Earl Freyja
Bayan Üye
Can Dündar kitabında Nazım ile Pirayenin aşkını şöyle anlatıyor: 1930da başladı ve yirmi yıl sürdü. Bu yirmi yılın on üç yılını hapishanede geçirdi şair Ve hapisten bir kadına yazılabilecek en sıcak mektupları, en güzel şiirleri yazdı, güzelim resimler çizdi karısına Lakin hapisten çıktığında gönlündeki kadın, evindeki kadın değildi.
Nazım Piraye aşkından geriye XX. yüzyıl boyunca her sevdaya düşenin birbirlerine yazıp yolladığı unutulmaz aşk mısraları kaldı. Hatice Zekiye Piraye 16 yaşında yaptığı evlilikten iki çocuk sahibi olmuştu. Nazım ile tanıştığında Fransadan dönmeyen kocasından boşanmak üzereydi, Nazımda Sovyetler Birliğinde başından iki evlilik geçirmişti. Karşılaşmaları ve bu aşka düşmeleri çok vakit almadı. Nazım ile Pirayenin aşkı bir masal gibi başladı ama maalesef devamı pek de mutlu gelmedi.
1932 yılında evlenme kararı aldılar, ancak 1933 yılında Nazımın cezaevi günleri başladı ve ancak mektuplarla aşklarını ayakta tutabildiler. Evlenmeleri 1935 yılına kısmet oldu. 1938 yılında yeniden tutuklandı. Hapis yıllarında Nazım, bozulan kol saatini boşaltıp yerine Pirayesi ile çocuklarının fotoğrafını koydu. Yıl 1943e geldiğinde artık birbirleri ile daha seyrek görüşen evli iki çifttiler. 1947 yılında bir elin parmakları sayısında görüşebildiler. Sonraki sene ise daha az.
İkisinin aşklarına darbe 1948 yılında geldi. Ve yaşanan olay sonucunda Piraye Nazımı bir daha asla affetmedi. Nazım Bursa Cezaevindeyken ziyaretine dayısının kızı Münevver Berk geldi. Münevver otuz bir yaşındaydı ve ressam Nurullah Berk ile evliydi. Akraba olmalarına rağmen karşılaşmaları yeni bir aşkın başlamasına neden oldu. Nazım, Münevvere eşinden boşanmasını söyledi. Doğan af umudu, Nazımın Pirayeden sonraki aşkı ile kavuşmasına fırsat verecekti. Kendisi de Pirayeye boşanmak istediğini bildiren bir mektup yazdı.
Yıllarca Piraye uğruna aşk şiirleri yazan o eller şimdi başka biri için ona ayrılmak istediğini yazıyordu. Piraye kabul etti. Ancak o sırada beklenen af gerçekleşmedi ve Münevver kendisini ateşe atmayarak kocasının yanına döndü. Nazım ise hatasını anlayıp, Pirayem, kızıl saçlı bacım benim kelimeleri ile başlayan pişmanlık dolu mektubunu yazdı. Ancak Piraye bir daha onu hiç affetmedi. 1950 yılında Münevvere kavuşan Nazım, 1951 yılında karısını ve üç aylık oğlunu bırakarak yurt dışına kaçtı. Orada da bir başkası ile evlenerek, Münevver ve oğlundan ayrı kaldı. Piraye ise 1995 yılında inzivaya çekildiği evinde 89 yaşında hayata veda etti.
"Piraye öldü aşkından, yine de dönmedi Nazım'a"