeni devletin maliye ve yönetim işleri, özellikle Toharistanlı Bermekoğullarınca düzenlendi. Bağdat bu dönemde kuruldu ve başkent oldu (762); kısa sürede saraylar, resmi kurumlar ve askeri kışlalarla donatıldı.

Daha sonra gelen halifeler döneminde Abbasi egemenliği zayıfladı, İslam İmparatorluğu'nda bağımsız hükümetlerin sayısı çoğaldı (Samanoğulları, Karahanlılar, Büveyhoğulları, Fatımiler
Fatımiler Mısır’da kurulan Şii hanedanı. Hazret-i Ali ve hazret-i Fatıma soyundan geldiklerini iddia ederlerse de, İslam tarihlerinde Meymun el-Keddah adlı İran asıllı Mecusi veya Yahudi bir göz doktorunun torunları olduğu; hanedanlığın adına da kurucusu Ubeydullah el-Mehdi’ye nisbeten “Ubeydiyyun” denildiği yazılıdır. Fatimi hareketinin doğuşuna, Şiiliğin bir kolu olan İsmaililik sebeb olmuştur.İsmaililer, 9. yüzyılda Hama ve Humus arasındaki küçük Selemiye kasabasını merkez edinip, gTümünü oku (yeni pencerede açılır)
v.d.). Kuruluştan 150 yıl sonra, Bağdat'ın egemenliği sadece Irak ve İran bölgelerinde geçerliydi. Zamanla Abbasi halifelerinin yalnız manevi değeri kaldı. Büveyhoğulları 945'te Bağdat'ı ele geçirdiler, siyasi çıkarlarını düşünerek, Abbasi hanedanını yıkmadılar, ama onların elinde halife unvanından başka bir yetki de bırakmadılar.

1055'te Selçuklular, Bağdat'ı ele geçirerek Büveyhoğulları Devleti'ne son verdiler, ama yine halifeleri hoş tuttular. Moğol istilası ile Abbasi hanedanı kesin olarak son buldu. Hulagu, Bağdat'ı alarak son Abbasi halifesi Mustasım'ı öldürdü (1258). Öldürülmekten kurtulup kaçan Abbasoğullarından biri, Mısır'da Memluklere sığınarak orada halife oldu.
Abbasi Devleti
Abbasiler döneminde, hem Yunan rasyonalizm ve bilim gelenekleri hem İslam öncesi Arap kabilelerince geliştirilen aristokratik savaşçı ülküsü hem de sofu Müslümanların özelliği olan kutsallık ardında ödün vermez bir çaba, bir imparatorluk bürokrasisinin ve daha çok İran örneklerine göre biçimlendirilmiş bir askerler sınıfının kanatları altında barınabildi. Bu üçünün karışımı, o zamana kadar Avrupa'da görülen herhangi bir uygarlığı aşacak ve Uzakdoğu'da Tang Çininin gelişme dönemindeki parlaklığına rakip olacak kadar zengin ve karmaşık bir uygarlığın doğmasına yol açtı.

Bununla birlikte Arap uygarlığının iki zayıf noktası vardı. Önce içerde, Müslüman toplumu içindeki etnik ve belki de ekonomik bölünmelerin beslediği Şii gruplarının muhalefeti, art arda ayaklanmalara yol açtı. İ.S. 861'den sonra, güçlerinin bir bölümünü bu tür dinsel hoşnutsuzluklardan alan birçok devlet, imparatorluktan koparak onun yapısını kemirmeye başladı. İkinci olarak dışarda, Abbasi İmparatorluğu, kuzey sınırları boyunca bozkırdan gelen sürekli baskıyla uzun süre başa çıkabilecek durumda değildi. Bu nedenle bozkırdan içeri sızan Türk askerleri ve serüvencileri, hatta Bağdat'ta bile siyasal denetimi yavaş yavaş ele geçirdiler.

Siyasal iktidarın dizginlerini ele geçirmiş olmakla birlikte, Abbasi hanedanından gelenleri tahtta tutarak, İ.S. 1258'e kadar durumu gizlediler. Bununla birlikte, bu tarihten çok önce, eyaletlerdeki ayaklanmayla birlikte bir saray darbesi, İmparatorluğun can damarını oluşturan Mezopotamya-Suriye bölgesinde bile merkezin denetiminin yıkılmasına yol açtı.

Bundan sonra bozkırdan gelen Türk kabilelerinin özelliklerinin katkısıyla, İslamlığın ilk dönemlerinde yaşamalarına olanak verilmeyen dinsel aydınlanma biçimleri ardında koşan gizemcilere daha geniş bir etkinlik alanının tanınmasının kattığı renklerle, İslam dünyası oldukça farklı bir karakter kazandı.
 
---> Abbasiler türk devleti

Abbasîler bir Arap Hanedanlığıdır. Selçuklular ile aynı zamanda zuhur etmişlerdir ve iki devlet de ekseriyet itibariyle -buradaki ekseriyet daha çok Selçuklu devleti için- aynı dinin mümessili ve aynı mezhebin üyesi bulundukları için iyi anlaşmışlardır. Sanıyorum ki, Selçuklu hükümdarı Sultan Tuğrul, Abbasî halifesinin yardım çağrısına olumlu yanıt vermiş ve Bağdat'a giderek onun Şii-Büveyhilerine karşı mücadelesine yardım etmiş, Bağdat'ı tekrardan Sünni iktidar günlerine kavuşturmuştu.

Evet,böyle.
 
---> Abbasiler türk devleti

Abbasîler bir Arap Hanedanlığıdır. Selçuklular ile aynı zamanda zuhur etmişlerdir ve iki devlet de ekseriyet itibariyle -buradaki ekseriyet daha çok Selçuklu devleti için- aynı dinin mümessili ve aynı mezhebin üyesi bulundukları için iyi anlaşmışlardır. Sanıyorum ki, Selçuklu hükümdarı Sultan Tuğrul, Abbasî halifesinin yardım çağrısına olumlu yanıt vermiş ve Bağdat'a giderek onun Şii-Büveyhilerine karşı mücadelesine yardım etmiş, Bağdat'ı tekrardan Sünni iktidar günlerine kavuşturmuştu.

Evet,böyle.

Abbasilerin en parlak dönemi Harun Reşid dönemidir (786-809).Harun Reşid’den sonra yerine
sırasıyla oğulları Emin, Memun ve Mutasım halife oldular. Emeviler zamanında sürekli olarak Araplarla
savaşan Türkler, Abbasiler zamanında İslamiyeti benimsemeye başladılar. Çünkü Abbasiler, Emeviler
gibi Arap milliyetçiliği yapmadılar. Türklere ve Arap olmayan Müslümanlara karşı iyi davrandılar.
Onların bu siyasetleri sonucu Talas Savaşı’ndan sonra Türkler arasında İslamiyet hızla yayıldı.
Özellikle Mutasım zamanında Türkler, önemli devlet makamlarına ve ordu komutanlıklarına getirildiler.
Mutasım, Türklerin Araplarla karışıp savaşçı özelliklerini yitirmemelerini sağlamak amacıyla
Türklerin yerleşmesi için Samarra şehrini inşa ettirdi.


Samarra, Abbasi Devleti zamanında Irak’ta Bağdat’ın yetmiş mil uzağında ve Dicle kenarında
kurulmuştu. Bu şehri, Halife Mutasım’a ve ücretli Türk ordusuna yeni bir yerleşim merkezi sağlamak
gayesiyle ünlü Abbasi kumandanı Türk asıllı Eşnas 836 senesinde, kurmuştu. Samarra kuruluşundan
892 senesine kadar 56 sene, Abbasi Devleti ne başşehir oldu. 892 senesinde ise Halife Mutedid
Bağdat’ı tekrar başşehir yaptı.


Türklerin bir kısmı da Anadolu’nun güneyinde Maraş, Diyarbakır, Malatya, Adana, Tarsus gibi
şehirlerde Doğu Romalılara karşı
kurulan Avasım hattına yerleştirildi.
Şehirlere yerleşen Türkler, Doğu
Romalılara karşı İslamiyeti savunmak
için savaştılar ve çıkan isyanların
bastırılmasında Abbasilere yardımcı
oldular. Mutasım zamanında Doğu
Roma’ya karşı düzenlenen seferler
devam etti. Afşin idaresindeki İslam
ordusu, Doğu Roma’yı yenilgiye
uğratmıştı. Bu zaferden sonra da
Eskişehir’e kadar seferler düzenlendi.


Abbasi Halifesi Mutasım’dan
sonra devlet içerisindeki Türklerin
etkisi giderek artmıştı. Abbasi
Devleti’nin siyasi birliği IX. yüzyılın
ortalarından sonra çözülmeye
başlamıştı. 847 tarihinden itibaren
halifelerin otoritelerinin zayıflaması,
Abbasi Devleti’nin parçalanmasına sebep oldu. Abbasi sınırları içinde kısa ömürlü olan yeni devletler
kuruldu. Bu devletler;


? Mısır’da Tolunoğulları ve Ihşidiler,
? Kuzey Afrika’da Aglebiler,
? Horasan’da Tahiriler,
? Maveraünnehir’de Samanoğulları,
? Irak ve Iran’da Büveyhoğulları’dır.


Bu devletlerden Büveyhoğulları 945 yılında Bağdat’ı işgal ederek halifeyi
baskı altına aldı.
Gazneli hükümdarı Mahmut, Abbasi halifesini bu
baskıdan kurtararak halifeden “sultan” unvanını aldı. Büveyhoğulları bir süre sonra halifeyi yeniden
baskı altına alınca, 1055 yılında Bağdat’a giren
Büyük Selçuklu Hükümdarı Tuğrul Bey, halifeyi bu
durumdan kurtardı. Bu olaydan sonra Abbasiler,
Bağdat’taki varlıklarını yaklaşık 250 yıl daha sürdürdü.
Ancak bu dönemde, siyasi ve askerî güç
olarak etkili olamadılar. Halifeliği ellerinde bulundurdukları
ve Arap olmayan diğer Müslümanlara da
eşit davrandıkları için bütün İslam dünyasında saygı ve ilgi gördüler.


Abbasiler bütün Müslümanlara yeniden değer
vererek onlara eşit davrandılar. Böylece mevâlî kavramı ortadan kalktı. Bu dönemde
Iranlılar ve
Türkler önemli devlet görevlerine getirildiler.
Abbasiler, şehirleri imar ederek Bağdat gibi yeni
yerleşim birimleri kurdular. Şehir halkı askerler,
memurlar, din adamları, esnaflar, zanaatkârlar, tüccarlardan oluşurdu. Köylüler tarım, bedeviler ise
hayvancılıkla geçimlerini sağlardı.


Abbasilerde halifeler devlet işlerinin yürütülebilmesi için vezirlik makamını kurdular. Vezirlere
geniş
yetkiler verdiler. Vezirlerin yanı sıra Hz. Ömer Döneminde kurulan divanı geliştirdiler.
Divanı devlet
yönetiminde en etkili kurum hâline getirdiler. Devlet ve memleket sorunlarını, önce divanda görüşerek
divanın önerdiği çözümleri uyguladılar. abbasiler türklere önem vermiştir.. ve abbasi devletinde bazı türk devlet yetkilileri vardır
 
---> Abbasiler türk devleti

evet,ne olduklarını biliyorum. ben farklı bir şeyden bahsettim sayın jasal.
 
---> Abbasiler türk devleti

[MENTION=37044]COD7[/MENTION] Tarih forumuna alalım burayı. Zira, kendileri Arap. Türk-Arap ilişkileri açısından inceleyebiliriz ancak.
 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst