HADES Kimdir ?

Salvo

Kayıtlı Üye
Zeus yeryüzünün hakimiyetini kardeşleri arasında bölüştürürken yeraltıda Hades'in payına düşmüştür. İnsanların ve tanrıların hiç sevmedikleri sert, zalim tanrı Hades, karısı Persephone ile birlikte, gölgeler halinde dolaşan ölülere hükmeden yer altı ülkesindeki saraylarında yaşarlar.
Hades kelimesi görünmeyen anlamına gelir. Başındaki sihirli başlık onu görünmez kılar. Hades yalnız yer altı, ölüler ülkesinin tanrısının adı değil, aynı zamanda ölüler ülkesinin adı da olmuştur. Tanrı Hades ölüler ülkesinden ayrılmaz, diğer tanrıların katıldıkları şölenlere katılmaz. Sadece bir kez Olympos'taki Paian adındaki doktoru ziyaret etmiştir. Efsanelerde adı sıkça geçmez. Onunla ilgili tek efsane Persephone'yi kaçırmasıyla ilgili olandır. Hades çok sık tasvir edilen bir tanrı da değildir. Genellikle Persephone ya da atribusu da olan Kerberos adındaki üç başlı köpekle birlikte tasvir edilir.
 
Hades ve Hayatın Değeri

Babaları Kronos’un yok edilmesinden sonra üç oğul yani Zeus,Poseidon ve Hades kalan mirası anlayış içinde paylaşmış. Zeus’a uçsuz bucaksız gökyüzü, Poseidon’a engin denizler, Hades’e ise tüm toprakaltı miras olarak kalmış. Toprakaltı karanlığı dolayısı ile ölümü ve kederi simgeler. Hades, insanları kendi diyarına götürebilmek için görülmemek zorunda olduğunu hissettiğinden , ona bu görülmezlik özelliğini sağlayacak bir miğfer giyermiş. Ölüler ülkesinin tanrısı doğal olarak insanlar tarafından sevilmez ve kendisinden korkulurmuş. Cehennemdeki muhteşem bir sarayda tanrıçalardan ve ölümlü kadınlardan uzakta tek başına yaşarmış. Kendine eş olarak yeryüzünden cebren ve hile ile getirdiği güzel kadınlar bile ışıksız ve hareketsiz olan bu ortamda dalından koparılmış bir çiçek gibi günden güne solarak ölürlermiş. Hades de sevgiye muhtaç, ancak çaresiz bir şekilde o zenginliğe rağmen mutsuz bir hayat sürermiş. Buraya girmeye çabalayanlar için giriş çok kolay, ama çıkış olanaksızmış. Kapıda bekleyen Kerberos adlı köpek buraya girmeye niyetlenen insanlara kuyruğunu sallayıp, olanca şirinliğini takınarak, ayaklarına sürünür, önlerinde yuvarlanır onları içeri sokmaya çalışırmış. Ancak içeri giren insanlar karar değiştirdiklerinde , acımasız bir canavara dönüşürmüş. İçeri girildiğinde, insanlar eski hallerinden farklı olarak adeta bir jöle gibi naylonumsu bir inceliğe ve saydamlığa bürünür, solgun ve inisiyatiflerini kullanamaz bir duruma gelirlermiş.

Burası birbirinden korkunç ortamlara sahip bir yermiş. İlk olarak çok büyük bir gürültü ile tepelerden aşağıya şelaleler oluşturarak akan, insanları bir kayadan diğerine hızla çarpan, anaforlarla diplere çekildikleri, zaman zaman soğuktan dondukları buzlu sular; insanı bir anda yakan sıcaklıktaki göller ve su ve akışı yavaşladığı zaman bastıklarında içine göçtükleri bataklılar içeren ,çok derin ve genel olarak yüksek debili acılar nehri Akheron ile karşılaşırlarmış. Bu nehirde gelen kişileri karşıya geçiren bir kayıkçı bulunurmuş. Ancak bu kayıkçı bu işi yapmak için çok az para istermiş. Eğer gelenlerin parası yoksa bu kişileri kayığına almaz ve çeşitli zulumlere başvururmuş. Bu nedenle o dönemlerde mezara az miktarda para koymak adetmiş. Eğer kişi intihar etmişse ya da gömülmemişse bu kayığa binemezmiş.Burada birbirinden vahşi yaratıkların insanın kanını donduracak sesleri duyulurmuş. Burada daha eski dönemlerden beri cezasını çekmekte olan başka mitolojik kökenli canlılar da bulunurmuş. Bunlar arasında Artemis’i küçümseyen dev göğsünü sürekli olarak didikleyen bir akbabanın verdiği acı ile feryat ederek, zincirlere bağlı olarak yaşayan Tityos ; tanrılardan duyduğu sırları başkalarına yetiştiren, hile ve fesatlık içinde yaşayıp, oğlunu pişirip tanrılara yedirmeye kalkan, susuzluk ve açlığa mahkum olarak yaşayan Tantalos; kendini tanrı gibi hisseden krallar ; yabancılara kötü davranıp onlara zarar vermenin cezasını devasa bir kayayı bir tepenin zirvesine dek yuvarlayarak itip, sonra o kayanın tekrar aşağıya yuvarlanması ile tekrar aynı şeye baştan başlayan Sisyphus ve kocalarını öldürmek suçundan, dibi olmayan bir kabı, sonu gelmez bir şekilde hababam suyla doldurmakla cezalandırılan Danaos’un kızları bulunmaktaymışlar.Bu kısmın dışında iyi niyetli, yardımsever, çalışkan,dürüst insanların gittiği bir de cennet varmış ki, burada insanlar tanrılar gibi yaşarlarmış.
 
Son düzenleme:
Hades, Yunan mitolojisinde ölülere hükmeden yeraltı tanrısıdır. Zeus'un kardeşidir. İnananlarının ölüm sayısını artırmak için delice uğraşan, açgözlü bir tanrıdır. Ziyaretçi bakımından zengindir, sonuçta her ölümlü oraya gider. Erynyes'ler onun değerli misafirleridir. Hades, kendisini ziyarete gelenlerin yeraltı dünyasını terk etmeleri konusunda oldukça isteksizdir. Kendisi de yeraltı dünyasından pek ayrılmaz zaten.

Kelime anlamı olarak "Hades", görünmez manasına gelmektedir. Onu görünmez yapan bir miğferi vardır. Yeraltı zenginliklerinin sahibidir, yerden çıkan değerli metaller onu bolluk çokluk ve servet tanrısı yapmıştır. Acımasız ve hatta korkunçtur; ama sözünden dönmez ve birçok tanrının aksine kaprisli bir tanrı değildir. Mitolojik öykülerde adı çokça yer almamaktadır. Bilinen en önemli öyküsü, karısı Persephone'yi kaçırması ile ilgili olandır. Ancak Hades'in en önemli sıfatı, ölümün tanrısıdır. (Ölüm de başlı başına bir tanrıdır: Thanatos)

Hades, aynı zamanda ölüler ülkesinin de adıdır. Hades ülkesi, Tartaros ve Erabos olarak ikiye ayrılır. Zeus ve yandaşları, yendikleri bütün Titan ve müttefiklerini dipsiz Tartaros'a atmışlardır. Ölen insanlar ise önce Erabos'a, oradan da Tartaros'a geçer. Ölüleri Erabus'tan Tartaros'a götüren kayıkçıya bu taşımanın bedeli olarak iki sikke altın verilir. Bu sebepten dolayı, Antik Yunan'da ölenlerin gözlerine iki altın para konulur.

Enteresandır ki, Hades'in yeraltı ülkesine yaşayanlar da ölmeden geçebilmektedir. Ancak diyarın girişini üç kafalı şeytani bir köpek olan Cerberus korur. Herkes o köpeğin dehşetinden korkar ve kimse o kapıyı geçemez. Herkül bir macerasında bu köpekle yüzleşmeye gider.

Hades, her ne kadar birçok zenginliğe sahip olsa da ortalıklarda pek gezinmez, övünmez, konuşmaz, kendi yeraltı ülkesinde oturmayı tercih eder. Çünkü sahibi olduğu yeraltı ülkesi o kadar çirkin bir ülkedir ki, efendisi sürekli saklanır. Bir keresinde Poseidon, Hades'i utandırmak için üç başlı mızrağını yere saplar ve yeryüzü boydan boya yarılarak Hades'in çirkin yeraltı ülkesi meydana çıkar. Az utanıp sinirlenmemiştir Hades.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
---> HADES (Aidoneus- Pluton- Orcus)

Yunan mitolojisinde ölülere hükmeden yeraltı tanrısıdır. Zeus, yeryüzünün hâkimiyetini kardeşleri arasında paylaşırken Zeus'a gökyüzü, Poseidon'a denizler ve Hades'e yeraltı düşer. O artık ölüler ülkesi tanrısıdır; ancak kötü değildir. Yer altının tüm hazineleri Hades'in olduğu için Romalılar onun adını varlıklı yani, Plüton olarak değiştirmiştir.

 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst