meridyen2
Kayıtlı Üye
Zorlu Kış Şartlarına Dayanabilen Canlılar
Doğadaki bazı canlılar, dondurucu soğukların hakim olduğu bölgelerde nasıl olup da yaşamlarını rahatlıkla sürdürürler?
Bu canlılar, besinsiz ortamlarla ve iklim koşullarından kaynaklanan zorluklarla karşılaştıklarında hangi taktiklere başvururlar?
Kış mevsimi birçok canlı için hayatın adeta durduğu bir dönemdir. Kış boyunca birçok bitki büyümeyi durdurur. Yaşamlarını sürdürebilmeleri için bu gerekli bir tedbirdir. Ancak bazı canlılar vardır ki; çoğu zaman bir tedbir dahi almalarına gerek kalmadan Rabbimizin vücutlarında yarattığı olağanüstü sistemler vesilesiyle yeryüzünün en soğuk bölgelerinde hiçbir zorluk çekmeden yaşamlarını sürdürürler. Bir ayette Allahın yaratma ilmi şu şekilde haber verilmiştir:
Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir. (Araf Suresi, 54)
Her Birinde Yüce Allahın Benzersiz İlminin Tecelli Ettiği Canlılardan Bazı Örnekler
Soğuğa Dayanıklı Sibirya Semenderleri
Sibirya semenderleri (Hynobias Keyserlingii), donmuş toprakların metrelerce derinliklerinde uzun bir süre kaldıktan sonra buzları çözülür ve normal yaşama dönerler. Bu canlıların 50oC sıcaklıkta bile yaşayabildikleri saptanmıştır. Sibirya semenderlerinin tek problemleri ani donmadır. Çünkü bu canlıların soğuğa alışmak ve antifiriz maddelerini üretmek için zamana ihtiyaçları vardır. "Antifriz maddeleri" semenderin kanındaki hücrelerde bulunan suyun yerine geçerek, dokuların keskin buz kristallerinden zarar görmesini önler. Bazı hayvanlar bu işlemleri yaparken donmamak için glikoz kullanırlar. Sibirya semenderinin bu mekanizmasının nasıl işlediği ise henüz tam olarak bilinmemektedir. (New Scientist, Cilt 139, s.15)
Kürkleri Sayesinde Vücut Sıcaklığını Koruyabilen Kutup Ayıları
Kutup canlılarını düşündüğümüzde ilk akla gelen soru; nasıl olup da böylesine zorlu koşullarda hayatta kalabildikleridir. Bunun yanıtı; kutup canlılarının vücutlarının soğukta yaşamak için tam donanımlı olmasıdır. Örneğin kutup ayılarını incelediğimizde, özellikle soğuk ortamda yaşamak üzere yaratıldıklarını görürüz. Kutup ayılarının muazzam özelliklerinden bazıları şunlardır:
Yetişkin bir kutup ayısı, ortalama 2.5 metre boyunda ve 800 kg ağırlığındadır. Ayakları buzda yürümeye en elverişli yapıdadır. Parmaklarının arasındaki oyuklar, buz yüzeyini vakum etkisiyle kolayca kavramasını sağlar. Böylece buz üzerinde uzun mesafeleri kaymadan kolaylıkla yürüyebilir.
Parmaklarının arasındaki ağımsı yapı, suyun içinde kolayca yüzebilmesini sağlar. Böylece saatte 10 kilometre hızla yüzebilir ve 100 kilometre gibi bir mesafeyi dinlenmeden kat edebilir.
Buzlarla kaplı soğuk suya özel kıyafetler giymemiş bir insan girerse dakikalar içinde ölür. Ama kutup ayısının böyle bir ortamda üşüme gibi bir problemi yoktur. Bunu 5 cm kalınlıktaki kürkünün özel yapısına borçludur.
Kutup ayısının tüyleri beyaz görünmesine rağmen aslında şeffaftır. Fiberoptik özellikteki bu tüyler ısı kaybını önlerken, güneş ışınlarının sıcağını alttaki siyah renkli kürke kadar iletir. Kürkünün hemen altında ise 10 cm kalınlığında bir yağ tabakası bulunur. Böylece kürkü kutup ayısını soğuk dış ortamdan tamamen yalıtmış olur.
Kutup ayısının kürkü yüzmeye de elverişlidir. Suyun içindeyken tüyler bir araya gelerek birbirine yapışır ve kutup ayısı su geçirmez yumuşak bir dalış elbisesi giymiş gibi olur. Kutup ayısı kürkünün bu özellikleriyle 37 derece olan vücut sıcaklığını, suyun içinde ya da üstünde olsun, uzun süre koruyabilmektedir. Hatta üşümenin aksine, vücudunun aşırı ısındığı zamanlar bile olur. Bu nedenle, çoğu zaman kutup ayıları hararetlerini gidermek için vücutlarını buza sürterler.
Kutup ayısı uçsuz bucaksız buz çölünde avlanmak için uzun mesafeleri kat etmek zorundadır. Bu arada güvendiği bir duyusu vardır: Koklama. Kutup ayısının burnu oldukça hassastır. Öyle ki 30 km ötedeki bir fokun kokusunu bile rahatlıkla duyar.
Buzdan bir dünyada, hayatından oldukça memnun yaşayan kutup ayılarının sırrı, onların bu koşullara uygun olarak yaratılmış olmalarıdır. Yüce Allah her canlıyı olduğu gibi, kutup ayısını da ihtiyaçları doğrultusunda en mükemmel özelliklerle yaratmıştır.
Kutup Kuşlarının Kamuflajı
Kutuplardaki zorlu ortamı kendine ev edinenler arasında kuşlar da bulunur. Bunlar kar tavuğu olarak bilinen Tarmagin kuşlarıdır. Yıl boyunca kutuplarda yaşarlar. Mevsimine göre tüylerinin rengi değişen bu kuşların yazın kahverengi olan tüyleri, kışın bembeyazdır. Böylece çevreye göre kamufle olarak düşmanlarından kolayca saklanırlar. Balıkçıl kuşlar da denizin barındırdığı zengin çeşitlilikten faydalanırlar. Çünkü havada uçmaya elverişli vücutları suya dalmalarına da olanak tanır. Suyun altında kanatlarını tıpkı birer yüzgeç gibi kullanabilmektedirler. Balıkçıl kuşların ciğerlerinde tuttukları hava, 3 dakikalık bir derin dalış için yeterlidir. Kanatlarının altında tuttukları hava kabarcıkları sayesinde ise jet hızıyla su yüzeyine çıkarlar.
Mevsime Göre Kürk Değiştiren Kutup Tilkisi
Kutuplardaki dondurucu hava koşullarına uygun olarak yaratılmış diğer bir hayvan ise kutup tilkisidir. Değişen iklim şartlarına ve çevreye göre bu tilkinin kürkü de değişerek en uygun hale gelir. Yazın eriyen buzla ortaya çıkan toprak, tilkinin saklanması ve avına usulca yaklaşması için bir problem oluşturmaz. Çünkü kürkü, artık üzerinde dolaştığı toprakla aynı renkte, kahverengidir. Kışın kar ve buz her yeri kapladığında ise tilki yine bir sorun yaşamaz. Kürkünün rengi değişir ve bembeyaz olur. Bu beyaz dünyada onu çevreden ayırt etmek yine imkansız gibidir. Kısacası her iki durumda da tilki ortama en uygun kamuflaj giysisi içinde, kendini diğer hayvanlara sezdirmeden dolaşmaya devam eder. Elbette tilki diğer canlıların onu nasıl gördüğünü bilemez. Bilse bile kendi kürkünün rengine asla karar veremez. Açıktır ki, onu her şeyi bilen Yüce Allah bu özelliklerle birlikte yaratmıştır. Allah tilkiyi de her koşulda yaşayabilecek, besinini kolayca elde edebilecek özelliklerle donatmıştır.
Deniz Aslanlarının Koruyucu Yağı ve Derileri
Deniz aslanları dondurucu soğukluktaki kutupsal alanlarda yaşarlar. Memeliler sınıfına dahil olan bu canlılar, yaşamlarını buzlu suların içinde sürdürmelerine rağmen soğuktan hiç etkilenmezler. Bunun nedeni vücutlarında bulunan koruyucu yağ tabakasıdır. Derilerinin altındaki bu yağ sayesinde vücutları sürekli sıcak kalmaktadır.
Antifriz Üreten Kuzey Kutup Böceği
Bilindiği gibi karada yaşayan tüm böcek türleri soğuk kanlı canlılardır. Bu, canlının yaşadığı ortamın ısısına göre vücut ısısının da değişebilmesi anlamına gelir. Eğer hava sıcaklığı -20 dereceye düşecek olursa kara böceğinin vücudu bu soğukluğa dayanamaz. İşte bu yüzden çoğu böcek türü sıfırın altındaki soğuklarda yaşamlarını yitirmektedir. Bunun istisnalarından biri kuzey kutup böceğidir. Bu böcek türü vücudunda ürettiği, soğuğa karşı bir nevi antifiriz görevi yapan ve direnç gösteren bir alkol çeşidi sayesinde kendisini kutbun dondurucu soğuğundan korumaktadır.
Böceğin ürettiği antifriz olan "gliserol", vücudundaki kanın ve diğer sıvı moleküllerin donmasına; buz kristallerinin hücreleri öldürmesine ve hücre bağlarını parçalamasına engel olmaktadır. Bununla birlikte kuzey kutup böceklerinin vücut sistemleri hava soğudukça ve günler kısaldıkça daha dirençli bir hale gelmektedir. Isı düştükçe vücutlarındaki su hacmi otomatik olarak azalmakta, bünyeleri gliserol, trihasoli ve sorbitol gibi antifrizleri daha çok üretmektedir. Öyle ki bu canlılar üzerinde yapılan deneyler, gliserol sayesinde kuzey kutup böceğinin -87 derecelik bir soğukta bile hayatta kalmayı başardığını göstermiştir.
Kuşkusuz bir böceğin, organik bir bileşken olan ve HOCH2CHOHCH2 OH gibi karmaşık bir moleküler formüle sahip gliserol bileşiğini üretmeyi ve bu sayede soğuktan korunmayı akletmiş olması imkansızdır. Çünkü bir böcek ne bu formülü hesaplayacak bir akla ve ne de bu formülün antifiriz işlevi göreceğini bilecek bir bilgi birikimine sahip değildir. Şüphesiz bu canlılar herşeyi yoktan var eden ve sınırsız bir akla sahip Yüce Rabbimizin eseridir.
Kendilerini Mevsimlere Göre Ayarlayan Hamsterlar
Ohio State Üniversitesi'nden bir grup profesörün 50 hamster üzerinde yaptığı çalışmada, gün ışığı laboratuar şartlarında ayarlanarak, gündüzün 15 saat sürdüğü yaz günleri ile gündüzün sadece 9 saat sürdüğü kış günleri taklit edildi. Hayvanların yarısı kış, diğer yarısı da yaz ortamında gözlemlenip 10 gün boyunca vücutlarında meydana gelen farklılıklar kaydedildi. Araştırmanın sonuçlarına göre, kış ortamında tutulan hamsterların dolaşım sisteminde, lökosit, lemfosit, T-Hücreleri ve NK hücreleri gibi; savunma sisteminin temelini oluşturan elementlerde önemli artış kaydedildi. Daha sonra her iki grup da bazı zorluklara maruz bırakıldı. Görüldü ki kış şartlarına konulan hamsterlerin vücutları zorluklara daha hızlı ve daha etkili biçimde karşı koydu. (Hamsters Seen Boosting Immune Function During Winter)
Bu durumun ortaya koyduğu gerçek, hamsterların kendilerinin bile farkında olmadıkları halde vücutlarında mevsimlere göre bir düzenleme yapıldığı, bu düzenlemenin de tamamen canlının ihtiyaçlarına göre ayarlanıp canlıya fayda sağlayacak biçimde gerçekleşmiş olduğudur. Canlının vücudunda adeta bir saat varmış gibi, kış şartlarında belli hücrelerin üretimi bir emirle artmaya başlayıp, yaza doğru tekrar eski seviyesine inmektedir.
Kuşkusuz ki tüm bunların ve planlamaların şuursuz atomlar tarafından gerçekleştirilmiş olması ya da hamsterların bedenlerindeki bu hassas ayarlamaları kendilerinin düşünüp bulmuş olması mümkün değildir. Tesadüfler de böylesine kompleks sistemler oluşturamazlar. Şüphesiz buradaki tüm kompleks işlemleri gerçekleştiren, gökten yere her işi evirip çeviren, alemlerin Rabbi olan Allah'tır. Allah her canlıyı yaratmış, onlara sahip oldukları sistemleri eksiksiz vermiştir. Ayette bildirildiği üzere; Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır. (Casiye Suresi, 4)
(makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Mercek Dergisi 56. sayı (Şubat 2009) 20. sayfada yayınlanmıştır.
Doğadaki bazı canlılar, dondurucu soğukların hakim olduğu bölgelerde nasıl olup da yaşamlarını rahatlıkla sürdürürler?
Bu canlılar, besinsiz ortamlarla ve iklim koşullarından kaynaklanan zorluklarla karşılaştıklarında hangi taktiklere başvururlar?
Kış mevsimi birçok canlı için hayatın adeta durduğu bir dönemdir. Kış boyunca birçok bitki büyümeyi durdurur. Yaşamlarını sürdürebilmeleri için bu gerekli bir tedbirdir. Ancak bazı canlılar vardır ki; çoğu zaman bir tedbir dahi almalarına gerek kalmadan Rabbimizin vücutlarında yarattığı olağanüstü sistemler vesilesiyle yeryüzünün en soğuk bölgelerinde hiçbir zorluk çekmeden yaşamlarını sürdürürler. Bir ayette Allahın yaratma ilmi şu şekilde haber verilmiştir:
Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir. (Araf Suresi, 54)
Her Birinde Yüce Allahın Benzersiz İlminin Tecelli Ettiği Canlılardan Bazı Örnekler
Soğuğa Dayanıklı Sibirya Semenderleri
Sibirya semenderleri (Hynobias Keyserlingii), donmuş toprakların metrelerce derinliklerinde uzun bir süre kaldıktan sonra buzları çözülür ve normal yaşama dönerler. Bu canlıların 50oC sıcaklıkta bile yaşayabildikleri saptanmıştır. Sibirya semenderlerinin tek problemleri ani donmadır. Çünkü bu canlıların soğuğa alışmak ve antifiriz maddelerini üretmek için zamana ihtiyaçları vardır. "Antifriz maddeleri" semenderin kanındaki hücrelerde bulunan suyun yerine geçerek, dokuların keskin buz kristallerinden zarar görmesini önler. Bazı hayvanlar bu işlemleri yaparken donmamak için glikoz kullanırlar. Sibirya semenderinin bu mekanizmasının nasıl işlediği ise henüz tam olarak bilinmemektedir. (New Scientist, Cilt 139, s.15)
Kürkleri Sayesinde Vücut Sıcaklığını Koruyabilen Kutup Ayıları
Kutup canlılarını düşündüğümüzde ilk akla gelen soru; nasıl olup da böylesine zorlu koşullarda hayatta kalabildikleridir. Bunun yanıtı; kutup canlılarının vücutlarının soğukta yaşamak için tam donanımlı olmasıdır. Örneğin kutup ayılarını incelediğimizde, özellikle soğuk ortamda yaşamak üzere yaratıldıklarını görürüz. Kutup ayılarının muazzam özelliklerinden bazıları şunlardır:
Yetişkin bir kutup ayısı, ortalama 2.5 metre boyunda ve 800 kg ağırlığındadır. Ayakları buzda yürümeye en elverişli yapıdadır. Parmaklarının arasındaki oyuklar, buz yüzeyini vakum etkisiyle kolayca kavramasını sağlar. Böylece buz üzerinde uzun mesafeleri kaymadan kolaylıkla yürüyebilir.
Parmaklarının arasındaki ağımsı yapı, suyun içinde kolayca yüzebilmesini sağlar. Böylece saatte 10 kilometre hızla yüzebilir ve 100 kilometre gibi bir mesafeyi dinlenmeden kat edebilir.
Buzlarla kaplı soğuk suya özel kıyafetler giymemiş bir insan girerse dakikalar içinde ölür. Ama kutup ayısının böyle bir ortamda üşüme gibi bir problemi yoktur. Bunu 5 cm kalınlıktaki kürkünün özel yapısına borçludur.
Kutup ayısının tüyleri beyaz görünmesine rağmen aslında şeffaftır. Fiberoptik özellikteki bu tüyler ısı kaybını önlerken, güneş ışınlarının sıcağını alttaki siyah renkli kürke kadar iletir. Kürkünün hemen altında ise 10 cm kalınlığında bir yağ tabakası bulunur. Böylece kürkü kutup ayısını soğuk dış ortamdan tamamen yalıtmış olur.
Kutup ayısının kürkü yüzmeye de elverişlidir. Suyun içindeyken tüyler bir araya gelerek birbirine yapışır ve kutup ayısı su geçirmez yumuşak bir dalış elbisesi giymiş gibi olur. Kutup ayısı kürkünün bu özellikleriyle 37 derece olan vücut sıcaklığını, suyun içinde ya da üstünde olsun, uzun süre koruyabilmektedir. Hatta üşümenin aksine, vücudunun aşırı ısındığı zamanlar bile olur. Bu nedenle, çoğu zaman kutup ayıları hararetlerini gidermek için vücutlarını buza sürterler.
Kutup ayısı uçsuz bucaksız buz çölünde avlanmak için uzun mesafeleri kat etmek zorundadır. Bu arada güvendiği bir duyusu vardır: Koklama. Kutup ayısının burnu oldukça hassastır. Öyle ki 30 km ötedeki bir fokun kokusunu bile rahatlıkla duyar.
Buzdan bir dünyada, hayatından oldukça memnun yaşayan kutup ayılarının sırrı, onların bu koşullara uygun olarak yaratılmış olmalarıdır. Yüce Allah her canlıyı olduğu gibi, kutup ayısını da ihtiyaçları doğrultusunda en mükemmel özelliklerle yaratmıştır.
Kutup Kuşlarının Kamuflajı
Kutuplardaki zorlu ortamı kendine ev edinenler arasında kuşlar da bulunur. Bunlar kar tavuğu olarak bilinen Tarmagin kuşlarıdır. Yıl boyunca kutuplarda yaşarlar. Mevsimine göre tüylerinin rengi değişen bu kuşların yazın kahverengi olan tüyleri, kışın bembeyazdır. Böylece çevreye göre kamufle olarak düşmanlarından kolayca saklanırlar. Balıkçıl kuşlar da denizin barındırdığı zengin çeşitlilikten faydalanırlar. Çünkü havada uçmaya elverişli vücutları suya dalmalarına da olanak tanır. Suyun altında kanatlarını tıpkı birer yüzgeç gibi kullanabilmektedirler. Balıkçıl kuşların ciğerlerinde tuttukları hava, 3 dakikalık bir derin dalış için yeterlidir. Kanatlarının altında tuttukları hava kabarcıkları sayesinde ise jet hızıyla su yüzeyine çıkarlar.
Mevsime Göre Kürk Değiştiren Kutup Tilkisi
Kutuplardaki dondurucu hava koşullarına uygun olarak yaratılmış diğer bir hayvan ise kutup tilkisidir. Değişen iklim şartlarına ve çevreye göre bu tilkinin kürkü de değişerek en uygun hale gelir. Yazın eriyen buzla ortaya çıkan toprak, tilkinin saklanması ve avına usulca yaklaşması için bir problem oluşturmaz. Çünkü kürkü, artık üzerinde dolaştığı toprakla aynı renkte, kahverengidir. Kışın kar ve buz her yeri kapladığında ise tilki yine bir sorun yaşamaz. Kürkünün rengi değişir ve bembeyaz olur. Bu beyaz dünyada onu çevreden ayırt etmek yine imkansız gibidir. Kısacası her iki durumda da tilki ortama en uygun kamuflaj giysisi içinde, kendini diğer hayvanlara sezdirmeden dolaşmaya devam eder. Elbette tilki diğer canlıların onu nasıl gördüğünü bilemez. Bilse bile kendi kürkünün rengine asla karar veremez. Açıktır ki, onu her şeyi bilen Yüce Allah bu özelliklerle birlikte yaratmıştır. Allah tilkiyi de her koşulda yaşayabilecek, besinini kolayca elde edebilecek özelliklerle donatmıştır.
Deniz Aslanlarının Koruyucu Yağı ve Derileri
Deniz aslanları dondurucu soğukluktaki kutupsal alanlarda yaşarlar. Memeliler sınıfına dahil olan bu canlılar, yaşamlarını buzlu suların içinde sürdürmelerine rağmen soğuktan hiç etkilenmezler. Bunun nedeni vücutlarında bulunan koruyucu yağ tabakasıdır. Derilerinin altındaki bu yağ sayesinde vücutları sürekli sıcak kalmaktadır.
Antifriz Üreten Kuzey Kutup Böceği
Bilindiği gibi karada yaşayan tüm böcek türleri soğuk kanlı canlılardır. Bu, canlının yaşadığı ortamın ısısına göre vücut ısısının da değişebilmesi anlamına gelir. Eğer hava sıcaklığı -20 dereceye düşecek olursa kara böceğinin vücudu bu soğukluğa dayanamaz. İşte bu yüzden çoğu böcek türü sıfırın altındaki soğuklarda yaşamlarını yitirmektedir. Bunun istisnalarından biri kuzey kutup böceğidir. Bu böcek türü vücudunda ürettiği, soğuğa karşı bir nevi antifiriz görevi yapan ve direnç gösteren bir alkol çeşidi sayesinde kendisini kutbun dondurucu soğuğundan korumaktadır.
Böceğin ürettiği antifriz olan "gliserol", vücudundaki kanın ve diğer sıvı moleküllerin donmasına; buz kristallerinin hücreleri öldürmesine ve hücre bağlarını parçalamasına engel olmaktadır. Bununla birlikte kuzey kutup böceklerinin vücut sistemleri hava soğudukça ve günler kısaldıkça daha dirençli bir hale gelmektedir. Isı düştükçe vücutlarındaki su hacmi otomatik olarak azalmakta, bünyeleri gliserol, trihasoli ve sorbitol gibi antifrizleri daha çok üretmektedir. Öyle ki bu canlılar üzerinde yapılan deneyler, gliserol sayesinde kuzey kutup böceğinin -87 derecelik bir soğukta bile hayatta kalmayı başardığını göstermiştir.
Kuşkusuz bir böceğin, organik bir bileşken olan ve HOCH2CHOHCH2 OH gibi karmaşık bir moleküler formüle sahip gliserol bileşiğini üretmeyi ve bu sayede soğuktan korunmayı akletmiş olması imkansızdır. Çünkü bir böcek ne bu formülü hesaplayacak bir akla ve ne de bu formülün antifiriz işlevi göreceğini bilecek bir bilgi birikimine sahip değildir. Şüphesiz bu canlılar herşeyi yoktan var eden ve sınırsız bir akla sahip Yüce Rabbimizin eseridir.
Kendilerini Mevsimlere Göre Ayarlayan Hamsterlar
Ohio State Üniversitesi'nden bir grup profesörün 50 hamster üzerinde yaptığı çalışmada, gün ışığı laboratuar şartlarında ayarlanarak, gündüzün 15 saat sürdüğü yaz günleri ile gündüzün sadece 9 saat sürdüğü kış günleri taklit edildi. Hayvanların yarısı kış, diğer yarısı da yaz ortamında gözlemlenip 10 gün boyunca vücutlarında meydana gelen farklılıklar kaydedildi. Araştırmanın sonuçlarına göre, kış ortamında tutulan hamsterların dolaşım sisteminde, lökosit, lemfosit, T-Hücreleri ve NK hücreleri gibi; savunma sisteminin temelini oluşturan elementlerde önemli artış kaydedildi. Daha sonra her iki grup da bazı zorluklara maruz bırakıldı. Görüldü ki kış şartlarına konulan hamsterlerin vücutları zorluklara daha hızlı ve daha etkili biçimde karşı koydu. (Hamsters Seen Boosting Immune Function During Winter)
Bu durumun ortaya koyduğu gerçek, hamsterların kendilerinin bile farkında olmadıkları halde vücutlarında mevsimlere göre bir düzenleme yapıldığı, bu düzenlemenin de tamamen canlının ihtiyaçlarına göre ayarlanıp canlıya fayda sağlayacak biçimde gerçekleşmiş olduğudur. Canlının vücudunda adeta bir saat varmış gibi, kış şartlarında belli hücrelerin üretimi bir emirle artmaya başlayıp, yaza doğru tekrar eski seviyesine inmektedir.
Kuşkusuz ki tüm bunların ve planlamaların şuursuz atomlar tarafından gerçekleştirilmiş olması ya da hamsterların bedenlerindeki bu hassas ayarlamaları kendilerinin düşünüp bulmuş olması mümkün değildir. Tesadüfler de böylesine kompleks sistemler oluşturamazlar. Şüphesiz buradaki tüm kompleks işlemleri gerçekleştiren, gökten yere her işi evirip çeviren, alemlerin Rabbi olan Allah'tır. Allah her canlıyı yaratmış, onlara sahip oldukları sistemleri eksiksiz vermiştir. Ayette bildirildiği üzere; Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır. (Casiye Suresi, 4)
(makale harun yahya)
Bu makale, İlmi Mercek Dergisi 56. sayı (Şubat 2009) 20. sayfada yayınlanmıştır.