Ernesto Che Guevara

Salvo

Kayıtlı Üye
Ernesto Che Guevara 14 Haziran çarşamba günü Arjantin'in önemli şehirlerinden Rosario'da doğdu.
Che henüz iki yaşında iken ilk astım krizine yakalandı.Sierra Maestra'da Batista ordularına karşı savaşırken Che'ye zorlu dakikalar yaşatan bu hastalık,Bolivya ormanlarında Barrientos'un askerleri tarafından vuruluncaya kadar yakasını bırakmadı.
Yüksek mühendis olan babası Ernesto Guevara Lynch, İrlanda asıllı bir aileden, annesi Clia dela Sena ise İrlandalı-İspanyol karışımı bir aileden geliyordu.Che üç yaşında iken ailesi Buenos Aires'e yerleşti. Daha sonraları astım krizlerinden dolayı Che'nin durumu dahada kötüleşti. Doktorlar tedavisinin çok güç olduğunu, mutlaka iklim değiştirmesi gerektiğini söylediler. Böylece Guevara ailesi yeniden göç etti.Cordoba'ya yerleştiler.
Guevara ailesi tipik bir burjuva ailesi idi. Politik eğilimleri itibarıyla da sola açık liberal olarak tanınırlardı. İspanya iç savaşında açıkça cumhuriyetçileri desteklemişlerdi. Zamanla maddi durumları bozuldu. Che, eğitim bakanlığına bağlı Dean Funes lisesine başladı. Okulda İngilizce eğitim yapılırken, annesinden de fransızca öğreniyordu. Daha ondört yaşındayken Freud'un kitaplarını okumaya başlayan Che, fransızca şiirlere bayılırdı. Baudelaire'e karşı büyük bir tutkusu vardı. Onaltı yaşında ise Neruda'ya hayran olmuştu.
Guevara ailesi,1944 yılında Buenos Aieres'e göçtü. Durumları iyiden iyiye bozulmuştu. Che, biryandan öğrenimine devam ederken bir yandan da çalışıyordu.Tıp fakültesine yazıldı. Fakültedeki ilkyıllarında Arjantin'in kuzey ve batı bölgelerini baştan başa dolaşmış, buralardaki orman köylerinde cüzzam ve tropikal hastalıklar üzerinde çalışmalar yapmıştı.
Son sınıfta iken Che, arkadaşı Alberto Granadas ile bütün Latin Amerika'yı içine alan bir motosiklet turuna çıktı. Bu tur ona, Latin Amerika'nın sömürülen köylülerini yakından tanıma fırsatı verdi. Che, 1953 yılının Mart ayında üniversiteyi bitirmiş doktor olmuştu. Venezuella'daki cüzzam kolonisinde çalışmak üzere anlaşmıştı. Buraya gitmek için çıktığı yolculuğu sırasında Peru'ya da uğradı. Orada yerliler hakkında daha önce yayınlanmış bir incelemesi yüzünden tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Hapisten çıktıktan sonra Ekvator'da bir kaç gün kaldı. Burada Ricardo Rojo adında bir avukatla tanışması hayatının dönüm noktası oldu. Che, Venezulla'ya gitmekten vazgeçip, Ricardo Rojo ile birlikte Guetamala'ya gitti. Devrimci Arbenz Hükümeti sağcı bir darbe ile devrilince Arjantin büyük elçiliğine sığındı. İlk fırsatta ihtilalcilerin safına katıldı. Faaliyetlerinden dolayı elçilik binasından çıkartıldı. Guetamala'da kalması tehlikeli bir durum alınca Meksika'ya gitti. Ernesto, Guatemala'da bir çok Kübalı sürgün ve Fidel Castro'nun kardeşi Raul ile karşılaşmıştı. Meksika'ya geçtiğinde ise Fidel Castro ve arkadaşları ile tanışarak Küba devrimcileri safında yer aldı. Daha sonra Granma gemisiyle Küba'ya hareket etti ve savaşın sonuna kadar en ön safhada yer aldı.
Devrim sonrasında Binbaşı Ernesto Che Guevara Havana'nın la Cabana Kalesi'nin komutanlığına getirildi.1959 yılında Küba vatandaşı ilan edildi . Bir süre sonra silah arkadaşı Aleida March ile evlendi. 7 Ekim 1959'da Milli Tarım Reformu Enstitüsü başkanlığına atandı. 26 Kasım'da da Küba Milli Bankası başkanlığına getirildi. Böylece Che ülkenin mali işlerini yüklenmiş oluyordu.
23 Şubat 1961'de Küba Devrim Hükümeti bir sanayi bakanlığı kurarak Che'yi bunun başına getirdi. Ancak Playa Giran çatışması sırasında, tekrar kale komutanlığı görevine getirildi. Daha sonra az gelişmiş ülkelere çeşitli seyahatlar yapan Che, sömürülen halkları ve emperyalistleri daha yakından tanıma fırsatı buldu. Bu durum Che'nin savaşcı yanının tekrar canlanmasına yol açtı.
Artık başka Latin Amerika ülkelerine gidip halkları örgütlemesi gerektiği kararını vermişti.1965 Eylül'ünde bilinmeyen ülkelere doğru yola çıktı. 3 Ekim 1965'de Fidel Castro, Che'nin ünlü veda mektubunu Küba Halkı'na okudu.
...Ve ölüm Che'yi Bolivya'da Higueras yakınlarında yakaladı. Barrientos'un askerleri O'nu 7 Ekim 1967 gecesi Hieguras yakınlarında kıstırdılar. Bacağından ağır bir yara aldı ve Hieguras'da bir okula hapsedildi. Kimsenin karşısında eğilmedi. Ve 9 Ekim günü Barrientos'un kiralık katillerinden Mario Turan'ın dokuz kurşunuyla can verdi.
 
---> Ernesto Che Guevara

Comandante Ernesto ''CHE'' Guevara ' nın Ölümünün 43. Yıl Dönümü..

Tıp eğitimini bitirdikten sonra yaptığı yolculuklarda tanık olduğu yoksulluk ve sefaletle tüm hayat görüşünü değiştirmiş ve ezilen halkların mücadelesini vermiştir. Kübada ve Latin Amerikada birçok savaşta çatışmış olan Che bu mücadelesi sırasında Bolivyada tutsak düşmüş ve yargılanmaksınız kurşuna dizilmiştir.

Ünlü devrimci, sosyalist Che Guevara'yı minnetle ve saygıyla anıyoruz....
 
Ernesto Che Guevara Kimdir?

Ernesto Che Guevara​


( 14 Haziran 1928 - 9 Ekim 1967 )

ayrac13.png


che73.jpg

İrlanda ve Bask asıllı Arjantinli devrimci, lider ve doktor. Gerçek adı Ernesto Guevara de la Serna'dır. İnsanlık tarihine adını altın harflerle yazdırmış, hayatı boyunca sömürü, adaletsizlik, eşitsizlik ve yoksullukla mücadele etmiş ve devrimleriyle tüm dünyayı derinden etkilemiştir.

ayrac13.png

Fidel Castro'yla birlikte bugünün Küba'sını kurmuş, insani değerleriyle dünya barışını taçlandırmıştır. Cesareti, bilgeliği, geniş vizyonuyla her zaman örnek alınmış, kapitalizm ve sömürü düzeniyle verdiği savaşta büyük başarı kazanmış olan Guevara, hiç kuşkusuz dünya tarihinin en önemli kişilerinden biridir. "Gerçekçi Ol İmkansızı İste" sözüyle de kült olan liderin dünya görüşünün oluştuğu Latin Amerika gezisi sırasında yaşadıkları Motorcycle Diaries adıyla film olmuş, ünlü lideri oyuncu Gael Garcia Bernal canlandırmıştır. Ünlü yazar ve 1968 hareketlerinin önde gelen isimlerinden Jean-Paul Sartre, Guevara’yı "Çağımızın en olgun insanı" olarak tanımlamıştır.

ayrac13.png


3904213743443de9412c.jpg


ayrac13.png

14 Haziran 1928'de Rosario, Arjantin'de dünyaya geldi. Doğum tarihi bazı kaynaklarda 14 Mayıs şeklinde geçmekteydi. Yüksek mühendis olan babası Ernesto Guevara Lynch, İrlanda asıllıydı, annesi Clia dela Serna'nın ailesi ise İrlanda ve İspanya kökenliydi.

Henüz iki yaşındayken astım krizi geçiren Che, hayatı boyunca bu hastalıkla yaşayacaktı. Guevara ailesi, Che 3 yaşındayken, Buenos Aires'e yerleşmişler, ancak astım krizlerinden dolayı Che'nin durumu daha da kötüleşince doktorların tavsiyesiyle Cordoba'ya taşınmaya karar vermişlerdi. Çünkü tedavisi güç olan hastalığının iklim koşullarıyla yakın ilişkisi vardı. Politik eğilimleri itibariyle sola açık liberal olarak tanınan Guevara'nın ailesi, İspanya iç savaşında açıkça Cumhuriyetçileri desteklemişlerdi. Ekonomik anlamda durumu iyi olan aile zaman içinde maddi sıkıntılar yaşamaya başladı.

ayrac13.png


cheguevaramardelplata19.jpg


Ailesi ile birlikte mar del Plata'da tatilde (1943)

ayrac13.png


cheguevararugby.png

Eğitim bakanlığına bağlı Dean Funes Lisesi'ne devam eden Guevara, hastalığına rağmen hareketli bir çocukluk geçirdi. Zira oldukça başarılı bir atlet ve dinamik bir rughby oyuncusuydu. Agresif bir oyun tarzı olduğu için azgın anlamına gelen "El Furibundo" sözcüğüyle annesinin soyadından oluşan "Fuser" lakabıyla anılan Che, o dönem babasından satranç oynamayı da öğrendi. 12 yaşından itibaren yerel turnuvalara katılmaya başlayan Che, ergenlik yıllarında da şiir ve edebiyatla ilgilendi.

Özellikle Pablo Neruda’nın şiirlerini çok seven Che'nin kelimelerle ilişkisi hayatı boyunca iyi olacak, kendisi de şiirler yazacaktı. Kendini geliştirmek için Jack London'dan Jules Verne'e, Sigismund Schlomo Freud 'dan Bertrand Russell’e kadar kendi alanında başarılı birçok önemli ismin eserlerini okuyan Che, fotoğrafçılıkla da ilgileniyordu. Kamerasını yanından ayırmıyor, insanları, gördüğü yerleri ve arkeolojik alanları fotoğraflıyordu. Okulda İngilizce eğitim yapılırken, annesinden de Fransızca öğrenen Che, Neruda kadar Baudelaire'i de çok seviyordu.

ayrac13.png

1944 yılında yeniden Buenos Aieres'e taşınan Guevara ailesinin maddi durumu iyice bozulmuş, Che çalışmaya başlamıştı. 1948’de Buenos Aieres Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki eğitimine başlayan Che, öğrenciliği boyunca Latin Amerika’da uzun yolculuklara çıktı. Fakültedeki ilk yıllarında Arjantin'in kuzey ve batı bölgelerini dolaşıp, buralardaki orman köylerinde cüzzam ve bazı hastalıklar üzerine çalışmalar yaptı. 1951'de eski arkadaşı biyokimyager Alberto Granado, yıllardır konuştukları Güney Amerika seyahati için tıp eğitimine bir yıl ara vermesini önerince, ikili kısa süre sonra, "La Poderosa II’’ (Güçlü II) adını verdikleri 500 cc.lik 1939 model Norton marka motosikletle Alta Gracia’dan yola çıktı.

ayrac13.png


3630obs09.jpg


Alberto Grandado ile deniz yolculuğunda

Peru’da Amazon Nehri kıyısındaki San Pablo cüzzam kolonisinde gönüllü olarak birkaç hafta geçirmeyi düşünen Granado ve Guevara, tur boyunca Latin Amerika'nın sömürülen köylülerini yakından tanıma fırsatı bulmuşlardı. Bu yolculuk Che Guevara üzerinde oldukça etkili olmuştu. Zira, kitlelerin yoksulluğunu, baskıyı ve güçsüzlükleri yakından gözlemlemiş ve Marksizm’den etkilenmişti. Politik görüşünün oluşmasında oldukça önemli olan bu unsurlar nedeniyle Guevara, Latin Amerika’daki ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin tek çözümünün devrim olduğu sonucuna vardı.

Guevara'ya göre, Latin Amerika’nın ayrı uluslardan oluşan bir karma yapı olması, ülkeler arasındaki eşitsizliği arttırıyor, gücün bölünmesine neden oluyordu, bu yüzden kıta çapında gerçekleştirilecek bir stratejiyle Latin Amerika tek vücut olmalıydı. Sınırları olmayan ve tek bir kültürle bağlanmış birleşik İber-Amerika'nın hayalini kurmaya başlayan Guevara'nın bu düşünceleri sonraki devrimleri için çıkış noktası olacaktı. Arjantin'e döner dönmez hayallerini gerçekleştirmek için tıp fakültesindeki eğitimini bir an önce bitirmeye çalışan Che, 1953 yılının mart ayında mezun oldu ve 12 Haziran'da diplomasını aldı.

ayrac13.png

Güney ve Orta Amerika’da kaldığı yerden gezilerine devam edebilmek için 7 Temmuz1953'te yola çıkan Guevara, Venezuella'daki cüzzam kolonisinde çalışacaktı. Önce Peru'ya uğrayan Che, orada yerliler hakkında daha önce yayınlanmış bir incelemesi yüzünden tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ceza süresi dolduktan sonra Ekvator'da bir kaç gün kalan Guevara, burada hayatının dönüm noktalarından biri olacak tarihi bir tanışma yaşadı. Ricardo Rojo adındaki avukatla karşılaştıktan sonra, Venezulla'ya gitmekten vazgeçip, Rojo ile birlikte Guetamala'nın yolunu tuttu. O sıralarda hükümetin başındaki Başkan Jacobo Arbenz Guzmán özellikle toprak reformu ile ilgili bir toplumsal devrim yapmaya çalışıyordu, ancak Arbenz sağcı bir darbe ile devrildi. Bunun üzerine Arjantin büyük elçiliğine sığınan Guevara halası Beatriz'e yazdığı bir mektupta orda bulunuşunun sebebini şu şekilde açıklıyordu:

''Guatemala’da gerçek bir devrimci olabilmek için gerekli ne varsa yapacağım ve kendimi mükemmelleştireceğim''

leadingmenoftherevoluti.jpg


Fidel, Raul ve Che

ayrac13.png

İhtilalcilerin safhına katılan Guevara bir süre sonra tutuklanarak elçilik binasından çıkarıldı. Guatemala'da bir çok Kübalı sürgün ve Fidel Castro'nun kardeşi Raul Castro ile tanışan Che, Guetamala'da kalması tehlikeli bir durum alınca Meksika'ya gitti. Arbenz hükümetinin CIA destekli bir darbeyle devrilmesi, Guevara’nın Amerika Birleşik Devletleri’nin emperyalist bir güç olduğuna dair görüşlerini güçlendirdi. ABD; Latin Amerika ve diğer gelişmekte olan ülkelerdeki sosyoekonomik eşitsizlikleri düzeltmeye çalışan hükümetlere karşıydı ve Guevara, sosyalizmin ancak silahlı mücadele sonunda elde edilebileceğini düşünmeye başlamıştı. Bu da ancak silahlanmış bir halkla mümkün olabilirdi.

Bu arada Küba’daki mahkumiyeti sona erdikten sonra serbest bırakılan Fidel Castro da Meksika’ya gelmişti ve Raul, Guevara'yı 8 Temmuz 1955’te Fidel Castro ile tanıştırdı. Castro ile aynı düşünceleri paylaşan Guevara, onun gerçek bir devrim lideri olduğuna kanaat getirerek Küba diktatörü Fulgencio Batista’yı devirmek için kurulan "26 Temmuz Hareketi’’ne katıldı. Grupta doktor olarak görev yapmasına karar verildiyse de hareketin diğer üyeleriyle askerî eğitime katıldı. Eğitmeni olan Albay Alberto Bayo tarafından en göze çarpan öğrenci olarak nitelendirilen Guevara, 18 Ağustos 1955’te Guetamala'dan gelen sevgilisi Gadea ile evlendi ve bir yıl sonra 15 Şubat'ta kızları Hilda Beatriz dünyaya geldi.

ayrac13.png


006cheenhildaw.jpg


İlk eşi Hilda Gadea, Yucatan da Balayı (1955)

ayrac13.png

25 Kasım 1956’da Tuxpan, Veracruz’dan yola çıkan Granma gemisine Küba'ya gitmek üzere binen Guevara, karaya çıkar çıkmaz Batista'nın askerlerinin saldırısına uğradı. Guevara, bu çatışmada kaçan bir askerin düşürdüğü cephaneyi almak için tıbbî malzeme çantasını bırakmak zorunda kalmıştı ve o ân doktordan savaşçıya dönüştüğü an olarak Guevara'nın hafızasına kazındı. Bu olaydan sonra Sierra Maestra dağlarına saklanan Che, Batista rejimine karşı giriştiği gerilla savaşlarında gösterdiği cesaretle isyancılar arasında lider olarak görülmeye başladı ve Comandante olarak adlandırıldı.

ayrac13.png


eblart729che20aleida201.jpg


Che ve ikinci karısı Aleida March

ayrac13.png

1958 aralığında devrimin en önemli olaylarından olan Santa Clara’ya saldıran "İntihar timi"ni yöneten Guevara, 7 Şubat 1959’da zafer kazanan hükümet tarafından “Doğuştan Küba vatandaşı’’ ilan edildi. Bu arada Gadea ile evliliğini resmen sona erdirmek için boşanma işlemlerine başlayan Che, 2 Haziran 1959’da, kendisi gibi 26 Temmuz Hareketi’nin üyesi olan Aleida March ile evlendi.

6 ay boyunca La Cabaña hapishanesinin komutanlığına atanan ve görevi esnasında Batista rejiminin memurlarının, BRAC gizli servis mensuplarının, savaş suçlusu olduğu iddia edilenlerin ve siyasî muhaliflerin yargılanması ve infazından sorumlu olan Guevara, Time dergisine göre yargılamalarında adil değildi. Sonrasında Ulusal Toprak Reformu Enstitüsü’nde önemli bir göreve gelen ardından Küba Merkez Bankası’nın başkanlığına atanan Che, Küba'dan diğer ülkelerdeki devrimci hareketlere yardım etti ama bunların tümü başarısızlıkla sonuçlandı.

1960 yılında "La Coubre’’ isimli silah gemisinin patlamasında yaralanan kurbanlara yardım eden Guevara, bir süre sonra Sanayi Bakanı oldu. Küba sosyalizminin gelişmesinde büyük önemi olan Guevara, ülkenin önde gelen kişilerinden biriydi.

ayrac13.png


imageagk.jpg


Küba Füze Krizi

ayrac13.png

1961 yılında gerçekleşen Domuzlar Körfezi İşgali’nde Castro'nun emriyle Küba’nın en batısındaki Pinar del rio eyaletindeki bir kuvvetin başına geçen Guevara burada sahte çıkarma kuvvetini püskürttü. Bir yıl sonra ortaya çıkan Küba Füze Krizi’nde kilit rol oynayan Guevara, 1964'te Birleşmiş Milletler'in davetlisi olarak Küba'yı temsilen New York'a gitti. CBS televizyonunda yayınlanan Face the Nation isimli programa çıkan, ABD Senatörü Eugene McCarthy'nin yanı sıra Malcolm X'in çalışma arkadaşları ve Kanadalı radikal Michelle Duclos'la görüşen Guevara, 17 Aralık'ta Paris'e uçarak üç aylık uluslararası bir tura çıktı. Bu gezi sırasında Çin Halk Cumhuriyeti, Birleşik Arap Cumhuriyeti, Mısır, Cezayir, Gana, Gine, Mali, Dahomey, Kongo-Brazzaville ve Tanzanya'yı dolaşan lider, 24 Şubat 1965'te Cezayir'de, uluslararası sahnede son görünüşü olacak olan "İkinci Afrika-Asya Ekonomik Dayanışma Semineri"ndeki konuşmasını yaptı. Konuşmada şunları söyledi:

''Ölümüne olan bu mücadelede hiçbir sınır yoktur. Dünyanın hiçbir yerinde meydana gelen olaylara kayıtsız kalamayız. Bir ülkenin emperyalizme karşı zaferi bizim zaferimizdir, aynı şekilde yenilgisi de bizim yenilgimizdir. Sosyalist ülkelerin, Batı'nın sömürgeci ülkeleriyle üstü kapalı işbirliğini tasfiye etmeleri ahlakî görevleridir''.

ayrac13.png

Guevara, 14 Mart'ta Küba'ya döndüğünde Havana havaalanında Fidel ve Raúl Castro, Osvaldo Dorticós ve Carlos Rafael Rodríguez tarafından sade bir törenle karşılandı.Ancak iki hafta sonra kamu hayatından çekilen lider, bir anda tamamen ortadan kaybolmuştu. Castro'nun sağ kolu olan Guevara'nın, bu gizemli kayboluşuna uzun süre anlam verilememekle birlikte farklı sebepler de öne sürüldü. Zira sanayi bakanıyken savunduğu sanayileşme projesinin görece başarısızlığı, ekonomik konularda Castro ile arasındaki görüş ayrılıkları ve Castro'nun Guevara'nın gücünden rahatsız olması bunlardan birkaçıydı.

Guevara'nın Castro'ya gidiş nedenini açıklamadığı ve oldukça basit bir üslupla yazmış olduğu mektup da çoğu kişinin şaşırtıcı bulduğu bir durumdu . Guevara'nın görüşleri Çin Komünist Partisi tarafından açıklanan görüşlerle benzeşiyordu ve bu durum ekonomisi gittikçe Sovyetler Birliği'ne daha da bağımlılaşmakta olan Küba için büyüyen bir sorun olmuştu. Küba'nın batılı gözlemcileri, Guevara'nın Sovyet koşullarına ve önerilerine karşı çıkmasına rağmen Castro'nun kabul etmek zorunda kalmasını ortadan kaybolmasına neden olarak gösteriyorlardı. Oysa ki Guevara ve Castro, Sovyetler Birliği ve Çin'in de bulunduğu birleşik cepheyi destekliyorlardı. Sovyet lideri Kruşçev'in Castro'ya danışmadan Küba'dan füzeleri çekmeyi onaylamasını ihanet olarak gören Guevara, Kuzey Yarımküre'yi, batıda ABD ve doğuda SSCB liderliğinde, Güney Yarımküre'nin sömürücüsü olarak gördüğünü belirmişti. Guevara, Vietnam Savaşı sırasında komünist Kuzey Vietnam'ı desteklemişti ve gelişmekte olan ülkelerin halklarını silahlanmaları konusunda teşvik etmişti.

Guevara'nın kayboluşuyla ilgili olarak soru işaretleri ve yapılan spekülasyonlar artmıştı. Tüm bunların baskısıyla Castro, 16 Haziran 1965'te yaptığı açıklamada Guevara'nın bilgisi dışında nerede olduğu konusunda yorum yapılamayacağını söyledi. Aynı yılın 3 Ekim'inde Castro, Guevara'nın kendisine yazdığı tarihsiz mektubu açıkladı. Mektupta Guevara, Küba devrimine bağlı olduğunu ancak yabancı topraklarda savaşmak için Küba'dan ayrılma niyetini bildiriyordu. Dünyadaki diğer ulusların kendisini devrim için savaşmak üzere çağırdıklarını belirten Guevara, ayrıca hükümet, parti ve ordu içindeki tüm görevlerinden istifa ettiğini ve Küba vatandaşlığından vazgeçtiğini de mektubuna eklemişti.

ayrac13.png


fidelcastromatsterminal.jpg

1 Kasım 1965'de Castro'yla yapılan röportajda, Küba lideri, Guevara'nın öldüğüne dair söylentileri reddedip, nerede olduğunu bildiğini açıkladı.

Castro ve Guevara'nın planları vardı. Zira 14 Mart 1965'te ikili Sahara Çölü altındaki bölgede Küba'nın ilk askerî operasyonunu Guevara'nın yönetmesi konusunda anlaşmışlardı. Daha sonra Castro'nun da doğrulayacağı bir görüşe göre, Latin Amerika ülkelerindeki koşulların focos gerilla çekirdeklerinin kurulması için henüz uygun olmadığını düşündüğü için Castro, bu eyleme girmesi için Guevara'yı ikna etmişti. Dönemin Cezayir devlet başkanı Ahmed Bin Bella ise Afrika'da hüküm süren durumun büyük devrim potansiyeline sahip görünmesinin Che'de Afrika'nın emperyalizmin zayıf halkası olduğu düşüncesini oluşturduğunu ve bu yüzden Afrika için çaba harcamak istediğini belirtmişti.

Che tarafından kullanılan iki kimlik

1-Ramon Benitez olarak Kongo'ya gitti.

chepassport.png


chelandmarks.png


ayrac13.png

Kongo-Kinşasa'daki Patrice Lumumba yanlısı Marksist Simba hareketinin desteklenmesi ile sürdürülecek olan Küba operasyonunda Guevara bir süre gerilla lideri Laurent-Désiré Kabila ile çalıştı. Daha sonra Kabila'ya yeterince inanmadığı için ittifakları bozuldu. O dönemde 37 yaşında olan Guevara, resmi askeri eğitimden geçmemesine rağmen oldukça deneyimli bir savaşçıydı. Astım hastalığı da Guevara'yı fazla zorluyor görünmüyordu.

Amacı Küba Devrimi'ni ihraç etmek olan Guevara, yerel Simba savaşaçılarına komünist ideolojiyi ve gerilla savaşını öğretiyordu. Ancak Güney Afrikalı paralı askerler ve Kübalı sürgünler Kongo ordusuyla birlikte Guevara için sıkıntı yaratan bir ittifak içindeydiler. Bu yüzden Kongo'daki devrim planı gerçekleştirilemedi. Guevara buna sebep olarak yerli Kongo kuvvetlerinin yeteneksizliğini ve kendi aralarındaki sürtüşmeyi göstermişti. Kongo'da kalıp tek başına savaşmayı düşünen Guevara, silah arkadaşları ve Castro'nun gönderdiği iki memurun ikna etmesi sonucu Kongo'dan ayrılmayı kabul etti. Ancak dünyanın diğer bölgelerindeki devrimlere kendini adamak için Küba ile olan tüm bağlantılarını kopardığını yazdığı mektubun Castro tarafından kamuoyuna açıklanması yüzünden Küba'ya geri dönmeyi gururuna yediremeyen Guevara, altı ay boyunca Darüsselam, Prag ve Alman Demokratik Cumhuriyeti'nde saklandı. Bu süreç içinde Kongo deneyimiyle ilgili anılarını kaleme aldı, ayrıca biri felsefe diğeri ekonomi üzerine olan 2 kitabının taslaklarını yazdı. Castro Che'yi Küba'ya geri dönmesi konusunda zorlasa da, Guevara, dönüşünün geçici olacağı ve adadaki varlığının sır olarak kalacağı koşuluyla bunu kabul etti. Zira Latin Amerika'da yeni bir devrim hazırlığındaydı.

Tüm hazırlıklarını büyük bir gizlilik içinde yürüten Guevara'yla ilgili olarak 1 Mayıs 1967'de Silahlı Kuvvetler Bakan vekili Bnb. Juan Almeida, Latin Amerika'da devrime hizmet etmekte olduğunu duyurmuştu. Zira Guevara, Bolivya'da gerillaların başındaydı. Castro, Guevara tarafından eğitim alanı olarak kullanılması için, yerli Bolivya Komünistleri tarafından Ñancahuazú bölgesindeki arazinin satın alınmasını istemişti. Ancak kamptaki eğitim, çarpışmadan daha tehlikeli olmuş ve bir gerilla ordusu oluşturma yolunda pek başarılı olunamamıştı. Guevara'nın ana ajanı olarak çalışan Haydée Tamara Bunke Bider'in daha sonra Bolivyalı yetkilileri Guevara'nın izini bulmaya yönlendirdiği için bilmeden Sovyet çıkarlarına hizmet ettiği ortaya çıkacaktı.

ayrac13.png


2-Adolfo Mena Gonzalez Bolivya'ya gitti.

adolfomenagonzlezelche.png


ayrac13.png

Guevara ve askerleri Bolivya Ordusu'yla 1967'de ilk kez çatıştıklarında geriye bıraktıkları fotoğraflar Che'nin Bolivya'da olduğunu kanıtlar nitelikte olmuştu. Fotoğrafları gören Bolivya Devlet Başkanı René Barrientos, Che'nin bir an önce yakalanması için emir vermişti. Yaklaşık elli kişiden oluşan ve ELN (Ejército de Liberación Nacional de Bolivia) adı verilen ordusuyla Bolivya güçlerine karşı başarı elde eden Guevara, liderlerden birini de öldürmüştü. Savaşın ortasında bile insancıl özelliklerinden vazgeçmeyen Guevara, yakaladıkları yaralı Bolivyalı askerlere tıbbi yardımda bulunmayı talep etmiş ancak bu önerisi sorumlu Bolivyalı subay tarafından geri çevrilmişti. Guevara'nın Bolivya'da devrim başlatma planlarından, yanlış anlaşılmalar, uzlaşma yanlısı olmayan muhalif kişiliği ve Kongo'da olduğu gibi Bolivya'da da yerel liderlerle başarılı işbirliği geliştirememesi yüzünden istenen sonuçlar alınamamıştı.

Guevara'nın gerilla kampının yeri bir muhbir tarafından Bolivya Özel Harekât Birliği'ne bildirilince 8 Ekim'de kamp kuşatıldı. Quebrada del Yuro kanyonunda Simeón Cuba Sarabia ile birlikte devriye gezerken yakalanan Guevara, ayaklarından yaralandıktan ve silahı bir mermiyle harap edildikten sonra teslim olmak zorunda kaldı. Tabancasında açıklanamaz bir şekilde şarjör bulunmayan Guevara, yakalandığı sırada orada bulunan askerlere göre

''Ateş etmeyin! Ben Che Guevara'yım ve canlı olarak daha değerliyim''

demişti.

54322543602828978655640.jpg


ayrac13.png

Barrientos Guevara'nın yakalandığını öğrenir öğrenmez öldürülmesini emretmiş, Guevara yakın bir köy olan La Higuera'daki bir okula götürülmüş ve geceyi orada geçirdikten sonra, ertesi gün öğleden sonra öldürülmüştü. Bazı kaynaklara göre Che'nin infazından sorumlu çavuş Mario Terán aşırı derecede heyecanlandığı için bilinçli bir şekilde ateş edememiş, Che'yi öldüren merminin kim tarafından ateşlendiği asla bilinenemiştir. Çarpışmada öldüğü izlenimi vermek, yüzünün tanınır durumda olduğunu sağlamak için ayaklarına defalarca ateş edilerek öldüren Che Guevara'nın cesedi bir helikopterin iniş takımlarına sıkıca bağlanmış ve yakınlardaki Vallegrande'ye götürülmüştü. Cesedi bir küvetin içinde basına gösterildikten sonra, askeri bir doktor tarafından elleri kesilen Che'nin cesedinin akıbeti bilinememekteydi. Zira gömüldüğünü söyleyen görüşlerin yanı sıra yakılmış olduğuna dair de spekülasyonlar vardı. Che'nin ölmeden önceki son sözleri ise şöyle olmuştu:

''Buraya beni öldürmeye geldiğini biliyorum. Vur beni korkak, yalnızca bir adam öldürmüş olacaksın''

ayrac13.png

Guevara'yı ve Bolivya'daki faaliyetlerini yakın takibe alan kişi Félix Rodríguez adındaki CIA ajanıydı. Rodríguez Guevara'nın saatini ve diğer kişisel eşyalarını almıştı ve sonraki yıllarda bunları röportaj yaptığı gazetecilere gösterdi. Bu eşyaların bir kısmı halen CIA'de sergilenmektedir.

freddyalbertoche1.jpg


ayrac13.png

Guevara'nın öldüğünü 15 Ekim'de tüm Küba'ya duyuran Fidel Castro, ülkesinde üç günlük yas ilan etti.1997 yılında Guevara'nın elleri olmayan cesedinden kalan kemikler bir uçak pistinin altından kazılarak çıkarıldı, DNA testiyle kimliği tespit edilerek Küba'ya geri getirildi. 17 Ekim 1997'de cesedinden kalanlar, Bolivya'daki harekatta birlikte savaştığı 6 askerle birlikte, Küba Devrimi'ni gerçekleştirdiği Santa Clara'da özel olarak hazırlanmış anıt mezara askerî törenle gömüldü.

ayrac13.png


154cubasantaclarachegue.jpg

Santa Clara'da özel olarak hazırlanmış anıt mezar​

ayrac13.png
 
---> Ernesto Che Guevara Kimdir?

nere de dogup,
nere de ,nasıl öldüğü herşeyi anlatıyor kanımca...
 
---> Ernesto Che Guevara Kimdir?

guzel bilgiler icin tesekkurler.bir yerde CIA nin istegiyle infaz edildigini okumustum.
 
---> Ernesto Che Guevara Kimdir?

bu kadar detaylı bilmiyordum, güzel bir paylaşım olmuş teşekkürler..
 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
vozol 12000
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst