Zenci İsyanının Çıkışı

Salvo

Kayıtlı Üye
Zenci İsyanının Çıkışı


İslamiyet öncesi Arabistan'da yaygın olan kölelik, her ne kadar Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından bir mües­sese olarak Kabul edildiyse de, O (s.a.v.), kölelere kar­şı yumuşak davranma hususu üzerinde kuvvetle dur­muştu; kölelerin azad edilmesi dindar bir hareket ola­rak kabul ediliyordu; Kur'an-ı Kerim'de de
[74]kölelere insanca davranılmasını emreder. İmparatorluk içerisinde, halen çoğunluğu sa­vaşlarda esir edilmiş veya barış zamanlarında satın alınmış değişik milletlerden çok sayıda esir vardı. Bun­ların bir kısmı siyasi, diğerleri de Türk ve diğer beyaz­lardı. Beyaz köleler çoğunlukla, Rum, İslav, Ermeni ve Berberilerdendi. Her savaştan sonra, düşman bölgeler­de esir edilmiş binlerce, bazen de onbinlerce esir, köle olarak satılmaktaydı. Fakat Roma İmparatorluğunda olduğu gibi, bunlar üretimde temel tabanı oluşturmu­yordu. Köleler kamu işlerinde ve ekimde istihdam edil­mekten muaftılar; bunun yerine, genellikle ev içindeki hizmetlerin görülmesinde veya askeri hizmetlerde istih­dam ediliyorlar ve bunlara iyi davranılıyordu.
Güney Irak'ta Basra'nın Doğusundaki tuz yataklarında çok çetin şartlarda yapılan kazılarda istihdam edilen çok sayıda Doğu Afrikalı siyahi kölenin çalıştığı, kölele­rin toplu olarak çalıştırıldığı ender projelerden birisi de­vam ediyordu. Hz. Ali bin Muhammed adında bir İranlı, siyahilere zenginlik vaad ederek, kuvvetli ve hızla bü­yüyen bir isyan tertipledi. Daha sonra haricilerin isyan­kar tavrını benimsemesiyle çağrısı çok daha çekici bir hale geldi: Tek vasfı dindarlık olan herkes 'siyah bir kö­le ile olsa' halife seçilebilir, buna karşı gelen Müslüman bile olsa kendilerine karşı cihad edilebilir, kafirlerdir. 869'da, Basra'da halifenin ordusunu yendiler ve bir sonraki yıl İran körfezindeki bir limanı ele geçirip Basra ile buradan da Bağdat ile bağlantı kurarak Güney Irak'ın kontrolünü ele geçirdiler ve böylece bölgeden geçen ticaret yollarını da kestiler. İsyan tehlikeli bir bi­çimde yayıldı; daha sonraki 14 yıl boyunca, Güney Irak bunların, kötü bir sarsıntı geçiren hükümetin (hükümet aynı zamanda kendini İran'daki Saffarilerin saldırıları­na karşı da savunmak zorundaydı) engel olamadığı tahribatlarıyla uğraştı. Basra'yı yağmaladılar (871), Vasıt'ı ele geçirdiler (878) ve hatta Bağdat'ı tehdit ettiler.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst