Heulwen
Kayıtlı Üye
Zübük / Aziz Nesin
Kitabın Adı: Zübük
Kitabın Yazarı: Aziz Nesin
Kitabın Özeti:
Zübükzade İbraam kasabada kurnazlığıyla ün salmıştır. Son günlerde Ankaradan bir mektup almıştır. Söylediğine bakılırsa, hükümetten birkaç kişi kendisini ziyarete gelecektir. Evinde büyük hazırlık yapılmaktadır. Kasabalılar konukları merakla beklemektedir
Alucalı muhtar Sabri Ağa kalaycı Nuri Efendiye dert yanar : Komşu köy halkıyla yayla yüzünden birbirlerine düşmüşlerdir. Köylüler çaresiz kalınca, «bu düğümü ancak Zübük çözer» diyerek ona baş vurmuşlardır. Zübükzade açıkgöz, pişkin ve girgin bir adamdır. Ankaraya, tanıdık milletvekillerine yazarak işlerini göreceğine söz vermiştir. Sabri Ağa her gelişinde ona para ve hediye getirmiştir. Aradan aylar geçmiş, öyleyken işler düzelmemiştir. Köylülerin Zübükzadeye kaptırdığı para binlerce lirayı bulmuştur
Nuri ile Sabri dertleşirlerken, terzi Cemal çıkagelir. Onun da bağrı yanıktır : Kardeşi ortaokulu bitirince, liseye girmek istemiştir. Cemal onu bir parasız yatılı okula sokmayı düşünmüştür. Sonunda o da Zübükün tuzağına düşmüştür : Kumaşı kendisinden olmak üzere Zübüke elbise dikmiş, cebine de para koymuştur. Gelgelelim, okullar açılmış, hala kardeşinin işi sonuçlanmamıştır
Öte yandan, Nuri de Zübükten kazık yemiştir. Bu yüzden üç arkadaş üzgün ve öfkelidirler. Birlikte Zübükzadenin kapısına dayanırlar. Amaçları paralarını kurtarmak, olmazsa zora baş vurmaktır. Fakat Zübük zeki ve hilekardır. Hemen durumu kavrar. Onları güleryüzle karşılar. Biraz beklemelerini, yandaki odada jandarma komutanıyla görüşmekte olduğunu söyler. Öteki odaya geçer. Konuşulanları dinleyen köylüler utanç ve pişmanlık duyarlar. Çünkü Zübük komutana kasaba halkına iyi davranmasını öğütlemektedir!
Ancak birkaç gün sonra işin içyüzü anlaşılır : Meğer komutan bir aydır izindeymiş, Zübük onun sesini taklit ederek köylüleri aldatmıştır! Böylece, aradan aylar geçer. Zübük gitgide ünlenir. Sık sık Vilayete giderek oradan kendi adresine şekerleme, çikolata kutuları postalar, bakanların, hatta başbakanın ağzından mektuplar yazar. Bunları bir punduna getirerek partili arkadaşlarına okur. Buna kanan köylüler başları sıkışınca Zübüke gelirler. Durmadan ona para, yiyecek taşırlar, yardım dilerler.
O sırada vilayete yeni bir vali atanır. Sert, disiplinli bir adamdır. Herkes ondan korkar. Köyü teftişe geldiği bir gün Zübük boynuna atılır. «Vay efendim!» diyerek yanaklarından öper. Senli benli konuşmaya başlar. Köylüler şaşırırlar, ama seslerini de çıkaramazlar. İşin tuhafı Vali de gitgide Zübüke inanmaya, hatta ona iltifat etmeye başlar.
Buna benzer ilginç ve gülünç olaylarla zaman geçer. Zübükün gitgide ünü ve gücü artar. Bir ara Zübükün büyük konuklarından söz edilir : Ankaradan bir milletvekili ile arkadaşları Zübükün evine gelirler. Kasabalı partililer elektrik direğine çıkarak evi gözetlerler. İçerde kadınlı erkekli bir topluluk içip eğlenmektedir. Hatta, birbirine el şakası yapmaktadır! Köylüler «Zübük bize boynuz taktırıyor!» diyerek şakalaşırlar.
Konuklar gittikten sonra kasabada hayat durgunlaşır. Artık seçim hazırlıkları başlamıştır. Kasabanın ileri gelenleri Zübükün belediye başkanı olmasını isterler. Yalvar yakar onu da buna razı ederler.
Zübük belediye başkanı seçilir. Bunun için dostlarına ziyafet çeker. Yemekte soyundan «dedem Abdülnazif Paşa» yahut «babam Zübükzade Kara Yusuf Paşa» diye söz eder. Herkes bunun asılsız olduğunu bilir, ama kimse sesini çıkarmaz. Ertesi gün Zübük milletvekili seçilir. Kasabalılara baraj, cami ve köprü vaad eder. Ankaraya gider. Fakat vaadlerinden hiç biri gerçekleşmez. Ayrıca, orada birtakım potlar kırdığı için başbakanı kızdırır. Üstelik, sonraki seçimlerde de kazanamaz. Memleketine döner. İlkin sessiz, içine kapanık bir hayat sürer. Ardından yine ortaya çıkar. İlgileri üzerine çeker, iktidar partililer kadar muhaliflerin de aradığı bir adam olur : Yeni gelen valiyle ilişki kurar, kasabayı vilayet yapmaya çalışacağına söz verir!
Kasabalılar için bu, sevindirici bir vaaddir. Ve yine çoğu kimseler ona inanmaktadır!
Kitap Hakkında Yorumlar ve Yargı
«Zübük bir kere daha şu gerçeği açık seçik ortaya koyuyor : Aziz Nesin, ülkemizin erişilmesi gerçekten güç bir mizah ve yergi ustasıdır! Anlatımındaki o kişi şaşırtan rahatlık ve kolaylık, dilindeki arılık, düşüncelerini belirtmekteki ustalıkla, mizah ve yergicilikteki şaşırtıcı gücüyle, alanın öncü, başustası olmakta devam ediyor. Romanın özelliği, konunun romanda yer alan çeşitli kişilerin ağzından anlatılması. Bunlar birleşince bütüne ulaşıyorsunuz. Bu, romanda bazı tekrarlara yer verir gibi görünüyor ama belli ki sanatçı bunu bilerek yapmış. Bir olayın çeşitli kişilerin gözüyle görünüşünü, diliyle anlatışını vermek için. Ne var ki, bunda daha da titiz davranılabilirdi.» (Sunullah Arısoy).
«Zübük, Anadolu kasabalarının yeni düzen içinde aşırı ölçüde politize olmuş bir örneği idi. Aziz Nesinin bu tipi yakalayışı, onun sanatçı sezgisindeki gücünü ortaya koymakla birlikte, Zübük tipi ve bizdeki kasabalı insanın davranışını niteliyen Zübüklük sorununu derinlemesine olmaktan çok, bütünlemesine genişliği ile anlatıyor. Kasaba aydını, ağazadeler, idadi bitirmiş tüccarlar, gedikliden gelme eski emekliler, kasabaların küçük burjuvaya dönüşmeye başlayan kalantorları, hacı ve hocaların Evliya Çelebiden meddahlara kadar uzanan eski bir dili yürüten anlatımlarını bu romanında temel olarak almış. Onların gündelik yaşamlarında, küçük, menfaatçi, dar görüşlü, bütün ilişkileriyle çürümeye yüz tutmuş bir yaşamayı haber veren çatışmalarındaki hayvansı sertliği, bu yapıya dayanan iç politika kuruluşunun acıklı dramını anlatıyor.» (Tahir Alangu).