Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Maskemi taktım... Sürdüm boyalarımı... Giyindim en süslü yalanlarımı... Bir yüzüm gülerken... Gizlenir öbür yüzüm... Kimse duymasın, içimden ağladığımı... Aslında hayat zor değil... Mutsuzluk diye birşey yok, yalan... Herşey güzel olacak, herşey güzel olacak..!
Yanağına konan kar tanesi eriyip dudaklarına indiğinde Hissettiğin o bir damla serinliği benimle paylaşmak istersen Yönünü rüzgara dön ben o rüzgardayım...
Kucaklamaya kollarının yetmeyeceği bir ağaç bir tohumla başlar ; En uzun yolculuklar bir adımla başlar; Gerçek sevgiler ise küçük bir tebessümle başlar.
Seni unutmak zor anlatmaksa imkansız Sen unutuldukca hatırlanan Anlattıkca bitmeyensin meleğim..
Seni uzaktan sevmeyi bana bakmadan görmeyi Seni duymadan dinlemeyi gözyaşlarımla gülmeyi Ve kavuşmak için sabretmeyi Her şeyi öğrendim ama sensiz olmayı asla...
Duygular vardır anlatılamayan..sevgiler vardır kelimelere sığmayan... Bakışlar vardır insanı ömür boyu ağlatan...yollar vardır aşılması güç olan. Kalpler vardır acılarla parçalanan ve insanlar vardır hiç unutulmayan. Sanma beni sevipte bırakanlardan. Benim sevgim mezara kadar olanlardan...
Seni seviyorum kelimesini sana benden başka kimse söylemesin Yalnız bana sakla dudaklarını seni benden başka kimse öpmesin Ne olurdu her seven sevilse sanki bu dünyada aşktan güzel ne var ki Gel kollarıma öyle sarıl ki kimsenin çözmeye gücü yetmesin.
Ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi tutuyorum aklımda İçimi seninle ısıtıyorum bir yaşamak düşünsem "sus" deyip adınla başlıyorum.
Sevgili binlerce insan arasından gönül gözüyle görüp ayrı bir kimlik verdiğimizdi.. Her sözü büyü olan dokunduğu herşeyi kutsallaştıran muhteşem insandı.
Hani dönecektin gittiğin yerden yoluna duvar mı taş mı ördüler, Kadere talihe bu sitem neden, sen kıymet bildinde çok mu gördüler. Nerde çılgınlığın nerde arzular, böylemi yaşanır sende sevdalar, Neylesin denizler neylesin dağlar, sen gelip sordun da yok mu dediler..
Çayımda zehir ol.
Gel sevdiğim.
Yüzümde elinin sıcaklığı yakıyor gel de dinsin kavrulmuşluğum.
Hiç gitmemişsin gibi şehir de unutsun yokluğunu.
Sen yeter ki gel.
Sokaklar da hala yankısı var adımlarının.
Bana beni vurdurmadan,
bu şehri başıma yıktırmadan gel...
Sana karşı öfke duymuyorum, kırgın değilim, kızgın değilim..
Çünkü sen zaten yokmuşsun.
Asıl kızılacak kişi benim..
Küçücük bir toz tanesini bir mücevher sanmışım.
Senin ihanetin bana koymadı..
Beni kahreden, beni yok eden, beni bin pişman eden tek şey..
Bir aşk yaratmış tek başına yaşamışım.
Sen zaten yokmuşsun ki.. senin neyine yanayım...
Ne zaman seni düşünsem; usuldan bir şiir başlar gökyüzünden, dökülür ağır ağır saçlarıma. Tepeden tırnağa mısraya batarım, tepeden tırnağa aşka. Yokluğun; ağır-aksak adımlarıyla yelkovanların, bitmeyen bir yürüyüş olur akşamlarımda… Yokluğun; şarap rengi akşamlar olur ufuklarımda… Kendimi, dipsiz uçurumlara yüreğine atarım......
Bir çiçeğin açmak için sebepler bulduğu gibi Yaşama dair sebepler bulmak için yaşıyorum... Eğer bir gün gelir de yaşamak için bir sebep bulamazsam; Ölmek için bir sebep bulmuşum demektir....
Bir yudum zehir olsan bir an bile düşünmeden seni içerdim Sırf seninle bir olmak ve seni içimde hissetmek için.
Sevgilim bilki senden uzak ne güzellikleri avutur beni bu şehrin nede yıldızlı akşamları!... özlemin bir nehir olmuş Yarar gider içimdeki dağları
Seni niyemi seviyorum geçmişin içinde kaybolmuş beni Yeniden hayata döndürdüğün için çok ama çok seviyorum.