ashli
Bayan Üye
Her ne kadar çirkin, çürümüş ve kokuşmuş olsalar da onlar sinemanın özbeöz, gözbebeği çocuklarıydı her zaman. Belki iğrençliklerinden, belki çoğu kişiye anlamsız geldiklerinden, belki de anlaşılamadıklarından dolayı büyük bir izleyici kitlesi tarafından itilip kakılsalar da, sinema ve zombi tıpkı bir ana-oğul gibi her zaman birbirlerini çok sevmiştir ve günümüzde bu sevgi katlanarak daha da büyümektedir. Hiç kuşkusuz bu sevginin büyümesindeki en büyük etkenlerden biri, 60′lı yıllarda “Modern Zombi”yi yaratan George A. Romero’ydu. O tarihlerden beri modern zombiler günümüze kadar mecburen bazı değişikliklere uğradılar. Romero’nun hantal, yavaş ve etrafta aval aval dolaşan modern zombileri artık arabaların peşinden koşmakta, silah, alet ve edevat kullanmakta.
Romero ve çoğu zombi hayranı günümüzdeki koşan zombileri hiç bir zaman kabullenemediler haklı olarak (Zombi ve Romero hayranı olsam da koşan zombilere her zaman onay vermişimdir). Fakat göz önünde bulundurulması gereken önemli bir nokta da var. Günümüzde korku sinemasını takip eden izleyiciler şiddet sahnelerine ve oluk oluk akan kanlara o kadar alıştılar ki; bir dönemin en büyük korku ikonu zombileri korkutucu bulmamaya başladılar. Hatta artık zombiler komedi film kahramanları bile olmaya başladılar (Bkz: Fido, Shaun of the Dead, Dance of the Dead, Zombieland). Bu durumda zombileri tekrar korkutucu boyuta ulaştıracak değişimin olması kaçınılmazdı tabi ki. İşte bu yüzden günümüzde zombilerin koşması, silah kullanması ve hatta konuşması zorunlu görüldü. Diğer yönden bu değişimle birlikte zombiler, benzeri yeni bir tür ile karıştırılarak büyük bir haksızlığa da uğradılar.
Bu yeni ve benzer türün adı “Infected”. Zombi türü ile pek alakalı olmayan kişiler muhtemelen ve kafa yormaya tenezzül etmediklerinden, infected ve zombileri aynı kefeye koymakta ve bu iki farklı karakteri “zombi” türü altında birleştirmekteler. İşte bu düşüncenin çok büyük bir haksızlık olduğunu düşündüğüm için bu yazıyı yazmayı kendime görev edindim. Bence bundan sonra infected alt türü de oluşturulmalı ve zombilerden ayrı bir kategoride tutulmalı. Tıpkı vampirler ve kurt adamların ayrıldığı gibi. Özellikle günümüzde bir çok örneğini görmeye başladığımız infected filmleri gerçekten büyük bir başarı yakalamış durumda. Hiç kuşkusuz “28 … Later” serisinin başarısından sonra çok daha fazla ele alınacak bu ayrı tür. Korku sinemasına sessiz sedasız dahil olan bu yeni, başarılı ve popüler tür kesinlikle zombilerden ayrı tutulmayı hak ediyor.
Peki nedir bu “infected”? Nereden ve nasıl ortaya çıktılar? Zombilerden farkları nelerdir? Infected kelimesi çoğumuzun bildiği gibi enfekte olmuş, hastalıklı, virüs kapmış, bulaşmış anlamına gelmektedir. Fazla uzak değil, 2002 yılında yönetmenliğini Danny Boyle’un yaptığı “28 Days Later” filmi ile karşımıza çıktılar bu “zombimsi” yaratıklar. Aslında yaratık demek biraz yanlış olacak çünkü onlar sadece virüsün etkisindeki “yaşayan” insanlardan ibaretler. İşte zombilerden ayrıldıkları en büyük noktada bu. Infected’ler kesinlikle ölü değiller ya da zombiler gibi ölüp tekrar dirilmiyorlar. Virüsün etkisi ile metabolizmaları değişime uğramış kanlı canlı insanlardan ibaretler. Daha açıklayıcı olmak için zombi ve infected arasındaki farkları madde madde karşılaştırmamız gerekecek:
Infected: Ölmüş ya da tekrar dirilmemişlerdir. Virüsün etkisi ile deformasyona uğramış yaşayan metabolizmaları vardır.
Zombi: Virüs etkisi ile dahi olsa kesinlikle ölmüş ve sonra tekrar dirilmişlerdir.
Infected: Virüsün etkisi ile kan dolaşımı ve nabızları zombi ve yaşayan insanlara nazaran çok hızlıdır. Bu yüzden neredeyse sınırsız hareket kaabiliyetine sahipler.
Zombi: Hiçbir hayati fonksiyonu yoktur (kan dolaşımı ve nabız dahil). Bu yüzden kasları oksijensiz kaldığı için tamamen kaskatıdırlar. Her ne kadar günümüzde koşabilen zombiler olsa da kasları ve tüm vücut fonksiyonları ölüdür.
Infected: Zombilerden hızlı olsalar da ölümsüz değillerdir. Zombilerin aksine sadece beyinlerinden değil, vücutlarının herhangi bir bölgesinden aldıkları yaralarla ölebilirler.
Zombi: Bir teoriye göre insan vücudu ölse de beynin bir bölümü olan omurilik soğanındaki yaşam enerjisi belli bir süre devam etmektedir. Zombiler beynin bu seviyesinin kontrolünde hareket ettiklerinden, sadece beyinleri havaya uçurulduklarında yok edilebilirler.
Infected: Tamamen öldürülen bir infected asla yeniden canlanamaz.
Zombi: Beyninden vurulmadığı sürece bir zombiyi ne kadar öldürürseniz öldürün tekrar canlanacak ve üzerinize gelecektir.
Infected: Acıyı hissedebilirler.
Zombi: Kesinlikle acıyı hissetmezler.
Infected: Zombilerin aksine et ya da beyin yemek gibi bir dürtüleri yoktur. Öfke krizi ile kontrolsüz bir şekilde karşılaştığı insanları sadece yumruklayarak ve tekmeleyerek bile öldürebilirler.
Zombi: Tamamiyle tek bir güdü ile hareket ederler. İnsan eti yemek!
Kısacası “virüs” sadece infectedlarda değil zombilerde de bir sebep olabilir. Ama aralarındaki en büyük fark birisi ölüdür, diğeri ise yaşıyordur.
Yukarıda madde madde sıraladığımız nedenlerden dolayı Zombi ve Infected türleri kesinlikle birbirinden ayrılmalıdır. Son dönemde yapılan bazı filmlerin bu kriterlerden hareketle türleri de şu şekilde olmalıdır;
Zombi Filmleri:
Dawn of the Dead
Day of the Dead
Night of the Living Dead
Return of the living Dead
Zombieland
Land of the Dead
Resident Evil
İnfected (HastaLıkLı İnsan) filmleri:
28 Days later, 28 Weeks later
[Rec] 1, [Rec] 2
Quarantine
The Signal
Pontypool
Carriers
Oyun:
Left 4 Dead
Not: Zombi ve Infected karışıklığına tuz biber ekercesine, bazı kaynaklarda karıştırılan bir tür daha var ki bu durum çok daha vahimdir. Evil Dead serisinde tanıştığımız zombiye benzeyen, ikide bir olup olmadık yerlerden fırlayıp ödümüzü patlatan yaratıklarda malesef bazı kaynaklarda zombi olarak tanıtılmakta. Hayır bunlar zombi değil “deadite”dır. Nasıl ki modern zombinin babası Romero ise Deadite’ın babası da Sam Raimi’dir. Zombilerin ve Infected’lerin aksine fiziksel deformasyona uğramaktan çok ruhsal olarak lanetlenmiş varlıklar olarak tanımlayabiliriz. Zaten filmin ana konusu da bu lanetlenmiş kötü ruh üzerine kuruludur. Kısacası Deadite’ların kesinlikle ne zombi ne de Infected’lerle uzaktan yakından alakası yoktur...
Romero ve çoğu zombi hayranı günümüzdeki koşan zombileri hiç bir zaman kabullenemediler haklı olarak (Zombi ve Romero hayranı olsam da koşan zombilere her zaman onay vermişimdir). Fakat göz önünde bulundurulması gereken önemli bir nokta da var. Günümüzde korku sinemasını takip eden izleyiciler şiddet sahnelerine ve oluk oluk akan kanlara o kadar alıştılar ki; bir dönemin en büyük korku ikonu zombileri korkutucu bulmamaya başladılar. Hatta artık zombiler komedi film kahramanları bile olmaya başladılar (Bkz: Fido, Shaun of the Dead, Dance of the Dead, Zombieland). Bu durumda zombileri tekrar korkutucu boyuta ulaştıracak değişimin olması kaçınılmazdı tabi ki. İşte bu yüzden günümüzde zombilerin koşması, silah kullanması ve hatta konuşması zorunlu görüldü. Diğer yönden bu değişimle birlikte zombiler, benzeri yeni bir tür ile karıştırılarak büyük bir haksızlığa da uğradılar.
Bu yeni ve benzer türün adı “Infected”. Zombi türü ile pek alakalı olmayan kişiler muhtemelen ve kafa yormaya tenezzül etmediklerinden, infected ve zombileri aynı kefeye koymakta ve bu iki farklı karakteri “zombi” türü altında birleştirmekteler. İşte bu düşüncenin çok büyük bir haksızlık olduğunu düşündüğüm için bu yazıyı yazmayı kendime görev edindim. Bence bundan sonra infected alt türü de oluşturulmalı ve zombilerden ayrı bir kategoride tutulmalı. Tıpkı vampirler ve kurt adamların ayrıldığı gibi. Özellikle günümüzde bir çok örneğini görmeye başladığımız infected filmleri gerçekten büyük bir başarı yakalamış durumda. Hiç kuşkusuz “28 … Later” serisinin başarısından sonra çok daha fazla ele alınacak bu ayrı tür. Korku sinemasına sessiz sedasız dahil olan bu yeni, başarılı ve popüler tür kesinlikle zombilerden ayrı tutulmayı hak ediyor.
Peki nedir bu “infected”? Nereden ve nasıl ortaya çıktılar? Zombilerden farkları nelerdir? Infected kelimesi çoğumuzun bildiği gibi enfekte olmuş, hastalıklı, virüs kapmış, bulaşmış anlamına gelmektedir. Fazla uzak değil, 2002 yılında yönetmenliğini Danny Boyle’un yaptığı “28 Days Later” filmi ile karşımıza çıktılar bu “zombimsi” yaratıklar. Aslında yaratık demek biraz yanlış olacak çünkü onlar sadece virüsün etkisindeki “yaşayan” insanlardan ibaretler. İşte zombilerden ayrıldıkları en büyük noktada bu. Infected’ler kesinlikle ölü değiller ya da zombiler gibi ölüp tekrar dirilmiyorlar. Virüsün etkisi ile metabolizmaları değişime uğramış kanlı canlı insanlardan ibaretler. Daha açıklayıcı olmak için zombi ve infected arasındaki farkları madde madde karşılaştırmamız gerekecek:
Infected: Ölmüş ya da tekrar dirilmemişlerdir. Virüsün etkisi ile deformasyona uğramış yaşayan metabolizmaları vardır.
Zombi: Virüs etkisi ile dahi olsa kesinlikle ölmüş ve sonra tekrar dirilmişlerdir.
Infected: Virüsün etkisi ile kan dolaşımı ve nabızları zombi ve yaşayan insanlara nazaran çok hızlıdır. Bu yüzden neredeyse sınırsız hareket kaabiliyetine sahipler.
Zombi: Hiçbir hayati fonksiyonu yoktur (kan dolaşımı ve nabız dahil). Bu yüzden kasları oksijensiz kaldığı için tamamen kaskatıdırlar. Her ne kadar günümüzde koşabilen zombiler olsa da kasları ve tüm vücut fonksiyonları ölüdür.
Infected: Zombilerden hızlı olsalar da ölümsüz değillerdir. Zombilerin aksine sadece beyinlerinden değil, vücutlarının herhangi bir bölgesinden aldıkları yaralarla ölebilirler.
Zombi: Bir teoriye göre insan vücudu ölse de beynin bir bölümü olan omurilik soğanındaki yaşam enerjisi belli bir süre devam etmektedir. Zombiler beynin bu seviyesinin kontrolünde hareket ettiklerinden, sadece beyinleri havaya uçurulduklarında yok edilebilirler.
Infected: Tamamen öldürülen bir infected asla yeniden canlanamaz.
Zombi: Beyninden vurulmadığı sürece bir zombiyi ne kadar öldürürseniz öldürün tekrar canlanacak ve üzerinize gelecektir.
Infected: Acıyı hissedebilirler.
Zombi: Kesinlikle acıyı hissetmezler.
Infected: Zombilerin aksine et ya da beyin yemek gibi bir dürtüleri yoktur. Öfke krizi ile kontrolsüz bir şekilde karşılaştığı insanları sadece yumruklayarak ve tekmeleyerek bile öldürebilirler.
Zombi: Tamamiyle tek bir güdü ile hareket ederler. İnsan eti yemek!
Kısacası “virüs” sadece infectedlarda değil zombilerde de bir sebep olabilir. Ama aralarındaki en büyük fark birisi ölüdür, diğeri ise yaşıyordur.
Yukarıda madde madde sıraladığımız nedenlerden dolayı Zombi ve Infected türleri kesinlikle birbirinden ayrılmalıdır. Son dönemde yapılan bazı filmlerin bu kriterlerden hareketle türleri de şu şekilde olmalıdır;
Zombi Filmleri:
Dawn of the Dead
Day of the Dead
Night of the Living Dead
Return of the living Dead
Zombieland
Land of the Dead
Resident Evil
İnfected (HastaLıkLı İnsan) filmleri:
28 Days later, 28 Weeks later
[Rec] 1, [Rec] 2
Quarantine
The Signal
Pontypool
Carriers
Oyun:
Left 4 Dead
Not: Zombi ve Infected karışıklığına tuz biber ekercesine, bazı kaynaklarda karıştırılan bir tür daha var ki bu durum çok daha vahimdir. Evil Dead serisinde tanıştığımız zombiye benzeyen, ikide bir olup olmadık yerlerden fırlayıp ödümüzü patlatan yaratıklarda malesef bazı kaynaklarda zombi olarak tanıtılmakta. Hayır bunlar zombi değil “deadite”dır. Nasıl ki modern zombinin babası Romero ise Deadite’ın babası da Sam Raimi’dir. Zombilerin ve Infected’lerin aksine fiziksel deformasyona uğramaktan çok ruhsal olarak lanetlenmiş varlıklar olarak tanımlayabiliriz. Zaten filmin ana konusu da bu lanetlenmiş kötü ruh üzerine kuruludur. Kısacası Deadite’ların kesinlikle ne zombi ne de Infected’lerle uzaktan yakından alakası yoktur...